Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 NİSAN 2003 CUMA
HABERLER
DÜTVYADA BUGUN
ALİSİRMEN
Ulusal Birliği
Sağlamak ve Medya
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan partisinin grup toplantısında yaptı-
ğı kortuşrrada, nedyaya ağır biçimde çatmış ve
onu "ulussl birliğ parçalamak için ellerinden ge-
leni yaprmkla " suçlamıştır.
Burada genel olarak medyanın işlevine değin-
mek zorunfu oluyor.
Medya cediğimiz, yazılı ve görsel basının (bu-
na radyolan da ekleyiniz) işlevi nedir?
Başka br deyişle, basın hangi gereksinimden
doğmuştur
ve nasıl davranırsa, toplumsal gerek-
sinime sağJıklı bir yanıt verebilir?
Işbaşınagelen iktidann "ulusal" olduğunu id-
dia ettiği pDİitikası çevresinöe kamuoyu oluştur-
mak mıdır Dasının işlevi?
Yoksa basın haberi, içine yoaım sokuştumna-
dan doğru olarak venp, yorumlan, bu nitelikleri an-
laşılacak biçimde, sahibinin imzasıyla sunduğu za-
man mı daıa iyi yerine getirir görevini?
Tarbşmaya haktanımayan baskıcı rejimlerde, bi-
rinci şık geçerlidir.
Işbaşındaki kişnin politikasını tek mümkün, tek
gerçek olarak görüp gösterir. medya bu tür rejim-
lerde. Bunun için haberlerin bir bölümünü ya ver-
mez ya daçarpıtarak verir.
Yorumlar ise tek düşüncenin doğrultusundaki
"evet efendim" nameleridir.
• • * •
Türkiye benzerdurumlan, geçiş dönemi denen
askeri rejimler altında yaşadı.
Tek parti döneminde de durum aynıydı.
Ikinci Dünya Savaşı süresince, gazetelerin de-
ğil yorumlan (zaten devlet pditikası karşrtı yorum
yapmak kirnin haddineydi ki?) haberlerinin içeri-
ği ve boyutu bile Ankara'dan saptanırdı.
Değişik yorumlar çıkmaz mıydı?
Çıkardı.
Kimi zaman, Almanya'ya meyledenlerin ipteri gev-
şetilir, kimi zaman ittifak ülkelerinden yana olan-
lann öne çıkmalarına izin verilirdi.
Ama her şey merkezden, "ulusal şef"\n politi-
kası doğruttusunda olacak biçimde, denetlenir-
di.
Ikinci Dünya Savaşı sırasında, Ulusal Şef Ismet
Inönü'nün uyguladığı politikann doğru olması, yön-
temin de doğru olduğu ve medyanın işlevini en
iyi şekilde yerine getirdiği biçiminde yorumlanma-
malıdır.
Zaman zaman doğru ve haklı sonuçlara, yan-
lış yöntemlerie vanlabildiği gibi, zaman zaman da
doğru yöntemlerle yanlış sonuçlara vanlabiliyor.
• • •
Demokrasi ise özgürtartışmaya, katılıma daya-
nır.
özgürtartışmanın sağlıklılığını, verilen doğrulu-
ğunu, yani özgürce doğru ve saptırılmamış, ha-
ber alrna olanağının bulunmasını gerektirir.
Demokrasilerde ulusal birlık ve berabertik, tar-
tışma ve uzlaşma sonucunda vanlan bir noktadır,
yoksa yukarıdan buyrulanın, tartışmasız kabul
edilmesiyle varılan bir riayet değildir.
Ulusal biriiğin önündeki en büyük engel, özgür
enformasyon değil, dezenformasyondur. Çünkü
bu halde, toplum kimi çıkar çevrelerinin yaranna,
gerçeğe ulaşmakolanağını bulamazvetoplumun
ortak çıkannı sağlamaya yönelik tartışma, doğru
verilere dayandınlamaz.
Bütün bu söylediklerim, demokrasilerde, dezen-
formasyon olmadığı biçiminde algılanmamalıdır.
Örneğin ABD'de son savaşta, basın Bush iktida-
n odaklı haberiere ağırlık vermiş, olayı bütün yön-
leriyle açığa çıkaracak bir haberlendirmeden ka-
çınmış, bu tür eğilimleri olanlan da harcamıştır. Pe-
ter Arnett örneği buna misaldir.
Ama yine aynı ABD örneğinde gördüğümüz
başka bir olay var.
Başlangıçta Vietnam Savaşı'na resmi gözlükle
yaklaşan Amerikan medyası, zaman içinde, biraz
da ekonomik çevrelerin savaşın artık rantabl ol-
madığını görmeleriyle tutum değiştirmiş ve Ame-
rikan kamuoyunun Vietnam batağından kurtul-
ma yönünde baskısıyla, sorun çözülebilmiştir.
Görülüyor ki, yukandan saptanan politikayı tar-
tışmasız ulusal çıkar olarak kabul edip ona göre
davranan medya değil, hiç bir baskı altında kal-
madan doğru haberi önyargısız ve art niyetsiz ve-
ren aynca da sorgulayan medya gerçek ulusal çı-
kann oluşmasını sağlamakta yapıcı rol oynuyor.
Yerel Yönetim Merkezi kuruldu
CHP'den seçimlere
büimselha&rlık
OKTAYAPAYDIN
CHP Istanbul îl Baş-
kanlığı 4 aydır hazırlık-
lannı sürdürdüğü Istan-
bul Yerel Yönetim Mer-
kezi'ni(fYEM)oluştur-
du. CHP Istanbul tl Baş-
kanı Şinasi Ök-
tem,"İYEM'i 9 madde-
Mkbiryönergeyle ohıştur-
duk. Amacımız, Istan-
bul için kalıcı projeler
üretmek, üyekriınizeye-
rel yönetimlerdeki yöne-
ticilik eğitimini vermek-
tir" dedi.
CHP'nin yerel yöne-
timler konusunda ülke-
nin en deneyimli partisi
olduğunu savunan Ök-
tem, özellikle tstanbul'da
Haşimtşcan'la başlayan
Ahmet tsvan, Aytekin
Kotil ıle süren 12 Eylül
sonrasında ise Nurettin
Sözen'le de\am eden
sosval demokrat beledi-
yecilik anlayışının ken-
te önemli projeleri ka-
zandırdığını anımsattı.
Öktem,ıYEM"inbün-
yesinde çok sayıda aka-
demisyenin, uzman ve
sivıl toplum örgütü tem-
silcilerinin, deneyimli
siyasetçilerin yerel yö-
neticüerin bulunduğunu
bildirdi.
CHP bünyesinde oluş-
turulan ve îl Başkan Yar-
dımcısı Emine Altıok-
lar'ın koordinasyonunda
yüriitülecek fYEM, uy-
gulama ve danışma ku-
rulundan oluşuyor. Uy-
gulama kuruluna bağh
olarak eğitim, Ar-Ge,
proje ve basm yayım eş-
güdüm binmleri bulu-
nuyor.
ÎYEM îstanbul'un
sosyal demokrat yerel
yönetim yaklaşımını
bekleyen birikmış sorun-
lan ele alscak.
Birleşen Kültür ve Turizm bakanlıklanndaki bürokratlann yeniden belirlenecek olmasına CHP'den tepki:
AKP sivil diktayolunda• Birleşen bakanhklann
başına Erkan Mumcu'nun
getirilmesi bekleniyor.
Güldal Akşit'in ise devlet
bakanlığına kaydınlması
planlanıyor. Bakanlık
birleşmesi ile Kültür ve
Turizm bakanlıklanndaki üst
düzey bürokratlann görevi
sona erecek. Böylece hükümet.
istediği kişileri kolayca üst düzey
görevlere getirebilecek.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Kültür ve Tunzm bakan-
lıklannm birleştirilmesine iliş-
kin tasan, önceki gün TBMM
Genel Kurulu'nda kabul edi-
lirken bu bakanlığm başma Er-
kan Mumcu'nun getirilmesi
bekleniyor. Güldal Akşit'in de
devlet bakanlığına kaydınlma-
sı planlanıyor. Bakanlık birleş-
mesi ile Kültür ve Turizm ba-
kanlıklanndaki üst düzey bürok-
ratlann görevi sona erecek. Böy-
lece hükümet, istediği kişilen
kolayca üst düzey görevlere ge-
tirebilecek. Görüşmeler sıra-
sında "darbe" tartışmalan ya-
şanırken CHP Grup Başkanve-
kili Oğuz Oyan, "demokrasi
özürlülerin, çoğunluk partisi
diktası özlemi içinde olanlann
demokrasi söylemine gireme-
yeceğmi" söyledı.
TBMM Genel Kurulu'nda
önceki gün iki bakanlığm bir-
leştirilmesine ilişkin tasan gö-
rüşülürken zaman zaman sert
tartışmalaryaşandı. CHP Grup
Başkanvekili Mustafa Ozyü-
rek'in, "Birind mesele.
TBMM'yiaçıktutmak" sözle-
ri AKP'lilerin protestolanna
yol açtı. AKP Kahramanmaraş
Milletvekili Avni Doğan. CHP
sözcülerinin "uyanyonız" ben-
zeri sözlerine "Bu, eleştiri de-
ğil, demokrasi düşmanlanna
cephane üretmektir" diyerek
tepkı gösterdi
CHP'lı Oyan, "Çoğunhıkgnı-
bu olmak biraz olgunhıkgerek-
tirir. Demokrasi ve hukuk sizin
de işinize yarar. Başka rejimler
de var tabiL Illa askeri rejimler
değil, sivil diktalar da var. Sizin
gittiğiniz yolsrvüdikta yohıdur"
dedi.
Oğuz Oyan dün düzenlediği
basın toplantısında da iktida-
nn "sivil dikta özlemi içinde ol-
duğunu" söyledi. Oyan,
"CHP'nin manevi şahsiyetine
yönelik kendini bilmez yeniyet-
me milletvekitinin sakunlanm
knuyoruz" sözlenyle de Do-
ğan'ı hedef aldı.
ÎĞNELÎ FIRÇA ZAFERTEMOÇtN
ESM, SEZER'DEN YARDIM tSTEDl
'Kadrolaşmayı
durdurun' mektubu
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Enerji, Sa-
nayi ve Maden Kamu
Emekçileri Sendikası
(ESM) Genel Başkanı Ne-
şet Demirtaş ve Genel
Sekreter Sefa Koçoğlu,
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'e mektup
göndererek TEDAŞ Ge-
nel Müdürlüğü'ndeki
AKP kadrolaşması konu-
sunda duyarlılık göster-
mesini istedi.
Demirtaş ve Koçoğlu.
mektubunda kamu emek-
çilerinin sorunlanna çö-
züm bubnak, işyerlerinde
çalışma banşının yerleş-
mesi ve verimliliğin art-
tınlması için çaba göster-
mesi gereken AKP iktida-
nnın tüm kamuda yürüt-
müş olduğu kadrolaşma
hareketini TEDAŞ Genel
Müdürlüğü'ne de taşıdı-
ğını belirtti. Soruşturma-
sız ve gerekçesiz görevden
almalann anayasa, Avru-
pa tnsan Haklan Sözleş-
mesi ve devlet memurla-
n ile ilgili düzenlemele-
re aykın olduğuna işaret
edilen mektupta şöyle de-
nildi: "Anayasanın 125.
maddesi De idarenin tüm
işlemve eykmlerinde ana-
yasaya ve yasalara raa
yükümlülüğü vardu*. Ka-
mu görevtilerinin hakla-
nnıihlalederekyürütülen
görevden afana, atama, ta-
yin ve sürgünler, Devlet
MemurtanGöre%de Yük-
sebne V önetnıcliği ile B-
yakatsız kadrolaşmayı en-
geDeme amacuıa da aykı-
ndır. Aynca hukuk dışıiş-
ler 4688 sayıh Kamu Gö-
revlileri Sendikalan Ya-
sası'nm 22. maddesi gere-
ği TEDAŞ'ta ohışturulan
Kurum Idare Kurulu ka-
rariarma da aykmdır."
Görevden alma ve ta-
yinlerin sendikal örgütlü-
lüğü de hedef aldığına
vurgu yapılan mektupta,
Ordu TEDAŞ Müessese
Müdürlüğü'nde görev ya-
pan Personel Müdürü Mu-
zaffer Akyürek'in hiçbir
gerekçe gösterilmeden gö-
re\denahnmasının bunun
somut örneği olduğu kay-
dedildi.
Ömer Şimsek il milli eğitim müdürlüğüne atandı
Adana
y
ya Fethullahçı müdür
ADANA(CumhuriyetBürosu)- "Fet-
hullahçriara yakmlığıyla tanınan tlk-
öğretim Müfettişi Ömer Şimşek, AKP
iktidara gelir gelmez, önce teftiş kuru-
lu başkanhğına, sonra Adana Ö Milb Eği-
tim Müdürlüğü'ne atandı. Söz konusu
atamalardan önce "Bakanlık talinıa-
ü"yla Şimşek'in hakkındaki usulsüzlük
savlannı inceleyen eskı teftiş kurulu
başkanı ile iki yardımcısı ise bakanlık
tarafindan çeşitli cezala-
ra çarptınldı.
AKP'mn iktidara gel-
mesiyle birlikte başlaülan
kadrolaşma ve kıyım po-
litıkası Adana H Milli Eği-
tim Müdürlüğü'nü de ka-
nşurdı. Fethullahçılarave
Işık Dershaneleri'ne ya-
kınlığıyla tamnan Ilköğ-
retim Müfettişi Şimşek,
önce yeni adı ilköğretim müfettişleri baş-
kanlığı olan teftiş kurulu başkanhğına
atandı. Atamadan bir süre sonra hacca gi-
den Şimşek, dönüşünde görevden alınan
II Milli Eğitim Müdürü Veli Şahin'in ye-
rine vekaleten atandı.
• Şimşek hakkındaki
usulsüzlük savlannı
inceleyen teftiş kurulu
başkanı ile iki
yardımcısı ise kademe
ilerleme ve kmama
cezalanna çarptınldı.
Geçen yıl Şimşek hakkındaki usulsüz-
lük savlannı inceleyen Teftiş Kurulu Baş-
kanı AH Seydi Aktay ile Yardımcılan Gü-
na\F
Kalay ve AH Yalçın da, önce "Şim-
şek hakkındaki soruşturmayı ısrarla sür-
dürmek" gerekçesiyle kademe ilerleme-
sı ve kınama cezalanna çarptınldı, daha
sonra hem yöneticilik, hem de ilköğre-
tim müfettişliği görevlerinden ahnarak de-
ğişik illere öğretmen olarak atandılar.
Aktay Osmaniye, Kalay
Gaziantep, Yalçın da
Kahramanmaraş il milli
eğitim müdürlükleri em-
nne öğretmen olarak ve-
rildiler.
Şimşek hakkındaki söz
konusu soruşturmanın
"lojmanda uzun süreotu-
rabimekiçinevraktasah-
tecilik yapan Şimşek'in
öğretmen eşini çahşmayan ev kadını gibi
gösterdiği''nin sa\ landığı bir ihbar üze-
rine AKP iktidanndan önce açıldığı öğ-
renildi. Soruşturma sürecinde söz konu-
su savlar "zamana^mı"na uğradığı için
Şimşek ceza almadan kurtuldu.
Kamu yönetimi reformu konusunda kesinleşmiş bir tasan bulunmadığını söyledi
Erdoğan^dan geri adunANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba-
kan Recep Tayjip Erdoğan, eğitim ve sağ-
lık gibi birçok hizmetin yerelleştirilmesi-
ne neden olacak kamu yönetimi reformu için
şûra toplayacak. Erdoğan, yasanm Türki-
ye nin üniter yapısına zarar \ ereceğini vur-
gulayan Türk-lş Başkanı SaKh Kıhç a. "Net-
leşen bir şey yok. Bu konuda şûra toplaya-
cağtz" dedi.
Edirülen bilgiye göre, ESK toplantısın-
da Türk-tş Başkanı Kıhç, kamu yönetimi
reformu adı altında eğitim ve sağlık gibi bir-
çok hizmetin yerelleştirileceği, bunun da üni-
ter devlete zarar vereceği uyansında bu-
lundu. Bunun üzerine söz alan Erdoğan,
"Bunu da nereden çıkanyorsunuz. Konuy-
la UgUı kesinkşnüş bir tasan yok. Her ba-
kanbğın «m bir tasansı var. Biz bunlan bir-
leştirip bir tasan yapacağız'' dedi. Erdoğan
toplantı binminde de bizzat Kılıç'ın yam-
na gelerek "Üniter devlete zarar verflmesi
söz konusu değfl" dedi. Yerel yönetimler
konusunda kesinleşmiş bir tasan bulunma-
dığını vurgulayan Erdoğan, "Bir şûra top-
Eğitimcilerden
protesto
Eğitim-Sen, AKP'nin MflK Eğitim
Bakanhğf ndaki kadrolaşma
hareketini eylemle protesto etti.
Sendika genel başkanı Alaaddin
Dinçer, AKP'nin kadrolaşırken leş
yiyen "akbaba"lar gibi hareket
ettiğini savunarak "Dkel yöntemlerle
insanlan göre\1erinden ederek,
yerlerine kendi mületveküi ada>1arnu
yerleştirmek adaletsiz ve demokrasi
dışı bir harekettir" dedi. Eğitim-Sen
üjeleri dün. Talim Terbiye
Kurulu'nda haklannda soruşturma
açılan 170 öğretmenin de kaühmıyla
AKP'nin eğitim alanındald
kadrolaşmasuu protesto etti. (AA)
layarak konuyu tarüşmaya acacağE" dedi.
AKP tarafindan hazırlanan yasa tasla-
ğında, merkezi idarenin görevleri ciddi bi-
çimde kısıtlanıyor ve eğitim, sağlık gibi
birçok hizmet yerel yönetimlere devredili-
yor. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü ka-
panlırken Karayollan Genel Müdürlüğü,
Afet tşleri ve Devlet Su işleri Genel Mü-
dürlükleri ve diğerbazı genel müdürlükle-
rin de tasfiye edilmesi bekleniyor. Yerel
yönetimlerin mali kaynaklannı artnran ve
vergi alma hakla getiren taslağın doğura-
cağı olumsuzluklar şöy-
le sıralanıyor:
- Düzenlemeler, Türki-
ye'nin üniter devlet ya-
pısmı büyük ölçüde za-
yıflatacakve 81 eyaletor-
taya çıkaracak. Etrıik kim-
lik ve siyasal görüşlere
göre bölgesel yapılanma-
lar ortaya çıkacak.
- Halka sunulan hiz-
mette önemli aksamalar
doğuracak. Devlet dene-
timinin azaldığı yerde,
yolsuzluk ve israfta artış
yaşanacak.
- Düzenlemeyle, yerel
düzeyde etkili olan çeşit-
li gayri milli güçler istek-
lerim daha kolay yerine
getırebilecek.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Kanal 7 Haber Dairesi Başkanı ve Sa-
bah gazetesi yazan Ahmet Hakan'ın
Zaman gazetesinde Nuriye Akman'la
söyleşisi tartışmalara neden oldu. Tar-
tışmalann özünü, Siyasi Islamın geçer-
liliğini yitirip yitirmediği oluşturuyordu.
Ahmet Hakan söyleşi sırasında şunlan
söylemişti: "Kendimi eskiden daha net
biçimde Islamcf diye niteleyebiliyor-
dum. Fakat hayat size bu düşüncenin
artıkbirgeçeriiliğikalmadığını öğretiyor...
Müslümanlık bugünün insanına tek ba-
şına bir şey ifade etmiyor maalesef. Bu
eksikdinden kaynaklanmıyor. Bugünün
insanınınzihinsel oluşumu ile ilgili birşey
bu."
• • •
Bu tartışma, Iran'da Humeyni'nin ik-
tidara gelmesiyle hız kazanmıştı. Islam
devleti modeli, 80'li yıllarda çok yaygın
birtaraftar kitlesi kazanmıştı. Türkiye'de
Erbakan ın liderlik ettiği Milli Göruşçiz-
gisinin güçlenmesi de devletin Islamileş-
tirilmesi konusunu ülkemiz Islamcı akım-
lan arasında popüler hale getirmişti.
Ahmet Hakan Sabah gazetesindeki
Siyasi îslam Bitti mi9 Bitmedi mi?
yazısında bu süreci de şöyle açıklıyor
"Bir dönem Islam dünyasında geçehi
olan anlayış, Islamın bir devlet düzeni
öngördüğüşektindeydi. Herlslamiakm,
kendini devlet kurmaya adamıştı. özel-
likle Iran devriminin de etkisiyle bu akım-
largüçlendi. Ben bu anlayışın artık bit-
tiğini görüyorum. Hem teorik olarak,
hem depratikte."
• • •
Siyasi Islam gerçekten bitti mi? Benim
inancımagöretam anlamıyla bitmedi. Za-
yıfladığı, eski cazibesini yftirdiği bir ger-
çek. Siyasi Islam, Islami bir anlayış için-
de devleti yönetmek isteğini yansıtıyor.
Dünyanın birçok yerinde radikal Islam-
cı gruplar bu düşünceleri savunmayı
sürdürüyorlar. Çok yakın zamana kadar
Türkiye'de de bu konuda geniş bir yay-
gınlık söz konusuydu. Milli Görüş, Siya-
si Islamın Türkiye'deki en geniş kesim-
lerinin temsilcisiydi.
Islamcı bir devlet kurma isteği, ister is-
temez totaliter bir anlayışı da beraberin-
degetiriyordu. "Benim gibiyaşayıp, be-
nim istediğim gibihareket edeceksiniz"
düşüncesi bu siyasi akımın ana çizgisi-
ni oluşturuyordu. Nitekim Iran'da kadın-
ların zorunlu örtünmesinden, tek tip bir
anlayış içinde herkesin hizaya getirilme-
sini amaçlayan siyasi çizgı yaşama ge-
çirilmeye çalışıldı. Bu totaliter anlayış
Iran'a egemen olunca, farklılıklar korku
içinde sindiler.
Ancak Iran'da yapılanlar ve toplumun
tek tipleştirilmek ıstenmesi başanlı so-
nuçlar vermedi. Iran halkı bu uygulama-
lardan mutsuz oldu. Ekonomik olarak
başanlı sonuçlar çıkmadı. Iran'ın için-
den bu totaliter anlayışa karşı çeşitli eleş-
tirilergelışti. Mollalann despotizmine kar-
şı Iran halkı reformcu Hatemi'yi tercih
etti. Türkiye'de de bu sistem cazibesini
adım adım yitirdi.
• • •
Islamcı hareket içinde asıl kınlma
REFAHYOL iktidan döneminde yaşan-
dı.
Toplumun laik kesimiyle bir hesap-
laşma ve çatışma içine girilmesi ya da
bu çatışmayı isteyenlerin ekmeğine
yağ süren bir gerilime çanak tutulma-
sı ciddi sonuçlar yarattı.
RP'nin yönetimindeki kamu kurum-
lannda içkinin yasaklanması, "şuraya
da, buraya da camiyapacağım" iddi-
alaşması gerginliği arttınrken uç akım-
lan da güçlendirdi. Islamcı akımlar gör-
düler ki, Türkiye gibi sert bir devlete sa-
hip ülkede, totaliter bir tutumla iktida-
n ele geçirme isteği, asıl iktidan elinde
tutan totaliter güçlerin hareket kabili-
yetini arttınyor.
Islamcı akımlar, totaliter tutumlannı
terk etmezlerse, başka totaliter kuv-
vetler tarafindan saf dışı edilebildikle-
rini gördüler.
Parlamenter rejim, farklılıklann bir
arada yaşaması ve herkesin kendisini
ifade edebilmesi açısından önemli bir
olanak yaratıyordu. Bu olanağa, arka-
lanna geniş kitleleri alabilen Islamcılar
daha çok muhtaç durumdaydılar. Za-
man içinde bu gerçeği daha iyi kavra-
dıkça, totalitertutumun onlar açısından
pek da hayırlı olmadığını öğrendiler.
Tayyip Erdoğan ve arkadaşlannın Er-
bakan'dan kopuşunu bu süreç içinde
değerlendirmek gerekir. Tabii bu deği-
şim ve dönüşümün arkasındaki ekono-
mik unsurlan da göz ardı etmemeliyiz.
Anadolu sermayesinin dünyaya açılma-
sı, Islamcı hareketin değişiminde önem-
li bir rol oynadı.
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim:
Siyasi Islamcı akım tamamen bitmiş
değil. Bakış açısını ve yaklaşımını za-
man içinde değiştiriyor, uhrevi öğele-
rin yerini dünyevi öğeler alıyor. Fakat
şunu görmeliyiz, totaliter düşünce tar-
zı; nelslamcılann, ne de Türkiye'de ve
diğer Müslüman ülkelerde diğer siya-
si akımlann kolay bırakabilecekleri bir
şey değil. Sistem sürekli bu tür ideolo-
jilere kaynaklık ediyor.