Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3i OCAK 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kızılarslan'a
ceza yok
• AISKARA (Curnhuriyet
iürosu) - Hâkimler ve
iavcılar Yüksek Kurulu,
Vnkara DGM Savcısı
îakan Kızılarslan'a,
DGM'de düzenlenen
.Vtatürk'ü anma töreninde
japtığı konuşma nedeniyle
'ceza verilmesine yer
dmadığına" karar verdi.
tızılarslan, 10 Kasım
öreninde, "Ülke yoğun bir
dconomik bunahma
SDkulmuş, devletle ilgili
jek çok karar birtakım
enperyalist ülkelerce dikte
etirilir hale getirilmış,
iikeyi yönetenler aldıklan
lorarlarda mıllı düşünceleri
\e ûlkenın ihtiyaçlanndan
cte kendilerini bağlı
g5rdükleri iç ve dış
ouşumlann değerlerini
e;as alır olmuştur..." dıye
lonuşmuştu.
Meral: İşçi
fedakârlıga hazr
• AMALVA
(Cumhuriyet)-Köy
Hzmetleri 15. Bölge
rvîüdürlüğü'nün
Aitalya'daki sezon açılış
tcrenine katılan Türk-Iş
G;nel Başkanı Bayram
Meral, Türkiye'de istikrann
sağlanması içın ışçinin
feiakârlık yapmaya hazır
oldugunu belirterek "Eğer
bcrç almaktan
vazgeçilecekse ve ülkede
istikrar sağlanacaksa,
benim işçim iki
zeytininden birini devlete
verir" dedi.
DYP: Indirimler
kalsın'
• ANKARA (AA)-
DYP'lilerin emekJı, yaşlı
ve özürlülere kamu kurum
ve kurujuşlannca verilen
hizmetlerden indirimli ya
da ücretsiz yararlanma
olanağı sağlanmasına
ilişkin yasa önerisi TBMM
Başkanlığı'na sunuldu.
Hayri Kozakçıoğlu ile
Saffet Ankan Bedük'ün
önerisi, kamu kurum ve
kuruluşlannca verilen
hizmetlerden indirimi ya da
ücretsiz yararlanmayı
kaldınlan yasa hükmünün,
emekli, yaşlı ve özûrlüler
için uygulanmamasını
öngörüyor.
Örümcek Ağı
operasyonu
• İZMİR (AA) - Ankara
Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nin başlattığı,
daha sonra 'görevsizlik'
nedeniyle İstanbul
DGM/ye de\Tedilen
Orümcek Ağı operasyonu
kapsamında aranırken
Izmir'de yakalanan işadarm
Mehmet Sırn Hoylu (56)
hakkındaki gıyabi
tutuklama karan vicahiye
çevrildi. Emniyet yetkiHleri
Hoylu'nun Buca
Cezaevi'ne konulacağını
bildirdiler.
Kazım Karabekir
anıldı
• İstanbul Haber Servisi -
Kurtuluş Savaşı'nın
komutanlanndan Kâzım
Karabekir ölümünün 54.
yıldönümünde çeşitli
etkinliklerle amldı. Kâzım
Karabekir Kültür
Merkezi'nde
gerçekleştirilen anma
töreninde konuşan Kas
Hastalıklan Derneği
Baskanı Prof. Dr. Coşkun
Özdemir. günümüz
gençliğinin Istiklal
Savaşı'nı bilmediğini
belirtti.
Kirtçe eğrtim'
istemine tutuklama
• İstanbul Haber Senisi -
Çocuklanna "Kürtçe eğitim
verümesi' istemiyle
Güngören îlçe Milli Eğitim
Müdürlüğü'ne dılekçe
vermek isterken gözaltına
ahnan5 kişiden3'ü
tutuklandı. Terörle
Mücadele Şubesindeki
sorgulan tamamlandıktan
sonra İstanbul DGM'ye
sevk edilen Yüksel Can,
Zahide Işık. Selime Alp
"yasadışı örgüte yardım ve
yataklık etmek" suçundan
tutuklanarak cezaevine
gönderildi.
Alman hükümeti, ceza alan 3 sanığm ülkelerinde olduğunu açıkladı
Sıvas canileri Almanya'daALİYTLDIRIM
BERLİN / KÖLN - 2 Tem-
muz 1993 tarihindeki "Srvas
katiiamı"na kanştıklan mah-
keme karanyla tespit edilen ve
haklannda kesinleşmiş idam ile
7.5 yıl ağırhapis cezalan bulu-
nan sanıklardân (Metin Ceylan,
Mehmet Yıtmaz, Serhat Ozgen-
türk, Harun Kavak. Sedat Yü-
(farun ve Adem Ağbektaş* üçü-
nün Almanya "da bulunduklan
Federal Almanya Dışişleri Ba-
kanlığı taranndan da doğrulan-
dı. Açıklamada, bu 3 kişinin
kim olduğu isimleriyle belirtil-
• Almanya'nın Sıvas sanıklarma siyasi mülteci hakkı tanıdığı ortaya
çıktı. Bir soru önergesini yanıtlayan Alman hükümeti, 'Sıvas
canileri"nden 3 kişinin ülkelerinde olduğunu doğruladı. Ancak canilerin
medi.
Demokratik Sosyalizm Par-
tisi (PDS) federal milletvekil-
lennden UHa Jetpke tarafindan
parti grubu adına Federal Mec-
lis Başkanlığı üzerinden hükü-
mete yöneltilen 19 Aralık 2001
tarihli soru önergesine, hükümet
adına 15 Ocak 2002 tarihli ya-
zısıyla cevap veren Federal Dı-
şişleri Bakanlığı, sanıklardân
üçünün Almanya'da iltica baş-
isimlerini açıklamadı.
vurusunda bulunduğunu doğru-
ladı. Diğer üç sanık hakkında "o
khniOderie" bir "üticatalebi" ya
da "oturma izni" şeklinde ka-
yıt bulunmadığını belirten Dı-
şişleri Bakanlığı, basında "Sı-
vas olaylanna kanşan 6 kişinin
Almanya"da olduklan" şeklin-
de çıkan haberlerden "Federal
Meclis'in de bilgisi olduğunu"
vurguladı.
Dışişleri Bakanlığı'run, soru
önergesine verdiği yanıtta, Sı-
vas sanıklanndan birinin iltica
talebinin kabul edildiği ama bu
karann son gelişmeler karşısın-
da geri aluııp alınamayacağı-
nın araştınldığı belirtildi. Sıvas
sanıklanndan ikincisınin iltica
talebinin reddedildiği, sanık ta-
rafindan bu karara itirazda bu-
lunulduğu için ret karannın he-
nüz kesinleşmediği öğremldı.
Federal Dışişleri Bakanlığı'nın
İslami Hareket durusması
Avukat Sanoğlu:
Müslümanlan
yargılayamazsmız
• Avukat Sanoğlu, temyiz
duruşmasında kendini "imam" ilan
ederek "laik devletin kendisiyle
sözleşme yaptıktan sonra
Müslümanlan yargılayabileceğini"
iddia etti.
ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Yasadışı
tslami Hareket örgütü davasının temyiz
durusması, samk Irfan Çağıncı'nın avukatı
Abdurrahman Sanoğlu'nun laiklik karşıtı
söylemlenne sahne oldu. Avukat Sanoğlu,
duruşmada kendini "imam" ilan ederek
"laik devletin kendisiyle sözleşme yapoktan
sonra Müslümanlan yargılayabileceğini''
iddia etti. Gazeteci-yazar Çetin Emeç ve
Turan Dursun ile İran rejim muhalifi AK
Akbar Gorbaninin öldürülmesi
olaylannın da içinde yer aldığı çok sayıda
cinayet, bombalama ve gasp eylemlerinden
sorumlu tutulan yasadışı İslami Hareket
örgütü hakkında açılan davada verilen
mahkûmiyet kararlannın temyiz durusması
Yargıtay'da yapıldı. Yargıtay 9. Ceza
Dairesi'ndeki dunışmaya, İstanbul Barosu
avukatlanndan samk Hüsnü Yazgan ile
bazı sanıkların avukatlan katıldı. Avukat
olmasına karşın sorgusunun cumhuriyet
savcısı tarafindan değil, polis tarafindan
yapıldığını belirten Yazgan, hükmün
bozulmasını talep etti. Sanık avukatlan da
karann bozulmasını istediler.
Besmeleyle savunmaya başladı
Davanın bir numaralı sanığı, yasadışı
islami Hareket örgütünün icra üyesi Irfan
Çağıncı'nın avukatı Abdurrahman
Sanoğlu, savunmasına besmele çekerek
başladı. Türkiye'de "Kürtierin ve
Müslümanlann yüzeysel yargüandığun"
iddia eden Sanoğlu, "Laikdüzeni
müvekkilinı de kabul etmez ben de kabul
etmem. Ancak İslam hukukuna göre.
Türkiye'deki bu rejimi değiştirme emri var
mı? Şu anda yok, çünkü Müslümanlann
gücü yok" dedı. Sanoğlu şu görüşleri
savundu: "Ortada Müslümanlann temel
hak ve özgürlükleri vardır. Laik devletin
Müslümanlan yargdama yetkisi yoktur.
Ben dedim ki laik devletin Müslümanlarla
'Hudeyba Sözleşmesi' yapması gerekir.
Çünkü şu anda laik rejimi değiştirme
gücümüz yok. Türkiye'de bir laik, antilaik
çatışması var. Bu çaüşma bitsin.
Müslümanlara azınlık haklan verilsin. İşte
ben burada Müslümanlar adına kendimi
imam ilan ediyorum ve laik devletin
benimle sözleşme yapmasuu istiyorum."
Almanya Büyükelçiliği'ne siyah çelenk
Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfi \ öneticileri, Sıvas katüamı
sanıklanndan bazüarmın iltica istemini kabul etmesini protesto için Almanya Bü-
yükelçiliğiönüne siyah çelenk koydular. Yakıf başkanı Murtaza Demir,* Ahnan
PDS MiHetvekiUeri l lla Jelpke ve Roland Calus'un soru önergesine, Içişleri Ba-
kanbğı'ıun verdiği yanıtla, Srvas kaüiamı sanıklanna Almanya hükümeti tara-
nndan siyasi iltica hakkı tanındığı ortaya çıkn" dedi
cevabi yazısma göre, üçüncü
Sıvas sanığının iltica talebi ko-
nusunda ise henüz herhangi bir
karar çıkmadı.
Konuyla ilgili olarak Cumhu-
riyet'e açıklamalarda bulunan
Almanya Alevi Dernekleri Fe-
derasyonu Genel Başkanı Tur-
gutÖker şunlan söyledi:
"Türkiye'de ölüm cezasına
çarprınlmış insanlann zaten
yuıîdışma çıkabUmelerivahim.
Bu, yardım aldıklarmı gösteri-
yor. Yardun edildiği kesin. Bun-
İar şeriatçı çevrelerin gücünü
de gösteriyor. Almanya'da Utica
taleplerinin kabul edümesi bile
dikkate değer bir geüşmedir. Al-
manya'nın bu konuda çok da-
ha dikkatli olnıası gerekir. Şeri-
atçı bir yobazuı, üstelik ölüm
cezas ahnışbiri olarakbu rahat-
hkla, bu noktaya kadar geiebü-
mesi bbd endişelendiriyor. Bel-
ki ilerde Taleban müitanlan da
siyasi baskıya uğradıklan ge-
rekçesiyie Afganistan'dan bu-
ralara gelip iltica talebinde bu-
lunurlar, olabUir. İnsanuı akuna
böyle şeyler getiyor. Biz, Alevi
toplumu olarak çok rahatsmz.
Ancak bu olayın ortaya çıkma-
sı ve kamuoyuna malolması
AABPnin ısrarhçalışmalanso-
nucu olmuştur. Biz bu katille-
rin bir yıldır peşindeydik. Ka-
tillerin peşini bırakmadık. iler-
de de bırakmayacağız.''
Gelişmeleri gazetemize yo-
nımlayan Yol dergisi Avnıpa
Temsilcisi Rıza Şahinde "SIVB
katilleıi bu kaüiamcılar Tür-
kiye djşına nasü çıkü, kimler
çıkmalannı sağladı? Kadiama-
lar Almanya'da ellerini kollan-
ru saDayaraknasıl dolaşryorlar?
Alman devleti bu katliamcılara
hangi gerekçeyie kucak açabili-
yor? Taleban'ı lanetleyen Baü,
bu katiamcılann kimliğinL suç-
lannı bilmiyor mu?
Almanya daki demokrat ku-
rum ve kuruluşlar harekete geç-
meü, Ahnan devleti de bu katli-
amcüan Türkiye'ye iade etme-
diye konuştu.
ANAP lideri Yılmaz : Türkiye'de eğitim dili 'Türkçe'dir
Ece\it: Küıtçede ödün yok
ANKARA (Cumhurivet Bürosu)
- Milli Güvenlik Kurulu,
"Kürtçe eğitim'' istemli
dilekçeleri "aynhkçı" faaliyet
olarak nitelendirirken, hükümet
kurulda alman kararlar ışığında
önlemler için düğmeye bastı.
Başbakan BükntEcevit eğitim
konusunda herhangi bir ödün
vermelerinin söz konusu
ohnadığını bildirdi. ANAP
Genel Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı Mesut Yıhnaz da
Türkiye'de eğitim dilinin Türkçe
olduğunu belirterek "Kimse bu
meselevi kendi bölgesinin
meselesi olarak göremez" dedi.
ANAP Diyarbakır Milletvekili
Abdülbaki Erdoğmuş ise Kürtçe
eğitim isteminin demokratik bir
hak olduğunu sa\-undu.
Kürtçe eğitim istemini. Kürt
demokratik kitle örgütlerinin
kurulması ve kimlik tanımlaması
taleplerinin izleyeceği
belirlenirken bunlara karşı
alınacak önlemler konusunda
harekete geçildi. Içişleri Bakanı
Rüştü Kâzım Yücelen'in daha
önce valiliklere gönderdiği
genelgede, Kürtçe eğitim
isteminin PKK'nin yeni
stratejisinin parçası olduğu
vurgulandı. Yücelen'in
"herhangi bir üzücü oiaym
meydana getanemesi, anayasa
hükümlerinin ihlaünin önlenmesi
için gerekü tedbirlerin
ahnmasını'' istemesi,
gerektiğinde daha sert önlemlere
de başvurulabileceği şeklinde
yorumlandı. Başbakan Bülent
Ecevit, Bulgaristan'a
hareketinden önce, Kürtçe eğitim
istemlerine ilişkin bir soru
üzerine, "Eğitim konusunda
herhangi bir ödün vermemiz söz
konusu değiL Bunu her vesfleyk
açıkladık" dedi. Başbakan
Yardımcısı Mesut Yılmaz,
partisinin grup toplantısmda,
Türkiye'de yaşayan herkesi vatan
haini olarak görmeye hiç
kimsenin hakkı olmadığım
kaydederek hastalıklı üç-beş
ağacı kurutmarun yolunun, bütün
ormanı ateşe vermek
olamayacağını belirtti. Yılmaz,
tüm üÛtelerde olduğu gibi
Türkiye'de de vatan hainleri,
cumhuriyet, devlet ve millet
düşmanlan bulunduğunu
belirterek bunlann marjinal
olduklannı söyledi. Son günlerde
atılan olumlu adımlan "provoke"
etmek için bölücülerin
desteklediği bazı gruplann
anadilde eğitim için dilekçe
verdiklerini belirtti.
IRMIKIAYDIN ENGİN aengin(g doruk.net.tr
Üst üste geldi. Anımsarsı-
nız, dün Oral Çalışlar yazdı:
Ayşe Zarakolu'yu yitirdik.
Veli Gürcan'ı da. Hayk Açık-
gözü de.
Hayk Açıkgöz, Türkiye Ko-
münist Partisi'nin "inatçı Er-
menisi"yd\. Benim için uzak-
tan birselamdı. Uzaktan selam
da olsa bana yakındır. Benim
topu topu on iki yıl yaşadığım
siyasal göçmenliği bir koca
ömre taşıdı. Çok uzakta, Al-
man topraklarının uzak bir kö-
şesinde, Leipzig'deveyinebir
siyasal göçmen olarak nokta-
ladı yaşamını.
Berlin'deki değerbilir dostla-
rı olmasaydı, kuşun kanadıyla
haber salmasaydı, öldüğünü
belki de duymayacaktık.
Sessiz sedasız bir komünist-
ti. Sessiz sedasız gitti.
• • •
Veli Gürcan, Izmir'de birSSK
hastanesinin yoksulluk fışkı-
ran koğuşunda geçirdi son
günlerini. Bedenini kemiren
kansere birkaç gün önce ye-
nik düştü.
Sessiz sedasız.
Oysa 70'li yıllann mitingleri-
nin, yürüyüşlerinin "sesli se-
dalı" Veli Gürcan'ıydı. Coşku-
su aklıyla yarışır, çoğu kez ak-
Birçok Acı - Bir Küçük Sevinç
lının da önüne geçerdi.
ölen bir arkadaşın cenaze
töreni için binlerce kişinin top-
landığı Sultanahmet Meyda-
nı'nda kürsüden haykırdığı şu
cümleye bakın:
- Sol yumruğu memleket ka-
dar büyüktü onun!..
Bu cümleyi akılla üretemez-
siniz. Ama bu cümleyi, acısını
devrimci öfkeye çevirmeye ha-
zır bir kalabalığa haykırdığınız-
da binlerce "sol" yumruğu gök-
lere fıriatırsınız.
"Abartıyorsun" demeyin.
Ben tanığım. 1974'ün bir ba-
har günü Sultahahmet Mey-
danı'nıdolduranbinlervebin-
ler tanık.
Yoksulların kurtuluşuna
adanmış biryaşamdı. Yoksul-
luk içinde yaşadı ve çok derin
biryoksullukla noktalandı. Ya-
kındığını hiç duymadım...
Sesli sedalı yaşadı. Sessiz
sedasız gitti.
• • •
Ayşe de gitti.
Tanıdığımda Ayşe Sarısö-
zen'di. Ayşe Zarakolu oluşu
epey sonradır.
Oldum bittim sessiz sedasız-
dı. Ağabeyinin bitiptükenmek
bilmeyen "ses ve seda"sının
zıddıydı. Her koşulda sessiz
sedasız...
1964'ü 1965'e bağlayan ge-
ceyansı yoksul bir öğrenci evin-
de. ufacık harçlıklarla kurul-
muş yılbaşı sofrasında, gece-
yarısına birkaç dakika kala or-
taya çıkanverdiği kocaman kar-
puz, odada sevinç çığlıkları
patlattığında da sessiz seda-
sızdı. Odayı sevinç çığlıkları
çınlatırken o, "tavşan tavşan"
gülümsemekle yetinmişti.
Yukarıdaki paragrafta "bir
karpuz için sevinç çığlıkları "nı
kavrayamayacak kadar genç-
seniz, yaşı uygun olanlara so-
run. Onlar size 1964 Türkiye-
si'nde kışın tam da ortasında
sofraya karpuz gelirse neden
sevinç çığlıkları atılacağını an-
latırlar.
Ama 12 Mart karanlığının
zorlu "kaçak - göçek" günle-
rinde, vapurda kimlik denetimi
yapan, üç günlük sakallarıyla
ürkütücü görünüşlerine daha
bir ürkü katmış polis ekibine
sahte kimliğini uzatırken de
sessiz sedasızdı. Hatta poli-
sin gözlerinin içine, gözünü
kırpmadan bakıp "tavşan tav-
şan" gülümsemeyi de eksik
etmemecesine...
DGM savcısına ifade verir-
ken de...
DGM yargıcının önünde sa-
pasağlam bir mantıkla ördüğü
savunmasını okurken de...
Hapishanenin demir kapısı
onu içine aldıktan sonra ağır
ağır kapanırken de...
Hapishanenin demir kapısı
onu "dört duvarı olmayan ko-
caman bir hapishane"ye dön-
mesi için özgür bırakmak üze-
re ağır ağır açılırken de...
"Yüzyılın en cesur 50 kadı-
n/"ndan biri seçildiğini öğren-
diğindede...
Odülünü almak üzere seya-
hate çıkamayacak kadar has-
ta olduğunu, ölümcül tümö-
rün bütün bedenini sardığını,
aynlık gününün yakın olduğu-
nu bilirken de...
Önceki gün Istanbul'da Mer-
kez Efendi Camii'nin avlusun-
dan üç beş adım ötedeki me-
zarlığa doğru yola çıktığında
da...
Sessiz sedasızdı ve tabutun
içini görmedim, ama kesinlik-
le eminim yine "tavşan fav-
şan" gülümsüyordu.
• • •
Ne çok acı yaşadık şu üç
beş gün içinde. Bir kuşağın
damla damla azalmasının ke-
deriyle ne kadar yoğun iç içe
olduk.
Içiniz mi karardı?
Benim de.
"Birçok acı"ya bir "küçük
sevinç" katıp noktalayayım mı
yazıyı?
Duyduk duymadık demeyin:
Açık Radyo açıldı!..
Yani zaten açıktı da 15 gün-
lük cezasının "/n/az/"sonaer-
di ve Açık Radyo yeniden ya-
yınageçti.
15 gün boyunca araljksız dü-
dük çalarak, yani "RÜTÜK"ü
düdükleyerek yayınını sürdür-
dü. Cezasının infazı bitti ve hiç
olmazsa Istanbullular94.9'da
artık düdük değil Açık Radyo
yayını dinliyorlar.
Oysa biz düdük sesini de
sevmiştik.
Yani arada sırada, örneğin
günde bir dakika filan da olsa
düdük çalsalar...
Ne demişler: önerenin bir
yüzü kara, düdük çalmaya-
nın...
POLflİKA GÜMJİİĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Yağma DüzeniL
Dolar 1 milyon 320 bin sınınna indi...
Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal
Derviş, Davos toplantısına katılmak için ABD'ye
gitmeden önce Genç Yönetici ve Işadamlan Der-
neği (GYİAD) üyeleriyle yaptığı toplantıda il-
ginç bir yorum yaptı:
"Dolar 1 milyon 650 bin lirayken hata ettik,
bugün de biraz hata var!"
Türk LJrası 'nın dolar karşısında değer kazan-
ması karşısında ne yapılacak?
Merkez Bankası serbest piyasadan dolar sa-
tın alacak!..
Henüz Merkez Bankası'nda bir kıpırdanma
yok!..
Derviş, Türkiye'nin enflasyon muhasebesi-
ne 2003 yılında geçebileceğini söylerken
bankalar döviz satıyordu...
Bu arada ihracatçılar şaşkındı...
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon Ihracat-
çıları Birliği (İHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı
Nuri Artok, "Kur düşüyor ama enerji ve do-
ğalgaz fiyatlan aşağıya inmiyor" diyordu...
Gerçekten olup bitenlere akıl erdirmek zor-
du!..
Neyse imdadıma Prof. Dr. Korkut Boratav
yetişti...
Boratav'ın 'Tatsız Bir öykü' başlıklı yazısını
okuyunca, bu oyundan ne Derviş'in ne de ki-
mi ekonomistlerin ders çıkardığını anladım...
Oyunun bilinen birinci perdesinde, Türki-
ye'deki bankalar (finansal kriz öncesi) ulusla-
rarası bankalardan aldıklan kredileri Türk Ura-
sı'na çevirip Hazine'ye borç verip büyük ka-
zançlar elde etmişlerdi...
Peki bankalanmızın 1999'dayurtdışından al-
dıklan kredi ne kadardı?
123 milyar dolar!..
Evet, yanlış duymadınız, 123 milyar dolar!..
Bankalar 123 milyar dolann 121 milyannı ge-
ri ödemiştir!..
Borçlan ne kadardı bankalann?
2 milyar dolar!..
• • •
Bilinen oyunun ikinci perdesi 6 Aralık 2000'de
açılıyor!..
Kasım krizi gelip geçmiştir...
IMF heyeti yeni bir niyet mektubunu görüş-
mek için Ankara'ya gelmiştir...
Görüşmeler biter ve basın toplantısının ya-
pılacağı medyaya haber verilir!..
O da ne?
Basın toplantısı öncesi Başbakan Bülent
Ecevit, gazetecilere açıklama yapıyor...
Ecevit, IMF'yle anlaşma sağlandığını, ban-
kalardaki tasarruf mevduatı üzerindeki devlet
güvencesine ek olarak, bankalann dış kredi-
lerinin de güvence altına alındığını söyler!..
Ardından basın toplantısı başlar!..
IMF'nin Avrupa Direktörü Deppler, Hazine
Müsteşarı ve Merkez Bankası Başkanı'yla bir-
likte gazetecilere seslenir!..
Deppler, devletin ek güvencesini savunur!..
Yani, bankalann ödeyemediği 2 miryar do-
lar tutarındaki dış bankalara borcunu Tür-
kiye Cumhuriyeti ödeyecektir!..
IMF, yabancı bankalann Türk bankalanndan
alacağı olan 2 milyar doları garantiye almıştır!..
Böylece Türkiye'nin üzerine ağır bir borç yü-
kü binmiştir!..
Gelelim üçüncü perdeye...
Prof. Dr. Korkut Boratav şöyle diyor:
"Üçüncü perde yeni niyet mektubunun
IMF'ye yollandığı 24 Aralık 2000 tarihinde açı-
lır. Bu mektupta banka borçlanna sağlanan ga-
ranti, 'Hükümet 6 Aralık 2000 tarihinde tüm mev-
duatların ve diğer kreditörlerin geçici olarak
tam güvenceye alındığını ilan etmiştir' ifadesi
ile tekrarlanıyor. Ancak Recep Önal ile Gazi
Erçel'/n imzasını taşıyan bu ifade yalandır; zi-
ra böyle bir hükümet karan yoktur ve banka-
lann dış borçlanna verilen devlet garantisi hu-
kuk dışıdır."
•••
Oyunu seyredenlerin büyük çoğunluğu IMF
kıskacındaki Türkiye'yi alkışlıyor, "IMF istiyor,
hükümet yapsın" diye tempo tutuyordu...
Bir kişi, evet bir kişi bu oyunu alkışlamıyor-
du!..
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer!..
O da kötü adam oluyordu!..
Sokaklarda binlerce işsiz insan vardı, aç-
lık ve sefalet kol geziyordu!..
Peki, yann oyunun diğer perdelerini açma-
ya ne dersiniz?
hikmet.cetinkaya(a cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
TEŞEKKÜR
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde
geçirdiğim "Radicol Prostad Co."
ameliyatımda: "Geçmiş olsun..."
dilekleriyle incelik gösteren
Rektör Prof. Dr.
EMİN ALICI,
başanlı ekibiye beni sağlığıma
kavuşturan Hastane Başhekimi ve
Üroloji Bölümü Başkanı:
Prof. Dr.
ADÎL ESEN,
Uzm. Dr.
AYKUT KJEFÎ
ve arkadaşlanna,
Sorumlu Servis Hemşiresi GÜLSEREN
GÖK ve hemşire arkadaşlanna
ve de hizmetlilere
her şey için teşekkür eder, başanlannın
devamını dilerim.
Prof. Dr. ALİ RIZA BALAMAN
(Emekli Sosyal Antropolog)