Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 MAYIS 2002 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Vatağan ilçesinde ilk kez 'radyolojik risk' araştırması yapıldı, sonuçlar hiç de iç açıcı değil
Külü deyüksek radyasyonluÖZCANOZGUR
TV1UĞLA - Muğla Üniversitesi
(\-IİJ) FizikBolümü'nün ilçede yap-
tığı araştırmada. termık santral kül-
lerinde. Yatağan kömüründe bulu-
nan dan daha çok radyasyona rastlan-
dı. Araştırmayı yapan ekibin başın-
da bulunan Yrd. Doç. Dr. Tayfun Bü-
ke. "Yapüğımız ölçümler Yatağanb-
lar icin ciddi bir risk bulunmadığını
gösteriyor. Ancak santral çevresinde
düzenli olarak radyasyon ölçümleri
yapıbnah ve uçucu küllerin atmosfe-
re kaçış debisi kesinlikle bilinmelidir"
dedi.
Alınan tüm önlemlere karşın lcükürt
dioksit zehırlenmesının sürdüğü Ya-
• Araştırmayı yapan ekibin başında bulunan Yrd. Doç. Dr. Tayfun Büke, "Yaptığımız ölçümler Yatağanlılar
içm ciddı bir risk bulunmadığını gösteriyor. Ancak santral çe\Tesinde düzenli olarak radyasyon ölçümleri
yapılmalı ve uçucu küllerin atmosfere kaçış debisi kesinlikle bilinmelidir" dedı.Büke. ölçümlerde radyasyon
oranının yurttaşlar için fazla risk taşımadığını vurgularken bölge ile ilgili özellıkle ölüm nedenleri ve
hastalıkJar konusunda sağlıkJı istatistik bulunmamasının yapılan çahşmayı güçlestırdiğıni kaydetti.
tağan'nda ilk kez "radyolojik risk"
araştırması yapıldı. MÜ Fizik Bölü-
münün, "Yatağan Termik Santra-
u'ıun Çevre Üzerindeki Radyolojik
Riskleri" başlığıyla 2 yıldır sürdürdü-
ğü araştırma sonuçlan. MÜ'nün "Te-
miz Enerji Günleri"'nde açıklandı.
Bölüm öğretim üyelennden Yrd. Doç.
Dr. Tayfun Büke, etkınlikte yaphğı ko-
nuşmada Yatağan ve çe\Tesinın ta-
mamının radyasyonlu olduğunu be-
lirterek şunlan söyledı: "Lmyitkömü-
rûne göre santral küDerinde radyas-
yon oranı daha yüksek. Çünkü kö-
mür santralda vakıhrken yannıa ola-
yı kömürdeki uranyumu tetikliyor.
Uçucu küller içerdikleri bazı radyo
izotoplan ve toksitelementieri bulun-
durnıalanndan dola>ı radyoaktif kir-
liHğe neden oluyorlar. Yapüğımız he-
sapiamalara göre bütün vücut etkin
doz değerlerine maruz kalan halkta
meydana gelebikcek kanseröKim risk-
leri, lösemi, kenûk, tiroit göğüs, akci-
ğer, mide, bağırsak karaciğer, pank-
reas ve prostat obnak üzere 10 çestt kan-
ser türü göz önüne alındı."
Büke, ölçümlerde radyasyon ora-
nının yurttaşlar ıçin fazla risk taşı-
madığını vurgularken bölge ile ilgili
özellikle ölüm nedenleri ve hastalık-
lar konusunda sağlıklı istatistik bulun-
mamasının yapılan çahşmayı güçleş-
tırdiğini kaydetti.
Büke, santral çe\Tesinde rüzgâr yö-
nü dikkate alınarak düzenli radyasyon
ölçümleri yapılması gerektiğim belir-
terek sözlerinı şöyle sürdürdü: "Uçu-
cu küllerin atmosfere kaçış debisi ke-
sinlikle bilinmelidir. Santral çevresin-
de düzenli olarak yapılması gereken
radyoaktivite ölçümlerinde artışlar
gözlenmesi durumunda. santrallaruı
çabşmalaruıa ait gerekli önlemler U-
giükr tarafindan ahnmahdır. 1998 ve-
rilerine göre nüfusu 44 bin 37 olan
Yatağan'da 50 nedene bağh olarak 46
kişi ölmüş. IstatistikJer sağlıklı değil.
Radyasyona manız kalan insanlarda
olumsuz sonuçlar yülar sonra ortaya
çıkabiliyor. Santralın çahşmaya baş-
ladığı 1984yıhnda ölüm nedenlerinin
saytsaloiarakbüinmenıesi büyük şans-
sıznk"
Harran'la Fırat'ı kavuşturan tünel, 18 yıllık gecikmeyle 25 yılda tamamlandı
Câvur Gölü
Korunacağına
kurutuluyor
GAZtANTEP(AA)
- Kahramanmaraş'ın
Türkoğlu ilçesi yakın-
lannda bulunan ve ku-
rutulma çabşmalan yü-
rütülen Gâvur Gö-
lü'nün korunması ge-
rektiği belirtildi.
Çevre Bakanlığı
ÇevTe Koruma Genel
Müdürlüğü'nün des-
teği ile Kahramanma-
raş Sütçü Imam Üni-
versitesi Fen-Edebiyat
Fakültesi Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Metin
Dığrak,ÇoğrafyaBö-
lümü Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Mehmet
Gürbfiz ve Ziraat Fa-
kültesi Öğretim Üye-
si Yrd. Doç. Dr. Re-
cep Gündoğan ile Ha-
,tay Mustafa Kemal
Üniversitesi Fen-Ede-
biyat Fakültesi Coğ-
rafya Bölümü Öğre-
tim Üyesi Yrd. Doç.
Dr. Hüseyin Korkmaz
tarafmdan "Kurutu-
lan GâvurGölü Batak-
lığının Coğrafi Özel-
tiklerT konulu rapor
hazırlandı. Raporda,
Türkiye"de geçmiş yıl-
larda sıtma hastahğı-
nın önlenmesi veya ta-
nmsal arazı kazanmak
amacıyla aralarında
Gâvur Gölü bataklığı-
nın da yer aldığı pek
çok sulak alanın kıiru-
tulduğu anımsatıldı.
Kıtalararası göçmen
kuşların göç yolları
üzerindeki konaklama
ve dinlenme yerlerin-
den biri olan Gâvur
Gölü bataklığının ku-
rurulmadan önce 5 bin
586 hektar bir alanı
kapladığı vurgulanan
raporda, "Tanmarazi-
si kazanmak ve anofel
sivrisineğini yoketmek
düşüncesi ile 1950v'rim-
da bataklıguı kurutuJ-
masuıa karar verildi.
Günümüze kadar ya-
pılan çalışmalar sonu-
cu, binlerce kilometre
drenaj kanab açıldı ve
bu kanallarla bataklık
sulan Aksu Çayı'na bo-
şalühyor. Buna rağmen
bölgenin jeomorfolo-
jik yapısı nedeniyle ku-
rutmaişlemitambaşa-
nya ulaşamadT denil-
di"
Boğaz güvenliğine
eski teknoloji
TURHAN NARLER
ÇANAKKALE -
Çanakkale Boğazı'nda
güvenli geçişi sağla-
mak amacıyla, 29 mil-
yon dolara Lockheed
fırmasına ihale edilen
radar sisteminin eski
teknoloji ürünü olduğu
ileri sürüldü.
Çanakkale bölgesin-
dekulelerin4 antik ken-
tuı bulunduğu yerlere
dikildiğini, bunun ya-
nında Lockheed firma-
suıdan alınan sistemin
çagın gerisinde kalmış
biı teknoloji olduğunu
ileri süren Çanakkale
Tırizm ve Tanıtma Der-
neği Başkanı Ahmet
Kasıkçı, "Günümüzde
butip kontroUer uydu-
lardan yapüıyor. Ça-
nakkale Bogazı'ndan
güvenü geçiş için pekâ-
lâ ıvdu sistemlerinden
deyararlanmak tnüm-
kündü.Ancak hangi ne-
deale eski bir teknolo-
jirin tercih edildiğini
areanuş değüiz" dedi.
Kaşıkçı, bu sistem-
den yararlanmak için
Çanakkale Boğazı'nda
seyir yapacak olan ge-
milerin sisteme uyum-
lu radar cihazlan al-
mak zorunda kalacak-
lannı ve bu tür cihaz-
lan da sadece Lockhe-
ed firmasının satmak-
ta olduğunu savızndu.
6 radar kulesinden
4'ünün antik kentler
üzerinde kurulduğunu
behrten Çanakkale Tu-
rizm ve Tanıtma Der-
neği Başkanı Kaşıkçı,
kulelerin kurulduğu
Dardanos Tümülüsü,
Kumkale'de Troya'nın
ön kentlerinden biri
sayılan Sıgeon, Geli-
bolu Zincirbozan'da
Paisos, Akbaş'ta Ses-
tos ve Umurbey'de
Göçüktepe bölgeleri-
nin antik kentlerin yer-
leşim alanlan olduğu-
nu söyledi. Bu konu-
da yaptıklan başvuru-
lardan sonuç alama-
dıklannı da belirten
Kaşıkçı, bunun tarih-
sel bir sorumluluk ol-
duğunu bildirdi.
Urfaülann "Ferhat" adını
verdiği tünelleri kazan
makine kör topal ilerlemeye
çabşırken si>asi ve
bürokratik kav galar
sırasında devletin
trihonlarca lirası boşa gider.
Projenin yapınıını sürdüren
Akpınar AŞ'nin sahibi Ünal
\kpınar. "Demirelci diye
cezalandınldıklaruu" söyler,
" Tünelleri OzaDar
geciktirdi" dhe fer\at eder.
Ezeli riiya
gerçek oldu
MEHMET F\fL\Ç
"Dağlan değil, çağlan deleceğiz..."
Fırat Nehri'ni, yüzyıllardır suya hasret Har-
ran Ovası'na akıtmak ve Güneydoğu'da top-
yekûn kalkınmayı sağlamak amacıyla planla-
nan Urfa tünellerinin temeli 1977'de bu slo-
ganla atıldı. Siyası kavgalar nedeniyle ilki
1995"ten itibaren Harran'a su taşıyan tünel-
lerin ıkincisi ise 25 yıl aradan sonra önceki gün
sessiz sedasız de\Teye sokulabildi. Türkiye, tü-
nellerdeki 18 yıllık gecıkme nedeniyle milyar-
larca dolar zarara uğradı.
3 Nısan 1977... Urfa kara sıcağını henüz
giyinmemiş. İlkbahann coşkusunun hâkim
olduğu kentin yüksek tepelerinde yankılanan
davul- zurna sesi, bölgenin makus talıhıni ye-
necek çok önemli bir projenin başlangıcını
duyuruyor. Kürsüde konuşan kişi, 10 Ekim
1965'te Urfalılara, Fırafı Harran"a akıtmak için
namus sözü veren dönemın başbakanı Süley-
man Demirel'dır:
"Akla hayale sığmayan şeyleri gerçekleşrir-
mevegidhoruz. Fırat Nehri, Basra Körfezi'ne
gidiyor. Gidecek ama evvela bu topraklara be-
reket verecek~r
O gün, "Ni diyor bu adam looo..." diye şaş-
kınlıklannı dile getiren Urfahlar Demireri al-
kışlar, ama ona inandıklan da pek söylenemez.
Yerel Hızmet gazetesi de bu yüzden "1984'te
o tünellerden su akarsa. yalruz AP'nin değil.
kâinattaki bütün siyasi günahlan \ikar..."
1
di-
ye yazar. 7 yılda bıtirilmesi planlanan proje
akıl almaz boyutlardadır. Yerin 100 metre al-
tından tünel kazınacak; Fırat, Harran'a akıtı-
lacak ve çatlamış topraklardan senede üç ürün
alınacaktır...
GAP'ın Atatürk Baraıı'ndan sonraki en
önemli ünitesi olan Urfa tünellerinin yapımı-
nı Doğuş firması 5 mılyar 300 milyon liraya
üstlenır. Şirket çalışmalara başlarken Demi-
rel, 5 Haziran 1977"de yapılacak genel seçim-
lerde projeyi sılah olarak kullanır.
Oysa Urfahlar 7 milletvekılinden ancak
3'ünü Demırel"in AP'sine layık görür. Seçi-
min bu sonucu tünellere de yansır. Doğuş,
3 Nisan 1977... Urfa kara sıcağını
henüz giyinmemiş. ilkbahann
coşkusunun hâkim olduğu kentin
yüksek tepelerinde yankılanan
davul-zurna sesi, bölgenin makus
talihini yenecek çok önemli bir
projenin başlangıcını duyuruyor. 7
yılda bitirilmesi planlanan proje
akıl almaz boyutlardadır. Fırat,
Harran'a akıtılacak ve çatlamış
topraklardan senede üç ürün
alınacaktır...
198 l'e gelindiğinde, 9.5 kilometrehk hafnyat-
tan sonra tasfıyeye giderken bu kez işi 1987'de
bitirme vaadiyle Akpınar AŞ üstlenir.
ANAP iktidarlan dönemınde tünellerin ba-
şınagelmeyen kalmaz. Demirel GAP'a sahip
çıktığı için proje ANAP'hların hışmına uğrar.
Ödeneklerin kesilmesi projede yıllar süren
aksamalara yol açar.
Urfahların "Ferhat" adını verdiği tünelleri
kazan makine kör topal ilerlemeye çahşırken
siyasi ve bürokratik kavgalar sırasında devle-
tin trilyonlarca lirası boşa gıder.
Projenin yapımını sürdüren Akpınar AŞ 'nin
sahibi Ünal Akpınar. "Demirelci diye ceza-
landınldıklannr söyler, "Tünelleri Özallar
geciktirdi'" diye feryat eder.
1994"e gelindiğinde tüneller bitmez. tktidar-
dakı DYP-SHP hükümeti projeye "bj-pass"
uygular. 328 metrelık borularla 9 Kasım 1994"te
suyun Harran'a ulaştınlmasına karar verilir.
ANAP liden MesutYılmaz'ın protesto ede-
rek katılmadığı törende Demirel, "Bu sulan
kanakanaiçin" derken Urfalılara 1965 yılın-
da verdiği sözü de anımsatır.
DSl Genel Müdürlüğü, yapımında 22 kişi-
nin yaşamını yitirdiği tünellere 2000 yılı fi-
yatlanyla 155 trilyon harcandığını açıklar.
Urfa tünelleri. Harran'ın suya kavuşmasıy-
la tamamlanmaz. Yan üniteleriyle birlikte her
biri 9.5 metre çapında, toplam 58.8 kilomet-
re uzunluğunda olan tünellenn ıkincisinde ça-
lışmalar bıtirilemez.
1985 yılı dolar kuruyla tünellerde 10 yıllık
gecikmenin 2.4 trilyon liraya mal olduğu, yıl-
lık tanmsal gelir kaybının ise hesaplanama-
yacağı belirtilir.
Fırat, tam 25 yıl sonra bitiriiebilen ve her
aşamasında görkemli törenler yapılan Urfa
tünellerinin ikincisinden, önceki gün sessiz
sedasız Harran'a bırakıldı. Harran'da arrık ye-
şil bir örtü var. Toprak bilinçsiz kullanılsa da
bölge artık Türkiye'nin en büvTİk pamuk üre-
ticisı.
25 yıl önce Demirel'i kuşkuyla dinleyen
Harranhlar, son model cipleriyle Fırat'ın ak-
tığı kanaletlerin kenannda ılerlerken "dağla-
nn dep, çağlann deKndiğme" artık inanabi-
livor.
Maden aramada ÇED devre dışıANKAR\ (Cumhuriyet Büro-
su)-Maden Yasa Tasansı, TBMM
Başkanlığı'na sunuldu. Madenci-
lik için Başbakanlık Müsteşan'nın
başkanhğında "BflimselveTeknik
Komis\'on" kurulmasının öngörül-
düğü tasanda. ÇED olumlu karan
alan maden işletmelerine ilgili ku-
rumlarca 15 gün içinde nıhsat ver-
me zorunluluğu getinldi. Maden
Yasa Tasansı, ayrıca şu düzenle-
meleri öngörüyor:
• Kalker, puzolanık kayaç ve
marnın madenleri tasan kapsamı-
na aluıacak.
• Orman. ağaçlandırma alanla-
n, mılli parklar. tanm ve mera alan-
lan, su havzalan, SlT alanlan ve tu-
rizm bölgelerinde madencihk faali-
yetlerinin hangı ilkelere göre yürü-
tüleceği bir yönetmelık ile belirle-
necek.
• Zeytınlik alanlan içinde taş,
kum, çakıl, kireç ocağı faalıyetle-
ri >ürütüleme>r
ecek. Bunlann dışın-
dakı madencihk faaliyetlen ise ba-
kanlığın ıznı ile yapılabilecek. Ara-
ma faaliyetleri sırasında ze>tınağaç-
lan kesilemeyecek.
• Madencihk yatınmlan, işlet-
menin bulunduğu bölgeye bakıl-
maksızın kalkınmada öncelikli yö-
relere sağlanan tüm teşviklerden
yararlandınlacak. Her yıl maden-
cihk faaliyetlerinden elde ettiklen
yıllık hasılatının yüzde 5'ı, vergi-
ye esas matrahlardan rezerv tüke-
tim payı olarak ındinlecek. Ma-
denlerin hmanlara veya bunlan iş-
leyen tesıslere naklınde, taşıma tu-
tannın yüzde 5'i kadan vergiye
esas kânndan indinlecek. Maden-
cihk sektöründe kullanılan elektrik
fiyatlanna en düşük tarife uygula-
nacak.
• tnceleme, kontrol ve denetim-
ler sonucunda maden hakkı olma-
yankişilertarafındançıkanlan ma-
denlere geçicı olarak el konulacak
ve bu kışılere para cezası uygula-
nacak.
• Işletme sahiplennın özel mül-
kiyet sahiplen arasında uzlaşma
sağlanamaması durumunda bakan-
lık ışletme sahibi lehıne kamulaş-
tırma karan verebilecek. Bakan-
lıkça venlen kamulaşurma karan ka-
mu yaran karan hükmünde olacak.
• Maden Tetkik ve Arama Ge-
nel Müdürlüğü (MTA), herhangi
bir ruhsat veya izne gerek kalma-
dan madencilık yapılabilecek bü-
tün alanlarda arama faaliyetinde
bulunabilecek.
DUZYAZI
ORHAN BİRGtT
Değişimin Partisi Üstiine!
"Ayağıma yer edeyim. Gör sana neler edeyim" di-
yen ünlü bir özdeyişimiz var. Kim bilir hangi bilge kişı-
nin nice deneyimlerden süzülerek edindiği birıkim so-
nunda kuşaktan kuşağa gelen bu özdeyışı, hafta so-
nunda toplandığı bıldirilen Adalet ve Kalkınma Parti-
si'nin kurucular kurulunda yapılan ikı tüzük değişikli-
ğini okuyunca hatırladım.
Kimi çevrelerin Türkiye'de değişimi gerçekleştirecek
bir umut olarak ısraria vurguladığı Tayyip Erdoğan ve
partisi. ne oldu da dahatek kongreyapmadan, birtek
seçim geçirmeden tüzüğündeki iki önemli maddeyi ters-
yüz etme gereğinı duydu?
AKP, henüz bir yılı doldurmamışken. 13 Ağustos
2001 günü toplanan 74 kurucusundan binni, genel baş-
kana kafa tuttuğu savı ile dışlamakla yetinmeyen bir
strateji izliyor. Partinin kurucular kurulu, tüzüğün, bi-
nsi parti içi muhalefetı sindirmeyı, öteki de genel se-
çimler için belirlenecek adaylara genel merkeze son
sözü söylemefırsatını veren iki yeni değişikliği gerçek-
leştiriyor.
Başkaldıranın başı..
Mehmet Gazioğlu olayından gözü korkan genel mer-
kezin, tüzüğün kesin ıhraç ile ilgili 117. maddesine ek-
lediği "parti yönetıcileri, üyeleri veya parti tuzelkişiliği
hakkında basın yayın araçlarıyla kamuoyu önünde
gerçekdışı haberyaymak, iftira, hakaret, karalama ve-
ya küçük düşürücü beyanlarda bulunmak" fıkrası, Er-
doğan ve arkadaşlarının öteden beri şikâyetçi olduk-
lan TCK'nin 312. maddesini çağnştırmıyor mu?
Tayyip Bey ve arkadaşları, parti içinde herhangi bir
tersinefilizlenmeyeizın vermemek gerektığini, AKP'nin
tüzüğunü hazırlarken sanki hıç düşünmemişler, hatta
Erbakan döneminı. demokratik olmadığını söyleye-
rek karaladıklarını da unutmuş olmalılar ki olası baş-
kaldırılan partiden kesin ıhraç nedenleri arasına ithal
etmek için bir Mehmet Gazioğlu olayını beklemişler!
Üstüne basa basa söyleyelim. Bazı kişilerin, ülkeyi
değiştirecek ve değişimi gerçekleştirecek diye tanım-
ladığı Erdoğan'ın partisi. yine pazar günkü kurucular
kurulunda, seçimlerde AKP adaylannın en az yüzde
50'sinin önseçim ya da teşkilat yoklamasıyla belirien-
mesi ile ilgili 124. maddeyi de bu biçimi ile yazdıklan-
na pişman olduklannı ortaya koyan bir girişimin sahip-
liğini de üstleniyorlar.
Hem de hiçbir milletvekili seçımı deneyimınden geç-
meden. Yani neyin iyi, neyin kötü olduğunu tecrübe
bile etmeden. "Milletvekili seçımlennde, seçim çev-
relerinin en az yüzde 50'sınde önseçim veya teşkilat
yoklaması ile aday belirlenmesi zorunludur" biçımin-
deki hükümdeki o "zorunludur" sözcüğü, lider hege-
monyasının önünde bir taş gıbi görüldüğü için kaldı-
rılıyor. Yerine, "nereyeçekersenizçekebileceğinıztür-
den, elastiki" bir ekleme yapılıyor. "belirlenmesine
özen gösterilir" deniliyor.
Yine başkaldırmak isteyen varsa...
Hani, eski kabadayılann mekân yaptığı kahvelerde,
bırden kapıyı açıp da nara atan ve "Var mı bana yan
bakan" diye soran Kasımpaşalı bıçkına, sessizce "Var
ama çıkamaz" diye mırıldanarakyanıt veren o ufakte-
fek adam gıbi. artık tüm AKP'lı muhalıfler, seslerini çı-
karmadan, Tayyip Bey'den gelen komutlara kulak ve-
recekler.
Ya da Mehmet Gazioğlu gibi. ağızlannı tam açarak
liderden "siyasi anarşist" diye söz edecek, ama elbet-
te parti dışı yapılmayı göze alacaklar.
Işte, "Değışım Partisi "nin ve "Değişimi Gerçekleş-
tirecek Lider"\n 14 Ağustos 2001 'den bu yana geçen
268 gün içinde sergiledıği bir tür "kral çıplak" hikâye-
si böyle.
Zaten, işin doğrusunu araştırırsanız. oteden beri
kralın çıplaklığını herkes biliyorda bazılan işlerine gel-
dıği türden bir sunuş ile durumu idare etmeyı yeğli-
yorlar. Tıpkı, AKP'nin, Türkiye'nin daha şimdıden en
büyük partisi olduğu ve yapılacak seçimde parlamen-
to koltuklarını dolduracağı masalını vizyona ısraria
koydukları gibi.
Dünkü Hürriyet gazetesınde. Istanbul'da Ataköy
Camii yanında Erdoğan'ın partısınin açtığı üye kayıt
kampanyası ile ilgili fotoğrafı ve resimaltına yazılanla-
rı gördünüz mü?
Duvarda büyük birTürk bayrağı. Ağaçlar arasına asıl-
mış kocaman "Ak Parti Üye Kayıt Yeri" afışi ve birisi
kadın ikısı erkek, üç görevlinin bütün gün sürdürdük-
leri tanrbm çalışması sonunda gazeteciye yaptıklan açık-
lama. AKP 5 üye kazanmış!
Apaçık ve gıllı gışsız bir kamuoyu yoklamasının so-
nucu bu. Bu sonucu. tüm araştırma kuruluşlarımızın,
o çalımlanndan yanlanna yaklaşılamayan yöneticile-
rine aımağan etmeliyim.
Faks: 0212- 677 07 62 obirgitfo e-kolay.net
Creenpeace değerlendirmesi
lOydda
45 eylem...
İZMİR (AA) - Gre-
enpeace (Yeşilbarış)
çevre örgütünün Ak-
deniz Ofisi Enerji
Kampanyası Sorumlu-
su Melda Keskin. Gre-
enpeace'in, Türkiye'de
son 10 yılda 45 önem-
li eylem yaptığını bil-
dirdi.
Keskin, bu süreçte
Türk halkında nükleer
atıklann çözümsüzlü-
ğü ve zehirli üretim sü-
reçleri konusunda sı-
nırlı da olsa bir çevre bi-
linci oluştuğunu bildı-
rerek "De\ şirketlerin
yıkıcı ticaret anlayışla-
n, dünyada olduğu gi-
bi Türkiye'de de getece-
ği tehdit edijor" dedi.
Keskin, Greenpeace
örgütünün Türkiye "de
10 yıldır süren eylem-
leri ve bunlann sonuç-
lan hakkında değerlen-
dirmede bulundu. Mel-
da Keskin şunlan kay-
detti: "Greenpeace ile
yerel gruplann kam-
panyalan, banşçıl ey-
lemleri, çevre ktrBliği
karşısında uyarıcı ve
harekete geçirici bir et-
ki yapmayı başardı.
Halk, örneğin nükleer
atıklann çözümsüzlü-
ğü, zehirli üretim sü-
reçleriyerine, temizal-
tematiflerin kullanıl-
nıası konusunda sınır-
h da olsa bilince ulaştı.
Fakat dev şirketlerin
sürdürdüğü zehirli, yı-
kıcı üretim biçimleri ve
ne pahasına olursa ol-
sunticaretanlayışı, dün-
yada olduğu gibi Tür-
kiye'de de geleceğimizi
tehdit ediyor."
Keskin. ABD'nin
yaptığı nükleer dene-
meleri durdurması için
1971'dekurulanUlus-
lararası Çevre Örgütü
Greenpeace'in 10 yıl
önce Izmir'de başlattı-
ğı eylem sürecinde,
Türkiye'de toplam 45
çevre eylemı düzenle-
diğini bildirdi.