19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 ARAUK 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK ÎSÎAN3UL 2FENDÎ5İ A3DÜLCAN3AZ' KACSRAIA2I IEKMİ1Î 3ÎBDSN Olî>M Ç.LJHUİ*. YAJCMAK ÜZERE, Dl$,AW>A VE BHHUR. ONA "DEp! Gelenelder, yenflflder Hong Kong'daki modern tapınaklar yani bankalar. Aynı zamanda mimari şaheserler ZEYNEP ORAL H ong- Kong'da bulunan bu gökdelen or- manında tüm mirnari şaheserlere de- ğinmeye olanak yok. Ancak en ünlü ikisinden söz etmeden geçemem: Her iki yapı da banka. Buna şaşmamak ge- rek. Eğer Hong- Kong' un tannsı paraysa, ma- bedi ya da tapınağı da elbet bankalar olacak! Bunlardan biri Çin asılh Amerikah mimar LM. Peinin şaheseri: "Çin BankasT Granit bir temel üzerinde. mavi cam ve çelik sütun- larla zikzak çizerek keskin ve sert dönüşlerle göge yükseliyor. Daha doğrusu şimşek gibi gö- ğü yanyor. 72 katlı ama çok daha yüksek gö- rünüyor, çünkü tepesinde bıçak sırtından fark- sız iki çelik anten daha da yükseliyor. Yalnız Hong-Kong'un değil, Asya'nın en yüksek ya- pısı diyorlar. (Yükseklik 315 metreymiş) Bir başka mimari şaheser, ünlü îngiliz mi- mar Sir Norman Foster'in " Hong-Kong ve Şanghay Bankası" Burada köprülere özgü bir teknik kullanılmış. iki kule arasında, yapının dışındaki çelik makaslara katlar asılıvermiş. Katlar arasında içeride taşıyıcı duvar yok. Içe- ride sonsıız bir ışık, aydınhk, ferahlık... Her iki yapıda da "Feng Shui" kurallan uy- gulanmış. "Feng Shui" Işte geldik o tılsımlı, büyülü sözcüklere! "Feng Shui". (Çinliler, "Fung Sui" diyor.) Meğer bızde de bu işin ne çok meraklısı varmış. Herkes evini, işyerini "Feng Shui" kurallanna göre yerleştirip bir an önce para, mal, mülk, şan şöhret sahibi olmak istiyor an- laşılan... Ancak bunun bir yaşam biçimı oldu- ğunu ka\Tayan pek yok! "Feng Shui", "rüzgâr ve su" anlamına ge- len iki sözcük. Üç bin yıldır insanla doğa güç- leri arasında uyum sağlamayı öğreten bir Çin öğretisi. Madem Hong-Kong'dayım, bu işi hocasın- dan öğreneyim dedim ve kalktım Feng Shui dersine gittim. Üstat, doktor, fizyolojist Bay Akx Yiı'nun bir odahk dershanesinde 30 kişı kadanz. Sa- fi kulak kesilmiş dinliyoruz. Uyum, insanın içindeki, doğanın içindeki ve Jıer şeyüı ama her şeyin içindeki zıt ama bir- birini tamamlayan enerji akımlannın, yani "Yin" ve "Yang"ın dengesindeydi. Bu dengeyi sağlamakta "Çi"ye önemli bir görev düşüyordu. "Çi", yani enerji ya da ya- şamsal güç akımı. tşte Yin ve Yang dengemizi bulmak, Çi'yi, zehirli oklardan, sert köşelerden, önüne çıkan barikatlardan, engellerden, hapsolup tıkana- cağı, tutsak olacağı deliklerden, hücrelerden kurtanp, güçlü ama yumuşak kavislerle akı- şını sağlamak için ne gerekiyorsa hoca bize anlattı, ben de uzun uzun not tuttum. Evreni oluşturan beş element (Toprak, ateş, su, me- tal, ahşap) iyi sayılar kötü sayılar, renkler ve yönler arasında dolanıp durdum. Ders ücreti İcarşılığında verdiği küçük kitapçığı da o gün bugün okuyorum, uygulamaya çahşıyorum, ama henüz hayatımda bir değişiklik olmadı. Özür dilerim oldu: Ders sonunda hoca "Siz öksürüyorsunuz" dedi. Evet, Kaçkar Dağla- n'nın karlı yaylalarından miras diye bir çırpı- da anlatıverdim. Sınıf boşalmıştı. Beni sını- ftn ortasına dikti. Gözlerimi kapadım. Elini ba- şımın üzerinde tuttu. Bir sıcaklık bir sıcaklık. Bir an düşecekmişim gibi geldi. Çünkü ayak- lanm yerde. bedenim bir ileri bir geri sallanıp dunıyor. "Korkmayın, düşmezsiniz" dedi. Korkmadım ve düşmedim. Gözlerimi açtım. O gün bugün öksürmüyorum. Bay Alex Yu. aynhrken, "Size her sabah Tai Çi yapmanızı öneririm" diyerek beni uğur- ladı. Bulutlara uzanmak Hong-Kong'da günler çok erken başhyor ve "Tai Çi" ile başhyor. Sabahın altısı, yedisi ve millet sokaklarda. Özellikle de yaşlılar... Kâh gruplar halinde Hong- Kong'u görmek için başh başına nedenlerden biri bence mimari şaheserier. Kente o eşsiz ufiık çizgisini veren, özeDikle Hong- Kong adasındaki gökdeknlen.. Öte yandan tapınaklar toplumsal yaşamın bir parçası. Bir yandan adak adayanlar, tütsü yakanlar. öte yandan uzmanhk alanlanna göre tannlara yakaranlan.. (altta) kâh tek başına Tai Çi (bir adı da gölge boksu) yapıyorlar. Ertesi sabah erkenden sokaktayım. Doğru kültür merkezinin önündeki parka yö- neliyorum. Yol boyunca koşanlan, yürüyen- leri, arka arka yürüyenleri (Yin Yang denge- si için çok iyiymiş) ve kuşlannı sabah gezin- tisine çıkarmış olanlan görüyonırn. Başka kentlerde millet köpeğini yürüyüşe çıkanr. Çinliler kafes içinde kuşlannı sabah gezinti- sine çıkanyorlar. Meydandayım. Tai Çin us- tası Bayan VVu'nun arkasında yerimi aldım. Bay Ng ona asistanlık yapıyor ve Çince söyledik- lerini tngilizceye çeviriyor. Tai Çi yalnız bedeni değil, aklı ve ruhu da rahatlatan (yine Yin ve Yang dengesi) çok yu- muşak hareketler. Benim en hoşuma giden, ha- reketlerden daha çok, Bayan Wu'nun o hare- ketleri tanımlamak, aklımızda kalmasını sağ- lamak için kullandığı sözcüklerdi. "Şimdi bir kadınm eH buhıtJara uzanıyor".. . (Dikkatinizi çekerim: Bayan VVu'nun arka- sında hem erkek hem kadınlar var...) "Şimdi birmarnkanatlannıaçtr.- "Şimdidebirkar- tal kanaüannı açü"~ "Şimdi ya\ r ve okla uzak- taki kaplanı hedef aldık... yayı çektik~ ok fir- ladT_ "Şimdi göldeki bir nüüferi okşuyoruz"_ "Şimdi bir ejderhaya bindik gidrjonız." Soranm size. güne böyle başlayan birinde sınir, öfke kalır mı hiç! Öfkeniz varsa bile, ej- derhadan kaplandan çıkarmış oldunuz, artık yeryüzüne ve çevrenize gülümseyerek baka- bilirsiniz. Celeneksel tapınaklarda Budizm, Taoculukve Konfiiçyüsçülük... Bu üç inanca ait altı yüz kadar tapınak olduğu söy- leniyor Hong-Kong'da... Tapınaklar toplum- sal yaşamın bir parçası. Bir yandan adak ada- yanlar, tütsü yakanlar, öte yandan uzmanlık alanlanna göre tannlara yakaranlar... Sınavı geç- mek için. hastahktan kurrulmak için, eş bul- mak için, vb. her birinin dua yeri ayn... He- men bunlann yanı başında kumar o>Tiayanlar, günlük gazetesini okuyanlar... Ölüleri ziyaret edenler. onlara çiçek, meyve, yiyecek sunan- lar... Wong Tai Sin Tapınağı, içine ve çevresine Budizm, Taoculuk ve Konfiiçyüsçülük™ Bu üç inanca ait altı yüz kadar tapınak olduğu söyleniyor Hong- Kong'da... yerleşmiş falcılanyla, dua okuyuculanyla, tıl- sım yazıcılan, tılsım bozuculanyla, uğurlu taş satanlanyla, kendi başına bir dünya. El falı- na, yüz falına, kâğıt falına. taş falına, çubuk falınabakılıyor... Benim favorim Man Mo Tapınağı. Man Sa- vaş Tannsı, MoEdebiyat Tannsı. Ikisibirara- da ne anyor diye şaşırmayın. Man, kötülük- lere savaş açmış bir tann. Elbet Mo'nun ya- nuıda yer alacak. Üstelik Mo yalnız edebiya- tı değil, tüm sanatlan da konımakla yüküm- lü. (Keşke Mo bizim buralara da uğrasa!) En çarpıcı tapınak ise Landau adasında. Yer- yüzünün en büyük Buda heykeli burada. Bir tepenin üzerinde 200 tonluk bronz bir Buda! Üç yüz basamağı tırmanmanıza değiyor. Ye- re bakan gözleriyle, sizi düşünmeye çağıran eüeriyle karşısmda kendinizi kanncadan kü- çük hissediyorsunuz. Fena olmuyor! Hong-Konglular kültürel kimliklerini arar- larken, geleceklerini öğrenmek için de bu ta- pınaklara koşuyor. Tütsüler yakarak, davula, gonga vurarak, tannlarla dertleşiyorlar. Türklye köprüsü Hong-Kong'a önceki gidişlerinde, uçak ana- karaya, kentin göbeğine, neredeyse evlerin arasınainerdı.Bukez üstelik THY ile 1998'de açılan yeni havaalanına indik. Landau Ada- sı'nda denizin toprakla doldurularak gerçek- leştirilen dillere destan havalimanına. (Ben Atatürk Havalimanı'na da hayranım. Bu ara- da bunu da belirtmeden geçemeyeceğim.) Havaalanlanna duyduğum özel ilgı nedeniy- le oraya da aynntılı bir gezi istedim. O da ger- çekleşti. Müdürlerden ChrisDonnoDey gözle- ri parlayarak her köşesini gezdirdi. Dev boyut- larda ama içinde kaybolmayacağmız, çok ay- dınhk ve insani bir alan. Güneşi. rüzgân ke- sen, tayfuna dayanıklı özel camlar... Hong- Kong Güzel Sanatlar Müzesi'nden getirilmiş sanat eserleri... Havalimanından çok, rahat bir oturma odası havasında... Yılda 45 milyon yolculuk kapasitesi var. Ileride 63 milyona çı- kacakmış. Denizi toprakla doldurma işini ve taş kes- me>i Avustrâlyalılar; inşaatı Japon- tngiliz-Çin şirketleri, bağlantı yol ve demiryollannı Al- manlar üstlenmiş. (Alanın yüzde 75'i deniz- den kazanılmış topraklarda) Granit bloklar Is- panya'dan. öteki taşlar Güney Afrika'dan, ha- lılar Ingiltere'den gelmiş. Türkiye'den bir şey yok mu dedim. Chris dü- şündü, düşündü bulamadı. Beni en etkileyen havalimanını, Landau Adası'nı anakakaraya bağlayan, yine Norman Foster tarafindan dizayn edilmiş köprüler zin- ciri oldu. Dünyanın en uzun yol ve ray siste- mi asma köprüsü. Uzunluğu 2.2 kilometre. Köprü mü dedim! Belki de adayla anakara arasında kanatlannı açmış bir martı. 2001 yıhndaekonomikkrize, 11 Eylül'e, Af- ganistan'ın bombalanmasına karşın, Hong Kong turizmindeki yüzde beşlik artışta hiç kuşkusuz bu havalimanının da rolü büyük. Hong Kong, yılda 14 milyonu aşkın turist alıyor. Yansından çoğu anakara Çin, Tayvan ve Japonya'dan. îngiliz hegemonyası döne- minden başlayan Çinlilere ziyaretçi kotası, birleşmeden sonra düşürülmüş ve geçen yıl tüm- den kaldınlmış. 2001 yılırun turizm geliri 8 mil- yar dolar. Hong-Kong"daki Türkiye Başkonsolosu En- gin Yazıcıoğlu, THY'nüı Hong Kong seferle- rini başlatmasıyla (haftanın iki günü sefer var) Çin'den ve Hong-Kong'dan Türkiye'ye yöne- lecek turizm potansiyelini vurgulamadan ede- miyor. Nitekim Yazıcıoğlu, kollan sıvamış, ticari ve kültürel ilişkilerin yanı sıra bu yolda da girişimlerde bulunuyor. Hong-Kong'un en popüler gazeteleri "South China Morning Pöst" olsun, "The Standart" olsun boy boy En- gin Yazıcıoğlu'nun demeçleri ve Türkiye'ye ilişkin yayınlarla dolu. Bu fırsatı değerlendir- mekbize düşüyor. Bir Hong-Kong gezisi daha sona erdi. Sona ermeyen, renklerin, seslerin, kokulann, görüntü karmaşasının ve gülümseyen insanlann geride bıraktığı sonsuz tatlar... ÎİTTİ GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİIVÇ Hahatça Ölebilirsin' Bayram günlennde, insanlann dertlenni duyum- samalarını bıraz olsun erteletebilecek konulara yer verilmesi, ustalarımızın meslek tercıhleri arasında yer almıştı. Biz de, onlann ızinden gitme yanlısı olarak gele- neği sürdürme niyetimizi koruyoruz. Ama, anlaşılıyor ki, günlük dertler, bayram tatili dı- şındaki günlerde yazılınca, fazlalığından olsa gerek, pek ciddiye alınmıyor. Ya da gözden kaçırma olası- lığı ağır basıyor. Bu yüzden geleneğin dışınaçıkıp, belki okunur da ilgilenilir diye önemli bir derdi yazmaya kalkıştık. • • • Türkiye nüfusunun yaklaşık yansı, yanı 31 milyon kişi, Sosyal Sigortalar Kurumu'nun şemsiyesı altın- dadır. Ancak kurum, siyasal tercihlerin de ağır bastığı yö- netimler nedeniyle tıkanma noktasına gelmiştir. Top- lanılan primlerin değeriendırilmesindekı basiretsiz- liğin ceremesinin SSK üyelerine yıkılması sonucu- nu yaratan yöntemler, bir bir eyleme dönüştürül- mektedır. Devlet memurlanna 2002 yılında yapılan 75 milyon liralık iyileştirme katkısının, Emekli San- dığı üyesi emeklılerle dul ve yetimlerine yansıtıldığı bılinmektedir. Bu uygulama SSK emeklıleri ile Emekli Sandığı emeklileri arasındaki tavan uçurumunu 2 milyar li- raya yaklaşmıştır. İyileştirme katkısının SSK emeklilerine de yansı- tılması konusunda üçlü koalisyonun giderayak al- dığı karar, yenı iktidar tarafindan bir kbşeye atılmış- tır. SSK emeklileriyle dul ve yetimlerinin, aralık aylık- lannı iyileştirme katkılı alma beklentileri de hayal ol- muştur. SSK emeklilerine reva görülen tutum bununla da kalmamış, geçinme sorunlarına bir de sağlık soru- nu eklenmiştir. • • • SSK Genel Müdurlüğü, 23 Kasım 2002 günlü Res- mi Gazete'de yayımlanan ilaç talimatnamesi ile hem doktorlar arasında ayncalık yaratmış hem de veri- lecek ilaçlar konusunda sınırlamalar getırmiştir. Pratisyen doktorlara iki, uzman doktorlara beş gün yetecek dozda ilaç yazabılme yetkısi tanınmış- tır. Bir reçeteye yazılabilecek değişik ilaç sayısı da dörde indirilmiştir. Bu karar her iki alanda da tırpan- lama sonucunu doğurmuştur. SSK'nin doktor kadrosunun yaklaşık üçte birini pra- tisyen doktorlar oluşturmaktadır. SSK hastanesinin büyük bölümünün aynı zamanda eğitim hastanesi olarak örgütlenmiş olması, sakıncalan, semt polik- lınikleri ile dispanserlerin yanı sıra yataklı tedavi ku- rumlarını da taşımıştır. SSK'nin örgütlenmediği yeıieşim yerlerindeki hü- kümet tabiblerine verilen yetki ile hizmet sürdürül- düğüne göre, sıkıntının ülke çapında yaşandığını söylemek yanlış olmayacaktır. Çünkü hükümet ta- biblerinin önemli bir bölümünü de henüz uzmanlık aşamasına gelememiş pratisyen doktorlar oluştur- maktadır. Emeklilerin maaş kuyruklarından kurtanlacağı yo- lundaki paıiak nutuklar sonuç verse bile, SSK'lile- rin zaten yakınılan tedavi kuyruklarından kurtulma- sı bir yana, iki ya da beş günde bir yeniden kuyru- ğa girme zorunluğu ile karşı karşıya kaldığı ortada- dır. Pazartesi günü pratisyen doktordan iki günlük ilaç almış bir hasta, dün öğleye kadar işini hallede- memışse, bugünü de içine alan iki günlük ilacını sağlayabilmiştir. Peki cuma, cumartesi, pazar gün- leri nasıl ilaç alabilecektir? Aynı sorun, karşısmda uzman hekim bulabilenler için de geçertidır. Pazartesi günü aldığı beş günlük ilaç yüzünden cumartesi ve pazar günlerini ilaçsız geçirecektir. Türkiye ilk kez, insanlarına "Rahatça ölebilirsin" anlamına gelen bir uygulamanın geçerli olduğu bir bayram geçirecektir. Yanlışın vahametini fark edecek yetkililer umanz ki vardır. • • • Gönlünüzce geçireceğiniz bir Şeker Bayramı di- lerim. [email protected]. , Cumhuriyet | k 1 t » p 1 a r ı ÇAĞIN TANIĞI SÎNEMA YENİ ÇIKTI Insanoğlunun seruvenını >etkınlıkle tartışan yönetmenler ve oyuncular sinemada yerlerinı aldılar. alıyorlar Bu çalışma değişik açılarla sınemava değer katan. zengınleştıren bu insanlann döşûncelerini ve tanıklıklannı getınyor okura Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 ^ kitap kulübü (34334) Cagaloğlu-lstanbul Tel:(0212) 514 01 96\.ş. lu-ls MAÇKA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2002 236 Davalılar 1- Mustafa Durmuş. 2- Ayşe Dunnuş, 3- Kemal Durnıuş. 4- Ömer Durmuş. 5- Mevlüde (Meliha) Durmuş. 6- Mustafa Kemal Durmuş adlanna Maçka il- çesı. Oğulağaç Köyü, Kızılcık mevkimde kain 125 ada, 3 parselde ka>ıtlı 1063,23 m2 fındıklık, ada 125, parsel 10'da kayıth 678.16 m2 fındıklık. çalılık 125 ada. 8 par- selde kayıtlı 1120.19 M2 >oızolçümündeki tarla vasfın- dakı taşınmazlann tamamı DSt Genel Müdurlüğü tara- findan Atasu Barajı ve HES yapımı amacıyla toplam 17.213.020. 000 -TL kamulaştırma bedeli üzennden ka- mulaştınlacak olup. taraflann anlaşamaması üzerine da- vacı DSl Genel Müdurlüğü tarafindan davalılar aleyhine kamulaştırma bedelinın tespiti ve tescil davası açılmıştır. 2942 SY Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 SY ile deği- şik 10. maddesi gereğince ilan olunur. Basın: 62666
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle