Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 MART 2003 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Kısırlık
KUZUNUN biri dereden su içerken aç kurt çı-
kagelmiş. "Söyle bakalım" demiş, "ne hakla su-
yumu bulandırıyorsun?" Zavallı kuzucuk, "Siz
yukardasınız, bense yirmi adım aşağıdayım; su-
yunuza dokunmuyorum" demişse de, kurt "Bu-
landınyorsun, zaten geçen yıl da bana küfretmiş-
f/n" diyeterslemiş.
"Ben o zaman doğmamıştım bile."
"Sen değilsen, kardeşindir."
"Kardeşim de yok."
"öyleyse, sizlerden biridir; sûrûnün çobanıy-
la, köpeklehyle bir olup beni çekiştiriyorsunuz;
kulaklanmla duydum."
Böyle demiş kurt ve ormanın kuytusuna götü-
rüp bir güzel yemiş kuzuyu.
La Fontaine'in on yedinci yüzyılında veya us-
tası Ezop'un antik çağında en güçlünün en
haklı sayılması belki bir ölçüde doğaldı; ama yir-
mi birinci yüzyılda?.. Ikinci Dünya Harbi'yle bir-
likte devletler arası zorbalığın da sona erdiği sa-
nılıyordu; olmadı, yanı başımızdaki petrol sava-
şıyla sürüyor.
Böyle bir çağda hem Ortadoğu, hem Balkan,
hem Akdeniz, hem Karadeniz ülkesi olmak ko-
lay değil. Sorunlann orta yerinde duran Türki-
ye'nin çevresindeki paylaşım kavgalarını aşıp
kendi çıkarlannı doğru dürüst koruması, ancak eko
nomik ve teknolojik zayıflıklarını biraz örtecek
uzun vadeli sağlam politikalar geliştirmekle ola-
bilirdi. Onlar da yok.
Daha doğrusu, onlan geliştirecek siyasal kad-
rolar.
Zayıflığın gerisinde birtakım kurumsal aksak-
lıklar yatıyor.
Askeriik alanında olmayan aksaklıklar.
O alanda, "tehdit değer1endirmeleri"ne daya-
lı ulusal politikalar var. Askeri yapılar içinde oluş-
turulup Milli Güvenlik Kurulu'ndan geçerek siya-
sal organlara aktarılan ilkeler hiç olmazsa güven-
lik ve savunma konularında sorumlu makamlara
yol gösterebiliyor.
Peki, bu ilkelerin de içinde yer alacağı daha ge-
niş uluslararası politika alanında? Orada ürkütü-
cü bir sürükleniş, bilinçsizlik, kısırlık egemen.
Şu sırada olduğu gibi, deneyimsiz ve dona-
nımsız kadroların işbaşına geçtiği dönemlerde
acemilikle kısırlık birleşince sonuçlar çok daha za-
rar verici olabiliyor. Türkiye, AB üyeliğine kilitlen-
miş birtutum yerine komşulanyla sağlıklı ilişkiler
kuımaya yönelen ve asıl kimliğine uygun düşen
bölge ağıriıklı bir dış politika geliştirseydi, hem ken-
di Avrupa özlemi açısından daha etkili duruma ge-
lir hem de bu çevrede oynanmakta olan oyunla-
n bozabilirdi.
Dışişleri Bakanlığı, çevresine toplayacağı dü-
şünce üretici kuruluşlarla askerin güvenlik ve sa-
vunma konulannda yaptığını yaparak dış politi-
kadaki kısırlığın giderilmesinde niçin daha yapı-
cı ve yaratıcı bir rol oynamasın?
Günü kurtarmanın yetmediği artık açıkça an-
laşılmıştır.
(j£«!ıj Tirhp'm Gdectk Gmaaa
Konu
Yöneten
Katılımcılar
Yer
Tarih
Saat
Düzenteyen :
: BARIŞ
: Prof.Dr.TürkanSAYLAN
ÇYDDGenelBaşkanı
: Prof. Dr. Türkel MİNİBAŞ
IstÜniv.Öğr.Üyesi
AJİSİRMEN
Gazeteci-Yazar
Kadıköy Belediyesi Zübeyde Hanım
Kokteyl Sabnu üst kat / Hasanpaşa
22 MART 2003 Cumartesi
14.00-17.00
ÇYDD KADIKÖY ŞUBESİ
Kurtlar ve Koyunlar...
Bu ülkede, ister akademisyen ister sanatçı-aydın, kafası,
gözleri, yüreği ileriye bakan ne çok insanın canına
kıydık; onlann ruhlarını, bedenlerini incittik, acıttık,
ezdik, tutukladık, hapislere attık.
Prof. Dr. Türkan SAYLAN
U
zun zamandan beri,
38 yılımı verdiğim
akademik yaşarrum-
da karşılaştığım
olaylan ve birlikte
yaşadığımız insanlan düşünüyo-
rum. Ne umudartaşımış, ne çok şe-
yin üstesinden gelmek için çaba
harcamıştık.
60 Devrimi (ihtılali) sırasında
hâlâ Tıp Fakültesi'nde öğrenciydim.
Cniversitelerde, akademisyenler-
den bir grubun öbürierini gammaz-
layarak 141 öğretim üyesinin va-
tan haini (!) olduklan gerekçesiy-
le atıldıklaruu öğreniyorduk.
Hocalann, çoğunlukJa birbirle-
nni sevmediklerini, firsat bulduk-
ça arkalanndan konuştuklannı bi-
lirdik. Özellikle, otoriteyi ellerine
geçırenler, altlanndakileri köle gi-
bi kullanmayı, çantalannı taşıtma-
yı, koskoca adamlara ellerini öp-
türtmeyi hak görür, yıllar yılı do-
çent bıraknklan sınıf arkadaşlan-
na herkesin içinde bağınrlardı.
Genç ruhumun isyanı, bunu ya-
panlara değil, hak etmedikleri bu
davranışlan sineye çekenlereydi.
Pekçok değerfi ögretim üyesinin
o dönemde, kadro dışj ve işsiz bıra-
küışı karşısında kaç kişinin tepkisi
oldu acaba? Bütün bu insanlar da-
ha sonra geri döndüklerinde. gi-
derlerken suskun kalanlar yüzferi-
ne nasıl bakülar?-
Daha sonrakı yıllarda da özellik-
le, 12Eylülertesinde, 1402'likolan
ne değerlere acı çektinldi. Önce
birkaçı, sonra ardından gelenler,
sonra öbürleri... Çoğu, birbirinden
değerli, yerleri doldurulamayacak
genç, birikimli, gözleri pariayan, ge-
leceğin yıldızı olacak nitelikte, dü-
şünen, yazan, Türkiye'ye demok-
rasiyi getirmeye çalışan, evrensel
düzeyde beyinler, yürekler... Onla-
nn da ardından, eli kolu bağlı kal-
dı arkadaşlan. Çoluk çocuk sahi-
bi bu genç insanlann çoğu, yıllar-
ca geçim sıkıntısı çekti, sonra, tıp-
kı 141'lerde olduğu gibi, birçoğu
geri döndü ve bıraktıklan yerden,
akademik yaşama katkılannı sür-
dürdüler.
Bu ülkede, ister akademisyen is-
ter sanatçı-aydın, kafası, gözlen,
yüreği ileriye bakan ne çok insa-
nın canına kıydık; onlann ruhlan-
nı, bedenlerini incittik. acıttık, ez-
dik, tutukladık, hapislere atuk. Hem
de onlann çoğu Mustafa Kemal
Atatiirk'ü en iyi anlamış ve sevmış
ardıllan olduğu halde, hem de bu
güzel ülkeye büyük ve akılcı bir sev-
giyle bağlı olduklannj yazılanyla,
sözleriyle, yaşamlanyla kanıtla-
dıkJan halde...
Bu satırları yazarken usuma
binbirçağnşım geliyor. Sevgjli Sa-
bahattin Eyüboğtu'nun. Magdf nın,
Azra Erhat'ın, Vedat Günyol'un
"gfcrfi örgüt kurma" sanıklan ola-
rak apar topar hapishaneye götürü-
lüşleri, aylarca tutuklu kalışlan, ar-
dından, türkıye'nin en öndegelen
aydınlanndan biri olan Eyüboğ-
lu'nun yüreğinin duruşu, gen ka-
lanlann hüzünlü, sitemli ama hiç-
bir şey olmamış gibi yaşamlannı
sürdürmelen... Daha nice nice ci-
nayetler, işkenceler, sindirmeler,
hepyokyere...
Bence, bu acı öyküler.genclere bir
ders konusu olarak işlenmeii, ev-
rensei insan haklan dersinde ve
yurtseverlik adı altında hasta kafa-
İann, bir ülkenin gelişmesine ne
dentizararvmtoJlecekJeriörnekier-
le anlaülmah-.
Hep düşönüyorum,dünyanm her
yerinde, her zaman, giderek cana-
vartaşan,insanhktan çıkanvesonun-
da hem kendi halkını hem de dün-
yayıwk etmenin eşigine getiren dflc-
tatörler olageimişrir. Bunlara, can-
lan pahasına ba/ı küçük ama yü-
rekli insan grupları karşı çıkrruş,
oradan oraya koşup Ötekilcri uyar-
mış.yaklaşan tehükeleri anlatıp di-
renmeierini, izin \ernıemelerini an-
latmış.. ama asla başanh olama-
mış, doludizgin gidişi engelle>eme-
mişierdir.
Halklann, eskilerin dediği gibi,
"kerametikendindenmenkul" dik-
tatörlerin peşınden sürüklenışi, bı-
lim ınsanlannın ınceleme konula-
nndan biri olsa da, bu konuda ko-
ca koca kitaplaryazılsa da, tanh dur-
madan yineleniyor.
Başkan Bush'un, tuhaf bakışla-
nyla savaş tamtamlan çalan ko-
nuşmasım ayakta alkışlayan sena-
törlenn, ABD halkına ve hatta AB
ve dünya halklanna \ermekte ol-
duklan korkunç ilefıyi görmezden
gelmek olanaksız. Yenı bir dikta-
törün yaratılışını an an izliyorsunuz.
Etrafinda bir duvar oluşmuş, artık
ona uzgörü sahibı halkının. dünya
halklanrun banş iletilerinin ulaşma-
sı, bunlann akılla değerlendirilme-
si olanaksız... Aynı garip oyun, dün-
yada ve ülkemizde farklı ölçekler-
de oynanmıyor mu?
YÖK'ten yanaysamz başınıza
gelmiş tiranlara itaat ediyor. her
türlü hukuk dışılığı sorgulamadan
onaylıyor, kıyımlara karşı çıkmıyor-
sanız Atatürkçüsünüz, aksi halde
siz, hem anti Atatürkçü hem de
"hain"siniz. Gel keyfım gel... Ne
kolay bir yargılama ve damgalama!
Pekiyi ama, suç kımde karde-
şim, bir uçta, "demokrasMnsan
haklan-hukuk" dedığimız siste-
min dışına çıkmış, kurgusu bozul-
muş, giderek gücünü şıddette yük-
seltmiş diktatörler. tiranlar, çevre-
lerini sarmış bir a\ııç ego gelişti-
rici, gerçeklen duyurmayan, onla-
n yapay besınlerle besleyenler kı-
yımlannı sürdürmekte. bir yanda
küçücük gruplar, tüm nefesleriyle
"Direnin. direnin. hukuku istevin.
hakkmızı aravın!^" çığlıklan at-
makta... Ya aradakiler, o, esen rüz-
gâra göre bir sağa, bir sola eğilen,
her zaman kaba güçten, yetkileri-
ni hukuk dışı, ınsanlık değerleri dı-
şı kullanandan yana olan ve hep su-
san, onaylayan koskoca kitleye ne
demelı? Onlar, o küçük küçük bek-
lentileri; yükselnlme, atanma, yurt-
dışına gitme. ders saatlerini artrır-
ma gibi minıcik, kışisel çıkarlan için
sessiz kalan binler, onbinler, mil-
yonlar... Kendi kendilerine olduk-
lannda, diktatörler, tiranlar, baskı-
cılariçin mangalda kül bırakmayan..
ama, büyük yerden doğru-yanlış
emir geldığinde, otomatiğe basıl-
mışçasına, hiç ama hiç sorgulama-
dan, hamasi sloganlara imza atan,
toplaşıveren "sahibinin sea" binler,
onbinler...
Bence derdimiz sorunumuz on-
larla. Eğer demokrasıyi, hukukun
üstünlüğünü, özgürlük ve eşitliği,
evTensel insan haklaruu, tüm dün-
yaya, tüm kurumlanmıza.. hele he-
le düşüncenin, sanatın, felsefenin,
edebiyatın, buluşlann, yeni ve çağ-
daş insanın yeşereceği akademik ya-
şama egemen kılabilmemiz için,
susmak ve kabullenmek yerine,
hep birlikte konuşup tartışmak, en
ıyıyı, en doğruyu şimdiki suskun
kitlelerle birlikte bulmak zorunda-
yız. Tam da bunlan düşünürken,
Ünıversite Yasası üzerinde çalıştı-
ğımız bu sırada, Prof. Dr. t Ikü Az-
rak, Shakespeare'ın bir sözünü
anımsattı. "Romahlar. koyunlaş-
masavdı, Sezar Kurtkşamazdı!"
Işte anlatmaya çabaladığımız tam
da buydu dostlar!
21. yüzyılda, bizler, hâlâ koyun-
laşmaya devam edegeldikçe, başı-
mıza, bilimkurgu fılmlerinden çık-
mışçasma, kurt-adamlaşmış 'güce
tapan"lar gelip duracaktır. Kurt-
lan üretmek, sırtımızdan, canımız-
dan ve kanımızdan beslemek iste-
miyorsak, biz de koyunlaşmaktan,
"sahibin sesi" ya da "konu manke-
ni" olmaktan vazgeçip özgüvenı-
mizi kazanmalı. sorgulayan. tartı-
şan, düşündüklerimizi korkmadan
açıklayabilen, çözümün içinde yer
alan "büuıçfiyurttaşlar"çoğıınlu-
ğu olabılmelıyız. Başka çıkar yol
yok!
KOOP-C'DEN DUYURU
11-13 Nisan 2003 tarihlerinde
ÇANAKKALE-ASSOS
(Assos Ören Yeri, Truva Ören Yeri, Abide,
Şehitlikler ve Namık Kemal'in mezarını ziyaret)
kültür turundayız.
TİYATRO
•••
OTEL İRİS
2 Gece 3 Gün Yarım Pansiyon
Iki kişilik odada kişi başı: 140.000.000.-TL
Tek kişilik oda: 160.000.000.-TL
Çocuk: 115.000.000.-TL
Daha geniş bilgi için lütfen aşağıdaki numaraları arayınız.
Tel: (0212) 520 21 91 - 92 Faks: 520 50 23
E-mail: Cumhuriyet@cumhuriyetmahallesi.com.tr
İSTAJVBUL 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ
2003'106 VasiT.
HastahğısebebıyleFethıRuhıOğuz,mahkememizin2003 106 Esas, 2003 88
Karar sa>ılı ilamı ile vesayet altına alınmış olup, kendisine oğlu Tayfun Oğuz'un
vasi tayinine 19.03.2003 tarihinde karar verilrnıştir. tlan olunur. Basın: 13323
BİR ÇÖKÜSÜN
GUIDURUSU(TAVŞAN TAVŞAN)
Her Cuma-Cumarfesi: 20.30 Pazar: 18.00
Yazan: Coline S«rr*au, Çcviren: Çctin İ^ekhaya
y*n«ten; M«jfin Kııtnitıyt Deker-Koıtüm: Ciirel İontın,
Dramaturgj: Gtkhan »kçura
l;ık: VMI<MI Aym», Yönetmen Vrd: Şafak Eruyaf-Zeync^ Oıit»-
Ut İifiMt,
<J Çocuk Oyunu <>
AMAN AMAN
Her pazar saat 12.00
İazın: V*lk«r Udwi§ n Grift tkihi
Çevireo «Yöneten: Netrin Katankaya
Dekor-Kıstüm: Özkan Sekulu, Ifik: Vüfcsel Aymaz
Sıraselviler caddesı No.70 TAKSİM
Gışe-Rezervasyon: 0 (212) 245 44 60 - 244 52 03 Fax: 0 (212) 252 30 82
e-maıl: pera@peraguzelsanatlar.com.tr
fiSVİCHHASttNBİ
PENCERE
Yoksa Öldü mü insan?..
Sabah erkenden televizyona dokundum..
Savaş!..
Bir yandan çay içip tereyağı ekmek yiyerek öte
yandan savaşı seyretmek, Küreselleşme süreci
teknolojisinden insana bir armağan mı?..
Uçak gemileri, füzeler, yerinden yurdundan olup
yollara dökülmüş göçmenler, duygusuz televizyon
sunuculan, ölümle burun burunayoksul insanlar...
TV sunucusu, uzmana soruyor
- Savaşın zamanlaması nasıl?..
- Tam zamanı!..
•
Tam zamanı mı?..
Bahann eli kulağında, ağaçlara su yürüyor, ha-
vada bir kuş kanat çırpıyor...
Cahit Külebi'nin şiirindeki gibi:
"Havalar güzel gidiyor
Sen de çiçek açtın erkenden
Küçük zerdali ağacım,
Aklın ermeden.
Karyine başladı yağmaya
Küçük zerdali ağacım
Ne soran ne arayan bulunur
İnsan naçar kalmaya"
Televizyondaki füzeler, patlamalar, bombalar,
tanklar, silahlar...
Küreselleşme sürecinde televizyonun başında
çay içerken tereyağlı ekmek yiyip savaşı izleyen gü-
nümüzün insanı utanmıyor.
•
Oktay Rrfat'ın şiiri:
"Ekmek dizimde
Yıldızlar uzakta ta uzakta
Ekmek yiyorum yıldızlara bakarak
öyle dalmışım ki sormayın
Bazen şaşınp ekmek yerine
Yıldız yiyorum"
Sen şu insanın düşkünlüğüne bak!.. Sanki TV'de
futbol maçı izler gibiyiz...
Oktay Rifat'tan bir şiir daha:
"Uçaklar gelecekmiş
Korkum yok benim
Kâğıt gemilerim
Kurşun askerlerim hazır
Hem bunlar bozulursa
Babam yenilerini alır"
•
'Küreselleşme' yoksul Ortadogu insanına sava-
şı taşıdı; şimdi televizyonun başında çayımızı yu-
dumlarken bir de Cahit Irgat'ı okuyalım:
"Sen ölmüşsün, ölmüşsün
Tabancasız, tüfeksiz,
Sen ölmüşsün çocuğum,
Evsiz barksız ekmeksiz.
Şarkılanm denizdendir, güldendir
Şarkılanm insandandır çocuğum
Çamurdandır, hamurdandır, sudandır,
Mayadandır, ekmektendir, sendendir.
Kaderindir yaşayan,
Sen ölmüşsün çocuğum."
•
Eskiden savaş bilinçsiz körterin kavgasıydı; oy-
sa 21 'inci yüzyılın küresel savaşı kör kör parma-
ğım gözüne, artık herkes cinayetin gerekçesini bi-
liyor.
Peki, insanlığın yoksula karşı petrol savaşını te-
levizyondan izlemesi çağdaş uygarlık mı?..
Yoksa öldü mü insan?..
Bakırköy Kitap Günleri
İMZA GÜNÜ
Sönmez Targan, Fazilet Çulha,
Mine Ergen, Hüseyin Kıvanç
Yer : Bakırköy Belediyesi Kültür Merkezi
Tarih : 21 Mart 2003 Cuma günü
Saat : 15.00-18.00
Basın Enstitüsü Derneği
Gazetecilik Sertifika Programı
TURK MEDYASINI
DAHA İYİ GAZETECILERE IHTIYACI VAR.
Program:
Yer: Boğaziçi Üniversiresi Kampüsü
Tarih:
Ders ve Seminerlerden bazıları:
Türkiye'yi daha açık bir toplum haline getirecek ve Türkiye'de ifade
özgürlüğünü artıracak erken medyadır. Türk medyasının kalitesini artırmak,
etik ve profesyonel bakış açısını geliştirmek için şimdi medyanın daha iyi
gazetecilere ihriyacı var.
Kariyerinde daha hızlı ilerlemek ve gazetecilik alanında kendini geliştirmek isteyen
tüm genç gazetecileri 'Basın Enstitüsü Derneği Gazetecilik Sertifika
Programı'na çağınyoruz.
Türk ve dünya basın tarihinın en önemli gazetecileri ve akademisyenlerinin eğitmen
olarak katılacağı 'Basın Enstitüsü Derneği Gazetecilik Sertifika
Programı', ülkemizdeki medyanın geleceğine hizmet edecek geniş kapsamlı bir
gazetecilik eğitim programıdır.
Son başvuru tarihi : 24 Mart 2003
Başvurularınız için : basvuru@tbed.org
(0212)224 95 1315
KUTLAMA
Spor Servisi'nden arkadaşımız
ALİ ABALI ikinci kez dede oldu. Abalı ailesini kutluyor,
Selin'e
sağlıklı, uzun bir ömür diliyoruz.
CUMHURİYET SPOR SERVİSİ
Basın Enstitüsü Derneği Gazetecilik Sertifika Programı için totılımabr diçbi
UŞAK İZALE-İ ŞÜYU SATIŞ MEMURLUĞU GAYRİMENKU-
LUN AÇIK ARTIRM\ İLANI
SA>1 2003-1 Esas
Satılmasuıa karar \enlen gavnmenkulun cuısı. kjvinetı. adedı ve e\safı Uşak Susuzören köyü HAcım yolu me\-
kımde 1205 parsel 16 60€ m2 tarla olup değen 6 4"9 195 800 TL a\m ko> degırmen volu me\kımde 2353 parsel
" 000 m2 tarla olup degerı 2 "12 191 000 TL a>nı kö> Teğen Şukranne Yolu meNtaınde 13^9 parsel 14 700 m2 larla
olup değen 5 73" 601 100 TL ayru köv avtıı me\kıde 1 "35 parsel 24 ÎOO m2 mıktarh tarla olup değen 9 406 543 300
TL avnı kö> Mehrı >olu mevkıınde I""5 parsel 10 900 m2 tarla olup degen 4 254 411 "00 TL aynı köy Uşak yolu
mevkıınde 483 parsel 1 600 m2 tarla olup değerı 1 881 000 000 TL a\nı koy Hacım >olu mevkunde 1180 parsel
2 200 m2 tarla olup değen 1 149 500 000 TL bu pareeller 2 sınıf kuru tanm arazılendır. a\lu kö\ Kövıçı mevkıınde
2^1 parsel tamamı 395 m2 ve üzennde ıkı adet altlannda ahır \e samanllk bulunan kerpıç >apılı ıkı katiı e\ler me\-
cuttur. ev \e samanlıklar ahırlar kerpıç vapı. çamur harçlı kapı \e pencerelen ahşap \e kıremıt örtûlü yaklaşık 50 yıl-
hktır. değen 3" 000 000 000 TL 'dır Saüş şartlan 1 Satış 25 04.200? mın ve saat 09 00'dan 11 30'a kadar UŞAK
\DLh'ESt SLXH HLKLTC MAHKEMESİ DURUŞNLA SALOMJNDaTaçık artırma suretıyle yapılacaktır Bu artır-
mada tahmın edılen kıVTnetm O
o75'uıı ve rüçhanlı alacakJılar \arsa alacaklan mecmuunu \e satış masraflartnı geçmek
sanı ıle ıhale olunur Boyle bir bedelle alıcı çıkrnası en çok anıranın uahhüdu bakı kalmak şartıvla 05 05 2003 gflnu
i\m ver ve saatlerde ıkıncı drtırmaya çıkanlacaktır Bu arîırmada da bu mıktar elde edılememışse ga>Timenkulun en
cok anıranın taahhudu saklı kalmak üzere artı/ma ılacmda göstenlen muddet jonunda en çok artırana ıhale edılecek-
tır Şu kadar kı anırma bedelırun maiın tahmın edılen kıymetuıın
o
o40 ını bulması ve satış ısteyenm alacaına rüçhanı
olan alacaklaruım toplamından fazla olması ve bundan başka paraja çevırme \e pavlaştırma masraflannl geçmesı la-
zımdır Bo>le fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı düşecektır 2 ^nırmava ıştırak edeceklenn tahmın edılen kı\-
metın o
o20'-,ı nıspetmde pev akçesı \eva bu mıktar kadar mıllı bir bankanın temınat mektubunu vermelen lazımdır
Satış pesın para ıledır. alıcı ıstedığınde 20 günü geçmemek uzere mehıl venlebtlır Tellalıve resmı. ıhak pulu. KDV
bedelı tapu harç \e masraflan alıcıva aıtlır Bınkmış vergıler satış beddınden odenır 1 lpotek sahibı aiacaklılarla dı-
ğer ılgıiılenn l *) bu gaynmenkul üzenndekı haklan hususıjle faız ve masrafa daır olan ıddıalann da>
r
artağı belgeler
ıle on beş gün içinde daıremıze bıldırmelen lazımdır \ksı takdırde haklan tapu sıcılı ıle sabıt olmadıkça pavlasma-
dan hanç bırakılacaklardır 4 lhaleve katılıp daha sonra ıhale bedelını vatırmamak suretıvle ıhalenın feshıne sebep
olan tum alıcılar ve kefîllen teklıf ertıklen bedel ıle son ıhale bedelı arasındakı farktan ve dlğer zararlardan ve aynca
temerrut taızınden muteseUılen mesu! olacakiardır Ihale farkı ve temerrut faızı aynca hükme hacet kalmaksızın Da-
ıremızce tahsıl olunacak hu tark varsa oncelıkle temınat bedelınden alınacaktır 5 Şarüıame. ılan tanhınden ıtıbaren
herkesin görebılmesı ıçın daırede açık olup masrafı venldıgı takdırde ısteyen alıcıya bir ömeğı göndenlebılır 6
Satışa ışlırak edenlenn şartnameyı gormüş ve münderecatını kabul etmış sayılacaklan. başkaca bılgı almak ısteyen-
lerm 2001 1 e^as savılı dosva numarasıyla Memurluğumuza başvurmalan ılan olunur 0"7
03 2003 (*) Ilgılıler
tabınne ırtıfak hakkı sahıplen de dahıldır NOT işbu satış ılanı tum pavdaşlan da tebhge çıkartılmış olup teblığ
edılemeyenlere de teblıg nıtelığındedır Basm 11358