23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 16 KASIM 2003 PAZAR 12 PAZAR KONUGU Türk Siemens 'in Yönetim Kurulu Başkanı Dr. ZaferIncecik ile şirketin hedeflerini konuştuk S Ö Y L E $ İ : LEYLA TAVŞAIMOĞLU leyla.tavsanoglu(g cumhuriyetcom.tr s, Türkiye'de neredeyse bir buçıık asırdır Jiizmet veren bir şirket. Bu şirketin Türkiye ttrafının Yönetim Kurulu Başkanı, Avusturya Lisesi nedeniyle törenle liyakat nişanı aldı. Dr. Incecik'le ve Viyana eğitimli bir Türk; Dr. Zafer İncecik. Çok eski bir Avusturya ve Siemens geçmişi olan Dr. İncecik, geçen ay da Avusturya hükümetinden Siemens Avusturya ve Siemens Türkiye arasındaki ekonomik bağların geliştirilmesine katkıları geçenlerde, Siemens Türkiye f nin KartaVdaki yeni tesislerinde bir araya geldik. Şirketin Türkiye 'deki geçmişini, gelecek için ne hedefler koyduğunu, genç kuşakların iyi yurttaş ve ve kültürlü insan yetişmesi amacıyla yaptığı çalışmaları ayrıntısıyla konuştuk. Gençlerlebüyüyeceğiz- Türkiye ile Siemens arasındaki ilişki biâiğim kadanyla Osmanlı İmparatorluğu dtneminde başladt. Bize bunun tarihçesi- nı anlatır mısımz? • Bu işbirliği, daha doğrusu dayanışmanın tetıelleri 1856'da Osmanlı Imparatorluğu'nun ükede telgraf tesısleri kurulmasına karar ver- mesiyle atıldı. Bu amaçla görevlendirilen Sı- erıens Halske şirketi, Istanbul Telgraf Mer- kezı'ni kurarak Siemens'in ülkemizdeki ilk projesini sonuçlandırdı. 1881 'de Istanbul'da ilk telefon hattının ku- ralmasının ardından, kentin dört bir yanına telefon santralları yapıldı. Artık sıra, başlangıçta sadece hanedan sa- raylanyla sınırlı olan elektriğin kent yaşamı- na katılmasına gelmişti. Izmir ve Selanik, elektrik santrallannın kurulmasından yarar- lanan ilk iki şehir oldu. Bu santrallan kuran yine Siemens Halske'ydi. Bu iki şehri kısa zamanda diğerleri izledi. tstanbul'da ilk elektrik santralı 1914'te açıl- dı. Halk, Siemens'in sunduğu elektrik, tele- fon ve telgraf hizmetlerinden yararlanmakla birlikte bu hizmetleri hangi şirketin sağladı- gını bilmiyordu. 1924'te ilk radyo yayınlannın başlamasıy- la Siemens'in adı evlere kadar girdi. Yeni ku- rulan Siemens Elektrik Türk Anonim Şirke- ti, Siemens marka radyolan Türkiye'ye ithal etmeye başladı. - Bize Siemens Türkiye 'ninyapısı hakkın- da bilgi verir misiniz? - Siemens 190 ülkede 450 bin insanı kucak- layan küresel bir ağ. Türkiye'de 7 bin çalışa- nı var. Kartal 'daki bu yeni yerimiz de 90 bin metrekare üzerine kurulu. Bütün birimleri buraya toplama olanağını böylece bulduk. Bu 7 bin çalışanm bu yıl toplam cırosu 1.5 mijyar Euro dolayında olacaktır. Önemli olan tabii ki katma değer yaratabil- mek. Siemens'in yapısı yerel katma değer yararmayı teşvik edici biçimdedir. Bunun içinde araştırma geliştirme, mühendislik, üre- tim, montaj, bakım, bütün servis hizmetleri var. Yani her şeyiyle yerel katma değer ya- ratmaktayız. Türkiye bu katma değerleri yaratmaya en uygun ülkelerden bir tanesi. Katma değer açısından en önemli kaynak insan kaynağı. cenç nüfus büyütc avantaj - Bu açtdan nüfusununyarısından fazla- sı genç olan Türkiye gibi bir ülkeden daha ideal bir iilke olabilir mi? - Bugün 77 üniversitemizden en iyi biçim- de insan kaynaklan yetişiyor. Ülkemizin bu insan kaynaklannı değerlendirebilmesi la- zım. Biz de bu yönde çalışıyoruz. zaten. Bu gençlerimiz yeniliklere, çalışmaya açık. En önemlisi de verilen hedefleri başarıyla yerine getiren insanlar. Bugün, dünya karşı- laştırmasında Türkiye'yi hiçbir zaman geri sı- ralarda görmem. Ama Türkiye'nin bir an ön- ce kendisini başanyla göstereceği daha rahat ortamlar içinde bulması lazım. Çin, Hindistan muazzam nüfusa sahip ül- keler. Oralarda araştırma geliştirmeye ayn- lan imkânlar çok fazla. Çünkü nüfus katsa- yıları çok büyük. Ama bizim de bunu başaramamamız için bir neden yok. Çünkü bizim insanlanmız da çok yetenekli. Dolayısıyla bizim insan kay- nağı açısından Avrupa'ya girip Avrupa'yı destekleyecek durumda olduğumuzu göster- memiz lazım. Bu kabiliyetlerimizi değerlendirmeliyiz. Bu da Türkiye'nin ekonomik ve toplumsal ge- lişünini sağlayacaktır. Sonuçta sosyo-ekono- mik yapmın gelişmesi insanlann mutluluğu- nu getırmektedir. Bu zenginlikten Türk insanının payını al- masını istiyoruz. Amiyane tabiriyle başa gü- reşmeliyiz. Dolayısıyla bugün bizim yanşımızın Avru- pa'yla değıl, daha çok Çin'le, Uzakdoğu'yla olması lazım. Oradaki olanaklan geçmeli- yiz. Dünya binncisi olma hedefinı koyup öy- le yola çücmalıyız. Şunu söyleyeyim: Beyazeşya üretimimiz- de büyük bir patlama var. Avrupa ülkelerin- de kullanılan toplam beyazeşyanın büyük bir kısrru Türkiye'de üretiliyor. Pünyaya Türk Malı satıyoruz - Pazarpayı ne kadar? - Ülkeden ülkeye değişiyor, ama ortalama yüzde 20'lere gıdiyor. - Marka olarak mı,yoksafason üretim ola- rak mı? -Ikisi de var. Siemens'in yüzde 50 ortak ol- duğu Bosch-Siemens Ev Aletleri Şirketi var. Bu dünya firmasıdır. Çerkezköy'de üretim yapıyoruz. Bosch ve Siemens markasıyla dünyaya satıyoruz. Dolayısıyla bu, fason üretim de- ğildir. Doğrudan doğruya Made in Turkey'dir (Türk Malı). - Bir de Fujitsu Siemens adlı bil- gisayar şirketi var.... -Ne yazık ki o bilgisayarlar Tür- kiye'de üretilmiyor; Almanya'da üretiliyor. Ama Almanya'daki kat- ma değer düşük. Yani, birçok par- çası Uzakdoğu'dan gidıyor. Bunlar Almanya'da monte ediliyor. Yani bir anlamda montaj sanayii... Amaör- neğin yazılım ihracatı yapıyoruz. Bütün dünyaya Avusturya kana- lıyla gönderiyoruz. Türkiye'de araştırma-geliştirme- de, yeni bir ürünün tasarlanmasın- da. üretim tezgâhına koymakta olu- şan katma değer çok önemli. Biz Siemens Türkiye olarak birçok alanda bunu yapıyoruz. Örneğin enerji alanında orta gerilimde ken- di tasanmlanmız var. Bu ürünü bu- rada üretip dünyanın her yerine sa- tıyoruz. Bu tasanmlar giderek ar- tacaktır. Bu yönde de girişimleri- miz var. Mühendislik alanında da çok güç- lüyüz. Bunu da Türkiye'deki arka- daşlanmızla yapıyoruz. Küresel yenillk afiı DR. ZAFER EVCECİK - Siemens Türkiye 'nin gelecek için hedefleri nedir? - Bütün dünya üzerinde anlattı- ğım bu ticaret var, ama esas önem- li unsur sanayi. Sanayi ağının çok önemli bir parçası haline gelmek ve Türki- ye'deki pazar payını kuvvetlendirmek en önemli hedef. Türkiye'de şu anda elektrik-elektronik ala- nında Siemens kadar yaygın iş yapan başka bir şirket yok. Pazar payının yüzde 10'una sahip. Bu da dünya ortalamasının üzerindedir. Siemens bu alanda dünya pazannın yüzde 7'sini elinde tutuyor. Ama Türkiye'de yüzde 10'u. Buradan kı- yaslayabilirsiniz. Bu pazar payını da daha büyütmek istiyoruz. - Peki, Siemens Dünya 'nın yapısını an- latır mısımz? - Bizim sahip olduğumuz en büyük değer yarattığımız değerler aracılığıyla rakiplerimi- zi geçmeye odaklı çalışanlanmız. Dünyanın her yerindeki meslektaşlanyla düşünce alış- verişinde bulunmalanru sağlayan küresel bir ağ ile birbirine bağlanan Siemens çalışania- n sürekli olarak şirketin değerini arttırmayı hedeflemektedirler. Bizim için, iş yaptığımız bütün ülkelerde saygın bir kurumsal vatandaş olmak da önem- li. 155 yıl önce şirketimizin kurulmasından buyana, sürdürülebilirlik faktörü Siemens'te, en üst düzeyde önceliğe sahip olmuştur. Bu, bilişim ve iletişim teknolojisinden, otomas- yona. ulaşıma, tıp çözümlerine, enerji ve ay- dınlatmaya kadar bütün faaliyetlerimiz için geçerli bir yaklaşımdır. - Siemens 'in bir de "Bir Küresel Yenilik Ağı" sloganı var. Bunu açar mısımz? -1847 'deki kuruluşundan beri Siemens, ye- niliklerle geleceği şekillendirme hedefine 1942, tzmir doğumlu. Ortaöğrenimini Istanbul - Avusturya Lisesi'nde, Viyana Üniversitesi'nde basladığı yükseköğrenimini tstanbul Teknik Üniversitesi (ÎTÜ) Elektrik Fakültesi'nde tamamladı. Viyana Teknik Üniversitesi'nde yarı iletken fiziği üzerine doktora yaptı. 1980- 86 arası Siemens AG Münih 'teyarı iletken devre elemanlart tasanmı ve üretimi konusunda çalıstı. 1987-92 arası TELETAŞ fîrmasında çeşitli kademelerde görevyaptu 1992'de Siemens 'e dönerek o zamanki adıyla Simko'nun Ankara'daki telekomünikasyon faaliyet alanlannın yöneticiliğini üstlendL 1 Şubat 1997'de Simko Ticaret ve Sanayi AŞ Genel Müdürlüğü ve Siemens Şirketler Grubu Koordinatöriüğü 'nü üstlendL Mayıs 2001 'den itibaren de aynı zamanda Siemens Sanayi ve Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Başkanı olarak atandu Yan iletken konusunda yaytmlanmış makaleleri vepatentleri bulunuyor. lar. Ben de böylece Viyana Teknik Üniversitesi'ne okumaya gittim. O zamanlar daha öğrenci dövizi al- mamıştım. 200 dolarhk turist dövi- ziyle gittim ve o parayla eğitimimi tamamladım. (Burada kahkahalarla gülüyor.) . , Başarılı olma dürtüsü yönelmiştir: Bu anlamda, dünyamızın geli- şimine Siemens kadar katkıda bulunmuş çok az şirket vardır. Ağlarla donanmış günümüz dünyasında dünyanın herhangi bir köşesin- den. Avusturya liyakat nlşanı - Siz geçenlerde Avusturya hükümetin- den liyakat nişanı aldınız. Bu nişanı alma- nız ne vesileyle oldu? Bunun öyküsünü an- latır mısımz? -Bunun öyküsüçok eskilere dayanıyor. Il- kokulu bitirdikten sonra 1953"te, yani tam 50 yıl önce Avusturya Lisesi, o zamanki adıyla Sankt Georg Koleji'nin orta kısmına kaydım yaptınlmıştı. Tabii o yaşlarda insanın en ya- kın çevresi yön gösterici oluyor. Ben bu işin başlangıcı olarak bu yön gösterilmeyi görü- yorum. Ortaokul ve lise yıllanm gerçekten benim için unutulmaz anılarla doludur. Pozitifbilim- lere olan eğilimimden dolayı okuldaki pozi- tif eğitim beni çok tatmin ediyordu. Çünkü yoğunlukla fen bilimlerine, fizik, matematik, kimya derslerine ağırlık verilıyordu. Liseden mezun olur olmaz o zamanki adıy- la Viyana Yüksek Teknik Okulu'na kaydol- dum. Şunu da unuhnamak gerekir. Sankt Ge- org Lisesi'nin bitirilmesi bir matura ya da bakaloryadır. - Yani Almanca eğitim yapılan ülkelerde bu okulun diploması geçerli oluyor, öyle mi? - Evet. Bu ülkelerde, Sankt Georg mezun- lan üniversitelere girme hakkını elde ediyor- - Peki, Viyana'da okurken hiç zorlanmadımz mı? - Türkiye'de çok sıkı bir eğitim disıplini içinde yetişıyorsunuz. Bu eğitim disiplinınden sonra çok bü- yük bir özgürlük olan Avusturya'ya gidince biraz şaşırdım, doğrusu. Avusturya, eğitımde bu serbestliğin aşın örneklerinden birisidır. Avusturya'da, üniversite eğitimin- de size vermiş olduklan derslerin gen dönüşünü, yani sınavlan azami ölçüde rutuyorlar. O dönemlerde sınırsız bir zaman dilimi içinde sınavlara girebilirdiniz; isterseniz ömür boyu olabilirdi bu... Önemli olan o dersi çok iyi öğTen- miş olmanızdı. Biz Türklerde başanlı olma dür- tüsü vardır. O dürtü bana da bir şey- leryaptırdı; belli çalışmalann içine soktu. Viyana'dan sonra tTÜ'nün elekt- rik-elektronik fakültesine gittiğim- de bu da bana çok iyi bir deneyim kazandırdı. Daha sonra yeniden Viyana'ya gi- derek doktoramı yaptım. îstanburda edindiğim deneyim ve birikim Viyana'da ta- mamıyla başka bir konuda başanlı bir dok- tora yapmamı sağladı. - Hangi konuda doktora yaptınız? -Yan iletken fiziği konusunda. Biyografim- de de gördüğünüz gibi Münih'te. Siemens'te uzun yıllar çalıştım. Belli bir aradan sonra ye- niden Siemens'e döndüm. Ben profesyonel hayata geçiş olarak Si- emens'e girmeyi kilometre taşı olarak alır- sam o geçiş anından itibaren uygulamayı bil- diklerimle hemenyapabilme olanağınakavuş- tum. Hatta o süre içinde orada çalışan insanlara da katkım oldu. - Bütün bu çalışmalann sonunda liyakat nişanım aldınız, öyle değil mi? - Evet. 21 Ekim günü Istanbul'daki Avus- turya Başkonsolosluğu'nda bir tören yapıl- dı. Başkonsolos FranzVV'echner, çok güzel bir konuşmanın ardından Siemens Avusturya ile Siemens Türkiye arasındaki ekonomik bağ- ların geliştirilmesine katkılanm nedeniyle Avusturya Cumhuriyeri'nın liyakat nişanım bana taktı. Türkiye'deki Siemens'te çeşith görevler üstlendiğim zaman tabii ki bugün 50. yılını bulan Avusturya geçmişim ortaya çıktı. Bu arada Avusturya'daki iş çevresini bilmemde büyük ölçüde Avusrurya Siemens'in büyük rolü var. Onlarla Türkiye ile Avusturya'nın yakın iliş- kilerini teşvik ederek Türkiye'deki işleri Avusruryalılarla yaprna olanağını bulduk. Ekonomik bakımdan bu büyük bir adımdı. Sanata yatırım zorunlu - Bildiğimiz kadanyla sizin Siemens Türkiye olarak geniş kültürel etkinlikleriniz ve Çahşmalarınız var. Bunları bize anlatır mısımz? - Insanlann kültürel gelişimleri çok önemli. însanlann kannlan doyduktan sonraki gereksinimleri kültürdür, sanattır. Sanatı, kültürü olmayan toplumlar uzun süre ayakta kalamazlar. Böylece operayla ilgilendik. Baktık ki Türkiye'de Devlet Operası dışında opera alanında pek bir faaliyet yok. Üstelik Atatürk döneminde opera Türkiye'de çok büyük teşvik görmüştür. Böylece gençlere de eğilerek bu işi ciddi olarak ele aldık. Gençler, diyorum. Çünkü gençler bizim geleceğimizdir. Onlara iyi bir gelecek hazırlar, onlan iyi bir biçimde yetiştirirsek yannımız güvence altına alınmış demektir. Genç yetenekler ortaya çıkarmalıydık. Konservatuvarlardan mezun olmuş ya da olmak üzere olan opera sanatçılan arasında altı yıl önce yanşma düzenlemeye başladık. Burada yine Avusturya ile bağlantı kurduk ve yanşmayı kazananlan opera eğitimlerini geliştirmek üzere Salzburg'daki Mozarteum Konservatuvan'na gönderdik. Bu şekilde bu gençler dünyaya açıhyorlar ve uluslararası çapta bilgi ve görgü sahibi oluyorlar. Daha da öte, bu şekilde yurtdışında pek çok operada kendilerini geliştirme olanağını buluyorlar. Bu uluslararası yanşta kendilerini geliştirirken Türkiye'nin admı yazdırmalan çok önemli. Sanat merkezl - Siemens Türkiye olarak bir de sanat merkezi oluşturma hazırlığınız olduğunu duyduk... -Evet. Fındıklfdaki eski binamızın ara katmı bir sanat merkezi haline getiriyoruz. 500 metrekare gibi bir alana sahiptir. Sanat merkezini, tam karşısında bulunan Mimar Sinan Üniversitesi'nin öğrencileri olan gençlere de açacağız. Sanatçılar orada bütün eserlerini, resimlerini, heykellerini teşhir edebilecekler. Bizim fazla bir iddiamız yok. Siemens olarak yapmak istediğimiz şey gençlerin iyi yetişmelerini sağlamak. Bir de ufak çocuklanmız var. îlkokulun ilk üç sımfmdaki öğrencileri eğitiyoruz. Onlara tiyatro, oyun biçiminde eğitim veriyor, onlann da katılımını sağlıyoruz. Bu çocuklarımıza kalıcı bir çevreci ruhu vermeye çalışıyoruz. Çünkü önemli olan insanın yetişme tarzıdır. Cörevlmlzl yapıyoruz - Orman katliamıyla mücadele, hayvan haklan gibi anlayışlar da bu çocuklara öğretilecek mi? - Bir kere insan tabiatı sevmeli. Tabiatı sevmeyen insanı hiç sevmez. Bütün bunlan o çocuklara öğrettiğiniz, onlara bu yolda eğitim verdiğiniz zaman sanıyorum bir miktar vatandaşlık görevinizi yerine getirmiş olursunuz. Biz burada da bu vatandaşlık görevimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. Burası, bildiğiniz gibi 90 bin metrekarelik alan üzerine kurulu yoğun bir üretim yeri. Ama ne dumanı çıkar, ne çevreyi kirletir. Çevreyi ve havayı kirletmemek için her türlü önlem alınmıştır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle