19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KASIM 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü'nün sistemi, yapılan üç üıaleye karşın kurulamadı 4 trilyonamal olanbilgisayartstanbul Haber Servisi - Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü'nün bilgisayar sistemi 3 kez ihaleye veril- mesine karşın kullanılamıyor. İhaleyi alan firmalann yükümlülüklerini ye- rine getirmemesi nedeniyle devlet yak- laşık 4 tnlyon lira zarara uğradı. Hudut ve Sahiller Sağhk Genel Mü- dürlüğü, birimler arası koordinasyo- nu sağlamak amacıyla 1991 yılında bilgisayar ihalesi açtı. Yaklaşık 300 bin dolarlık ihalenin sonuçlanmasına ve ihale bedelinin ödenmesine karşın bilgisayar sistemi kurulmadı. Bunun üzerine kunım 1997 yılında yeni bir ihale açtı. Yine bedeli 300 bin dolar olan ihaleyi Bilgi Yönetim Sistemle- • Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürü Op. Dr. Sait Karagül, 2 yıldır süren araştırmalar sonucunda kurumda çok sayıda yolsuzluk tespit ettiklerini belirtti. Sait Karagül, yolsuzluklarla ilgili olarak 50 kişinin açığa alındığını söyledi. ri Şirketi kazandı. Fakat, şartnamede öngörülen eğitimin verilme yükümlü- lüğünü şirket yerine getinnediği için bilgisayarlar çalıştınlamadı. Ancak, Istanbul Üniversitesi'nden iki öğre- tim görevlisine de. bilgisayar egitimi vermedikleri halde bir yılı aşkııı süre ücret ödendiği iddia edildi. Bunun üzerine Hudut ve Sahiller Sağlık Ge- nel Müdürlüğü 2002 yılında üçüncü kez ihale açtı. 2 trilyon 670 milyar li- ralık ihaleyi bu kez Sentim Bilişim Şirketi kazandı, ama kurumdaki bil- gisayar sistemi yine kurulmadı. Hudut- lar ve Sahiller Sağlık Genel Müdür- lüğü'nün talebi üzerine Sağlık Bakan- lıgı Bilgi Işlem Daire Başkanlığı 3 ki- şilikbiruzmanheyetgörevlendirdi. He- yet, incelemeler sonucunda bir rapor hazırladı. Raporda, şu bilgilere yer ve- rildı: "Me%cutişje\işincdeodiğjnde,gend- Ukle işlerin el yordamıyla yürütülme- sinedeniylehem işleyişte eksüdikveyan- uşhklann olduğu, çeşitli kayıplann meydana geldiği, hem de suiistimale açık, kapalı bir işleyiş olduğu gözlem- lenmiştir. Konu Ue ilgili çahşanlann tu- tunı ve davranışlannın ise yeni gelişti- rilecek sistemlere bir bariyer oluştura- bfleceği kanaatine vanlmışor. Aynca iş- lemler bir bilgi doğrultusunda değfl, ge- nelde beyan usulüne göre işlediğinden bu konuda sorunlar vaşandığı ve suiis- timale açık konular bulunduğu göz- lenmiştir. Konu ile ilgili bir bilgi ban- kasının kuruünasının ise elzem oldu- ğu görülmektedir." Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Mü- dürlüğü Müdürü Op. Dr. SaitKaragül, 2 yıldır süren araştırmalar sonucunda kurumda çok sayıda yolsuzluk tespit etriklenni belirterek. 50 kişinin bu ne- denle açığa alındığını söyledi. Kara- gül, "Önceki Genel Müdür Dr. Latif Ataseverdeaçığa afanan kişfler arasm- daydı. Kurumdaki bilgisayar sistemi ihaleyi alan şirketlerin şartnamede ön- görülen yükümlülükleri yerine getir- medikleri için kurulamadı" dedi. YaHuz Kurta yanlış tahliye • ISTANBUL (AA> - HADEP Istanbul lı ve Şişli Ilçe Teşkilatı binalanna girerek 2 kişiyi yaraladığı gerekçesiyle tutuklu yargılanan ve olaylar sırasında 'Yalnız Kurt' lakabını kullanan Zeki Genç'in, yanlışlıkla cezaevinden tahliye edildigi ortaya çıktı. Olayla ilgili açılan ve Istanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davarun dünkü duruşmasında Mahkeme Başkanı Nilgün Uçar, davanın tutuklu sanığı Genç'in Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafindan yanlışlıkla gönderilen tahliye yazısı sonucunda, 18 Temmuz 2002 tarihinde cezaevinden çıktığını, aranan sanığın halen yakalanamadığını ve sorumlular hakkmda soruşturma başlatıldığını söyledi. Seçim konvoyunda kaza: 1 öüi • ÇANAKKALE (Cumhuriyet) - AKP'nin Çanakkale'de düzenlediği mitinge konvoyla gelen Yenice ekibinin geçirdiği trafık kazasmda bir kişi öldü, üç kişi de yaralandı. Edinilen bilgiye göre, konvoyda bulunan 17 HS 735 plakalı araç aşın hız yüzünden Atik Hisar yakınlannda takla atrı. Kazada AKP Yenice ilçe yönetim kurulu üyesi Ramazan Kaya yaşamını yitirirken araçta bulunan üç • kişi de yaralandı. Yarahlar, Çanakkale Devlet Hastanesi'nde tedavi altına aluıdı. Yiğifin davası ağır cezada • İSTANBUL (AA) - Işadamı Korkmaz Yiğit ile başka bir sanık hakkmda 'Sahte özel evrak kullanmak' suçundan açılan davaya bakan tstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesi, sanıklann eyleminin ağır ceza mahkemesüıde yargılanmalarını gerektirdiğini belirterek 'görevsizlik karan' verdi. Istanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesi 'nin görevsizlik karanyla dava dosyası tstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Cadılar Konya'da eğlendi • KONYA (AA) - Amerikan yaşam tarzında önemli bir yeri bulunan Cadılar Bayramı (hallovveen) bu yıl Türkiye'de kutlandı. Konyalılar, ilk kez illerinde düzenlenen Cadılar Bayramı'nda süpürgeli cadı ve Beyaz Show'un renkli tiplemesi 'Psikopat'm maskelerinin kullamldığı partiye katılıp doyasıya eğlendiler. Tüpk Bayragı soruşturması • BOLU (AA) - Bolu Cumhuriyet Savcılıgı, Atatürk"ün Bolu'ya gelişinin 68. yıldönümü etkinlikleri kapsammda Ankara Olgunlaşma Enstıtüsü'nce düzenlenen defilede üzerinde Türk Bayrağı bulunan elbise giyen bir manken hakkmda soruşturma başlattı. Kadıköy'de banka soygunu • İSTANBUL (AA) - HSBC Bank Bostancı Şubesi'ne dün saat 16.30 sıralannda gelen kimlikleri belirsiz 2 soyguncudan biri, bankanın otomatik para çekme makinesine ATM) para yükleneceği sırada silahını jıkararak güvenlik görevlisi Eyüp Bezem'i jtkisiz hale getirdi. Soyguncular ATM'ye vüklenecek olan yaklaşık 14 milyar lira parayı ve 2 banka çalışamna ait cep telefonlannı ılarak olay yerinden yaya olarak kaçtı. Polis, jşkali belirlenen 2 soyguncunun yakalanması tçin çevrede operasyon başlattı. Istanbul Usesi'nin acı günü • Haber Merkezi - Istanbul Lisesi jğrencisi 16 yaşmdaki Merve Morva, leçirdiği ani rahatsızlık sonucu yaşamını yitirdi. Ölüm haberiyle Merve'nin ailesi, ırkadaşlan, tstanbul Lisesi yöneticileri ile iğretmenleri büyük üzüntü yaşarken Morva'nın şeker koması nedeniyle hayatını taybettiği öğrenildi. Fen Bilimleri Dershanesi'nin Bakırköy'deki yeni binasının açıhşma Cumhuriyet gazetesi tmtiyaz Sahibi tlhan Selçuk, yazarlarunız Erdal Atabek, Vedat Günyol, Mehmet Başaran, Sunay Akın ile yazar Öner Yağa kanlarak kitaplannı imzalaHılar. Açıhşta, Muammer Ketencoğju ve Turnalar Grubu'ndan Çiğdem, kaülanlara hoş bir müzik ziyafeti sundu. (Fotoğraflar: SERKAN YILDIZ) Kültür şenlikli açılıştstanbul Haber Servisi - tstanbul'da bir dershane ilk kez kültür şenliği ile açıldı. Birçok yazar okuruyla buluştu, söyleşti, kitaplannı imzaladı. Fen Bilimleri Dersanesi'nin Bakırköy'deki yeni binası önceki gün kültür şenliği ile açıldı. Açılışa Cumhuriyet gazetesi Imtiyaz Sahibi tlhan Selçuk, yazarlanmız Erdal Atabek, Vedat Günyol, Mehmet Başaran. Sunay Akuı ile yazar Öner Yağa katılarak kitaplannı imzaladılar. Yazar AK \esin ise hem kendi kitaplannı hem de babası Aziz Nesin'in kitaplannı imzaladı. Kitaplannı imzalarken okuyuculanyla sohbet eden tlhan Selçuk, öğretmen okuyuculanna ülkenin geleceği için önemli görevler düştüğünü söyledi. Dershanenin açılışına, dershane öğretmenleri, öğrencileri ile kalabalık bir grup katıldı. Bu arada, geçen yıl üniversite sınavlanna Fen Bilimleri Merkezi Dershanesi'nde hazırlanan ve ilk 100'e giren 26 öğrenciye plaketleri, Fen Bilimleri Merkezi Dershaneleri kurucusu Nazmi Ankan tarafindan verildi. Bakırköy eski adliye binasının yeniden düzenlenmesiyle oluşturulan dershane yedi kath ve 1500 öğrenci kapasiteli. Öğrencilenn rahatlığı düşünülerek restore edilen dershanede 29 sınıf ve öğrencilerin faydalanacağı bir kütüphane bulunuyor. SALTANAT KALKTI, HARF DEVRlMl YAPILDI Çağdaş Türkiye'nin yolunu açan gün tstanbul Haber Servisi-1 Kasım Türkiye açısından büyük önem taşıyor. 1 Kasım 1922'de saltanat kaldınldı, 1 Kasım 1928'de ise yeni Türk harfleri kabul edildi. Meclis'in 1 Kasım 1922'deki toplantısında konuşan Atatürk, "saltanatın Idmseye biümin gereğMr diye verilmediğhu, padişahuı egemenKgi miDetten zorla aldığuıT söylemişti. Türk milletinin artık egemenliğini kendi * " eline aldığını belirten Atatürk'ün tavn sonucu saltanat 1 Kasım 1922'de resmen kaldınlmıştı. Alfabe sorunu ise TBMM'ye ilk kez, 25 Şubat • 1 Kasım saltanatın kalkmasının 80., yeni Türk harflerinin kabulünün 74. yıldönümü. 1924 te Şükrü Saraçoğlu tarafindan getirilmişti. Gazi Mustafa Kemal, 9 Ağustos'ta îstanbul'da Sarayburnu Parkı'nda düzenlenen bir - - şenlikte halka, "Güzd düimia ifade etmek için yeni Türk harflerini kabul ediyoruz. Vatandaşlar yeni Türk harflerini çabuk öğreniniz" diye seslenmiştı. Yurtta "Alfabeseferberliğr ilan edilmişti. 1 Kasım 1928'de TBMM'nin ikinci yıl toplantısının açılış söylevinde Atatürk, Türk milletinin "Bu okuma anahtarryla bir nur âlemine gjreceğini'' söylemişti. Bu konuşmanın üzerine Harf Devrimi resmen kabul edildi. ZtNClRLlKUYU'DAKl TÖREN SAAT 11.00'DE Kurtböke mezan başında anılacak İstanbul Haber Servisi - Gazetemiz genel yayın yönetmenJerinden Oktay Kurtböke, ölümünün 3. yıldönümünde Zincirlikuyu'daki mezan başında bugün saat 11.00'detörenle anılacak. Gazetemizde genel yayın yönetmenliği ve yazı işleri müdürlüğü yapan, Türkiye Gazeteciler Sendikası'nda (TGS) 2 kez genel başkanlık görevi üstlenen, eski Türkiye Gazeteciler Cemıyeti(TGC) Oktay Kurtböke, ölümünün 3. yıldönümünde anılacak. Anma töreni Kurtböke'nin Zincirlikuyu'daki mezan başında bugün saat 11.00'de gerçekleştirilecek. 1936 yılında doğan Kurtböke. gazeteciliğe 1959 yılında başlamıştı. "Bülent Dikmener Ödülleri''nin kuruculanndan olan Oktay Kurtböke, "Öncü", "Kudret", "Ankara Ekspres", ™ v _».••, "SonBaskT. Oktav Kurtböke. Yönetim Kurulu üyesi, eski Cumhuriyet Vakfı Genel Müdürü, eski ANKA Ajansı Istanbul Temsilcisi ve eski Gazetemiz Yayın Kurulu üyesi *Hürgün" ve "Hürriyet" gazetelerinde de çalışmışh. 3 Kasım'da kaybettiğimız Oktay Kurtböke'yi genel seçimler nedeniyle bugün anıyoruz. Özel radyo ve TV'lere harf sitemiANKARA (ANKA) - Dıl Derneği Başkanı Sevgi Özel, hiçbir üUcenin hiçbir nedenle kendi dil ve yazısından ödün vermediğini belirterek, Türkiye'de Harf Devrimi'nin çiğnendiğini savundu. Sevgi Özel, yaptığı açıklamada, Harf Devrimi'nin 74'üncü yılında birçok kurum ve kuruluşun devrime aykın tutum sergilediğini, yasa organlanmn ve bilimcilerin ise bu durumu görmezlikten geldiğini bildirdi. Özel, Türkiye'nin 1 Kasım 1928 yılından bu yana "Yeni Türk Abece"sini kullanmaya başladığını kaydederek, "Abece"de harflerin nasıl okunacağının belirli olduğuna işaret etti. "Bu nedenle "C" sidiye okunamaz; 'N' en diye okunamaz; T' ti diye okunamaz diyen Özel, buna karşm başta özel radyo ve televizyonlar olmak üzere, konaklama yerlerinin, lokantalann, büyük ahşveriş merkezJerinin yazı devTİmini hiçe sa>dıklanna dikkat çekti. Hiçbir ülkenin hiçbir nedenle kendi dil ve yaasından ödün vermediğine dikkat çeken Özel, "Niçin 'show', niçin 'star max', niçin 'butiquie', niçin 'entivi', 'sienen'?" dedi. Özel, dil devriminin çiğnendiği savunarak, tüm kitle örgütlerinin devrime sahip çıkmalannı da istedi. V e n i Arayışiar Girişimi. kuru- îuşunımikinciydını Devlet Ba- kanı Erdoğan Toprak ve eski bakan Zekeriya Temizelin kaûldığı kokteylle kut- ladL Gazeteciler Cemheti'nde düzenlenen gecede konuşan girişimin yüriitme kurulu üyesi Adnan Koçak, amaçlannın si>asal ve ekonomik geüşmeleri bir si- vil toplum örgütü olarak etldkmek olduğunu söyledi. Örgütün bir diğer yöne- ticisi Sibel Sağlam ise geçen iki yıl içerisinde istedikleri her şeyi gerçekleştireme- diklerinl ancak çahşmalannadevamedeceklerini belirtti (ÖZGÜR ÖZTÜRK) Z ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Gene Cumhuriyet, Gene Demokrasi 29 Ekim Salı günkü yazımı, "cumhuriyet" kav- ramına ayırmış ve farklı cumhuriyet türleri üzerin- de durarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin üç temel özel- liği üzerinde durmuştum. Bu üç temel özellik, "halk egemenliği", "laıklik" ve "çağdaşlık" idi. Yani di- ğer cumhuriyet yönetimlerinin başka başka özel- likleri varken; Türkiye Cumhuriyeti'nin temel özel- likleri de, "Halk egemenliğine dayanan, laik ve çağdaş bir cumhuriyet" olması, biçıminde özet- lenebilir. Aynı yazının sonunda, konuyu sürdüreceğimi vurgulamıştım. Bugün, eksik kalan noktalan tamam- lamaya çabalayacağım. • • • Cumhuriyet, "Monarşikolmayan tüm rejimlerin ortak adı"dır. Ve bir ülke yönetiminin, sait "cum- huriyet" olarak nitelendirilmesi yetmez. O cum- huriyetin, "nasıl bir cumhuriyet" olduğunun da açıklanması gerekir. Ve sınavlarda, derslerde, hat- ta arkadaş toplantılarında; "Cumrıur/yef nedir?" sorusunu sorduğum zaman, doğru yanıtı çok en- der alabiliyorum. Çoğu kez; cumhuriyet kavramı, demokrasiyle ka- rıştınlmakta ve "Halkın kendi kendini yöneticileri kanalıyla yönetmesi", "Halk yönetimi" vb. tanım- lar verilmektedir. Oysa kı bunlar, demokrasinin ta- nımlarıdır ve (maalesef) cumhuriyetle hiçbir ilgile- ri yoktur. Kimileri, "Cumhuriyetle demokrasi aynı şeydir" derler ve fena halde yanılırlar. Hatta çok ilginç bir aksilik olarak, dünyanın köklü demokrasilerinden çoğu "monarşi"olarak karşımızaçıkmaktadır. ör- neğin Ingiltere, Isveç, Norveç, Danimarka, Hol- landa, Belçika, Ispanya vb. gibi ülkeler, cumhuri- yet değil, monarşidirler. Aslında o monarşilerdeki kralların, kralıçelerin, "turistik" olmak dışında pek bir işlevlerı yoktur. Hertürlü "harçlıkları", halk tarafindan seçilen par- lamentolar tarafindan verilir. Ama gene de, orta- da monarşiler vardır. Beğensek de, beğenmesek de... Aslında bana sorarsanız; her demokrasiye cum- huriyet olmak, her cumhuriyete de demokrasi ol- mak yaraşır. Fakat gerçek, maalesef böyle değil. Hatta demokrasilerin çoğunun monarşi olması gi- bi, kendine cumhuriyet adını veren yönetimlerin önemlice bir bölümü de, kanlı diktatörlükler ola- rak karşımıza çıkıyor. Gerçekten çok yazık... • • • Hemen tüm Batı dillerinde "cumhuriyet" kavra- mı, Latince kökenli birsözcükten kaynaklanır. Es- ki Roma'da cumhuriyet, "res" ve "publica" söz- cüklerinden oluşan bir kelime idı. Publica, halk anlamına gelirdi. Res ise, aidiyet eki idi. Böylece "res publica", "halka ait" demek oluyordu. Bizim kullandığımız "cumhuriyet" sözcüğü, Arapça kö- kenli bir Osmanlıca sözcük ve "res publica "nın tam tercümesı. Zira, Arapça "cumhur" halk demek. "iyet" de aidiyet eki olduğuna göre "cumhuriyet", "halka ait" demek oluyor. Fransız Devrimi öncesi ve sonrasında, yani 18. yüzyılın son çeyreği ve 19. yüzyılda, fazla bir so- run yoktu. Kendini "demokrat" olarak isimlendi- ren herkes, "cumhuriyetçi" idi. Aynı biçimde "cum- huriyetçi" olarak isimlendirilen herkes, "demok- rat" idi. Geçtiğimiz yüzyıldaki bu isimlendirmenin, nasıl "aynştığının" açıklanması, bu köşenin sınıriarını çok aşar. Ama şu kadarını söyleyebiliriz ki; Avru- pa monarklarının "rasyonel" yaklaşımları ve kritik dönemlerde doğru karariar alarak halklannın kalp- lerini kazanmalan, bu sonucu doğurdu. Zaten her yönetim biçiminde, "yürütme" ve "yasama" ara- sında bir "denge unsuruna" gereksinim olduğun- dan, Avrupa monarklan, bu boşluğu doldurmayı bildiler. ••• Türkiye Cumhuriyeti, uluslararası sahneye çık- tığı andan itibaren çok itibarlı bir ülke olarak dün- ya siyaset sahnesinde yerini aldı. Bizler bugün, ^ günlerin çok gerisindeyiz. '"-• Üniversitelere devlet yardımı 15 trilyonluk 'özel' destek ANKARA (ANKA) - Paralı eğitim tartış- malannm merkezinde yer alan vakıf üniversi- telerine 2003 yılında yapılacak devlet des- teği toplam 15 trilyon lira olarak belirlendi. TBMM'ye sunulan ancak 3 Kasım seçim- leri nedeniyle kadük olacak2003MaliYıh Bütçe Yasa Tasan- sı'nda vakıf üniversi- telerine trilyonluk des- tek öngörülüyor. Bün- yesindeki öğrenciler- den en az 7, en fazla 18 milyar liraya kadar eğitim ücreti alan özel üniversitelere gelecek yıl yapılacak transfer- lerin toplamı 2002'ye göre 1 trilyon lira art- tınldı. 2002'de vakıf üniversitelerinden Işık, Koç, Başkent ile Bil- kent'e farkh oranlarda genel bütçeden 14 tril- yon lira aynlmıştı. 2003 yılı için ise 15 trilyon lira olarak önerildi. Temel giderlerini öğ- rencilerden aldığı yük- sek miktardaki eğitim ücretlerinden karşıla- yan özel üniversiteler, ftartış oranının yüzde 10'un altında kalması- nı fazla tepkiyle karşı- lamadı. Vakıf üniversiteleri- ne genel bütçeden ay- nlması planlanan 15 trilyon liralık miktann Türkiye'deki 23 vakıf üniversitesi arasında bölüştüriilrnesi Yüksek Öğretim Kurulu Yasa- sı'ndaki kriterlere gö- re yapılacak. Yasanın vakıf üniversitelerine yardımı düzenleyen maddesine göre. mik- tann devlet üniversite- lerine o yıl tahsis edi- len toplam bütçe öde- neklerinin örgün öğ- renci sayısma bölün- mesi ile elde edilen miktann ilgili vakıf yükseköğretim kuru- munda okuyan öğren- ci sayısıyla çarpılma- sıyla bulunacak. Yar- dım miktarının vakıf yükseköğretim kuru- munun toplam bütçe giderlerinin yüzde 45'ini geçemeyeceği öngörülen yasada, yar- dımı almaya hak kaza- nan bu üniversitelerin en az 2 yıl eğitim-öğ- retim vermiş olması ko- şulu bulu^uyor. *
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle