19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 ARALIK 2002 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK kAPl NUMA PADÜHÜS? TA3ÎATLI- ÎSTA.N'Bli SFENDÎSÎ AEDÜLCAN3AZ.'- IN KARİKuLADE MAC'EHAIAEI oU4A.L4fc.5A,, AB kulübü öğrencileri için Türkiye'ye Kopenhag'da tarih verilmesi, en beklenmedik sonuç Avrupa, eğitimli nüfiıs ister• Türkiye'nin 2015'ten önce AB'ye giremeyeceğini düşünen MÜ öğrencileri, olumlu bir sonuç için siyasi ve ekonomik kriterlerin gerçekleştirilmesinin yanı sıra, 'eğitimli bir toplum yaratılmasmın' da şart olduğunu belirtiyorlar. İPEKYEZDANt Marmara Üniversitesi Avrupa Topluluğu Ens- titüsü'ne bağh Avrupa Birliği Çalışmalan Ku- lübü öğrencileri, Türkiye'nin 2015'ten önce AB'ye giremeyeceğini düşünüyor. Kopenhag Zirvesi'nden çıkan "'en beklenmedik sonucun" "Türkiye'yetarflıverflmesr olduğunu belirten öğ- renciler. Türkiye'nin siyasi ve ekonomik kriter- leri gerçekleştirmesinin yaru sıra "Eğitimlibir top- lum yaratmasının şart oiduğunıT belirtiyor. Ne AB'den yana, ne AB'ye karşı AB'nin Türkiye için getiri ve götürülerini bi- lünsel olarak araştırmak üzere kurulan AB ça- lışmalan kulübündeki öğrenciler, tavırlannın "Ne AB'den yana, ne de AB'ye karşı" olduğunu kay- dediyor. Amaçlannı "AB'nin Türkiye için getiri- lerini ve götürükrini bitimsel olarak ve objektif biçimde araşürmak" olduğunu ifade eden kulüp öğrencileri, düşünce gruplan oluşturarak hafta- nın iki günü "insan hakian, entegrasyon" gibi AB'ye ilişkin konu başlıklannı tartışıyor. Türki- ye'nin bundan sonra yapması gereken ilk şeyin demokratikleşme yönünde yapılan yasal değişik- likleri bir an önce uygulamaya geçirmek oldu- ğunu vurgulayan öğrenciler, AB kriterlerini ya- kalamanın zorunluluğuna işaret ediyor. Uluslararası Ilişkiler 4. sınıfögrencisi Murat Aşık, Kopenhag'dan önce zirveyle ilgili beklen- tilerin halka farklı şekilde sunulduğunu dile ge- tirerek şöyle diyor: "Bu donem tarihi bir döne- meç olarak sunuldu, ama üye olan diğer ülkeJere bakağmuzda müzakere tarihi abna sûrednin as- hnda öy1e çok da büyük bir başan olarak görül- Marmara Üniversitesi AB Kulübü öğrencilerioluşrurduklan düşünce gnıplannda Avrupa'yı tarbşıyor. mediğini anlryoruz. Ancakzirveden beklenmedik bir sonuç çıkn, o da Türkiye'ye müzakere tarihi verflmesiydL" AB 'ninTürkiye 'yi almaya kararverdiği takdir- de yılda 3^4 milyar Euro yardım vereceğinden do- layı üyeliğin geciktirildiğini söyleyen Aşık, "Bu AB için büyük bir mafiyet" diyor. 'İşkence hala sorun' Iktisat Fakültesi 3. sınıfögrencisi NBüfer Uçar ise Türkiye'ye Helsinki Zirvesi'nde tarih veril- mesinden sonra üç yıl boyunca hiçbir şey yapıl- madığına dikkat çekerek, "Ancak KopenhagZir- vesi yaklaşükça bir şeyler yapalım denfldT diye konuşuyor. Uluslararası Ilişkiler Bölümü 3. sınıf ögrencisi Esra Aras da işkenceyle ilgili bir sürü kanun bulunduğunu, ancak hiçbirinin uygulan- madığını söylüyor. Siyasi partiler konusunda da büyük eksiklikler olduğuna değinen Aras, "Se- çim Vasası'nı değiştinnek de yetmez, demokrasi bilinciniinsanlannkafasınasokmanızgerekiyor" şeklinde konuşuyor. Kulüp Başkanı, Uluslara- rası tlişkiler Bölümü 4. sınıfögrencisi BurcuÖz- demir ise Türldye'nin öncelikle eğitıme kaynak ayırması gerekriğine işaret ederek, "AB 60 mü- yonhık eghimH bir nüfiısu ister, ancak hiçbir vas- n olmayan, işsizlikten ne yapacağuıı şaşumış bir 60 müyonu tabii ki istetnez. Bizim yapmanuz ge- rekenbirincisi eğitimasteminimutiakadüzettmek, Udncisi de potisleri eğitimden geçÜTnek" diyor. BÜ ÖĞRENCİLERİ DÜNYA GENÇLERİYLE YARIŞACAK Afrika'da münazara ESRAAÇIKGÖZ Dünyanın en iyi üniversitelerinin düzen- lediği uluslararası münazara turnuvalannda Türk gençleri de seslerini duyurma fırsatı buluyor. Bu yıl 23'üncüsü Güney Afrika'da yapılacak olan "Dünya Ünrversitelerarası Münazara TurnHvası"nda Türkiye'yi Boğaziçi Üni- versitesi"nden iki öğrenci temsil edecek. 40 ülkeden 150 takımın kahlacağı tur- nuvada, Türk öğrenciler Ox- ford, Harvard, Glasgow gi- • Güney Afrika'daki münazara tumuvasında Türk öğrenciler Oxford, Harvard gibi üniversitelerin öğrencileriyle yanşacak bi üniversitelerin öğrencileriyle dünya gün- demini oluşturan konularda tartışacaklar. Türk takımı, üniversitenin Siyasal Bilimler ve Uluslararası tlişkiler Bölümü öğrencileri, GüçsalPusarile Cansu Büyükışık'tan olu- şuyor. Pusar, münazaranın Ingiliz parlamenter sistemi kurallanna göre yapıldığına dikkat çe- kerek "Münazarada.ikisihükümetikisimu- halefettarafinda olmak üzere dörttakım tar- bşıyor. Konular,son 15 dakika içerisinde bel- ti ohıyor. Bu nedenle hızh düşünmeniz ve ko- nuyu en iyi biçimde savunarak,jürryi ikna et- menizgerekryor" dedı. Büyübşık ıse "Tiirk eğitim sistemi içinde pekko- lay kolay alamayacağunız tartışma külrüriinü bu mü- nazaralar bize ka/andın- yor. Çok farkfa kültürleri ta- nrnıa olanağı buhıyoruz " diye konuştu. Işletme ve ÖZEL ÜNtVERSlTELER EKONOMlK KRİZLE BOĞUŞUYOR 6 VakıPların yarısı Ekonomi Kulübü yönetim kurulu üyesi Ha- kan Erkoyuncu, turnuvaya katılmak için sponsor bulduklannı belirterek şunlan söyledi: "Sponsoria giden tek ülkebiziz. Çünkü diğer ülkelerde münazaralann önemi kavrannuş, fon aynlmış. Pek çok ülkede federasyonkr davar." ANKARA (ANKA) - Vakıf üniversitelerinin, 2002 yılında toplam kontenjanlannın ancak ya- nsının dolduğu bildirildi. 22 vakıf üniversitesi- nin 17 bin 899 olan toplam kontenjanının yüz- de 53.21 Tik kısmına kayıt yaphnldı. En fazla öğ- renci çeken özel üniversite Sabancı olurken Işık Üniversitesi ise toplam kontenja- ^ ^ _ ^ ^ _ nınuı yüzde 61 'ini doldurdu. Vakıflar tarafından kurulan ve sayılan 22'ye ulaşan vakıf üni- versitelerinin, 2002 yılında iste- diği kadar öğrenci çekemediği gö- rüldü. Paralı ve çoğunluğu dola- ra endeksli olan vakıf üniversite- leri, iki önemli ekonomik krizin etkilerini yakın- dan hissediyor. 2002 ÖSS sonucunda toplam kontenjanlan 17 bin 899 olan vakıfüniversitelerine, ÖSYM'ce 11 bin 807 öğrenci yerleştirildi. Bu öğrencilerden sadece 9 bin 523 'ü kayıt yaphrdı. Böylece 22 üni- versitenin toplam kontenjanının yüzde 53.21 'lük bölümü doldurulabildı. 2002'de en fazla öğrenciyi Sabancı Üniversi- tesi çekti. Sabancı, 200'üücretli 170'i burslu ol- mak üzere 370 kişilik kontenjanının yüzde 97.03'lük bir oranda doldurdu. Sabancı Üniver- sitesi'ne 359 kişi kayıt yaptırdı. Koç Üniversite- ^_^_^_^^ side öğrenci sıkıntısı yaşama- dı. Bu üniversitenin 565 olan konjenjanına 528 kişinin kayıt yaptırması sonucunda, doluluk oranı yüzde 93.46"ya ulaştı. En az sayıda öğrenci kayde- den özel yükseköğretim kuru- mu ise Yaşar Üniversitesi oldu. Yaşar Üniversitesi, 150 olan kontenjanına sade- ce 21 kişi kaydedebildi. Işık Üniversitesi'nin 365 kişilik kontenjanına 222 kişi kayıt yaptırdı. Bu üniversite yüzde 60.83Tük doluluk oranı yakaladı.Fatih Üniver- sitesi de 665 olan toplam kontenjanına 377 ki- şinin kaydını gerçekleştirdi. • 2002 yılında öğrenci kontenjanlanru doldurma sonınunu sadece Sabancı ve Koç üniversiteleri yaşamadı DUZYAZI ORHAN BÎRGÎT Denktaş'ı İstemeyenler.. Rauf Denktaş, sessizlık içinde Kuzey Kıbns'a dön- müş. On yedi gündür, ameliyat sonrası komplikasyon- lan nedeniyle Ankara'daki sağlık kontrölü için "ada"sın- dan uzak kalan KKTC Cumhurbaşkanı'nın sevenleri- nin düzenlemek istedikleri karşılama göstensi, karşıt- larının protestoya yönelik hazırlıklarına yeşil ışık yakıl- maması amacıyla önlenmiş. Denktaş'la ilgili, haberi gazetelerde okurken belle- ğimdeki anılan yerieştirdiğim sanal video makarası bir- den hızlı bir dönüş yaptı. 19 Temmuz 1974'ü 20 Tem- muza bağlayan sabahın ilk saatlerine uzandım. Rauf Denktaş, LefkoşaBüyükelçimizAsaf inhan'dan çıkarma ile ilgili tüm bilgileri almış, hazırladığı tarihi açıklamayı yapmak için. bir bodrum katına yerieştiril- miş Bayrak Radyosu vericisıni, bir oto aküsüyle çalış- tırarak yayına hazırlatmış, sonra da heyecandan bo- ğazını tıkayan hıçkırıkları olabildiğince tutmaya çalışa- rak "Kurdulduksevgilikardeşlerim. BeklediğimizTürk ordusu adaya çıkıyor. Kurtancımız uçaklanmız Lefko- şa semalannda"diye konuşuyordu. O gece. Basın Yayın Genel Müdürlüğü'ndeki Ba- kanlık odasındaydım. Binanın en üst katındaki Haber Merkezindeki görevli arkadaşlar, güçlü alıcılardan, zor dinlenilebilen konuşmanın başladığını haber verince, saatimebaktım. KıbnsTürklerinın Lideri, kendisineve- rilen zamanlamadan bir saat önce mikrofon karşısına geçmiş olmalıydı. Gençliği ve ondan sonraki tüm ömrü, ülkesini yaban- cı çizmesinden kurtarmaya adanmış bir direnişçinin, bugün geçırdiği önemli kalp operasyonlannın nekâhat dönemi bile beklenmeden, kendi yurttaşlannın hayli ka- labalık bir bölümü tarafından "Artıkyakamızdan düş" diye istifaya çağrılışı ile, o 20 Temmuz 1974 sabahının ilk saatlerı arasında kurduğum köprüde, zaman za- man bu tür yolculuklara çıkıyorum. Ve birden 2002' nin aralık ayına dönüp, Denktaş'ın kişiliğınde doruğa çıkan tepkinin gerçek nedenlerini çöz- meye çalışıyorum. Itiraf edeyim ki, elimdeki veriler he- men hemen yok denecek kadar az. Ama o az sayıda- ki verilerin sonuçlannı bir araya topladığım zaman, ku- zey Kıbrıs'ta yaşayan soydaşlarımızın önemli bir bölü- münün adada doğup büyüyenler olduğunu kayrtlara geçiriyorum. Kıbnslı Türklerin kimi 20 Temmuz 1974 öncesinde de adanın kuzeyinde yaşıyordu. Başka bir bölüm ise, güneyden kuzeye göç etmek zorunda kalanlar. Üren'msizliğin getirdiği Alışkanlıklar Adanın Türk kesimine uygulanan ambargo, öncelik- le anavatandan yapılan mali desteği sürekli hale getir- mekle kalmadı, Ankara'nın olabildiğince cömert dav- ranmasına da yol açarak, kısıtlı üretim olanaklanndan yararlanmakta zorluk çekenler için, bordrolu hizmet- lerin çekiciliğini arttırdı. Erkekleri için aynca, kurtuluş dönemi sırasındaki "mücahitlik" hizmetleh nedeniyle emeklilik yaşlarını öne çektirdi. Adaya Türkiye'den göç ettirilenlerle, adalı Türkler arasında ister istemez bir tür uygarlık çatışması yaşan- dı. Ev sahıpleri, gelenlen tutucu ve zaman zaman fır- satçılıkla suçladılar. Ambargonun kınlamayışı, adayaTürkiye'den su gö- türme işinin ne yazık ki başansızlıkla sonuçlanmasına kadar bir dizi bürokratikbecensizlık, Kıbns'ta yaşayan- lann hayallerini kırdı. Kıbnslı Asil Nadir'in adada ba- şarmayı planladığı tekstilden, tarıma kadar uzanan bir dizi yatınm, Ingiltere'nin bu hızlı büyüme istidadı gös- teren Kıbnslı işadamına uyguladığı operasyonlarta ade- ta başlamadan bitti. Ada, turizm denilince kumarhaneler zincirlerinin oluş- masına beşiklik etti. O zincirler uyuşturucu ticareti, kı- yı bankacılığını da Kıbns'a getirmiş oldu. Günümüzde Avrupa Birtiği de, Ortadoğu'da yeni bir harita düzenlemeyi planladığı bildirilen ABD de, kuzey- deki mutsuz kitlelereyeni bir umut olarak Rumlaıiaen- tegrasyonu gerçekleştirmeyi aşılıyor. Kuzeydeki protestoları ayağa kaldırmak isteyenle- rin öncülüğünü ise, KKTC'nin yönetiminde, iktidarso- rumluluklannı yüklenmiştüm partilerin yapması, geniş halk kitlesinin soğukkanlı analizyapamaz durumda ol- duğunu ortaya koyuyor. Hele Kofi Annan planını bir türlü önüne boyuna ir- delemeyi bile önermeyi düşünmeden, hemen onayla- yıp uygulatmaya hazır bir kitle yok mu? Bu örgütlü kitlenin sesi, olabildiğinden dahayüksek yansıtılıyor: görüntülerinin gölge oyunları televizyon ekranlannda aslından çok daha kalın çizgiierle yer edi- niyor.Bu kesime eleştiri yönetmeye kalktınız mı, barış diye, demokrasi diye tepkilerle karşılaşmanız belki bir ölçüde doğal. Ama aynı kişiler, mesela Kuzey Kıbrıs Türk Ticaret Odası yetkililerinin Annan planını, Denktaş'tan da. An- kara'daki yetkilılerden de önce, daha taslak haJindey- ken, hem de kaç kez okuyup görüş bildirdiklerini açık- larken, BM'nin kendilerine bu ayncalığı niçin ve neden tanıdığını düşünmediklerini ortaya koyduklannın bilefar- kında değiller. Yine aynı kişiler ve çevreler, Denktaş karşrtlıklannı alan- lara döktükten sonra Rum lideri Klerides'in. emekli ol- ma isteğini buz dolabına koyup, çevresine Cumhur- başkanlığı seçimlerinin ertelenmesi için baskı yaptığı- nı ve gerekçe olarak da, "kuzeyde güçlü müttefikler kazandık.Bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz" dediğini de duymamış, okumamış görünmeyi yeğliyorlar. Ustelik fırsatını bulsalar, Denktaş'ı taşlayarak susturmayı bile içlerine sindirecek kadar kendilerinden geçtikleri mut- lak. Faks: 0212- 677 07 62 [email protected] ENTERNET /MEHMET SUCU [email protected] Mitnick bilgisayar kullanabilecek Dünyanın en tanınan bilgisayar korsanı, Kevin Mitnick, 3 yıllık bir takipten sonra 5 yıl hapishanede tutuklu kalmıştı. 2000 yılında serbest kaldıktan sonra internet kullanımı da yasaklanmıştı. Şimdi haklannı ocak ayında geri alacak.f) ABD Adalet Bakanlığı, Mitnick'in yasağının 20 Ocak'ta sona ereceğini bildirdi. Mitnick, Southern California Üniversitesi, Novell, Nokia ve Motorola şirketlerinin sistemlerine girip değiştirdiği ve bu yolla çok büyük finansal zarara neden olduğu için tutuklanmıştı. Mitnick'in kimliğinin araştırılması, 1990 ortalarında bir medya sansasyonu haline gelmişti. Bütün aranma süresi boyunca, Mitnick şirketlerin bilgisayar sistemlerini kırmaya devam etmişti. Federal Haberleşme Komisyonu da (FCC) Mitnick'e radyo lisansını da yeniden verdi. Mitnick 13 yaşından beri radyo operatörü iken lisansını tutuklanması ile kaybetmişti. Yeni lisans için hapishanedeyken başvuruda bulunmuştu. Virginia federal hapishanesinden çıktıktan sonra, Mitnick'e intemete bağlanmamak şartı ile cep telefonu ve bilgisayar kullanma izni verildi. Mitnick aynca hatıralarını da kitap haline getirdi. Kitap şu anda yok satıyor. (*) Turkinternet.com En hızlı bilgisayar ABD Enerji Departmanı, IBM'le dünyanın en hızlı iki süper bilgisayannın üretimi için bir sözleşme imzaladı. ASCI Purple ve Blue Gene/L adlannı taşıyan iki süper bilgisayar, saniyede 467 trilyon işlem yapabilecek. Her iki bilgisayar da "Er> iyi 500 birieşik kapasitesinden daha yüksek işlem kapasitesine sahip olacak." ABD Enerji Departmanı'nın daha çok ulusal güvenlik amaçlı bilimsel araştırmalannda kullanılacak olan süper bilgisayarlann toplam maliyetinin 216ile267milyon dotar arasında olması bekleniyor. Geçen senenin virüsleri2002, Klez, Funlove ve Elkern virüslerinin yılı oldu. Geçen sene yaşanan virüs saldınlarının yüzde 70'inin arkasında bu 3 virüsün imzası vardı. Türkiye'de e-güvenlik firması InfoNet tarafından temsil edilen Trend Micro, 2002'nin belalı virüslerinin listesini açıkladı. Buna göre 2002'de yaşanan virüs saldırılarının yüzde 70'i 3 virüs tarafından gerçekleştirildi: Klez, Funlove ve Elkern. Toplam saldırıların yüzde 34 'ü Klez virüsünce yapıldı. Klez, aslında bir solucan. Virüs gibi bulaşıyor, ancak bir solucan ve Truva Atı gibi davranıyor. Internetten, paylaşıma açık klasörlerden ve e-posta eklerinden bulaşıyor. Sahip olduğu özellikler nedeniyle "Isviçre çakısı" lakabı takılan Klez, İnternet Explorer'daki ve Outlook'taki güvenlik açıklarından yararlanarak da yayılabiliyor. E-posta yoluyla kendisini, bilgisayar kullanıcısının adres defterindeki kişilere de gönderebilen Klez'in, e-posta konusu olarak 30 farklı seçenekle donatıldığı için bir görüşte tanınması çok zor. Klez'in kötü sürprizlerinden biri de içinde Elkern olarak adlandırılan bir başka virüsü barındırması. Paylaşıma açık klasörlerden bulaşan Elkern, yüzde 15'lik bulaşma oranıyia 2002'nin en yaygın üçüncü virüsü oldu. Toplam virüs vakalarının yüzde 21 'inden sorumlu olan Funlove ise yaşlı virüsler arasında yer alıyor. Bulaşmak için e-posta ekinde gelmesi gerekmeyen Funlove, özellikle firmalann bilgisayar ağlan üzerinde yaşıyor ve paylaşıma açık klasörlerden bulaşıyor. Bir kere temizlense bile yeniden ortaya çıkıp zarar verme olasılığı yüksek olan Funlove, 1999'da Dell fabrikalanndan birinin 2 gün kapalı kalmasına neden olmuştu. 2003 yılının da melez virüslerin ağırlıklı olarak görüleceği bir yıl olması bekleniyor. 2002'nin en "başanlı" virüslerinin 2003'te de üst sıralarda yer almasını bekleyen uzmanlar, virüslerin özellikle toplum mühendisliği araçları kullanılarak yayılmasına çalışılacağını tahmin ediyorlar. Toplum mühendisliğini en iyi kullanan virüslerden biri I Love You virüsüydü. "Seni Seviyorum " diyen e-postaların açılmasıyla virüs büyük bir hızla yayıldı. Toplum mühendisliği yöntemi hâlâ bazı virüsler tarafından kullanılıyor. Bayram, yılbaşı gibi özel günlerde, bir kutlama mesajı niteliğinde gönderilen e-postalara gizlenmiş virüsler, kolaylıkla yayılabiliyor ve bilgisayarlara zarar verebiliyor. IBMin yeni ürünü IBM'nin yeni ürünü ImageUltra Builder, hem şirket bilgisayaıiannda depolanmış bulunan binierce görüntüyle uğraşmak zorunda kalan sistem yöneticilerinin harcadıklan zamanı azattıyor hem de şirketin bilgisayar masrafını birim başına 100 dolar kadar ktsabiliyor. IBM'in evrensel yönetim araçları ve paterrtli ImageUltra teknolojisi üzerine kurulan ImageUltra Builder, çalışantann görüntü yönetimi ve açıltm sürecini kolaylaştınp sadeleştirirken kendi diledikleri tarzda bir görüntü yönetimine de olanak veriyor. ImageUttra Builder, kuruluşlara büyük esneklik sağlarken görüntü yönetimiyle bağlantılı birçok büyük soruna da çözüm getirecek. Bu yazılım otomatik yazılım uygulamasının kurulması, yeni bir işletim sistemine geçişte kolaylık, çıkarma yoluyla özel görüntü sayısını azaltma, zaman içinde dengefi kalacak özel bir görüntü yaratma ve birden fazla IBM FC! üzerinde çalışabilecek tek bir özel görüntü sağlama gibi birçok farklı yolla kullanılabilecek. Kütüphane adresleri Http^/library.bilkent.edu.tr/ http://www.lib.metu.edu.tr/ http://www.mkutup.gov.tr/ http://www.ege.edu.tr/ http://www.sanalkutuphan e.net/ http://library.mannara.edu. tr/ http://library.cu.edu.tr/ http://library.bahcesehir.ed u.tr/ http://www.kutuphane.sak arya.edu.tr/ http://www.umag.org.tr/ku tuphane.html http://www.maltepe.edu.tr/ destek birimleri/kutuphane.asp
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle