04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 NİSAN 2003 CUMA HABERLER DÜTVYADA BUGUN ALİSİRMEN Ulusal Birliği Sağlamak ve Medya AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan partisinin grup toplantısında yaptı- ğı kortuşrrada, nedyaya ağır biçimde çatmış ve onu "ulussl birliğ parçalamak için ellerinden ge- leni yaprmkla " suçlamıştır. Burada genel olarak medyanın işlevine değin- mek zorunfu oluyor. Medya cediğimiz, yazılı ve görsel basının (bu- na radyolan da ekleyiniz) işlevi nedir? Başka br deyişle, basın hangi gereksinimden doğmuştur ve nasıl davranırsa, toplumsal gerek- sinime sağJıklı bir yanıt verebilir? Işbaşınagelen iktidann "ulusal" olduğunu id- dia ettiği pDİitikası çevresinöe kamuoyu oluştur- mak mıdır Dasının işlevi? Yoksa basın haberi, içine yoaım sokuştumna- dan doğru olarak venp, yorumlan, bu nitelikleri an- laşılacak biçimde, sahibinin imzasıyla sunduğu za- man mı daıa iyi yerine getirir görevini? Tarbşmaya haktanımayan baskıcı rejimlerde, bi- rinci şık geçerlidir. Işbaşındaki kişnin politikasını tek mümkün, tek gerçek olarak görüp gösterir. medya bu tür rejim- lerde. Bunun için haberlerin bir bölümünü ya ver- mez ya daçarpıtarak verir. Yorumlar ise tek düşüncenin doğrultusundaki "evet efendim" nameleridir. • • * • Türkiye benzerdurumlan, geçiş dönemi denen askeri rejimler altında yaşadı. Tek parti döneminde de durum aynıydı. Ikinci Dünya Savaşı süresince, gazetelerin de- ğil yorumlan (zaten devlet pditikası karşrtı yorum yapmak kirnin haddineydi ki?) haberlerinin içeri- ği ve boyutu bile Ankara'dan saptanırdı. Değişik yorumlar çıkmaz mıydı? Çıkardı. Kimi zaman, Almanya'ya meyledenlerin ipteri gev- şetilir, kimi zaman ittifak ülkelerinden yana olan- lann öne çıkmalarına izin verilirdi. Ama her şey merkezden, "ulusal şef"\n politi- kası doğruttusunda olacak biçimde, denetlenir- di. Ikinci Dünya Savaşı sırasında, Ulusal Şef Ismet Inönü'nün uyguladığı politikann doğru olması, yön- temin de doğru olduğu ve medyanın işlevini en iyi şekilde yerine getirdiği biçiminde yorumlanma- malıdır. Zaman zaman doğru ve haklı sonuçlara, yan- lış yöntemlerie vanlabildiği gibi, zaman zaman da doğru yöntemlerle yanlış sonuçlara vanlabiliyor. • • • Demokrasi ise özgürtartışmaya, katılıma daya- nır. özgürtartışmanın sağlıklılığını, verilen doğrulu- ğunu, yani özgürce doğru ve saptırılmamış, ha- ber alrna olanağının bulunmasını gerektirir. Demokrasilerde ulusal birlık ve berabertik, tar- tışma ve uzlaşma sonucunda vanlan bir noktadır, yoksa yukarıdan buyrulanın, tartışmasız kabul edilmesiyle varılan bir riayet değildir. Ulusal biriiğin önündeki en büyük engel, özgür enformasyon değil, dezenformasyondur. Çünkü bu halde, toplum kimi çıkar çevrelerinin yaranna, gerçeğe ulaşmakolanağını bulamazvetoplumun ortak çıkannı sağlamaya yönelik tartışma, doğru verilere dayandınlamaz. Bütün bu söylediklerim, demokrasilerde, dezen- formasyon olmadığı biçiminde algılanmamalıdır. Örneğin ABD'de son savaşta, basın Bush iktida- n odaklı haberiere ağırlık vermiş, olayı bütün yön- leriyle açığa çıkaracak bir haberlendirmeden ka- çınmış, bu tür eğilimleri olanlan da harcamıştır. Pe- ter Arnett örneği buna misaldir. Ama yine aynı ABD örneğinde gördüğümüz başka bir olay var. Başlangıçta Vietnam Savaşı'na resmi gözlükle yaklaşan Amerikan medyası, zaman içinde, biraz da ekonomik çevrelerin savaşın artık rantabl ol- madığını görmeleriyle tutum değiştirmiş ve Ame- rikan kamuoyunun Vietnam batağından kurtul- ma yönünde baskısıyla, sorun çözülebilmiştir. Görülüyor ki, yukandan saptanan politikayı tar- tışmasız ulusal çıkar olarak kabul edip ona göre davranan medya değil, hiç bir baskı altında kal- madan doğru haberi önyargısız ve art niyetsiz ve- ren aynca da sorgulayan medya gerçek ulusal çı- kann oluşmasını sağlamakta yapıcı rol oynuyor. Yerel Yönetim Merkezi kuruldu CHP'den seçimlere büimselha&rlık OKTAYAPAYDIN CHP Istanbul îl Baş- kanlığı 4 aydır hazırlık- lannı sürdürdüğü Istan- bul Yerel Yönetim Mer- kezi'ni(fYEM)oluştur- du. CHP Istanbul tl Baş- kanı Şinasi Ök- tem,"İYEM'i 9 madde- Mkbiryönergeyle ohıştur- duk. Amacımız, Istan- bul için kalıcı projeler üretmek, üyekriınizeye- rel yönetimlerdeki yöne- ticilik eğitimini vermek- tir" dedi. CHP'nin yerel yöne- timler konusunda ülke- nin en deneyimli partisi olduğunu savunan Ök- tem, özellikle tstanbul'da Haşimtşcan'la başlayan Ahmet tsvan, Aytekin Kotil ıle süren 12 Eylül sonrasında ise Nurettin Sözen'le de\am eden sosval demokrat beledi- yecilik anlayışının ken- te önemli projeleri ka- zandırdığını anımsattı. Öktem,ıYEM"inbün- yesinde çok sayıda aka- demisyenin, uzman ve sivıl toplum örgütü tem- silcilerinin, deneyimli siyasetçilerin yerel yö- neticüerin bulunduğunu bildirdi. CHP bünyesinde oluş- turulan ve îl Başkan Yar- dımcısı Emine Altıok- lar'ın koordinasyonunda yüriitülecek fYEM, uy- gulama ve danışma ku- rulundan oluşuyor. Uy- gulama kuruluna bağh olarak eğitim, Ar-Ge, proje ve basm yayım eş- güdüm binmleri bulu- nuyor. ÎYEM îstanbul'un sosyal demokrat yerel yönetim yaklaşımını bekleyen birikmış sorun- lan ele alscak. Birleşen Kültür ve Turizm bakanlıklanndaki bürokratlann yeniden belirlenecek olmasına CHP'den tepki: AKP sivil diktayolunda• Birleşen bakanhklann başına Erkan Mumcu'nun getirilmesi bekleniyor. Güldal Akşit'in ise devlet bakanlığına kaydınlması planlanıyor. Bakanlık birleşmesi ile Kültür ve Turizm bakanlıklanndaki üst düzey bürokratlann görevi sona erecek. Böylece hükümet. istediği kişileri kolayca üst düzey görevlere getirebilecek. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Kültür ve Tunzm bakan- lıklannm birleştirilmesine iliş- kin tasan, önceki gün TBMM Genel Kurulu'nda kabul edi- lirken bu bakanlığm başma Er- kan Mumcu'nun getirilmesi bekleniyor. Güldal Akşit'in de devlet bakanlığına kaydınlma- sı planlanıyor. Bakanlık birleş- mesi ile Kültür ve Turizm ba- kanlıklanndaki üst düzey bürok- ratlann görevi sona erecek. Böy- lece hükümet, istediği kişilen kolayca üst düzey görevlere ge- tirebilecek. Görüşmeler sıra- sında "darbe" tartışmalan ya- şanırken CHP Grup Başkanve- kili Oğuz Oyan, "demokrasi özürlülerin, çoğunluk partisi diktası özlemi içinde olanlann demokrasi söylemine gireme- yeceğmi" söyledı. TBMM Genel Kurulu'nda önceki gün iki bakanlığm bir- leştirilmesine ilişkin tasan gö- rüşülürken zaman zaman sert tartışmalaryaşandı. CHP Grup Başkanvekili Mustafa Ozyü- rek'in, "Birind mesele. TBMM'yiaçıktutmak" sözle- ri AKP'lilerin protestolanna yol açtı. AKP Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan. CHP sözcülerinin "uyanyonız" ben- zeri sözlerine "Bu, eleştiri de- ğil, demokrasi düşmanlanna cephane üretmektir" diyerek tepkı gösterdi CHP'lı Oyan, "Çoğunhıkgnı- bu olmak biraz olgunhıkgerek- tirir. Demokrasi ve hukuk sizin de işinize yarar. Başka rejimler de var tabiL Illa askeri rejimler değil, sivil diktalar da var. Sizin gittiğiniz yolsrvüdikta yohıdur" dedi. Oğuz Oyan dün düzenlediği basın toplantısında da iktida- nn "sivil dikta özlemi içinde ol- duğunu" söyledi. Oyan, "CHP'nin manevi şahsiyetine yönelik kendini bilmez yeniyet- me milletvekitinin sakunlanm knuyoruz" sözlenyle de Do- ğan'ı hedef aldı. ÎĞNELÎ FIRÇA ZAFERTEMOÇtN ESM, SEZER'DEN YARDIM tSTEDl 'Kadrolaşmayı durdurun' mektubu ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Enerji, Sa- nayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) Genel Başkanı Ne- şet Demirtaş ve Genel Sekreter Sefa Koçoğlu, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e mektup göndererek TEDAŞ Ge- nel Müdürlüğü'ndeki AKP kadrolaşması konu- sunda duyarlılık göster- mesini istedi. Demirtaş ve Koçoğlu. mektubunda kamu emek- çilerinin sorunlanna çö- züm bubnak, işyerlerinde çalışma banşının yerleş- mesi ve verimliliğin art- tınlması için çaba göster- mesi gereken AKP iktida- nnın tüm kamuda yürüt- müş olduğu kadrolaşma hareketini TEDAŞ Genel Müdürlüğü'ne de taşıdı- ğını belirtti. Soruşturma- sız ve gerekçesiz görevden almalann anayasa, Avru- pa tnsan Haklan Sözleş- mesi ve devlet memurla- n ile ilgili düzenlemele- re aykın olduğuna işaret edilen mektupta şöyle de- nildi: "Anayasanın 125. maddesi De idarenin tüm işlemve eykmlerinde ana- yasaya ve yasalara raa yükümlülüğü vardu*. Ka- mu görevtilerinin hakla- nnıihlalederekyürütülen görevden afana, atama, ta- yin ve sürgünler, Devlet MemurtanGöre%de Yük- sebne V önetnıcliği ile B- yakatsız kadrolaşmayı en- geDeme amacuıa da aykı- ndır. Aynca hukuk dışıiş- ler 4688 sayıh Kamu Gö- revlileri Sendikalan Ya- sası'nm 22. maddesi gere- ği TEDAŞ'ta ohışturulan Kurum Idare Kurulu ka- rariarma da aykmdır." Görevden alma ve ta- yinlerin sendikal örgütlü- lüğü de hedef aldığına vurgu yapılan mektupta, Ordu TEDAŞ Müessese Müdürlüğü'nde görev ya- pan Personel Müdürü Mu- zaffer Akyürek'in hiçbir gerekçe gösterilmeden gö- re\denahnmasının bunun somut örneği olduğu kay- dedildi. Ömer Şimsek il milli eğitim müdürlüğüne atandı Adana y ya Fethullahçı müdür ADANA(CumhuriyetBürosu)- "Fet- hullahçriara yakmlığıyla tanınan tlk- öğretim Müfettişi Ömer Şimşek, AKP iktidara gelir gelmez, önce teftiş kuru- lu başkanhğına, sonra Adana Ö Milb Eği- tim Müdürlüğü'ne atandı. Söz konusu atamalardan önce "Bakanlık talinıa- ü"yla Şimşek'in hakkındaki usulsüzlük savlannı inceleyen eskı teftiş kurulu başkanı ile iki yardımcısı ise bakanlık tarafindan çeşitli cezala- ra çarptınldı. AKP'mn iktidara gel- mesiyle birlikte başlaülan kadrolaşma ve kıyım po- litıkası Adana H Milli Eği- tim Müdürlüğü'nü de ka- nşurdı. Fethullahçılarave Işık Dershaneleri'ne ya- kınlığıyla tamnan Ilköğ- retim Müfettişi Şimşek, önce yeni adı ilköğretim müfettişleri baş- kanlığı olan teftiş kurulu başkanhğına atandı. Atamadan bir süre sonra hacca gi- den Şimşek, dönüşünde görevden alınan II Milli Eğitim Müdürü Veli Şahin'in ye- rine vekaleten atandı. • Şimşek hakkındaki usulsüzlük savlannı inceleyen teftiş kurulu başkanı ile iki yardımcısı ise kademe ilerleme ve kmama cezalanna çarptınldı. Geçen yıl Şimşek hakkındaki usulsüz- lük savlannı inceleyen Teftiş Kurulu Baş- kanı AH Seydi Aktay ile Yardımcılan Gü- na\F Kalay ve AH Yalçın da, önce "Şim- şek hakkındaki soruşturmayı ısrarla sür- dürmek" gerekçesiyle kademe ilerleme- sı ve kınama cezalanna çarptınldı, daha sonra hem yöneticilik, hem de ilköğre- tim müfettişliği görevlerinden ahnarak de- ğişik illere öğretmen olarak atandılar. Aktay Osmaniye, Kalay Gaziantep, Yalçın da Kahramanmaraş il milli eğitim müdürlükleri em- nne öğretmen olarak ve- rildiler. Şimşek hakkındaki söz konusu soruşturmanın "lojmanda uzun süreotu- rabimekiçinevraktasah- tecilik yapan Şimşek'in öğretmen eşini çahşmayan ev kadını gibi gösterdiği''nin sa\ landığı bir ihbar üze- rine AKP iktidanndan önce açıldığı öğ- renildi. Soruşturma sürecinde söz konu- su savlar "zamana^mı"na uğradığı için Şimşek ceza almadan kurtuldu. Kamu yönetimi reformu konusunda kesinleşmiş bir tasan bulunmadığını söyledi Erdoğan^dan geri adunANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba- kan Recep Tayjip Erdoğan, eğitim ve sağ- lık gibi birçok hizmetin yerelleştirilmesi- ne neden olacak kamu yönetimi reformu için şûra toplayacak. Erdoğan, yasanm Türki- ye nin üniter yapısına zarar \ ereceğini vur- gulayan Türk-lş Başkanı SaKh Kıhç a. "Net- leşen bir şey yok. Bu konuda şûra toplaya- cağtz" dedi. Edirülen bilgiye göre, ESK toplantısın- da Türk-tş Başkanı Kıhç, kamu yönetimi reformu adı altında eğitim ve sağlık gibi bir- çok hizmetin yerelleştirileceği, bunun da üni- ter devlete zarar vereceği uyansında bu- lundu. Bunun üzerine söz alan Erdoğan, "Bunu da nereden çıkanyorsunuz. Konuy- la UgUı kesinkşnüş bir tasan yok. Her ba- kanbğın «m bir tasansı var. Biz bunlan bir- leştirip bir tasan yapacağız'' dedi. Erdoğan toplantı binminde de bizzat Kılıç'ın yam- na gelerek "Üniter devlete zarar verflmesi söz konusu değfl" dedi. Yerel yönetimler konusunda kesinleşmiş bir tasan bulunma- dığını vurgulayan Erdoğan, "Bir şûra top- Eğitimcilerden protesto Eğitim-Sen, AKP'nin MflK Eğitim Bakanhğf ndaki kadrolaşma hareketini eylemle protesto etti. Sendika genel başkanı Alaaddin Dinçer, AKP'nin kadrolaşırken leş yiyen "akbaba"lar gibi hareket ettiğini savunarak "Dkel yöntemlerle insanlan göre\1erinden ederek, yerlerine kendi mületveküi ada>1arnu yerleştirmek adaletsiz ve demokrasi dışı bir harekettir" dedi. Eğitim-Sen üjeleri dün. Talim Terbiye Kurulu'nda haklannda soruşturma açılan 170 öğretmenin de kaühmıyla AKP'nin eğitim alanındald kadrolaşmasuu protesto etti. (AA) layarak konuyu tarüşmaya acacağE" dedi. AKP tarafindan hazırlanan yasa tasla- ğında, merkezi idarenin görevleri ciddi bi- çimde kısıtlanıyor ve eğitim, sağlık gibi birçok hizmet yerel yönetimlere devredili- yor. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü ka- panlırken Karayollan Genel Müdürlüğü, Afet tşleri ve Devlet Su işleri Genel Mü- dürlükleri ve diğerbazı genel müdürlükle- rin de tasfiye edilmesi bekleniyor. Yerel yönetimlerin mali kaynaklannı artnran ve vergi alma hakla getiren taslağın doğura- cağı olumsuzluklar şöy- le sıralanıyor: - Düzenlemeler, Türki- ye'nin üniter devlet ya- pısmı büyük ölçüde za- yıflatacakve 81 eyaletor- taya çıkaracak. Etrıik kim- lik ve siyasal görüşlere göre bölgesel yapılanma- lar ortaya çıkacak. - Halka sunulan hiz- mette önemli aksamalar doğuracak. Devlet dene- timinin azaldığı yerde, yolsuzluk ve israfta artış yaşanacak. - Düzenlemeyle, yerel düzeyde etkili olan çeşit- li gayri milli güçler istek- lerim daha kolay yerine getırebilecek. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Kanal 7 Haber Dairesi Başkanı ve Sa- bah gazetesi yazan Ahmet Hakan'ın Zaman gazetesinde Nuriye Akman'la söyleşisi tartışmalara neden oldu. Tar- tışmalann özünü, Siyasi Islamın geçer- liliğini yitirip yitirmediği oluşturuyordu. Ahmet Hakan söyleşi sırasında şunlan söylemişti: "Kendimi eskiden daha net biçimde Islamcf diye niteleyebiliyor- dum. Fakat hayat size bu düşüncenin artıkbirgeçeriiliğikalmadığını öğretiyor... Müslümanlık bugünün insanına tek ba- şına bir şey ifade etmiyor maalesef. Bu eksikdinden kaynaklanmıyor. Bugünün insanınınzihinsel oluşumu ile ilgili birşey bu." • • • Bu tartışma, Iran'da Humeyni'nin ik- tidara gelmesiyle hız kazanmıştı. Islam devleti modeli, 80'li yıllarda çok yaygın birtaraftar kitlesi kazanmıştı. Türkiye'de Erbakan ın liderlik ettiği Milli Göruşçiz- gisinin güçlenmesi de devletin Islamileş- tirilmesi konusunu ülkemiz Islamcı akım- lan arasında popüler hale getirmişti. Ahmet Hakan Sabah gazetesindeki Siyasi îslam Bitti mi9 Bitmedi mi? yazısında bu süreci de şöyle açıklıyor "Bir dönem Islam dünyasında geçehi olan anlayış, Islamın bir devlet düzeni öngördüğüşektindeydi. Herlslamiakm, kendini devlet kurmaya adamıştı. özel- likle Iran devriminin de etkisiyle bu akım- largüçlendi. Ben bu anlayışın artık bit- tiğini görüyorum. Hem teorik olarak, hem depratikte." • • • Siyasi Islam gerçekten bitti mi? Benim inancımagöretam anlamıyla bitmedi. Za- yıfladığı, eski cazibesini yftirdiği bir ger- çek. Siyasi Islam, Islami bir anlayış için- de devleti yönetmek isteğini yansıtıyor. Dünyanın birçok yerinde radikal Islam- cı gruplar bu düşünceleri savunmayı sürdürüyorlar. Çok yakın zamana kadar Türkiye'de de bu konuda geniş bir yay- gınlık söz konusuydu. Milli Görüş, Siya- si Islamın Türkiye'deki en geniş kesim- lerinin temsilcisiydi. Islamcı bir devlet kurma isteği, ister is- temez totaliter bir anlayışı da beraberin- degetiriyordu. "Benim gibiyaşayıp, be- nim istediğim gibihareket edeceksiniz" düşüncesi bu siyasi akımın ana çizgisi- ni oluşturuyordu. Nitekim Iran'da kadın- ların zorunlu örtünmesinden, tek tip bir anlayış içinde herkesin hizaya getirilme- sini amaçlayan siyasi çizgı yaşama ge- çirilmeye çalışıldı. Bu totaliter anlayış Iran'a egemen olunca, farklılıklar korku içinde sindiler. Ancak Iran'da yapılanlar ve toplumun tek tipleştirilmek ıstenmesi başanlı so- nuçlar vermedi. Iran halkı bu uygulama- lardan mutsuz oldu. Ekonomik olarak başanlı sonuçlar çıkmadı. Iran'ın için- den bu totaliter anlayışa karşı çeşitli eleş- tirilergelışti. Mollalann despotizmine kar- şı Iran halkı reformcu Hatemi'yi tercih etti. Türkiye'de de bu sistem cazibesini adım adım yitirdi. • • • Islamcı hareket içinde asıl kınlma REFAHYOL iktidan döneminde yaşan- dı. Toplumun laik kesimiyle bir hesap- laşma ve çatışma içine girilmesi ya da bu çatışmayı isteyenlerin ekmeğine yağ süren bir gerilime çanak tutulma- sı ciddi sonuçlar yarattı. RP'nin yönetimindeki kamu kurum- lannda içkinin yasaklanması, "şuraya da, buraya da camiyapacağım" iddi- alaşması gerginliği arttınrken uç akım- lan da güçlendirdi. Islamcı akımlar gör- düler ki, Türkiye gibi sert bir devlete sa- hip ülkede, totaliter bir tutumla iktida- n ele geçirme isteği, asıl iktidan elinde tutan totaliter güçlerin hareket kabili- yetini arttınyor. Islamcı akımlar, totaliter tutumlannı terk etmezlerse, başka totaliter kuv- vetler tarafindan saf dışı edilebildikle- rini gördüler. Parlamenter rejim, farklılıklann bir arada yaşaması ve herkesin kendisini ifade edebilmesi açısından önemli bir olanak yaratıyordu. Bu olanağa, arka- lanna geniş kitleleri alabilen Islamcılar daha çok muhtaç durumdaydılar. Za- man içinde bu gerçeği daha iyi kavra- dıkça, totalitertutumun onlar açısından pek da hayırlı olmadığını öğrendiler. Tayyip Erdoğan ve arkadaşlannın Er- bakan'dan kopuşunu bu süreç içinde değerlendirmek gerekir. Tabii bu deği- şim ve dönüşümün arkasındaki ekono- mik unsurlan da göz ardı etmemeliyiz. Anadolu sermayesinin dünyaya açılma- sı, Islamcı hareketin değişiminde önem- li bir rol oynadı. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim: Siyasi Islamcı akım tamamen bitmiş değil. Bakış açısını ve yaklaşımını za- man içinde değiştiriyor, uhrevi öğele- rin yerini dünyevi öğeler alıyor. Fakat şunu görmeliyiz, totaliter düşünce tar- zı; nelslamcılann, ne de Türkiye'de ve diğer Müslüman ülkelerde diğer siya- si akımlann kolay bırakabilecekleri bir şey değil. Sistem sürekli bu tür ideolo- jilere kaynaklık ediyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle