17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 NİSAN 2002 PA2AR 14 KULTUR [email protected] Atatürk portresiyle tanınan ressam Feyhaman Duran'ın evi müzeye dönüştürüldü Herkese açıkbirsanateviOZLEM ALTUNOK 1970'te kaybettiğimiz ressam Fey- fıaman Duran ve eşi ressam Güzin Duran'ın yaşadıklan ve daha sonra 1962de Istanbul Üniversitesi "ne ba- fışlamış olduklan ev, 2001 Hazira- m'ndan bu yana müze olarak hiz- met veriyor. Ev ve atölye olmak üzere iki birim- den oluşan Feyhaman Duran Kültür ve Sanat Evi, küçük gruplara yöne- lık sanat etkjnliklerine. ara$tırmacı. öğrenci ve tüm ilgihlere açık bır şe- kilde Istanbul Üniversitesi Güzel Sa- natlar Bölümü Başkanlığı kontro- lünde F. Deniz Özden ve yardımcısı Dr. Gülser Serper tarafindan yöne- tıliyor. Manzara. natürmort. portre dallannda çalışan ve Türk resim sa- natına portre ressamlıgını yerleştiren. Atatürk portresiyle ünlenen ressam Feyhaman Duran'ın evi, fstanbul Üniversitesi merkez binası yakının- da, Nadir Eserler Kütüphanesi arka- smda, Sosyal Bilimler Enstirüsü ile Iktisat Fakültesi binalannın arasın- dan girilen meydancıkta bulunuyor. Yaklaşık 400 tahto Ressamın, eşı Güzin Duran'la ya- şadığı haliyle, içindeki koleksiyon ve eşyalarla günümüze gelen evi, XX. yüzyıhn başlannda gelenekle- rine bağlı olmakla bırlikte Batı kül- türünü de özümsemiş orta halli bir sanatçı ailesinin doğal yaşam orta- mını, atmosferini sunuyor. Istanbul Üniversitesi 'ne bagişlanan evin bah- çesinde 193O"larda yaptınlan iki kat- lı, kâgir bir de atölye binası yer alı- yor. Atölyede ıse Duran'ın çalışma ortamı, yaptığı resımlerden örnekler ve çeşitli resim malzemeleri korun- muş şekilde yer alıyor. Atölyenin alt katı ıse depo ve ar- şiv olarak kullanılıyor. Feyhaman Duran'ın 400'e yakın tablosu, de- poda kısa bir süre sonra sergi lenmek üzere korunuyor. Koleksiyondan se- çilecek, ressamın farklı tarihlere ve sanat dönemlerine ait yapıtlar, be- lirli bir düzenleme içerisinde dönü- şümlü olarak atölye bölümünde ser- gilenecek. Güzin Duran'ın büyükbabası, ün- Ki hattat YahyaHiıniEfendfye (1833- 1907) aıt olan ev, zamanında Istan- bul Üniversıtesı'ne mensup bırçok öğ- retim üyesi ve sanatçının uğrak yeri olur. Üniversiteden ilgı ve destek gö- ren sanatçı, başta rektörlük binası olmak üzere üniversitenin birçok bi- rimlerinde asılı olan öğretım üyesi portrelerinin de yaratıcısı olur. Fey- haman Duran Evi 'nin üniversıteye in- tikali ve yapılan çalışmalann geç- mişi, eşi Güzin Duran'ın 1981 *de ölümüne davanıvor. Güzin Duran'ın ölümünden sonra intikal işleri ve hu- kuki prosedür yürür. ev - atölye ve eşyalardır. Mahkeme karan kesin- leştiginde projeler çerçevesinde de- gerlendinlmek üzere Prof. Dr. Nur- han Atasov a zırrunetlenir. Haziran 2001 'de başlatılan çahşmalar sonu- cu ziyarete açılan ev ve atölyenin iş- lerlik kazanması ve çağdaş müzeci- lik anlayışına uygun bir hale gelme- siyle ilgili çalışmalarsa hâlâ sürü- eyhaman Duran 'ın, eşi Güzin Duran la yaşadığı haliyle, içindeki koleksiyon ve eşyalarla günümüze gelen evi, XX. yüzyıhn başlannda geleneklerine bağlı olmakla birlikte Batı kültürünü de özümsemiş orta halli bir sanatçı ailesinin doğal yaşam ortamını. atmosferini sunuyor. yor. Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fa- kültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bö- lümü öğretim üyelerinden oluşan bir araştırma ekıbi ve Güzel Sanatlar Bölümü elemanlan tarafindan yürü- tülen çalışmalar sonucu, eve ve atöl- yeye ait eşyalann, tablolann siyah be- yaz ve renkli fotoğraflan çekilir, özel- likleri tespit edilmiş bilgiler 15 cilt- lik bir envanter ıçinde toplanır. Da- Feyhaman Duran tkinci kuşak ressamlarm temsilcisi 1883'te Sanay-i Nefıse'nin kunılması sonrasında 1908'te Pans'e giden sanatçılar grubu ıçinde yer alan Feyhaman Duran; Halil Paşa, Sami Yetik, Ruhi Ard, Avni Lifij. tbrahim Çalh, Hikmet Onat'ın da aralannda bulundugu ressamlarla birlikte 1914'te I. Dünya Savaşı'nın patlak vermesıyle yurda çağnlırlar. Duran, 1909- 1914yılları arasında Paris'te d'Ecole National Supeneur des Beaux - Arts'da (Ulusal Güzel Sanatlar Yüksekokulu) Fernand - Anne Piestre Cormon ve Academıe Julıan'de Jean - Paul Laurens'ın öğrencısı oldu. Türk resminde ikinci kuşak ressamlannın temsilcisi olarak karşımıza çıkan Feyhaman Duran, çağdaş portre sanatıru, Batı resim anlayışında portreciliğe bağlayan önemli bir ressamdır. Portre dışında, peyzaj, natürmort resimleri de yapan sanatçı, resim dışında hat sanatıyla da uğraşmıştır. 1970 yılında kaybettiğimiz sanatçının İcendı evındeki koleksıyonu dışında Istanbul, Ankara, Izmir resim ve heykel müzelerinde, Topkapı Sarayı, Istanbul Deniz Müzesi'nde ve birçok banka ve özel koleksiyonlarda çok sayıda yapıtı bulunmaktadır. ha sonra, Istanbul Üniversitesi Rek- törlüğü tarafindan Araştırma Fonu desteklı Güdümlü Projeler ile uzun süre beklemede kalan ev ve atölye- nin restorasyonu süratlendinlerek 2001 yılı içinde tamamlanır, yöner- gesi hazırlanıp eşyalan onanlarak aslına uygun biçimde düzenlenir. (Ayrıntılı bilgi: Feyhaman Duran Kiiltür ve Sanat Evi Tel&Fax: 0212 522 53 34) BÜYÜK ŞAİRÎ GENÇLERIN BİLÎNCÎNE TAŞIYOR Tanilli Nazım 7a Anadolu 'da IŞ1K KANSL fifcret Kız-ılok 22 Nisan 2002 Pazartesi • 20.30 • AKM (Büyük Salon) eliRe t>et*(irvi9 • İsvviail H. t>e**u'rcîoş((4 jertap Lrener • Grnp 6ün<ioqarken Arscn (r£trz.«*p • E-tvu'n İ^üj M.F.Ö- • Sületıt Ortaçyil Mntln d<tewı'5 • 0\ca\jto ÖnAzr /\\?er ÖZ*ca.n • Vednt Jafctofan . — ^ 1 7 , 'isviCRE HASTANESİ (BanVltJ Cumhuriyef ANKARA - Günü bilmek, günü yaşamak başka; iyimser olmak akarsu gibi, başka! Server Tanilli, "Düpedüz" diyor, "Düpedüz, karanlık bir dönemden geçiyoruz. Ama iyimserlik gerek; karanlığı tanımlamak. onu aşmak için? Server Tanilli'nin ınsan sesi, Nâzım'ın ınsancı sesine "resital" oluyor: "Dövüşmek, yeni bir âlem için.-" O bildik kısrağına biniyor Nâzım dıli, tek tek ağaçların sürgünlerinden ormana \anyor. Tanilli şıırokuyor... Bozkır mıdır Anadolu? Susar mı hep 9 Başkaldırmaz mı hiç yabana? Nâzım "dan alır sözü, birikimini katar Tanilli. götürür dinleyeni 15. yüzyıl başına. Serez çarşısına... Bir ip, yağlı urgandır zorbalık, destandır oysa Şeyh Bedreddin. İnsan eline yazılan şiiri yorumlar Tanilli, Nâzım'm özlemı olur. ellerini yankı vadisi yapar, çarpar çağnyı uzakiara: "Mehmet, Mehmet, MehmeL»" Server Tanilli, Nazun'ın ilke ve şiirlerini tüm Türkiye'ye taşıyor. Server Tanilli, Ankara'da Atılım Üniversitesi'nde, SBF'de, um:ag'da gençlerin bilincinde Nâzım'ı uyandırdı; uyandıracak Izmir'de. Isparta'da, Bursa'da. Bahkesir'de, Bandırma'da, .\ntalya'da... "Benim bir yanım Köy Enstıtülüdür" dıye tanımlar kendini Tanilli. "Ben kitaplardan ögrenmedim eşitliği, çocukluğumda yaşadım" der. Cıla\aız Köy Enstirüsü'nde ahır bile süpürmüşlüğü vardır çocukluğunda. Ondandır, 17 Nisan Köy Enstitüleri BayTamı 'nı kutlayacaktır Eskişehir Çifteler'de... Yıllar öncesinde Van'da bir ağaç altında Vlctor Hugo'nun "SefiUer r 'ini okuyup ezilenlerin yanına geçen Sener Tanilli, Nâzım'ı taşıyor cebinde, dö\-üşüyor "yeni bir âlem" için... Karamsarlığın tamtamlannı bastmyor, insan sesi ile. Farkında mısınız bilmem, Tanılli, Nâzım'ın ceviz ağacmı Türkiye'ye taşıyor... FRANSIZ ROCK'INA YÖN ÇtZEN TOPLULUK 12 NÎSAN^DA GELİYOR Maslak Venue'de 4 Noir Desir' konseri Bilet Satış: AKM - Cumhuriyet Kitap Kuliibü (Taksim) Bilgi için: 0216 575 26 66 • 0212 251 56 00 - 0212 252 38 81 Kültür Servisi - Fransız rock mü- ziğine yepyeni bir yön çizen ve son albümlen 'Desvisages,desfigures' ile dünya çapında ilgı gören grup Noir Desir, 12 Nisan'da Maslak Venue'de Efes Dark sponsorlugunda konser verecek. Grup, gitar ve \'okalde Bert- rand Canta. dav ulda Denis Barthe, gitarda Serge Te\r ssot Gav\ basta Je- an PaulRoy ve keyboardda Christop- he Perruchi'den oluşuyor Tutku \e içgüdüyle yoğrulan ilk dört albüm- leri 'Veuillez render l'ame A qui elle appartient', 'Du ciment sous les pla- ines', 'Tostakv' ve '666.667 Club' ile Fransız rock'ırun rotasını değiştiren Noir Desır, yenılikçi ve anlam yük- lü şarkı sözleri, rezonansia tınlayan ses yapısı ve zorlama, doğruluk ve v ahşet konulanndald ödünsüz, yep- yeni yaklaşımlanyla müziğinı zengin- leştırdı. Müzik geçmişlerini elektro- nik ortamda yeniden şekillendirdik- len bir sonrakı albümü k One trip, oneNoise'da, sampler'ın çılgınlığın- da caz, blues. dubbing ve senfoni ka- nşırru parçalar yer alıyor. Müziğin- de büyük etkılerbırakan bu albümün ardından grup, 'Des Vlsages, des fi- gures' adlı albümünü Marakeş, Ni- mes, Lyon ve New York'takı çeşitli konserlerde kavdetti. OKUMALAMBASI EİVİS BATUR Ara Gülen'in Sırrı XX. yüzyılı adım adım katedecek bir kültür tarih- çisinin, Türkiye'yi gözlemlerken keşfetmekte ge- cikmeyeceği bir özellik, yazarlarımızın ve sanatçı- lanmızın içekapanıklıkları olacaktır: Gerçekten de, bır elin parmak sayısını aşmayan kişiyı ayıracak olur- sak, edebıyatçılarımız da, sanat adamianmız da, evrensel düzlemin gerektirdiği açılımı gerçekleşti- rememiş, "mahalle"s\ri\r\ sınırlannın dışına pek çı- kamamıştır. O bir avuç insanın başında, hiç şüp- hesiz, Ara Güler geliyor: Şehrinin, ülkesinin en üc- ra köşelerine dek uzandığını, en büyük tarihsel ki- şıliklerden en uç toplumsal tabakalann temsilcile- rine dek objektifinı her noktaya bir namlu gibi çe- virdiğini gördüğümüz, bildiğimiz bu öze\ usta, Dün- ya'ya da aynı merak, gözüpeklik, had hudut tanı- mayan bır ilgiyle açılmıştı: "Yeryüzünde Yedi Iz", işte bu genişlemenın sıradışı sonuçlarını karşımı- za diken bır çalışma -çağımız düşüncesine, ede- biyatına, sanatına derin izler kazımış, yedı ulaşıl- ması güç yaratıcıyla Ara Guler'in kurduğu diyalog- ian belgeliyor kitap: Bertrand Russell, Pablo Pi- casso, Sarvador Oali, Tennessee VVilliams, Març Chagail, Louis Aragon ve William Saroyan: Büs- bütun ayrıksı bir antoloji. Ara Guler'in artık onu yakından tanıyanların da, çalışmalannı izlemış, tanımış olanlann da 1yi bildik- lerini sandığım biryanı, kendisini ve '7ş"inı konum- lama- tanımlama biçımidir: öteden ben, Fotoğra- fı, makıneleri aracılığıyla yaptığı sayısız çalışmayı tek bir merkez, tek bir tanım denemesinde topla- mıştır: "Ben bir foto muhabıriyim" yaklaşımını be- nımsemış, "sanat"tan söz edildiğı an kendi konu- munu, kendi kendisini koyuş biçimini anımsatmış, hatta dayatmıştır. Bu duruşu yapay bir alçakgönüllülükle eşdeğer bulmak, yanılgılann büyüğü olur: Ara Güler, "röpor- taj" kavramını seçer ve kullanırken, onu bir biçim- de hafifseyen çevreterin hazırdeğeryargılarını sal- lamayı başarmış, elde ettiği sonuçlann niteliğiyle "röportaj" türüne daha ciddi bir perspektiften ba- kılmasını sağlamıştır. Sahiden de çağın en sağ- lam, zorlu ifade aianlanndan, sanatlarından bıridır "röportaj"; kitle iletişim araçlannın devreye girdiği XIX. yüzyıldan başlayarak, bir buçuk yüzyılı aşkın bir süredir, büyük yazarların ve sanatçıların kayıt- sız kalamadıklan, bırakın kayrtsız kalmayı, cazıbe alanına sık sık gırdikleri bır gerçeği kuşatma yolu olmuştur. Ara Güler, Doğa'dan Insan'a, Insan'dan Top- lum'a, "Olay"dan "Olgu"ya, Türkıye'nin bir ucun- dan Yeryüzü'nün bir başka ucuna sayısız röportaj gerçekleştirdi ve onları yekpâre bir bütünlüğün, soluklu bir yapıtın ana eksenine yerleştırdi. Pek çok "ilk"\ onun objektifi aracılığıyla gördük, tanı- dık. Tanımak fiilinden söz etmişken, Ara Guler'in, aç birZaman Makinası'nın öğüttüğü bır çağın ön- de gelen tanıklanndan biri olarak önümüzde dur- duğunu eklemek gerekir. "Yeryüzünde Yedı Iz", geniş bir zaman dilimine, geniş bır coğrafyaya yayılan bu serüvenın can alı- cı duraklanndan biri. Efsane katına çıkmış, yanla- rına ancak bir avuç yakınının sokulabilme olanağı- nı bulduğu, hemen herkesın uzaktan siluetlerıni ta- nıma eşiğınde kaldığı, kalakaldığı bu insanlar Ara Güler'e mahrem boyutlarını açtılarsa, röportaj "£>ey"inin bir hüneri, bır sırn, bir ayrıcalığı olduğu ıçindı: Kırk yılın başı görünmeyi, görülmeyi kabul ettiklerinde, onlar için, kendilerinı kımin, nasıl gös- tereceğı önemliydi. Pek çok dilde pek çok kitabıyla raflanmızda Ara Güler, ama "Yeryüzünde Yedilz"de ayırtcı bir özel- lik gözleniyon Kurduğu her diyaloğu, yazı ve gö- rüntü kefelerinden oluşan şahsi bir teraziye yerleş- tiriyor, böylelıkle sımsıkı bir "röportaj kurma der- si" veriyor -gene de öyle bır ustalık ki bu, ana gi- zıni kendinde tutmayı başarıyor-. "Yeryüzünde Yedı Iz", röportaj edebiyatının, sanatının doruk örneklerınden biri. Ooğuş Üniversitesi Sinema • KüJtür Servisi - Kadıköy Doğuş Üniversitesi Edebiyat Kulübü'nün II. Sinema Günleri, Ahmet Utlu'nun 'Doğanın Çocuklan' adlı kısa metrajlı belgesel fılmi ile başladı. Sinema Günleri kapsamında Avni AJtyoI Amfisinde, 10 Nisan'da Hasan Özgen'in 'Kontraslann Armonisi*. 12 Nisan'da 'Sessizliğin Bin Rengi' ve 15 Nisan'da da Kadıköy Belediyesi'nin hazırladığı 'Kalkedon'dan Kadıköy'e' adlı filmler ızlenebilecek. (021632^ 11 04) BUGUN • BEKSAVda saat 13.00'te 'Bütün Boyııtiarrvla Nâzım Hikmet Ran' sempozvumu. (0216 349 91 55) • BART1N KÜLTÜREVİ'nde '8. Bartm Tîyatro Festhaü' kapsaamında saat 20.00'de Anadolu Ünhersitesi Devlet Konservatuvan Sahne Sanatian Bölümü'nün "Bende Kalanlar' adlı oyunu. (0 378 22742 44) • ORTAKÖY AFİFE JALE SAHNEStnde saat 18.00'de Fransız 'KameKa' tiyatro toplulugunun 'M'm Tüe' (Beni Seviyor musun?) adlı oyunu. (0 212 260 02 16) • NAZIMKULTÜREVt'nde saat 16.00'da Grup AJbaz'ın dinletisi. (0 212 245 04 81) • BEYOĞLUMEPHISTOKİTABEVt"nde saat 14.00 - 16.00 arası Doğan Cüceloğlu kitaplannı imzalayacak. (0212 249 06 87) I. ULUSLARARASI GENÇLİK VE SİNEMA ŞENLİĞİ'IVDE SON GÜN • AKMde saat 14 OO'te 'Hayat Güzeklir' filminin gösterimi. (0 212 251 56 00) • BtLGI ÜNTVERStTESİ'nde saat 14.00te Samira MakhmalbaTın 'Kara Tahta' filminin gösterimi. (0 212 293 50 10) • TARIK ZAFER TUNAYA KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 14.00, 16.30, 19.30'da 'BiDy EDiot' filminin gösterimi. (0 2İ2 317 77 00) • IŞSAJSAT'ta saat 16.00'da ödül töreni, saat 16.30'da 'En lyi Fîlm'in göstenmi. (0 212 316 00 00)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle