Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S/YFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 2002 PAZAR
HABERLER
DÜmDA BUGÜN
ALt SİRMEN
Tiftku ve Ahm aklığın
Tek Bir Uyrugu Yok
Sevgilı,
Cnce sana, en sevdiğim "fıkrayı anlatayım.
Irgiliz Devletler Topluluğu'na (Commenvve-
a/thı dahil Afrikc ülkelerinden birinin, bir kabile
reis. geçen yüzyılın ortalannda, Londra'yı ziya-
ret etmış.
Dönüşünde, rerkes başına toplanmış,
- Eee yediğin çtiğin senin olsun da demişler,
gordükJerini anlct bakalım.
LJcağı, otobüsleri beton cangılı kentleri, beton-
Jann ortasındak ormanları, kafese kapatılmış
tiayvanların hapshanesini (hayvanat bahçesi)
velhasıl ne gördüyse hepsini anlatmış.
Scnra da.
- Ama demiş bunlar hiçbir şey değil, öyle bir
şey gördüm ki, c hepsinder» yamandı.
Devam etmiş:
- Eir gün benı, yayıriık birfoü'yüalanına götür-
düler, ayın içın bütün bizim kabile ve ülke kadar
adam toplanmıştı etrafta, hepsı bağırıyorfardı.
- Eee... Sonra?
- Sonra yeraltından 11 tane kırmızılı adam çı-
kıp çayınn bir yanına dağıldılar. Bir de 11 tane
beyazlı adam karşı tarafına.
Sürdürmüş:
- Bırde siyahlı bir büyücü çıktı. iki de yamağı,
büyücü başı çayınn tam ortasındaki noktaya
elindeki beyaz yu/arlağı koydu ve bir düdük çal-
dı; işte o zaman inanılmaz bir şey oldu...
- Çatlatma adamı söyle r\& oldu, demişler.
Kabile reisi, gördüğüne hâlâ inanarnamış gibi
gözlerini iri iri açarak:
- İşte o anda bardaktan boşanırcasına yağmur
yağmaya başladı. demiş.
• • •
Artık böylesine garip algılamalara yer kalma-
dı dünyada, sihirli kutu, futbol u dünyanın dört bir
yanına yaydı. AJIah bilirya, o şefin torunları artık
Ingiltere milli takım kadrosunu ezbere biliyorlar-
dır.
Artık Afrika ülkelerinin takırnları dünya kupa-
lannda, çeyrek finale yükseliyorlar...
Küreselleşmenin kutsal vaadi, ekonomik ve
sosyal yaşama yansımadı, tam tersi oldu. Küre-
selleşmenin tek başarısı futbolda gerçekleşti.
Son Dünya Kupası tunun bir örneği.
Eskiden futbol bir erkek merakıydı!
Bütün maçların Inönü Stadı'nda oynandığı
dönemde Galatasaray'ı izleyen birkaç genç kız
vardı. Bunlardan biri de dostum Gül Ar'dı. He-
yecanla incecik çığlıklar atariardı, biz de içten içe
gülerdik.
Gerçi Caddebostan'da, kramponlu ayyakka-
bılarını giyip, bizimle futbol oynayan, şimdi sa-
nınm büyük anne olmuş birarkadışımız vardı. Ama
o saydmazdı. O "erkek kız"Ğ\.
Şimdi ise futbol dil, ırk, din, rnilliyet ve cinsiyet
farkı gözetmeden herkesin tutkusu, hatta çılgın-
lığı haline dönüştü.
• • •
Sevilla Doruğu Ingiltere maçı yüzünden iki sa-
at geç başlayabiliyor, en gelişmişlerin yönetici-
leri, bu tutkunun tutsağıdırlar ya da tutsağı olan,
seçmenlerinin tutkulannı paylaştıklarını göster-
mek istiyorlar.
Cuma günü, Brezilya'nın haklı zaferi karşısın-
da yıkılan Ingilizler, büyük kentlerin alanlarında
gözyaşı döktüler. Eğer Ingiltere yarı finale kala-
bilseydi, ülkede bir gün tatil ilan edilecekti.
Daha da garibi ve de çok çirkini, Italya'da ol-
du.
Uzatmada, Italya'yı kupadan eleyen, altın go-
lün kahramanı Koreli Ann oynamakta olduğu
Italya'nın Perrugia kulübünden kovuldu.
Kulüp Başkanı Luciano Gaucci, "Bu beyfen-
dibir daha Perrugia 'ya ayak basamayacak" bu-
yurdu.
Sayın Başkan kendini aşın milliyetçi olarak ilan
etti.
Çirkin bir şovenizm, insanı tiksindirirken kah-
kahayia güldüren bir ahmaklık.
Futbolu çok seviyor, ama tutkumuzun boyut-
lanndan da son derecede tedirgin oluyordum.
Ama artık boş vereceğim Sevgili, çünkü gör-
düm ki, tutkunun da hamakatın da uyruğu yok
ve bu ikisi kimsenin tekelinde değil.
Hâkim Boran'dan iptal talebi
İdari işleme idari
yargı bakmalı
ANKARA(Cumhuri-
j*tBürosu)-12.SulhCe-
za Mahkemesi Hâkimi
Beytaıi Boran, idari ey-
lemve işlemin idari yar-
gılama yöntemi ışığında
denetlenmesi gerektiği
görüşüyle, bu eylemlere
adlı yargının bakmasını
öngören maddenin ipta-
li istemiyle Anayasa
Mahkemesi'ne başvur-
da Gerekçede, idari yar-
gının görev alanına gi-
ren biruyuşmazlıgın çö-
zûmünde adli yargının
görevlendirilmesinde ka-
mu yaran bulunmadığı-
naişaretedildi.
SSK Ankara Bölge
Mûdürlüğü, işyerinde
teftiş tarihinde 65 işçi-
nin çalıştığı, çalışan iş-
çi sayısına göre 2 özür-
lü ve 2 eski hükümlü is-
tihdam edilmediğinden
Ankara Alışveriş Hiz-
metleri Limited Şirke-
ti'ne26milyar882mil-
yon liralık idari para ce-
zası verdi. Şiıketin itira-
zını değerlendiren An-
kara 12. SulhCeza Mah-
kemesi Hâkimi Boran,
cezanuı verilmesine da-
yanak olan yasanın ba-
zı maddelerinin anaya-
saya aykınhğı nedeniy-
le Anayasa Mahkeme-
si'ne başvurulmasına
karar verdi.
Mahkemeningerekçe-
li karannda, bu tür ceza-
lardaki uyuşmazlıgın çö-
zümü konusunda sulh ce-
za mahkemelerinin gö-
revli kılındığı anımsatı-
larak "Davadaincelenen
para cezasının idarenin
kamu gücünü kullana-
rak akbğı bir idari iştem
olduğu açıkür" denildi.
Adaylıkta bir sonraki aşamaya geçişimiz, Sevilla'daki AB doruğu sonuç bildirgesinde yer aldı
Türkiyekaran Kopenhag'daDçHaberlerServisi- îspanyanın Se-
villa kentinde yapılan iki günlük Av-
rupa Birliği (AB) doruğu dün sona
erdi. Sonuç bildirgesınde Türkiye'yi,
adaylığında bir sonraki aşamaya ge-
çirecek kararlann Kopenhag zirve-
sinde alınabileceği belirtildi. Toplan-
tıda yasadışı göç ve genişleme takvı-
miyle ilgili uzlaşmaya vanldı.
AA'ya bilgı veren üst düzey biryet-
kili, bildiride Türkiye'ye iüşkin yeralan
ifadelerin Laeken bildirisindeki ifade-
lerin çok da önüne geçmediğine işa-
ret ederek "Cesaret verici ancak bağ-
layKideğiT dedi. Yetkili. Türkiye'nın
Kopenhag zirvesinde görüş-
melere başlangıç tarihi ala-
bilmesi için Sevilla ile Ko-
penhag doruklan arasında-
ki zaman dilimi içerisinde,
Ulusal Program'da belirti-
len yükümlülükJeri yerine
getirmesi gerektiğini kay-
detti.
Sonuç bildirgesinin ana
başlıklan şöyle:
Türkiye: Sonuç bildi-
risinde, A\Tupa Konseyi 'nin,
Türkiye'de kabul edilen re-
formlan memnuniyetle kar-
şıladığı ifade edıhrken ''Tür-
kiye'nin KaOJını Ortakhğı
BeJgesi'nde betirfcnen önce-
Kkleri yerine getirmesi yö-
nündekiçabalannı destekti-
yoruz" denildi. Siyası ve
ekonomik reformlann uy-
gulanmasının, diğer aday
ülkelerde de uygulandığı
üzere, Türkiye'yi katılım
konusunda ilerleteceği kay-
dedilen bildiride, "Sev3h ve
Kopenhagzirveleri arasmda-
Id dönemdeki getişmeler ve
AB Komisyonu'nun Ekim
2002'de yayımlayacağı tier-
leme Raporu tşığmda. Tür-
kiyeHi adaytğında bir son-
raki aşamaya geçirecek ye-
ni kararlar, Kopenhagzirve-
sinde ahnabilir" ifadesı kul-
lanıldı.
KlbriS: Sonuç bildirge-
sinde, Kıbrıs konusunda
Helsinki kararlannın AB
pozisyonunun temeli oldu-
ğunun altı çizilerek AB 'nin,
adanın birleşik olarak katı-
lımı tercihinin sürdüğü kay-
dediliyor. Kıbns'ta iki taraf
• AB doruğunun sonuç bildirisinde, Avrupa Konseyi"nin, Türkiye'de kabul edilen reformlan
memnuniyetle karşıladığı ifade edilirken "Türkiye'nin Katılım Ortaklığı Belgesi'nde belirlenen
öncelikleri yerine getirmesi yönündeki çabalannı destekliyoruz" denildi. Kıbns konusunda ise
adanın "tek bir ses" olarak hareket etmeye gereksinim duyduğu ifade edildi.
arasında sürdürülen görüşlere iüşkin
olumlu ifadeler yer alan "AB, müza-
kerelerin tamamlanmasmdan önceiki
tophun Bderierini.görüşmeleri yoğun-
laştırmaya ve hızlandırmaya davet
eder" denildi. Kıbns'ın, AB hukuku-
nun uygun biçimde uygulanmasını
sağlamak ıçin "tek bir ses" olarak ha-
reket etmeye gereksinim duyduğu da
belirtilen sonuç bildirisinde, AB'nin.
adanın birleşmesi halinde, kuzeyin
kalkınmasına katkıda bulunmak ıçin
mali destek sağlayacağı kaydedildi.
Yasadı$ı göçle saya$ım: So-
nuç bildirgesınde, 2002 yılı sona er-
meden birliğin dış sınırlannda insan
kaçakçılığıyla mücadele için ortak
operasyonlar yapılması konusunda
anlaşmaya vanldığı belirtildi. Yasa-
dışı göç yollan üzerinde bulunan üçün-
cü ülkeler işbirliğine davet edilirken
talepleri yerine getırmeyi reddeden
bu ülkelere yaptınmuygulanması öne-
risine yer \erilmedi.
CenİŞleme SÜrecİ: Sonuç bil-
dirisinde. AB genişleme sürecinin
planlandığı üzere uygulanacağının al-
tı çizildi. Aday 10 ülkenin 2004 yılın-
da birlığe tam olarak katılması hede-
finden sapma olmadığı \"urgulandı.
Cumburbaşkanı
Ahmet Necdet
Sezer ve
Dışişleri Bakanı
İsmail Cem,
dün çeşitli
temaslarda
buJundular.
Sezer, belirsizliğin AB'nin sorgulanmasma neden olabileceğine dikkat çekti
Türkiye'ye müzakere için tarih verilmeli
SEVİLLA (AA)-Cumhurbaşkanı Ahmet
NecdetSezer,AB'nin Türkiye'ye, yıl sonun-
da Kopenhag'da yapılacak zirvede katılım
müzakerelerinin başlamasına ilişkin tarih
vermesini "umut ettiklerini'' belirterek
"Türkiye'nin AB ik kaüüm müzakereleri-
nin başlangıç tarihinin belirsiz birgdeceğe
bırakılmasL, AB üyeliğinin Türkiye künde
kazandığı hmenin >itirilnıesine ve AB'nin
içtenliğinin Tiirk kamumıınca sorgulan-
masma neden olabileceknV" dedi. AB Se-
villa zirvesinin sonuç bildirisinde Türkiye
ve Kıbns'a ilişkin olumsuz beyanlann yer
almadıgını söyleyen Sezer, "Dışandan
üçüncü taraflann konuya müdahaie etme-
mesi gereldr" diye konuştu.
Sezer, dün AB üye ve aday ülkeleri dev-
let ve hükümet başkanlanyla biraraya gel-
diği çahşma yemeğinin ardından bir basın
toplanhsı düzenledi. Sezer'e toplanada Dı-
şişleri Bakanı îsmail Cem de eşlik etti.
"Türkhe'nin kararfa tutumunun AB tara-
nndan da destekienmesi gerektiğini düşü-
nüyoruz" diye konuşan Sezer, îspanya dö-
nem başkanlığının yapıcı tutumunun Da-
nimarka dönem başkanhğuıca da sürdürü-
leceğini umut ettiklerini ifade etti. Sezer,
basın toplantısında gazetecilerin sorulan-
nı yanıtladı. Kıbns konusunda KKTC Cum-
hurbaşkanı RaufDenktaş'ın kapsamlı öne-
riler getirdiğıni, Kıbns'ta iki taraf arasuı-
daki görüşmelerin sürmesini bekledikleri-
ni ifade eden Sezer, Güney Kıbns Rum Yö-
netimi'nin de bu önerilere iyi niyetle yak-
laşmasını umduklanm kaydetti.
Sezer, 6 aylık zaman diümi içinde Tür-
kiye'nin gerekli düzenlemeleri yapıp yapa-
mayacağına ilişkin bir soru üzerine, AB 'nin
"Türkiye'nin kurulduğu 1923 >ıhndan bu
v^ana, yüce Atatürk'ün sözünü ettiği Babn-
İaşma hedefî yohında tek hedeP olduğunu
söyleyerek Türkiye'nin bu uygarlık bütün-
lüğunün dışında kalamayacağını belirtti.
Sezer, sorunun siyasetçilere düştüğunü, si-
yasetçilerin de bir yol bularak AB için ge-
reken yasal düzenlemeleri yapacağına inan-
dığını söyledi. Sezer, şunlan kaydetti:
" Bu ötçükrin nıudaka \erine getirüece-
ğine inanryonım ama geciken zaman Tür-
kn«'nin aleyiıineoiuyor.Buniarm biran ön-
ce yapıbnasmda fa>da yar."
Sezer, tüm gerekli değişikliklerin idam
cezasının kaldınlmasıyla bağdaştınhna-
ması gerektiğine de dikkati çekti.
Bildiride, Malta, Macaristan, Polon-
ya, Slo\akya, Lırvanya, Letonya, Es-
tonya, Çek Cumhuriyetı, Kıbns (Rum
kesimi) \e Slovenya'yla görüşmele-
rin 2002 yılı sonunda tamamlanma-
sının hedeflendiği belirtiliyor.
AGSP: Avrupa Güvenlik ve Sa-
vxınma Polıtikası (AGSP) konusunda
Laeken bıldirisinden çok farklı ifade-
ler yer almayan bildinde, Yunanistan
ile AB arasındaki anlaşmazlıklann
çözülmesı için Kopenhag zirvesine
kadar görüşmelerin de\am edeceği
anlaşıhyor
Terörle savaşım: Bıidınde,
özellikle 11 Eylül'den sonra
AB'nin terorizmle mücadele
konusunda ve AB'nin dış iliş-
kileri bovutunda bazı somut
önlemlerin ahnmasına karar
venldiği kaydedildi. Bu ön-
lemler arasında. çatışmalann
engellenmesi için AB araçla-
nnın güçlendirilmesi, 3. ülke-
lerle terorizmle mücadele ve si-
lahsızlanma konusunda siya-
si dıyaloğun geliştirilmesi, 3.
ülkelerle olan ilişkileri bu ül-
kelerin terorizme karşı aldık-
lan tavır doğrultusunda tekrar
gözden geçırmek ve terörle
mücadele karşısında olumlu
turum sergilemeyen ülkelere
bazı gerekli önlemlenn alınma-
sı bulunuyor.
OrtadOğU: Sonuç bildir-
gesınde. bölgedekı şiddete
dikkat çekilerek acilen ulusla-
rarası konferans düzenlenme-
si çağnsı yapıldı. Sivil Israil-
lilere yönelik terörist saldınla-
n kınayan AB liderleri, 1967
suıırlannı temel alan demok-
ratik bir Filistin dev letınin ku-
ruJması ve Filistin topraklann-
dakı işgalın sona ermesı çağ-
nsında da bulundu. Doruk,
Bask bölgesinin bağımsızlığı
için savaşan ETA örgütünün
bombalı saldınlannın gölge-
sinde geçti. Zirveden önce AB
liderlerine, Bask bölgesine ba-
ğımsızlık tanımalan için Fran-
sa ve Ispanya'ya basla yapma-
lan çağnsında bulunan ETA,
önceki gün ve dün toplam 5
bombalı saldın düzenledi.
Zırvenin ardından dün gece
Sevılla'da binlerce küreselleş-
me karşıtı gösteri yaptı.
AB düzenlemeleri ve çahşma süresinin uzatılması konusunda somut gelişme yok
ANAP da paıtflere paket götürecek
—!Siirt
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Meclis'in tatile girmesine bir hafta kal-
masına karşın AB ile ilgili düzenleme-
ler ve çahşma süresinin uzatılması ko-
nusunda henüz somut bir gelişme yaşan-
madı. DYP Genel Başkanı Tansu Çifler
ile Başbakan Yardımcısı Mesut Yü-
maz'ın birçok konuda ortak görüş be-
lirtmeleri de çözüme yönelik adım ola-
rak algılanmıyor. ANAP'ta oluşturula-
cak komisyon gelecek hafta diğer par-
tileri ziyaret ederek kendi önerilerine
destek isteyecek, TBMM'nin çahşma
süresinin uzatılması yönünde ortaklann
nabzını yoklayacak.
ANAP Grup Başkanveküi Beyhan As-
lan, DSP'nin hazırladığı taslağın terör
suçlan açısından daha da sertleştirilme-
si gerektiğini savundu. Aslan, "Teknik
açıdan bazı eklemeler yapılabilir. Ida-
mın kaldınlması kamu vicdanını yara-
tamamab" değerlendirmesini yaptı. Mec-
lis'in çahşma dönemini kapatmasına bir
hafta kala ölüm cezası ve AB ile ilgili
düzenlemelerin çıkanlması önündeki tı-
kanıklık henüz aşılamazken, çalışma sü-
resinin uzatılması konusunda da bir eği-
meler sonbahara kalacak.
Çiller'in Yılmaz'ı ziyareft sırasında iki
partinin AB ile ilgili düzenlemelerdeki
ortak tavırlan bir kez daha ortaya çıktı.
Çiller'in getirdiği anadilde yayın, öğre-
tim ve diğer demokratik açılımlara iliş-
kin önerüerin tamamına Yılmaz'ın da ka-
• ANAP'm oluşturacağı komisyon, gelecek hafta diğer
partileri ziyaret ederek kendi önerilerine destek isteyecek,
TBMM'nin çahşma süresinin uzatılması yönünde
j- ^ ortaklann nabzını yoklayacak.
lim ortaya çıkmadı. Hükümet ortakla-
nnın isteksiz davranışlannı sürdürmesi
durumunda TBMM'nin gelecek hafta so-
nunda tatile girmesi bekleniyor. Bu du-
rumda Türkiye'nin ulusal programda
taahhüt ettiği, ölüm cezası, anadilde ya-
yın ve eğitim konulanndaki düzenle-
tıhnasına karşın sonuç alınabilecek bir
çözüm çıkmadı. Yılmaz, Çiller'in AB
ile ilgili düzenlemeleri bütün olarak ele
alma koşulunu da kabul ederken, çö-
zümsüzlüğü hükümet ortaklan arasın-
daki uyumsuzluğa bağladı. Yılmaz,
TBMM'nin AB düzenlemeleri için ta-
tile gırmemesi yönündeki öneriyi de yi-
ne hükümetteki anlayış farklılığına bağ-
lı olarak olumsuz yanıtladı. Yılmaz, hü-
kümette AB ile ilgili düzenlemelerde
ortak tavır olmaması durumunda
TBMM'nin verimli çahşamayacağını
savundu. Terör suçlannın ölüm cezası
kapsamından çıkanlmasım içeren DSP
taslağmı görüşmek üzere ANAP'ta oluş-
turulan komisyon, kendi önerilerini de
diğer partilere götürmeye hazırlanıyor.
ANAP Grup Başkanveküi Beyhan
Aslan başkanhğında oluşturulan komis-
yonun yann toplanarak DSP'nin kendi-
lerine verdiği taslağı değerlendirmesi
bekleniyor. ANAP'hlar, ölüm cezası ile
ilgili taslağın yanı sıra kültürel haklar ve
demokratik açılımlara ilişkin partileri-
nin görüşlerini içeren öneri paketini de
diğer partilere sunacak.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
MehmetKaramehmefin dra-
matik çöküşü, Türk ekonomisinin
içine düştüğü durumu tanımla-
mak açısından önemli birdönüm
noktasına ışaret edıyor. Nedir bu
dönüm noktası? Ülkenin büyük
işadamları son yıllara kadar dev-
letle olan ilişkiler üzerinden zen-
gin olurlar ve bu zenginliklerini yi-
ne devletle ilişkilerini iyi tutarak sür-
dürürlerdi.
Teşvikler, ballı krediler, devlet
ihaleleri yoluyla kiminzengin olup
kimin olmayacağına büyük ölçü-
de devleteegemen olan güçter ka-
rar verirlerdi. Bunabırdegümrük
duvarlan desteği eklenir ve böy-
lece kendi iç dunyamızda, kendi
zenginlerimizi yaratırdık. Serma-
yenin bu kadar küreselleşmedi-
ği dönemde, gümrükduvarlannın
arkasında işadamlığı yapmanın
ası) yolu devletin "korumasmdan"
geçiyordu.
•••
Önce şunu söyleyelim, artık
dünyanın hiçbir ülkesincfe eko-
nomiyi, uluslararası rekabetdün-
yasından annmış bir şekilde yü-
rütmek mümkün değil. Bu duru-
mu onayladığım veya onayfama-
Türk Ekonomisine Neler Oluyor?
dığım anlamında söylemiyorum,
bunun artık dünyanın yeni birger-
çeği olduğunu vurgulamak için
söylüyorum. Bir ülkede ürettiği-
niz bir sanayı ve tanm ürünü, ka-
lite ve işletme verimliliği açısından
rekabete açık olacaktır.
Örneğin beyaz eşya ya da her-
hangi bir tanm ürünü eğer baş-
ka ülkelerde üretilen üründen da-
ha kalitesizse ya da daha paha-
lıya üretiliyorsa artık piyasalarda
birşansı kalmıyor. Eskiden güm-
rük duvarlan yoluyla kalitesiz maf-
ları ya da pahalıya üretilen mal-
ları iç piyasada satarak işi yürüt-
mek mümkündü. Bu olanak ar-
tık adım adım ortadan kalkıyor.
Bir başka önemli sorun ise iş-
letmelerin verimli yönetilmesi.
Planlama, geleceği görme. yatı-
nm venmliliği, modernleşme gi-
bi bir dizi konu yönetim açısından
önemlidir. Günümüzün dünya-
sında işletmesıni verimli yönete-
meyen işadamının geleceği ola-
maz. Eskiden bu kadar önemli
değildi. Verimli bir uretim yapma-
sanız, işletmeniz yeteri kadar çağ-
daş ölçüler içinde çalışmasa bi-
le idare etmek mümkündü. Artık
bu mümkün değil. Çağdaş reka-
bet dünyasında yeni ve ileri gö-
rüşlü bir yönetim anlayışına sa-
hip olmayan gider. Türkiye'deki
işadamları da bundan muaf de-
ğildir.
•••
Karamehmet olayında yaşadı-
ğımız veya daha önceki banka
ve şirket iflaslannda yaşadıklan-
mız biraz da bu durumdan kay-
naklanıyor. Çapaçul bir yönetim
anlayışı, uluslararası alanda re-
kabete dayanamayan verimsiz
işletmecilik, çürük mal üretimi ar-
tık geleceği olmayan bir yönetim
tarzı haline dönüşüyor.
Parada milliyetçilik sökmüyor.
Bu nedenle, yerliyi üstün hale ge-
tirmek ve yerliyi korumak, ancak
rekabete dayalı bir üretimle müm-
kün. Ekonominin sınırlarını slo-
ganlarla korumanın imkânsız ol-
duğu bugün dahafazla kabul gö-
rüyor.
•••
Karamehmet olayında neler ol-
duğunu tam anlamıyla anlamak
bugün elımizdeki verileraçısından
mümkün görünmüyor. Türkiye.
bir manipülasyonlar ülkesi. Ger-
çekten rakip holdingler devleti
arkalanna alarak mı Karameh-
met'i bitirdiler, yoksa şirket iyi ve
verimli yönetilmediği için mi bu ha-
le geldi? Her ikisi de mümkün.
Şurası bir gerçek ki, Türkiye
kötü yönetilen şırketler ülkesi.
Devleti bu kadar kötü yönetilen
bir ülkenin işadamı nasıl düzgün
olabilir ki, diyebilirsiniz. Fakat iş
dünyası rekabete dayalıdır, üste-
lik bu rekabet artık dünya çapın-
dayapılmakdurumundadır. Ulke
içinde "milli" sınırian koruyarak
"milliyetçi" politikalaryapabilirsi-
niz ve ulkeyı kötü yonetsenız de
uzun süre idare edebilirsiniz. So-
nuçta rakibiniz de sınırlann için-
dedir.
•••
Turkcell, son yıllarda en çok
nakıt parayı sağlayan bir kuru-
luştu. Bu kuruluşun paralan ve-
rimli kullanılsa bu duruma düşü-
lür müydü? Artık tablo şöyle or-
taya çıkıyor. Bu kadar büyük ku-
ruluşları iyi yönetemezseniz, bu
kuruluşlar uluslararası şirketlerin
eline geçiyor. Son yıllarda ülkemiz-
de bunu çokça yaşamaya baş-
ladık.
Öyle görünüyor ki, böyle gı-
derse Türkiye'deki birçok eko-
nomik kuruluş uluslararas/ ser-
mayenin eline geçecek. Turk-
cell'in hisselerinin önemli bir kıs-
mının bu duruma geldiği gazete-
lere yansıdı.
•••
Futbolda uluslararası ölçüleri
tutturamazsanız, turnuvalardan,
kupalardan elenirsiniz. Siyasette
uluslararası ölçüler tutturamaz-
sanız, bir Ortadoğu ülkesi olarak
alt standartlarda bir yere sahip
olursunuz. Işletmenizı kötü yö-
netirsenız, elinizdekinı alırlar.
Gelın bu ulken/n standartlannı
yukseltelım. Futbolcuları örnek
alalım. Siyasette. ekonomide, in-
san haklarında uluslararası ölçü-
leri yakalayal/m. Yoksa düşüş
sürecek.
14tiyatro
oyuncusuna
soruşturma
ALÎBtLGİLİ
SÜRT - ttalyan yazar
DarioFonun "Ödenme-
yecek Ödemiyoruz" ad-
lı oyununu sahneledik-
leri gerekçesiyle Siirt Be-
ledıyesi Halk Tıyatro-
su'nun (SlHAT) 14
oyuncusu hakkında
"TürkpoHsine hakaret"
suçundan soruşturma
başlatıldı. Çoğu Siirt
Eğirim Fakültesi öğren-
cisi olan tiyatro ekibinin
12 Nisan'da belediyeye
ait amfi tiyatroda sahne-
ledıkleri oyun 1974'te
Italya'da başlayan grev-
Ierle birlikte kaleme alın-
mış. Varoşlarda yaşam
mücadelesi veren işçile-
nn yaşamlanndant>irke-
sitin konu edildiği oyun-
da. zamlardan ve açlık-
tan bunalan halkın. mar-
ketlerdeki yiyeceklere el
koyarak zamlar, yoksul-
luk ve açiığa duyduğu
öfke de yansıtılıyor.
Siirtliler tarafindan bü-
yük ilgi gören oyunu sah-
neye koyan SlHAT oyun-
culan IVfizgin Karadağ,
Gülnur Ka> a, Bedri Er-
demci.Ayfer Sevinıü,Ser-
pil Ercan. Ercin Berrak,
AJperGöyer, Sabahattin
Kaya, Zülfîi Kava. Şoreş
\etis, Lokman Hekimoğ-
lu. Abbas Dayan, Veysel
Akcan ve Ekirem Oktay
ise 2.5 ay sonra hakla-
nnda soruşturma başla-
tıldığını öğrendiler.
Siirt Güvenlik Şube-
sı'nce açılan soruştur-
maya gerekçe olarak
•'Türk Silahlı Kırv^ede-
ri ve Emnhet Teşkilatı'nı
tahJdr ve tezyif emıek"
gösterildi.