08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7KASİM2003CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishabncumhuriyet.com.tr 11 AB Büyükelçisi Kretschmer, Kıbns bağının 'AKP'nin çözüm kararhlığını' güçlendireceğini savundu: Hükümetin işikolaylaşacakAYHAN ŞİMŞEK ANKARA- AB Türkiye Temsilcisı Bü- vükelçi HansJörgKretschmer, Türkiye'nin AB üyeliğini Kıbns'la ilişkilendirmeleri- nin. hükümetin "tutucu baaçevrelere'' kar- şı Kıbns sorununu çözmede işini kolaylaş- tıracağını savundu. "Strateji BelgesTne eklenen "Kıbns'ta çözümsüzlük Türkiye'nin AB bekientileri için ciddi engel olabiür" ıfadesınin, "Kıb- nsta çözümün Türkjye'nin iiyetigini kolav - laşüracağT anlamına da geldiğine işaret eden Kretschmer, AB 'nin çözüm çağnsı- nı yalnız Türk tarafı değil, "ilgili tüm ta- raflara" yaptığını vurguladı. Kretschmer, "Kıbns'ın AB üyeüği için ne- den çözüm koşuiunun gedrilmediği" sorusu- na ise " Kıbns, AB sürecinde kaülını anlaşma- sını imzaladı. Bu aşamada Kıbns'ın üyeüği için böyle bir bağ getirilmesi mümkün değU" şeklınde yanıt verdi. AB Komisyonu Türkiye Temsılcisi Büyü- kelçi Hans Jörg Kretschmer. Cumhuriyefin "tkrleme Raporu ve Streteji Belgesi"ne iliş- kin sorulannı yanıtlarken çarpıcı açıkJamalar- da bulundu. AKP hükümetini Kıbns'ta çö- züm için kararlı gördüklerini, hükümetin adım KP'nin Kıbns'ta çözüm için kararlı olduğunu belirten Kretschmer (ortada). çözümsü- zlükten "tutucu bazı çevrelerin" sorumlu olduğunu kaydetti. Kretschmer bu çevrelerin, "Türkiye için önemli olan 150 bin Kıbnslı Türk değil, adanın stratejik önemi" diye düşündüğünü savundu. da 2004 yılı Arahk ayında Türkiye ile müzakerelere başlama karannın alınabi- leceğine işaret etti. Kretschmer, Türki- ye'nin 2004 Aralık ayına kadar özellik- İe uygulamada Kopenhag kriterlerini kar- şılayabileceğine inandığını kaydetti. 'Kıbrıs konusu reformları engellememell' atmak için seçım sonuçlannı beklediği işare- tini aldıkJannı kaydeden Kretschmer, "Seçim- lerde muhalefetin gaüp çıkmasımn, Kıbns'ta çözüm için büyükfirsatolduğu görüşünü pay- laşıyonız" şeklinde konuştu. "Strateji Belgesi"ne eklenen. "Kıbns'ta çö- zümsüziük Türkiye'nin AB bekientileri için ciddi engel olabiür" ifadesinin, "hayatm bir ger- çeğT olduğunu, bunun çözüm için kararlı olan Türk hükümetinin "tutucu bazıçevretere" kar- şı işini kolaylaştıracağını da savunan Kretsch- mer şöyle konuştu: "Türidye'de muhafazakâr bazı çevreler şu- nu söylüyor. Türkhe için önemK olan 150 bin Kıbnslı Türk değil, Kıbns"ın stratejik önemi Bunu çok anlamsız buluyonım. Hangi strate- jik önemden bahsediliyor? Ben böyle bir şey görmüyorum. Bize İngihere'nin üsleri örneği- ni veriyorlar. îngiltere binlerce kilometre uzak- bkta. Türkiye'nin ise Kıbns'ın yanı başmda In- cirlik Üssü var." Kıbns sorununa, 2004 Mayısı'ndan önce çözüm bulunması konusunda kötümser olma- dığını da ifade eden Kretschmer, soruna çö- züm bulunması ve Türkiye'nin Kopenhag si- yasi kriterlerine uyum sağlaması durumun- Kretschmer, AB Komisyonu Türkiye Temsilciligi'nde "İlerkıne Raporu ve Strateji Belgesi''ne ilişkin yaphğı basın toplantısında da Kıbns konusunun re- form çabalannı olumsuz etkilememesi ge- rektığı mesajını verdı. Hükümetin siyasi ve ekonomik açıdan zor bir yıl olmasma rağmen 2003'te önemli re- formlar gerçekleştirildıöinı belirten büyü- kelçi, özellıkle "yargmın bağmısızhğınınsağ- lananıamasu işkiencenin sürnıesi, Türkçe dı- şında dillerde ögretim ve yayına başlanama- rnasu dini aanhklann hakiannın geliştiril- memesini" eleştirdi. Bu eksikliklerin Türki- ye'nin cesaretini kırmamaması gerektiğini de ifade eden Kretschmer, hükümetten reform- lann bir an önce uygulamaya geçirihnesini bekledikleri mesajını verdi. Bölünmüş ada K K T C ^ Naus; 200,000 • GSYH: 4,500 euro (2002) YeşılHat Kuzey Kıbns s<?l I ^ , . . . Türk Cumhuriyeti • I I ^ Gürtey Kıbns • Nüfus: 600.000 RumKesimi • GSYH: 18 500 euro (2002 1990'dan 2003'e Türkiyesustu, Rumlarilerledi ANKARA (Cumhuriyet Avrupa Genişleme Bürosu) - Güney Kıbns Programı'na alındı. Rum Kesimi'nin • AB'nin GKRY ile (GKRY), 1990 yılında müzakere takvimine girdiği Avrupa Birliği'ne ilişkin karanyla Türkiye- üyelik yolu, iktidardaki AB gümrük birliğinin Türk siyasetçilerinin AB kabul edilmesi aynı gün ile ilişkilerin gerçekleşti. 6 Mart yıpranmaması için göz 1995'te Türkiye, AB'nin yummalan nedeniyle müzakere talcvimine itiraz somut adımlara dönüştü etmezken Yunanistan da ve tam üyeliğe kadar gümrük birliğini veto geldi. AB Komisyonu, etmedi. şimdi de Kıbns • Tansu ÇiDer'in, sorununu Türkiye'nin Türkiye-KKTC önüne siyasi bir kriter cumhurbaşkanlannın olacak şekilde getinne açıkladıklan ortak için ilk adımı attı. Kıbns deklarasyonlara karşın Rumlannın AB yolunda AB-GKRY ilişkisinin attığı adımlar ve Türk gelişmesine ses hükümetinin tutumu çıkarmaması üzerine özetle şöyle: AB, 15 Temmuz 1997'de • Kıbns Rum hükümeti, Türkiye'ye adaylık 3 Hazıran 1990 tarihinde statüsü vermediği ancak ABye tam üyelik Kıbns'ı aday alacagını başvurusunda açıkladığı bulundu. KKTC 7ürkive G ü n d e m 2 0 0 ° Cumhurbaşkanı ^ ' adlı raporunu Rauf Denktaş, A B v e K u m yayınladı. 31 başvurunun Kesimi'nin Mart 1998'dede hukuki dayanağı attığı adımlar Kıbns Rum olmadığı. konusunda Kesimi ile Kıbns dolayısıyla jjgn s ı n ı r ] j Cumhuriyeti adı geçersiz tenic' altında tam üyelik sayılması P müzakarelerini gerektiğuıe gösterdl. başlattı. ilişkin sert bir • 1999 Helsüıkı açıklama yaptı ve bunu Zirvesi'nde Türkiye'ye AB'ye iletti. BM Genel adaylık statüsü verilirken Sekreteri'nin adada 2002 yılı sonunda da çözümü güçleştirecek Kıbns'ın AB 'ye tam adımlardan üyeliği karannm kaçınılmasını »verileceği ortaya çıkmış açıklamasma karşın AB oldu. Helsinki zirve Bakanlar Konseyi, 17 bildirisinde Ege Eylül 1990 da başvoınıyu sorunlannın 2004 kabul etti. Ankara'nın bu sonuna, Kıbns karara tepkisi çok sınırlı sorununun da 2002 oldu. Bunda özellikJe sonuna kadar Cumhurbaşkanı Turgut çözümlenmesi gerektiği Özal'ın konuyu ifadeleri yer aldı. büyütmeme, AB ile • AB Komisyonu, 2003 ılışkilerde sorun Strateji Belgesi'ne çıkmaması tercihi etkin "Çözüm ohnaması'nın oldu. Türkiye'nin AB • Türkiye'nin sınırlı beklentilerine ciddi engel tepkisi nedeniyle üzerine oluşturabifir" ifadelerine gıtmediği başvuru, 30 yer vererek Kıbns Haziran 1993'te AB sorununun Türkiye'nin Komisyonu'nca olumlu önüne siyasi bir ek kriter karşılandı. 1994 Korfu olarak getirilmesinin Zirvesi'nde Kıbns, zeminini yapmış oldu. Başbakan Erdoğan, AB'nin Yunanistan'ı cesaretlendirdiğini vurguladı Kopenhag ayrı, Kıbns ayrı • Erdoğan, Finlandiya Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmede, Kopenhag'da olmayan bir şeyi Türkiye'nin önüne getirmeye kimsenin hakkı ohnadığını soyledi. EBRU TOKTAR ANKARA-Başbakan RecepTay- yip Erdoğan, AB'nin 2003 1lerle- me Raporu "nda Kıbns'la ilgili yer alan maddeye ilişkin en sert tepkı- sını Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkkj Tuomioja ile yaptığı görüş- mede verdi. Raporda Kıbns ile il- gili maddenın fıili bir durum yarat- rığinı ve Yunanistan'ı cesaretlen- dirdiğini ifade eden Erdoğan, "Ko- penhag'da olmayan bir şeyi Türki- ye'nin önüne getirmeye kimsenin hakkı yok" dedı. Raporun yayım- lanmasının ardından Yunanistan Hükümet Sözcüsü Hristos Proto- papas, "Rapor Türkiye için güçlü bir uyan ntteBğindedir'' yönünde- kı açıklamasına tepki gösteren Er- doğan. "Çirkin bir üshıp" dedi. Tuomioja ile bir araya gelen Er- doğan. terör sorununa değinerek KADEK' in terör örgütleri listesine alınmasını ıstedı. Türkiye'nin 2004 Aralık'a kadar elinden geleni yapa- cağını kaydeden Erdoğan. AB'nin de adil da\Tanmasını istedi. Erdo- ğan. "Kopenhag kriterleri Kıbns konusunda yükümlülük yüklenıi- yor. Kıbns'ta acilvekalıcı çözümis- tiyonız, ancak raporda Kıbns 0e ü- giü madde ilefiilibir durum da söz konusu otmuştur" dedi. Buna örnek olarak da Protopapas'ın açıklama- lannı gösteren Erdoğan, "Türkiye, AB yolunun Kıbns'tan geçtiğini an- lamabdır'' yönünde açıklama yapan Protopapas'a aynı üslup içerisinde yanıt vermeyeceğini kaydetti. Tuomioja, Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasını başından beri des- teklediklerini ve Aralık 2004'te Tür- kiye'ye müzakere tarihi verilmesi gerektiğini düşündüklerini kaydet- ti. Tuomioja, raporda Kıbns ile il- gili madde konusunda "AB,Kopen- hagkriterlerineek bir kriter koyma niyetindedeğilancakbirfirsat pen- ceresi açümıştır" dedi. Oslo ile işbırlıgı kararı Türkiye'ye flk kez gelen Norvec başbakanı olan KjeJl Magne Bonde%1k, Ankara'yla Oslo'nun Or- tadoğu ve Kafkasya'da birüktc hareket edebilece- ğini bildirdL Başbakan Recep Ta>yip Erdoğan ile görüşen Bondevik, Irak'ta NATO gücü oluştunılursa Türkhe'nin buna nasıl bakacağmı sordu. Erdo- ğan, "Btanı için ideal olan BM şcmsiyesi"" \anrtmi verdL AB ü>esi olmayan, ancak KADEK'i terör ör- gütleri listesine almayan Norveç ile yapılan göriiş- mede,Türki>e terörekar- şı işbirüği üzerinde durdu. Basın toplantısında konu- şan Erdoğan. Noneç ile Hazar bölgesi petrol ve doğalgaz kaynaklannın değeriendirÜnıesi ve ürün- lerin dış pazara iletilmesi konusunda işbüiiği yapıla- cağnu belirtn. (Fotoğraf: SERDAR ÖZSOY) Verheugen övgü yağdırdı Dış HaberlerServisi-AB Komisyonu 'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Ver- heugen, "Türkiye'nin AB üyeüğijie Ugfli tamşmalan, ülkedeki reform iradesini lar- ma>acak şekilde yürütmethiz. Hüküme- tin, reformlaradestekbulnıakiçin \\rupa perspektifîne ihtiyacı \ar" dedi. Alman Die Zeıt gazetesine açıklama yapan Verheugen, "Kıbns'ta çözüm kar- şılığmda Türkrve'nin AB'ye alınacağı şek- linde pazarnk yapılamavacağınr Başba- kan RecepTayyip Erdoğan'a ılettiğini kay- detti. Haberde, KKTC seçimlerini Rauf Denktaş'ın kaybetmesi durumunda Türk hü- kümetinin Kıbns'ın çözümü konusunda görüşmek için uygun zemin bulabileceği görüşüne de yer verildi. Verheugen, Der Spi- egel'e verdiğı demeçte de "11 EylüL tslam düm ası\1a Baa demokrasüeri arasmdaJd en büyük çatışmalardan biridir. Türkiye'ji kampımıza alma karan verirsek böyle ça- ûşmalardanuzaklaşmaşansıartaryadaba- nşçı çözümlere ulaşılır. Türkiye gibi Mös- lüman bir ülke AB üvesi olabflir" dedi. AB, Kıbns'ı Türkiye'nin önüne siyasi kriter olarak getirmenin zeminini hazırladı Ankara ödüne zorlamyor SERKAN DEMİRTAŞ ANKARA - Avrupa Birliği Komisyo- nu'nun Türkiye'ye yönelik Kıbns koşulu karan, hem Türkiye-AB ilişkilerinde hem de Kıbns sorununun çözümünde yeni bir süreç işaretini veriyor. Güney Kıbns Rum Yönetımi'nin Kıbns Cumhuriyeti adı al- tında AB'ye üye olacağı 1 Mayıs 2004 ön- cesine kadar çözüm bulunması için Anka- ra'ya baskı yapan Brüksel, araç olarak Tür- kiye- AB ilişkilerini kullanıyor. Hüküme- tin, AB'yle ilişkileri yıpratmamak amacıy- la tepki vermediği Kıbns ifadeleri. gelecek aylarda Ankara'yı adada ödün vermeye zor- layabilir. Çözümü, Türkiye'nin AB gelece- ğini etkileyebilecek bazı unsurlar şöyle: • AB ilk kez "ciddi engel" ifadesinden bahsederek Türkiye' ye önemli bir uyan- da bulunuyor. Diplomatik kaynaklann "haörlatnıa** olarak görmelerine karşın tehdit de içe- ren bu uyannın gelecek ay yapılacak Brüksel zirvesine de yansunası bekleniyor. AB. çözüm için Anka- ra'dan ödün vermesini içe- ren ağır bir baskıda bulunabilir. Kritik eşlfc1 • Diplomatik kaynaklar, Kıbns'm kriter olup olmaması tartışmasının yararlı ohna- dığını, Türkiye ile ilgili karar alınırken ada- nın zaten etkili olacağını düşünüyorlar. GKRY'nin aralıkta veto hakkına sahip bir tam üye olarak Türkiye karannın verilece- ği masada yer alacağını belirten diploma- tik kaynaklar, bunun "yaşamın bir gerçeği'' olarak görülmesi gerektiği görüşünde. Dışişleri Bakanlığı'nda raporla ilgili şu değerlendirmelere yer verildi: • Siyasi uyum süreci açısından kritik bir eşikte olduğumuz belgeleniyor. Siyasi öl- çütlerin bir kısmının müzakerelerin baş- lamasının ardından tamamlanabileceğin- den hareketle Türkiye. müzakerelerin baş- lamasına yeterli olabilecek bir eşikte bu- lunuyor. Raporda belirtilen eksikliklerin tamamlanması durumunda gelecek yıl müzakerelerin başlayabileceğine ilişkin ka- rann çıkması beklenebilir. • Eksiklik olarak görülenler arasında iş- kence ve körü muamele ile mücadele, ce- zaevleri. yargının güçlendirilmesi, sivil- asker ilişkisinin uyumu, bölgeler arasın- daki farklılıklann giderilmesi, temel hak ve özgürlüklerin sağlanması gibi konular bulunuyor. Bu eksikliklerin gerçekçi bir yansıması yapılmış. BIÇAKSIRTI EROL MANİSALI İlerleme Raporu mu? Gerileme Raporu mu? AB'nin ilerleme raporu tartışılıyor. Türkiye - AB ilişkileri ilerliyor mu? Ilerlemesi için neler gereklidir konusu, AB'nin gözü ile ele alınıyor. Türkiye'ye "tam üyelik görüşmelerine başlamak için" tarih verilmesi konusuna da ışık tutan bu raportar aslın- da, "tam üyelik ile uzaktan yakından ilgili değildir." Türkiye diğer 12 adaydan tamamen kopanlmış ve bekleme odasına hapsedilmiştir. 12 aday için- de Türkiye'den "her alanda geri olan ülkeler var- dır". Onlar, daha 1994'te Essen Doruğu'nda, "içe- riye kesin olarak alınacaklannı biliyortardı". 2000 yılındaki Nice Doruğu'nda da 12'ler, milletvekili sa- yılanndan alacaklan para yardımına kadar AB'nin vereceklerini elde ediyorlardı, öğreniyorlardı. Gruptan tek itilen ve tecrit edilen Türkiye'dir. Çünkü Türkiye, AB'ye hiçbir zaman tam üye ya- pılmayacaktır. Türkiye "AB'nin himayesi, deneti- mi, mandası altına almacaktır" ve alınmaktadırda. Bugün tartışılan "ilerlemeraporu" aslında, bu sü- recin ilerlemesı ile ilgili bir rapordur. Bu süreci ve Sessiz Darbe'yi 1993 yılından beri Cumhuriyet'te ve yayımladığım kitaplarda aynntılan ile yazdım. 10 yıldan beri yazdıklanmın hepsi de teker teker doğ- rulanmıştır. "Olacakdediklerimin" hepsı de gerçek- leşti ve halen de gerçekleşmektedir. Bu "be/gese/ln belgelerini ve olacaklan "Türkiye-Avrupa İlişkile- rinde Sessiz Darbe" kitabında yazdığımı okurlanm biliyorlar. Içimizdeki Danimarka'nın işleri... Içimizdeki Danimarka, içeri alınmayacak olan ve halen tek yanlı bağlanarak sömürgeleştirilmekte olan Türkiye'nin "alınacağı yalanını" pazarlamaktadır. Hiçbir aday ülkenin imzalamadığı "Gümrük Bir- liği" dışarıdaki Türkiye'nin tek yanlı bağlanması için imzalattınldı. San Marino, Andora kasaba dev- letleri ve Mustafa Kemal'in kurduğu Türkiye Cum- huriyeti imzaladı. 70 mılyonluk ülke, bir muz cum- huriyeti durumuna, içimizdeki Danimarka tarafın- dan özellikle sokuldu. lleride de içeri alınmayıp özel statüye sokulaca- ğı için diğer 12 adaydan onun ıçin aynldı, tecrit oda- sına adeta hapsedildi. Türkiye'den her alanda ge- ri olan ülkeler içeri alınırken, Türkiye dışarda tutul- du. - Türkiye'yi AB içine aldıktan sonra ıçerde çok kolay ve dengeli olarak çözülebilecek uyuşmazlık- lar için Türkiye'den haksız yere ödün ısteniyor. Hem de uluslararası anlaşmalara aykırı olarak. Çünkü Türkiye hiçbir zaman içeri alınmayacaktır. AB'nin Kıbrıs ve Ege politikalan, bunun en açık kanıtlandır. - Onun için AB Türkiye'den, "toplumsal demok- rasinin gelişmesi ile ilgili" taleplerde bulunmuyor, koşullar öne sürmüyor. Bugün AB ile Türkiye ara- sında demokrasi açısından en önemli fark "memur- ların grev hakkıdır". AB bunu "istemiyor'. AB Tür- kiye'de memurun, işçinin, köylünün siyasal olarak daha örgütlü bir biçimde etkinliğini büyütmesini istemiyor. - Çünkü gerçek 'demokrasi, toplumsal demok- rasi' istemiyor. Toplumsal demokrasi olursa, "içer- deki Danimarka 'nm yerini 70 milyonun Türkiyesi alır". İşçinin, köylünün, memurun, ulusal sanayi- nin Türkiyesi alır. O zaman da Türkiye tek taraflı bağlanamaz. AB onun için Tükiye'ye - etnik ayrımcılık ve bölünme için baskı yapıyor. -toplumsal çıkargruplannı, stnıfları güçlendiren değil, zayıflatan karariar dayatıyor, - dini, etnik ve bölgesel çözülmeleri özendiriyor. - bireyci bakıyor; karşısında ulusal ve toplumsal çıkar değil, "sadece bireyci ve bireysel çıkar" gör- mek istiyor. - Batı kapitalizminin çokuluslu şirketlerine tek yanlı bağlanmış, "gayn milli sermaye çevreleh" ile Brüksel'de, Berlin'de ortaklıklar kuruyor. - Onun için, Cumhuriyete, Kemalizme ve ulusal politikalara soğuk bakan, hatta firsat bulunca baş- kaldıran "köktendinci çevrelerie" tam bir uyum içinde çalışıyor. Çünkü bunlar da artık, içimizdeki Danimarka'nın bir parçası haline geldiler. Gayri mil- li sermaye çevreleri ile adeta bir kader birliği içine girdiler. Aynen Bush yönetiminin oluşturduğu Yeni Mu- hafazakârlar koalisyonu gibi toplumsal demokra- siye, ınsan haklanna karşı bir koalisyon. Bugün tartışılan ilerleme raporunun aslında, Tür- kiye'yi tek yanlı bağlama sürecinın bir parçası ol- duğunu görmek ve içimizdeki Danimarka'nın ve AB'nin oyununa gelmemek gerekir. Bu AB muhipleri, dünkü Ingiliz Muhipleri'nin ye- rini almışlardır. Aynen Mustafa Kemal'in Nutuk'ta gösterdiği tehlike gibi... Içimizdeki Danimarka... www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali "ÖLtMCm 18. YIMDA RUHÎSU SMATGECESİ • İtfaıbul Devlec Opera ve Baiesi, (Mûzik ^daptasyonunu \t Yönetmenlığmı Stnto Yalça'm YapDğı "FOLRLORAMA'- i- eserinin bir bölümûyie) 2.Bölüm * Rnhi SU DOSTLAR KOROSU # Erdal ER2İNCAS - Tolga Mercan ER2İNCAN Pıoar S\Ğ * Yönetmen - Sunucu.- Sıleıler Mıı Su Ktinr vt Smeı Valtftiı A X.H. Gipltrinie vmlmktiı- SUHI SuItLrtı vıSAMATVAUI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle