28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S*YFA CUMHURİYET 2 ARALIK 2003 SALI 4 HABERLER DIMYADABUGUN ALİ SİRMEN Bırakalım Artık Bu Tanzimat Kafasını 3ir arkadaşım var, genellikle ABD vatandaşlan- nır ıkamet ettiği büyük ve lüks bir apartmanın kar- şfândaki bir dairede oturuyor. • Ben hiç suçum olmadan terörün baş hedefie- rirrfen biriyim, diyor. Haklı da. Amerikalı veya Ingilizlerin oturduklan mahalle- lerde yaşayanlar, dükkânlan Amerikan veya Ingiliz firnalannın, misyonunun bulunduğu yerin karşı- sırda, yanında bulunanlar, hiçbir suçları olmadan, terorün potansiyel hedefleri arasına giriyorlar. Şimdi, son olarak Istanbul'da ortaya çıkan terö- re harşı, vatandaşlannı "Sakın oraya gitmeyin!" di- y e jyaran ülkelerin mantığını aynen burada uygu- larsak çıkacak sonuç ne olur dersiniz? Biri çıksa ve dese ki: - Ey vatandaşlar, Amerikalı veya Ingilizleri mahal- lenzde banndırmayın! Çünkü sizin de yaşamınız teh- likeye giriyor... "Yukarıdaki mantıkla bu uyarıya karşı çıkabilir mi- siniz? Bir lokantada yemek yiyen bir vatandaş, arka masada ingilizce konuşanlan duyunca onlann Ame- rikalı veya Ingiliz olduklannı çıkarsayıp, ayağa kalk- sa ve adamların başına dikilse ve de dese ki: - Baylar burayı derhal terk edin. Çünkü sizler te- rör hedefisiniz, bizi de hedef haline sokuyorsu- nuz... Bu davranışa yukarıdaki mantıkla karşı çıkabilir misıniz? Merak etmeyin! Böyle bir tavsiyede bulunmuyorum. Yalnızca, kendi ahmak ve çıkarcı politikalanyla te- rörü kışkırtanlann, mantıklanndaki budalalığı, "7e- röre karşı çıkıyoruz" derken sergiledikleri ikiyüzlü- lüğü göstermek istiyorum. • • • Türkiye, Ingiltere Hükümeti'nin yardakçısı oldu- ğu Amerikan politikasının kışkırttığı terörün kurba- nı olduğundan beri, yine bunlann başını çektiği gi- rişimlerle yeryüzünde büyük bir yalnızlığa itilmek is- teniyor. Avrupa kuruluşları da bu girişime ortak oluyor- lar. Peki bizler ne yapıyoruz? Bizler bu olayları gözleyip iyi irdelemek ve gerek- li sonuçlan çıkarmak yerine hâlâ ayran budalası bir Batı ve Avrupa hayranlığının peşinde, "Şunuyapar- sak bizi kabul ederler, bunu yerine getirirsek üye- liğimiz garanti" gibi ham hayallerin peşinde koşu- yoruz. Beylergerçekleri doğru görelim, tanılanmızı doğ- ru koyalım lütfen!. Türkiye Batı'nın Doğu'ya, Doğu'nun Batı'yaaçı- lan kapısıdır. Olaya bu yönden bakınca, Istanbul'daki girişim- ler, hem coğrafi, hem de ideolojik olarak Doğu kay- naklı terörün Batı'nın kapısını çalması anlamınage- liyor. Böyle bir durumda, bütün Batı ülkelerinin Türki- ye ile dayanışma halinde, teröre karşı cepheyi da- ha burada oluşturmalannı gerektirmez mi? Eğer Türk Hükümeti'nin bu yönde eksikleri var ise bu eksiklikler de tabii ki dile getirilecek, hatta sert biçimde eleştirilecektir. Ama tutum, Türkiye'yi izolasyon içine itmek ol- mamalıdır. • • • Ama öyle yapılmıyor. Yerine ne yapılıyor? Teröre karşı mücadele adı altında, Türkiye coğ- rafyasının anlamı değiştiriliyor ve Batı'nın kapıları, Türkiye sınınndan başlayarak kapanıyor. Türkiye o terörün kaynak coğrafyası içinde algı- lanarak dışlanıyor. Batı bir süredir Türkiye'yi kendi dünyasından dış- lama eğilimi içine girmiştir. 20 - 28 Kasım günlerini Paris'te geçirdim, Mec- lis konuşmalanndan, uzmanlann TV'lerdeki tartış- malanna kadar her şey, bu ülkenin de Almanya gi- bi, Türkiye'yi Avrupa coğrafyası içinde görmeye hiç niyetli olmadığını, dışlama eğiliminin gittikçe güçlendiğini gösteriyordu. Bu gerçekleri görmek ve kendimize ona göre bir rota çizmek zorundayız. Unutmayalım! Durum 1918'e benzemektedir. Mustafa Kemal Atatürk, 1918 çemberini Ba- tı'ya karşı savaşarak kırmıştır. Bırakalım artık şu kof "Batıcı(!)" Tanzimat kafa- sını. Batı ile ilişkilerimizi düzeltmek için Batıcı olma- yan, analitik, bağımsız bir "Batılı(!)" kafasına ihti- yaç var. Burada "Saf///"dan kasıt, bağımsız ve analitik kafadır, coğrafi aidiyet değil. Eğer gerçekten Batılı olmak istiyorsak Batıcılığı bir yana koymamız gerek. Erdoğan gibi konuştu Annç'a göre de terörün sıfatıyok ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - TBMM Başkanı Bülent Annç, terörün aşağılık bir iş ve insanlık suçu olduğu- nu belirterek "terörün kimliği, sıfan konusun- da ayınm yapmanın yanbş olduğunu diişü- nüyorum" dedi. Annç, dün TBMM sosyal tesislerinde ajans ve televizyonlann Anka- ra temcileri ile yaptığı toplantıda, bir gazete- cinin "Islamiterör" tar- tışmalanyla ilgili görü- şünü sorması üzerine. "Kim yaparsa, kime karşı yaparsa venenıak- satla yaparsa yapsın te- rörü lanediyoruz. Terö- rün kökünün kazuıma- sı için nasıl mücadele edilmesi gerekiyorsa hem ulusal bazda hem deuluslararası bazda iş- birliği yapmanın yarar- lı olacağını düşünüyo- nız" diye konuştu. Teröre bir sıfat koy- maya gerek olmadığını ileri süren Annç, "Hem din açısından, hem mez- hep açısından hem ernik künHk açısından, terörü yapan Idşilerin bu men- subiyetlerine bakarak bir ayınm yapmanın yanhşolduğunu düsünü- yorum" dedi. TBMM Başkanı şunlan söyledi: "Yoksa terörü insanlar yapıyorve bu insanlann bağh olduğu din, mez- hep, etnik köken vardır. Onu araşürarak' şunlar bunu yapıyor' demenin yanhş olduğunu düşüyo- rum." Bakanlar Kurulu'nda terör nedeniyle işyerleri tahrip olan yurttaşlann zararlannın karşılanacağı açıklandı îîi&ümctElKaidedediANKARA (Cumhumet Bürosu) -Hükümet, Istanbul'da meydana ge- len terör olaylannın sorumlusu ola- rak El Kaide'yi görüyor. Milli Gü- venlik Kurulu'nda istihbarat kurum- lan arasında eşgüdüm eksikliğinin saptanmasına karşın hükümet Tür- kiye'de faillerin ve olayla bağlantı- lı kişilerin yakalandığını vurgulaya- rak güvenlik güçlerinin görevini en iyi şekilde yerine getirdiğini düşü- nüyor. Şaşbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında dün toplanan Bakan- lar Kurulu, Istanbul 'da meydana ge- len terörist saldınlan mercek altına aldı. Istanbul'da 5 gün arayla mey- dana gelen saldınlann ardından ilk kez toplanan Bakanlar Kurulu'nda terörle savaşımda uluslararası işbir- Hğinin önemi vurgulandı. • istihbarat eksikliğini kabul etmeyen hükümet, Türkiye'de faillerin ve olayla bağlantılı kişilerin yakalandığını vurgulayarak güvenlik güçlerinin görevini en iyi şekilde yerine getirdiğini düşünüyor. Toplantının sonunda açıklama ya- pan Başbakan Yardımcısı AbdüUa- tif Şener, terör olaylannın dünyanın değişik ülkelerinde meydana gelebil- diğini, ne zaman kımi vuracağının da belli olmadığını söyledi. Terörü "ahiak dışı davranış ve vahşet" ola- rak değerlendiren Şener, terörün di- ğer polisiye suçlardan farkına da dikkat çekti. Şener, Türkiye'deki is- tihbarat konusunda bir zaafiyet ya- şandığı yönündeki değerlendirmele- rin ihtiyatlı karşılanması gerektiği- ni savunarak ABD'de bile 11 Eylül saldınlannm yaşandığını ifade etti. Terörün önlenmesi gibi bir sonucun olmadığını öne süren Şener, Isveç Dı- şişleri Bakaru'na AnneLindh'in fa- illerinin bile henüz bulunamaması- nı örnek verdi. tç bağlantılar yok sayıldı Şener, diğer polisiye suçlarda ol- duğu gibi terörün tespitinin önlen- mesinin de güç olduğunu vurgular- ken bu konuda Türkiye'deki güven- lik güçlerinin, ciddi bir çalışma ile hem failleri hem de olaya kanşan- lan belirlediğini kaydetti. Teröristlerin iç bağlanrılannı yok sayan Şener, "Canh bomba ve bun- larla Uişkisi olanlar şu anki verilere göre El Kakie'yeyakm görünüyor. Te- röristieronlaıia bağlantılı olarak or- taya çıktı" dedi. Olayın failleri ola- rak bilinen bazı kişilerin Suriye'ye geçtiğinin de saptandığını kaydeden Başbakan Yardımcısı, Suriye ma- kamlanyla yapılan görüşmeler sonu- cunda 20'nın üzenndeki kişinin Tür- kiye'ye teslim edildiğini ifade etti. Terör mağdurlanna yardım Başbakan Yardımcısı, Istanbul'da- ki terörist saldınlar nedeniyle işyer- leri tahrip olan yurttaşlann mağdur olduğunu anımsatarak "Bu mağdu- riyetin giderilmesi için bazı tedbirler ahnacak. Bu konuda çahşma yapıb- yor" dedi. Şener, Türkiye'ye terör- le mücadele konusunda destek ver- diğini açıklayan ülkelerin, Türki- ye'yi riskli bölge olarak ilan etme- sinin sorulması üzerine, terörün sa- dece belli ülkelenn sorunu olmadı- ğını söyledi. Türkiye'ye destek ver- diğini söyleyen ülkelerin birçok ka- rannın kendilerini üzdüğünü ifade eden Şener, "G«rek UEFA'nın kara- n gerekse diğer karaıiar bizi üzdü. Ancak biz teröre karşı tüm ülkelerin kararhiık içinde mücadele tavnnı bekBjoruz" diye konuştu. Şener, terörist saldınlann ekono- miye olan etkilerinin azaltılması için alınan Önlemlerin sonuç verdiğini ve bütün göstergelerin ekonominin normal düzeyde devam ettiğini or- taya koydugunu anlattı. amaç köyünde evininaüksu borusunu döşemeye çahşan muhtar Necmettin Elelçi ve birkaç yakuu dışmda Idmseyi görmek mümkün değil. Hizbullah ile anıhnaktan rahatsız olan köylükr, konuşmaya bile yanaşnuyor. Orgütteki çok sayıda teröristin doğduğu Yamaç köyünde sessizlik hâkim Hizlnılhdıla anılan köy MAHMUTORAL BtNGÖL - Hizbullah'ın ku- ruculan, etkin isimleri ve tetik- çilerinin doğduğu Bingöl'ün Ya- maç (Musyan) beldesindeki yurt- taşlar, örgütün adıyla anılmak- tan rahatsızlık duyuyor. Bingöl'e 25 kilometre uzak- lıkta bulunan Yamaç beldesi, Genç karayolunun baüsın- daki dağların yamacında kurulduğu için bu adla anı- lıyor. Geçmişi 800 yıl ön- cesine uzanan köy ilk ku- rulduğunda bölgeye "Se- mo,Simal\cMaks" adlı üç kardeş yerleşmiş. Ardın- rin, Ramazanve Gryasettin Hal- tuntaş gibi tetikçiler ve son ola- rak Istanbul'daki bombalı saldı- nlarda intihar eylemini gerçek- leşriren Gökhan Elaltuntaş bun- lardan birkaçı. Şeriatçı terör ör- gütü Hizbullah'ı işaret eden bu tablo, Yamaç köylülenni ve do- layısıyla da anılan dört aşiretin mensuplarmı rahatsız ediyor. sayılabilecek birjandarma kara- kolu bulunuyor. Köylüler genel olarak gün- düzlerifesulyebahçeleri ve hay- vancıhk ile uğraşıyor. Son inti- har saldınlannın ardından köye sessizlik hâkim. Kimse konuş- maya yanaşmıyor. Muhtar NecmettinEleki, Köy- lerinin geçmişte de Hizbullah'la • Muhtar Elelçi, "Köylülerin aklı öyle siyasi şeylere pek er- mez. Özellikle de Hizbullah konusunda. Köyümüzde herkes işinde gücünde. Yıllar önce köyden göçüp gidenler Hizbullahçı olmuşlarsa bütün köyün Hizbullahçı olduğu anlamına gelmez. Hizbullah'la artık anılmak istemiyoruz" diyor. dan bu kardeşlerden Elaltunka- ra,Elaltunteri, Elaltuntaşve Bö- rü aşiretleri oluşmuş. Bu aşiret- lerin tek ortak yönleri Yamaç kökenli olmalan değil. Söz ko- nusu aşiretlerden Hizbullah için çok sayıda militan çıkmış. Ha- cı Bayancık, Şevket Börü, örgü- tün çöküş sürecinin ilk halkası- nı oluşturan Velioğhı'nun şoför- lüğünü yapan Şaban Elaltunte- Kış ve bahar aylannda 100 hane ve bin kadar nüfusu olan Yamaç, yazın çevre kentlerdeki köylülerin yaylaya dönmesiyle 350 hane ve 3 bin kadar nüfusa ulaşıyor. Yurdun diğer yörelerin- deki köylerden görünüşte bir farkı olmayan köyün minaresiz bir camisi, 450 öğrenci kapasi- teli, taşunah eğitim sistemi kap- samında bir YÎBO'su ve büyük anıldığını, artık bu anlayışın or- tadan kalkması gerektiğini be- lirtiyor. Elelçi, bunun en önem- li göstergesi olarak 3 Kasım se- çimsonuçlannı gösteriyor. Elel- çi'ye göre 3 Kasım seçimlerin- de beldeden her partiye oy çık- tı. Resmi sonuçlara göre ise se- çimlerde AKP 388, CHP 117, ANAP 8, DEHAP 579, DSP 81, DYP 41, MHP 54, SP 26 ve Ba- ğımsız 89 oy almış. Elelçi, "Kö- yümüzde sadecebir siyasigörüş yok. Her partiye oy çıioyor. Bu- rada herkesin akrabalan çeşitli parolerden olduğundan herpar- ti oy alabiliyor. Kimin yakuı bul- duğu akrabası neredeyse tnlar ona dağılıyor 1 ' diye konuşuyor. Başta Diyarbakır olmak üzere ts- tanbul, Ankara ve Izmir gibi bü- ^— yük kentlerin bulunduğu geniş bir alana 20 bin ka- darköylünün dağılmış du- rumda olduğunu ifade eden Elelçi, "Köyümüz- den çıkan Hizbulİahçdar dçanyagöçedenkrarasn- dan çıknuşlar. Köyümüz- le bunlann bir bağlantısı yok. Bu son olayda ismi geçen Gök- han Elalruntaş'ın da ailesi bu köyden olmasma rağnıen o hiç bu köyügörmedLEJataınkarave Elamınterin aşirederinden baa aileler halen oturuyor. Ancak Elaltuntaş ailesinden kimse yok. Burada oturanlar da adı geçen Hizbullahçılarlasadeceuzaktan akrabalar" diyor. KOORDÎNASYON EKSÎKLfĞI 'Jandarma emniyeti uyardı' iddiası' BİNGÖL (Cumhuriyet) - Bingöl Jandarma Komutanlığı'nın, Istanbul'da bombalı saldınlardan 3 ay önce kentteki şeriatçı faaliyetler nedeniyle Bingöl emniyetini uyardığı öne sürüldü. Jandarma ekiplerinin son 2 yıldır yaptığı çalışmalar sonucunda özellikle Bingöl kent merkezi ve Solhan ilçesinde tarikatlar tarafindan küçük yaştaki çocuklara dini eğitim verildiği. kız çocuklannın okul yenne gizli Kuran kurslanna gönderildiği belirlendi. Bunun üzerine jandarma ekipleri, okula gönderilmeyen kız çocuklannı belirleyerek aileleriyle görüştü. Çoğu aile ikna edilirken kızlannı okula göndermeyi kabul etmeyenler hakkında yasal işlem başlatıldı. Üst düzey bir askeri yetkilinin verdiği , bilgiye göre ise istihbarat çalışmalan sırasında 1 yıl önce Bingöl'de Hizbullah'ın, dini ağırhklı yaşam süren gençler üzerinde baskı oluşturduğu belirlendi. Jandarma yetkilisi, Hizbullah'ın kentteki çalışmalarını Emniyet Genel Müdürlüğü ve Bingöl Emniyet Müdürlüğü'ne rapor etriklerini iddia etti. intihar saldınlannın ön çalışmasının Bingöl'de yapıldığı yolundaki bilgileri de emniyete bildirdiklerini öne süren yetkili, şöyle konuştu: "Hizbullah son 1 yd Bingöl'de toparlanma çabasuıa girdl Bingöl'de rahat çahşamayan örgüt, burada kandırdığı ve ikna ettiği gençleri İstanbul'a, oradan da İran ve Suriye üzerinden yurtdışına çıkanu. El-Kaide ile bağlantılı örgüüerle görüştürerek çeşitli eğirimler verdL" Istanbul'daki saldınlardan 3 ay önce Bingöl'de yurtdışıyla bağlantılı olan bazı kişilerin faaliyetlerinin de emniyete yazıldığını anlatan jandarma yetkilisi, "Bu kişilerin isimleri verilerek muhtemelen El-Kaide bağlanrıh çahşbklan ve her an büyiik kentierde eyiemlere girişebikcekleri konusunda emniyetle çeşitli yaztşmalar >apıldL Ancak istihbarat bilgimiz ne derece değerlendiıildi bümrvüruz" dedi. Başlatılan yeni bir çahşmayla jandarma ve emniyet, Bingöl'de geçmişte dini örgütler ve tarikatlarla ilişkili aileleri mercek altına aldı. Çalışmalar sırasında onlarca gencin ailesinden kopuk olduğu, bazılanndan 2-3 yıldır haber alınamadığı ortaya çıktı. • Istanbul'daki saldınlardan 3 ay önce Bingöl'de yurtdışıyla bağlantılı olan bazı kişilerin faaliyetlerinin emniyete yazıldığını anlatan jandarma , yetkilisi, "Bu ! kişilerin isimleri \ verilerek El- l Kaide bağlantılı .' çalıştıklan ve ! büyük kentierde eylemlere '. girişebilecekleri ; konusunda yazışmalar , yapıldı" dedi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Pendik Güzetyalı sakinleri, çok uzun zamandan beri semtlerinde meyda- na gelen bir çevre katliamını duyur- maya çabalıyorlar. Bu köşede daha ön- ce bu şikâyete yer verdim. Pendik Sonsöz gazetesi aylardır bu konuda sivil toplum örgütlerini, siyasi partile- ri uyarmak amacıyla Güzelyalı'da olan- ları anlatıyor. Anlaşılan o ki bu işin ar- kasında kimsenin dokunamayacağı bir güç var. Çünkü kimsenin sesi çık- mıyor. Güzelyalı sakinlerinden gelen son mektup, işin içine Maliye Bakanı Ke- mal Unakıntan'ın da karıştığını gös- teriyor. Güzelyalı Çevre Girişimi'nin çığlığını sizlerle paylaşmak istiyorum. Belki bazıları bu çığlıktan etkilenip bu çevre felaketine son vermek amacıy- la harekete geçerler. Pendik Güzelyalı Çevre Girişimi, olayların gelişimini şöyle aktarıyor: "Son günlerde burada meydana ge- len gelişmeler, ne yazık ki bizleri ve doğa-çevre dostlannı derinden üzü- yor. Deniz, gözlerimizin önünde yok Unakıtan, Pendik Güzelyalı 'yı Verdi mi? olup gidiyor. Deniz taş ve toprakla dolduruluyor, etrafyakılıpyıkılıyor, in- sanlann yaşam alanlan birkaç kişinin rantı uğrunayokediliyor... İşin ilginç yanı, daha önce yapımına izin veril- meyen alanlar şimdi inşaata açılmış durumda. 'izin veriyorlar'dan sakın resmi izin aldıklannı sanmayın." Güzelyalı Girişimi, 2002 yılında bu- rada Proteksan isimli bir şirketin in- şaat için başvurduğunu, fakat bölge- nin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na 600-700 metre uzaklıkta olduğu için izin verilmediğini belirtiyor. Gerekçeise burasının askeri yasak bölge olmasıy- dı diyorlar. Aynı yasak bölgede şimdi Ro-Ro limanı yapımına başlanmıştı. Bunun üzerine Proteksan isimli şir- ket de izni olmamasına karşın inşa- ata girişmişti. Güzelyalılıların mektubu şöyle de- vam ediyor: "Inşaatlar gece gündüz devam ediyor. Sanki yangından mal kaçınyorfar. Deniz vahşice dolduru- luyor. Tonlarca toprak ve taş denize boşaltılıyor. Alınan bilgilere göre 30 dönüme yakm deniz doldurulacak- mış... Yapılan şikâyetlere rağmen, ye- relyöneticiler 'Biz bir şey yapamayız, ortada çok büyük para var' diyorlar... Askehere inat yasak bölgede güm- rük sahasının açılması doğru mu? Herkes Burgazada'yı anlatıyor. Bur- gazada 10-20 yıl sonra orman olabi- lir. Tonlarca ağıhıktaki kayalar denize dökülüyor. Daha sonra kurtarılmak istense kurtulur mu? Kesinlikle kur- tanlamaz. Deniz Kuvvetlerimize ait alanın yanına Ro-Ro limanı yapılıyor. Bu alana günde 500 tane TIR kam- yonu girip çıkacak. Bu rakamı bu ala- nı alan kişi söylüyor. Hatta Erenköy gümrük alanında yaşanan sıkıntılann tamamen bite- ceğinisöylüyor. Erenköygümrükala- nındayaşanan sorunlar, buraya, cad- delerimize, sokak aralanna taşına- cak. 500 TIR'ın bu alanlara girmesi ile çocuklarımızı sokaklara nasıl çıkara- cağız? 500 TIR aracı arasında trafi- ğe nasıl çıkacağız?... Belki de bizle- rin buradan çıkıp gitmemizıistiyoriar. Bu konu ile ilgili çalışmalara başladı- lar bile. Etraftaki arsalan satın almak için üstü kapalı tehditlerbile yapıyor- lar." Bütün bu süreç içinde en ilginci hükümetin tutumu. Alınan son haber- lere göre; Ro-Ro şirketinin kurucusu Ulusoyiar a yardımcı olmak amacıy- la Maliye Bakanı Kemal Unakrtan ağır- lığını koymuş durumda. Ro-Ro limanının yapılmasının önün- deki en önemli engel, bu bölgede Mil- li Emlak'a ait 3 parselin daha önce kumcularakiralanmışolmasıydı. Iddi- aya göre Unakıtan, kumculann hak- larını devretmeleri için devreye gir- mişti. Unakıtan'ın müdahalesiyle kum- cular ihalesiz, ilansız haklanndan vaz- geçmek durumunda kalmışlardı. Güzelyalı sakinleri, bölgedeki CHP milletvekillerine de çağn yapmışlar ve bir cevap alamamışlardı. Mektupları- nı şöyle sürdürüyorlar: "Hani devlet nerede? Belediye nerede? Yetkililer kimin hakkını savunuyor? Sizler ki- min yanındasınız? Bu alanın yok edilmemesi için bir- çok kişi mahkemeye başvurdu. Im- zalar toplandı. Sadece iki saat için- de 300 imza topladık. Başbakanlığa, Genelkurmay Başkanlığı 'na gönder- dik... İmza toplamaya devam edece- ğiz. Bize, 'Onlarçokzengin, neuğra- şıyorsunuz' diyenler olsa da hukuk içinde mücadelemiz devam edecek. Güzelyalı'ya, çevremize sahip çık- mak için çevre-deniz düşmanlanna karşı mücadelemiz devam edecek. Çocuklanmızın geleceği için katliama hayırdiyeceğiz..." Pendik Güzelyalı halkının çağrısı bu. Yetkililere, ilgililere çağrıda bulu- nuyoruz. Gerçekten oralarda neler oluyor?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle