18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 MAYIS 2002 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Vatağan ilçesinde ilk kez 'radyolojik risk' araştırması yapıldı, sonuçlar hiç de iç açıcı değil Külü deyüksek radyasyonluÖZCANOZGUR TV1UĞLA - Muğla Üniversitesi (\-IİJ) FizikBolümü'nün ilçede yap- tığı araştırmada. termık santral kül- lerinde. Yatağan kömüründe bulu- nan dan daha çok radyasyona rastlan- dı. Araştırmayı yapan ekibin başın- da bulunan Yrd. Doç. Dr. Tayfun Bü- ke. "Yapüğımız ölçümler Yatağanb- lar icin ciddi bir risk bulunmadığını gösteriyor. Ancak santral çevresinde düzenli olarak radyasyon ölçümleri yapıbnah ve uçucu küllerin atmosfe- re kaçış debisi kesinlikle bilinmelidir" dedi. Alınan tüm önlemlere karşın lcükürt dioksit zehırlenmesının sürdüğü Ya- • Araştırmayı yapan ekibin başında bulunan Yrd. Doç. Dr. Tayfun Büke, "Yaptığımız ölçümler Yatağanlılar içm ciddı bir risk bulunmadığını gösteriyor. Ancak santral çe\Tesinde düzenli olarak radyasyon ölçümleri yapılmalı ve uçucu küllerin atmosfere kaçış debisi kesinlikle bilinmelidir" dedı.Büke. ölçümlerde radyasyon oranının yurttaşlar için fazla risk taşımadığını vurgularken bölge ile ilgili özellıkle ölüm nedenleri ve hastalıkJar konusunda sağlıkJı istatistik bulunmamasının yapılan çahşmayı güçlestırdiğıni kaydetti. tağan'nda ilk kez "radyolojik risk" araştırması yapıldı. MÜ Fizik Bölü- münün, "Yatağan Termik Santra- u'ıun Çevre Üzerindeki Radyolojik Riskleri" başlığıyla 2 yıldır sürdürdü- ğü araştırma sonuçlan. MÜ'nün "Te- miz Enerji Günleri"'nde açıklandı. Bölüm öğretim üyelennden Yrd. Doç. Dr. Tayfun Büke, etkınlikte yaphğı ko- nuşmada Yatağan ve çe\Tesinın ta- mamının radyasyonlu olduğunu be- lirterek şunlan söyledı: "Lmyitkömü- rûne göre santral küDerinde radyas- yon oranı daha yüksek. Çünkü kö- mür santralda vakıhrken yannıa ola- yı kömürdeki uranyumu tetikliyor. Uçucu küller içerdikleri bazı radyo izotoplan ve toksitelementieri bulun- durnıalanndan dola>ı radyoaktif kir- liHğe neden oluyorlar. Yapüğımız he- sapiamalara göre bütün vücut etkin doz değerlerine maruz kalan halkta meydana gelebikcek kanseröKim risk- leri, lösemi, kenûk, tiroit göğüs, akci- ğer, mide, bağırsak karaciğer, pank- reas ve prostat obnak üzere 10 çestt kan- ser türü göz önüne alındı." Büke, ölçümlerde radyasyon ora- nının yurttaşlar ıçin fazla risk taşı- madığını vurgularken bölge ile ilgili özellikle ölüm nedenleri ve hastalık- lar konusunda sağlıklı istatistik bulun- mamasının yapılan çahşmayı güçleş- tırdiğini kaydetti. Büke, santral çe\Tesinde rüzgâr yö- nü dikkate alınarak düzenli radyasyon ölçümleri yapılması gerektiğim belir- terek sözlerinı şöyle sürdürdü: "Uçu- cu küllerin atmosfere kaçış debisi ke- sinlikle bilinmelidir. Santral çevresin- de düzenli olarak yapılması gereken radyoaktivite ölçümlerinde artışlar gözlenmesi durumunda. santrallaruı çabşmalaruıa ait gerekli önlemler U- giükr tarafindan ahnmahdır. 1998 ve- rilerine göre nüfusu 44 bin 37 olan Yatağan'da 50 nedene bağh olarak 46 kişi ölmüş. IstatistikJer sağlıklı değil. Radyasyona manız kalan insanlarda olumsuz sonuçlar yülar sonra ortaya çıkabiliyor. Santralın çahşmaya baş- ladığı 1984yıhnda ölüm nedenlerinin saytsaloiarakbüinmenıesi büyük şans- sıznk" Harran'la Fırat'ı kavuşturan tünel, 18 yıllık gecikmeyle 25 yılda tamamlandı Câvur Gölü Korunacağına kurutuluyor GAZtANTEP(AA) - Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesi yakın- lannda bulunan ve ku- rutulma çabşmalan yü- rütülen Gâvur Gö- lü'nün korunması ge- rektiği belirtildi. Çevre Bakanlığı ÇevTe Koruma Genel Müdürlüğü'nün des- teği ile Kahramanma- raş Sütçü Imam Üni- versitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Metin Dığrak,ÇoğrafyaBö- lümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Gürbfiz ve Ziraat Fa- kültesi Öğretim Üye- si Yrd. Doç. Dr. Re- cep Gündoğan ile Ha- ,tay Mustafa Kemal Üniversitesi Fen-Ede- biyat Fakültesi Coğ- rafya Bölümü Öğre- tim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Korkmaz tarafmdan "Kurutu- lan GâvurGölü Batak- lığının Coğrafi Özel- tiklerT konulu rapor hazırlandı. Raporda, Türkiye"de geçmiş yıl- larda sıtma hastahğı- nın önlenmesi veya ta- nmsal arazı kazanmak amacıyla aralarında Gâvur Gölü bataklığı- nın da yer aldığı pek çok sulak alanın kıiru- tulduğu anımsatıldı. Kıtalararası göçmen kuşların göç yolları üzerindeki konaklama ve dinlenme yerlerin- den biri olan Gâvur Gölü bataklığının ku- rurulmadan önce 5 bin 586 hektar bir alanı kapladığı vurgulanan raporda, "Tanmarazi- si kazanmak ve anofel sivrisineğini yoketmek düşüncesi ile 1950v'rim- da bataklıguı kurutuJ- masuıa karar verildi. Günümüze kadar ya- pılan çalışmalar sonu- cu, binlerce kilometre drenaj kanab açıldı ve bu kanallarla bataklık sulan Aksu Çayı'na bo- şalühyor. Buna rağmen bölgenin jeomorfolo- jik yapısı nedeniyle ku- rutmaişlemitambaşa- nya ulaşamadT denil- di" Boğaz güvenliğine eski teknoloji TURHAN NARLER ÇANAKKALE - Çanakkale Boğazı'nda güvenli geçişi sağla- mak amacıyla, 29 mil- yon dolara Lockheed fırmasına ihale edilen radar sisteminin eski teknoloji ürünü olduğu ileri sürüldü. Çanakkale bölgesin- dekulelerin4 antik ken- tuı bulunduğu yerlere dikildiğini, bunun ya- nında Lockheed firma- suıdan alınan sistemin çagın gerisinde kalmış biı teknoloji olduğunu ileri süren Çanakkale Tırizm ve Tanıtma Der- neği Başkanı Ahmet Kasıkçı, "Günümüzde butip kontroUer uydu- lardan yapüıyor. Ça- nakkale Bogazı'ndan güvenü geçiş için pekâ- lâ ıvdu sistemlerinden deyararlanmak tnüm- kündü.Ancak hangi ne- deale eski bir teknolo- jirin tercih edildiğini areanuş değüiz" dedi. Kaşıkçı, bu sistem- den yararlanmak için Çanakkale Boğazı'nda seyir yapacak olan ge- milerin sisteme uyum- lu radar cihazlan al- mak zorunda kalacak- lannı ve bu tür cihaz- lan da sadece Lockhe- ed firmasının satmak- ta olduğunu savızndu. 6 radar kulesinden 4'ünün antik kentler üzerinde kurulduğunu behrten Çanakkale Tu- rizm ve Tanıtma Der- neği Başkanı Kaşıkçı, kulelerin kurulduğu Dardanos Tümülüsü, Kumkale'de Troya'nın ön kentlerinden biri sayılan Sıgeon, Geli- bolu Zincirbozan'da Paisos, Akbaş'ta Ses- tos ve Umurbey'de Göçüktepe bölgeleri- nin antik kentlerin yer- leşim alanlan olduğu- nu söyledi. Bu konu- da yaptıklan başvuru- lardan sonuç alama- dıklannı da belirten Kaşıkçı, bunun tarih- sel bir sorumluluk ol- duğunu bildirdi. Urfaülann "Ferhat" adını verdiği tünelleri kazan makine kör topal ilerlemeye çabşırken si>asi ve bürokratik kav galar sırasında devletin trihonlarca lirası boşa gider. Projenin yapınıını sürdüren Akpınar AŞ'nin sahibi Ünal \kpınar. "Demirelci diye cezalandınldıklaruu" söyler, " Tünelleri OzaDar geciktirdi" dhe fer\at eder. Ezeli riiya gerçek oldu MEHMET F\fL\Ç "Dağlan değil, çağlan deleceğiz..." Fırat Nehri'ni, yüzyıllardır suya hasret Har- ran Ovası'na akıtmak ve Güneydoğu'da top- yekûn kalkınmayı sağlamak amacıyla planla- nan Urfa tünellerinin temeli 1977'de bu slo- ganla atıldı. Siyası kavgalar nedeniyle ilki 1995"ten itibaren Harran'a su taşıyan tünel- lerin ıkincisi ise 25 yıl aradan sonra önceki gün sessiz sedasız de\Teye sokulabildi. Türkiye, tü- nellerdeki 18 yıllık gecıkme nedeniyle milyar- larca dolar zarara uğradı. 3 Nısan 1977... Urfa kara sıcağını henüz giyinmemiş. İlkbahann coşkusunun hâkim olduğu kentin yüksek tepelerinde yankılanan davul- zurna sesi, bölgenin makus talıhıni ye- necek çok önemli bir projenin başlangıcını duyuruyor. Kürsüde konuşan kişi, 10 Ekim 1965'te Urfalılara, Fırafı Harran"a akıtmak için namus sözü veren dönemın başbakanı Süley- man Demirel'dır: "Akla hayale sığmayan şeyleri gerçekleşrir- mevegidhoruz. Fırat Nehri, Basra Körfezi'ne gidiyor. Gidecek ama evvela bu topraklara be- reket verecek~r O gün, "Ni diyor bu adam looo..." diye şaş- kınlıklannı dile getiren Urfahlar Demireri al- kışlar, ama ona inandıklan da pek söylenemez. Yerel Hızmet gazetesi de bu yüzden "1984'te o tünellerden su akarsa. yalruz AP'nin değil. kâinattaki bütün siyasi günahlan \ikar..." 1 di- ye yazar. 7 yılda bıtirilmesi planlanan proje akıl almaz boyutlardadır. Yerin 100 metre al- tından tünel kazınacak; Fırat, Harran'a akıtı- lacak ve çatlamış topraklardan senede üç ürün alınacaktır... GAP'ın Atatürk Baraıı'ndan sonraki en önemli ünitesi olan Urfa tünellerinin yapımı- nı Doğuş firması 5 mılyar 300 milyon liraya üstlenır. Şirket çalışmalara başlarken Demi- rel, 5 Haziran 1977"de yapılacak genel seçim- lerde projeyi sılah olarak kullanır. Oysa Urfahlar 7 milletvekılinden ancak 3'ünü Demırel"in AP'sine layık görür. Seçi- min bu sonucu tünellere de yansır. Doğuş, 3 Nisan 1977... Urfa kara sıcağını henüz giyinmemiş. ilkbahann coşkusunun hâkim olduğu kentin yüksek tepelerinde yankılanan davul-zurna sesi, bölgenin makus talihini yenecek çok önemli bir projenin başlangıcını duyuruyor. 7 yılda bitirilmesi planlanan proje akıl almaz boyutlardadır. Fırat, Harran'a akıtılacak ve çatlamış topraklardan senede üç ürün alınacaktır... 198 l'e gelindiğinde, 9.5 kilometrehk hafnyat- tan sonra tasfıyeye giderken bu kez işi 1987'de bitirme vaadiyle Akpınar AŞ üstlenir. ANAP iktidarlan dönemınde tünellerin ba- şınagelmeyen kalmaz. Demirel GAP'a sahip çıktığı için proje ANAP'hların hışmına uğrar. Ödeneklerin kesilmesi projede yıllar süren aksamalara yol açar. Urfahların "Ferhat" adını verdiği tünelleri kazan makine kör topal ilerlemeye çahşırken siyasi ve bürokratik kavgalar sırasında devle- tin trilyonlarca lirası boşa gıder. Projenin yapımını sürdüren Akpınar AŞ 'nin sahibi Ünal Akpınar. "Demirelci diye ceza- landınldıklannr söyler, "Tünelleri Özallar geciktirdi'" diye feryat eder. 1994"e gelindiğinde tüneller bitmez. tktidar- dakı DYP-SHP hükümeti projeye "bj-pass" uygular. 328 metrelık borularla 9 Kasım 1994"te suyun Harran'a ulaştınlmasına karar verilir. ANAP liden MesutYılmaz'ın protesto ede- rek katılmadığı törende Demirel, "Bu sulan kanakanaiçin" derken Urfalılara 1965 yılın- da verdiği sözü de anımsatır. DSl Genel Müdürlüğü, yapımında 22 kişi- nin yaşamını yitirdiği tünellere 2000 yılı fi- yatlanyla 155 trilyon harcandığını açıklar. Urfa tünelleri. Harran'ın suya kavuşmasıy- la tamamlanmaz. Yan üniteleriyle birlikte her biri 9.5 metre çapında, toplam 58.8 kilomet- re uzunluğunda olan tünellenn ıkincisinde ça- lışmalar bıtirilemez. 1985 yılı dolar kuruyla tünellerde 10 yıllık gecikmenin 2.4 trilyon liraya mal olduğu, yıl- lık tanmsal gelir kaybının ise hesaplanama- yacağı belirtilir. Fırat, tam 25 yıl sonra bitiriiebilen ve her aşamasında görkemli törenler yapılan Urfa tünellerinin ikincisinden, önceki gün sessiz sedasız Harran'a bırakıldı. Harran'da arrık ye- şil bir örtü var. Toprak bilinçsiz kullanılsa da bölge artık Türkiye'nin en büvTİk pamuk üre- ticisı. 25 yıl önce Demirel'i kuşkuyla dinleyen Harranhlar, son model cipleriyle Fırat'ın ak- tığı kanaletlerin kenannda ılerlerken "dağla- nn dep, çağlann deKndiğme" artık inanabi- livor. Maden aramada ÇED devre dışıANKAR\ (Cumhuriyet Büro- su)-Maden Yasa Tasansı, TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Madenci- lik için Başbakanlık Müsteşan'nın başkanhğında "BflimselveTeknik Komis\'on" kurulmasının öngörül- düğü tasanda. ÇED olumlu karan alan maden işletmelerine ilgili ku- rumlarca 15 gün içinde nıhsat ver- me zorunluluğu getinldi. Maden Yasa Tasansı, ayrıca şu düzenle- meleri öngörüyor: • Kalker, puzolanık kayaç ve marnın madenleri tasan kapsamı- na aluıacak. • Orman. ağaçlandırma alanla- n, mılli parklar. tanm ve mera alan- lan, su havzalan, SlT alanlan ve tu- rizm bölgelerinde madencihk faali- yetlerinin hangı ilkelere göre yürü- tüleceği bir yönetmelık ile belirle- necek. • Zeytınlik alanlan içinde taş, kum, çakıl, kireç ocağı faalıyetle- ri >ürütüleme>r ecek. Bunlann dışın- dakı madencihk faaliyetlen ise ba- kanlığın ıznı ile yapılabilecek. Ara- ma faaliyetleri sırasında ze>tınağaç- lan kesilemeyecek. • Madencihk yatınmlan, işlet- menin bulunduğu bölgeye bakıl- maksızın kalkınmada öncelikli yö- relere sağlanan tüm teşviklerden yararlandınlacak. Her yıl maden- cihk faaliyetlerinden elde ettiklen yıllık hasılatının yüzde 5'ı, vergi- ye esas matrahlardan rezerv tüke- tim payı olarak ındinlecek. Ma- denlerin hmanlara veya bunlan iş- leyen tesıslere naklınde, taşıma tu- tannın yüzde 5'i kadan vergiye esas kânndan indinlecek. Maden- cihk sektöründe kullanılan elektrik fiyatlanna en düşük tarife uygula- nacak. • tnceleme, kontrol ve denetim- ler sonucunda maden hakkı olma- yankişilertarafındançıkanlan ma- denlere geçicı olarak el konulacak ve bu kışılere para cezası uygula- nacak. • Işletme sahiplennın özel mül- kiyet sahiplen arasında uzlaşma sağlanamaması durumunda bakan- lık ışletme sahibi lehıne kamulaş- tırma karan verebilecek. Bakan- lıkça venlen kamulaşurma karan ka- mu yaran karan hükmünde olacak. • Maden Tetkik ve Arama Ge- nel Müdürlüğü (MTA), herhangi bir ruhsat veya izne gerek kalma- dan madencilık yapılabilecek bü- tün alanlarda arama faaliyetinde bulunabilecek. DUZYAZI ORHAN BİRGtT Değişimin Partisi Üstiine! "Ayağıma yer edeyim. Gör sana neler edeyim" di- yen ünlü bir özdeyişimiz var. Kim bilir hangi bilge kişı- nin nice deneyimlerden süzülerek edindiği birıkim so- nunda kuşaktan kuşağa gelen bu özdeyışı, hafta so- nunda toplandığı bıldirilen Adalet ve Kalkınma Parti- si'nin kurucular kurulunda yapılan ikı tüzük değişikli- ğini okuyunca hatırladım. Kimi çevrelerin Türkiye'de değişimi gerçekleştirecek bir umut olarak ısraria vurguladığı Tayyip Erdoğan ve partisi. ne oldu da dahatek kongreyapmadan, birtek seçim geçirmeden tüzüğündeki iki önemli maddeyi ters- yüz etme gereğinı duydu? AKP, henüz bir yılı doldurmamışken. 13 Ağustos 2001 günü toplanan 74 kurucusundan binni, genel baş- kana kafa tuttuğu savı ile dışlamakla yetinmeyen bir strateji izliyor. Partinin kurucular kurulu, tüzüğün, bi- nsi parti içi muhalefetı sindirmeyı, öteki de genel se- çimler için belirlenecek adaylara genel merkeze son sözü söylemefırsatını veren iki yeni değişikliği gerçek- leştiriyor. Başkaldıranın başı.. Mehmet Gazioğlu olayından gözü korkan genel mer- kezin, tüzüğün kesin ıhraç ile ilgili 117. maddesine ek- lediği "parti yönetıcileri, üyeleri veya parti tuzelkişiliği hakkında basın yayın araçlarıyla kamuoyu önünde gerçekdışı haberyaymak, iftira, hakaret, karalama ve- ya küçük düşürücü beyanlarda bulunmak" fıkrası, Er- doğan ve arkadaşlarının öteden beri şikâyetçi olduk- lan TCK'nin 312. maddesini çağnştırmıyor mu? Tayyip Bey ve arkadaşları, parti içinde herhangi bir tersinefilizlenmeyeizın vermemek gerektığini, AKP'nin tüzüğunü hazırlarken sanki hıç düşünmemişler, hatta Erbakan döneminı. demokratik olmadığını söyleye- rek karaladıklarını da unutmuş olmalılar ki olası baş- kaldırılan partiden kesin ıhraç nedenleri arasına ithal etmek için bir Mehmet Gazioğlu olayını beklemişler! Üstüne basa basa söyleyelim. Bazı kişilerin, ülkeyi değiştirecek ve değişimi gerçekleştirecek diye tanım- ladığı Erdoğan'ın partisi. yine pazar günkü kurucular kurulunda, seçimlerde AKP adaylannın en az yüzde 50'sinin önseçim ya da teşkilat yoklamasıyla belirien- mesi ile ilgili 124. maddeyi de bu biçimi ile yazdıklan- na pişman olduklannı ortaya koyan bir girişimin sahip- liğini de üstleniyorlar. Hem de hiçbir milletvekili seçımı deneyimınden geç- meden. Yani neyin iyi, neyin kötü olduğunu tecrübe bile etmeden. "Milletvekili seçımlennde, seçim çev- relerinin en az yüzde 50'sınde önseçim veya teşkilat yoklaması ile aday belirlenmesi zorunludur" biçımin- deki hükümdeki o "zorunludur" sözcüğü, lider hege- monyasının önünde bir taş gıbi görüldüğü için kaldı- rılıyor. Yerine, "nereyeçekersenizçekebileceğinıztür- den, elastiki" bir ekleme yapılıyor. "belirlenmesine özen gösterilir" deniliyor. Yine başkaldırmak isteyen varsa... Hani, eski kabadayılann mekân yaptığı kahvelerde, bırden kapıyı açıp da nara atan ve "Var mı bana yan bakan" diye soran Kasımpaşalı bıçkına, sessizce "Var ama çıkamaz" diye mırıldanarakyanıt veren o ufakte- fek adam gıbi. artık tüm AKP'lı muhalıfler, seslerini çı- karmadan, Tayyip Bey'den gelen komutlara kulak ve- recekler. Ya da Mehmet Gazioğlu gibi. ağızlannı tam açarak liderden "siyasi anarşist" diye söz edecek, ama elbet- te parti dışı yapılmayı göze alacaklar. Işte, "Değışım Partisi "nin ve "Değişimi Gerçekleş- tirecek Lider"\n 14 Ağustos 2001 'den bu yana geçen 268 gün içinde sergiledıği bir tür "kral çıplak" hikâye- si böyle. Zaten, işin doğrusunu araştırırsanız. oteden beri kralın çıplaklığını herkes biliyorda bazılan işlerine gel- dıği türden bir sunuş ile durumu idare etmeyı yeğli- yorlar. Tıpkı, AKP'nin, Türkiye'nin daha şimdıden en büyük partisi olduğu ve yapılacak seçimde parlamen- to koltuklarını dolduracağı masalını vizyona ısraria koydukları gibi. Dünkü Hürriyet gazetesınde. Istanbul'da Ataköy Camii yanında Erdoğan'ın partısınin açtığı üye kayıt kampanyası ile ilgili fotoğrafı ve resimaltına yazılanla- rı gördünüz mü? Duvarda büyük birTürk bayrağı. Ağaçlar arasına asıl- mış kocaman "Ak Parti Üye Kayıt Yeri" afışi ve birisi kadın ikısı erkek, üç görevlinin bütün gün sürdürdük- leri tanrbm çalışması sonunda gazeteciye yaptıklan açık- lama. AKP 5 üye kazanmış! Apaçık ve gıllı gışsız bir kamuoyu yoklamasının so- nucu bu. Bu sonucu. tüm araştırma kuruluşlarımızın, o çalımlanndan yanlanna yaklaşılamayan yöneticile- rine aımağan etmeliyim. Faks: 0212- 677 07 62 obirgitfo e-kolay.net Creenpeace değerlendirmesi lOydda 45 eylem... İZMİR (AA) - Gre- enpeace (Yeşilbarış) çevre örgütünün Ak- deniz Ofisi Enerji Kampanyası Sorumlu- su Melda Keskin. Gre- enpeace'in, Türkiye'de son 10 yılda 45 önem- li eylem yaptığını bil- dirdi. Keskin, bu süreçte Türk halkında nükleer atıklann çözümsüzlü- ğü ve zehirli üretim sü- reçleri konusunda sı- nırlı da olsa bir çevre bi- linci oluştuğunu bildı- rerek "De\ şirketlerin yıkıcı ticaret anlayışla- n, dünyada olduğu gi- bi Türkiye'de de getece- ği tehdit edijor" dedi. Keskin, Greenpeace örgütünün Türkiye "de 10 yıldır süren eylem- leri ve bunlann sonuç- lan hakkında değerlen- dirmede bulundu. Mel- da Keskin şunlan kay- detti: "Greenpeace ile yerel gruplann kam- panyalan, banşçıl ey- lemleri, çevre ktrBliği karşısında uyarıcı ve harekete geçirici bir et- ki yapmayı başardı. Halk, örneğin nükleer atıklann çözümsüzlü- ğü, zehirli üretim sü- reçleriyerine, temizal- tematiflerin kullanıl- nıası konusunda sınır- h da olsa bilince ulaştı. Fakat dev şirketlerin sürdürdüğü zehirli, yı- kıcı üretim biçimleri ve ne pahasına olursa ol- sunticaretanlayışı, dün- yada olduğu gibi Tür- kiye'de de geleceğimizi tehdit ediyor." Keskin. ABD'nin yaptığı nükleer dene- meleri durdurması için 1971'dekurulanUlus- lararası Çevre Örgütü Greenpeace'in 10 yıl önce Izmir'de başlattı- ğı eylem sürecinde, Türkiye'de toplam 45 çevre eylemı düzenle- diğini bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle