12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 EYLÜL 2002 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER [email protected] AÇI MUMTAZ SOYSAL Yeni Düzende Haklılık BAŞKAN George W. B u s h yine estı köpürdü. BirleşmişMılletlerGenel Kurulu'ndayaptığı ko- nuşma, uluslararası alanda geçerli olmaya başla- yan bir gerçeğin anlaşılması açısından ilginçtir: Güçlülüğün haklılığadönLJştürülmesınde Güven- lik Konseyi kararlarının kullanılması. Bu kararlar. ne kadar doğru, gerçeklere ne ka- daruygun, hak kavramıyla neölçüdebağdaşırol- duklarına bakılmaksızın, güçlülerin yaptıklarına meşruluk kılıfı geçirmek i ç i n artık pervasızca kul- lanılıyor. Dikkatederseniz, Bush'un bütün konuş- ması, Isvıçre'nin de Birleşmiş Milletler'e üye olu- şuyla sayıları 19O'ı bulan ctevletlerin temsilcileri- ne Irak konusunda Amerika'nın davranışlarını ön- ceden aklayacak bır karann çıkanlması gereğini anlatmaya yönelik olmuştur. Büyük olasılıkla, Güvenlik Konseyi'ndeki Avru- palı dostların da yardımıyla, böyle bir karann çık- ması artık zaman meselesidir. Biraz ültimatom ni- teliği taşıyan, "Şu kadar vakit içinde silah denet- çilerine müsaade etmezseniz, VVashington 'un ya- pacaklarına kanşmayız" anlamına gelecek bir ka- rar. A zündetaraflardan biri açısından büyük haksız- \J\\k payı taşıyan sorunlarda Güvenlik Konseyi kararlarının nasıl kullanıldığıını Türkiye'den veözel- likle de Kıbrıs'taki Türk tarafından daha iyi kımse bilemez. Ada Türklerini 1963 sonunda başlayan katliam- dan korumak üzere Birleşmiş Milletler Barış Gü- cü'nün göndertlişi içın Güvenlik Konseyi'nden çı- karılan Mart 1964 kararı bunun en iyi örneklerin- den bırı değıl midir? Oylama sırasında Ankara'ya "Merak etmeyin, kararda Barış Gücü'nün gelişi- ne müsaade ettiği söylenen Kıbns Hükümeti'nden kasıt, iki tarafın da katıldığı ortak hükümettir" den- diği halde, sonradan aynı rnetin Rum Yö'netimi'ne dönüşmüş bir Kıbns Cumhuriyeti'ni tek meşru devlet saymak için kullanılmamış mıdır? 1983'te KKTC'nin ılanı sonrasında "Bu devleti tanımayın" ve "Bu devlete yardım etmeyin" diye çıkarılan kararlar Kıbns Türklerine yıllardır uygu- lanan insafsız bir uluslararası ambargonun gerek- çesi olarak kullanılmıyor m u ? "Tanımamak" ve "yardım etmemek", bütün bir halkı "insan yerine koymamak" ve onu dünyadan soyutlayıp "yaşa- mını zehir etmek" anlamına mı gelir? Ne var kı, beş büyük devletin egemen olduğu Güvenlik Konseyi'nin kararları geçerli birer hukuk belgesı sayılınca, uluslararası mahkemeler de işin kolayma kaçıp o kararlara dayanarak Tür- kiye'yi mahkûm ediveriyorlar. "KKTC varmı, yok mu?" sorusunu hukuk açı- sından ayrıca tartışmadan. Strasbourg ve Lüksembourg'daki Avrupa mah- kemelerinin hükümleri hep böyle. O zaman, hak- lılık, hak hukuk konusu olmaktan iyice uzaklaşı- yor. "Yeni dünya düzeni"ri\n en kusurlu yanı da galiba Nözım Hıkmet Kiıltür YeSanatVak.fi Şûrier. Genco Erkal Şarkrior Sertofa Ersner Gövenç Dağüstün ibrahim Yavcı Şef: Noci Özgüç • Kukur Hakantığt iıırnr DeWel Senfom Orkestrası • Küttür Bakcnhğı OeyJet Çofcses/TKofesK • TRT Ankara Korostl • Çocvk Koro ySı Elnara K&'fno-va - ibrahim (6 Eykif 2002 Pozorttsi Saat 21.00 Haıbye CemtTı T.C KMtSti GÜS27 ••Theı ENGLISH CENTRE L a n g u a g * S c h o o t Genel Ingılızce Programlan ŞrkeCter ve Kuruluşlar tçın Ûzel Programlar Iş tngılizcesı Programlan TOEFL-iELTS-FCE Sınavtanna Hazırkk Prooramlan yocuklara Oze Hafta Içı Gûndûz Yaz Programlan Btre-bo* İngÖızce Eğıtımlen Ev Harıımlanna Özel Programlar Öğrencıtenmize Ücretsız Akcıvıteier Runttli Cad. No »2 «0220 0»manb*y tatanbul T»l: (0212)225 91 72 -247 M * 3 - 241 20 14 l h * com Cevad Memduh Altar 100 Yaşında... Sanat tarihçisi ve müzikolog kimliğinin yanında aynı zamanda önemli bir araştırmacı olan Cevad Memduh Altar, sanat ve müzik dallannda pek çok uluslararası kongreye katılıp bildiriler sunar. inciKUT • • Ikemizin ender ye- U tiştirdiği, nesli tü- kenmiş idealist kül- tür adamlarından, sanat tarihçisi ve müzikolog Cevad Memduh Al- tar'ın yüzüncü doğum yıldönü- mü 14 Eylül. Dolu dolu geçmiş uzun yaşamı boyunca ülkemizin kültür ve sanat hayatına önem- li katkılarda bulunmuş, çağdaş ve evrensel nitelikteki müzik ve sanat kurumlanmızın, Atatürk devrimlerinin bir parçası olarak kurulup kökleşmesinde coşku ve özveriyle çahşmış, bu alan- da yüzlerce aydın öğrenci ye- tiştirmiş ve geride değerli eser- ler bırakrnış bu güzel insan, ye- di yıl önce mart ayında bir sa- bah aramızdan aynhp sonsuzlu- ğa göçmüştü. Bilmeyenlere, unutmuş olan- lara ya da onu tanımayan genç kuşaklara, Cevad Memduh Al- tar'ın uzun sayılabilecek ama yine de vakitsiz sona ermiş ha- yaünın dönüm noktalannı anım- satmakta yarar var: Orta halli aydın bir ailenin çocuğu olarak tstanbul'da dünyaya gelen Ce- vad Memduh, Nişantaşı Sulta- nisi'nden (ortaokulundan) son- ra ticaret lisesinde öğrenim gö- rürken Tepebaşı'nda akşamlan sık sık önünden geçtiği Petit Chant bahçesinin parmaklıkla- n arasından kulak verip dinle- diği Bah tarzı hafif müziğin, ge- celeri de komşu evde kemanla çalınırken kulağına gelen Bach'ın hüzünlü aryasının et- kisiyle kendini müziğe adama- ya karar verir ve ne yapıp edip ailesini razı ederek Birinci Dün- ya Savaşı sonrasında ve Kurtu- luş Savaşımızın zor günlerinde ailenin büyük bir özverisiyle gencecik bir delikanh olarak müzik öğrenimi görmeye Viya- na'ya gider. Bir yıl kadar yaşlı bir kontesin evinde pansiyoner olarak kaldıktan sonra, disiplin- li kontes hanımın gözetimi al- tında yaşamaktan bıkıp, sonun- da arkadaşlannın da etkisiyle kapağı Leipzig Konservatuva- n'na atarak orada viyola öğre- nimini tamamlar. Cevad Memduh, yedi yıl son- ra Batı müziği ve kültürüyle yogrulmuş olarak ülkesine dö- ner ve 1927 yılının yeni yeni gelişmekte olan Ankara'sında Musfld Mualfini Mektebi'ne kıı- ram (teon) öğretmeni olarak atanmasıyla, daha sonra Gazi Eğitim Enstitüsü, kız teknik öğ- retmen okulu, Ankara Devlet Konservatuvan ve Istanbul'da Mimar Sinan Üniversitesi gibi öğretim kurumlannda neredey- se ölümüne kadar aynı heyecan- la sürecek olan upuzun hocalık mesleğine adım atmış olur. Sa- nat tarihi, opera tarihi, estetik ve sanat felsefesi dallanndaki hocalığının yanı sıra. 1935 yı- lından emekli olduğu 1967 yı- hna kadar Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü, Devlet Ti- yatrosu ve Opera Genel Müdür- lüğü, Güzel Sanatlar Genel Mü- dürlüğü ve TRT Genel Müdür Yardımcılığı gibi önemli görev- lerde uzun yıllar emek verir. Atatürk'le karşüaşma Cevad Memduh, 1927 yılının heyecan dolu Ankara'suıa yeni geldiğınde, Avrupa'da özellikle sanat ve müzik alanında eğitim gördükten sonra yurda dönen gençlerle ilgilenen büyük ön- der Atatürk ün kendisini köşke çağırtmasıyla, o eşsiz insanla tanışma, ona Almanya'daki mü- zik kurumlannı ve kendi çalış- malannı anlatma fırsatını bulur. Atatürk ile olan bu ilk karşılaş- masıyla ilgili ilginç bir anısı da vardır: Bir gün boş bir saatinde sinemaya gider; fılm oynarken birden ışıklar yanar ve içeriye as- lında sivil polis olan iki kişi gi- rer, yanına gelip adını sorarlar, sonra da kendisini köşke götür- me emrini aldıklannı söylerler ve kollanna girerek alıp götürür- ler. "Ben nere>e gitt^imi biü- yordum ama çevredekiler be- nim böyle apar topar götürül- menı karşısında ne düşünmüş- lerdir, diye hep merak etmişim- dir" diye gülerek anlatırdı ya- kınlanna. O gün köşke göturül- düğünde ahndığı çahşma oda- sında Atatürk'ü beklerken, pen- cerelerden birinin içinde açık olarak duran kalın bir kitap Ce- vad Memduh'un ilgisini çeker ve yaklaşıp baktığında bunun, ld- mi satırlann altlan çizilmiş, ki- mi yerlerine notlar alınmış ola- rak, Fransız müzik yazan Al- bertLavignac'ın "MüzikvıeMu- zJsyenkr" (1895) adlı yapıtı ol- duğunu hayretle göriir. Bu da büyük Atatürk 'ün müzik devri- mine ne denli bilinçli atıldığının bir göstergesidir. Cevad Memduh daha sonra da uzun bir süre Atatürk'ün Mar- mara Köşkü'nde verdigi sah çaylanna katılma onuruna sa- hip olur; Atatürk'ün sanat ve müzik devrimi çerçevesinde ve onun yönergeleri (direktifleri) doğrultusunda kıvançla çalışır: Karl Ebert, Paul Hindemith, Ernst Practorius gibi dünya ça- pında Avrupalı uzmanlarla ya- kın ilişkiler içinde sürdürdüğü bu çalışmalanyla konservatu- var, tiyatro ve opera gibi müzik kurumJannın kurulmasına büyük emek verir. Daha sonra 194O'lı yıllarda .\nkara Radyosu'nda yaptığı ün- lü "İzahh Müzik'" programıyla klasik müziği pek çok kişiye sevdirerek bugünkü bilinçli Ida- sik müzik meraklılannın çekir- değini oluşturan bir müzik din- leyicisi yaratılmasına katkıda bulunur. Sanat tarihçisi ve müzikolog kimliğinin yanında aynı zaman- da önemli bir araştırmacı olan Cevad Memduh Altar, sanat ve müzik dallannda pek çok ulus- lararası kongreye katılıp bildi- riler sunar. gazete ve dergilere sayısız yazılar yazar, ulusal ve uluslararası müzik kongrelerin- de, seminerlerde, sempozyum- larda görev alır, çağdas ve ev- rensel müzik alanında pek çok yapıt verir; bu yapıtlann (eser- lerin) en kapsamlısı, dört cilt halinde geçen yıl yepyeni bir baskısı yapılan Opera îarihi'dir, 1967'de devlet hizmetinden emekli olduktan sonra. tstanbul Kültür ve Sanat Vakfi 'nın kuru- luş aşamasında rahmetli Nejat Eczacıbaşıile birlıkte çalışarak bu konudaki derin bilgi ve de- neyimini bu işe akıtır; aylarca Ankara ile tstanbul arasında me- kik dokuyup otel odalannda öz- veriyle çalışarak özellikle vakıf senedinin ileride tutucu çe\Te- lerce yozlaştınlamayacak bi- çimde çağdaş bir anlayışla ha- zırlanmasına büyük katkıda bu- lunur; daha sonra da uzun yıl- lar vakfın yönetim kurulunda çalışmayı sürdürür. Geçen aylar- da tstanbul Festıvali'nin 30. ku- ruluş yıldönümü kutlamalan sı- rasında bir değerbilirlik gereği olarak adının bile anılmaması ne acıdır! Doksan üç yıllık hayatının alt- mış beş yılını ülkesinin kültür ve sanat hayatında ilerleyip uygar ülkeler düzeyine erişmesi yolu- na adamış olan bu kültür adamı, engın bilgisinin yanı sıra hoşgö- rüsü, filozofluğu, çelebiliği, se- vecenlığı, insanseverliği, cana- yakınlığı. nüktedanlığı, terbiye- si, nezaketi ve alçakgönüllülü- ğüyle de onu tanıyan her kesim- den insanın sevgi ve hayranlığı- nı kazanmış. kendine özgü bir kişiydi. Yapıtlanyla ölümsüzlüğü ya- kalamış olan bu eşsiz insanı say- gıyla, sevgiyle, özlemle anı- yoruz. Sol9 3 Kasım ve Ideoloji Burak COP Gazeteci S iyasetin sol kanadına damgasını vuran CHP-YTP-Kemal Der\iş odaklı tartışmalar- da, yeterince göz önünde bulundurulmayan bir bo- yut var: tşbirliği ya da ay- nşma tercihlerinde ideolo- jininrolü... DSP'nin ikiye bölünme- sinin ardmdan yaşanan ge- lişmelerde; yani YTP'nin doğuşu. Derviş'in önce bu partiye meyledip, sonra CHP'ye katıİması. YTP'de- ki ideolojik kararsızlık ve bu kararsızlıkla sebep-sonuç ilişkisine sahip olan YTP- DTP yakınlaşmasında, par- tilerin ve tek kişilik parti Kemal Derviş'in siyasi çiz- gileri bulanıklaşmadı mı? Belki bu soruya şöyle bir karşılık verilebilir: "Kaü ideolojik a> nmlar Soğuk Srn'aş döneminin özelliği- dir. tki kutuplu dünya dfi- zeninin sona ermeshle bir- likte, sağ ve sol arasındaki farklıhklar silikJeşmiştir." Siyasi yelpazenin merke- zinde mi yoksa merkezin solunda mı yer alacağına tam olarak karar vereme- yen YTP'nin Genel Başka- nı tsmail Cem'in, partisi- nin doğuşunu açıklarken sarf ettiği "Arük yeni şe>- lersöylemek laam cancağn znn" cümlesini anımsatan bu yaklaşım, yine de yeter- siz kalıyor birgerçeğin açık- lanmasında: Neden "ide- oloji" kavramı buharlaştı, solda büyük bir hareketli- lik yaşanırken? YTP Genel Başkanı ts- mail Cem. partisiyle ilgili yaptığı ilk açıklamada. ide- olojik doğrultu olarak sos- yal demokrasiyi göstermiş- ti. Ne var ki bu durum. baş- ta medyanın bir bölümü ol- mak üzere, bazı kesimler- Vızyonu Turkıye'ye motiel ve Avrupa da referans göstenlen tedarık, urebm, depolama ve dağıtım lojıstık şırkeöennden bın olmak ve mısyonu Outsourcıpg, Sjpply Cham Management, Trackıng&Traang vb kavramlann uygulanmasım sağlamak olan MATES Lojıstık GTUDL Raungen/Aımanyd, ZvMjndrecht/Hollanda, Istanbül ve Izmır şubelen ile lojısbk hızmetı sunmaktadır. TAŞIMACILIK LTD. ŞTİ. Istanbül ve Izmır şubelerımızın Uluslararası Karayolu Ve Denizyolu Taşımacılığı Bolümlenne pazarlama, muşten hızmetleri ve operasyon konusunda tecrübelı, (Denızyolu Taşımacılığı Bolumu için) Ingilizce ve/veya Almanca bılen, ekıp çalışmasına hazır elemanlar alınacaktır. Aşağıdakı adreslerden bırisıne Semir Kuçukrecep Bey dıkkatine yapılması gereken müraacatlar gızlı tutulacak ve yanıtlanacaktır. MATES Uluslararası Taşımacılık Ltd. Şti. Perpa Ticaret Mkz. B-Blok K.ll No. 1838 - 80270 Istanbul-Şisli Telefaks: 0212-2209942 - E-posta: [email protected] RENKLERİM / ÜMİT SOYGENİŞ Kitap ; Mat Yapım Tel-Faks: 0212 5113907, 5115857 İstemek için: Tİş Bankası Balmumcu Şb. 1135-380461 numaralı hesaba 20 mılyonTL yatınldığını gosteren makbuzu, ısım ve adresınızı beltrten yazınızla bırlikte fakslayınız Krtap adresınıze göndenlecektır ZEYTtNBURNU SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2002 665 Karar No: 2002,878 Hâkim: Kemal Güzel 20998 Kâtip: Nuran Taşkıran Hüküm Özeti Ilanı Zeytinburnu Sulh Hukuk Mahkemesı'nden ılanen tebliğ olunur. Zeytınburnu Sulh Hukuk Mahkemesi'nce venlen 2002 665 esas. 2002'878 karar sayılı 10.7.2002 tarıhli karar ile davacı, davasının kabulüne 15.03.2002 tarihli 2002/43 esas, 2002 235 karar sayılı kayyum karannın iptalı ile kayyum Muammer Gün kayyumluğuna son verilmesine, Istanbül ili. Emınönü ilçesi, Küçükayasofya Mahallesi, Cilt: 16, Hane: 367'de nüfusa kayıtlı bulunan Muammer ve Nevin'den ol- ma Bakırköy, 14.05.1993 doğumlu Orkun öür'e Zeytinburnu 1. Asliye Hukuk Mah- kemesı'nin 2001 1053 esas sayılı dosyasmda görülen nesebin reddi davasında küçıik Orkun Gür'ün menfaatlannın korunması ıçın Istanbül ıli. Üsküdar ilçesi, Ayazma Mahallesi, Cilt No: 7, Hane No: 25'te nüfusa kayıtlı bulunan Ahmet ve Sultan'dan ol- ma Koçubaba 01.01.1932 doğumlu Hakkı Tuncer'm kayyum olarak tayin edilmesine karar verilmiştir. Bu husus ılanen teblig olunur. 10.07.2ÖÖ2 Basın: 55520 ce çok hoş karşılanmamış- tı: Öyle ya, Türkiye'de sağ ve sol oylar arasında her za- man yüzde 70'e karşı yüz- de 30'luk bir dağılım var- dı. Dolayısıyla YTP, zaten iki (HADEP'ı de sayarsa- nız üç) büyük partinin oy is- tediği yüzde 30'luk kesim yerine. toplumun daha ge- niş bir kesimine hıtap et- meliydi... vs. Bu yönlendi- rici fikirler parti yönetimi- ni etkilemiş olmalı ki. Ge- nel Sekreter Istemihan Ta- lay,deyim yerindeyse bom- ba>ı patlattı 31 Temmuz'da: Talay'a göre YTP sol par- ti değildi. Ideoloji bir kena- rabırakıldıböylece... DTP ile işbirliği arayışlan ise partinin tam anlamıyla pu- sulasını bozdu. Elbette seçime kadarpek çok gelişmeyle karşılaşa- cağız. Ancak şu seçeneğin gerçekleşme olasıhğının hayli yüksek olduğunu bu- günden söylemek mümkün. İdeolojik bir doğnıltudan feragat ederek yeni arayış- lara yönelen YTP, bu terci- hin bedelini "'eıdeki bul- gurdan olarak" ödeyebilir. u Bu ne bicim sol parti" di- yerek YTP'ye sırtını döne- bilecek seçmenlerden doğa- cak kaybı, partinin saygıde- ğer genel başkanının aydın. (prezantabl) ve canayakın bir insan olması telafi eder mi acaba? YTPnin ideolojik karar- sızlığı sürüyor. Bir yanda A} dın G. Gfirkan ve Ercan Karakaşgibi adlara kucak açılıyor. öbür yanda parti yöneticilerinin YTP'nin si- yasal çizgisiyle ilgili kar- maşık açıklamaları devam ediyor. Bu kararsızlık. za- ten Derviş'i CHP'ye "kap- örarak" büyük yara alan YTP'yi daha çok yıprat- maz mı? Derviş w sol Kemal Derviş. YTP ile bağlannı kopardığı ünlü ba- sın toplantısında. bu parti- yi sağa kaymakla eleştırdi, İci eski Devlet Bakaru'nın bu konudaki tespitleri doğruy- du... (Tesüdafe bakın ki, YTP'nin solda durmasın- dan hoşlanmayan bazı med- ya çevrelen bu konuşmayı da beğenmediler!) Öte yandan bu eleştin is- ter istemez akıllara şu so- ruy'u getıriyor: Der\iş solun neresinde duruyor? Yanlış anlaşılmasın, "Diinva Bankası'nda baş- kan \ardımcüığı yapan ve IMF programı uygula>an bir kişi asla solda olamaz" gibi bir görüşü savunmu- yoruz. .^ncak. şu soruya ya- nıt bulmakta da zorlanıyo- nız: Derviş'in öngördüğü ekonomik düzenin, ANAP'ın hedeflediği ikti- sadi sistemden ne farkı bu- lunuyor? Denişin **sos)-aHa>eral sentez" önerisi, akıllara Tony Blair'in "3. Yofunu geûriyor. DenizBavkal'm da Blair'den esınlenerek ilk kez 1995 seçimlerinden ön- ce ortaya attığı ^eni sol" kavramıru unutmamak ge- rek. Dolayısıyla. Baykal'ın ve Derviş'in dünya görüş- lerinde bır örtüşme var gi- bi görünüyor. Pekı ama, ay- nı örtüşme Derviş ve geniş anlamda, bir tüzelkişilik olarak CHP arasında bulu- nuyor mu? CHP, bugüne kadar, Der- viş'in önerdiği sentezin "sosjal" ayağında bulunu- yordu. Acaba bu köklü par- timiz; programıyla, örgü- tüyle ve "kemSdeşnıiş*' seç- meniyle: bundan böyle "sentez" noktasında dur- maya hazır mı? Yukandaki sorunun yanı- tı "evet" de olabilir, *ha- vir" da... Ancak sorunun bu boyutu hemen hemen hiç tartışılmadı. Reel poli- tık çıkarlar ve oy oranlan- na yönelik hesaplar, ideolo- jiye baskın çıktı. BirdePSP Çoğulcu olmayan seçim sistemimiz yüzünden bü- \ük olasılıkla Meclis dışın- da kalacak olan DSP ise "ulusal soFa sanlarak sol kanatta ideolojik bakımdan belki de en "derti toplu" görüntüyü verdi. Peki, İ 999 'da uluslarara- sı tahkim yasa tasansına karşı çıkanlan "Onlar za- ten Boğaz Köprüsü'ne de karşı çıkmtşlardı" sözleriy- le eleştiren Bülent Ece\itli- derliğindekı DSP. "ulusal soTu, bu kadar zor duruma düşene kadar neden keş- fedemedı? Neden acaba? PENCERE Vaka-i Hayriye mi, Şeriye mi?.. Biraranediyorlardı: - Sakın seçim lafı etmeyin, ekonomi yeni düze- liyor, sonra bozulur... Derviş -ne olduysa oldu- birden karşı çıktı: "-Seç/m.."dedi. - Aman ekonomiye bir şeyler olmasın!.. - Bir şeycikler olmaz!.. Seçim 'sath-ı maili'ne girdik.. Şimdi de diyorlar ki: - 3 Kasım'da seçim olmazsa, ekonomi rayından çıkar, çok kötü olur!.. • Erken seçimi erteletmek isteyenlere bizim şaşı medya çok ters bakıyor: - Hainler.. - Küskünler.. Oysa her politikacı seçimi kendisine en uygun zamanda yapmak ister... Doğaldırbu davranış, "eşyanın tabiatı^ndandır... Bu işın hainlikle, küskünlükle, dargınlıkla bir iliş- kisi yok.. Hem siyasetin doğası politikacıyı boğalaştınr... Içi boş laflar etmek muaşeretinin kafaları kısır- laştırdığı bir ülkede yaşıyoruz... Bu kısırlıkta geri zekâlılığın bereketı tohumlanı- yor... • Hain kim?.. Tanımı zor!.. Ihanet, ateşe vurulmuş türtü yemeğinin zerzeva- tı kadar çeşitli olabilir... Vatana ihanet var.. Partiye ihanet var.. Sevgiliye ihanet var.. Emanete ihanet var.. Saymakla bitmez... Söylendığine göre Roma Imparatoru Sezar iha- neti sever, hainlerden nefret edermiş... Son sözü ne oldu: "- Sen de mi Brutus!.." Türkiye'yi 3 Kasım seçimine sürükleyen sürecin ihanetle müsemma olduğunu artık bilmeyen yok... Şimdi 3 Kasım seçimini erteletmek isteyen po- litikacı neden hain sayılsın ki?.. • Seçim olsun ya da olmasın, degişecek bir şey yok, çoktan yan yatmış çamura batmışız... Ünlü özdeyişe göre "Çamur atanın elleh kirte- nir..." Temiz ellerin sayısı kaç?.. Benim bildiğim Zekeriya Temizel vardı; onu da listede beşinci sıraya koymuşlar... Türkiye bir seçimle belinı doğrultacak durumda değil; eski Başbakanlardan Refik Saydam "A'dan Z'ye her şey bozuk" demışti; bozukluk alfabeyi çoktan bitırdi; yüksek diplomasını aldı; çürümüş- lüğe dönüştü; kokuşmuşluk namuslu insanın bur- nunun direğini sızlatıyor... • 3 Kasım, Mustafa Reşit Paşa'nın kaleme aldı- ğı meşhur 'Tanzimat-ı Hayriye'rim yıldönümüdür... Buna 'Vaka-i Hayriye' derler.. Ancak bu yrl 3 Kasım'ın 'Vaka-iHayriye'm\ yok- sa 'Vaka-i Şeriye' mi olacağı bellı değil... Yenilmez Motel B o d r u m Yalıkavak'ta Denize sıfir, yüzme havuzlu, restaurant + bar 1 kişi kahvaltı dahil 15.000.000 Tel: 0252 385 40 55 Fax: 0252 385 40 13 FETHÎYE ÇALIŞTA BILUNAIV HOTEL TAURUS Denize yaya 8 dakika, ' 250 m2 havuz, aynca çocuk havuzu, Her odada klüna, Sabah akşam açık büfe, öglen tabldot Eylül Fiyatlan Tam panshon 20.000.000 Yanm [tan-iyon 17.000.000 Bakyı çiftlerine özel indirim Tel: (0252) 613 62 45 YTCELEN HOTEL YÛCa TURİSTİK TESİSLERİYAT1RIM v'E TtC A Ş DÜŞLEDİĞİNİZ TATİL GERÇEK OLUYOR! Aeahan Mımarlık Ödüllü Akyaka yöresınde... Tûrk mimarisi ile Baıı konfonınun benzersız bırleşımı. GÖKOVA, dûnya gıizeiı bır belde Bır yanda çam ağaçlan. bır yanda masmavi btr denız. Buz gıbı kaynak sulan arasında doga ile baş başa bır dınlence Bu dınlence yennın adı YÜCELEN HOTEL • Denize sıfir • Denız ve orman manzaralı • Ûzel plajlı Yatak savısı 220. odalannda klıma, merkezı ısıtma. mınıbar, TV, dırekt çıkışlı telefon, balkon, saç kurutma makınesı ve özel banyo mevcut. • Genış vûzme hamzu • Çocuk havTizu • Kapalı ısılmaiı havuz • Sauna • Masaj • Jakuzzı • Çocuk parkı Fıtness cenler. Spor aknvıtelen • Wındsurf • Tenıs • Masatenısı • Mını futbol • Bılardo • Joggıng • Bısıklet • Kano • Kıteboard Genış mekân içinde havuz bar. sahıl bar, lobv bar ÖNEMLİ NOT: Oksıjen ve ıvot zengım YÜCELEN HOTEL asom ve guatr hastalan ıçın de önenlen bır sağiık merkezıdır Rezerv adyon ve daha fazla bil^i için: Tel: 0252-243 54 36 - 243 51 08 Fax: 0252-243 54 35 E-mail:goko\a^g yneelen.com tr http://wwı«.yucelen. oom.tr Türkrye Gazeteciter Cemıyetı'nin yayınladığı günliik Bizim Gazete Ülke sorunlanna ılişkın raporlanyla. araştırmaJanyla, köşe yazılanyla, tarafaz habertenyle sivil toplumlann gazetesi. Düzenli okumak ıçın abone olun. Tel: 0.212.51108 75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle