Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 MART 2003 CUMA
CUMHURİYET SAYFA
ç
bütçesiymiş.
5 BOPÇ, duştügu yerden
E katanytğUn
kmç&dr!
Kamboçyalı!
Kamboçya bayraklı
1.582 grosstonluk
geminin adı, "Nasuhi-
1" ya da bazı belgelere
göre "Nasuh"... Gemi,
2 Şubat 2002'de
Karadeniz'in Trakya
sahilinde
Karaburun'un dört mil
kadar batısındaki
Kilitbumu mevkiinde
karaya otunmuş.
Geminin karaya
oturduğu yer
gözden ırak.
Gemi Kurtarma
Müdürlüğü'nün
tekel alanının dışı.
Geminin makinesi
çalışır durumda.
Makinesini
çalıştırmak,
kurtulmasına yetmiyor.
Ancak kurtulmak için
yardım da istemiyor.
Belki de kurtarma
masrafı geminin
fiyatından daha
pahalıya gelecek.
Gemide Ukraynalı 16
denizci var. Denizciler,
aylardır maaşlannı
alamıyor. Gemide
kumanya bitmiş.
Gemiciler tuttuklan
balıklan yiyor. Aylardır
garip bir bekleyiş
sürüp gidiyor... Umarız
gemi, kurtanlmayı
beklerken hurdaya
çıkarılıpKilitburnu'nda
sökülmez!
Bektronik posta; denizsomecumhuriystcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Banş eylemine katılanlar
coplanmış...
"Türkiye de savaşa girdi!"
erşey, TRTdekurumiçindeaçılan birsınav-
la başlıyor... TRT çalışanı Mehmet Göka-
ğaç, sınavı kazanmasına karşın, bazı usul-
süzlüklere tanık oluyor ve arkadaşlarının
hakkını aramak için TRTGenel Müdürü Yücel Yener
hakkında cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda
bulunuyor.
Işte her şey böyle başlıyor...
Gökağaç, "geçici görev" adı altında Ankara'dan üç
kez sürgüne gönderiliyor... Üç sürgün karan da ida-
re mahkemesinden geri dönüyor... Gökağaç'a yıllık
izni verilmiyor; hastaneye sevki TRT Genel Müdü-
rü'nün şifai emri ile engelleniyor...
Mehmet Gökağaç, Diyarbakır'a sürüldüğünde An-
kara 3. Idare Mahkemesi, TRTnin savunmasını alma-
ya bile gerek görmeden, önceki sürgünleri dikkate
alarak "yargı karannı etkisizleştirmekten" dolayı yü-
rütmenin durdurulması karan veriyor...
Yargı karannı etkisizleştirmek! TRT için çok ağır bir
TRT hukuku
karar... Bir kamu yöneticisi böylesi bir hüküm karşı-
sında iki elini başının arasına alıp düşünmesi gere-
kirken TRT Genel Müdürü Yücel Yener, Mehmet Gö-
kağaç'ın TRT'de çalışan eşiyle de uğraşmaya başlı-
yor...
Zühre Saral Gökağaç, "terfi" adı altında izmir'e
gönderiliyor...
Zühre Saral Gökaöaç, eş durumundan Ankara'ya
tayinini istediğinde Izmir Televizyonu Müdürü Halil
Eroğlu önce uygun görüyor sonra ne oluyorsa, "ye-
tişmiş elemana ihtiyacım var" diyerek istemi geri çe-
viriyor... Bu arada TRT yöneticileri, Mehmet Göka-
ğaç'ı Ankara'dan uzaklaştırmak için dördüncü sür-
gün karannı alıyor ve İzmir'e eşinin yanına tayin edi-
yor.
Mehmet Gökağaç, İzmir'e tayine karşı açtığı da-
vayı, eşi Zühre Saral Gökağaç da Ankara'ya eş du-
rumundan dönmek için açtığı davayı kazanıyor...
Bundan sonrası tam bir komediye dönüşüyor...
Yargı karannı uygulamayan TRT, Mehmet Göka-
ğaç'ın Ankara'daki kadrosunu iptal ederekTRT Izmir
Bölge Müdürlüğü'nden yine TRT Izmir Bölge Müdür-
lüğü'ne tayinini yapıyor! Zühre Saral Gökağaç'ın ta-
yini de TRT Izmir Bölge Müdürlüğü'nden yine Izmir
Bölge Müdürlüğü'ne çıkıyor!
Bu arada Mehmet Gökağaç'la Ankara'da aynı kad-
roda çalışan Hüseyin Çiftçi emekliye ayrılıyor... Bu
durumda Gökağaç'ın boşalan kadroyu alması gere-
kiyor... Ama, TRT'de bir komedi daha yaşanıyor ve
emekli ikramiyesini bile alan Hüseyin Çiftçi.emekli
dilekçesini geri alıyor! Şimdi bütün bunlar, kalın bir
dosya halinde "suç duyurusu" olarak Cumhuriyet
Başsavcılığı'na gönderiliyor... TRT'de Yener'in yarat-
tığı "hukuk" bir kez daha yargılanmayı bekliyor!
SESSİZSEDASIZ(!J
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku yahoo.com Eski tas, eski hamam... Yeni BUSH, yeni SAVAŞ!
Darısı, Amerika'mn da başına!ı
Ve sonunda Amerika, Irak'a saldırdı...
Saldın yerel saatle dün sabaha karşı
başladı... Bağdat'a bombalar
düşerken New York'ta akşam
saatiydi... Amerikalılar dün akşam,
her zamanki gibi tepeleme saJatanın
yanında iri bir dilim biftekle kannlannı
doyurmuş, televizyon başına geçmiş
olmalı... Bush'un ültimatomuna göre
Saddam'a tanınan süre New York
saatiyle20.15'te bitti.
Karnını doyurmuş Amerikalılar
ellerinde viski ya da kola bardağı
basket maçının başlamasını bekler
gibi bombardımanı beklemiş
olmalılar...
llk bombanın atılması 1 saat 15
dakika gecikince sıkılmışlardır...
Sıkıntıyı hiç kuşkunuz olmasın
televizyon başında biraz
daha abur cubur yiyerek
atmışlardır...
Neyse ki, Amerikalıların uyku saati
gelmeden savaş başladı...
Televizyonlann canlı yayınıyla
cephedeki Amerikan askerteri
bombalan patlattı.
Evlerinde televizyon seyreden
Amerikalılar, heyecanla patlamış
mısıriarı mideye indirdi.
Bombardıman arasına reklam kuşağı
girdi:
"Kolanızı soğuk için"
Amerika, dünyayı yeni bir savaşın
içine soktu... Amerikalılar,
topraklannda savaş yaşamadan
dünyadaki savaşlan hep uzaktan
seyretti... Darısı başlanna!
Sağbk Haftası'nda
Sosyal Güvenliğe Baloş
Dr. HAYRİ DAVAS
Sosyal güvenlik, vatandaşın
sorunlarını, ondan aldığı prim-
lere devletin katkısını ekleye-
t
rek çözmeyi garanti altına alan
• birsigortasistemidir. Sağlık ve
'. emeklilik en önemli iki konu-
sudur. Ancak ülkemizde kan-
tarın topu kaçınca, işler arap-
saçına dönmüş; ne sağlıkta
hayır kalmış, ne de aylıkta...
Oportünist politikalar nede-
niyle sosyal güvenlik, traji-ko-
mik hale gelmiş. Beceriksizlik
yüzünden çalışan da, emekli
de, ülke de perişan olmuştur.
Kişi, işsizlikte aç ve hastalık-
^ta, sakatlıkta, yaşlılıkta ortada
•?kalmasın diye prim öder. Sağ-
lıksal, sosyal ve parasal gü-
vence bekler. Doğru saptama
yapılmadan, doğru çözüme
vanlamaz. Onun için olaya ge-
niş perspektiften bakmak ge-
rekir. Ülkede nüfus artışı çok,
gideri karşılayacak geliri elde
etmeye yönelik çaba yok. Bu
nedenle başta nüfus planla-
ması olmak üzere istihdam,
ücret, vergi, öğretim, sağlık ve
sosyal güvenlikte köklü birye-
niden yapılanma zorunludur.
Çözüm, aramadan buluna-
maz; ereğe, yola çıkmadan
vanlamaz.
"Egemenlik kayıtsız, şartsız
milletindir" çatısı altında ayrı-
calıklı sağlık hizmeti, aylık ve
emeklilik haklarıyla sayeban
olanların vicdanlarında, ken-
dilerine vekâlet veren ülkenin
asıl sahibi olan halkın çektiği
sıkıntılar, acaba ne zaman
yankı bulacak? Kamplara,
sosyal tesislere, lojmanlara,
makam araçlanna, seyahatle-
re vb. konulara bol keseden
harcamalar yapılırken; her
yaştan yatalak hastalara ve
düşkünlere çağdaş ölçütlerde
bakım evleri yapmak hiç dü-
şünülmüyor. Sosyal devlet, bu
ayıbı daha ne kadar sürdüre-
cek?
Çalışamayacakdurumave-
ya yaşa gelenin emekli olma-
sı gerekirken, bizde olay yaz
boz tahtasına dönüştürül-
müştür. Emekli, ne maaşını ra-
hat ve yeterii alabilmekte, ne
de doğru dürüst muayene ve
tedavi olabilmektedir. Uygar
ülkelerde yasal prim ödeme-
sini tamamlamadan ve 60 ya-
şını aşmadan yaşlılık aylığı
alamamakta. Bir de 3 prim
ödeyene karşıltk 2 kişi emekli
edilerek yaşlılık aylığının do-
yurucu olması sağlanmakta-
dır.
Ülkemizde ise keyfi uygula-
malar yüzünden sosyal gü-
venlik kuruluşlan, iflas etmiş
durumdadır. 3 Kasım seçimle-
ri öncesi, Istanbul tabip-ecza-
cı-veteriner odalarının ortak
daveti üzerine "sağlık politi-
kalarını" anlatmak üzere ge-
len 17 parti temsilcisinin ortak
görüşü "prim ödesin veya
ödemesin, her vatandaşa
sağlık hizmeti verilecektir"
şeklindeydi. Ben de şunları
sormuş ve doyurucu yanıt ala-
mamıştım. Belki sizlerden alı-
nm diye yinelemek istiyorum:
İki milyon dolayında prim
ödeyeni ve 6 milyon emeklisi
olan SSK'nin 36.5 milyon kişi-
ye sağlık hizmetini nasıl verdi-
ğini ve yüzlerce trilyon ilaç
borcu olduğunu biliyor musu-
nuz? Emekli Sandığı'nın ise
1.5 milyon prim ödeyenine
karşılık, devlet hastanelerinin
13.5 milyon yeşil kartlıya hiz-
met verdiğinden ve yeşil kart
sağlık harcamalannın 2002 yı-
hnda bütçede 117 milyon do-
lar açığa neden olduğundan
haberiniz var mı? 70 milyonluk
ülkede, sadece 8 milyon do-
layında kişinin verdiği vergiler-
le, bu açıklann kapatılacağına
ve yükümlülüklerin gereğince
yerine getirileceğine inanıyor
musunuz?
Herhalde sosyal devletin
görevi, prim ödeyenlerin hak-
larını, prim ve vergi vermeyen-
lere peşkeş çekmek olmasa
gerek. Muhtaç olana yardım
etmek başka şey, hak sahibi-
ne hak ettiğini vermemek baş-
ka şeydir. Çahşana da emek-
liye de, gereken gerektiğince
verilmediğine göre "Sosyal
devlet iş başına!" diye haykır-
manız gerekmiyor mu?..
KİM KÎME DUM DUMA BEHIÇAK behicakiı turk.net
ÇİZGtLtK KÂMİL MASARACI^
KEDt LEVO APTÜLtKA e-posta: aptulika(a go.com.
r^-—rsEvoiLi ı^î/i-
l^TBUNDAH SONRAKİ
HÜKÜNAETİ SENİN
,TUTUVO«WH
<SİBl' ADAMIM SEVGİÜSİME 3/\K Y/41//..
TİK OLUR MU SE /
HATl/M HAYAT/ HAOYCO*
TAL
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKL\ 21Mart
SATIUK
Üstbostancı Fındıklı Mahallesi
!
nde 105 m
2
3 oda+salon kaloriferii,
hidroiorlu, asansörlü daireler sahibinden satılıktır.
Tel: 0216 518 2198
KAHRAMANMARAŞ 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 2002/295
Davacı TEDAŞ vekilince davalılar Gülten Soysal ve arkadaşlan
aleyhine ikame edilen tescil davasının yapılan yargılaması sırasın-
da verilen ara karan uyannca.
Dosyamız davalılanndan Süleyman ve Abdurrahman Şaştnaz,
Münire Barutçu, Mûzeyyen Belkıran, Seher Tozkoparan, Hacı Ah-
met ve Doğan Belkıran, Hatice .\kkök ve Nuran Aydın'ın tebligata
yarar açık adresleri temın edilemediğinden bu davahlara duruşma
gününün ilanen tebliğine karar verilmiş olup, bu davalılann duruş-
ma günü olan 15.4. 2003 günü saat 9.15'te mahkememizde hazır
bulunmalan veya kendilerini bir vekille temsil etmelen, aksi halde
duruşmanın yokluklannda yapılarak dosyanın karara bağlanacağı
hususu teblığ olunur. 27,2.2003 Basın: 11744
n«CODE^NAPOLEON
18O+'TE BU6ÜN, "~COOE NAPOt-EOH" VEYA
*CODE CIVIL * -WV VEKİLEM MEOEK/F HUKUK
NAPOLYOAJ
BOHAPART'IN İSTEĞİYIS HAziHLAHAKJ CODB CJVIly
(KOD SİVİL), 1?89 FBAMSIZ DEl/ÜIMl 'UİN 6ETİ&-
OiSi Sl'YASAi. PîKİBLBRİfJ HUKUĞA YAMS/MA-
S/yO/. NAPOLYOM'üM "EN BÜYÛH yAP<rrM*
OEDİĞİ BU ÖZEL HUKUK; LAiaJK, 8İ&EY ÖZ-
eüecûsû', I/ATAA/O/İŞ EŞrn./Ği, nutoıĞuN
TEKJJĞt, Mr&ASlKI £pr eÖLÛfÜMÛ
Y£UİLİKLER İÇBKİYOROU. FeOOAL.
SOM PARSEYI rueAu cooe CIML, BU ARA-
DA , AİLENİM ATAEe^/i. yAPtS/KJi GüÇLeN-
biRMESî VE MÜLKiyer HAK/M/ ossr&e
L.EMESİYi-E DE DİtCICATİ
/ŞÇ/ HAtUAHIfJ( PEK ÖNEMSEMİ-
£j YO/Z, AIAA İŞVEeEHiAJ yANıNOA
YE/S ALIYO/ePU. COOE Cıl/fL, Gı-
PE&EK. i r»L YA, İSf*AHYA, POS-
TE&Z., NOLLANOA, BELÇİKA, RO-
L A4ANYA ve (sûN£y AMeeittf 'OA
DA 8£MîAA£EM£CE/£Tİ/e. ÜULÜ
F&ANŞIZ. YAZ/tei STEA/PH/İİ. 'İKl"SAŞU\
CU /CİmB/M" OEOİ&İ YE OİUfJDEAJ I
8E§ENiYt£ söz. err/ği COOE cn/tL,
HUICU<TA ÇIĞIR AÇACAKT/tS....
) Cjode., yasatarın, Jca/ayca
vurulacak biçimde ifef
ıdte. ge.frri/
KADIKÖY1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞÎ'NDEN
EsasNo: 2001/1504
Davacı Serdar Köseoğlu tarafuıdan davalı Maria Ann Köseoğlu aleyhine
açılan boşanma davasının mahkememizde yapılan açık muhakemesi su^sın-
da verilen ara karar gereğince, Salacak, Iskele Sokak, Yalı Apartmanı No:
23/2 Üsküdar-tstanbul adresinde ikamet elmekte iken adresi meçhul bulunan
ve zabıtaca araştınldığı halde tespit edilemeyen davalı Maria Ann Köseoğ-
lu'na dava dilekçesi örneğinin ilanen tebliğine karar verildiğinden karar ge-
reğince duruşma günü olan 14.5.2003 günü saat 10. 50'de duruşmaya gelme-
niz, gelmediğiniz takdirde kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, mahkeme-
de hazır bulunmadığınız takdirde tahkikat ve yargılamaya yokluğunuzda de-
\-arn edileceği hususu meşruhatlı dava dilekçesi tebliği yerine geçmek üzere
ilan olunur. 20.2. 2003 Basın: 12532
TEKNİK RESSAM İŞ ARIYOR
23 yaşında askerlikle ilişkisi olma-
yan Autocat 14 2000-2002 LT, katı
modelleme programları kullanabilen
%50 özürlü "Teknik Ressam" iş
arıyor.
Tel: 0 533 559 75 56
17
ANKAR4...ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOĞLU~
Canı Sıkılanlar
Dünya çok hızlı dönüyor, olaylan izlemek, yaşa-
mı biçimlemek giderek güçleşiyor. Her gün değıl.
her dakika nerdeyse. Bir yandan savaş rüzgarla-
n, tepemizde uçaklar, yollarda ölumden kaçan ın-
sanlar. Genç, ihtiyar, kucaklarında çocuklar, bir
kamyona dolmuş gidiyorlar. Nereye gıdıyoriar, ne-
rede konaklayacaklar, gelecekte nelerie karşılaşa-
caklar belli değil. Büyük bir göçün bölük bölük in-
sanları bunlar. Yaşlılar, kadınlar ve çocuklar. Dün-
yamıza kurşun yağmurunda gelenler. Güzel yüz-
lerinde kara gölgeler, bilmeden gidiyoriar. Belki bir-
kaç adım sonra ya da bir yol kavşağında gözleri
kapanacak. Yolu bitinmeden ayrılacaklar dünya-
mızdan. Yaşam ne veriyor onlara? Annesinin göğ-
sünde bir ölüm yolculuğu bu. Ikide bir değişiyor
olaylar, bilinmezliğe yol alıyor. Gerçeği bilmek bel-
li kişiler için ancak. Dünyamızda neler oluyor, ka-
rar veremiyoruz, bilinmezliği yaşamak kolay değil.
Bir an sonrasını düşünemiyor insan. Bugünümü-
zü, yannımızı bilmeden yaşamaktan, bızım için ve-
rilen kararlann bizim dışımızda oluşmasından ezık-
lik duyuyor Dahası onuru yaralanıyor, sarabılenler
beri gelsin! Canımızı sıkan, yüreğimizi delen olay-
laria kimliğimiz, kişiliğimiz rüzgâra kapılmış gıdıyor.
Yakalamak olası değil. Çünkü karar bizden değıl,
başka güçlerden, başka çevrelerden.
• • •
Uzun bir yolculuğa hazırianan gemi nhtımdan
kalkıyor, soluk soluğa üç kişi merdivenleri çıkıyor.
Kaptan köşküne geliyor.
- Biz, diyorlar, tayfa olmak istiyoruz. /
Kaptan şaşınyor biraz. Bu tepeden istek nerden
kaynaklanıyor acaba?
- Tayfa olmak için belli yetenek ister, sizin böy-
le bir yeteneğiniz var mı, varsa ne?
Tayfalar şöyle yanıt veriyor:
- Ben, diyor birincisi, çok iyi görürüm.
Ikinci tayfa alıyor sözü:
- Ben, diyor, çok iyi duyanm, sessizliğin şarkıla-
nnı da dinlerim, size bilgi veririm, yolunuzda ön-
celik alırsınız.
Kaptan üçüncüye dönüyor bu kez. Soruyor
- Peki, sen ne yaparsın?
- Tayfa gülümsüyor, öz değerini okşar gibi gize-
mini açıklıyor:
- Benim de bunlara canım sıkılır, diyor.
Kaptan biraz şaşınyor. Biri görüyor, öbürü duyu-
yor, canı sıkılan ne yapacak acaba? Gemi ileriiyor,
üç tayfa soluk soluğa kaptan köşküne tırmanıyor
biraz sonra. Biri şöyle diyor:
- Kaptan baba, ufukta bir gemi var, güvertesin-
de de güzel bir kız gergef işliyor, işlemeyi de gö-
rüyorum. Güzel çiçekler üretiyor elleri.
Kaptan hayli şaşkın, derken ikinci tayfa konuşu-
yor:
- Işte, diyor, gergefin iğnesi düştü şimdi, sesini
duyuyorum.
Sözü üçüncü tayfa alıyor:
- Işte, diyor, benim canım da bunlara sıkılıyoıi
Kimi dostlanm bu sözlerden polrtikayayöneliyor.
- Işte, diyorlar, bizim canımız da bunlara sıkılı-
yor. Son günlerin savaş rüzgâriannın çoksesli esin-
tisine Başbakan Tayyip Erdoğan'ın çizdiği tablo-
ya gülümsüyor. Daha ne çok örnekler var ama bi-
zim de canımız sıkılıyor ancak!
Tayyip Erdoğan seçmenlerine selam vermek için
başkentten aynlıyor, benim de canım buna sıkılı-
yor, diyor, bir dostum.
Canı sıkılanlar çoğalıyor giderek.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
2 3 4 5 6 7 8 9
1 2 3
SOLDANSAĞA:
1/ Kirli, pis. 1
2/ Bir çoklu-
ğu oluşturan
varhklann
her biri... Be-
deni etkin kı-
lancanlılıkil-
kesi. 3/ He-
nüzolgunlaş-
mamış ekşi
üzüm. 4/ Bo-
ya sanayisin-
de kullanılan zehirli
birmadde... Eski ve
bilinmeyen bir tarihi
anlatmakta kullanı-
lan deyim sözü. 5/
Kimse, kişi... XII.
yüzyıldan sonra Av-
rupa'da gelişen ve
temel özelliği sivri-
lik olan sanat ve mi-
marlık biçemi. 6/
Şarkı, türkü... Bir nota... Yüce, yüksek. 7/Örde-
ğe benzer bir su kuşu... Anadolu'da kurulmuş es-
ki uygarlık. 8/Gülünç... Güney Afrika Cumhuri-
yeti'nin plaka işareti. 9/ Mutluluk hormonu
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Osmanlı ordusunda "teğmen" anlamında kulla-
nılan rütbe. II Şöhret... Karagöz oyununda kulla-
nılan kamış düdük. 3/Ticarette, kullanılması hemen
mümkün olan paraya verilen ad... îyice yanarak
ateş durumuna gelmiş kömür ya da odun parçası.
4/ Uzun omuz atkısı... Bir şarkıııın, bir fümin de-
neme kaydı ya da çekimi. 5/ Kıbns'a özgü, iri ve
pembe taneli bir uzüm cinsi... Köpek. 6/ Fiat oto-
mobilinin bir modeli... Yankı. 7/Bir işi yaptırabil-
me gücü... Adıyaman'ınbir ilçesi. 8/Kenar süsü...
Açık yeşil renk. 9/ Japon edebiyatına özgü, üç di-
zeden oluşan şiir türü... En tasa zaman süresi.
MRŞEHİR 2. ASLtYE (İŞ) HUKUK
HAKEVHjĞİ^JD
EsasNo: 2002/591
Karar No: 2002 866
Davacı SSK Başkanlığ! vekib Av. Şahin Kaymaz
tarafindan davalı Turan Tunç aleyhine açmış olduğu
rücuan davasmda yapılan açık duruşması sonunda da-
vanın kabulü ile 4.411.136.107-TL'nin 06.05.2002
tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Turan
Tunç'tan alınarak davacı sSK'ya ödenmesine karar
verildiğinden tüm aramaira ğ d i h l
l T T '
y r
verildiğinden tüm aramaiara rağmen adresi meçhul
davalı Turan Tunç'a kar,n n ^^^ teyjgi gerektiğin-
den adı geçen Turan Tur' ril k il
davalı Turan Tunça kar,n n ^^^ teyjgi gerektiğin-
den adı geçen Turan Tur^'mj ve
rilen karan ilanın ya-
yın tarihinden itibaren 8 .^ içerisinde temyiz etmesi
aksi takdirde karann k»s,nıeşeceği hususlan karar
tebliği yerine kaım oırru,^İ2£K ü a n e n t e W i ğ i
31.01.2003 Basn.6662