03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 2003 PAZAR 12 PAZAR KONUGU Danıştay Başkanı NuriAlan9 Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasansı 'nın anayasaya ayhrı olduğıınu söyledi S Ö Y L E Ş İ : LEYLA TAVŞANOCLU leyla.tavsanoglu(5 cumhuriyetcom.tr Türkiye de, her alarıda olduğu gibi idariyargı da aliüst edilmek isteniyor. Hükümet, Kamu Yönetimi Temel Yasası tasansı adı altmda kamudaki bütün denetimleri ortadan kaldırmak isteyen bir düzenleme yapıyor. Öte yandan terör üstüne terör olayları yaşanıyor. Basında ve medyada uluslararası haberalma örgütlerinin çok önceden hükümeti çok ciddi terör olayları olacağı konusunda uyardıklan, ama bu konuda pek de bir önlem ahnmadığı haberleri çıkıyor. Başbakan "elinin tersiyle itmek" ve "ayaklar altına almak "la tepki veriyor. Ertesi gün bu sefer HSBC Genel Müdürlüğü ve îngiliz Konsolosluğu vunıluyor. Acaba idare bu durumda görevini hakkıyla yerine getirmiş midir? Yoksa hizmette ihmalya da kusur var mıdır? Kamu Yönetimi Temel Yasası 'nın altüst edilmek istenmesi ve teröre karşı önlemlerde hizmette ihmal olup olmadığı hususlarım Ankara 'daki makamında Danıştay Başkanı Nuri Alan la komıştuk. 'Kadrolasma tasansı'- Kamu Yönetimi Temel Yasası tasarısında anayasaya aykırıpek çok hüküm olduğu yo- lundu hııkuk uzmanlarımn görüşlerivar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? - Bu yasa tasansı, kamu hukuku alanında anayasanın kabul ve belirlemiş olduğu Ida- re'nin kuruluşu, merkezi idare, yetki genişliği, mahalli idareler, idari vesayet, kamu hizmeti gi- bi birçok hukuksal kurumda ve kavramda de- ğişiklik öngören; Tûrk yönetim yapısını farklı bir yapıya götürecek, hatta anayasada öngörü- len idari yapıyı tamamıyla tersine çevirecek nı- telikte bir düzenleme getiriyor. Yasalaşması ha- linde sonraki senelere yansıması da çok etkili olacak. Bizim anayasamız kamu hizmetinin görülme- sinde merkezi idareyi esas almıştır. Merkezi idare taşradaki hizmetlerini taşra örgütleri eliy- le yerine getirir. Mahalli ve müşterek nitelikte- ki hizmetler ise mahalli idarelere bırakılmıştır. Dikkat ederseniz, merkezi idarede bir görev ta- mmlaması ve sınırlama yok. Mahalli idareler ise ancak "mahalli ve müşterek" nitelikli hiz- metleri yerine getirmekle görevlidir. Dolayısıyla kamu yönetiminde esas unsur, asli görevli olan merkezi idaredir. Mahalli ida- reler ancak anayasada tanımlanan hizmetler için vardır. Ama bu tasan bu felsefeyi tümüy- le değiştiriyor; merkezi idarenin görevlerini sa- yıyor; dolayısıyla sınırlıyor. Bunun dışındaka- İan hizmetleri de mahalli idarelere veriyor. Bu, anayasanın yönetim konusundaki felsefesine, görüşüne tümüyle aykırı. Özel olarak da idare- nin bütünlüğü, kamu hizmetini yerine getire- cek idarenin kanunla kurulması ve düzenlen- mesi, merkezi idare, yetki genişliği, idarenin bü- tünlüğünü sağlamak için anayasanın 127. mad- desinde kabul edihniş olan idari vesayet kav- ram ve ilkelerine tümüyle, ya da belli noktalar- da aykırıdır. Bunlar teknik konular olduğu için bu söyleşi içinde aynntıya gümek istemiyo- rum. 24 Aralık 2003 Çarşamba günü Danıştayda, muhtemelen taslağı hazırlayanlardan birinin de kahlacağı bir açıkoturumda konu her yönü ile tartışılacaktır. •Hufcukçulardan yararlanılmann;' - Peki, böyle bir yasada bu kadar çok ana- yasaya aykırı nokta nasıl olabilir? Ya da bu nasılyapılmış olabilir? - Bu kadar önemli olan bir düzenleme, tas- laktaki açıklamaya göre bir çahşma grubu ta- rafından hazırlanmış. Hazırlık aşamasında da bazı kişi ve kuruluşlardan yararlanıldığı ifade ediliyor. Ancak ben tasanyı okuduktan sonra şu kanaate vardım ki, yararlarulan kişi ve ku- rumlar arasında deneyimli bir anayasa ve ida- re hukukçusu, faal idarede görev yapmış dene- yimli bir kamu yöneticisi yer almamıştır. Anayasaya bu kadar açık aykınlıklar taşıyan bir tasanyı eğer deneyimli bir hukukçu hazır- lamış olsaydı bunlar olmazdı, diye düşünüyo- rum. Batı'da böylesine önemli konulara ilişkin yasa taslaklan önce kamuoyuna sunulur; kamu- oyunda yeterince, gerektiğinde senelerce tartı- şıldıktan sonra yasama organına sunulur. Benim karumca bu yasa belli bir süre daha kamuoyunun gündeminde kalmalı: bilimsel toplantılarda, sempozyumlarda, çeşitli forum- larda tartışılarak ülkemizin özel şartlanna uy- gun en doğru yol bulunmahdır. Böyle bir dü- zenlemenin anayasada değişiklik yapılmadan kanunlaşması halinde, birçok maddesinin yü- rürlük şansı olmayacaktır. Çünkü anayasaya aykınlık belli noktalarda çok barizdir. Tabii ki bu benim kişisel kanaatımdir. - Merkezi idare ve mahalli idarelerle ilgili olan noktalardışında tasarıda, anayasaya ay- kırılığı çok belirgin olan başka örnekler ve- rebilir misiniz? -Örneğinyönetmelikler... Yönetmelikler ana- yasanın 124. maddesinde düzenlenmiştir ve ya- sa ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üze- re idare tarafindanyürürlüğe konulur. Oysa, bu yasa, yönermeliklerin yürürlüğe konulması ko- nusunda bir sınırlama getiriyor ve"Kanunda ön- görülmeyen, emredilmeyen bir yönetmeBk dü- zenlenemez" diyor. Ama anayasanın 124. mad- desinde böyle bir sınırlama söz konusu değil. Hukukilik, anayasaya uygunluk dışında, bu- rada yerindelik yönünde de bir eleştiri yapmak istiyorum. Bu yasayı okuduktan sonra ister is- temez şu soru çok önem kazandı: Yerel yönetimler böylesine giiçlü yetkileri uygulamaya, daha doğrusu bu yetkilerin ge- rektirdiği hizmetleri zamanında ve kamu yara- rına uygun biçimde yerine getırmeye hazırlar mı? - Hazırlar mı? - Bence hazır değiller. Şöyle anlatayım; sa- dece bir konu ile ilgili örnek vereyim. Yerel yönetimlere imar düzenlemesi yetkisi verildi. Ama bugün Türkiye'nin kıyılanm, ta- rihi ve kültürel zenginlikleriyle dolu yöreleri- nin halıru gördüğümüzde, yerel yönetirnlerinbu işi kamu yaranru ön planda tutarak yerine ge- tiremediklerini, bu işe bilgi, beceri, teknik do- nanım yönlerinden de kesinlikle hazır olmadık- lanru anlıyoruz. Yinelemekte yarargörüyorum: yerel yönetim- lere verilen yetkilerin kamu hizmeti yaranna kul- lanılabileceği konusunda şüphelerim var. Yerel yönetimlerde yasal yetkilerin kullanılmasında her türlü kayırmacılık yoluna başvurulduğu, ideolojik yapılanmaya gidildiği ve büyük bo- yutta yolsuzlukJar yapıldığı bilinen bir husus- tur. Kanunun geçici maddelerine göre birçokba- kanlığın ve kuruluşun taşra örgütleri, görev ve yetkileri, malvarlıklan, kadrolarıyla birlikte personeli. alacak ve borçlan, bütçe ödenekleri olduğu gibi mahalli idarelere venliyor. Bunu uy- gun bir biçimde, kişilerin kazanılmış haklaruıı koruyarak yapabümek içinkamu görevlilen ile il özel idareleri ve belediyeler ile ilgili yasalar- da ve diğer yasalarda da önemli ve büyük çap- ta değişiklik yapmak gerekiyor. Ben uzun süre Danıştay"ın kamu yönetimi ve kamu görevlileri ile ilgili davalara bakan 5. Da- iresi"nde çalıştım. Belediyelerin öylesine yol- suzluklanna, kanunsuz eylem ve işlemlerine şahit oldum ki, eğer bu tür uygulamalar ve alış- kanlık haline gelen kayırmacılık devam eder- se, bu düzenlemeden beklenen amacın gerçek- leşmesi mümkün olamayacaktır. Yetkllerln denetlenmesl - Bir de yerel yönetimlere verilen bu dere- ce büyükyetkileri kim denetleyecek? •Yönetirnlerin denetlenmesinde sivıl toplum örgütlerinin çok önemli görevleri olduğunu bi- Hyoruz. Ancak bu demokratik yapılanmayla mümkün olabiliyor. Yerel yönetim yasaya ay- kın herhangi bir davramş, ya da uygulamada bulunduğu zaman ona demokratik tepkı vere- cek bir kamuoyu oluşması gerekir. Ama Tür- kiye'de sivil toplum örgütleri özellikle yerel planda çok güçlü değillerdir. Demokratik top- lum, kolektif örgütlenme henüz tam anlamıy- la oluşamamıştır. Dolayısıyla toplumun bunlara karşı etkili ve yol gösterici bir tepki göstermesi benim için şu anda mümkün görünmüyor. Sizin, "Kim denetleyecek" sorunuza gelin- ce... Tasanda iki tür denetim öngörülmüş. Bi- rincisi iç denetim. tç denetim. kurumun için- deki yetkili kişiler, ya da bunlann görevlendi- receği iç denetim elemanlan tarafından yapı- NURİALAN 1939, Kahramanmaraş doğumlu. A Ü Hukuk Fakültesi'nde yükseköğrenimitti yaphktan sonra Türkiye ve Ortadoğu Amme Enstitüsü ile Paris Uluslararası Kamu Yönetimi Enstitüsü'nü bitirdi. 1963'te Danıştay Yardımcısı olarak mesleğe başladu Sırasıyla Danıştay Kanun sözcülüğü, Anayasa Mahkemesi Raportörlüğü yaptu 1978'de Danıştay üyeliğine seçildi; 1986'da Danıştay 5. Daire Başkanı oldıu 2000 yûında da Danıştay Başkanlığı 'na seçildL İdari yargıyla ilgili çeşitli makaleleri ve eserleriyayımlandu lacak. Tasanda teftiş kurullan ile ilgili herhan- gi bir düzenleme yok. Anlaşılan idari yapımız- da çok önemli bir yeri ve işlevi olan bu kurul- lar kaldınhyor. Oysa. teftiş kurullan; kamu yö- netiminde her türlü denetim işlevini ve hizme- tini yüklenmiş olan. mensuplan sınavla göre- ve alınan, belli yetişme döneminden sonra ken- dilerine yetki verilen kurullardır. Denetim hiz- meti özellikleri olan bir kamu hizmeti türüdür: yerine getirilmesi özen, deneyim ve uzmanlığı gerektirir. Herkese bu işi yaptıramazsıruz. Tef- tiş kurullan kaldınhrsa etkili denetim yok olur. Bu anayasal bir sorun olmayabilir: ama Türk idaresinde denetim hizmetleri geleneksel ola- rak teftiş kurullan tarafından yürütülür. Bu ku- rullar siyasi müdahale olmadığı sürece çok ba- şanlı hizmetler yapmışlardır. Bence teftiş ku- rullan daha da güçlendirilerek ve mensuplan- na sınırh bir teminat tanınarak varhklanru ko- rumalıdırlar. Bir de dış denetim görevi var. Tasan burada Sayıştay"a görev veriyor. Sayıştay, yargı için- de yer alan. 160. maddeye göre düzenlenmiş ana- yasal bir kuruluş. Ama yüksek mahkeme de- ğil. Kendine özgü bir kuruluş. Sayıştay, yasa- da ıçeriği, çerçevesi, usulü. yetkiyi devralacak kurum veya kuruluş belirtilmeden yetkilerini dev- redemez. Tasanya göre ise Sayıştay, usul ve esaslannı kendisi belirleyerek yetkisini devre- debilecek. Denetim konusunda en önemli ay- kınlıklardan bir tanesi budur. •Keyffllğe Izln veren düzenleme' - Hazırianan tasarımn asıl amacı sizce ne- dir? - Açıklanan amaç; kamu yönetiminde iyileş- tirme; bunu sağlamak için de merkezi ıdareyi ve mahalli idareleri yeniden yapılandırmak. Bu amaç için merkezi idarenin yetkileri bü- yük ölçüde sınırlanarak mahalli idarelere dev- rediliyor: mahalli idarelenn de kendilerine ve- rilen bu görevlen yerine getırebilmesi için ge- rektiğinde bu hizmetleri özel sektöre yaptıra- bilmesine olanak sağlanıyor. Idarerun kanunla kurulacağına ve düzenlene- ceğine dair anayasanın temel hükmü var. Ma- halli idarenin, hatta merkezi idarenin: hizmet- leri özel sektöre, üniversitelere ve sivil toplum örgütlerine devrederkenkullanacağı ölçülerbe- lirtilmemiş. Tasan, "Uygun gördüklerini," di- yor. Yani iş, hizmetin sorumlusu kurumun tak- dirine bırakılmış. Her türlü keyfiliğe izin ve- ren bir düzenleme. Oysa bu konunun kanunla çerçevesi çizilme- li, içeriğı doldurulmalı. eğer bir kamu hizmeti özel sektöre gördürülecekse. bundan sonra bu gerçekleştirilmelidir. Görüldüğü üzere kamu hizmetı, kamu gücü ka\Tamlan büyük ölçüde degiştirilmek isteniyor. Kamu hizmetini özel sek- töre verdiğiniz zaman zorunlu olarak, şirket- müşteri ilişkisi başlayacaktır. Bu tasan bir çerçeve kanun tasansı niteliğin- de. Ondan sonra birçok kanunda buna işlerlik kazandıracak düzenleme yapılması gerekiyor. Tasannın asıl amacı, bu düzenlemeler yapıldık- tan sonra açıklığa kavuşacak. Son olarak bu konuda bir iki cümle daha söy- lemek istiyorum: Hükümetin görevi sona erdiğinde müsteşar- lann ve kamu kurumlannın başındaki yöneti- cilerin, yani başkan ve genel müdürlerin görev- lerikendiliğinden sonaerecek. Bu. idarede kad- rolaşmayı ve siyasallaşmayı getirir. Bundan başka tasanda yer alan kamu hizmeti anlayışı- nı "sosyal devİet" ilkesi ile bağdaştırmak da mümkün görülmüyor. Bu tasan ile mahalli ida- relere verilen yetkilerin, siyasal bir aynmcılık için kullanılması tehlikesine de işaret etmek is- terim. LÜLEBURGAZ ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas: 2003/55 Davacı Şekerbank A.Ş. vekilı tarafhdan davahlar Özkır Gıda San. Tic. Ltd. Şirketi. Ismet Kırca, M. Kemal Yurtçu aleyhine açılan alacak davasının yapılan yargılaması sırasında venlen ara karan uyannca: Davalı M. Kemal Yurtçu adına Edirne ili Uzun- köprü ilçesi Karabayraktar Sokak No. 2'A adresine ve lstanbul Bahçeşehir 271 ada B: 8, D. 5 adreslenne teblıgat çıkanlmış mahkememizce çjkanlan tum tebhgatlann adresinde bulunmamasından dolayı iade edildiğinden ve mahkememizce yapılan ad- res tahkikine rağmen adresi temin edılemediğınden Lüleburgaz Aslıye Hukuk Mah- kemesi duruşma salonunda 15.01 2004 günü saat 9.00'da yapılacak duruşmaya bizzat gelmesi, ya da kendıni bir vekılle temsıl ettirmesi, duruşmaya gelmemesi halinde yokluSunda dunışmanın yürütülüp karar verileceği hususu davetiye yenne kaün ol- mak üzere ilan olunur. 10.11.2003. Basın: 56891 " SAKARYA 3. İCR\ DAİRESİ MENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI DosyaNo: 2003,116 Tal. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins. mıktar ve kı\-metlen yazılı mallar satışa çıkanlmıştır. Birinci artırma 11 12.2003 günü saat 14.00-14.10'da Uğur Yedıemın Garajı Bosna Cad. Adapazan adresinde yapılacak ve o günü kıymetlenn %60'ına isteklı bulunmadığı takdırde 16.12.2003 günü aynı yer ve saatte 2 artrırma yapılarak satıla- cağı Şu kadar ki. arttırma bedelının malın tahmîn edılen kıymetmın o b40'ını bulrnasımn ve satış ısteyenin alacağına rüc- hanı olan alacaklmın toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve paylann paylaştırma masraflannı geçmesinm şart olduğu. mahcuzun satış bedelı üzennden %. oranında KDV'nın alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin ıcra dosvasında görülebıleceği. masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir örneğınin isteyene gönderilebileceğı, fazla bılgi almak isteyenlenn yukanda yazılı dosya numarasıyla Daıremize başvurmalan ılan olunur. 13.11 2003. Muhammen kıy- metı. lira- 25.000.000.000.- TL Adedi: 1 Ad. Cınsi (Mahıyetı ve önemli nitelikleri): 34 VN 9507 plaka sayılı 2003 mod'el hususi otomobıl cinsmde Accent Admire 1.5 CRDI KLM tipinde Atlantik mavi renkli Motor No. D3EÂ2028048, Şasi No:NLHC641WVP32025379. Basın: 57339 'Terör insanlık sucu' - Gündemimizin baş köşesinde bulunan terör konusuna gelelim isterseniz. Önce sinagoglara bombalı saldın yapıldı, büyük birfelaket yaşandu Ardından lstanbul'da PKK'liler adliye önünde pankart açtılar. Daha sonra da binayı basıp yargıç rehin almak istediler. Bir kere öyle anlaşılıyor ki çeşitli istihbarat örgütleri daha önce hükümeti bombalı saldınlar konusunda uyarmış. Dolayısıyla terör olaylannda gerekli önlemlerin almmamış olması, veya önlem alınsa bile terörün önlenememesigibi hallerde ortaya çıkan sonuçlan Danıştay Başkanı olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? - Öncelikle ifade etmek isterim ki terörü, son günlerde ülkemizde cereyan eden terörist eylemleri büyük üzüntü ile karşılıyorum; nefretle kınıyorum; bu eylemleri bir insanlık suçu olarak değerlendiriyorum. Bu eylemlerden zarar gören tüm insanlann acılannı paylaşıyor, kendilerine sabır ve metanet diliyorum. Bundan sonra da çok dikkatli olmamız gerektiğini ve özellikle ülkemizde yaşayan herkesüı bu konuda güvenlik güçlerine, eylem öncesi ve sonrası yardımcı olmalan gerekliliğini vurguluyorum. Ülkemiz, maalesef uzun zamandan beri, terör eylemlerinin olumsuz sonuçlanndan etkilenen, bunlardan çok büyük zarar gören ülkelerin başında yer alıyor. Bu eylemlerden ülke olarak gördüğümüz zararların yanında, kişiler de can ve mal kaybma uğruyorlar. Geleneksel olarak devletimiz, kişilerin bu zararlanm, olanaklan içinde telafi etmeye çahşıyor. Terör eylemlerinden etkilenen vatandaşlanmızın bir kısmı idari yargıda dava da açıyorlar. Danıştay'm ilgili dairesi, terör eylemlerinin önlenmesini devletin- idarenin asli görevleri arasında kabul ederek bu eylemler nedeniyle zarara uğrayanlara tazminat ödenebileceğini ilke olarak kabul etti. Ancak bu içtihat her terör eylemi sonunda mutlaka tazminat ödenmesi gerekliliğini kabul etmiyor. Her terör eylemi somut olarak ele alınıp inceleniyor. Terörün cereyan ettiği yer ve mekân; terörün beklenilir olup olmaması ve diğer özellikleri.. idarenin bu eylem nedeniyle davacıya herhangi bir ödeme yapıp yapmadığı gibi hususlar göz önünde bulundurularak bir sonuca vanlıyor. Tazminat sorunu - Ama orada bir hizmet kusurundan söz ediliyor. Bunlar gazetelere de yansıdı... ALAN - Tazminat ödenebilmesi için hizmet kusurunun olması zorunlu değil. Kusursuz sorumruluk ilkesi içinde de tazminat verilebilir. Yani zarar gören vatandaşın bu zarannın giderilmesi için idarenin mutlaka kustırlu olması gerekmez. Ya da öyle durumlar vardır ki vatandaşın uğradığı zarann toplumca paylaşıbnası gerekir. Son terör eylemlerine gelince; sizin de belirttiğiniz gibi, idare uyanldı, deniyor. Ama öte yandan Hahambaşf nın da bir sözü var. "Gû\"enlik güçleri yeterö önlemi almamış obaydı ölü sayısı 24 değil, 700- 800 olurdu" dedi. Yani burada şu ortaya çıkıyor. Güvenlik güçleri uyanldı ve onlar da bu noktada boş durmadılar; alabildikleri kadar önlem aldılar. Tazminat ödenip ödenmemesi konusu ise işin aynntılannın mahkeme önüne getirilmesi ve değerlendirilmesiyle mümkün olabilir. BURDUR1. ASLhT HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 2002 642 Davacı SSK Başkanlığı vekıli tarafından davalılar Yılmaz Mermer AŞ ve Yaşar Kaynak aleyhine "'rücu- an tazminat" davastnda venlen ara karar gereğınce; Davalı Yaşar Kaynak'ın adıesı meçhul olduğundan dava dılekçesı ve duruşma gününün ilanen tebhğine karar verihTiiş olup, duruşma günü olan 30 12.2003 günü saat 10.20'de mahkememızde hazır bulunması aksı takdirde yoklugunda karar venleceği ılan olunur. 23.10.2003. ' Basm: 57217
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle