26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 OCAK 2003 CUMARTESİ HABERLER DUNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Üçüncü Paylaşım Savaşı Avrupa ve Türkiye Siz bakmayın, Istanbul'datoplanan Ortadoğu Ül- keleri Dışişleri Bakanlan zirvesine! Onlar "tavşana kaç tazıya tut!" politikası gütmekten başka birşey yapacak konumda değiller. Onlar kendi banşlannı refaha, iç banşa, sürdü- rülebilir kalkınmaya çevirebilmiş ülkeler değiller ki, söz söyleyebilecek durumda olsunlar. Yanlış anlaşılmasın! Aralannda Türkiye de ol- mak üzere bu ülkeler banşı arzulamayıp, savaşı is- tiyor konumda değiller. Tam tersine, savaşın Irak'tan sonra kendilerine de zarar vereceğini biliyorlar. Türkiye bunun en çarpıcı örneği. Ama bu ülkelerin ne bölgede ne de dünya poli- tikasında bir ağıriıklan var. Ortadoğu'daki muhalefet, savaşı durdurmaya yetmeyeceği gibi, günü gelip saati çaldığında, on- lar ABD'nin savaşına ya istenen desteği şu ya da bu biçimde, az ya da çok ölçüde verecekler. "Stratejik ortak" Türkiye'nin de eli mahkûm. Başbakan bile açıkçasöyledi, "Savaşa çokborç- lu yakalandık" dedi. Bu yüzdendir ki, Ankara toplantısından ne çık- tığının, Ortadoğulu liderierin zirvesinden ne çıka- cağının belirleyici bir önemi yok. ABD de bu gelişmeleri, çok hoşuna gitmese de fazJatepki göstermeden kendinden emin bir biçim- de izliyor. Ama Avrupa çekirdeği içinde, Elysee Anlaşma- sı'nın kırkıncı yılında, birbirlerine daha da yakınlaş- magirişimleri içinde bulunan Fransa ile Almanya'nın savaşa karşı tepkileri, ABD'de aynı hoşgörü veya umursamazlıkla karşılanmıyor. Nazlanır görünen Türkiye'ye tepki gösteremeyen ABD, Savunma Bakanı Rumsfeld'in ağzından, AB içindeki "asiler"e ateş püskürüyor, onları küçüm- süyor, hatta işi hakarete vardınyor. Sonunda Atlantik'in iki yakası arasında ağız da- laşı başlıyor. • • • Dünya politikasında söz sahibi olmaya yetecek bir askeri güce sahip bulunmayan Fransa ve Al- manya, kendilerinden uzaktaki bu savaşa neden böylesine şiddetle karşı çıkıyorlar? Rusya ile Çin neden bu savaşın olmaması için, eskilerin deyimiy- le "mezbuhane" bir çaba içine giriyorlar? Nedeni basit, onlar bu savaşın ne olmayıp, ger- çekte ne olduğunu çok iyi biliyorlar da ondan. Evet, savaşın nedeni, ne Saddam'ın diktatöriü- ğü, ne de varlıklan konusunda şimdiye dek hiçbir kanrt elde edilememiş olan Irak'ın kimyasal, biyo- lojik veya krtle imha silahlandır. Savaşın asıl nedeni, ABD'nin dünyanın ikinci bü- yük petrol rezervi olan Irak'ın kara altınına el koy- makla başlayıp, dünyanın bütün petrol kaynakla- nnın kontrolünü kendi denetimine alma arzusudur. Bu savaş yalnız Irak'adeğil, bütün dünyaya kar- şıdır. Kısacası ABD kendisine destek olacak bir iki ülkeye figüran rolü veya tramplen işlevi yükleye- rek, tek başına Üçüncü Dünya Savaşı'nı yapma pe- şindedir. Petrol kaynaklannı dilediği gibi denetleyen ABD, ftyatlann saptanmasından bütün stratejik kararla- ra kadar her alanda tek söz sahibi olma avantajı- nı yakalama peşindedir. Bu açıdan bakınca, gerçekten tarihin üçüncü büyük paylaşım savaşının hazırlanmakta olduğu- nu rahatlıkla görebiliriz. Bilindiği gibi, Almanya ile Fransa'yı iki kez karşı karşıya getirmiş olan ilk iki dünya savaşı da ger- çekte, paylaşım savaşlanydılar. Her iki savaştan sonra dünya ülkeleri benzeri olay- lann bir daha yaşanmaması için, uluslararası ve gü- ya uluslarüstü örgütler kurdular. Bunlardan birincisi Milletler Cemiyeti veya o za- manki adıyla Cemiyet-i Akvam idi. Hiçbir kıymeti harbiyesi olmadığı, Italya'nın Ha- beşistan'a saldırısı karşısında eli böğründe kal- masından ve nihayet İkinci Dünya Savaşı'nın çık- masından anlaşıldı. • • • Şimdi BM Güvenlik Konseyi ne yapacak? ABD'nin yardakçısı ve çıkanndan küçük pay alan Ingiltere ile biriikte, tramplen "stratejik ortağı" ile birlikte, üçüncü paylaşım savaşını başlatması için yeşil ışık yakacak mı? Pek olası görünmüyor, ama bunun fazla önemi olduğunu söylemek de mümkün değil. Çünkü BM de kendi kıymeti harbiyesi olmadığını şimdiye dek kanıtlamıştır. ABD şu ya da bu biçimde, bu savaşı yapıp, de- netimi eline almaya karariı. Blair, Bush'un yanında, esas kovboyun yanın- daki hınk deyici yardakçı rolünde. Stratejik ortak Türkiye'nin konumu ve direnme gücü ne? Türkiye direnme gücünü, çok partili rejiminin he- ba olmuş yıllannda, giderek artan ölçüde kendi törpülemiştir, tıpkı "BirinciPaylaşım Savaşı"nda Al- man'a karşı direnme gücünü tümden yitirmiş "stra- tejik ortak!" Osmanlı Imparatoriuğu gibi. Böyle bir güç olmayınca, dikkate değer bir di- renme göstermeye hazır siyasi irade de olmuyor. Üçüncü Paylaşım Savaşı'nın kendisine karşı ol- duğunu bilen Avrupa'nın devleri, Çin, Rusya kar- şı çıkıyorlar. ABD bunlara kızıyor, tepki gösteriyor. Stratejik ortak Türkiye'nin fiyakalı banş çabala- nnı ise sabırla, hoşgörüyle izliyor. Avrupa'ya kızan ABD, Türkiye'ye neden hiç kız- mayıp hoşgörüyle bakıyor? Ne dersiniz? TJünüstlük Ödülleri'ne Türkiye'den Nedim Şener aday • İstanbul Haber Senisi - Toplumsal Saydamlık Hareketi Deraeği, "Dürüstlük Ödülleri" için Türkiye'den Milliyet muhabiri Nedim Şener'i aday gösterdi. Toplumsal Saydamlık Hareketi Derneği Başkanı Erciş Kurtuluş, Hilton Oteli'nde düzenlediği basın toplantısında, "Dürüstlük Ödülleri "ne Türkiye'den seçtikleri adayın Milliyet muhabiri Nedim Şener olduğunu ifade ederek bu ödülün her yıl uluslararast düzlemde yolsuzluklarla mücadele göstergelerine göre verildiğini belirtti.Kurtuluş, Uluslararası Dürüstlük Ödülleri'nin. 25 Mayıs 2003 tarihinde Seul'de yapılacak olan "11. Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Konferansf'nın açılışında verileceğini kaydetti. AKP lideri, zaman zaman siyasette bırakılan boşluklan bazı kurumlann doldurduğunu söyledi Erdoğan: Ordunun yeri faridıDAVOS (AA) - AKP Genel Başka- nı Recep Tayyip Erdoğan, "Siyasette boştuk bırakırsanız bazı kunımlar o boşluğu doldurur. Türkiye'de de za- man zaman bazı kunımlar bu boşlu- ğu doldurmuştur" dedi.Erdoğan 3 Kasım seçimlerinin şaibeli olduğu yönündeki tartışmalarla ilgili olarak da "Türkhe'dc seçim obnuş bitmiştir. Bundan sonra geriye dönûş diye bir şey söz konusu değüdir" diye konuş- tu. Erdoğan, Dünya Ekonomik Foru- mu toplantılanrun "Avrupa Yolun- daki Engefler" başhkh toplantısına ka- tüdı. ToplanudaErdoğan'a, "Alman- ya, Ama Nereye" adlı Alman şiiri anımsahlarak, "Avrupa, Ama Nere- ye. Türkiye neden Avrupa Biıüği'ne (AB) ahnmalı?" sorusu yöneltildi. Erdoğan, AB'ye mekânsal bir bütün- lük diye bakılmaması gerektiğini ifa- de ederek, buna Güney Kıbns'ın AB'ye alınmasını öraek gösterdi. AB 'ye bir medeniyetler bütünleşme- si olarak bakılmasında fayda gördü- ğünü kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin • Erdoğan, son yıllann en güçlü parlamentosunun yapılan son seçimlerde kurulduğunu anımsatarak Türkiye'de nihai karan siyasi iradenin verdiğini söyledi. Siyasi iradenin en üst makam olduğunu anlatan Erdoğan, ordunun ise ona bağlı anayasal kuruluşlardan biri olduğunu dile getirdi. Avrupa ve Asya arasında önemli bir köprü görevini üstlendiğini söyledi. Türkiye'ye 2004 Aralık'ı için müza- kere tarihi verildiğini hatırlatan Er- doğan, bu sürecin kısaltılabileceğine olan inancını dile getirdi. Nihai karar siyasileriıı AB'nin bir değerler birliği olduğu görüşünü yineleyen Erdoğan, orduy- la ilgili görüşlerini aktardı. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda ordu- nun farklı ve müstesna bir yerinin ol- duğunu kaydeden Recep Tayyip Er- doğan, "Shasetteboşhık bırakırsanız bazı kunımlar o boşluğu doMurur. Za- man zaman da bazı kunımlar o boş- luğu Türkiye'de doldurmuşrur" de- di. Gerek ordunun gerekse siyasi iradenin alanlannın anayasa ile be- lirlendiğini kaydeden Erdoğan, Tür- kiye'de nihai karan siyasi iradenin verdiğini söyledi. Siyasi iradenin en üst makam olduğunu anlatan Erdo- ğan, ordunun ise ona bağlı anayasal kuruluşlardan biri olduğunu dile ge- tirdi. Erdoğan, orduyu AB'ye karşı gibi göstermenin yanlış olduğuna işa- ret ederek, "Bazı takuıülar var gibi geüyor bana~ Son 20 ay içinde Tür- kiye'degerekü yasal değişikHkler, em- sal ülkelere göre fazlasryla yapümış- ör. Bunu Türkhe, iktidanyla, muha- lefetiyle yapmıştır" dedi. 'SaJdın sanayiLJ Erdoğan, dünyada savunma sana- yii adı altında "sakhn sanaynnin" ol- duğunu, pek çok ülkenin de bütçe- lerinin önemli bir bölümünü "kan ve ölüm için harcadığuu'' belirterek, "Bu konuda ne yapacağız? Her ül- ke bütçesinin büyük bir bölümünü savunma sanayü adı altında saldın sanayüne harcryor. Kimse, kitk im- ha silahlannın kaldınbnası ve yok edihnesi için uğraşmrvor" dedi. Erdoğan, daha sonra katılımcıla- nn sorulannı yanıtladı. Bir katılım- cı, "Iraktehlikeü bir ülkc midir size göre? ABD'nin bu konudaki tezieri- nekaübyor musunuz?" şeklinde bir soru yöneltti.Körfez Savaşı'nda Tür- kiye'nin ciddi bir bedel ödediğini belirten Erdoğan, Körfez Savaşı ne- deniyle doğu ve güneydoğu bölge- lerinde terörün arttığmı, on binler- ce Türk insanmın kaybedildiğini, 100 milyar dolar civannda da eko- nomik bir zarann söz konusu oldu- ğunu anlattı. AKP lideri, temaslan sonrasında Davos'ta düzenlediği basın toplantı- sında gazetecilerin iç siyasete yöne- lik sorulannı yanıtladı. "Türkiye'de seçim obnuş bitmiştir. Bundan sonra geriye dönüş dhe bir şey söz konusu değfldir" diye konuşan Erdoğan, "3 Kasını seçimlerinin şaibeliolduğu yo- lundaki tartışmalan nasıl değeriendi- riyorsunuz" şeklindekı soruyu şöy- le yanıtladı: 'Seçim ohmış ve bitmiştir' "Bunlan bir defa çok komik bulu- yorum. YSK'nin verdiği karar tarû- şılmaz. Anayasa Mahkemesi'nin ver- diği karar geriye yürümez. Bunlar açık karariardır. Bu işi bilnıeyenler kalkıp bu tür itirazlarda bulunuyor, bu da onlann gayet en doğal hakkı- dır. YSKgerekK cevabı verecektir. Se- çim yenilenmesi diye bir şey olamaz. Biz hukuk devietinde yaşryoruz. Her şey açık ve ortada. Anayasa Mahke- mesi kararlannın gerrye yürümeye- ceği açık ve net beDJdir. YSK karar- lannın verdiği kararlanmn tarüşdıp tarnşümayacağı beUidir. Bu iş olmuş ve bitmiştir." Erdoğan, Siirt'te yenilenecek seçim- de aday olup olmayacağı ve karannı ne zaman açıklayacağına ilişkin so- ru üzerine ise "Ocak ayııun sonunda hepsi belli olacak" dedi. andanna, mahkemece verilen yıknn karannı gerçekleştirmekamacıyla td örgüler ardmda kalan, imam Yümaz'm eşkrinin kaknğı öne sünllen evieri tektekarayarakiçerde bulunan eşyalann dökümünü çıkanp yediemine tesfim etti. Tahlive işlemlerini izlemek amacry la dün Akfirat'a gekn Star Televizj'onu muhabiri ve kameramanı Hakan Tunç, imam Yümaz'm mürirJerinin sakhnsma uğradL Tunç, jandannanm müdahalesiyk' kurtankh. MİLLÎ EĞtTtM BAKANI MUMCU APK'nin başına danışmanını atadı Yılmaz, her türlü konforun olduğu çiftlikevini malikâneye çevirmiş Imaın lüks yaşamı se\nıiş OKTAYAPAYDIN ALPERKIZILTAN Tuzla'run Akfirat beldesinde tankat şeyhi imam Yaşar Yıl- maz'ın "cennetbahçesi w ne çe- virdiği 50 dönümlük hazineye ait alana kurulu malıkanelenn boşaltılması işlemleri sürüyor. Jandarma, mahkemece verilen yüam karannı gerçekleştirmek amacıyla tel örgülerle çevrili olan ve Yümaz'ın eşlerinin kal- dığı bildirilen evlerdeki eşya- nın dökümünü çıkanp yediemi- ne teslim etti. Evlerden yüzlerce hayvan postunun yanı sıra geyik, keçi, boğa boynuzu çıkanldı. Türbe haline dönüştürülen bir evde- ki 12 sandukaya da el konuldu. Yetkililer, hazineye ait 50 dö- nümlük alandaki işgalin kaldı- nlması çalışmalannın önümüz- dekı hafta başmda bitirilmesi- ni hedeflediklerini açıkladı. Çiftlikteki evcil ve yabani hay- vanlar, fstanbul Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı Başmü- hendisliği'nce oluşturulan he- yet nezaretinde toplandı. Ara- lannda ceylan, karaca, dağ ke- çisi, geyik, şahin, devekuşu, sansar, yaban ördeği gibi yaba- ni türlerin yanında kümes hay- vanlan ile devenin de bulun- duğu hayvanlar, Bursa Hayva- nat Bahçesi'ne götürülecek. Yaşar Yılmaz'a 1979'damet- rekaresi 10 liradan 500 dönüm arazisini sattığı belirtilen tbra- him Koyuncu da tahliye işlem- Murat Sungur AB genel sekreteri oluyor ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Türkiye'nin Helsinki zirve- sinde adaylık statüsünü kazan- masuıın ardından AB mevzuatı- na uyum için koordinasyon ama- cıyla kurulan AB Genel Sekre- terliği'nin Volkan Vuraldan bo- şalan makamı için AKP'nin yü- rüttüğü planlar gerçekleşmedi. Edinilen bilgilere göre Vu- ral'dan boşalan makam için ge- nel başkan ve başbakan, farklı isimler önerdiler. Buna göre AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Er- doğan, Kopenhag Zirvesi sürecin- de etkin çahşmalar yapan IKV Başkanı Meral Gezgin Eriş'e ge- nel sekreterlik önerdi. Eriş'in öneriye olumlu yaklaşmasının ardından AB Genel Sekreterli- ği'nin kuruluş yasasının genel sekretenn seçimine ilişkin mad- delerinin değiştirilmesi için TBMM Anayasa Komisyonu'na bir taslak sunuldu. Ancak AKP'nin girişimlerinin duyuhnasının ardından AKP ve Eriş'e *Yasa değişip yol açılsa bi- le y«ni genel sekreterin görevıe baş- lay^bihnesi için gerekü kararna- meye Cumhurbaşkam'nm onayı gerekir. Cumhurbaşkam'nm dev- leri sırasında çiftliğe geldi. De- desinden kalan araziyi Yılmaz'a sathğı için üzgün olduğunu an- latan Koyuncu, çiftliğin kuru- lu olduğu yerin ise Hazine ara- zısi olduğunu söyledi. Yılmaz'ın evlerindeki lüks yaşam dikkat çekti. Bunun ya- nı sıra kapı girişinde yer alan ve aslan, kaplan, ayı postlan ve yer döşekleriyle süslenen, duvarlannda Arapça çeşitli ya- zılar bulunan tablolar bulunu- yor. let geleneklerine aykın olarak böyle bir kararnameyi imzala- ması beklenmemeü" uyanlan gel- di. Bu uyan üzerine Eriş. AKP'nin önerisini reddetti. Başbakan AbduOah Gül de AB Genel Sekreterliği için emekli Büyükelçi Cem Duna'yı önerdi. Ancak Duna"nın öneriyi reddet- tiği öğrenildi. Bu gelişmelerin ardından hü- kümet. TBMMdeki taslağı gen çekti ve genel sekreterlik için adı geçen Büyükelçi Murat Sun- gar'ın kararnamesini hazırlaya- rak Başbakanlık'a gönderdi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, ba- kanlığın merkez teşkilatı- na bağlı birimlerine da- nışmanlarını getirmeye başladı. Mumcu, Araştır- ma Planlama ve Koordi- nasyon Kurulu (APK) Başkanlığı'na danışmanı MahmutEvkuran'ı vekâ- leten atadı. Kadrolaşma çalışmala- nyla büyük tepki alan Mumcu, bakanlığın önem- li birimleri arasında yer alan APK'nin başına, da- nışmanı Evkuran'ı vekâle- ten getirdi. tzinde olan Ah- met Baştürk'ün görev sü- resinin 15 Mart'ta bitecek olmasına karşın odasının kapısından adının çıkanl- ması dikkat çekti. APK, bakanlık nezdin- de birçok yapılandırma projesini tek başınayapar- ken Devlet Planlama Teş- kalatj 'nın Milli Eğitim Ba- kanılığı içindeki bir kolu olarak görev yapıyor. Geçen hafta "Atama Yükselme Yönetmeliği''ni değışûrerek "kadrolaşma'' sinyali veren Mumcu, ön- ceki gün de Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Mü- dür Yardımcılığı'nda vekâ- leten görev yapan Hüseyin Karakuş'u karnu yönenmi yükseklisansı yapan nadir bürokratlardan biri olma- sına karşın görevden al- mıştı. VALİLER KARARNAMESl YOLDA İkddann bürokrat operasyonu hazırhğı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)- AKP iktida- nnın bürokratlara dönük görevden alma operas- yonu hız kesmiyor. Içiş- leri Bakanhğı, 35-40 ki- şilik valiler kararnamesi hazırlaricen, Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Bakanh- ğı'nda da büyük bir bü- rokrat operasyonu başla- dı. Enerji ve Tabiı Kay- naklar Bakanı Hilnıî Gu- ler'in. müsteşar, müste- şar yardımcılan, BOTAŞ, TEAŞ, TEDAŞ, DSl ve Eri Holding'e bağlı genel müdür ve yardımcılan- nın da aralannda bulun- duğu 40 bürokratın gö- revden alınmasına iliş- kin kararnameyi Çanka- ya Köşkü'ne gönderdiği öğrenildi. Içişleri Bakanhğı, ön- ceki hükümet dönemin- de "koahsyon ortaklan arasındaki anlaşmazhk nedeniyle'' valiler karar- namesinin geri çekıhne- si üzerine yeni bir karar- name hazırladı. Içişleri Bakanı Ab- dülkadir Aksu, 35-40 validen oluşan atarca lis- tesini tamamlad ktan sonra Çankaya fCöş- kü'ne gönderecelc Ak- su, kararname hazrlık- lannı doğrulayaral, b u - nun çok yakında ;ıka- cağını belirtti. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] [email protected] Uğur Mumcu'nun öldünjlmesinin üzerinden tam on yıl geçti. On yıldır, aynı çaresizlik ve aynı öfkeyle o kötü günü anımsıyoruz. Uğur, faili meçhul cinayetlerin peşini bırakmayan, ısrar- lı bir gazeteciydi. Onun Abdi Ipekçi cinayeti, Doğan Öz cinayeti konu- sunda tam biraraştırmacı gazeteci ve yürekli bir aydın tutumuyla çaba sar- fettiğini biliyoruz. Eski Cumhuriyet ar- şivlerinde bu cinayetlerin izinde ko- şan çok sayıda yazısını bulabiliriz. Ipekçi'nin katili Ağca'nın peşinde ne büyük gayretler göstermişti. Uğur Mumcu, îpekçi ve öz cinayet- lerinin arkasındaki Susurtuk gölgesini en net gören gazetecilerden birisiydi. Devlet içinde yerleşmiş cinayet şebe- kelerinin kimliklerini en cesur ve en açık belgeleriyleyayımlayan hep Uğur Mumcu'ydu. Kimse Abdullan Çat- lı'nın adından söz etmezken Abdullah Çath'nın yaptıklarını o saptamıştı. Uğur Mumcu, araştırmacı gazeteciliğin ve devlet içindeki çetelerin peşinden ko- şan örnek bir gazeteciydi. • • • Uğur Mumcu'yu öldürdüğü söy- Uğur'un Ölümünün 10. Yılı lenen bazı kişiler yakalandı ve yargı- landı. Ancak bu cinayetin arkasın- daki esrar perdesi aralanmadı. Mu- ammer Aksoy'u, Bahriye Üçok'u, Ahmet Taner Kışlalı'yı öldüren ka- tillerin de kimler olduğunu, arkalann- da hangi güçlerin bulunduğunu hiç- bir zaman öğrenemedik. Aslında Uğur Mumcu'nun yaptıklanna bakarak, ci- nayetin siyasi amaçlannı ortaya çı- karmak mümkün. Uğur öldürüldü- ğünde dönemin Emniyet Genel Mü- dürü, günümüzün DYP Genel Baş- kanı Mehmet Ağar, Güldal Mum- cu'ya, "Bu cinayet zor çözülür. Bu olay bir duvar gibidir, tuğlanın biri- sini çekersek bütün duvar yıkılır" şeklinde bir değerlendinmede bulun- muştu. Ağar'ın bu sözleri üzerinde çok durulmadı. Bir Emniyet Genel Mü- dürü böyle birdeğerlendirmede ne- den bulunmuştu? Mehmet Ağar, şimdi bir siyasi partinin genel baş- kanı; bugün yeniden kendisine so- rulabilir, ne demek istediği. Ancak da- ha da önemlisi, Uğur Mumcu'nun ve bütün bu faili meçhul cinayetlerin hâlâ çözülemediği sorusudur. "Türk devleti güçlüdür" sözü çok söyle- nir. Gerçekten de bu gücü hepimiz hissediyoruz. Uğurdahissetmişti. 12 Mart 1971 askeri darbesinden son- ra ülkücülerin ihbarıylatutuklanmış ve cezaevinde kalmıştı. Tahliye ol- duktan sonra onu "Sakıncalı Piya- de" yaptılar. Askerliğini er olarak yapmak zorunda kaldı. O zaman bu ülkeyi "komünistlerden kurtaraca- ğı"n\ söyleyen darbeciler, Uğur'u da bu kurtarma eyleminin bir parçası olarak önce askeri cezaevine atmış- lar, sonra da er olarak askere almış- lardı. ••• Uğur'un yazılarını, önemli bir olay patlak verdiğinde karıştırmayı, bu konuda acaba ne söylemişti diyerek gözden geçirmeyi kendime bir gö- rev biliyorum. ömeğin, Teğmen Dok- tor Necdet Güçlü'nün katili Ibrahim Doğan'ın Türkiye Büyük Millet Mec- lisi'nde doktor olarak görev yaptığı- nı bir gazete fotoğrafında gördü- ğümde hemen Uğur'un yazılarına koştum. Ibrahim Doğan'ın Güçlü'yü öldürdüğü silahın bir teğmene ait olduğunu ilk Uğur Mumcu yazmış- tı. O zaman teğmen olan Fehmi AJ- tınbilek, bu silah olayına rağmen subaylığını sürdürmüştü. Onu daha sonra Ibrahim Kaypakkaya'nın ya- kalanmasında yüzbaşı olarak, daha başka olaylarda ise albay olarak gör- dük. Uğur bunları köşesinde hep anımsattı. Necdet Güçlü cinayetin- de kullanılan diğer silahın sahibi de bir teğmendi onun da adı Uğur'un köşesinde sık sık yer aldı. Bütün bunları düşünmemin sebe- bi, Uğur'un devlet içindeki faşist çe- teleşme ile en fazla uğraşan, bu ko- nuda en çok çaba gösteren ga:ete- cı olmasıydı. Bu, onun ölümünLn a r - kasındaki sımn daasıl sebebi olimaz mı? Bu konuda ne kadar gayretgös- terildi, ipuçları bu açılardan ne tediar değerlendirildi? ••• Uğur Mumcu'un anısı önCnde üziintüyleeğiliyorum. Bızonun /ap>- tıklarını yapamadık. Cinayetin i i e r i - ne gidecek araştırmacı gazeteciğiin gereğini yerine getiremedik. Lğur, Abdi Ipekçi cinayetinin bütün arieı-- rını tekertekerçözmüştü. Buna"aQ- men bu cinayetin üzerine gidilnedii. Gıdilmesi istenmedi. Herşeyi lıldli- ğirniz halde her şey sır gibi teldfcı. Uğur Mumcu cinayetinde ise deyse hiçbir adım atılamadı. Bi;g zeteciler de sınıfta kaldık. Onu ı b « - raktığı yerden bu çalışmayı gös^r^- medik. Uğur'un öldünjlmesinin üzerirJes»! 10 yıl, Abdi Ipekçi cinayetinin üzfir»- de ise 24 yıl geçti. Nerede bu L k ^ - nin gazetecileri? Nerede araştınat-- cı gazetecilikle övünen meslekt^l^- rı? Yazık! Çok yazık!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle