05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 NİSAN 2003 CUMARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul _Y 9 Sinop Y 13 Adana Y 20 Edime Y 10 Kocaeli Y 11 Çanakkale Y 10 Izmir B 14 Manisa Y 12 Aydın B 14 Denızlı Y 13 Zonguldak Y 10 Antalya Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Y Y Y Y Y Y Y 15 16 15 15 14 14 16 Y 16 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Sıirt Hakkâri Van Y Y Y Y Y Y Y 21 20 21 18 18 10 14 Butun boigelenmız parçalı çok bulutlu, kıyı Ege dışında kalan tum yurt yağrTiur ve yer yer sağanak yağışlı geçe- cek. Yağıştar Akdenız, Iç Anadoiu nun guneyı, Guneydoğu Anado- iu 'nun batısı ıle Ooğu Anadolu'nun batısında yeryef etkılıolacak Ha- va sıcaklığı yağış alan yerlerde bıraz azalacak DIS MERKEZLER Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn B B B B B B B B 14 9 11 12 16 14 18 11 Beriın Y 16 Moskova B 13 Budapeşte Y 16 Aşkabat Madrid Y 15 Astana B Viyana Belgrad Y 15 Taşkent B 16 Bakû Sofya Y 8 Bişkek Roma B 19 Tıflis Atına B 18 Kahire B 27 Münih Y 15 Zürih B 15 Şam Ç>Açtk X Parçalı Bulutlu SısJ Bulut'L t Çok bUutiu GUNCEL CUNEYT ARCAYÜREK I Baştarafı 1. Sayfada Amerika'nın, koalisyona üye saydığı ülkelere "ne kadarkatkıda" bulunabileceğini sonması bizimkilerin heyecanlanmasına yetti de arttı bile. Tartışma hemen açıldı. Ortada fol yok yumurta yok. Irak'ta güvenliği sağlayacak olan uluslararası güçlere ne kadar askerle katkıda bulunabileceğimi- zi tartışmaya başladık. Oysa geçen ayın sonunda gönderildiği söylenen listede asker de var, balistik füze uzmanı da binala- nn onanmı için gerekli teknik eleman da... K. Irak'a asker göndermeyi bir türlü beceremeyen kudret sa- hipleri şimdi Bağdat'ta kısrtlı sayıda asker bulundur- mayı arzuluyor. Değinmeden geçmeyelim: CNN Türk'ün başanlı muhabiri Kemal Yurteri'nin Tempo dergisine yazdı- ğı haberde; hava sahalanmızı ABD'ye açma karan- nın alındığı 21 Mart gecesi Başbakanlık'taki toplan- tıda RTE ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök arasındakı diyalog dikkat çekici. Başbakan, hava sahasının açılmasını istediği sıra- da; Orgeneral özkök, kamuoyuna verilen mesajlar- dan söze giriyor ve RTE'ye, "Biriiklerimizin K. Irak'a girişi konusunda talimatınız varmı" sorusunu yönel- tiyor. Kısa bir sessizlikten sonra "salonda buzgibi ha- va estiren" bir yanıt geliyor: "Hayır girmesin!" • • • Bu diyalog; AKP ve RTE iktidannın halka verdiği nice sözlerden çark edişine bir ömek. Son günlerde RTE'nin vaatleri yalanlayan uygulamalan dorukta. Tek bir gazete, Cumhuriyet, RTE'nin devlet kad- rolannı allak bullak ederek AKP anlayışına uygun bir yönetim yaratma çabalannın üzerine gidiyor, olan bi- teni sergiliyor. Sözünün eri Kasımpaşalılık taslayarak iktidara ge- len RTE ise parti ve hükümet programlarına hemen herçevrenin onaylayacağı ilkeler yerleştirdi. örneğin "siyasi iktidar değişikiiğinin üst kadrolar dışında bü- rokratikyapıyaetkisienaza indirilecek, yönetimdeis- tikrar ve süreklilik sağlanacak"t\. RTE Başbakanlık kottuğuna oturur oturmaz, önce- likle "bûrokratik yapıyı etkileyecek" karariar almaya, Çankaya Köşkü'nün başını döndürecek hızla ata- malara girişti. "Objektif khterier" unutuldu. Değeri ancak RTE ve kadrosundan menkul enişteler, bira- derier, Istanbul Belediyesi'nde "başkana sadakatle hizmet verenler" devletin odak noktalanna yerieşti- rilmeye başlandı. Başkenti ele geçirme operasyonlanna koşut ola- rak yurt kapsamında parti örgütünün "tavsiyesi ûze- rine" Milli Eğitim müdürleri, okul müdürieri, savcılar, Köy Hizmetliler görevlerinden alındı. RTE pişkinliğe vurarak kadrolaşmayı olağan bir uygulamaymış gibi savunuyor. "Eski başansız kad- rolardaAKP'nin ulusa vaatettiklerinigerçekleştirme- sine imkân olmadığı için" elbette kilit noktaJara iş bi- lir kişileri getireceklerini söylüyor. Uluslararası konularla uğraşmaktan başını dışar- dan içerideki sakıncalı gidişe çeviremeyen medya- mıza gelince; AKP'nin kadrolaşma hareketi karşısın- da adeta duvar. • • • RTE bir yandan kadrolan AKP'leştiriyor, beri yan- dan devletin üniter yapısını temelden değiştirmeye girişiyor. Kamu yönetimi reformu adı altında devlet yapısı- na zarar verecek hazırlıklar içinde. Hazıriığın çeşitli marifetleri arasında, örneğin eğitim ve sağlık gibi hiz- metleri yerelleştirmesi de yer alıyor. Olası pratik sonuca bakalım; tabii Türkiye'yi ken- dilerine benzetecekleri süre iktidarda kaJmayı plan- layan AKP, seçimle gelen türbanlı baş hevesJisi ken- dilerinden belediye başkanlarına Milli Eğitim'i, Sağ- lık'ı teslim etmeyi düşünüyor. RTE'nin cumhuriyet ilkelerinden, üniter devletten sapacağı irdelenen reformu "kesinleşmiş bir tasan yok" diye yalanlar görünmesine aldanmamak gerek. Biliniyor ki; AKP'nin üst kadrosu bugün söylediği- ni ertesi günü ya paçası sıkıştığı ya da o gün doğru- lamak işine gelmediği zaman yalanlar, yalanlıyor. Onlann inancına göre hedefe varmak için yalana başvurmak, hemen her olanağı kullanmak doğal de- ğil mi? Fransa'da FIDK seçimleriyapıldı UĞUR HÜKÜM PARtS - Fransa'da yaşayan 5 milyon Müslüman ve Müslü- man kökenlileri tem- sil edecek, topluluğun resmi kurumlarla iba- det ve din ilişkilerini düzenleyecek Fransız Islam Dini Kurulu (FIDK) seçimleri 6 ve 13 Nisan'da yapıldı. Fransa'da yaşayan Müslüman nüfusu 25 ayn bölgede birleşti- ren yapıya göre daha önceden belirlenmiş 4 bin delegenin seçtiği yönetimi, Fransa Müslümanlan Ulusal Federasyonu (FN- MF), Islam Örgütleri Fransa Birliği (UO- IF), Büyük Paris Ca- mii (GMP), Fransa Müslüman Türkleri Koordinasyon Komi- tesi (CCMFT) örgüt- leri ve atama yoluyla gelen temsilciler pay- laşacak. Konseyin ge- nel kurul ve yönetim kurulu dağılımlan şöyle: Resmi makamlann atadığı temsilciler 44 ve 22, Faslı çevrelere yakınlığıyla bilinen FNMF 52 ve 16, Müs- lüman Kardeşler çı- kışh UOIF 42 ve 13, TC Diyanet Işleri bağ- lantılı olduğu ileri sü- rülenCCMTFdestek- li, Cezayir hüküme- tince finanse edilen GMPgrubu32ve6,i- ki bölgede güç birliği yapan Milli Görüş ve Türkiye kökenli kuru- luşlar da 2 sandalye. « • I Yağnurfu Sulu nar > Gök gürutfjlü Cumhurboşkanı anayasa değişikliğiniMeclis'e iade etti: Orman yağması artar Sezer talana geçit vermediANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, orman arazileri- nin satışına ilişkin anayasa deği- şikliğini bir kez daha görüşülmek üzere TBMM'ye iade ederken hükümete de hukuk dersi verdi. Ulusal zenginlik olan ormanlann kamu malı olduğunu belirten Se- zer, ormanhk alanlann tahribi ve orman varhğının sona erdınlme- sine yönelik eylemlere anayasal dayanak kazandınlmasının, or- manlann yağmasını arttıracağını vurguladı. Sezer, "Suç işleyerek ormandan yer elde etmiş kişi ya da kurumların bu yolla ödüllendirilmesi. ormana zarar vermeven, vasalara ve anayasa- ya saygılı yurttaşlann devlete, hukuka ve vasalara güvenini sarsacaktır"dedi. Sezer, orman arazilennin satışı ve milletvekili yaşının 25'e indirilmesine ilişkin anayasa değişikliğini hukuka ay- kın bularak bir kez daha görüşül- mesi için TBMM'ye geri gönder- di. Sezer, iade gerekçesınde özet- le şu saptamalara yer verdi: Ormanlar kamu malıdır Ulusal zenginlik olan ormanla- nn "devletin hüküm ve tasarru- fu altındaki kamu malı" oldu- ğu sonucuna varmak zorunludur. Devlet, bu mallan başkasına dev- redememekte ve satamamaktadır. tncelenen yasa Türk hukukunda kabul gören "ormanlann dev- let eliyle işletilmesi" ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Ormanlann gerçek ya da devlet dışındakı tü- zel kişilerce işletilmesi durumun- da, ormanlann düzenlemelerle güvence altına alınarak korunma- sı güçleşecektir. Değişiklik, ka- mu yaranna da uygun düşme- mektedir. - Ormanlar yağmalanır: Or- manlann özel sektörce ışletilme- sine izin verilmesi ormanlann yağmalanması nskini de birlikte getirmektedir. Orman niteliğini tümüyle kaybetmiş ve orman sı- nırlan dışına çıkanlmış yerlerin devri, tahsisi, terki, kiraya veril- Kanadoğlu 'ndan Erdoğan 'a ziyaret SJ Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Başbakan Recep Tavyip Erdoğan'ı ziyaret etti. Başbakanlık Merkez Binası'nda gerçekleşen görüşme yaklaşık 25 dakika sürdü. (AA) mesı, üzerinde sınırlı aynı hak te- sisi ve satışı sorumlulann ödül- lendirilmesi anlamı taşımaktadır. Yasadı$ı kazanç kapısı 1990'lı yıllarda yapılan orman sımrlan dışuıa çıkanlmış yerle- rin çeşitli çıkar gruplannın yasa- dışı kazanç sağlama yolu duru- muna geldiği bilinmektedir. Sı- nırlar dışına çıkanlmış yerlerin, kullanıcılanna öncelik verilerek de olsa satışınınyapılabilecek ol- ması, orman yağmasını arttıra- cak, yağmalanan bu taşınmazlar- daki kaçak yapılar için yeni "i- mar afîi" umudu doğuracaktır. - Bedelsiz elden çıkarmaya vize: Bu alanlann, orman köylü- sü gözardı edilerek ve bir sınır çi- zilmeden üçüncü kişiler yaranna elden çıkanlması, bu alanlann kabulü olanaksız yollarla gerek- li görüldüğünde bedelsiz olarak elden çıkanlmasının da önünü açmaktadır. Bu, gelir sağlamaz. Adaletle bağdaşmaz Bir yerin orman niteliğini yi- tirmesi, insan eliyle kasten or- manlann tahrip edilmesi ve bu alanlann bu kişilerce işgali biçi- minde gerçekleşmektedir. Bu davranışlar, suç oluşturan eylem- lerdir. Yeni düzenlemeyle işgal- cilerin bu yerlerin yasal sahibi olabilmelerine olanak tanınması hukuk devleti ve adalet ilkesiyle bağdaştınlamaz. Onnanlık alan- lann tahribine ve orman varlığı- nın sona erdirilmesine yönelik eylemlere anayasal dayanak ka- zandınlması, işgale ve ormanla- nn tahrip ve yağmasına sürekli- lik kazandıracaktır. Milli Görüş'e devlet protokolü H Baştarafı 1. Sayfada dan desteklenmesi için harekete geçti. Dışişleri Bakanı Abdullah Gûl, 16 Nisan tarihinde yurtdı- şındaki büyükelçiliklere gönder- diği iki resmi yazıyla, Milli Gö- rüş Teşkilatı ile Fethullah Gülen okullannın desteklenmesıni iste- di. AKP hükümeti, irticai çewe- lerle bağlantısını güçlendiriyor. Bu yöndeki resmi ilk admıı, Dı- şişleri Bakanı Abdullah Gül attı. Geçen aylarda Ahnanya ile imza- lanan terör örgütleri anlaşması- nın gerekçesinde Avrupa Milli Görüş Teşkilatı'na (IGMG) yer verihnesi tartışma yaratmıştı. Hü- kümetin girişimi ile "Radikal di- ni örgûtler" olarak sıralanan Milli Görüş Teşkilatı ve Kaplan- cılar gerekçeden çıkanünıştı. Tabanma karşı zor durumda kalanAKP'nin, bunu telafı etmek amacıyla 16 Nisan günü Gül ara- cılığıyla yeni bir destek girişımin- de bulunduğu belırlendı. Cumhu- riyet'in ulaştıgı bilgilere göre, Gül'ün ımzasını taşıyan, 16 Ni- san 2003 tarih ve 3846 sayılı ya- zı Avrupa'dakı Türk büyükelçi- lıklerine gönderildi. Yazıda özet- le şu değerlendirme yapıldı: "Milli Görüş teşkilatı zararlı bir organizasyon değildir. Fa- aliyetleri büyükelçiliklerce des- teklenmelidir. Organizasyonla- ruıa gerektiğinde büyükelçiier ve diplomatlar da gitnıelidir. Resmi heyet programlarına bundan sonra bu teşkilat da da- hil edilmelidir." Cülen cemaatına da destek Gül, sadece kendisinin de için- den yetişerek geldiği Milli Gö- rüş"le sınırlı kalmayarak 28 Şubat sürecinden sonra gündemde yo- ğun olarak tartışılan Fethullah Gülen cemaatıne de destek verdi. Gül, yine büyükelçiliklere gön- derdiği resmi mesaj ile Gülen okullanmn desteklenmesini iste- di. Gülen okullanna ilişkin resmi Bakan Celik, Bostancıoğlu'nun genelgesini iptal etti KitaplardaArapça Türkçefarketmez MAHMUT GÜRER ANKARA - Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Metin Bostancıoğlu'nun bakanlığı döneminde yayımlanan ve yabancı kelimelerin "Törkçenin yapısını bozduğuau" belirten genelgesini iptal etti. Çelik, yabancı kelimelerin Türkçeyi zenginleştireceğini savlarken verdiği örneklerin tümünün Arapça olması dikkat çekti. Çelik tarafindan Talim ve Terbiye Kurulu Yayın ve Kültür Dairesi Başkanlığı'na gönderilen genelgede, Türkçenin bir çatışma alanı haline getirildiği belirtilirken Türkçenin diğer dillerden etkilenmesinin doğal olduğu kaydedildi. Genelgede tüm dillerin birbiriyle iç içe geçtiği anlatılırken, bu kelimelerin Türkçeye zarar vermeyeceği ve dili zenginleştireceği ileri sürüldü. Genelgede Çelik'in verdiği örneklerin tümünün Arapça olması ise dikkat çekti. "Sorun n yerine "mesele" sözcüğünün kullanılmasında bir salonca olmayacağmı savlayan Çelik, kelimeler arasında bir seçim yapmanın ise anlamsız olduğunu öne sürdü. Çelik'in yabancı kelimelerin eğitim araçlannda kullanılabilmesine olanak tanıyan genelgesinde şunlar yer aldı: "Kalp kelimesi kölrii itibanyla Arapça, yürek ise Türkçedir.Âncak ikisinin farklı kullanım alanlan vardır. Kalpsiz ile yiireksizin aynı anlama gelmediğini herkes bilir. Akılh ile uslu aynı şey değildir. Hâkimiyet- egemenlik, hürriyet-özgürlük, istiklal- bağımsızlık vb. kelime ve kavramlann birlikte var olması dilimiz açısından bir zenginlik unsurudur." yazı da 16 Nisan 2003 tarih ve 3847 numarasını taşıyor. Gülen yandaşlanna ait bu okullann Mil- li Eğitim Bakanlığı'nca destek- lendiği dile getirilen resmi yazı- da, bu okullarda görevlı öğret- menlenn de yine Milli Eğitim Ba- kanlığı'nca atandığı vurgulandı. Gül'ün savunduğu Milli Görüş'e Almanya"nın bakışı daha farklı. AlmanyaAnayasayı Koruma Teş- kilatı'nın 2002 yılı raporunda Milli Görüş, "güvenliği tehdit e- den aşın uçlar" arasında yer al- dı. Raporda. Türkiye başlığı al- tında "Hilafet Devleti ve Islam Toplumu Milli Görüş GGMG), PKK- K.\DEK ile Türk Mark- sist- Leninist" örgûtler incele- nirken Islamcı örgütlerin son dö- nemde gençlere yönelik faaliyet- lerini arttu-dığı, iç güvenlik açı- sından risk oluşturduklan kayde- dildi. Bavyera Eyaleti Anayasayı Koruma Örgütü'nün 2002 yılının ilk 6 ayı için hazırladığı güvenlik raporunda "Yurtdışından Kay- naklı. Güvenliği Tehdit Eden Aşın Uçlar" mercek altına alın- dı. Raporda Milli Görüş ıle ilgili olarak şu bilgilere yer venldi: - Son dönemde IGMG'nin gençlere ve çocuklara yönelik fa- aliyetlerini arttrrdığı görühnekte- dir. IGMG, çocuk kulüplerindeki üye sayısıru 3 binden 6 bine çıkar- mayı hedeflemektedir. Radikal örgûtler arasında - Kamuoyunda sürdürülen ya- saklama karan tartışmalan nede- niyle IGMG aşın söylemlerden kaçınmakta, ancak Islam dünya- sına hâkim ohna amacmdan vaz- geçmemektedir. AKP kadrolan- nın önemli bir bölümü Necmet- tin Erbakan tarafindan kurulan Milli Görüş hareketinden yetişti. Erbakan'ın kurduğu 4 partiden 3'ü anayasanın laiklik ilkesini hedef aldıklan gerekçesiyle Ana- yasa Mahkemesi'nce kapatıldı. Milli Selamet Partisi ise 12 Ey- lül 1980'deki askeri darbe sıra- sında kapatıldı. 28 Şubat sürecin- de Milli Görüş. irticai örgütlen- meler arasmda göstenlerek etkl- li mücadele edilmesi gereken ör- gûtler arasmda kabul edildi. Tür- kiye'deki Milli Görüş Vakıflan 28 Şubat'tan sonra yoğun olarak soruşturuldu. Avrupa'da Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlan arasında yoğun olarak örgütlenen Milli GörüşTeşkilatı'nm (IGMG) yak- laşık 30 bin üyesi bulunuyor. Abdullah Gül'ün devlet deste- ği verilmesini istediği Gülen okullan da 28 Şubat sürecinin ar- dından devlet tarafindan aynı kapsamda değerlendirildi. Hak- kındaAnkara DGM'de açılan da- vası "faaliyetlerini askıya aldı- ğı" gerekçesiyle ertelenen Fet- hullah Gülen halen ABD'de bu- lunuyor. Gülen yandaşlannın Or- taAsya, Balkanlar, Uzakdoğu ve Ortadoğu'da çok sayıda okul ve üniversitesi bulunuyor. Gülen yandaşlarmın son dönemde Av- rupa'da da aynı faaliyetler içine girdiği ileri sürülüyor. GUNDEM MUSTAFA BALBAY H Baştarafı 1. Sayfada kirse: ABD istediği için! En azından göz yumduğu için! Her iki kabile reisinin geçmişine bakıldığında bu- günü görmek daha da kolaylaşır. Geçmiş derken çok gerilere gitmeyelim, bu yılın içindeki duruşla- rına bakalım... Türkiye ile ABD arasında Irak'ın geleceğine iliş- kin zaman zaman yüz yüze görüşmelerin yapıldı- ğı günlerde aynı kişiler şu demeci vermişlerdi: "KuzeyIrak Türkiye'yemezarolur... Çokkanakı- tınz..." Bu demeçler doğal olarak Türkiye ile peşmer- geler arasında buzlaşmaya neden oldu. Araya ABD'nin girmesi gerekti! 2003 Şubatı'nda iki liderin ABD Başkanı Bush'a yazdığı mektubun özeti şuydu: "Biz Irak'ta yabancı bir güç istemiyonız. Ameri- kan askerterinin bizi böyle bir olasılıktan konıma- sını istiyoruz." Arkadaşlar yabancı güç gelmemesi için Ameri- kan askeri istiyor. Yani ABD, onlar için "yabancı güç" değil! Zaten böyle yaklaştıklan biliniyordu. Bunu yazılı hale getirip Bush'a sundular. Bush'a mektup yazılmasını kim istedi? Bush! Neden? Yeri geldiğinde, "bakın oradakiler beni çağınyor, Türkiye ve benzer güçler böyle bir şeye girişmesin, istemiyoriar" demek için! 1 Mart günü TBMM'den Irak'a Türk askerinin gitmesine ve topraklarımızda ABD askeri bulun- durulmasına ilişkin tezkerenin geçmemesinin ar- dından Erbil'de 100 bin kişinin katıldığı Türkiye aleyhtarı miting düzenlenmişti. TBMM zaten bu- na hayır demiş, arkadaşlar da Türkiye'yi isteme- diğine göre "iyi oldu, teşekkür ederiz" demek ye- rine Türkiye'ye hakaret etmeyi yeğlediler. Hangi dilde? Ingilizce... Yeri gelmişken vurgulamadan geçemeyeceğim. Ben Erbil Ingilizcesine hayran kaldım. Oxford'a, Harvard'a fark atar! Kullanıla kullanıla— Hafta başından beri Barzani ve Talabani Türki- ye'ye tahrik ve hakaret nöbetinde! Arkadaşlara nöbet gelmiş, tutuyorlar! Bu nöbet sırasında ABD katlannda ne konuşu- luyor? Irak'ın geleceği... Her ikisinin "Kerkük bizimdir... Başanmızın yüz- de90'ı Türkiye'nin K. Irak'a girmemesini sağlamak olmuştur..." türünden demeçleri yakın gelecekte başka biçimlere de dönüşebilir! ABD, bu demeçleri verdirerek, iki taşla pek çok kuş vuruyor. K. Irak, ABD açısından Irak'ın bütü- nünü kapsayacak yönetim modelinin laboratuva- n... Aynca buradaki denekleriyle, Türkiye'nin ne- ye nasıl tepki vereceğini ya da vermeyeceğini öl- çüyor. Barzani ve Talabani bir bakıma, ABD'nin önüne çıkabilecek mayınların yerinin saptanması- nı sağlıyor. Türkiye'nin elle tutulur, uygulanabilir bir Irak po- litikası görünmediği için ABD en uç tahrikleri de deneyerek reflekslerimizi ölçmeye çalışıyor! İktidarda, martta "ABD tezkeresigeçmezse ma- aşlan dahi ödeyemez hale geliriz" diyen, nisanda ise "Tezkerenin geçmemesi ne kadar hayıriı oldu, bu konuda olumsuz yorum yapanlar haindir" diyen çok kararlı bir hükümet var. O kadar kararlı ki, ay- nı konuda günde 3-5 karar birden alabiliyor! Bu- günkü çaresiz duruşun ana nedeni bu. Barzani ve Talabani'nin temel işlevlerini sırala- dık ama, kendileri açısından pek çok hak elde et- tiklerini de kabul etmek gerek. Ankara'da gelişme- leri izleyen, her iki liderle de görüşen bir yetkilinin Barzani-Talabani yorumu da şu: "O kadar çok kullanıldılarki, kullanıla kullanıla bi- raz da kullanmasını öğrendileri" [email protected] BTK vşlevsiûeşÛYÜiyor EBRUTOKTAR ANKARA-28 Şubat sürecinin ardından irti- cai etkinlikleri izlemek ve buna karşı gerekli ön- lemleri almak üzere ku- rulan Başbakanlık Takip Kurulu (BTK), AKP hü- kümetinin kuruhnası ile birlikte çalışma alanını daralttı. AKP hükümeti, Türkiye'deki rahiplerin Hıristiyanlık misyoner- lik çalışmalarını İcapsa- mına alarak, kurul gün- demini irticaya odaklan- maktan uzaklaştırdı. AKP hükümeti ile bir- likte BTK'nin işlevi ve çalışma alanı değiştiril- di. Daha önce okullar- dan üniversite ve dini kurumlara kadar tüm is- tihbaratlan inceleyen BTK, artık sadece adli- yeye ve mahkemeye in- tikal eden dosyalan gündeme almaya başla- dı. Kurulun 3 ayda bir Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'ne gönderdiği raporlarda, irticai etkinlilderin ista- tistiklerinde büyük bir düşme olduğu görüldü. Raporlar, istihbari bilgi- lerin yansıtılmaması ne- deniyle irtica tehlikesi- nin neredeyse kalmadı- ğı izlenimi doğurması- na neden oldu. Misyo- nerlik çalışmalannın artmasına \iirgu yapılan BTK raporlannda, bu konu neredeyse irtica sorununun önüne geçi- rildi. AKP hükümeti ile birlikte bir ilk daha ger- çekleşerek, BTK'nin başı olan Başbakanlık Müsteşan Fikret Üç- can, TBMM Insan Hak- lan tnceleme Komisyo- nu'na çağnlarak hesap soruldu. AKP tabannıın da Üçcan'dan rahatsız olduğu, Üçcan'ın gö- re\den ahnacağı ve ye- rine Danıştay üyesi Hö- seyin Karakulluk- çu'nun getirileceği ku- lislerde konuşulmaya başlandı. www.denizweb.biz HALA WEB SİTENİZ YOK MU? KENDİ SİTENİZİ KENDİNİZ YAPIN SÜPER KAMPANYA 47 MİLYON
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle