23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 ARALIK 2002 SALI HABERLER Japonya'dan Türkiye'ye uzanan samuray tekniklerinin bir parçası olan spor dalı yaşam biçimine dönüştü Bir savunma sanatıaikido• Türkiye'de önce işadamlan arasında stres atmak için yaygınlaştı. Daha sonra sanat camiasında beden duruşunu öğrenmek isteyenler arasında tanındı. Bir süre sonra üniversite öğrencileri de aikidoya merak sarmaya başladı. Liselere ve ilkokullara kadar indi. Aikido'yu bir savaş sanatlan ustası şekillendirmiş olsa da temelde savunma sanatıdır. AYŞEYILDIR1M Aikido, kışinin kendisi ve çevresindeki her şeyle, evrenle uyum içerisinde olması felse- fesi üzenne kurulmuş bir savunma sanatı, bir yaşam yöntemi olarak tarumlanıyor. Buna karşın bir savaş sanatı olduğu da unutulma- malıdır. Ancak aikidoyu diğer savaş sanatla- nndan ayıran belirgin bir özelliği var: Güce güçle karşılık vermeme prensibi. Aikido öğrencisi saldırganın gücünü ona ge- ri çevirerek çok az bir güç harcayarak sonu- ca ulaşır. Aikido'da hedef sakatlama, yarala- ma ya da öldürme değil, saldından kurtulma- dır. Bu nedenle aikidonun yanşmalan da yok- tur. Sadece gösterileri vardır. En büyük gös- teri Japonya'da her sene Bahar Festivali'nde yapıhr. Festivale karılan tûm dünyadan aiki- docular 3'er dakıkalık göstenlenyle festiva- li renklendirirler. Aikido Türkiye'de önce Cem Boy- ner'ın de aralannda bulunduğu işadamlan arasın- da stres atmak için yaygınlaştı. Daha sonra sanat camiasında beden duruşunu öğrenmek is- teyenler arasında tanın- dı. Bir süre sonra üniversite öğrencileri de aikidoya merak sarmaya başladı. Televizyon programlan, dizilerdeki ba- zı sahneler ve gazeteler- deki tanıtımlar aracılı- ğıyla liselere ve ilkokul- lara kadar indi. Ve son günlerde moda haline geldi. Sabır ve sevgl Mecidiyeköy Golds Gym'de aikido dersleri ve- ren Mustafa Aygün'ün asis- tanı Armen Hüsüman, şu anda ai- kido öğrenenler arasında ağırlığı ça- lışan kesim ve üniversite öğrencileri- nin oluşturduğunu söylüyor. Tabii bunlann yanya yakını da kaduı. Ev hanımlan ise he- men hiç yok. Hüsüman, aikido'nun bir kültür oldu- ğundan sözediyor. Sadece savunma yön- temlerini değil aynı zamanda alçak gö- nüllülük, saygı, sevgi, sorumluluk ve sabın da öğrettiğini anlatıyor. Hüsüman, "Sabah erken ya da iş çı- kışı stres atmak için gelenkrin yamsıra hobi olarak görenler de var. Bunun ya- msıra kilo vermek için gelenkr de olu- yor. Ama daha çok hayal kmklığma uğ- ruyorlar. Çünkü aikido zaman zaman yüksek efor gerektirse de aynı zamanda kas gelişimini arttırdığı için zayıflaya- nuyoriarama daha sağhkh bir görünüm kazanıyorlar" diyor. Derslerin başında ve sonunda yapılan kısa meditasyonlann da günlük endışe ve sıkıntılardan kurtulmada yardımcı olduğunu söyleyen Hüsüman, şöyle de- vam ediyor: "Derderde şiddete ve zoriamaya yer obnadığı gibi öğrendye sabırh obnasL öf- kelenmemesi, manükh olması ve düş- manını dahi sevmesi gerektiği öğretiör. Bir Aikido öğrendsinin akhnda tekbir düşün- ce olmahdır: Çok mecbur kannmadığı süre- ce şiddetten ve kavgadan uzak durmak." Aikıdoda dığer samuray sanatlannda oldu- ğu gibi çok fazla sayıda kuşak yok. Aikidoya yeni başlayan birisi 6 ay sonra tekniklen oturt- maya başlayabilir. Bir yıl sonra hareketlerde akıcılık başlar. Düzenli çalışan birisi 2 yıl sonra kahverengi kuşak, 2,5-3 yıl sonra da si- yah kuşak yani dan alabilir. Dan almak da öy- le kolay değil. 10 dana kadar çıkılabiliyor. Türkiye'de sadece Mustafa Aygün'ün 5 danı bulunuyor. Her dan arasında aikidoya ilişkin bır tez hazırlamak da gerekiyor. Çocuklar aikidoda ayn bir yere sahip. 6 yaşuıdan itibaren bir çocuk aikido dersi ala- bilir. 12-13 yaşından sonra büyüklenn ders- lerine geçebilirler. Özel Kemerköy tlköğrerim Okulu'nda çocuklara aikido dersleri veren YeMa Rasenfos'a göre 'Çocuklar için aiki- do bir şey öğrenmeden zryade di- siplin, konsantrasyon, bedeni- ni taıuma ve bhükte ha- reket etaıe yetenegi- ni geliştinne açı- sından önemli.' Rasenfos'a göre çocuklann ilgisi de çok büyük. Okulda seçmeli ders olan aikido için 600 öğrencıden 300'ünün başvurduğunu ancak 102'sıne ders verebıldiklerini belir- tiyor. Beyaz lcıyafet glylllyor Aikidoya yeni başlayanlar bol pan- tolonu andıran alt ile düğmesiz ve cepsizbir ceket gibi olan üstbölüm- den oluşan, yumuşak kemer ile bağ- lanan beyaz renkte bir kıyafet gi- yerler. Siyah kemer düzeyine gelen- ler buna ilave olarak Japonla- nn geleneksel kıyafetlerinden olan uzun pıleli Hakama adı verilen bir kıyafet daha giyerler. f TÜRKİYE SERÜVENİ ı Kumagai getirdi, Aygün 80'li yıllann başında Türkiye'de judo çalışan bir grup Japonya'ya mektup yazarak kendüerine aikido öğretecek birinın Türkiye'ye gelip gelemeyeceğini sorar. 1983 yılında bir Japon firması Türkiye'de şube açar. Şubenin başına getınlen Kumagai adlı Japon, Türkiye'ye gelmeden önce ülkesindekı aikido federasyonuna Jgider ve Türkiye'de aikido dersleri j verip veremeyeceğini sorar. f Türîriye'den gelen mektubu janımsayan Japon Federasyonu fyetkilıleri Kumagai'ye onay verirler. 1 Ve 1983 yılında Kadıköy'deki bir salonda Kumagai aikido dersleri vermeye başlar. 4 yıl sonra da ülkesine i döner. Kumagai'ninijğrencileri arasında yer alan Mustafa Aygün ve Ahmet Berkol Ökten Türkiye'de ılk siyah kuşak alan kışiler olur. Kumagai geri dönerken yerine Mustafa Aygün'ü bırakır. Bir süre sonra bölünmeler olur ve herkes kendi okullannı (dojo) açmaya başlar. Mustafa Aygün de Zendokan adı alhnda kendi dojolannı açar ve aikidonun yaygınlaşmastnı sağlar. Bugün Türkiye'de lstanbul Erenköy r (0216 363 64 78), Zincirlikuyu ^(0212 216 24 39), Mecidiyeköy J Golds Gym (0212 217 11 10), jAnkara Or-An (0312 491 74 97), "Kocaeli (0262 324 98 83), Isparta'nm da (0246 218 33 08) aralannda bulunduğu 13 dojo açan Aygün aynı zamanda Lübnan ve Makedonya'da da dojo açar. Aikido Türkiye'ye gelişinden 16 yıl sonra 1999'da Judo Federasyonu'na bağlandı. Federasyon siyah kuşak (dan) sınavlannı yapmak, aikidonun geliştirilip yaygınlaştınlmasını sağlamaktan sorumludur. ŞtDDETE VE KAVGAYA KARŞI - Sert bir spor gibi görünse de aikido'nun felsefesi şiddete ve kavgaya karşıdır. Derslerde de bağınp cağırma. vurma kırma yoktur. Aksine. öğrenciler ve hoca arasında büyük bir saygı ve nezaket vardır. Derslere karşıhkh selamlamayla başlanır. Oğretilen teknikler öğrenciler arasında uygulanırken karşıhklı Japonca "lütfen" ve "teşekkür ederim" sözleri mutlaka söylenir. (Fotoğraflar: VEDAT ARIK) Japon savaş sanatlan ustası Morihei'nin geliştirdiği aikidonun bugün tüm dünyada federasyonu var Japonya resmi olarak 1942'de taradıAikido kelimesi aikijujutsu'dan türetilmiş. Japonya tarihinde aikijujutsu ilk olarak împarator Serröa'nın beşinci nesilden torunu olan Minamoto no Yorisyoshi'nin üçüncü oğlu Minamoto no Yoshimitsu taranndan kullanılıp öğretilmiş. Daha sonra Yoshimitsu ailesi kendine Takeda soyadını alıp Daito Ryu adında bir samuray okulu kurmuş. Geçen yüzyıluı başlannda okulun başında Takeda ailesinden bir çok savaş sanatı dalında uzmanlaşmış büyük bir usta olarak tanınan Sokaku Takeda bulunuyormuş. Sokaku'nun en başanlı öğrencisi olan Leshiba Morihei 14 Aralık 1883 'te Wakayama bölgesine bağlı Tanabe şehrinin Motomachi köyünde doğmuş. Hokkaido adasında 1915 'te Sokaku Takeda'yla tanışan Morihei, 7 yıl onun öğrencisi obnuş. 7 yıl 20 kişiyle birlikte ikisi "Kyouju Dairi' seviyesine yükselmişler. Bu seviye, Daito Ryu tekniklerinde ustahk belirtmektedir. Bu payelerin verildiği sınavda, spoa, kılıç, çift kılıç, kısa kılıç, demir yelpaze, mızrak, kısa sopa ve kesici alet atma tekniklerinın de bulunduğu toplam 2 bin 884 teknik gösterilmiştir. Daha sonra Morihei kendi okulunu açmış ve ismini aikibudo koymuş. 1942 yılında aikibudo ismıni aikidoya çeviren Morihei ilk resmi onayı da aynı yıl Japonya Savaş Sanatlan Dairesi başkanından almış. Aynı yıl O'Sensei (büyük usta) Morihei, îvvama şehrinde inzivaya çekilip kendini çiftçiliğe vermiş. Kurduğu Aikikai'nin başına ölümünden sonra önce oğlu Kisshomanı, sonra da torunu Moriteru geçmiş ve Aikido'yu tüm dünyaya tanıtmış. Aikidonun federasyonu olmayan ülke hemen hemen yok gibi. Yerel federasyonlann yanı sıra Avrupa, Amerika, Asya, Euroasia federasyonlan da mevcut. Aikido dışandan bakıldığında düşme ve fırlatmalardan dolayı judoya benzetilir. Ama mantığı ve eğitimi çok farklıdır. Kendi dilini de öğretiyor Tek büyük usta (O'sensei) aikidoyu şekflkndiren Ueshi- ba Morihei olarak kabui edilir. Aikido çahşmalannda kı- lıç ve sopa da kuDamhr. Aikido'nun dili kökeni nedeniyle Japonca. Armen Hüsüman, bunun evrensellik açısından gerekli olduğunu belirtiyor, "Eğer Türkiye'de Türkçe, Fransa'da Fransızca öğretilirse bu insanlar bir gösteri sırasında karşı karşıya geldiklerinde birbirlerinin dılinı anlamazlar ki" diyor. Bu nedenle aikido dersine başlayacak kişilerin en azından aşağıdaki kelimelerin anlamlannı bilmeleri gerekiyor. Ai: Uyum, akıl. Ki: Kişinin ruhsal gücü. Do: Yol. Aikido: Değişen şartlar altında evrendeki herşeyler uyum sağlamak. Kısaca uyum sanatı. Dojo: Aikido'nun öğretildiği salon. Rei: Selam. Mokuso: Meditasyona başlamak için verilen 'gözü kapat' komutu. Uke: Tekniğe maruz kalan kişi. Nage: Tekniği yapan kişi. Ukemi: Takla. Zendokan: Zen yolunun okulu. Kyu: Siyah kuşak altı seviyeler (5 'ten 1 'e kadar çıkıyor) Dan: Siyah kuşak dereceleri (l'den 10'a kadar çıkıyor) Doma arigato gozaimaşita: Teşekkür ederim. Onegaişi mas: Lütfen. (Antrenman başlarken söyleniyor) Osensd: Büyük üstad. Sensei: Öğretmen. Senpai: Kıdemli ögrencı.Kohai: Kıdemsiz öğrenci. SALI ORHAN BURSALI Zamanı Tutturmak Saatlerim birbınyle eşgüdümlü değil. Birden dehşetle farkettim ki kol saatim, evdeki mınık masa saatim, bilgisayar ve arabadaki sa- atler hıç uygun adım gitmiyorlar. Uzun süre ayarsız bıraktığınızda aralarındaki mesafe bazen 4 - 5 dakikaya vanyor. Bir dakıka neyse, ama 5 dakıka olunca insan "ne zamanda yaşıyoruz, ne oluyor" diyor. Rad- yo ve TV'lenn zaman bıldirmelerı de benimkılerle tutmuyor, ama bakıyorum onlar arasında da farklar var. Birden Türkiye'de "doğru zaman" olmadığı duygusuna kapılıyorum. "Dakiklik" nasıl sağlanıyor ülkemizde? • • * "Zamanlama", belki de dakıkliğın henüz önemli olmadığı eskı çağlarda, sıradan insan için hiç önemli değıldı. Eskı Yunan olimpıyatlannda atletlerin kaç bi- rim zamanda koştuklarına ılişkın bir kayıt tutula- mazdı. Yanş sırasında kim kirnı geçtıyse... Rekor kırmak vb gibi kavramlar, modern zamanların olayı... Çunkü, dakıkliğin şunun şurasında geçmişi 350 yıl kadar. 1650'lerde ilk sarkaçlı saatin bu- lunmasıyla (Galileo ve C. Huygens), saatlerin günlük sapması 15 dakıkadan ılk kez haftada 1 dakikaya indirılmıştı... 1960'larda da ılk sezyum atom saatıyle en hassas saat elde edilmişti. Bel- ki arada sırada bu köşede zamanın tarihçesine ilişkin geri dönüşler yapmak eğlenceli olabilir... Biz şımdı bugunkü dakiklik sorunumuza döne- lim... • • • Doğru saati kim bıldıriyor ülkemizde? örneğin Açık Radyo'yu aradım. Kendi ayarla- rını arada sırada televızyonlardan aldıklarını söy- ledıler. Bazen yarım - bır dakıkalık sapmalar ya- şıyorlarmış. Ya o televızyonlar saat ayarlarını nasıl yapı- yor? Bir "mutlak referans" olmazsa, o zaman her- kes "yanlış zaman ayarı" içındedır, yanlışları re- ferans olarak kullanıyor demektır. TFTTyi aradım. lyı kı aradım. Ve ıçim rahat erti. TRT-1 ekranında gözüken saat doğrudan atom saatim bıldıren Rus uydusuna ayarlı. Tam bir zaman eşgüdümü ile zamanı bildiriyor.. öğrendim kı, 1990 Körfez Savaşı'na kadar, saatlerimiz kim kıme dum duma gıdiyormuş. "Doğru zaman" kavramı TRT'de yokmuş. Kör- fez Krizi sırasında Genelkurmay TRT'yı aramış, "Yahu bütün saatlerimiz farklı gösteriyor, beş saniye, on sanıye, yarım veya bir ıkı dakıka farklı hepsi, bu ışi düzeltın" demış. Bunun üzerine uluslararası saat ayarına gıtmişler. Şimdi bazı özel televızyonlar da Kanada siste- mıne göre doğru zamanı bildiriyorlar. Ülkemizin bır "Saatleri Ayarlama Enstitüsü" yok mu? Hem var hem yok. TÜBİTAK'ın metroloji, yani ölçüm ve ayar üze- rine son derece gelışmış Avrupa çapında bir Metroloji Enstitüsü var. Başkanı Doç. Dr. Hüse- yin Uğur. Onunla konuştum. Dünyada zaman ayarı üzenne geniş bilgi ver- di. Metroloji Enstitüsü'nde, tam zaman ayan için bir yazılım geliştirmişler. Bilgisayarınıza yüklü- yorsunuz, Enstitü'nün atom saatine bağlı zaman bildirimini ve ayarını, bağlanıp alıyorsunuz. Biraz paralı, ama TRT'nin zaman ayan beda- va, eğer isterseniz, Internet üzerinden de "tam ve doğru zamanı" indırebılirsiniz... Ayrıntılar bir başka yazıya, bugün yılın son gü- nü, herkes bir koşuşturma içınde.. Ben zamanı bir anımsatayım dedim. Gece 12'de yeni yıla tam doğru zamanda merhaba demek isteyenler olabilir. Mutlu yıllar... obursali@ cumhuriyet.com.tr. BABACICIM; Sevgıyı öğrerıdiğım gıbı, ınsanlan sevmeyı öğrendtğım gıbi... Senı sevıyorum yaşam kaynağım.. ve senın gıbi yaşıyorum şımdı. Nerde olursan ol ne fark eder ki... Karşımda değılsın belkı. ama vartığımdasın baba!.. Sevgim ve nefesim gıbı nerde olursan ol ne fark eder ki... &r yıldız gıb kayıp geçtın, ama sonsuıa dek parlayacaksın ıçımın karanlığında... 12 yıl geçtı aradan; seni aiarak özlüyonjz baba. TALAY0CLU-ÇALIŞGAN-BAYIR-AKYIL01Z AILELERI Cumhuriyet ^ kitap kulübü YILBAŞINDA DOSTLARINIZA KİTAP ARMAĞAN EDİN 50'/O \J\J ye varan özel yıjbaşı İNDİRİMİ 20.12.2002 - 31.12.2002 tarihleri arasında Sergi Salonlarımıza gelin, indirim için ayırdığımız bölümden kitaplarınızı seçin. Merkez: Çağ Pazarlama A.Ş. Tûrkocağı Cad. No:39/41 Cağaloğlu-istanbul Tel: (212) 514 01 96 Şube : İstiklal Cad. Zambak Sok. 4/1 (Fransız Konsolosluğu yanı) Taksim-istanbul Tel: (212) 252 38 81 /82
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle