22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1EKİM2002SAU 10 DIŞ HABERLER dishab(g cumhuriyet.com.tr KAVŞAK OZGEN ACAR New York'ta Savaş, Washingtonf da Klas E/lul'ün ıkinci yansında dünya dip- lomattan New Yor1<'ta Birteşmiş Millet- ler'de. ekonomistleri VVashıngton'da Uluslararası Para Fonu (U PF) ile Dün- ya Bankası (DB) Genel Kurullarında buluşuriar. Bu yı! da öyle oldu. New York'ta "savaş", VVashinçjton'da "iflas" sesleri yükseldi. Dünya ekonomistleri gele- cekyıla ilişkin beklentilerinde dahakaramsarbirhavaya bü- ründüler. Bu kurumlann falLann- da 2003 yılında dünya kalkınma hızı tahmini (eğer Irak savaşı olmaz- sa) yüzde 4'ten 3.7'ye indirildi. ABD için bu oran yüzde3.4'ter» 2.6, AB'de 2.9'dan2.3'edüşürülürken, birkaçyıl- dır durgunluk yaşayan Japonya'da beklenti yüzde 0.8'den 1.1 'e yüksel- tildi. (Japon hükümeti d e bu hedefe ulaşmak için hafta sonunda ıstifa et- ti.) Bu toplantılarda Türk hükümetini Devlet Bakanı Masum Türker başkan- lığında bürokratlartemsil etti. Toplan- tılan, setefi Kemal Derviş de iztedi. Tür- kiye'den genelde "ekonomısi sorun- lu" bır ülke "ama, öngörülen prog- ramı başanlı uyguluyor" yargıla- rı ile söz edildi. Bu arada, "Türkiye UPF ile Dünya Bankası 'ndan bu deste- ği alırken terorizmle mücade- lede ABD'nin en çok gerek dpy- duğu ülke olduğu" anımsatmasının yapıldığı da dikkatlerden kaçmadı. Kısacası, uluslararası kuruluşlann ke- selerinin ağızlarını açmada Türki- ye'nin kara kaşına, kara bıyığına olan beğeni ile ilışkisınin bulunmadığı da özenle vurgulandı. Devalüasyoncumuz Krueger sahnede UPF 2. Başkanı Prof. Dr. Anne O. Krueger'i, dünyada e n çok Türk ekonomistleri tanır. 1970*te karargâ- hını kurduğu Merkez Bankası'nda dolan 9 liradan 15 liraya çıkaran de- valüasyonun miman idi._ Daha son- raki yıllarda Boğaziçi Üniversite- si'nde dersler verdi. Eylül 2001 'de UPF'ye ikinci Başkan olan Krueger, göreve başladıktan iki ay sonra özet- le şu ilginç açıklamayı yaptı. "Nasıl özel kişiler, özel kurumlar iflas ediyorsa, egemen devletierde iflas edebilmeli. İflas cfunımunda nasıl özel kişiler, özel kurumlar için her ülkede çeşitli yasalar uygulanı- yorsa, iflas eden egemen devletler için de uluslararası uygulamayı ön- gören bir düzen zorunludur." Bu açıklama üzerine ilk tepkiler ABD'deki çeşitli bankacılık kuruluş- lanndan geldi. Krueger, çeşitli top- lantılarda bu konuda konuşmalar yaptı. Bu tartışmaların ışığı altında yeniden düzenlediği 40 sayfalık ra- porunu Nisan 2002'de UPF'ye ver- di. "A New Approach To Soverign Debt Restructing (Egemen Borçla- nn Yeniden Yapılanmasına YeniBir Yaklaşım)" adlı rapor http://wvvw.imf. org/external/pubs/ft/exrp/ sdrm/eng/sdmn.pdf adresinden edi- nilebilir. Krueger'in yeniden yapılan- ma için önerdiği "mechanism (çark)" ilk anda borçlu ülkelerde "borçlan- nı ödemediklerinde bağımsızlıktan söz edilebilir mi" gibilerden bir iz- lenim yarattı. Bu nedenle "iflas sı- nınnda" pekçok ülkedenolumsuz tepkiler yükseldi. Hafta sonunda VVashington'daki konuşmalarda Kru- eger'in "Egemen Borçlann Yeni- den Yapılanması Çarkı (EBYYÇ)" önerisi baş köşeye oturdu. Bu ko- nu UPF'nin Nisan 2003'teki bahar dönemi toplantısında karara bağla- nacak. Konu ister istemez Türk oku- runda, Osmanlı'nın son döneminde- ki "Düyun-u Umumiye mi hortla- yacak?" sorusunu akla getiriyor! Amaç kâr-zarara ontak olmak Kendilen ile görüştüğüm, daha ön- ce Dünya Bankasında, UPF'de ça- lışmış Türk uzmanlar bu ilk izlenimin yanıltıcı olabileceği düşüncesinde- ler. Önerinin gelişmekte olan ülkele- rin çıkarlarını, bir bütün olarak koru- mak gibi bir sonucu yaratabileceği- ni söylediler. Son beş yılda bazı devletler iflasın eşiğine geldiler. Bunlardan biri olan Türkiye, Kasım 2000 ile Şubat 2001 'de art arda iki dev ekonomik bunalım ya- şadı. Arjantin, Brezilya, Bolivya ise sü- rekli bunalımdalar. Rus ekonomisi 1998'de birden çöktü. Bu ülkeler iç ve dış ödemelerini yapamaz duruma gel- diler. Borçlular kadar, alacaklılar da şaşınp panikledıter. Bu ülkelerin buna- lımdan çıkmak için genelde iki yola başvurdukları gözlendi. Türkıye'nin yaptığı gibi sermaye gi- riş-çıkışlanna yasak konulmadı, an- cak bu nedenle büyük sermaye kaçı- şı yaşandı. Türkiye'nin yardımına je- opolitiği yetişti. UPF-DB devreye gir- di. Uzun süre kullanılmayan birtulum- bayla kuyudan su çekebilmek için tu- lumbaya bir bardak su ekleme yönte- minde olduğu gibi UPF-DB kredileri devreye sokuldu. Bukredilergelirken Türk halkının bir kez daha kemersıkarak Türkiye'nin iç-dış borçlannı nasıl öde- yeceği planlaması öne çıktı. Türkiye Şubat 2001 'de ikinci yola da başvurabilirdi. Ankara,tüm serma- ye çıkışlannıyasak- lar, dış borçlannı as- kıya alır, morator- yum ilan eder, içeri- deyinekemersıkıp bir plana bağlı ola- rak iç-dış borçlannı ödeyebilirdi. 1998'de Rusya bu yolu seçti. Borç ve- ren yabancı kurum- lar başta Alman bankaları. önemli ölçüde zarar gördü- ler. Alacaklılar, o devlete ait uçaklara, gemilere kendi mahkemelerinde haciz karan ile el koydurup tek tek alacak top- lamak zorunda kaldılar. Böyle bir yola başvurulduğunda o ülkenin dış piya- salarda yeniden güven kazanmasının, vatandaşlannın en basit ticari işlemler için inanılırlıklarını yeniden kazanma- lannın uzun yıllan gerektirecegi bir ger- çektir. Başlangıçta piyasalarda zaten fazla bir itibarı olmayan Rusya, bu yol- da Rusya olduğu için yürüyebildi. Ay- nca sonsuz doğal kaynakları, geniş in- san gücüne sahip olmasından dolayı fazla bir kaybı olmadı. Rusya'nın izle- diği bu yolda Türkiye'nin, Meksika'nın yürümesi elbette beklenemezdi. Krueger'in önerisini algılayabilmek çin ödeme güçlüklerinin nedenlerini de irdelemek gerekır. Eğer alacaklıla- ra ödeme yapılamaması bir "iflas (bank- ruptcy-insolvency)" durumundan kay- naklanıyorsafarklı, "nakit bunalımı ya da güçlüğünden (liquidity crisis)" do- ğuyorsa uygulamafarklı olacaktır. Şu anda her iki durumda da UPF devre- Kamu borçlanmn GSYtH'ye oram (%) • • • 1997 sonu —m 2002 sonu tahmini 0 20 40 60 80 100 120 140 ye giriyor, tüm borçlar(iç- dış, özel-ka- mu) ayınmı yapılmadan vergı yüküm- lüsü vatandaşın sırtına bindiriliyor. Kru- eger önerisine göre, ödeme olanak- lan tükenen ülke UPF ya da oluşturu- lacaközel bir kurula başvurarak, öde- melerini "geçici bır süre için askıya al- mak zorunda olduğunu" bildirebile- cek. Yeşil ışık yakması durumunda UPF, alacaklıları bir araya getirerek borçlu ülkenin ödeme olanakları sap- tanacak, alacaklılar arasında bunun nasıl paylaşılacağı kararlaştırılacak. Kurulun örneğin yüzde 60'ının oluruy- la hazırianacak bir ödeme planında alacaklılar, alacaklarının tümünü ol- masa bile, paralannın önemli bir bö- lümünü geri alabılecekler. Rusya ör- neğinde alacaklılann sayısı sınırlı idi. Alacaklılar büyük bankalar olduğu için Alman hükümetinin gözetiminde ara- lanndadisiplınli bir düzen sağlanabil- miştı. Ancak. alacaklılar çok, üstelik çe- şitli ülkelerde ise uzlaşı güç olacaktır. Bu nedenle Krueger önerisinın borç- lu için yararı. iflas durumunda ortaya çıkan değer kaybının tümünü yüklen- meyişidir. Öneri alacaklılar için adil sa- yılmayabilir. Her "borç" bir "alacak" demektir. "Yanlış borçlanma" daiki yanlı bir olgu olup genellikle iflaslann temel nedenini oluşturmaktadır. Oysagünümüzde, borçlanmadan do- ğan "kâr" borçlu ile alacaklı arasında paylaşılmakta, "za- rar" olduğu zaman bu yalnızca borç- lunun sırtına yük- lenmektedir. Oneri bu yükü paylaştı- racak, alacaklıyı da tedbirliolmayazor- layacaktır. Krueger, "iflas" kavramı en aynntı- lı bıçimde Ameri- kan yasalannda be- liriendiği için tartış- malarda bu kurallara ağırlık veriyor. Amerikan lcra-lflas hukukunda, özel kişi ya da şirketlerin borçlannı ödeye- memedurumuna "Chapter 17 (Bölüm 11)" iflası deniyor. Bu durumda, mah- keme alacaklılar arasında dağıtım ya- parken borçlu kişi ya da şirketin tüm kaynaklarını hesaba katıyor. Söz ko- nusu müflis bir belediye ya da kamu göreviyle yükümlü bir kurumsa, o za- man "Chapter 9 (Bölüm 9)" uygula- nıyor: Bu durumda borçlunun bütün kaynaklanna değıl, kamu görevlerini ye- rine getirmesine yetecek kaynaklar ayrıldıktan sonra yalnızca geriye ka- lan kaynaklar alacaklılaradağrtılıyor. Ge- nelde bır belediye, piyasaya sürdüğü bonoya, güvenilir bir büyük şirketin piyasaya sürdüğü bonodan daha faz- la faizöder. Çünkü alacaklı açısından, belediye bonosunun riski daha yük- sektir. Krueger önerisine göre devlet borçlarına uygulanacak iflas kavramı "Bölüm 11" değil, daha çok "Bölüm 9" benzeri olacaktır. Konuyu irdelemeyi gelecek hafta sürdüreceğiz. Elmek: oacar@superonline.com Fax: 0312. 442 79 90 Türkiye-KKTC Ortaklık Konseyi, bütünleşme ve işbirliğini derinleştirme karan aldı İşbirliğindeyeniadımlarANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye ile Kuzey Kıbns Türk Cumhu- riyeti (KKTC), iki ülke arasında ekono- mik bütünleşme çabalannı ilerletme ka- ran aldı. Ankara'da toplanan Türkiye- KKTC Ortaklık Konseyi, bütünleşme- nin, iki ülke arasında adalet ve içişleri alanında işbirliğinın geliştirilmesi ve parlamentolar arasında Karma Parla- mento Komisyonu kurulmasıyla derin- leştirilmesini kararlaştırdı. Dışişlen Bakanı Şükrü Sina Gürel. Türkiye ile KKTC arasında işbirliği ve bütünleşme çabalannda iki önemli adım ahldığını söyledi. KKTC ile Türkiye'nin gelecekleri arasında bir fark görmediği- ni söyleyen Gürel, "KKTC ile biriikte • Dışişleri Bakanı Gürel, Türkiye ile KKTC arasında işbirliği ve bütünleşme çabalannda iki önemli adım atıldığını söyledi. • Kıbns'ta 39 yıldır uzlaşıya vanla- mamasının temelinde, Rum tarafimn Kıbns'ı bir "Elen" adasına dönüştürme emellerini sürdürmesi yatmaktadır. • Güney Kıbns Rum yönetiminin uluslararası anlaşmalara aykın olarak AB tam üyelik sürecini nihai aşamaya taşımak istemesi, adadaki bölünmeyi derinleştireceği gibi bölgede istikran olumsuz bir şekilde etkileyecektir. • Türkiye ve KKTC, ekonomik ve mali bütünleşme, güvenlik, savunma ve dış politika alanlannda ortaklık esası- na dayalı kısmi bütünleşme çalışmala- volalacağnmza obn inanamıatekrarvur- gulamak istiyoruz" dıye konuştu. Ortaklık Konseyi Eşbaşkanı, KKTC Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı SaHh Coşar da kültürel ve sosyal bütün- leşmenin tamamlandığını belirterek "Şkn- di sıra ekonomik bütünleşmede" dedi. Coşar, Türk işadamlanna KKTC'ye yatınm yapma çağnsında bulundu. Kıb- ns'tan sorumlu Devlet Bakanı Tayji- be Gükk ile Coşar eşbaşkanlıklannda yapılan konsey toplantısı, ortak bildi- rinin yayımlanması ile sona erdi. Or- tak bildiride şu görüşlere yer verildi: nnın derinleştirilmesi konusunda görüş birliği içindedir. • Yürürlüğe giren Ticaret ve İşbirli- ği Anlaşması'nın daha etkin uygulana- bilmesi için ortak tedbirler alınacaktır. • KKTC'ye yönelik yaünmlann özen- dirilmesi amacıyla Yahnmlarda Devlet Yardımlan Anlaşması kapsammda teş- vik belgesi alan projelerin yaşama geç- mesi için gerekli tedbirler alınacaktır. • KKTC 'nin üç yıllık ekonomik pla- nına ekonomik, mali, ticari ve teknık yardımlar sürecek. Eğitim, yükseköğ- retim, sağlık, kültür, spor alanlannda da yeni yatınm projeleri teşvik edilecek. • KKTC'deki KOBÎ'lere yönelik ye- ni önlemler alınacak. ; Adams'a agır suçlama Sinn Fein liderinin pek çok kişinin ölümünden sorumlu olduğu öne sürüldü Dış Haberler Servisi - Irlan- da Cumhuriyetçi Ordusu'nun (IRA) siyasi kanadı Sinn Fe- in'in lideri olarak Kuzey Ir- landa banş sürecinde önem- li bir rol üstlenen Gerry Adams'ın, 1970'li yıllarda bir "öfiim timi" kurdurarak ERA içindeki hesaplaşma yü- zünden 9 kişiyi öldürttüğü öne sürüldü. trlanda'nın Sunday Tribu- ne ve Ingiliz The Guardian ga- zeteleri, "IRA'nın GizK Tari- hi" adlı, Adams'ın örgüt için- deki yerini de anlatan kitaptan bazı alıntılaryayımladılar. Ki- taba göre, 1972 yılında örgü- tün kayıplan olarak tarihe ge- çen 9 kişi asluıda kaybolma- dı, örgüt ıçi bir hesaplaşma yüzünden ortadan kaldınldı. Bu dönemde Belfast'taki birimin başında Gerry Adams'ın yönetici durumun- da bulunduğunu öne süren ya- zar Ed Moloney, Adams'ın atanmasıyla 9 kişinin birer bi- rer kaybolmalannın aynı dö- neme denk geldiğini öne sür- dü. Moloney'e göre, Adams iki ayn IRA istihbarat grubu kurdu ve "biünmeyenler" adı verilen bu gruplan doğrudan kendisine bağladı. Bu gruplann sadece Adams'a bilgi verdikleri ve IRVnmGbJiTarihikıtabındaAdamsm, 1970'knJe"ölümtiırû"kurdu^önesürüklü.Adaıns(sokla), 87 tarihlifotoğrafta,bir cenazede Sinn Fein"den Martin McGuiness ile birlikte görülüyor. (AP) emirleri ondan aldıklannı öne süren Moloney, "bifinmeyen- ler"in IRA içindeki "İngfliz ajanı" olduğundan kuşku du- yulan kişileri teker teker orta- dan kaldırdığına inanıyor. Moloney'e göre, Adams, bu olaylann emrini ya bizzat verdi ya da en azından ken- disine bu konularda bilgi ve- rildiğinde infazlan onayladı. Thatcher'la gizli görüşme Aynı kitapta, önjüte karşı sert tutumuyla tanuıan Mar- garet Thatcher hükümetinin bazı örgüt yöneticileriyle giz- li görüşmeler yaptığı da iddia edildi. Yazar, 1986 yılında başladığı öne sürülen görüş- melerin Thatcher'e yönelik 1984'teki suikast girişiminden 2 yıl sonraya denk geldiğine dikkat çekti. nin hedefi partiler Dış Haberler Servisi - îspanya'da Bask bölgesinin bağımsızlığı için silahh mücadele yürüten ETA örgütü, siyasi kanadı Batasuna'nın kapatılmasının ardmdan. siyasi parti bürolaruıın u saldınlanıun meşnı hedefi" olacağmı açıkladı. Bask'ta yayımlanan "Gara" adlı gazetede yer alan ETA'nın açıklamasmda, halka, Başbakan Jose Maria Aznar'ın lideri olduğu Halk Partisi (PP) ile anamuhalefet Sosyalist îşçi Partisi (PSOE) bürolarmdan uzak durmalan uyansmda bulunuldu. Açıklamada, "Bu andan itibaren faşist PP ve PSOE partOerinin bûrolan, Eusadi Ta Askatasuna'nm askeri hedefleridn-" tehdidinde bulunuldu. Halk Partisi'nin Bask yerel meclisindeki sözcüsü Jaime Mayor Oreja, ETA'nm bu açıklamasıyla ilgili olarak "Açıklama, ETA'nın zâlim, totaüter ve Nazi yajHsmı göstermektedir" dedi. I^OK!»yî-i^ UNANÎSTAN 17 Kasım marka oldu MURATtLEM ATİNA- Yunanistan'da 27 yıl-t dan bu yana kanlı eylemlere im- za atan ve bugüne kadar 17 mi- litanı cezaevine konan 17 Kasım örgütünün sempatizanlan sahne- ye çıkmaya başladı. Bir grup genç 17 Kasım adıyla müzik toplulu- ğu kurarken, örgüt sempatizanla- nnın bugün Atina'da Eksarhia semtinin gençlerinin girişimleri ile toplanarak yürüyüş yapmala- n beİdeniyor. Gösteriler sırasuı- da çıkması muhtemel olaylan ön- lemek isteyen emniyet güçleri, yürüyüşe 24 saat kala yoğun gü- venlik önlemleri aldı. 'Gazetecileri tinç edm* Bazı gruplar ise başta Atina ol- mak üzere çeşitli kentlerde yaphk- lan afişleme çalışmalanyla örgüt aleyhine belgeler ortaya koyan ga- zeteciler hakkındapropaganda ça- lışmasınabaşladılar. Yunanistan'ın önde gelen gazetecilerinin hemen tamamının polisin adamı olduğu- nu ileri süren örgüt sempatizanla- n, astıklan afışlerde bu kişüerin gö- rüldükleri yerde "Bnç" edilmele- rini istiyorlar. Internet ortarrunda faaliyet gösteren bazı gruplann ise örgütün militanlann adma şarkı- lar besteledikJeri öğrenildi. Ör- gütün ilk ele geçirüen militanı Sa\ r vas Ksiros adına bestelenen şarianm adı, bombanın patladığı geceyi anımsatan "Pire'debirge- ce". Şarkı sözlerinin genelinde örgütün başına gelenler mizahi anlamda notalara dökühnüş. Av- riani gazetesinde yer alan bir ha- bere göre de ülkenin önde gelen, ancak isimleri verilmeyen 100 önemli şahsiyeti örgüt adına par- ti kurmaya hazırlanıyor. Bu ilan C u f T l h u r İ y ö t ' i n katkılarıyla yayınlanmaktadır. Sevgili Çocuklar; Sevgili Evlatlarımız! Dünya Çocuklar Günü'nüzü kutluyorum. Bu anlamlı günde çocuklara karşı kendi görev ve sorumluluğumu hatırlıyorum. Toplum olarak, çocuklara karşı görev ve sorumluluklanmızı hatırlatıyorum. Yoksulluk en çok çocukları etkilemektedir. Beslenemeyen onlar, Okuyamayan onlar, Çocukluklarını yaşayamayan onlar... Çocuklar; açlığın, ©ğitimsizliğin, yoksulluğun, yoksuzluğun, şiddetin hertürlü ihmalin kurbanı olmasınlar.. Bu anlamlı günde bütün ana-babalan, çocuk haklarının inançla mücadelesini yapanları, çocuklan korumaya amaç edinen bütün dernek, vakıfların üye ve yöneticilerini saygıyla selamlıyor; çocuklar için yaptıkları hizmetlerden dolayı kendilerini kutluyorum. Çocuklara 23 Nisan Günü'nü bayram olarak bırakan Büyük ATATÜRK'ü, saygıyla anıyorum. Bütün Dünya çocuklanna sevgilerimi yolluyorum. YURT PARTİSİ olarak, yurt ve dünya çocuklarının haklannın yaşama geçmesi için gereken her türlü hizmeti yapacağıma, en etkin mücadelemizi kararla yürüteceğimize söz veriyorum. Saygılarımla ; YURT PARTİSİ GENEL BAŞKANI Sadettin Tantan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle