Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30MART2003PAZAR
HABERLER
DUMADA BUGUN
ALİ StRMEN
'Güzel Insanların
Ortak Akıl Havuzu'
Sevgili,
Melih Aşık, hergün düzenlediği "AçıkPan-
cere" köşesine de yansıdığı gibi, ilkeli, nük-
tedan, dostluğu insana tat veren bir meslek-
taşımdır.
Sıkça görüşür, ama daha da sık telefonla da
olsa konuşuruz.
"Açık Pencere "sini aksatmadan okumamın
nedeni, salt dünyaya aynı ya da birbirine çok
yakın yerlerden bakmamız değil, ama aynı
zamanda orada bilgi ve zekâ bulmamdandır.
Melih ile 21 Mart günü birlikte Ankara'ya
uçtuk ve beraberce ODTÜ'de yapılan Cum-
huriyetçi Gençlik Platformu'nun gecesine ka-
tıldık, diğer değerli meslektaşlar gibi kısa bi-
rer konuşma yaptık.
Melih konuşmasının biryerinde, şunlan söy-
ledi:
- Eskiden öğretmenler, memurlar ve bu mes-
leklerden emekliler vardı. Günde birkaç gaze-
te okur, tartışırlar, bize fikirlerini yansıtıriar,
"ortak bir akıl havuzu" oluştururlardı....
Gerçekten de vardı onlar. Basın dünyasının
bu tamamlayıcı üçüncü öğesini, ben de Me-
lih gibi anımsıyorum.
"Tamamlayıcı öğesi" diyorum, çünkü basın,
her biri olmazsa olmaz üç öğeden oluyuşor;
gazeteci, gazete ve okur.
•••
Bu insanlar birden fazla gazeteyi alır, okur,
okumakla kalmaz tartışır, görüşlerini şu ya da
bu biçimde gazeteye ve gazeteciye ulaştırır,
böylelikle ortak bir akıl havuzu oluştururlardı,
Melih'in dediği gibi.
Bunlan düşünürken, geçmişte yani ellili yıl-
lann başlarında anneannem ve dedem ile Es-
kişehir DDY Lojmanlan'nda geçen yazları
anımsıyorum.
Akşamüstleri iş dönüşü, anneannem ile bü-
yükbabam karşılıklı otururlar, biri Gelincik öbü-
rü Bafra Maden sigaralarını yakarlar, küçük
bambu sehpanın (şu anda yazdığım masanın
hemen yanında duruyor) iki ucundaki koltuk-
lanna otururlar, ancak saat 15'te motorlu tren
ile kente varmış olan gazeteleri açarlardı.
Büyükbabam okur, hepimiz dinlerdik.
Daha ilkokul yıllarında Cronin ile tanışıklı-
ğım, Orvvell'in "Hayvanlar Çiftliği"riı (çeviren
Burtıan Felek) oğrenmem Cumhuriyet'in tef-
rikalan ile olmuştu.
• • •
Gerçekten o zaman Türkiye'nin her yerin-
de orta sınıftan insanlar gazeteleri iyiden iyi-
ye okuriar, bir kamuoyunun ötesinde Melih'in
deyişiyle bir ortak akıl havuzu oluştururlardı.
Zamanlar değişti, o orta sınıf aşağılara doğ-
ru kaydı, geliri fena halde azaldı.
Memurun, oğretmenin gazete okuması, ar-
tık büyük özverilere bağlı bir hale geldi.
Gelirler azalırken gazete fiyatlan arttı. Okur-
lann yerini müşteriler aldı.
Gazeteler kap kacak, tencere vererek eği-
tim düzeyi düşen Türkiye'de müşteri avına
çıktılar.
Ortak akıl havuzu kurudu.
Biliyorum Sevgili, "O güzel insanlar nerele-
re kayboldular?" diye hayıflanarak eskiye sı-
ğınmak bir çare değil.
Bütün sorun yine aynı bilinci, aynı ilgiyi ayak-
ta tutup, eskinin o insanlarının yarattıklarına
benzer bir birikimi yaratmak ve buradan ha-
reketle yarının daha aydınlık günlerine var-
mak.
Şimdilerde internetin havuzlan var.
Bilmiyorum, o sana eskinin keyfini veriyor
mu?
Ama verse de vermese de başka çare yok
galiba.
Gerçi, Cumhuriyet'in güç ekonomik koşul-
lar yüzünden sayısı azalsa da, hâlâ okurlan ol-
duğunu ve bizlerin onlarla ilişkiyi sürdürme
mutluluğunu yaşadığımızı belirtmek isterim.
Ama bu kadan yeterli değil herhalde, bu akıl
havuzunu bütün medya ve ülke yüzeyine yay-
mamız da gerekli.
Hazine arazilerinin devri
Gecekondu sahibini
belediye belirleyecek
ANKARA (ANKA)-
Hazine tarafindan, ge-
cekondu sahiplerine
devredilmek üzere be-
lediyelere verilen kamu
taşınmazlannuı üzerin-
deki gecekondularm hak
sahipliği araştırmasını
sadece belediyelerinya-
pacağı bildirildi.
Maliye Bakanhğı'nın
Resmi Gazete'de yayım-
lanan Milli Emlak Teb-
liği'nde bazı valilikler-
den alınan yazılarda,
özellikle büyükşehirler-
de gecekondularm hak
sahipliği araştırmasının
çok sayıda belediye, ta-
pu ve nüfus idarelerin-
den sorularak yapılma-
sı nedeniyle uzun süre-
de sonuçlandınldığı ya
da hiç sonuçlandınla-
madığı vurgulandı.
Tebliğde bu inceleme-
nin daha sonra taşınma-
zı de\ralan belediyeler
tarafindan da yapıldığı
ifade edildi.
Tebliğde, devir işlem-
lerinin hızla sonuçlan-
dınlabilmesi için üze-
nnde tapu tahsıs belge-
sı almış veya almaya hak
kazanmış kişilere ait ge-
cekondu bulunan, imar
plarunda binalann aza-
mi yüksekliği 12.5 met-
reyi geçmemek üzere
konut alanı olarak ayn-
lan taşınmaz mallann
hak sahipliği araştırma-
sının taşınmaz mahn
devredileceği belediye-
ce yapılacağı bildirildi.
ÖgÛi belediyelere dev-
redilen Hazine'ye ait ta-
şınmaz mallar, yasaya
uygun olarak kullanıl-
mazlarsa, bedelsız ola-
rak Hazine'ye dönecek-
ler. Buna ilişkin tapu kü-
tüğüne şerh konulacak.
Hükümet Botaş ihaleleri ve Özelleştirme Yasası ile ilgili iki önergesini de yeniden görüşmek için geri çekti
AKP yasalanbilmiyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
AKP hükümeti, 2003 bütçe yasa
tasansına eklediği Botaş ihaleleri
ve Özelleştirme Yasası ile ilgili iki
maddeyi yeniden görüşmek üzere
geri çekti. CHP Grup
Başkanvekili Oğuz Oyan
"Hükümet hangi menfaat iKşkUeri
içinde bu maddeleri geri çekrneye
itikü, bilemiyonız" derken, AKP
Grup Başkanvekili SaHh Kapusuz,
" Yanhş anlaşümamak ve
kurumlar arası dengesizliklere
sebebiyet vermemek üzere" bu
karan aldıklannı belirtti.
Botaş ihalelerinin Kamu Ihale
• Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, "yanlış
anlaşılmamak ve kurumlar arası dengesizliklere sebebiyet vermemek" ve önergeleri
yeniden görüşmek için çekme karan aldıklannı söyledi.
Yasası kapsamı dışına ahnmasma
imkân veren madde ile
Özelleştirme Yasası ile ilgili
maddenin Özelleştirme Yüksek
Kurulu'na (ÖYK) özelleştirme
sonrası satış şartlannı değiştirme
yetkisi tanıyan kısmı 2003 bütçe
yasasından tamamen çıkanldı.
Hükümet, hafta içinde Meclis'teki
bütçe görüşmeleri sırasında, 2003
bütçe tasansına, önce Botaş
ihalelerinin Kamu Ihale Yasası
kapsamı dışında tutulmasına
imkân veren, daha sonra da
Özelleştirme Idaresi'ni Maliye
Bakanı'na bağlayan ve
ÖYK'ye özelleştirme sonrası satış
şartlannı değiştirme imkânı
tanıyan metni ekledi.
Kapusuz, Botaş'ın alımlannı
kamu denetiminden tamamen
çıkaracak madde değişikliğini "bu
imkânın abarülabueceği''
düşüncesiyle geri çektiklerini
ifade etri.
Maddeler çeüşecekti
Kapusuz her iki maddeyle ilgili
değişiklik kararlarını, "yanhş
anlaşılmalara ve kurumlar arası
dengesizliklere sebebiyet
vermemek üzere" aldıklannı
söyledi. Edinilen bilgilere göre,
Botaş ile ilgili metnin tasandan
çıkartılmaması dunımunda, yeni
madde, Kamu îhale Yasası'nda
yer alan "yasal düzenlemelerin
ancak bu yasa içinde
yapılabfleceğr maddesiyle
çelişecekti. Öte yandan,
Özelleştirme Yasası ile ilgili
değişikliğin, 2003 bütçe tasansına
eklenerek, değişmeden geçirilen
ve Özelleştirme Idaresi'nin
Maliye Bakanlığı'na
bağlanmasına imkân veren
kısmının da ileride önemli
sorunlara yol açabileceği ifade
edildi.
Aydınlanma
Onur Ödülü
Günyol'un
İZMİR (Cumhoriyet Ege Bürosu) -
Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği, bu
yıl ilk kez düzenlenen "Aydmlanma
OnurÖdülü"nün Hasanoğlan Köy Ens-
titüsü'nde öğrefmenlik yapan Vedat
Gfinyol'a verileceğini açıkladı.
tnceleme alanında başanh çalışma-
lar yapan Günyol'a ödülü, Köy Ensti-
tüleri'nin kuruluşunun kutlandığı 17
Nisan'da Izmir Sanat Kültür Merke-
zi'nde düzenlenecek törende verilecek.
6 Mart 1912 'de doğan Günyol, îstan-
bul Hukuk Fakültesi'ni bitirdıkten son-
ra Paris'te 2 yıl doktora çahşması yap-
tt. 1942-48 yıllan arasında Gazi Lise-
si ve Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nde
görev yapan Günyol, "YüceT dergisin-
de yazdı. Cemel Nadir ile "Arkadas",
Orhan Burian ile "Unıklar/Yeni Urak-
hr" dergisini çıkardı.
ÖZELLEŞTÎRME YÜKSEK KURULU
Şirketlerin
gözüyeni
düzenlemede
• 2000 yılından sonra özelleştirmesi
yapılan firmalann neredeyse tamamına
yakınj ödeme planlannın değiştirilebilmesine
yönelik başvuruda bulundu. Bütçe
yasasına eklenen önergeyle bu firmalar
hakkındaki karan Erdoğan başkanlığındaki
Özelleştirme Yüksek Kurulu verecek.
Başbakan Erdoğan, Gül döneminde çıkanlan hükümet tezkeresini iptal etti
4 kıınım tekrar Başbakanhk'taANKARA(CumhuriyetBüro-
su) -Turizm ve Kültür bakanlık-
lannın birleştirilmesiyle boşta
kalacak Turizm Bakanı Güldal
Akşit. Devlet Bakanlığı'na kay-
dınlacak. Bu çerçevede Akşit'e
bağlanacak SHÇEK, Özürlüler
Idaresi, Kadının Sosyal Statüsü
Genel Müdürlüğü, Aile Araş-
tırma Kurumu yeniden Başba-
kanlık'a bağlandı.
Başbakan Tayyip Erdoğan ile
birlikte Bakanlar Kurulu'ndaki
değişikliğin yanı sıra Başbakan-
lık'a bağlı kurumlar da yeniden
düzenleniyor. AbduDahGül'ün
başbakanlığı döneminde çıka-
nlan hükümet tezkeresiyle Ça-
hşma ve Sosyal Güvenlik Bakan-
lığı'na bağlı olan dört kurum
yeniden Başbakanlık'a aktan-
lıyor.
Erdoğan'ın talimatıyla dört
kurumun Başbakanlık'a bağlan-
masına ilişkin karar Resmi Ga-
zete'de dün yayımlandı. Turizm
ve Kültür bakanlıklan ile Çev-
re ve Orman bakanlıklannı bir-
leştirecek olan hükümet, bu çer-
çevede yapısal düzenlemelerya-
pıyor. Turizm ve Kültür bakan-
lıklannın birleştirilmesiyle olu-
şacak bakanhğa Erkan Mum-
cu'nun bakacağı öğrenildi. Bu
çerçevede boşta kalacak Güldal
Akşit'in söz konusu dört ku-
rumdan devlet bakanı olarak gö-
rev yapacağı öğrenildi.Alınan
karar ile SHÇEK, Kadının Sos-
yal Statüsü ve Genel Müdürlü-
ğü, Özürlüler Idaresi ve Aile
Araştırma Kurumu 3.5 aylık bir
sürenin ardından yeniden Baş-
bakanlık'a bağlanmış oldu.
Çevre ve Orman bakanlıkla-
nnın birleştirilmesiyle de bu ba-
kanhğa Osman Pepe'nin baka-
cağı ifade edildi. Boşta kalacak
Çevre Bakanı Kürşat Tüzmenın
de bir önceki AKP hükümetin-
de olduğu gibi Dış Ticaret Müs-
teşarlığı, Eximbank ve Gümrük
Müsteşarlığı 'ndan sorumlu dev-
let bakanı olarak görev yapaca-
ğı dile getiriliyor.
Birfeştirme yasası yenilendi
Çevre ve Orman bakanlıkla-
nnın birleştirilmesine ilişkin ya-
sa tasansı da değiştirilerek
TBMM'ye yeniden gönderildı.
Daha önce "Orman ve Çevre
BakanhğT olarak anılan birle-
şik bakanhğın adı "Çevreve Or-
man Bakanhğı" şeklinde değiş-
tirildi.
Yenilenen tasanda, ana hiz-
met birimleri ve birleşik bakan-
hğa aktanlacak kadrolarla ilgi-
li değişiklik de yapıldı. Yeni ta-
sanda "Orman-Köy tlişkileri
Genel Müdürtüğü, Araşürma-
Genştirme Daire Başkanlığı ve
Avnıpa Birüği Dairesi Başkan-
hğı" gibi hizmet birimleri de yer
aldı. Eski tasanda 1537 olarak
öngörülenkadro sayısı da 1604'e
çıkanldı.
izmir Barosu Çevre Komisyonu tepki gösteriyor
Madencilik tasansı çevre düşmanı
OZANYAYMAN
İZMİR - Madencüik yasa tasansının
onaylanması dunımunda, milli park dahil pek
çok çevTe projesi için Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı'ndan da ızin alınması
gerekeceği, 1980'den sonra çıkanlan tüm çevre
mevzuatlannın geçersiz olacağı bildirildi.
Maden Yasası'nda değişiklikler yapıbnasını
öngören taslak son halini aldı. TBMM
komisyonlanndaki görüşme sürecinde, doğal
ve kültürel zenginliklere ağır bir darbe
indirecek olan taslak daha da ağırlaştuıldı.
Izmir Barosu Çevre Komisyonu üyesi Ömer
Erlat yasanın TBMM'den geçmesi dunımunda
1980 yılından bu yana çevre komısunda elde
edilen tüm kazanımlann yok olacağını
belirterek "Bu yasa tasansı, çevrenin ve doğal
kaynaldann yok edflmesi için madencilik
lobisinin girişimlerinin sonucudur. Yasama
organı üDcemizin, doğal kaynaklannuzuı,
kültürel değerterimizin, toprağmnzm,
suyomuzun korunması için bu tasanya geçit
vermemeHdir'' dedi. Erlat, tasanrun
madencilere büyük imnyazlar tanıdığını da
kaydederek, "Madencinin ödemesi gereken
SSK primfcri, devlet tarafindan karşılanacak.
Ük 5 yıl vergi ödemeyecelder'' diye konuştu.
MURATKIŞLAU
ANKARA - Başbakan
RecepTaj-yç) Erdoğan' ın,
2003 bütçesinın hafta için-
de Meclis'te görüşülmesi
sırasında bütçe yasasına
apar topar eklediği öner-
geyle "özelleştirilen ku-
runüardaödemeplanlan-
nın Başbakan ve 4 bakan-
dan oluşan ÖzeOeştirme
YüksekKunıta(ÖYK)ta-
rafindanyenidenyapüan-
drabimegne" olanak ver-
mek istemesi, dikkatleri
bu düzenlemelerin hangi
şirketler için yapılacağı
konusuna çekti.
Yüksek Denetleme Ku-
rulu'nun (YDK), Özelleş-
tirme Idaresi ile ilgili 2002
Aralık ayı itibanyla ha-
zırladığı "Özelleştirme
IdaresiBaşkanhğıveÖze^
leştirme Fonu 2001 Yıh
Raporu"'nda, özellikle
2000 yüından sonra özel-
leştirmesi yapılan firma-
lann neredeyse tamamına
yakınının ödeme planlan-
nın değiştirilebilmesine
yönelik başvuruda bulun-
duğu belirtildi.
YDK, özelleştirilen şir-
ketlerin taksitlerinin öden-
meyerek yeniden vadelen-
dirihnesi ve uzun zamana
yayılması uygulamalan-
nın, Özelleştinne Idaresi
Başkanhğı'nı borç batağı-
na ittiğini de tespit etti.
YDK raporunda, bundan
önceki yıllarda yapılan
bütün uyanlara ve sağla-
nan kolaylıklara rağmen
benzeri uygulamalara de-
vam edildiğini ve pek çok
karann îdare'ce ÛYK've
iletildiğinin saptandıgını
belirtti. Raporda yeralan
şirketler şunlar:
DenizNakfiyat 24 Mart
2000'de biri peşin üç tak-
sit ve taksitler için yüzde
15'lik faiz ile 59 mih/on
dolara AKP Istanbul Mil-
letvekili ve armatör Cen-
gizKaptanoğlu'nun da or-
taklanndan olduğu Arma-
törler Denizcilik ve Nak-
liyat AŞ 'ye saûldı. Arma-
törler, peşinatı ve ilk tak-
sidi ödedikten sonra kalan
borcu için iki kez yeniden
vadelendirilmesi talebin-
de bulundu.
FflyosAteşTuğlası:Fil-
yos, 13 Mayıs 1997'de
yüzde 25' i peşin, kalanı 4
yıl içinde Libor faiz ora-
nıyla toplam 18 milyon
150 bin dolara Zonguldak
Makina Madencilik Ener-
ji Hizmetleri'ne satıldı.
Firma peşinat tutannı ya-
tınp daha sonra herhangi
birana para ödemesi yap-
madı.
DenizB Pamukhı Sana-
yi tşletmesi: Sümer Hol-
ding'e ait bu işletme, 2
Mart 1998'de yansı peşin,
yansı da yüzde 10 faizle
bir sene sonra ödenmek
üzere 7 milyon 150 bin
dolara Zafer Pamuk ve
Tekstil Sanayii'ne satıldı.
Peşinatı yaûranfirmaikin-
ci taksidi ödemedi.
AsilÇelik: 29Ağustos
2000'de 32 milyon 750
bin dolan peşin, kalanı üç
yıl içinde yüzde 12 faiziy-
İe 131 milyon dolara Ya-
zıcı Güriş Demir Çelik'e
satıldı. Alıcı peşinatı ya-
hnp, ilk taksidi ödemedi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.com
Irak'a saldınnın ardından 10 qün-
den fazla zaman geçti. ABD ve fngi-
liz kara birliklerinin, harekâtlarını 6
gün durdurduklarını söylemeleriyle
birlikte saldında yeni bir aşamaya ge-
lindiği ortaya çıkıyor. Nedir bu aşa-
ma? Koalisyon güçleri ciddi birdiren-
meyle karşı karşıya ve bunun üste-
sinden nasıl geleceklerini bilemiyor-
lar. Bu 6 günlük ara sırasında sanı-
nm yeniden bir karara varacaklar.
Bu süre içinde bombardıman de-
vam edecek. Yani (raklı sivillerin ölü-
mü sürecek. Yanlışlıkla düştüğü söy-
lenen bombalardan şüphe duymamız
gerekmiyor mu? Çünkü bu kadar
akıllı(!) olduğu söylenen bombalar,
Bağdat'ta yaşamı felç edecek bir şe-
kilde kalabalıkların içine düşüyor.
Bağdat'ta, yanlışlıkla düşen akıllı bom-
balar yoluyla sivil halkın gözü mü yıl-
dınlmak isteniyor?
• • •
Savaşın başladığı günden itibaren
Irak'la ABD arasında bir propagan-
da savaşı yürütüldüğünden ve bu sa-
vaşta elindeki büyük olanaklara rağ-
Propaganda Savaşı mı?
men ABD'nin Irak'ın gerisinde kaldı-
ğından söz ediliyor. Esir alınan ABD'Iİ
askerlerin görüntülerinin Irakteleviz-
yonu yoluyla bütün dünyaya yayıl-
ması sırasında ABD'nin Cenevre Söz-
leşmesi'nden söz etmesi, propagan-
da savaşında ABD'nin tam anlamıy-
la inandıncılığını yitirdiğini gözler önü-
ne seriyor.
Bu propaganda savaşında Irak na-
sıl ABD'nin önüne geçti? Dünyada
propaganda teorilerinin, uygulama-
lannın merkezi ABD nasıl fakir ve bu
konuda hiçbir birikimi olmayan Irak
karşısında çaresiz kaldı?
Bu konunun uzmanlan soruya ken-
di açılanndan cevaplararıyorlar. Ben
bir gazeteci olarak ve insan olarak bu
tartışmaya hergün kendi aklımca ce-
vaplar buluyorum. Dün BBC World ka-
nalında kuşatma altındaki Basra ken-
tinin giriş ve çıkış kapılanndan canlı
olarak uzun uzun görüntüler geldi ek-
rana. Sırtlarında çocukları, ellerinde
bohçaları Iraklı aileler Ingiliz tankla-
rının ve askerlehnin arasından ken-
tin dışına çıkmayaçalışıyorlardı. Ba-
zı gruplar kentin dışına çıkarken ba-
zı gruplar kente dönüyorlardı.
Bu insanlar sıradan insanlar mıy-
dı, yoksa günlerdir Koalisyon güçle-
rine direnen silahlı güçler miydi? 5 ABD
askerinin yaşamını yitirdiği söylenen
intihar saldınsı da anlaşıldığı kadany-
la böyle bir kontrol sırasında gerçek-
leşmişti. Şimdi Koalisyon güçleri ve
onların gazetecileri, bu konuyu tartı-
şıyorlar. Ya bu masum görünen sivil-
ler, düşman güçleriyse?
Işte bu soruyu sormaya başladığı
an birkuvvetin işi iyice zoriaşıyor de-
mektir. Irak yaklaşık 27 milyon nüfu-
sasahip bir ülke. Bağdat'ta 5 milyon-
dan fazla insan yaşadığı söyleniyor.
Basra'nın nüfusu da 1.5 milyon.
• • •
Halkın, Ingiliz ve ABD kuvvetlerine
gösterdigi tepki, onlan, "birişgalgü-
cü" olarak görmelerinden kaynakla-
nıyor. Temel sorun burada yatıyor.
Dünyanın en silahlı ve organize güç-
leri, hiçbir uluslararası hukuk kuralı-
na dayanmadan Irak'a bir saldın dü-
zenlediler. Her gün Irak'a yağdırtlan
bomba dünyanın tamamına yakın bü-
yük çoğunluğunda bir öfke ve vicda-
ni isyana neden oluyor. Hiçbir propa-
ganda gücü bu haksızlığı tersine çe-
viremez. Tepelerine bomba yağdınlan
mazlum bir ülke ile, bomba yağdıran
zalim arasında bir haklılık haksızlık
dengesi kurulamaz.
Yakışıklı, iyi giyimli organize ABD ko-
mutanlarının düzgün bir Ingilizceyle
söyledikleri yalanlar ya da temelsiz
iddialar, bir süre sonra görüntülerle ya-
lanlanıyorzaten. "Irak'a özgüriükope-
rasyonu" yapıldığı temel tezi daha ilk
günden inandıncılığını yrtirdi. Çünkü,
Irak halkı bu "özgüıiük misyonerteri'n
hiçbir şekilde iyi karşılamadı. Bir hal-
kın üzerine bomba yağdınp sonra da
ona bir tas su vererek ya da sigara uza-
tarak birsevgi gösterisinde bulundu-
ğunuzu iddia edemezsiniz. Etseniz
bile kimseyi buna inandıramazsınız.
Irak Enformasyan Bakanı Muham-
med Said El Sahaf ın, kınk Ingilizce-,
siyle söyledikleri çok ahım şahım şey-
ler değil. Fakat onun temsil ettiği hal-
kın tepesine bomba yağıyor. Onun
mensubu olduğu bir millet zulme uğ-
ruyor. İlk günlerde Koalisyon güçleri-
nin ağzının içine bakan Batılı gazete-
ciler, son günlerde artık sıkıldıklannı
ve kendilerine gerçeklerin anlatılma-
dığını ifade eden tepkiler gösterme-
ye başladılar.
Irak'ın direnişi her şeyi değiştirdi. Irak
halkı, işgalciye karşı ciddi bir direniş
gösteriyor. Bunu kim nasıl gözlerden
gizleyebilir ki! Sonuç olarak şu orta-
ya çıktı ki, propaganda ile bir süre
idare edebilirsiniz, ama hiçbir propa-
ganda gerçeklerden güçlü olamaz.
Irak'taki gerçek, biryandazalimler,
öte yanda mazlumlar olduğudur.
Sonunda bu gerçek dünyanın gözü
önüne gelip oturdu.