20 Şubat 2025 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 EKİM 2003 ÇARŞAMBA S HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edırne Kocaeli Çanakkale Izmir Manısa Aydın Denızü Y Y PB Y Y Y Y PB 26 27 27 25 30 30 30 29 Sinop PB 25 Adana B 32 Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskışehir Konya Sıvas B B B B PB B B 27 27 27 26 26 27 27 Zonguldak PB 25 Antalya PB 28 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van B A A A A B B 28 32 35 30 32 27 25 B 21 Yurdun batı kesımlen parçalı ve çok bulut- iu, Marmara'nın batı- sı ıle kıyı Ege sağanak yağışiı. dığeryerier az bulutlu ve açık geçe- cek. Hava sıcaklığı kuzey kesımlerde ar- tacak, Ege ıle Akde- nız'de bıraz azalacak, dığeryerferde onem- lı bır değışıklık olma- yacak DIS MERKEZLER Oslo Helsınki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y Y Y Y Y / 10 8 19 17 15 16 11 Berlin Y 15 Moskova Y 13 l Moskova Münıh Y 10 Zürih Budapeşte Madnd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atına Y Y Y Y Y Y Y 13 23 13 13 19 22 27 Y 10 Şam Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflıs Kahıre B B Y B Y B B 18 10 23 25 14 16 32 A 34 Taşnent Tahrafi Parça!. bulutlu Sıslı ~ . BUL"J > Çok bulutlu • Yağmurtu Kanı > Suiu kar t Gok gurultulu G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada Batılılar, Müslüman Türk hükümetinin Müslü- rnan bir devleti işgal eden güçlere ortaklık etmek için kıvrım kıvrım kıvrandığını ayrıntılarıyla biliyor. Yoksa dört sayfalık gerekçeli izin tezkeresi, olan bitenden gazete haberleri ile bilgilenen AKP mil- letvekillerini olumlu oy kullanmaya hazırlamak (veya zorlamak) amacıyla mı yazıldı? Galiba ikinci neden ağır basıyor. Hükümetin bi- rinci başı (RTE) ile ikinci başının (Gül) durmadan "gruptan hiç kuşkumuzyok" diye konuşmalanna aldırmayın. Bu kadar sık aynı kanıyı düne kadar yinelemeleri bile gruptan kuşkulu olduklannı ka- nıtlamıyor mu? Dışişleri Bakanı Gül'ün açıklamaları ilginç. Türk askeri Irak'ta belirli bir süre kalacak. Bir yıl. Neden bir yıl? Soruyu Gül; "Dünyaya (tabii başta ABD'ye demek istiyor) Irakta hiç kimsenin 'kalıcı' olmaması mesajını verdik" diye yanıttıyor. Dünyaya, özellikle ABD'ye kalıcı olmayın me- sajı vermek? Breh, breh, breh! Bu savı kuşku yok, VVashington alaylı bir dille; bırakalım böyyük devlet övünüleri ile halkını, gru- bunu ikna etmeye çalışsın Türkiye. Türk askerin- den nasıl yararlanacağımıza bakalım, diye yo- rumluyor olabilir. BM kararı çıkmadan hükümetin asker gönder- me telaşına neden kapıldığını soran yok, zaten yanıtlayacak olan da. VVashington ile mutabakata varılmış, ABD'ye üzerimizden gereken planlan yapması için söz verilmiş olmalı ki; hükümetin başı sık sık tezke- renin ekim ayının ortalarına kadar Meclis'ten ge- çirileceğini söylüyordu. RTE'nin duraksamalar geçiren kimi bakanları hizaya getirmek için söyledikleri bir başka gerçe- ği belgeliyor. "Meclis 'ten bu konuda gerekli izni aldıktan son- ra ABD ile masaya 'güçlü bir şekilde' oturacağız" diyor. Bu söylem böyyük devlet tafrasının masaya güçlü oturabilmek için yeterli olmadığını ortaya koyduğu gibi; ABD'nin, (bizimkilerin açıklamaya cesaret edemedikleri) "tezkere geçmedikçe I- rak'ta Türk askerinin görev bölgesini, Türkiye'nin Irak'la ilgili kimi siyasal, ekonomik isteklerini gö- rûşmeyeceklerini" içeren dayatmasını da doğru- luyor. Temel öğelerde henüz anlaşmaya varılamadı- ğı o denli açık ki; RTE, bu gerçeği "ABD ile uz- laşma sağladığımız takdirde askerimiz bölgeye gidecek" diye itiraf ediyor. • • • Bir bilinene karşı üç bilinmeyenli bir tezkere. Kapsam, sınır, zaman belli değil. Tek somut bilgi 1 yjl! Üstelik hükümet başkanının "...ancak 'bizim hassas olduğumuz konularda' uzlaşma sağlaya- mazsak bu konudaki (asker gönderme) kararı ver- mek deyine bizim elimizde olacak" derken anlat- maya çalıştığı nedir? Bu ifade henüz ABD ile baş- ta PKK-KADEK'in bertaraf edilmesi (hatta nasıl bertaraf edileceği) konusunda anlaşmaya varıl- madığını duyuruyor. "Hassas konu" ile ilgili anlaşma şayet fazla do- yurucu olmayan hatta yanm yamalak, oyalayıcı içerikte olursa... Türkiye, Irak'a asker gönderecek mi göndermeyecek mi? ABD'nin olası böylesi tutumu karşısında bizim- kilerin boynunun kıldan ince olup olmadığını, iş- te o zaman göreceğiz! • • • Tezkere "bilinmeyenler manzumesi". Tezkerenin bir yıl süreyle sınırlandırılması da önem taşımıyor. Biz ne tezkereler gördük. Altı ayla sınırlandırı- larak Meclis'ten geçirildi. Beş yıl, on yıl heraltı ay- da bir "lüzumuna binaen" uzatıldı da uzatıldı. Amerika'ya -yeter ki istesin- bizim hükümetin canı kurban! TUS sisteminde değisiklik Doktorda İngilizce aranmayacak ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Doktor- lann kazanmak için yıl- larca çaba harcadıklan Tıpta Uzmanhk Sınavt (TUS) sistemi değişiyor. Sağlık Bakanlığı'nca hazırlanan tasan taslağı, sınava girecek adaylann seçecekleri branşa yöne- lik hazırlık yapmalann] amaçhyor. Taslakta, te- mel tıp bilim sınavı ön- cesinde yapılan ingiliz- ce sınav kaldınlarak Ka- mu Personel Dil Sınavı (KPDS) ve Üniversite- Ierarası Dil Sınavı'ndan (ÜDS) 50 puan almanın yeterli sayılması dikkat çekti. Sağlık Bakanlığı Sağ- lık Eğitimi Genel Müdü- rü Doç. Dr. Çetin Din- çel, hazırlanan Tıpta Uz- manhk Tüzüğü Tasansı Taslağı hakkında bilgi verdi. Buna göre, ingi- lizce ve temel tıptan olu- şan sınav, bundan sonra temel tıp ve adayın seç- tiği branşa yönelik sonı- lan içerecek. Temel tıp bilimi sınavı öncesinde yapılan îngilizce sınavı yerine, ÜDS veya KPDS'den 50 puan al- mak 5 yıl süreyle geçer- li sayılacak.Sınava gire- cek kişilerin, seçecekle- ri branşlara daha çok ça- hşmalannı sağlamayı amaçladıklannı söyle- yen Dinçel, sınavın yine ÖSYM tarafmdan yapı- lacağını kaydetti. TUS sınavını başanyla veren bir doktorun, seçtiğı branşın bilgilerini bil- meden işe başladığını, çünkü seçtiği bölümden yalnızca 1 soru çıktığını söyleyen Dinçel, 2 aşa- malı yapılacak smavda adaylann önce genel bir tababet sınavına girece- ğini belirtti. Dinçel, sı- navın 2. günü ise "cer- rahi bilimler; dahili bi- limler" ve "temel tıp bilimleri" adı altında 3 kitapçık hazırlanacağı- nı, adayın hangi branşa girmek istiyorsa ona gö- re soru kitapçığını seçe- ceğini söyledi. Dinçel, taslak ile uz- manlann ana dallan üze- rine yapmak istedikleri yan dallar için de bir uz- manlık sınavı yapacak- lannı belirterek Yan Dal Uzmanhk Sınavı'nın (YUS) merkezi sistemle yapılmasını sağlayacak- lannı bildirdi. Nazife Cemgil'i uğurladık Bahcelievler Katliamı 7TİP } Ugençamhyor Haber Merkezi - Ankara Bahçelievler'de 8 Ekım 1978 tarihinde ülkücüler tarafından katfedilen 7 Türkiye Işçi Partisi üyesi (TÎP) öğrenci için bugün bir anma töreni düzenlenecek. Yakın tarihe Bahcelievler Katliamı olarak geçen olayda, TlP'li öğrenciler, Osman Nuri Uzunlar, Efraim Engin, Latif Can, Salih Gevenci, Faruk Arsan, Hürcan Gürses ve Serdar Alten, dönemın Ankara Ülkü Ocaklan Başkanı Abdullah Çatlı'nın talimatıyla Haluk Kırcı'nın önderliğindeki bir grup tarafından katledildi.Avukat Erşen Sansal ile avukat Nezahat Gündoğmuş'un çabalanyla gün ışığına çıkanlan katliamda, ölen gençlerin mezarlannın farklı yerlerde olması nedeniyle Ankara'da sembolik olarak bir anma töreni gerçekleştirilecek. Toplantıda Nihat Sargın da bir konuşma yapacak. Haber Merkezi - Istanbul'da yaşa- mını yitiren Türkiye Işçi Partisi (TlP) ve Banşseverler Cemiyeti'nin kuru- culanndan Nazife Cemgil (91) dün, eşi Adnan Cemgil ile oğlu THKO önderlenn- den Sinan Cemgil 'in mezarlannın bulunduğu Karacaahmet'te toprağa verildi. Kore Savaşı'nın ya- şandığı dönemde eşiyle birlikte Banşseverler Cemiyeti'ni kuran ve 'Savaşa hayır' diyerek ilk eylem yapanlardan Nazife Cemgil için ilk tören, dün öğlen Eren- köy'dekı Galip Paşa Ca- mii'nde yapıldı. Cem- gil'in cenazesi, daha Nazife Cemgil sonra Karacaahmet Mezarlığf na gö- türülerek toprağa verildi. Törene, Amerika'dan gelen torunu Taylan Cemgil, Ruhi Su'nun eşi Sı- dıka Su, Nihat Sargın, Alp Selek, Orhan Silier, Şaban Erik, Müşfik Eren, Mustafa Atalay, Orhan İyier, Cüneyt Akalın, gazetemiz avukatı Fikret tlkiz ve eski ÖDP Genel Başkanı Mehmet Atay katıldı. Atay, törende yaptığı konuşmada, ancak ce- naze törenlerinde bir araya gelebildiklerini belirterek "Nazife Cemgil, Adnan Cem- gil, Sinan Cemgil, ha- yatları boyunca dü- şündüklerinin gerçek olması için yaşadılar. Nazife Cemgil sevdik- lerine kavuştu. Diişün- dükleri bir gün gerçek olacak. Bir gün mutla- ka gerçek olması umudunu hep ta- şıdık. Şimdi yeniden bir gün oiutla- ka diyerek Nazife CemgiH alkışlar- la uğurluyoruz" dedi. Yargıtay Başkanı Özkaya, yargıyı 'maksatlı' eleştiren iş dünyasına sert çıktı 'Çıkarı olanlar yargıdan rahatsız' İLHAN TAŞCI ANKARA - Yargıtay Başka- nı Eraslan Özkaya, TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan'ın "Yargı, Türkiye'nin önünü tı- kıyor" değerlendirmesinin maksatlı olduğunu belirterek çı- kan olanlarla yargının önlerini tıkadığı bazı kişilerin yargıdan rahatsız olduğunu vurguladı. Bazı çevrelerin yargıyı güven- siz hale getirerek bundan medet umduğunu belirten Özkaya, "Yargıya yapılan en büyük if- tiradır. Bir gün bu iftirayı atanlardayanar" dedi. Yargı- ya yönelik -saldınlardan" yar- gıçlann rahatsız olduğunu ve açıklama yapılması için baskı yaptıklannın altını çizen Özka- ya. "Sanılmasın ki suçlamalar kabul edildiğinden susuluyor. Yargı, vazifesinin icabı ve cid- diyeti gereği susuyor" diye ko- nuştu. Yargıtay Başkanı Özkaya, son dönemde yargıya yönelik eleşti- ri dışı çıkışlann ve Adalet Baka- nı Cemil Çiçek'in yolsuzlukla mücadelede yargıçlann arkasın- da olduğuna ilişkin sözlerini, bir grup gazetecıyle sohbetınde de- ğerlendirdi. Özkaya'nın, gün- demdeki konulara ilişkin açıkla- malanndan öne çıkanlar şöyle: Yargıyı yıpratanların çı- kari var: "YargıTürkiye'nin önünü tıkıyor" düşüncesınin tersine, yargı, Türkiye'nin önü- nü açmaya çalışıyor. Tam tersi- ne yargı bazı kişilerin önünü tı- kıyor. Yargının nasıl ülkenin önünü tıkadığının gerekçeleri ve nedenleri açıklanmalıdır. Her- kesin sığınacağı yer yargıdır. Yargı yıpranırsa yerine konacak başkaca bir kurum yoktur. Açık MAAŞLARM» İÇİN YÜRÜYORÜZ Memurlarîzmit'e ulastt 3 ı gerekçesiyle 'ya yürü- yüşbaşlatanKESK'ebağlİTüm Bel-Sen üyesi bir grup memur, Îzmit'e ulaştı. KESK'e bağlı sendikaların Kocaeli temsilcile- ri, bazı siyasi parti yöneticileri ve Türk Pirelli AŞ tarafından işten çıkanlan Ekolas işçileri- nin, Merkez Bankası önünde karşıladığı Tüm Bel-Sen üyesi bir grup memur, yoğun güven- lik önlcnıi altında önce İzmit Büyükşehir Belediyesi, ardından da AKP Kocaeli il teşkilatının öniine geldi. Tüm Bel-Sen Genel Başkanı Vicdan Baykara, belediye memurlarının haklarını almakta kararlı olduklannı söyledi. Geceyi Izmit'te dinlenerek geçiren grup, bugün Adapa- zan'na hareket edecek. Memurlar cuma günüAnkara'da olmayı planhyorlar. (Fotoğraflar: AA) söylüyorum, yargı, pek çok ku- rumdan çok daha sağlamdır. Maksatlı olarak kamuoyu araş- tırmalanyla yargı yıprahlmaya çalışıyor. Yargıçlar saldırılardan rahatSIZ:Yargının Türkiye' nın önünü tıkadığını söyleyenler bu zamana kadar neden sustu? Yar- gıya yönelik de\amlı hücumun durması lazım. Yargı da insaflı ve objektif çerçevede tenkit edi- lecekti. Tenkitler maksatlı olma- malıdır. Daire başkanlan, yargı- ya yönelik saldınlardan inanıl- maz derecede rahatsız. Baskı yapıyorlar, yargıya yönelik hü- cuma karşı açıklama yapılması için. Yargı susuyor diye bir taraf hücum ediyor. Yolsuzlukta delil sart: Yargı geçmiş senelerde ne ise yine aynı yargı. Pek çok siyasi ve büyük ekonomik davalan ka- rara bağlıyor. "26 banka hor- tumlanmış, 56 milyar dolar zarar var. Cezaevlerinde kim- se yok" deniyor. Haklı gibi gö- rünüyor. Ancak, delili olan hiç- bir davada yargı, kişileri serbest bırakmadı. Delilsiz bir dosya ile mahkûmiyet bize ulaştığında ise Yargıtay bunu bozar. Yargı baş- kalannın desteği ile karar veri- yorsa bu adalet değildir. Yargıç vicdanıyla karar veremiyorsa orada sorun var demektir. Yargı- nın kimsenin vesayetine ihtiya- cı yoktur. Kararımızı YSK kabul et- tl: YSK'nin seçımlere ilişkin karan henüz olgunlaşmadan, baskı altında tutulmak istendi. Biraz da yargıya yönelik saldı- nlann nedeni budur. Bir görüş Yargıtay'ın karannın kurulu bağladığı, diğeri ise tam tersi. Aslında iki görüş de tam olayı yansıtmıyor. YSK, Yargıtay'ın karan seçimi etkilemez demiştir. AKP'den tabana imam hatip rüşveti B Baştarafi 1. Sayfada millervekillerine \e taba- nına hoş görünecek bir yöntem izledi.Milli Eği- rim Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Yükseköğ- retim Yasası değişikliği öngören tasan dün sabah saatlerinde TBMM'ye sevk edildi. Hükümetin ÖSS başvu- ru tatvimini de dikkate alarakbir an önce yasalaş- tınnak istedigı tasannın 3. maddesiyle, üniversiteye girişteki meslek liselerine yönelik kısıtlamalar kal- dınhyor. Tasanyla, tüm li- seler için aynı ölçütler be- lirlenmesi hükme bağla- myor. Tasanda. "Bireysel başarı puanı; adayın, beşlik sisteme dayalı or- taöğretim diploma notu ile ÖSYM'nin yapmış olduğu sınavdan aldığı puanın yüzde 2'sine kar- şüık gelen sayımn çarpı- mıvla elde edilir" denili- yor. Böylece, imam hatip lisesi mezunlannın orta- öğretim puanlan için be- lirlenen 0.3 katsayı sınır- laması kaldınhyor. Tasanyla Yükseköğre- tim Kurulu'nun "öğren- cilerin seçilmesi ve ka- bul edilmesiyle ilgili esasları tespit etme" yetkisi de kaldınhyor. YÖK Yasası'nın ÖSYM'nin görevlerini düzenleyen bir madde- sinde de değisiklik yapıl- dı. Buna göre, ÖSYM yalnızca yükseköğrenim lcuruluşlanna değil, kamu ve özel sektörün talepleri EYLEM YAPAN ÖCRENCİYE REKTÖRDEN AFERİN' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hacettepe Universitesi'nin (HÜ) açılış töreninde bir grup öğrencinin yaptığı protesto eylemi, üniversite rektörü Tunçalp Ozgen'den "afe- rin"aldı. HÜ'nün dün Beytepe Yerleşke- si'nde düzenlenen yeni öğretim yılı töreninde, Başbakan yardımcısı Ab- dülIatifŞener ve Tunçalp Özgen'in konuşmalanmn ardından bir grup öğrenci, "Siz söylemek istedikleri- nizi söylediniz, bizim de söylemek istediklerimiz var" diyerek "Ne YÖK ne YEK; parasız, bilimsel, demokratik, bağımsız üniversite is- tiyonız" sloganlanmn yazılı olduğu pankart açtı.Bunun üzerine tekrar söz alanRektör Özgen, "Sanıyorum ki, şimdi tam üniversiteye döndük. Bütün üniversitelerde öğrenciler bu hareketleri yapıyordu. Bu ne bahtsız bir üniversitedir ki, bura- da hiçbir öğrenci kalkıp söylemi- yor diyordum. Onun için teşekkür ediyorum. Şimdi, siz demokratik hakkınızı kullandınız. tzin verin törene gelenler de demokratik hakkını kullansın ve töreni izlesin" diye konuştu. Protestocu grup, bir sü- re daha pankartla bekledikten sonra stadyumdan aynldı. doğrultusunda personel ya da öğrenci seçimi ya- pacak. Bu sınavlara iliş- kin esaslar ilgili kurum ve kuruluşlarla birlikte ha- zırlanan protokollerle be- lirlenecek. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, yasa taslağınm Üniversi- telerarası Kurul ile yapı- lan toplantılarda günde- me gelmediğini savunur- ken sisteme ilişkin esas- lann bir yönetmelikle dü- zenleneceğini söyledi. Çelik, yönetmelik düzen- lenirken YÖK, ÜAK ve ÖSYM'den görüş isteye- ceklerinı de ifade etti. Seçım bildirgesinde ve parti beyannamesinde meslek eğitimini destek- leyecekleri sözünü ver- diklenni anımsatan Çe- lik, "Birinci engel fark- lı olarak uygulanan kat- sayı problemiydi" dedi. Una/atanhn Ek TaşıtVergisi yargıdan döndü • Baştarafi 1. Sayfada mağdur durumda kal- mayacaklannı söyledi. Uzmanlar, mükellefle- rin konuyla ilgili ola- rak hükümetin alacağı karan bekleyebilece- ğini veya vergi mahke- melerine başvurabile- ceğini belirtiyor. Anayasa Mahkeme- si, dünkü toplantısında Ek Taşıt Vergisi ve me- murlara yönelik kade- meli emeklilik yasala- nna ilişkin ÇHP'nin başvurulannı değer- lendirdi. Toplantı son- rası açıklama yapan Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç, kademeli emek- lilikle ilgili itiraz baş- vurusunun bugün saat 10.00'da yapılacak toplantıda değerlendi- rileceğini belirtti. Ek Taşıt Vergisi'ne yöne- lik yasal düzenlemey- le ilgili karann ise alın- dığını belirten Kılıç, "4962 sayılı yasanın, 21. maddesi ek vergi dediğimiz taşıtlarla ilgili dü/enlemeydi. Görüşmeler sonu- cunda 21. maddenin tamamının iptaline oyçokluğuyla, vürür- lüğün durdurulması- na ise oybirliğiyle ka- rar verdik" dedi. Kı- lıç, "Bu durumda, vergilerini ödeyenler ne olacak" sorusuna ise "Bu mahkemenin dışında bir konu. Ge- reken karar verile- cektir" yanıtını verdi. Maliye Bakanlığı ise Anayasa Mahkeme- si'nin karanrun ardın- dan ortaya çıkan duru- mu değerlendirmeye aldı. Karan sürpriz olarak değerlendiren üst düzey bir Maliye bürokratı da, "Bu aşa- madan sonra ne ya- pılabilir ona bakaca- ğız. Anayasa Mahke- mesi karaıian geriye yürümüyor. Ancak iade için mahkemeye başvuranlar olabi- lir" dedi. Maliye Bakanı Una- kıtan ise gazetecilerin sorulan üzerine, ipta- lin ardından yurttaşla- nn mağdur durumda kalmayacaklannı söy- ledi. Unakıtan, "Ciddi bir vergi kaybı olur mu" sorusuna, "Ha- yır olmaz. Çünkü 30 Eylül itibarıyla va- tandaşlann çoğu ver- gi) i yatırmıştı" diye yanıtladı. Uzmanlara göre ise daha önce Ek Taşıt Vergisi'ni yatırmış olanlann önünde iki seçenek bulunuyor. Mükellefler konuyla ilgili olarak hükümetin alacağı karan bekleye- cek veya 55 milyon li- rahk dava harcı yatıra- rak vergi mahkemesi- ne ba^vuracak. Anaya- sa Mahkemesi'nin ip- tal karan gerekçe gös- terilerek açılacak da- vanm sonucunda, mahkemenin iade ka- ran vermesi durumun- da; söz konusu harcı da davalı idare ödeye- cek. CHP Trabzon Mil- letvekili Akif Hanıza- çebi de, iptal karannın ardından, toplanan vergilerin yurttaşlara iade edilmesi gerekti- ğini söyledi. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN "Evveliyâtı Böyle Olunca!••• • Baştarafi Arka Sayfada maya çalışmış! Başarabilmiş midir? Sanmıyorum: 1938/1950 arasında Türkiye, artık 'merkeziyetçi bü- rokratik', 'faşizan' birdüzende idi; bu türden öteki top- lumlar gibi, iktidar -aksi iddia ediliyordu ama- oligar- şik, yâni 'Bürokrasi + Burjuvazi Koalisyonu' elinde idi; bir bakıma, çoğu aydınımızın 'yan cebıme koy' de- digi, ayncalıklı düzeni: 'Alafranga seçkinlersaltanatı'... 'Bugün Itaat basını' İse, dün de öyle Idl... Yoksayanıhyor muyum? Türkiye'de üç önemli 'mü- essese'nin mâhiyetini, konumunu ve işlevini iyi an- lamak, doğru değerlendirebilmek için, önce Cumhu- riyet'in iç yapısındaki yozlaşmayı anlamak lâzımdır, eğer taşlan yerli yerine koyamazsanız, öğretim/ eğitim sistemini de, işçi haklannı ve sendikalaşma düzenini de, doğru değerlendiremezsiniz; elbet, basını ve me- dia'yı da!. Çünkü demokrasilerin 'olmazsa olmaz' mü- esseseleri olan öğretim, sendikalar ve basın; ne ulusal demokratik devrimlerin hızıyla, toplumsal işlevlerine sahip çıkabilmiş, onlan halkın çıkanna işletebilmişler- dir; ne de, 'Demokrasi'nin doğru işlemesine, 'ağırlık- larını' koyabilmişlerdir: Oligarşi'nin elinde, üçü de ade- ta bırer oyuncaktı; kim iktidarda ise, onlaıia istediği gi- bi oynuyordu. Bir ben kaldım ortada..." tOeç/c/n' ve 'alafranga' aydınlanmız, Yunan/Lâtin O Kültürü'nü, Köy Enstitüleri ve Halkevleri aracı- lığıyla, yurt yüzeyine yaymaya çalışırken; meselâ -Is- tanbul dahil- Marmara Bölgesi, yıllarca sıkıyönetim altında yaşamaya mahkûm edilmişti. II. Dünya Sava- şı yıllarında Bâbıâli'ye (basına), ecnebi olsun yerli ol- sun, hangi haberin, hangi sayfaya, kaç sütuna, hangi başlıkla girebileceği; Matbuat Umum Müdürlüğü tara- fından, tebliğ edilirdi. Söyler misiniz bu disiplin içinde, Tan Olayı'nın kendiliğinden olup geliştiğine kim inana- bilir? Aslında öteki bütün gazetelerin, koro gibi bir ağız- dan, gazeteye yapılan baskını ve yağmalamayı, coş- kuyla onaylaması; nasıl bir 'itaat gazeteciliği'nin Tür- kiye'de egemen olduğuna işaretti. O ortamda, 'itaat gazeteciliği' henüz, Oligarşi'nin egemen kolu sayılan, Bürokrasi'nin emrindedir, ona itaat ediyor; mükâfatı da, 'mûti' gazeteciye ya bir ge- nel müdüriük takdimi olurdu, daha çok da 'meb 'usluk'\ Bunu o yıllarda, takma bir isimle ('Çamdevıren') Akba- ba dergisinde yergiler yayımlayan Faruk Nâfiz Bey, ez- berimde kalmış o mısraıyla pek güzel özetlemiştir: "...bir ben kaldım ortada, bir de Ahmet HidâyetL" 'Turgırt Özal'dan -daha doğrusu 12 Mart'tan- sonra- sı, başka bir devir; Sistem'in, Soğuk Savaş başından beri yaptığı baskı, gerçek sonucu veriyor; yâni neyi? Onu da görüşeceğiz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle