Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
T NSAN 2002 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
17
rtnazMHPHeyeni
saııia açm?...
KaçgümüğümT
Bektrorak posta: dertzsom©cumhuriyetcom.tr Tef: 0.212.512 08»
—1
: 0.212.512 44 97
- tthal mallar inadına
tüketiliyormuş...
"Ûlkevi batırmava karar
verdikten sonra inat da
bir murattır!"
kıpdırma
Sağlıkla ilgili bir kamu
kuruluşunun Resmi
Gazete'ye verdiği ihale
ilanının başlığında
"Böbrek Taşı Kırdırma
Işi Yaptırılacaktır"
deniyor... 1000
santimetrekare taş
kırdırılacakmış...
Kırdırma işinin tahmini
tutarı 150milyar
liraymış... Böbrek taşı
kırdırmanın santimetre
karesi 150milyon
liraya geliyor... Işçilik,
ucuz mu pahalı mı
bilemeyiz ama taş
sancısıyla kıvranan bir
vatandaş kapıya
dayandığında umarız
ihale sonuçlanmış
olur!
Dağda bağ
Devlet şarap
üreticilerine, kendi
mülkiyetlerinde olmak
koşuluyla işledikleri
her dönüm bağ için
500 milyon lira
veriyor... Yakında
Trakya bölgesinde,
dönümü 200 milyon
liraya kapatılan
neredeyse dağ
başındaki arazilerin bir
anda "bağ" olduğunu
duyarsanız
şaşırmayın...
alatya bağımşız milletvekili Ahmet Özal, ba-
bası Turgut Özal'ın kurduğu Anavatan Par-
tisi'ne girdi; girerken de babasından kalma
parti amblemli attın kravat iğnesini taktı... Ya-
kıştığı söyleniyor... Anavatan Partisi Genel Başkanı
Mesut Yılmaz'da da parti amblemli altın kravat iğne-
si vardır... Millet şimdi, Ahmet Bey ile Mesut Bey'in,
kravat iğnelerini takıp 17 Nisan'da yani Turgut Özal'ın
ölüm gününde "anıt mezar"da bir kez daha buluşup
poz vermelerini bekliyor.
Güzel bir fotoğraf olacaktır...
Ancak Mesut Yılmaz'ın. millete taktığı "anıt mezar"
parası ne olacak, o konudan kimsenin söz ettiği yok!
Anımsayacaksınız... Turgut özal'ın ölümünün beşin-
ci yılıydı... 1998'de Mesut Yılmaz iktidardayken Bayın-
dırlık ve Iskân Bakanlığı'nın bütçesinden alınan 300
milyar lira ile Istanbul'da Turgut Ozal'a anıt mezar ya-
pılrnıştı...
Mezarın mermerleri Italya'dan ithal edilmişti...
Kravat iğnesi
Çelik konstrüksiyonu bakırla kaplanmıştı... Inşaatı
yetiştirmek için işçiler geceleri de çalışmıştı.
Devletin parası su gibi harcanmıştı...
O günlerde yetkili ve ilgili bir kişi çıkıp da bu para-
nın hangi gerekçe ile, hangi yöntemle devletten alın-
dığını ve mezar yapması için bir müteahhide verildiği-
ni açıklayamadı.
Bir kere Özal'ın cenazesi açıkta kalmamıştı...
Turgut Özal Cumhurbaşkanı olarak öldüğü için An-
kara'daki Devlet Mezarlığı'nda yeri hazırdı...
Ama ailesi, devletin, devlet büyükleri için hazııiadı-
ğı mezarlığa gömülmesini istemedi...
Istanbul'da belediyenin özel karan ile Topkapı'da
yol kenarında Adnan Menderes'in mezarının yakının-
da boş bir arsa mezar yeri olarak açıldı...
Ankara'dan başlayıp istanbul'dadevam edecekşe-
kilde birkaç cenaze namazı kılarak ve bir dizi tören ya-
pıp sonunda Özal'ı gömdüler...
Gömdükten beş yıl sonra da mezara anıt yapmak
için devletin olanaklannı kullandılar...
1998'in parasıyla 300 milyar lira...
İktidardayken zenginleri sevdiğini açıkça söyleyen
Turgut Özal'ın mezarı için nedense o çok sevdiği zen-
ginler ellerini cebine atmadı...
Mezar için milletin cebine el atıldı...
Halkın tepkisi üzerine de Anavatan Partisi bu para-
yı ödeyeceğini açıkladı... Devlete geriye verilecek pa-
ranın kefili de Mesut Yılmaz'dı! Bu paraödenmedi...
1998'de dolar 240 bin liraydı; 300 milyar lira, 1.1 mil-
yon dolardan fazla ediyordu... 2002'de 1.1 milyon do-
lar 1.5 trilyon liraya yakın...
10 gün sonra Özal'ın mezarındaki anmatörenine ka-
tılanların kravat iğneleri, Semra Hanım'ın pırlantayü-
züğünden de pahalı!
X..
SESSİZ SEDASIZ (!)
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutkuc: yahoo.com
SP ve AKP Vfeclis gruplanna isim önerisi:
MASKELİ SÜVARİ!
Amerika'da pişer, Türkiye'ye de düşer!
Türkiye'deki şeriatçıların ve din be-
zirganı politikacılann gözü aydın ol-
sun... ABD Başkanı George W.
Bush'un partisi Cumhuriyetçi Parti,
222 yıl önce Thomas Jefferson un
anayasaya koyduğu laiklik ilkesini del-
mek için atağa geçmiş bulunuyor...
Engin Aşkın bildiriyor...
Cumhuriyetçi senatör Watter B. Jo-
nes, senatoya verdiği bir yasa tasarı-
sı ile kilise, cami ve tüm mabetlerde si-
yasi toplantı düzenlenmesine olanak
sağlanmasını istiyor...
Cumhuriyetçi milletvekili Phil Crane
de verdiği başka bır yasa tasarısı ile ki-
lise, cami ve tüm mabetlerde bir yıl
ıçinde toplanan bağış paralannın yüz-
de 20'sinin müminlerın destekledikle-
rı parti adaylarına aktarılmasının yolu-
nu açmaya çalışıyor...
Bu arada okullarda derslere dua ile
başlanabilmesi için yobazlığın simge-
si Florida'da açıîan kampanya sürü-
yor; şeytanı lanetleyen ayinleryapılıyor
ve bazı kasabaların girişine "Burası
Tann'nın Bölgesi Şeytan Giremez"
pankartları asılıyor; devletin verdiği
sosyal yardımlann papaz imamlareliy-
le dağıtılması isteniyor...
Amerika'daki yasa tasarıları Türki-
ye'deki şeriatçıları niye ilgilendirsin di-
ye sorarsanız...
Amerika'da pişer, Türkiye'ye de dü-
şer onun için! Bizimkiler zaten camile-
ri ve okulları kullanıyor...
Hele bir de camiler ve okulları res-
men kullanıp birer kışlaya dönüştürür-
lerse değmeyin keyiflerine!
ÇED KOŞESI
OKTAY EKİNCl
Antalya'da 'Tarih Devrimi...'
"tngiltere'de yerel yönetim
hizmetleri arasında aile tarih-
lerini arşjvlemek de var™ Bun-
lar, uzun bir geçmişiinanıtanaz
aynnülanyla yansıüyor.J'
Bu bılgi, Antalya Büyükşe-
hirBelediyesi'nce2001 yılının
Nisan ayında yayımlanan ve
Londra'daki belediye hizmet-
leri ile bizdekilerin kıyaslandı-
ğı;
u
Yerel Yönetimlerde Bir
Karşılaşörma" adlı kitapta
yeraldı...
Londra'nın kent merkezi
VVestminster Belediyesi yöne-
ticilennden Mahmut Aydoğan
bunlan yazınca, benden iste-
nen "karşılaşûrma" sütunlan-
na şu notu da düşmüştüm:
"Kentli biünci ve hemşerifik
bağlan işte böyle gefişir_. Keş-
ke bizde de belediyeler aile ta-
rihlerinin yazımına öncülük et-
seter.."
• • •
Şimdi bu dileğın birinci yı-
lında, "keşke"mızın ülkemiz-
de de gerçekleştırilmeyle baş-
lamasını görmek. ender yaşa-
nabilecek bir mutluluk...
Kumbul, sosyolog, mimar, ta-
rihçi, arkeolog ve yazarlardan
oluşan yerel bir "komite" ile
kollan sıvıyor...
Tanıtım belgelerinde ailele-
re seslenilirken; "yasizyazın,
ya da anlann biz yazahrrT de-
nerek, eli kalem tutan, tutma-
yan herkes yüreklendiriliyor...
Kimi aileler "bizimkini siz
yaan" derlerse, öğrencilerden
örgütlenmiş "genç tarihçiler"
onlarla röportajlar yapacak-
lar... Böylece derlenecek olan
aile tanhleri, fotoğraflar ve di-
ğer geçmiş yaşam belgeleriy-
le birlikte, sürekli çıkacak bir
dergıde yayımlanacak...
"Geçmişten Geleceğe Antal-
yahlar" adıyla yayımlanmaya
başlanması planlanan dergi
Antalya"daki evlerde okunma-
ya başlandığında, kentin "ge-
çici" siyasal gündemi ne olur-
sa olsun, "kabcı" toplumsal
gûndemini "sosyal tarih bilgi-
lenmesi" ve "kenth" anılan"
oluşturacak...
Çünkü her sayıda degişik ai-
lelerin özgün geçmişlerini öğ-
geçmi&n geleceğe ANTALYAUUR
Londra"dan esinlenerek "di-
leğimizi'' de hemen kabul
idip; "Antalya'da Aile Tarihi"
ıcampanyasını hizmet progra-
nına alan Büyükşehir Beledi-
ye Başkanı Dr. Bekir Kumbul
diyor ki:
"Bu projemizde, nereden ve
ne zaman gelmiş olurlarsa ol-
aınlar, Antalyahlar kendi aile
arihlerini yazacaklar. biz de
yavTinlayacağız...''
Ardından da şunu ekliyor:
"Arkadaşlanmız bu projeye
boşuna 'tarih devrimi" demi-
w>rlar._ Arnksadecesiyasal ta-
rihi değü, toplumsal tarihimizi
de konuşacağız_. Sadece flnlü-
lerin geçmişini değil, yaşamı
\aratan ve paylaşan herkesin
geçmişi, ortak tarihimiz ola-
cak..."
Bu, gerçekten bir devrimdir;
•tarih biünci devrimi"dir...
• • •
04 Nisan 2002 günü bir basın
toplantısıyla "devrimin'' baş-
bdığını duyuran Dr. Bekir
renen Antalyalılar, izleyen sa-
yılarda "sıraya gÜTnek" için
kendi geçmişlerini yeniden
araştınp yazmaya başlaya-
cak...
Böylece Antalya'da hemen
her "derin" sohbet ve kentin
hemen her köşesindeki "aya-
küstü" konuşmalar bile. artık
bir başka "Antalyah bffinciyle"
yaşanacak...
•••
"Geçmişten Geleceğe Antal-
yalılar'' dergisinin ilk sayısı
"Hazu-an" (2002) ayında çı-
kacak şekilde hazırlanıyor...
Aileler şimdiden eski albümle-
rine dalmışlar, geçmişleriyle
daha bir "büuıçle" kucaklaşı-
yorlar...
Keşke biz de "Antalyah" ol-
saydık diyorum ve bu "keş-
ke"nin de öbür beledıyeleri-
mizce duyulmasını dıliyo-
nım...
Oekinci« cumhuriyet.com.tr.
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behıcakfo turk.net
ÇİZGtLÎK KÂMİL MASARACI
H A R B t SEMİH POROY semihporoyfâ yahoo.com
TARİHTE BUGÜN MI^MTAZ AREKAN
DÜNYA SAĞLIK ĞRGÜTÜ KURULDU..
1318'D£ SüGÜ/U, SİRLeÇMİf MıLL£7TE/Z'E SAĞU OLAAJ OİMJ-
VA SAĞLIK Ö&6Ûrv (U/OK.LO UEALTC>/eG4A//Z477OA/) KueüLMUŞTU-
Mee&ezj isu(Ç/ze'fjifj CEN£V/ZE K&MnM£>e BULUMAH öıseür
UL.USU\eARASI SAĞUK. •SOEuUUV&NfN
ÇABA H/\e.cAMA4cm, oot^oe., ILAÇ ve Ç
SAĞLAMAYA ÇALIÇMAKV4D//S. ÖZSİ-UKLE, eÜYÛfC
LEK.İ İLGİL£UPİREU SALGtU HASJAUKLAIZ. PİK/İA
MAGAK HAISJEKSr £X>/CM£KTED//^, CEMOVA'DAKİ
ME/eiZ£2£>£ ÇAUŞAN İMBiM ö&GÛT ELEAAAAJI,
YAtJ/A/ SAŞUCA AlTt SÖLJ&BSİ İÇİKl ÇAUÇILVIİ
Mf SÜe.DÜ£MEKr£t>H£. &U BÖL£ELEfZ,AVRUPA,
AMEBJK* ,AFfZİK4, DO&U AtCPENiZ, SÜAJEYPOĞU
ASVA V PASİ&'Tİ/S
, Pünya Sağ/ı/c Örgübj 'nût
ALI-
MARDİN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 2995 306
Davacı Hazine vekıli Av. Sevda Akalay tarafmdan davalılar Yusuf Demir ve arkadaşlan aleyhıne açılan kal davasında; Davalı Meh-
met Paşaoğlu mırasçılanndan Nurhan Paşaoğlu (Ipekşen) ile Gülseren Paşaoğlu'nun (Baş) adresleri meçhul olduğundan adlanna ilanen
tebligat yapılmasına karar verilmiştir. Davacı Mardın Hazine-i Maliye tarafından açılan Mardin Savurkapı Mahallesi Sağlık Bakanlı-
ğı'na, Devlet Hastanesi olarak tahsis edilen ada: 231. parsel: 1 sayılı taşınmazın batı tarafinda davalılar tarafmdan 1026 m2'Iik kısım
üzerine ev yaptırmak suretıyle ışgal ettiklennden bahısle açılan kal davasının duruşması 2.5.2002 günü saat 09.00'a bırakılmıştır. Meh-
met Paşaoğlu mirasçılan olan davalılardan Nurhan Paşaoğlu (tpekşen) ile Gülseren Paşaoğlu (Baş) belırtilen duruşma gün ve saatinde
mahkemede hazır bulunmalan ya da kendılerini bir vekille temsil ettirmeleri. aksi takdirde duruşmanın yokluklannda yapılarak karar
verileceğı dava dilekçesi tebliği yerine kaım olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 19151
PANO
DENİZ KAVUKÇUOGLU
Bir Otel Odasından...
Bu yazıyı cumartesi sabahı gün ağanrken Iz-
mir'de bir otel odasında yazıyorum... Pencere-
si karşıdaki başka bir otelin çatısındaki geniş te-
rasa bakan odam otelin sekizinci katında. Te-
rasın bir köşesinde büyükçe bir köpek kulübe-
si var. Kapısı açık duran kulübede iri bir anne
köpekle henüz üç dört aylık minik yavruları ya-
şıyor. Iki gündür olanak buldukça onları seyre-
diyorum. Yavru köpekler ara vermeksizin çise-
leyen yağmurun altında oynamayı, ıslaktaşze-
minin üzerinde küçük havlamalarla birbirlerine
dalaşmayı çok seviyorlar. Anne ise kaygılı, ara-
da bir kulübeden çıkıp tüyleri sırılsıklam olmuş
yavrulannı kulübeye sokmaya çalışıyor. Otelde
artık kullanılmayan çeşitli eşyalann gelişigüzel
konulduğu teras, köpeklerin boylannın erişe-
meyeceği yükseklikte bir duvarla çevrili. Yavru-
lar o duvann arkasındaki dünyayı tanımıyoriar.
Hiç görmemişler. Yalnızca aşağıdan geçen oto-
büslerin, kamyonlann, otomobillerin çıkardık-
ları, yukanya doğru yükseldikçe bir uğultuya
dönüşen, trafik yoğunlaştıkça artan, bir süre
sonra insan kulağı için dayanılmaz ölçülere va-
ran sesleri duyuyorlar. Dünyaya gözlerini açtık-
lan günden beri duydukları bu seslere alışmış-
lar. Aldırmıyorlar. Ama bu seslere bir korna, fren
ya da siren sesi karıştığında oyunlarına ara ve-
riyorlar, kulaklarını dikip dikkatle dinliyorlar. Bu
"aykın" sesleri çözmeye, çok sık duymadıklan
bu seslere bir anlam vermeye çalışıyorlar...
Otel görevlisi bir genç köpeklere yiyecek ge-
tiriyor. Uzun saplı bir faraşla onların kakalannı
topluyor. O delikanlı belki de yavru köpeklerin
gördükleri, tanıdıkları tek insan. Hatta arada bir
terastaki eşyalann üzerine konup, yiyecek tas-
larından bir şeyler aşırmak için fırsat kollayan
güvercinlerin dışında karşılaştıkları tek canlı...
Yavrular onu görünce sevinçten havaya zıplıyor-
lar, dişleriyle paçalarını çekiştiriyorlar. okşan-
mak, sevilmek için binbir şirinlik yapıyorlar. Ço-
cuk yere çömeliyor, önce anne köpeği, sonra o-
nun dikkatli bakışları altında yavrulannı tek tek
okşuyor... Giderken, anne de, yavrulan da ka-
pıya kadar peşinden geliyortar, onu uğurluyor-
lar...
Pencereden çekilip yeniden bilgisayanma dö-
nüyorum... Yazımı yazıp gazeteye gönderdikten
sonra Kültür Park'a, Kitap Fuan'na gideceğim.
Fuarı bu yıl Izmir Büyükşehir Belediye Başkanı
Ahmet Piriştina ile birlikte Çocuk Yazarlar Ya-
rışması'nda ödül alan on sekiz küçük yazar açı-
yor... Dünyada çekilen bunca acıların, yaşanan
bunca kötülüklerin arasında parlayan umut ışık-
ları da var... Siz bu yazıyı okurken binlerce Iz-
mirli, fuarı gezmiş olacak... Yüzün üzerindeya-
yınevinin sunduğu onbinlerce kitabın, onbinler-
ce kitapseverin arasında dolu dolu bir dokuz
gün geçireceğim Izmir'de... Renkli, ışıklı, aydın-
lıkyüzlergöreceğim. Dostlarımla buluşacağım.
Dokuz gün boyunca değerli yazarlarımız yapıt-
lannı imzalayacaklar, okurianyla söyleşecekler...
Açıkoturumlarda, konferanslarda dünyayı, Tür-
kiye'yi, insanı, hayatı anlatacaklar. Dünyaya,
Türkiye'ye, insana ve hayata dair umutlanmızı
yeşertecekler, güçlendirecekler...
Yarın sabah erkenden çıkıp, Hikmet Çetin-
kaya'nın gözüyle Kordon'u dolaşacağım... Ne
yalan söyleyeyim. her okuduğumda imreniyo-
rum onun aşk dolu lyonya yazılarına... Sonra
dönüp penceremden, karşı terastaki, ilk bakış-
ta insana "eğlenceli" gibi gelen. ama düşün-
dükçe hayatları insanı hüzünlendiren yavru kö-
pekleri seyredeceğim...
Yazımı bu kez kendim göndereceğim gaze-
teye...Geçen yazımı yolaçıkarken iletiversindi-
ye bir arkadaşımın bilgisayarına "emanet" et-
miştim... Önce yanlış bir yazı gitmiş, sonra da
doğrusu... Ama bu arada da "doğru" yazının
Oktay Akbal ağabeyin, Ali Sirmen, Mine Kı-
nkkanat dostlanmın, "Evrenyazıları"nüan söz
ettiğim koca bir paragrafı bilışim-iletişim tekno-
lojisinin azizliğine uğramış... Başta Can Yayın-
ları'nın Genel Müdürü ilknur Özdemir olmak
üzere birçok dostumdan uyarı geldi... Özür di-
lemekten başka bir şey gelmıyor elimden...
Izmir'de bir otel odasından...
e-posta: dkavukcuoglu" superonline..com
Faks:0212-723 84 97
B U L M A C A SEDATYAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/Yeşille laci-
vert arası
renk. II Bir
ilimiz... Er-
den ça\Tişa
kadar olan as-
kerlere veri-
len ad. 3/ Iki
simetrik oda-
ğı olan kapalı
eğri... Bilecik
ilindeki bir
dağın adı. 4/Denizci-
likte "'temiz. düzgün.
derli toplu" anlamın-
da kullanılan söz-
cük... Şarkı. türkü. 5/
Hıristiyanlıkta, insa-
nın Tann'ya ve baş-
ka insanlara duydu-
ğuna inanılan doğa-
üstü aşk. 6/Bir nota...
Duyuru. 7/Temel, e- 9
sas... Görünüşe göre olacağı sanılan. 8/Hint müzi-
ğine özgü telli bir çalgı... Eski Mısırlılann kutsal
saydüdan öküz. 9/ Kovuca kırmızı, kiremitrengi.
YUKAMDAN AŞAGIYA:
1/Dâhi... Bakla içiyle yapılan zeytinyağlı yemek.
2/Akciğerleri dinlerken hekimin duyduğu patolo-
jik ses... Uzun tüylü bir köpek cinsi. 3 / " — Köp-
rüsü": \\o Andriç'in romanı... Yaşanmış olaylann
anlatıldığı yazı türü. 4/Ava alıştınlmayan bir tür do-
ğan... Eski dilde su. 5/Dolmakalem. 6/Berilyum
elementininsimgesi... "Mahmut—": Güreşçimiz.
7/Bir etkinliğin geçici olarak durdurulduğu süre...
Rusya'da, Karadeniz kıyısında bir plaj kenti. 8/
Kimse, kişi... ZiUfii Ljvanefi nın bir fılmi. 9/ Gü-
zel koku... Hararet.