28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 «<ASIM 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA İSTANBUTDA TEROR AHLAKARANIYOR TURHAN SELÇUK P/\R!<|NJ>A HiZMt7~£/ P^ZAte.I .. İSTASBUL EFEKDISİ ABDÜ1CAKEAZ' MACERALABI AB, köktendinci örgütler ÎBDA-C, Türk Hizbullahı, AFİD'i listesine almadı Avrupa ihmal ettiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye'de faalıyet gösteren terörist örgütlere karşı kayıtsız tutumu nedeniyle eleştirilen AB. güncellediği listesinde Ankara'nzn önerdiği örgütlere yine yer vermedı. AB, Anadolu Federe Islam Devleti (AFtD), Türk Hizbullahı, Islamı Hareket Örgütü (İHÖ) ve İBDA- C'yı "eylemleri saptanamadtğT gerekçesiyle terörist örgüt olarak kabul etmedi. Türkiye her 6 ayda bir güncellenen terör listesinde 6'sı sol, 5'i sağ örgütün yer almasını istedi. Türkiye'nin önerisinde ÎBDA-C, Türk Hizbullahı, Selam Örgütü, ÎHÖ ve Kaplancılar olarak bilinen AFtD yer aldı. AB'nin terör listesine almadığı bazı örgütlerin bizzat Avrupa'daki eylemleri yargıya yansıdı. Kaplan. Türkiye'ye iade edllmedi Kaplancılar olarak bilinen ve geçen dönemde Anıtkabir'e uçakla intihar saldınsı gerçekleştirmek istedıklen sırada Ankara'da yakalanan AFtD, çalışmalannı Almanya'da yoğunlaştırmış durumda. Örgütün liden Metin Kaplan, bizzat Almanya'da "adam öldürmeye azmertirme" suçundan yargılanırken hem örgütü AB terör listesine girmedi hem de Türkiye'de işlediği suçlar için iadesi gerçekleşmedi. Türk Hizbullahı olarak bilinen örgütün eylemleri ise geçen hükümet döneminde yoğun olarak D gündeme geldi. Eski İDİOmatİk îçişleri Bakanı A N T İ TERÖR BİRLİĞİ 2006'YA KADAR OPERASYONEL OLACAK NATO'dan ortak hareket SEKEAÇEŞ ANKARA - Amaçlan arasında teröre karşı önlemin yer aldığı NATO Mukabe- le Kuvveti ilk tatbikatını Izmir Dogan- bey'de gerçekleştirdiği sırada îstanbul ikin- ci kez teröre yakalandı. Soğuk savaş son- rası terörün tehdit algılamasında ön pla- na çıkması üzerine NATO da kendi güven- lik konseptini buna göre değiştirdi. Çek Cumhuriyeti'nin başkentı Prag'da 21-22 Kasım 2002 'de yapılan zirvede alınan ka- rann ardından NATO Mukabele Kuvveti ilk tatbikatını önceki gün gerçekleştirdi. Türkiye'nin kara unsuru liderliği yaptığı çok uluslu birliğin, 2006 yılına kadar tam operasyonel hale getirilmesi planlanıyor. NATO'nun yeni yapılanmasının ilk uy- gulamasında Genelkurmay Başkanı Orge- neral Hibni Özkök'ün, "teröre karşı etkt- B ve örgütlü önfcm" vurgusu yaptığı ko- nuşmanın ardından Istanbul'da bombalı saldınlar meydana geldi. Özkök, daha ön- ceki benzer toplantılarda da olduğu gibi, terör konusunda devletlerin daha çok iş- birliği yapması ve yardımlaşması gerek- tiğini dile getirdi. Arabulucu rolü... NATO'nun yenı konsepti gereğince oluş- rurulan birlik senaryo gereği temsili ola- rak iç kanşıklıklar ve terör olaylannın ya- şandığı bir adaya harekât düzenledi. Ha- rekât kapsamında havadan helikopterle indirme, denizden amfibi çıkarma hare- kâü gerçekleştirildi. Temsili olarak BM Gü- venlik Konseyi'nin karan doğrultusunda adaya müdahale eden NATO Mukabele Kuvveti, bölgedeki iç çatışmalarda ara- bulucu rolünü yerine getirdi, mültecilerin güvenli bölgelere tahliyesini gerçekleştir- di. Adada bulunan ve teröristler tarafindan rehin alınan BM görevlileri, Türk öze! kuvvetlerinin operasyonu ile kurtanldı. NATO Mukabele Kuvveti'nin görevle- ri şöyle sıralanıyor: "Shil personeBn kriz bölgelerinden tahliyesi, kjmvasal. biyolojik, radyasyon yayan ve nükleer silahlann kul- landması sonucunda ortaya çıkan olayla- nn veya insani kriz durumlarııun yöneti- mine destek sağlama, banşı komnıa dahil obnak üzere krizlere mukabele harekâb- nı yönetme, terorizme karşı koynıa hare- kâtuu destekkme ve ambargo harekâü." Türkiye'nin kara unsuru liderliği yap- tığı ve bir tugayla katıldığı mukabele kuv- vetının "ilk harekat imkân ve kabflryetine" Ekim2004'te, "Tam harekatimkânveka- bifiyetine" de Ekim 2006'da ulaşması he- defleniyor. AB'nin Turkıye nın kÖktendİnCİ örgütlere yer gerçekieŞtınien operasyonlarda Hızbullah'ın işlediği dOİayll da OİSa "pasif destek" .-II x dlkkat uzun süre tartışıldı. Islami Hareket Örgütü ise, bir dönem Türkiye'de aydınlara yönelik suikastlanyla biliniyor. Listeye alınmayan Selam Örgütü ise yine geçen hükümet döneminde yapılan operasyonlarda ortaya çıktı. Örgütün Bahriye Uçok, Muanuner Aksoy ve gazetemiz yazarlan Uğur Mumcu ile Ahmet Taner Kışlah suikastlanyla bağlantılan yargıya yansıdı. IBDA- C ise yine geçen hükümet döneminde gerçekleştirilen operasyonlar sonucu ağır darbe aldı. Üyelerinin birçoğu tutuklanırken. yayın organlan büyük oranda sustu. 1 AB'ye dolaylı destek' eleştirisl Diplomatik kaynaklar, AB'nin Türkiye'nin onerdıği köktendincı örgütlere yer vermeyerek dolaylı da olsa "pasâf destek" vermiş olduğunu belirtıyorlar. Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in, "Türkiye'ye taziye mesajı göndererek timsah gözyaşlan döken ülkelerm, önce aynaya bakmalan gerekiyor * şeklindeki açıklamalannın sadece Türkiye'ye komşu ülkelere yönelik olmadığını, AB'yi de hedef aldığına dikkat çekiyor. İstanbul Levent ve Beyoğlu'ndaki terör saldırılarında 27 kişi ölürken 500'e yakın kişi yaralandı. (Fotoğraf: AP) Her zamanldnden daha çok birlik Simürgecilikle köktendinciliğin tarihsel ittifahna dayanan uluslararası teröre karşı herhangi bir birlik değil, laik ve bığımsız Cumhuriyet ilkeleri etrafında ve kültürel kökiinü Anadolu uygarlıklarından alacak bir ulusal birlikgerekiyor <XTAYEKtNCİ stanbul'un sarsıldığı günün aksamındayız... jsuni kimliklı televizyon kanaunın "haber sta- n' stüdyodakı uzman konuğuna soruyor: "-Pat- bıa sonrasındaki bu görüntüler, 11 Eylül'ün .\jerika görüntülerine ne kadarçokbenzhorde- jj-ni? İnsanlann kaçışmalanna bakuı; a\ nen_ Bu ne diyorsunuz?" Uzman ise "Bu panik nnnal" derken şunu asla sormuyor: İstanbul'daki görüntünün Nev\ Vork'a ben- Hnesini neden bu kadar önemsiyorsunuz?.." Vdya yelpazesindekı açık ya da gızh "şeriatyan- h'takımın. "uluslararası İslami terör"ü adeta kjarcasına yayın yapmasından çok d-'ıa tehli- kelı olanı, işte bu tür "sapnrmalar'' olsa gerek... Acaba, Islamcı televizyonun hani şu "değSştfler" denenlere de kendini örnek gösterdiği "özgür- lükdüşkünü" haber stan. stüdyodaki konuğuna neden şöyle sormuyor: "Bu görüntüler, yıllardır Beyrut'ta ve diğer Ortadoğu kentierinde yaşananlara benzhor: ne drj'orsunuz?-." 'KüçükAmerlkanın dinclllğl' Soruyu biz yanıtlayalım. "Türkij'e'yi küçük Amerika yapacağız'' de- nerek başlatılan 1950 sonrası "karşıdevrim po- Bukalannın'* payı var... A\ııı sürece. "dinciKği eğitinıe ve srvasete taşryan" 12 Eylül 1980 dar- besinin karanlık hedefleri de eklenince, Türki- ye'nin bu kez "Ortadoğu'nun parçası" olması süreci başlatıldı... O kadar ki tutup Boğaziçı'ni bile "Arapşeyhlerine" pazarlayan ve şimdiki Is- lamcı iktidar kesimlerinin de "izinde*' gittikle- rini gizlemedikleri, merkezde Özalve yerelde Da- lan'ın önderliğindeki 1980'lerin açık siyasal söy- lemlerınde de İstanbul için saptanan vizyon; "Ortadoğu'da yeni bir Beyrut yaranlması" de- ğil miydi?... 20 Kasımda "vurulan'' gökdelen da- hil, istanbul'daki "kimlikyoksumr gökdelenle- rin tümü, işte bu söylem \e hedefın ürünü olan "sömürgeci imar politikalanyia" dıkıldiler. Türkiye emperyalizmin at ovnattığı ve dinci- gericilik ile sömürgeciliğin 1 ol kola girdiğı bir Ortadoğu gibi değil... Çünkü tslam coğrafya- sındaki "tek" laik ve demokratik ülke... İşte bu en önemli "farkunızuT değerini bilmeyen ve aynı erdemlerimizi saMinmaktan "ödün veren" siyasetler güçlendikçe de Türkıye'yi Ortadoğu gibi yapma beklentilerinin uluslararası terör tım- leri, bu süreci hızlandırmayı öngören planlannı uygulamaya başlamış olmalılar... Bu nedenle, çözüm için söylenen; "her za- mankinden daha fazlabirfik." sözleri yetersiz ka- lıyor.. Çözüm; "Laik, Demokratik veBağnnsE Cumhuriyet etrannda her zamankinden daha çokbirBk" değil mıdir?.. "Anadolu u\garhklanna" dayalı tarihten gelen "kültürel sa>'gmlığı''nı da asla elden bırakmadan. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHANERİNÇ İktidar, YargıveMedya... Önceki gün Istanbul'da iki insanlık suçu daha iş- lendi ve teröre çok sayıda kurban verdik. Konuyu, Adalet ve Kalkınma Partısi iktidannın, yargının ve medyanın yaklaşımlan olarak üç bö- lümde incelemek gerekiyor. • • • iktidann yaklaşımında iki özellik göze çarpıyor ve ikisi de dinsel motiflerin kullanılması ile dinci terör örgütlerinın adlannın anılmaması ısrannda somut- laşıyor. Yapılan açıklamalann tümünde, ramazan ayı kas- tedilerek terör saldınlannın "şu mübarekgünlerde" gerçekleştirilmiş olmasını kınayan bir yaklaşım var. Sanki "şu mübarek günlerde" yapılmış olması di- ğer dönemlerdeki saldınlann daha sıradan bir ey- lemmiş gibi değerlendirileceği izlenimini yaratan yanlış bırtutum sergileniyor. İktidann olur olmaz nedenlerle din motifine yas- lanması, ülkenin geleceği için pek de ümit verici gö- rünmüyor. • • • Geçen cumartesi ve önceki gün gerçekleşen sal- dınlann hemen ardından yayın yasaklanna başvurul- ması ve bunun da yürütme organlan tarafindan mem- nunlukla karşılanması, artık alışılagetirilmek istenen bir uygulamanın başlangıcı niteliğine bürünüyor. Yayın yasaklanna dayanakolarak gösterilen ana- yasanın 28'inci maddesi ile Basın Yasası'nın 30 ve Ek 1 'inci maddelerini anımsamakta yarar var. Anayasanın 28'inci maddesinde şu fıkra var: "Yargılama görevinin amacına uygun olarak ye- rine getirilmesiiçin, kanunla belineneceksınıriariçin- de, hâkim tarafindan verilen kararlar saklı kalmak üzere, olaylar hakkında yayın yasağı konamaz." Anayasa, yayın yasağının kanunla belirlenmiş sı- nıriar içinde konulabileceğini hükme bağlıyor. Acaba uygulama böyle mi? önce Basın Yasası'nın hangi yayın organlannı kapsadığınadeğinelım. Yasanın 1 'inci maddesi şöy- le: "Madde 1 - Basın serbesttir. Basılmış eseherle bunlann neşri bu kanunda ya- zılı hükümlere tabidir." Bunun anlamı şu, bu yasa ancak gazete, dergi ve ajanslar için uygulanır. Radyo ve televizyonlar için uygulanamaz. Ama nasıl oluyorsa, bu yasadan yo- la çıkılarak radyo ve televizyonlar da yasak kapsa- mına alınıyor. Basın Yasası'nın 30'uncu maddesi ise yine ga- zete, dergi ve ajanslar için bir sınırlama getiriyor, ilk tahkikatın gizliliğini vurgulayarak hazırlık dosyalan- nın mahkemede okunmadan yayımlanamayacağı- nı hükme bağlıyor. Ek 1 'inci madde ise yayın yasağını değil, madde- de belirlenen yasa maddelerine aykınlık halinde ya- yınlann nasıl toplatılacağını ya da dağıtımlannın na- sıl engelleneceğini içeriyor. Burada asıl görev Adalet Bakanlığı'na düşüyor ve bakana "yasa yaranna bozma" başvurusu yapma yükümlülüğü getiriyor. Tabii Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunun yal- nızca anayasada yazılı olmasıyla yetinilmek istenil- miyorsa. • • • Saldınlarta ilgili yayınlar nedeniyle radyo, televiz- yon ve gazetelerin bir bölümünü de eleştirmek du- rumundayız. Bunun için de elimizdeki ölçütler, Tür- kiye Gazeteciler Cemiyeti'nin dünyanın demokra- tik ülke ve kuruluşlannın beliriediği ilkelerden de ya- rarlanarak hazırladığı "Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi "nde yer alıyor. Oradan da kısa alıntılar aktaralım: "Gazeteciher türden şiddeti haklı gösteren, özen- diren, kışkırtan yayın yapamaz." "Gazeteci, kaynağını bilmediği bilgi ve haberie- ri yayımlamaz." "Hazıriık soruşturması sırasında, soruşturmayı zaafa uğratıcı, yönlendirici biçimde haber ve yo- rumlardan kaçınılmalıdır." "Üzüntü, sıkıntı, tehlike, yıkım, felaket ya da şok halindeki insanlar söz konusu olduğunda, gazete- cinin olaya yaklaşımı ve araştırması insani olmalı, gizliliklere uyularak duygu sömürüsünden kaçınıl- malıdır. " Bu ilkelere göre yapılacak değerlendirmede, med- yanın kimi organlannın tutumunun eleştirilmesinin doğal olduğunu söylemek yükümlülüğü ile karşı karşıya kaldığımızı da itiraf etmek zorundayız. oerinc@ cumhuriyet.com.tr. İSLAMCI BASIN Şeriatçı terör tedirsdnlisi İstanbul Haber Servi- si-îslamcı basın. Levent ve Taksim'deki saldınla- n verirken. Sinagoglara yapılan saldınlar sonra- sında olduğu gibi, şeriat- çı terör şüphesini gör- mezden geldi. Yeni Şafak. "Pis Tu- zak" manşetini atarak verdiği haberde, olayla- n 11 Eylül 'e benzetti. Köşe yazarlan da ülkede- ki "istikrarm'' hedefahn- dığını savTonarak demok- rasi cephesinden aynl- mamak gerektiğini söy- ledi. Gazetede Kürşat Bumin'le medya sayfası- nı hazırlayan Alper Gör- müş, Cumhuriyet'te 19 Kasım'da yer alan Meh- met Faraç imzalı yoru- mu, "Manşet marifetiy- leterörden muhalefetdev- şirmece" başlıklı bir yo- rumla eleştirdı. MiIH Gazete. "AynıSe- narvo. Hedef: Devletkri sindirip, işgah" genişlet- mek" manşetini atarak, "Şer güçierin birinci he- defi Türkiye'yi güçsüz- leştirmek.. ikuıci hedef- leri ise Ortadoğu'daki iş- galiya\gınlaşnrmak"' di- ye yazdı. Islamcı basının en ra- dikal yayın organı "Ana- dolu'da Nakh "Bomba- lar istikrara"' manşetini attı. Abdurrahman Dili- pakda, "İ\i ki El Kaide var" başlıklı yazısında, "ABD, İsrail ve İngütere tslam coğrafvasındaki kanh operasyonlannı meşrulaşormak için psi- kokıjik bir harp başjat- mış olamazlar mı" diye sordu. Zaman gazetesi ise "Terörün amacı korku salmak" manşetini attı. Zaman'daki yorumlarda da terörün amacının altı çizilerek, birlik. beraber- lik çağnM yapıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle