Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 HAZİRAN 2002 CUMARTESİ
AB TARTIŞMASI
Yılmaz, AB'den 'Türkiye'nin önüne daha net bir perspektif koymasının beklendiğini söyledi:
AB'nin kararlankuşkuluBRÜKSEL (AA) - Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz.
Sevılla Zirvesi'nde AB'den, "Türki-
ye'nin önüne daha net bir perspektif
koymasınurbeklendiğini söyledi. Yıl-
maz, AB'nın gelecek yıldan itibaren
Türkiye için çok daha fazla kaynak ayı-
racağı mesajı verdiğıni söyledi.
Yılmaz. Belçika'da. Avrupa'dakı Türk-
lere yönelik olarak yayımlanan "Ana-
dolu" dergısıne verdıği özel demeçte.
kapsamlı değerlendırmelerde bulundu.
Mesut Yılmaz, Türkıye'mn AB konu-
sundaki hedeflenne ve bu hedeflerden
sapma olup olmadığına ılışkın bir so
ruyu yanıtlarken. "Kzim açımızdan he-
def, Kopenhag Zirvesi'nde, Türkiye'ııin
AB'ye tam üyetik müzakereterinin baş-
latıiması karannın alınmasıdır. Ama
önümüzdeki süre içerisinde bu hedefe ula-
şıhp ulaşılamayacağı konusunda ciddi
kuşkulannuz var" dedi.
Yılmaz, bunun, kısmen Türkiye'den,
kısmen de dışındakı faktörlerden kay-
naklandığını belırterek şunlan söyle-
di:
"Türkhe'de baa çevreler AB'nin son
• Mesut Yılmaz: "Bizim açımızdan hedef, Kopenhag
Zirvesi'nde, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik
müzakerelerinin başlatılması karannm alınmasıdır. Ama
önümüzdeki süre içerisinde bu hedefe ulaşılıp
ulaşılamayacağı konusunda ciddi kuşkulanmız var"
tahlikleTürkrve'yi üyeliğehiçbirzaman
kabul etmeyeceğini, mümkün olduğu
kadar süreci zamana yayarak zaman
kazanmayı deneyeceğini diişünüyor. Bu
nedenle. kiiltiirel haklara ilişkin Kopen-
hag kriterierinin yerine getirümesini ve-
ya Kıbns sorununun çöziimiinde ciddi
adımlar anlmasını. AB ile ilişkiler açı-
sından sonuç getirmeyecek, ama Türki-
ye'yi riske sokacak adımlar olarak de-
ğerlendiriyorlar. Bu nedenle, AB'den,
şu aşamada mutiaka önümüze daha net
bir perspektif konulmasını istiyonız. Se-
YÜla'da yaptlacak olan zirvetoplanba bu-
nun için bir vesile olabilir. AB eğer Se-
vflla'da Laeken Zirvesi'nden daha ileri
giderek, (kriterierin yerine getirümesi
halindetam üyefik müzakerelerinin önü-
müzdeki yıl başlamasnnın önünde her-
hangi bir engel ohnadığını) açıkça ifade
ederse, bu bizim hem geri kalan reform-
lan tamamlamamız için hem de Kıb-
ns'taki çözüme yönelik katkılanmızı
arttırmanıız için çok önemli bir teşvik
unsuru olur."
Mesut Yılmaz, "Kopenhag'danbek-
lenen karar çıkmazsa. neler olabilir?
Lüksemburg Zirvesi'nden sonrakiohım-
suzortamadöniUürmü"sorusunuşöy-
le yanıtladı: "Bu sefer sadece Türkiye-
AB Uişkilerinde istediğimiz ilerlemenin
olmaması degil. aynı zamanda. ilerde de
Türkiye-AB itişkilerini rahatsız edecek
birtakım getişmelerin Kopenhag'da ka-
rara bağlanması söz konuso-. Eğer AB
Güney Kıbns'ı. hem de adanın tümü-
nü temsil edecek bir biçimde üye olarak
kabuleder, Türkiye'yle detam üyelik mü-
zakerelerini başlarmazsa. bu Türkhe'ye
karşı çok yanh, hiç dostça ohnayan bir
rutum olur ve ilerde, AB ilettişkilerimi-
zi, beUd de telafi edilmesi güç bir mec-
raya sokabilir.""
Yılmaz. "*AB, Türkiye'ye karşı yü-
kümlülüklerinij'erinegetiriyormu'" so-
rusu üzerine ıse "Burada daha çok. Hel-
sinki sonrasmda yükümlülüklerin yeri-
ne geurilmemesinden değfl,AB'nin. Tür-
kiye'nin tam üyeliğe hazırlanması için
yeterli desteği sağlamamış olnıasından
söz edilebüir. Bu da AB'nin bütçesinin
5 yılhk dilimler halinde yapılmasından
ve Helsinki öncesinde Türkiye'nin aday-
hğının henüzdaha karara bağjanmanuş
olnıasından kaynaklanıyor" dedi. Yıl-
maz, "Komisyon yetkilüeri bize, önü-
müzdeki yd yapüacak olan yeni bütçeça-
hşmasında Türkiye için çok daha fazla
kaynak. fon aynlabileceğini ifade edi-
yorlar. Ama biitün bunlar, Türkiye-AB
ilişkilerinin Kopenhag zirvesinde yeni
bir hme kazanmasına bağlT dıye ko-
nuştu.
AB'nin sözlenni tutacağına inandı-
ğını, ancak Türkiye'de bazı çevrelenn,
AB'nin. "birtakıniönyargılarnedeniy-
le, Türkiye kriterleri yerine getirse da-
hi üyeh'ği kabul etmeyeceğini'' düşündü-
ğünü belırten Yılmaz. şunlan söyledi:
"Ben. AB'nin kunımsal olarak böy-
le birzafiyeti göstermeyeceğine inanıyo-
rum. Helsinki ile ortaya konan çizginin,
AB için bağlayıeı olduğunu ve hukümet-
lerdeki değişikliklerin dahi, bu birtikira-
desini etitilemeyeceğini düşünüyorum.
Benim inancun; bu konuda asıl betirle-
yici olanın, Türkiye'nin yükümlülükle-
rini yerine getirmesidir."
Liderler, Birliğe 10 yeni üye daha katılmasını son onyıl içindeki en önemli siyasiproje olarakgörüyor
A D A Y L A R I N PROFILİ (AB ile aralarındaki farklar)
AB
genişlemenin
ılk üç yıh için
40müyar
Euro (37.6
miiyar dolar)
ayınyor.
Ancak net
harcama
bundan daha
az olacak.
Birfiğe
üyetiğin aday
ülkelere hem
siyasi hem de
ekonomik
avantajlar
saglayacağı
kesin. Avnıpa
Komisyonu,
Biriiğe
üyenğin, aday
ülkelerde
ekonomik
büyümeyi
yüdayüzde 1.8
oranında
artöracağına
inamvor.
Bu tabloda
Avrupa Bırtığı
ite 13aday
ülkeyi bazı
ekonomik ve
toptumsal
açslardan
karşılaştırmak
tadr. Ektekîeo
socı verilen
içermektedir:
20O-2002'nin
ilk çeyreği
Nûtus 376.462.000 757.000 10.283.000 1.371.000 10.179.000 1371000 3.693.000 391.000 38.634.000 5.401.000 1.990.000 8.170.000 22.435.000 67.844.000
Ortalama omur (yıl)
Erksk
Kadın
Bebek ölumleri
(Bin carth doğumda)
GSYİH Toplam (earo)
Kişı başına (euro)
AB ortaiamasmagöre
kişi başına(%)
Büyüme oram (%)
EnfSasyon oranı
Işstzlik orart!
Sendıkalaşma
flş gücü yüzdesi)
Ortalama ücret (saat
başına euro. sosyal
maüyeti dahil)
10O0 kışiye düşen
otoınobil sayıs
Ürâversite mezunlan
(25-29 yaş)
internet kuilanıcılan
(nüfusa göre yuzde)
74.9
81.2
4.9
8.2 tnlyon
22.000
100
3.3
2.7
9.3
30
10.5*
461
38.382.000
32
75.3
80.4
5.6
3.5milyar
14^00
63
4.8
2.4
4.2
80
10.0
400
81.000
20
71.6
78.3
4.1
55 miiyar
5.400
24
2.9
3.9
9.3
30
3.2
362
604.000
14
63.7
76.1
B.4
Umlyar
34»
17
6.9
4.4
6 *
12
3.0
339
195.000
30
64.9
75.6
9.2
49.5 miiyar
4.900
22
5.2
6.2
5.6
25
2.9
235
689.000
15
64.9
76.0
10.4
7.7nfly«r
15
6.6
3.4
20
1.9
235
214.000
7
67.6
77.9
8.5
12.2 miiyar
3.300
15
3.3
1.3
12.9
10
2.3
317
764.000
7
75.1
78.3
6.1
3.9ırilyar
9.000
44
5.0
4.7
5.1
59
5.3
540
1.720
25
69.7
78.0
8.1
171 miiyar
4.400
19
4.0
3.5
18.1
30
3.6
259
2.118.000
10
69.2
77.2
8.6
20.9mityar
3.900
17
2L2
4.2
19.7
38
2.5
236
273.000
12
71.9
79.1
4.9
19.5 miiyar
9.800
43
4.6
8.1
11.8
43
6.0
426
162.000
30
68.15
75.34
13.3
13 miiyar
1.600
7
5.8
7.6
17.7
27
1.0
244
743.000
7
67.0
74.2
18.6
40mityar
1.800
8
1.6
28.6
8.6
58
1.0
139
998.000
4
66.9
71.5
35.3
217 miiyar
3.200
14
7.2
73.1
9.0
58
3.7
68
2.105.000
4
• 7995 venlen (Finlandiya, Hollanda. Ponekız nanç) Araştırma. Danıel Reasor, Kanne Granler-Deferre ve Helotse Bnon
Avrupa genişlemeye hazırlanıyor
Dış Haberler Servisi - Berlin Duva-
n'nın yıkılmasının üzerinden 10 yılı
aşkın bir süre geçerken Avrupa Birliği
(AB), başta eski Doğu A\Tupa ülkele-
ri olmak üzere genişlemeye hazırlanı-
yor.
AB liderleri, 2004'te Birliğe 10 ye-
ni üye daha katılmasını stratejik açıdan
son on yıl içindeki en önemli siyasi
proje olarak görüyor. Peki AB bu bü-
yük ve riskli proje için yeterli kaynak
ayınyor mu? Ya, aday ülkelerirı uymak-
la yukümlü olduğu 80 bin sayfalık AB
yönetmelikleri, zengin Batı'yla yoksul
Dogu diye bir uçuruma neden olacak
mı? International Herald Tribune gaze-
tesi, AB'nin genişlemesinin ekonomik
ve toplumsal maliyetine geniş yer ayır-
dı.
Thomas Fuller ımzasıyla yayımla-
nan araşurmada AB'nin aday ülkeler için
öngördüğü harcamamn, Almanya'nın
1990'da birleşme için ayırdığı kayna-
ğın onda birinden daha az olduğuna
dikkat çekildi. AB genişlemenin ilk üç
yılı için 40 miiyar Euro (37.6 miiyar do-
lar) ayınyor. Ancak net harcama bun-
dan daha az olacak. Birliğe üyeliğin
aday ülkelere hem siyasi hem de eko-
nomik avantajlar sağlayacağı kesin. Av-
rupa Komisyonu, Birliğe üyeliğin, aday
ülkelerde ekonomik büyümeyi yılda
yüzde 1.8 oranında arttıracağına inanı-
yor. Ancak bürokrasinin gittikçe ağır-
laşması \wunden hem AB'de hem de
aday ülkelerde üyelik hevesi azalıyor.
Slovenya, Macaristan, Polonya, Slo-
vakya, Kıbns (Rum Kesimi) ve üyeli-
ğe aday diğer 5 ülkenın (Çek Cumhu-
riyeti. Estonya, Letonya. LiUanya, Mal-
ta) Birliğe üyeliğinin ciddi bir maliye-
ti olacak. Bu ülkelerin Birliğe üye ol-
mayan ülkelerle olan sınırlannı güç-
lendirmeleri. gümrüksüz ürün satan
mağazalannı kapatmalan gerekecek.
Üye ülkelerden. AB yönetmeliklerını
de uygulama>'a başlamalan isteniyor. Bu
kurallar, çe\Teyle ilgili yasalardan, ile-
tişim endüstrisınin yönetilmesüıe ve
AB'YE ÜYE OLMAK ÎÇÎN UYULMASI
GEREKEN KRİTERLER:
X Insan haklanna ve demokrasi
ilkelerine saygı
A Örgütlü suç ve uyuşturucuyla
mücadele
X ÇevTenin konmması
/ Birlik bütçesindeki payını
ödeme
/ Birlik yasalanna uyma
X Birliğe üye ülkelere yakın bir
ekonomik gelişim gösterme
X Birliğe, var olan üyelere mali
yük getirecek şekilde girmeme.
X Birlik çıkarlannı, kendi
çıkarlarının önüne koyma.
meyve ve sebzelerin satışına kadar pek
çok unsuru içeriyor. Brüksel, Batı Av-
rupa'nın mali yükünü azaltmak için,
genışlemeden sonra eskı ve yeni üye-
ler arasında büyük eşitsizlik yaratacak
programlar uygulamayı öngörüyor.
10 aday ülkeye, birliğe katıldıktan
sonra, köprü, yol ve diğer altyapı pro-
jelen için kişi başına yıllık 114Euroöde-
necek. Aynı dönemde, Yunanistan, İr-
landa, Portekiz ve lspanya gibi üye ül-
kelerse, aynı hedefler çerçevesinde ki-
şi başına 231 Euro alacak.
Diğer bir deyişle Birlik. Avrupa'nın
zengin Batı tarafı için, gelir düzeyleri
günümüz AB "sinın üçte biri kadar olan
Doğu Avrupa ülkelerinden iki kat da-
ha fazla para harcayacak. Doğu Avru-
pa ülkelerine büv'ük çaplı para akışını
önlemek isteyen Birlik liderleri, birkaç
yıl önce. üye ülkelere ödenecek para-
lann, o ülkenin ekonomik üretiminin
yüzde 4'üne eşit olmasını öngören bir
yasayı onaylamıştı. Yeni üye olacak ül-
keler, hemen bu baraja takılacaklar.
YILMAZ'INtDDÎASI
Destek
artacak
.AB'nin Türkiye ile ilgili de-
ğerlendirmesinin de devamlı
değişen koşullara göre dınamik
bir seyır izledığını kaçırmamak
gerektiğını anlatan Yılmaz:
"Zannediyorum ki AB'nin ge-
leceğe ilişkin yapüanmasında,
AB'nin dünyada shasibirgüç
oluşturması da temel hedefler-
den birisi olacakor. Böyie bir
konseptdeğişikfiği,AB'nin Tür-
Idye'ye bakışuu etkileyecektir.
Çünkü dün\a çapuıda bir güç
ounaya soyunmuş bir AB'nin
Türkiye'siz bunu gerçeklestir-
mesi de neredeyse imkânazola-
cakür. Dolayısıyla, AB'nin Tür-
khe'\e desteğmin zaman içere-
sinde giderek artacağma inam-
yorum." dedi.
AB karşıö görüşlerin fanatik
görüşler olduğunu düşünmedı-
ğini belirten Yılmaz, şunlan an-
latü: "Bunlann,AB'nin geçmiş-
te Türkiye'ye karşı takındıgı
ohımsuz tutumdan da kaynak-
landığınıdüşünmorum. Her ha-
hıkârda, bu olumsuz görüşlerin
Türktophımundada genişöJçü-
de benimsendigüıi de dikkate
alarak. bu konuda bu görüş sa-
hipterinin mutlaka ikna edilme-
si gerektiğini düşünüyorumT
Yılmaz. Kıbns sorunu konu-
sunda Türkiye'nin de. Rum ta-
rafuıın da atabıleceğı adımlar
olduğunu, bu adımlann bir an
önce atılması gerektiğini söyle-
di. Yılmaz, "Karşıhkh bir dip-
lomatik satranç oynamak yeri-
ne, AB'nin genişleme takvimi-
ni de dikkate alarakveABpers-
pektifınin Kıbnstaki her iki top-
İuma \e dola>ısryla Türkhe'ye
desağlayacağı imkânlanda doğ-
ru değeriendirerek bu adımlan
mümkünolan en kısa zaman da
afmak lazundn*" dedi. Mesut
Yılmaz. "Hangi tür adımlar-
dan söz edijorsunuz" sorusu
üzerine de şunlan söyledi: "Bu-
rada Türki>ç'nin Kıbns Türk
topiumunu gü^encesiz bırak-
ması, Kıbns'ta tarihin tekerrü-
riine imkân sağlayacak birta-
kım oiuşumlara ona>' >>
erilmesi
ve>a Kıbns'ta baştan beri sa-
vunduğumuz, siyasi eşidikten,
iki kesünlikten geri adım atıl-
ması söz konusu değiL Ama çö-
zümündiğerparametrekrinde,
ömeğia temelözgürlüldere, te-
mel haklara Uişkin parametre-
de, toprakdağdunuıa ilişkin pa-
rametredeTürktarafi da pekâ-
lâ daha fazla açıhmlar yapabi-
Br diye düşünüyorum."
Istanbul îl Merkez Şube Başkanı Bilge Bilgiç: Uygar olmak için, önce tam bağımsız olmak gerekir
ADD'den, TÜSİAD ve İKV'ye eleştiri
Istanbul Haber Servisi -
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) tstanbul
tl Örgütü, uygar olmak için önce tam
bağımsız olmak gerektiğini vurgulayarak
ADD'nin A\Tupa Bırliği'ni (AB), TÜSlAD
ve Dctisadi Kalkınma Vakfı'nın (İKV)
sunmaya çalıştığı gibi "uygarlaşma projesi
olarak değfl", "Atatürk Cumhuriyeti'nin
parçalanması ve yok edilmesi olarak"
algıladığını açıkladı. ADD'nin tstanbul'daki
tüm şubeleri adına II Merkez Şube Başkanı
• Bilge Bilgiç yaptığı açıklamada, "AB üyeliğini kendimiz.
çocuklanmız, geleceğimiz için istiyoruz" diyen anlayış kmandı ve
Türkiye'nin tam üyeliği için sık sık kullanılan. "40 yılı aşkın süredir
devam eden ulusal dava" nitelemesinin gerçeklerle örtüşmediği belirtildi.
Bilge BUgiç tarafından yapılan açıklamada,
uluslararası her alanda tam bağımsızlık ve
eşitlik ilkesinin esas alınmasıyla gerçek
uygarhğa vanlabıleceği ifade edildi.
Açıklamada, "AB üyeliğini kendimiz,
çocuklanmız, geleceğimiz için istiyoruz" dıyen
anlayış kmandı ve Türkiye'nin tam üyeliği
için sık sık kullanılan, "40 yıh aşkın süredir
devam eden ulusal dava" nitelemesinin
gerçeklerle örtüşmediği belirtildi. Lozan'da
kazandığunız uluslararası ilişkilerdeki eşitlik
ilkesinin, neredeyse yok edildiğinin
anımsatıldığı açıklamada şöyle denildi:
"Bizfcr AB'>i, İKV' öncüKiğünde bir araya
gelen kişi ve kunımlar gibi, ekonomik, siyasi
ve sosyal tüm alanlarda. ülkemizin gereksinim
duyduğu reformlar olarak algılamn oruz. Tam
tersine, Kıbns'ta, Ege'de ödün vtrilmesi,
Lozan hükümlerinin dışında yaratıbnaya
çahşılan azuıhk kavranm la. ulus yapısuun yok
edilmesi, Türkçe dışında eğitim verflmek
istenmesi, tanm, hayvancıhk ve yerii sanayinin
tasfrve edilmesi olarak algdrvonız,"
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Yopum Farklılığı...
Başka yerlerde de çıkmış olabilir ama benim
gözüme "Milliyet"tek\ haber ilişti. 12 Haziran ta-
rihli "Milliyet"\n "Türk'ten Savunma" üst başlıklı,
"Yanlış tahliye heryerde olabilir" başlıklı haberin-
de şöyle deniyordu: "Adalet Bakanı Hikmet Sa-
mi Türk, Af Yasası kapsamında olmadığı halde
ırza geçme suçundan iki mahkûmun Alanya ve Si-
nop'ta 'yarılışlıkla' tahliye edilmesini, 'Bu türadli
hatalar dünyanın her yerinde olmuştur. Bu, işin
doğasında vardır. Hatalar yorum farklılığından kay-
naklanıyor' diye değerlendirdi." Haberin deva-
mında da "bu kararı veren yargıçlar hakkında iş-
lem yapılmayacağını" öğreniyorduk.
• • •
Doğrusunu söylemek gerekirse içimden Hik-
met Sami Türk hakkında hiçbir şey yazmak gei-
miyor. Adalet Bakanlığı'nın Istanbul'da F tipleri
konusunda düzenlediğitoplantıda. kendisine, Fti-
pı cezaevlerinde cinayet vb. suçlardan ya da si-
lahlı eylemlerden mahkûm olanlann oranını sormuş,
yanıt alamamıştım. Daha sonra da bakanhktan bu
konuda bir açıklama yapıldığını anımsamıyorum.
O toplantı sırasında konuşmalarını, tepkilerini ya-
kından izlediğim Adalet Bakanı, bende sözcüğün
tam anlamıyla tipik bir bürokrat izlenimı bırakmış-
tı. Bütün davranışlarıyla, söyledikleriyle, devletin,
var olan "mevzuat"ın diyebilirim ki sıradan birtem-
silcısiydi. Ben bu toplantı sırasında Hikmet Sami
Türk'te hümanıst bir parıltı, entelektüel bir ışık gö-
remedim. Bu gözlemlerimin beni şaşırtmadığını
söyleyemem. Çünkü. nedense, daha önceki bir ku-
şaktan olmasına karşın, onun 6O'lı yıllar Türkiye-
si'nden izlertaşıyan biraydın olduğunu düşünür-
düm. Sozünü ettiğım o toplantı sonrasmda bir tek
o toplantıyı anlatan bir yazı yazmış, bir daha da
bu konuyadönmekgereğinı duymamıştım. Fakat
Adalet Bakanı'nın yukarıdaki haberdegeçen "yo-
rum farklılığı" sözü benı kendisinden bir kez da-
ha söz etmek zorunda bırakıyor ve her şeye kar-
şın aydın kimliği taşıyan bir insanın nasıl bu kadar
"idare-i maslahatçı" olabilecegini kendi kendime
hayretle soruyorum. Demek ki "devlet", bir insa-
nı böylesine değiştırebilıyor. Yoksa Hikmet Sami
Türk başından beri böyle biri miydi?
• • •
Şimdi onun sözcüklerini kullanarak, bu sözcük-
lerin bende uyandırdığı çağrışımlan, düşünceleri;
can sıkıntımı elden geldiğince dizginlemeye çalı-
şarak sıralayayım: öncelikle, şu "hayata dönüş"
sözündeki yalanı. bu "operasyon"u planlayıp ko-
taranlar, vicdanlarında gerçekten bir acı duymak-
sızıntaşıyabiliyorlarmı? "ö/üm"ün "hayat" olarak
yorumlanmasının dünya siyaset tarihinde acaba
bir başka örnegi bulunabilir mi? Gelelim "F tiple-
ri" konusuna: Bu tür cezaevleri Batı ülkelerinde
ya da Amerika'da varsa eger, oralarda lise öğren-
cileri bir araya gelip siyaset konuştukları ya da bil-
diri dağıttıklan için "terörist" sayılarak onlarca yıl
hapis cezasına mahkûm edilemeyeceklerinden, bu
tür cezaevleri de "siyasi" suçlar için degil, azılı ca-
niler için yapılıyor olmalı. Ben söz konusu ülkeler-
de bu tür ağır suçlardan mahkûm olanlann bile çok
daha insanca yaşama olanaklanna sahip olduk-
larına inanıyorum. Çünkü hiçbir yönetim söz ko-
nusu ülkelerde başka türlüsünü toplumsal vicda-
na kabul ettiremez ve bu gibi ülkelerde hiçbir ada-
let bakanı, evrensel hukuk kurallarına göre terör
suçu sayılması mümkün olmayan suçlamalardan
ötürü insanların onlarca yıl hapis cezasına mah-
kûm edilerek tecrit odalarında yaşamlannın sön-
dürülmesini, bizim Adalet Bakanımızın yapageldi-
ği gibi, toplumsal vicdana "hukuk" ve "adalet"
kavramlanyla yorumlatma çabası içinde olamaz...
• • •
"Af" ya da "şartlı salıverme" diye adlandırılan
konu ise, yoruma gerek bırakmayacak bir skan-
dallardizisı olarak başladı, öylece desürüyor. Her
şeyden önce. durup dururken, böyle bir toplum-
sal gereksinim ya da neden yokken çıkanldı bu af
yasası. İçinde birsürü garabeti barındırarak. Sa-
dece tecavüz suçundan mahkûm olan kişi af kap-
samına girmediği için herhangi bir yoruma gerek-
sinim kalmaksızın cezasını çekmeyi sürdürmek-
teyken, tecavüz ettiği kişi ya da kişileri öldüren câ-
ni, bakanın deyimiyle, "yorum farklılığı" nedeniy-
le serbest bırakılabildi... Sonuçta, yabancı bir ül-
ke, tecavüz edilip öldürülen yurttaşlan adına bu "yo-
rum farklılığı"n\n üstüne gitmese, suç ortakları sa-
dece tecavüzle yetindıkleri için cezalarını çekme-
delerken hem tecavüz hem cinayet suçunu işle-
yen kişi özgür yaşamında yine böyle "komple"
suçlar işlemek için planlar yapıyor olacaktı...
• • •
Bu satırları yazarken, kendi adıma da, insanlı-
ğımız adına da, ülkemiz adına da utanıyorum. Bir
ülke düşünün ki, lise, üniversite çağındaki genç-
lerini sadece düşüncelerinden ya da düşünme
kapsamını aşmayan eylemlerinden yada birtakım
varsayımlardan ötürü yaşam boyu hapis cezala-
rıyla tecrit odalanna kapatıyor. Bu ülkede bir af ya-
sası çıkarılıyor, ama o gençler için değil; cana, ma-
la, namusa karşı suç işleyenler için. Affın konusu
olan suçlara ilişkin olarak da öyle ayrımlar yapılı-
yor ki yargıçların kafası kanşıyor ve tecavüz suç-
lusu cezasını çekmeyi sürdürmekteyken bu suçu-
nu cinayetle "faç"landıran câni, çok değil birkaç
yıl sonra elini kolunu sallayarak cezaevinden çı-
kabiliyor... Ve o ülkenin adalet bakanı bu durumu
"yorum farklılığı" ile açıklayabiliyor...
• • •
Evet... Sayın Adalet Bakanı'yla bir "yorum fark-
lılığı" içinde olduğumuz doğru... Ama sanıyorum
ki sadece bu "teknik" konularda değil, insanı in-
san yapan en temel değerler konusunda...
MELEK YAL1N
ANMA
Ölümünün 4. yılında
unutmadık.
Seni sevenlerinle birlikte
özlemle amyoruz.
Ali Fuat YALIN