18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 MAYIS 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Okuyan: Tehdit afayoruz • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ÇalışmaveSosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, SSK'ye sarf malzemelerinin 1992 yılından bu yana ıhalesiz alındığının saptandığını belirterek "'Her halükârda sarf malzemesini ihale yoluyla temın edeceğız. Gerekirse yurtdışından ithal edeceğız" dedı. SSK'de sarf malzemelerinin ıhalesiz olarak çok fahiş fıyatlarla alındığını vnrgulayan Okuyan, 50 bın çeşit sarf malzemesı alındığını, bunlann yüzde 20- 30'unun büyük miktarlarda olduğunu belirtti. Okuyan, malzemeleri veren bazı fırmalardan çeşıtli tehditler aldıklannı söyledi. Pankart sorgusu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - IHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül'ün de aralannda bulunduğu 11 kişi, "Kürtçe eğitim" talebini içeren pankartlan IHD şubelerine astırarak "'terör örgütüne yardım \e yataklık ettikleri" iddiasıyla haklannda başlahlan soruşturma kapsamında ifade verdı. Ankara DGM'de sabah saatlerinde Cumhuriyet Savcısı Hakan Kızılarslan'a ifade veren Öndül, gazetecilere "Kültürel hak çerçevesinde herkes için ana dilde eğitim hakkını savunuyoruz" açıklamasını yaptı. lnönü:Solzop birleşip • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Erdal İnönü, solda yenı partikurma çalışmalannın uzun süredir devam ettiğine dıkkat çekerek "'Sosyal demokratlann bir özellığı de bir araya gelememeleri. Sağdaki partılerle soldaki partiler arasındaki fark bu. Daha çok kendini düşünenler sağdaki partilerde, başkalanm düşünenler soldaki partilerde yer ahyorlar" dedi. İnönü, dün AÜ Siyasal Bilgıler Fakültesi Mülkiye Gençlık Kulübü'nce düzenlenen konferansta oğrencilere, "hem özgür hem de sorumlu nasıl olunur"u öğTenmeleri gerektiğıni söyledi. Azerbaycania ia • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - îçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen ve Azerbaycan Içişleri Bakanı Ramil Usubov arasında, uluslararası terör, kara para aklama. insan kaçakçılığı, silah ve uyuşturucu madde kaçakçılığı ile terörist saldın ve faaliyetlerle mücadele işbirliğinin devam ettirilmesi konusunda protokol ımzalandı. Içişleri Bakanlığı'ndadün düzenlenen imza törenınde konuşan Yücelen. her türlü suçla mücadelede daha etkili tedbirlerin alınması ve işbirlıği faaliyetlerinin geliştirilmesi hususlannda görüş bırligine vanldığını, bu kanaatin de imzalanan bir protokolle teyit edildiğıni söyledi. Türkiye, terör listesine isim değişikliğine giden örgütün de almmasını istiyor KADEK için AB'ye baskıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, AB terör örgütleri listesine PKK alı- nırken KADEKin göz ardı edilmemesi için girişim baş- lattı. Dışişleri Bakanlığı söz- cüsü Hüseyin Diriöz, PKK- KADEK"in listeye alınması için "'Terör örgütünün isim değişikliğinin kararda etki yapması söz konusu olmama- hdn*" dedi. AB. terör listesi için son hazırlığı yaparken Anka- ra'ya ulaşan bilgiler, listeye PKK'nin dahıl edılmesinin netleştiği, KADEK'in kapsa- maalınmadığı. DHKP-C'nin durumunun ise bugün netle- şeceği yönünde oldu. Anka- ra'da terör listesi tartışılırken Dışişleri Bakaru IsmaflCem'in vvashington Times • Terör listesine PKK'nin dahil edilmesinin netleştiği, KADEK'in kapsama alırrmadığı, DHKP-C'nin durumunun ise bugün netleşeceği öğrenildi. Ankara, DHKP-C'nin faaliyetlerinin durdurulması için girişimlerde bulundu. Dışişleri Bakanı Cem'in Genelkurmay Başkanlığı'nı ziyareti dikkat çekti. Genelkurmay Başkanhğını ziyareti dikkat çekti. Ankara, terör örgütü DHKP-C'nin fa- aliyetlerinin durdurulması için de Brüksel nezdinde girişim- lerde bulundu. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hüseyin Diriöz, haftalık ola- ğan bilgilendirme toplantısın- da AB terör örgütleri listesi- ne ilişkin sorulan yanıtladı. PKK-KADEK ve DHKP- C'nin listeye dahil edilmesi konusunun belirsizliğini ko- ruduğunu kaydeden Diriöz, bu konuda girişimlerin ise sür- dügünü belirtti. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hüseyin Diriöz, terör örgütü PKK'nin ismini değiştirerek KADEK adını almasının söz konusu liste üzerindeki etki- sinin ne olabileceğinin sorul- ması üzerine de "tsündeğişik- hğininetkiyapması söz konu- su olmamabdır. AB uygula- malannıizkyeceğiz'" yanıtım verdi. Terör örgütü DHKP-C'nin Brüksel'deki faaliyetleri ve bayrak asmasına ilişkin ola- rak da gerekli girişimlerin baş- latıldığı bilgisini veren Diri- öz, bu çerçevede Belçika Dı- şişleri Bakanlığı, Brüksel Be- lediyesi ve Belçika'nın Anka- ra Büyükelçiliği ile temasa geçildiğirü kaydetti. Türkiye'nın PKK- KADEK ve DHKP-C'nin listeye alın- ması için ABD'den destek alıp almadığının sorulması üzeri- ne de Diriöz, "ABD'nin,terör- le mücadelede uluslararası iş- birtiği sağlanmasmda önemM destekçi ülkelerden biri oklu- ğu gerçektir" yanıtını verdi. Içişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen, dün gazetecilere ko- nuyla ilgili değerlendırmede bulunurken önce AB'yi kut- ladı, sonra açıklamasını dü- zeltti. AB'nin PKK- KADEK ve DHKP-C'yi terör listesine dahil ederek geç kalınmış bir karar aldığını belirten Yüce- len, "Zarann neresinden dö- nülse kârdır. Çok teşekkür ediyoruz" dedi. Yücelen. AB den resmı bir karann ken- dilerine ulaşıp ulaşmadığının sorulması üzerine de, gaze- telerde yer alan haberler üze- rine değerlendirmede bulun- duğunu belirterek açıklama- sını düzeltmeye çahştı. İran kaynaklı terörün hedefi Türkiye • Gazete. Lefkoşa kaynaklı haberinde, Türkiye'nın Ortadoğu kökenli olup İran'da kamplarda eğitilen ajanlann gerçekleştireceği terörist saldınlann hedefi olacağını ileri sürdü. WASHINGTON (ANKA) - Türkiye'nin tran'daki kamplannda eğitilen unsurlann gerçekleştıreceği terörist saldınlar için "yüksek öncelikfi" bir hedef olduğu öne sürüldü. Washington Times gazetesı. Lefkoşa kaynaklı bir haberinde Türkiyenın Ortadoğu kökenli olup îran da kamplarda eğitilen ajanlann gerçekleştireceği terörist saldınlann hedef olacağını belirterek "İran'ın planının amacu VVashington'un bölgedeki kilit müttefıki olan ekonomik zoıiuklar ve Kürt ayrüıkçılannın gerilla savaşı ile boğuşan Türkiye'yi istikrarsızlaştırmaktır" dedi. Terorizmin sponsoru ABD'nin tranı uluslararası terorizmin sponsorluğunu yapan ülkelerden biri olarak gördüğü kaydedilen haberde son haftalarda Iran'ın. Israil'e verdiği destekten dolayı ABD'ye yönelik sözlü saldınlan arttırdığı belirtildi. Washington Times, Türkiye'nin hedef alındığı yolundaki bılgilerin, sürgündeki İran muhalefet unsurlan, ABD'ye vize başvurusunda bulunan tranlılar ve İranın en büyük muhalefet örgütü olan Halkın Mücahitleri Örgütü"nden geldiğini bildirdi. Halkın Mücahitleri Örgütü'nün Iran'ın teröristleri eğitmeye 11 Eylül'ün ardından da devam ettiğini belirttiğini aktaran gazete, örgütün lran'daki kamplarda Pakistan ve Fas gibi ülkelerden 50 gönüllünün de terörist eylemlere hazırlık amacıyla eğitildiğini duyurduğuna da dikkat çekti. ANAP Hderi Yıhnaz, Türkiye'nin AB hedefine ulaşmasındaki en büyük engeBn "biri abnazJar" anlayışı olduğunu savundu. Yılmaz, AB'ye yönelik yeni engellemeler çıkabileceğini savundu: Toplum yılgnüığa düşmemeliANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP lideri ve Başbakan Yardımcı- sı Mesut Yümaz, Türkiye'nin AB he- define ulaşmasındaki en büyük enge- lin, "Ne yaparsak yapahm AB'ye bizi ahnazlar anlayışı" olduğunu söyledi. Yılmaz, toplumdaki ilk heyecanın ye- rini kayıtsızhğın aldığını belirterek "Bunun yugmhğa dönüşmesini önle- mefiyiz" diye konuşru ANAP'ın dün TBMM'de gerçek- leştirilen grup toplantısında konuşan Yılmaz, AB ile ilgili gelişmelere de- ğindi. Mevcut devlet yapısırun Türki- ye'ye dar geldiğini anlatan Yılmaz, u Biryandandabirilerininkorkutma- sryİa bu değişimin nelere mal olacağı- nı, acaba 'Dünyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan da mı olacağı' en- dişesi yaşanmaktadnr" dedi. Türkiye'nin mevcut haliyle AB he- deflerine ulaşmasının münikün olma- dığını, AB'nin sağlayacağı alryapıya ihtıyaç duyulduğunu belirten Yılmaz şöyle devam etti: "Türtdye'yibu birkşmenin dışmda btrakmak Türk halkına yapılacak en büyük haksızhk ve kötülüktür. Bir şey ejdeetrnekistiyorsanızriskalrnalısınız. ÖnemM olan bu riskin göze ahnabüir olmasıdır. Eğer biraz kendinize güve- niniz varsa, o zaman bu değişiklikkri yapmabsuuz." ÇHD, güvenlik görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacak Postanede 'Riirtçe' mektup ararayor DtYARBAKIR (Cumhuriyet Büro- su)- Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Diyarbakır Şubesi'nce başlatılan Kürt- çe eğitim istemli kampanya kapsamın- da devlet büyüklerine mektup gönde- ren yurttaşlann gözaltına ahndığı ileri sü- rüldü. Polisin kampanyaya katılanlan saptamak için PTT'deki mektuplan aç- tığı iddia edildi. Güvenlik güçleri, BingörünKarlıova ilçesi başta olmak üzere çeşitli ilçeler- de Cumhurbaşkanlığı, Başbakanhk, Ada- let Bakanlığı ve diğer bakanlıklar ile si- yası parti başkanlanna Kürtçe eğitim istemli mektup gönderenlere karşı ope- rasyon başlattı. Operasyon kapsamında HADEP Karhova ilçe başkanı Zeld Fı- rat ile yönetim kurulu üyeleri Ferit Ka- rabağ, tsmet Dilsiz, Tuncay Bingöl, Ser- vet Karabağ. Mehmet Emin Seven ön- ceki gün gözaltına alındı. Karhova'da kampanyaya katılan 40 kişinin de aran- dığı öğrenildi. Gözaltına alınanlann adlan ve adres- lerinin PTT şubelerinde mektuplann açılmasıyla saptandığı ileri sürüldü. ÎHD Bingöl Şube Başkanı Rıdvan KE- gm, yurttaşlann mektuplannın polisler- ce açılmasını haberleşme mahremiyeti- nin ihlalı olarak değerlendirdi. ÇHD Diyarbakır Şube Başkanı Avu- kat Mehmet Kaya ise güvenlik güçleri- nin mektuplara el koyma yetkilerinin olmadığını belirterek, "Bu görevliler hakkuıda yasal işlemlerin başlablması için suç duyurusunda bulunacağH" dedi. TıIRMIKI AYDIN ENGİN aengin(a doruk.net.tr Nısanın son günü Eskişe- hir'deydim. Anadolu Üniversi- tesı'nın görgülü, sade ve ba- kımlı kampusunda, iletişim fa- kültesınin öğrencileri arasınday- dım. Yanı genç meslektaşlanm ara- sında... Yani gencecik gazete- ciler arasında... Onlar, özellikle öğretmenleri, benım onlara bir kıyak attığımı, onca yolu tepip geldiğımı düşü- nuyorlardı. Oysa ben mesleğimızin gitgı- de daha da iç karartan zehırlı ha- vasından bıraz uzaklaşmak. bı- raz soluklanmak, kirlenmemiş, en azından henüz kirlenmemiş. profesyonel çarkın diştileri ara- sında henüz örselenmemış gen- cecik meslektaşlarımdan yayı- lan temiz havayı solumak için gidış geliş 400 kılometreyi gö- ze almıştım. Ama bunu onlara söyleme- dim. Nemegerek. "Öyleysehaf- taya, ondan sonraki haftaya yi- negeleceksın" fılan derler. Hayır, korkum o kadar yolu her hafta gidıp gelmek değil. Alışmaktan korkuyorum. Genç arkadaşlarımın gözlerin- dekı ışıltının ve medya sektörü- nün geçerlı kurallarına itirazla- nnın benı fena halde silkeleme- Gencecik Gazeteciler Arasında... sinden; meslek ilkelerini ınatla hatırlatmalannın dengemi altüst etmesinden korkuyorum. Nemegerek. Şunun şurasın- da televole. ekovole program- lan ile, kovboy tabancasına dön- müş köşelerle, yazmaktan çok "yazanm haaaa", göstermekten çok "gösteririm /?aaa"tehditle- ri ile şaşı, kör, topal (yani hem şaşı, hem kör, hem topal) yürü- yen medya sektörünün biryer- lerine sığınmış, yuvarlanıp gi- diyoruzişte... • • • Öğleden sonra bir söyleşiye katılacaktım. Ama öğleden önce de bir ödevim vardı. "Medya ve Hu- kuk" dersinde konu mankenli- ği yapmam gerekiyordu. Dersın öğretmenı Fikret ll- kiz. Evet evet, Cumhuriyet'in "sorumlu yazıişlen müdürü" ve benim müebbet avukatım Fik- ret tlkız. Gencecik gazetecilere meslekleri ile hukukun ilişkisini o anlatıyor. Tabiı genel geçer hukuk ilkelerini kısa kesip Türk Ceza Yasası ile gazetecinin bı- tip tükenmek bilmeyen ve bıt- meyecege benzeyen kapışma- sını kendi zengin deneyim da- ğarcığından seçtiğı örneklerle anlatıyor, Adeta "Bu mesleğe profesyonel olarak başlama- dan önce iyi düşünün taşını- nın. Başınıza gelecekleri iyi bel- leyin. Belki vakit varken vaz- geçme akıllılığını gösterirsiniz" dergibi... Eh, konu mankeni olarak da benim gibi kıdemli bir "basın sanığını" seçmesi doğal. Konumuz 159. madde. Hani meslekte biraz kıdem kazan- mış her gazetecinin ezbere bil- diğı, şu "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ve hükümetin ve devletin güvenlik kuvvetlehnin, manevişahsiyetini tahkir (-ha- karet) ve tezyif (=zayıflatma) edenler.." diye başlayan kara ünlü madde... Ders başiadı. Fikret llkız uzun- ca bir giriş yapıyor. Ben de sır- tımı öğretmene, yuzümü öğ- rencilere döndüm, seyrediyo- rum. Vay canına... Kafka bile bu kadar gerçe- küstü bir sahne tasarlayamaz- dı... öyle ya anayasasında "de- mokratik hukuk devleti" yazan bir ülkede, iletişim fakültesi ög- rencilerine, yannın genç gaze- tecilerine meslekleri öğretilir- ken yazdıklan yazılardan dola- yı er ya da geç yargılanacakla- n ceza kanununun en işlek mad- desi belletiliyor. Savcı sorgu- sundan başlanıp ağır ceza yar- gıçlarının karşısınaçıkılmasına, iddianameye cevaptan savun- maya kadar bütün aşamalar ay- rıntılı olarak belletiliyor.. Belletiliyor ki çocuklar mes- leğe girdiklerinde şaşırmasın- lar, bocalamasınlar, savcı kar- şısında açık vermesin, yargıç- lara "Kimseye hakaret etme- diklerini; basın özgüriüğü çer- çevesinde kalarak eleştıri hak- lannı kullandıklarını" iyi anlata- bilsinler... Vay be!.. Gizlilik koşullannda (da) çalı- şan sol örgütlerin yayın organ- larında "poliste ışkence görür- ken takınılacak tavır ve dikkat edilecek noktalar" ayrıntılı ola- rak yazıltr, anlatılır. Yani polıs ta- rafından yakalananlann, yargıç karşısına çıkmadan önce polis merkezindeki sorguda esaslı bir işkenceden geçecekleri "kaçı- nılmaz kader"ü\r de buna kar- şı hazırlıklı olunması için önlem alınmaktadır Işkencenin "verilidurum" ola- rak ele alınması elbette kendi içinde bir saçmalık taşır. Ama burada suçlanacak olan gizlilik koşullarında çalışmak zorunda bırakılan sol örgüt müdür, yok- sa işkenceli sorguyu sıradan bir uygulamaya dönüştürmüş po- lis mi? Haydi, işin içine gizlilik, illega- litefilan girdiğinden bu saçma- lığı "bir Türkiye gerçeği" olarak benımseyelım. Ama tümüyle yasal bir düz- lemde mesleğini yurütecek gen- cecik oğrencilere Turk Ceza Ya- sası'nın 159,311,312 diye sü- rüp giden maddelerinden nasıl sakınacaklarını öğretmek gibi bir saçmalığı da benımsemeli miyiz? Ve.... Ve dersinde bunlan öğrettiğı için, bürosundakiarşivindeyüz- lerce TCK159, 311,312, TMY 8 dosyası sıralanan Fikret llkiz'i mi kınamalıyız, yoksa "demok- ratik hukuk devleti" Türkiye Cumhuriyetı'nde gazetecilerın tepesinde bu maddelerin salla- nıyor olmasını mı? POLİTİKA GUINLUGU HİKMET ÇETtNKAYA 1 Mayıs... Birfırtınaöncesi sessizlik mi, yağmurlagök gü- rültüsü sonrası gizemli hüzünleri kenara bıra- kıp coşkuyu mu kucaklıyorsunuz? Biliyorum dünyanın her yerinde kentler ço- cuklar gibi titredi dün sabah, meydanlar doldu, yitik zamanlann ortak dayanışmasında yürek- ler hızlı hızlı çarptı... Yorgunduk biraz.. alaca bir şafakta uyandığı- mız 1 Mayıs sabahında!.. Bir köşeye oturmuş eski mevsimlerin bize dön- mesini bekliyorduk; kanadı kırık kuşların yarım kaimış aşklardan haber getirmesini istiyorduk... 1 Mayıs sabahında Malezya'da, Avustral- ya'da, Filipinler'de emekçiler yürüyordu; küre- selleşme karşrtlan sömürüye karşı bir yumak oluyorlardı!.. Bir ırmağın harfi gibiydiler, kaçak dalgalann ıçindeydiler onlar!.. Ankara'da, Istanbul'da, Izmir'de, Adana'da, Bursa'da meydanlar dolmuştu!.. Ama yasak kentier vardı Türkiye'de... Mersin, Diyarbakır, Kars, Muş, Tunceli, Bit- lis. Bingöl, Siirt, Osmaniye, Batman, Milas ve Muğla'da 1 Mayıs kutlamaları yasaklanmıştı... • • • Dun sabah mavi göğün altında yürürken ga- zeteleregözattım... Cumhuriyet'in dışında hiçbir büyük gazete '1 Mayıs'ı binnci sayfasından görmemişti!.. ÜzüldümL Kendi kendıme şöyle dedim: "Cumhuriyet'i günde beş kez eleştiren bizim solcular bu ışe ne diyecekler?" Genel Yayın Yönetmenimiz İbrahim Yıldız sö- ze girdi: "Hiç o/mazsa, hangı yollar kapalı, hangi yol- lar açık onu verselerdi..." Tüm dünyada 1 Mayıs kutlanıyor!.. Küreselleşme karşrtlan yürüyor!.. Türkiye'de 1 Mayıs kutlamalan on iki kentte ya- sak!.. Tam bu sırada, Alain Touraine'nin anlattıkla- rı (KavramlarBağlamlar Arasında-20. Yüzyıl Dü- şünürleriyle Soyleşiler-Cem Akaş-Yapı Kredi Yayınları-Nisan 2002) geliyor aklıma: "Demokrası ilkbaharda kırtarda açan çiçekler gibi kendi kendine doğmaz..." Touraine, tüm dünyada pazar ekonomisine, temsili demokrasiye, kültürel hoşgörüye yani tek modele doğru ilerliyor görüşüne de karşı çıkıyor... Diyor ki: "Çünkü globalleşen ekonominin egemenliği devasa görünüyor. Dolayısıyla, bugün haklı ya da haksız bir nedenle bu globalleşmeye karşı çıkan her şeyin bugün olumlu bir anlamı vardır. Ama bu da bunlan ilerici olarak görmek için bir neden değildir; stratejik olarak olumludur..." 1 Mayıs'ta meydanlar doldu... Ama 1 Mayıs bazı kentlerde yasak Türkiye'de... Oysa, pek çok ülkede 1 Mayıs coşkuyla kut- lanıyor!.. Oralarda 1 Mayıs resmi tatil!.. Türkiye hâlâ 12 Eylül 1980in baskısını kıra- madı!.. • • • Demokratik toplumlar devlet tarafından bas- kı altında tutulabilır mi? Küreselleşmenın azgınlaştığı bir dünyada et- nık ve dinsel kimlikler ortaya çıkıyor. işçi sını- fının örgütlenmesi ülkeyi yönetenler tarafın- dan engellenıyor!.. Fransa'da faşıst Le Pen, maden ve çelik işçi- lerine hayal kurduruyor, Türkiye'de bazı sendi- ka yönetımleri ırkçı-dinci kadroların eline geçi- yor!.. Bugün demokratikleşmeyi engelleyen güçler, küreselleşmenin yarattığı gerici-faşist dal- galanmayı nedense göremiyor!.. 1 Mayıs korkusu Türkiye'de yıllardır sürerken Fransa'da alanlar emeğin gücüyle sarsılıyorL Erkek ve kadın işçiler alanlara sığmıyor Fran- sa'da: Le Pen'e karşı öfke ırmak olup akıyor!.. Oysa Fransa'da kadınlaroyhaklarını1948'de, Türkiye'de ise 1934'te aldılar... Alevlerin alacakaranlığında vahşi birorman gi- bi soluyan öfkemiz bizi yannlara götürmüyor!.. Aydınlık bir coşkunun türküsünü söyleye- miyoruz. 1 Mayıs'tan korktuğumuz için!.. Meydanlar yorgun, meydanlar eski şarkılarla avunuyor!.. Üstelik bir bahar sevincinden yoksun!.. hikmet.cetinkayaCacumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Hikmet ÇETİNKAYA kadınlaryağmurvekuşiar * 1 &üm ve <• u n i z i ı A Y ı n c ı L ı •< Tcl: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 7" 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle