14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 OCAK 2002 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERtN DEVAMI 17 C r U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada la çıkıyor. Ne var ki; 'bu inanış, bu toplumsal saptama yeni- len büyük ölçüde yanılgıya düşürebilir". Bır tarihte yenılığe ve hatta. genç siyasetçiye top- lumdaki büyuk özlemin varlığına inanarak yola çıktı C«m Boyner. 0 kadar ki, ilk seçimde yüzde 40'ın üzerinde oy alacağını içeren demeçler verdi. Yüzdesini anımsamıyorum ama; Boyner ilk seçim- de yüzde bin bilmem kaç oy toplayarak siyasetten iş alanına çekildi. Kök salmış partilerin temelteri hâlâ sağlam. Oyla- rı düşebilir, ama bir zaman sonra oyları yükselebilir de... Yeni kımi partiler var ki, örneğin AKP, kurucuları es- ki bir partinin temelleri üzerine yeni bir bina (portre) inşa ettiğı için kamuoyu araştırmalannda ötekilere fark atıyor, hayli önde görünüyor. Ne çare, AKP de sorunlu bir parti. Eskiden kalma iç ve dış dünyadaki kuşkuları gidermek için New York'taki Davos'a çağrıhyor ama, günlerce önce gıt- tiği VVashingtorTda "kendini anlatma çabalan" için- de. Kimı haberlere göre Recep Tayyip Erdoğan'ın (RTE'nin) görüşme isteklerine ABD resmi çevrelerin- den yanıt gelmemiş. Bu davranışın anlamı basıt: Türkiye'de geçmişin- den kaynaklanan kuşkulardan ötürü hâlâ güven du- yu/mayan RTE'ye Amerikan usulü selam! ABD yönetimi bu davranışını başka yoldan gider- meyi tabii biliyor. Böyle olmasa; Türkiye'de ılımlı Islamın yerleşme- sinin baş savunucusu, CIA adamı, ABD yönetımle- rinde her zaman baş uzman diye kabul gören ünlü Graham Fuller ve Ankara daki büyükelçiliği sırasın- da ABD'nin ulusal yararları uğruna Türkiye'yi kullan- mak için elinden geleni yapan Morton Abramouritz ile RTE neden görüştürülüyor? Meşreplerı ve "misyonlan" bilinen iki Amerikalının, Amerika adına (sonradan gereken yerlere rapor ver- mek üzere) gayri resmi yoldan RTE'yı tarttıkları, AB- D'ye bugünkü ve gelecekteki olası bağhlığını ölçtük- leri yadsınabilir mi? Gayri resmi kimi kuruluşlardaki toplantılar, elbette resmi görüşmeler kadar gürültü koparmaz. Ama çok işe yarar. RTE, kuşkusuz gayri resmi kuruluş ve kişilerle ya- pacağı görüşmelerin sağlayacağı yararların bilincin- de. Ikiyüzlülük gırla Elbette bılıncinde; VVashington'daki konuşmala- nnda ABD'yi ürkütmemek, hatta hemen bütün siya- set adamlanmız (son zamanda Ecevit'ın de), özen- le kazanmaya çalıştığı "ABD desteğıni" sağlamak için "eskiideallenni" bir kenara atan söylemlerde bu- lunuyor. Örneğin, ABD yönetiminin istediği yönde Ameri- kalılara seslenirken "Islamla Batı arasında anlayış ku- nılması lazım. Türkiye gibi bir ülke ve bizimki gibi bir siyasi parti, bu anlayışa katkıda bulunabilir" diyerek hizmet sunuyor VVashington'a. Bu sunuşun arkasından Türkiye'de "sisteme"ters düşmediğine değinen ve fakaaat, RTE'nin daha ön- ceki düşünce, inanç kavramlannı unutturmaya çalı- şan bir-iki cümle söylüyor: Buyrun, izleyin ve bu cümleterle eski-yeni RTE ara- sındaki uçurumu saptayın: "Laiklik Türkiye'de ana- yasal düzende var ve bu özellikleriyle Türkiye örnek altnabilir." Türkiye siyaset alanında hemen hergün inanılma- sı güç kimi öyle ömekler veriyor ki... RTE'nin dünkü siyasal açıdan inanç ve görüşlerini, ayaklarını sağ- lam basma uğruna bugün bir kenara atmasına hay- ret edenlerin sayısı azalıyor. Şaşırtmacı siyasal oyunlara bir başka örnek belki ilginizi çekebilir. Geçen akşam Hulki Cevizoğlu, "Ceviz Kabuğu" programında Kürtçe eğitim konusunu ışlerken, ko- nuklanndan biri, PKK'nin tezgâhladığı Kürtçe eğitim girişimlerini dolaylı dolaysız savunan HADEP'in Ge- nel Başkan Yardımcısı Osman Çelik idi ve belki inan- mayacaksın/z, ama şöyle dedi: "Kürtçe yayın yapan bir gazetede Kürtçe köşe ya- zıyorum. Bu gazete Türkiye'nin heryerinde bayiler- de bulunuyor." Bunlar böyle konuşuyor; Batı'ya, örneğin Karen Fogg gibi, Almanya gibi Kürt bağımsızlığına hizmet verenlere gidiyor ve mazlum rolü kesiyorlar. Türkiye üzerinde oyunlar bitip tükenmiyor. Tüken- meyecekde... Dincisinde, Kürtçüsünde ikiyüzlülük gırla! SP'nin tüzük oyunu BÜLENT SAR1OĞLU ANKARA - Saadet Partisi'nin (SP), genel idare kuruluna (GÎK) geniş yetki tanımak amacıyla tüzükte yap- tığı tek sözcüklük oyun Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Ka- nadoğlu'nun gözün- den kaçmadı. SP yönetimi, yasaya aykun olması nedeniy- le başsavcının reddetti- ği hükümleri hafta sonu kurucular kurulu top- lantısıyla tüzükten çı- karacak. SP yönetimi, TCY'nin 312 ve 159. maddesi nedeniyle "ülkenin hapishaneye dön üşriirüldüğünü " savunmasına karşın tü- züğüne eleştirdiği dü- zenlemeyi ararmaya- cak bir madde koydu. SP tüzüğüne göre Mec- lis kulisinde konuşmak bile partiden ihraç ne- ienleri arasında yer alı- /or. Başsavcının SP'yi ıyarmasına neden olan ısulsüz ifade, Siyasi Partiler Yasası'ndaki tek sözcüğün tüzüğe "yanlış yazılmasın- dan" kaynaklanıyor. SPY'nin 16. maddesin- de, "Merkez kararor- ganı, zorunln sebepler dolayısıyla büyük kongrenin toplana- madığı hallerde, par- tinin hukuki varlığına son veriimesi ve tüzük ve programın değişti- rilmesi 'dışındaki' bü- tün kararlan alabi- lir" deniyor. Bu tüm- cedeki "dışındaki" sözcüğü tüzüğe "da- hil" biçiminde yazıldı. Böylece GÎK'e tanınan yetki sınırsızlaştınldı. Başsavcı, aynca yurtdı- şı temsilciliklerin han- gi ülkelerde açılacağı- nın da rüzükte belirtil- mesi ve parti yönetimi için genel başkana ta- nınan bazı kontenjanla- nn iptal edilmesi için 2 ayn uyanda bulundu. Başsavcının onayından geçen bazı tüzük hü- kümleri ise SP'nin de- mokrasi çelişkisini or- taya koyuyor. £ans Topu'nu bir kişi tutturdu I Haber Merkezi - Şans Topu'nda bu haftaki anslı numaralar dün akşam yapılan çekilişle 5- 1-13-16-29 ve artı 5 olarak belirlendi. Şansh 6 lumarayı bilen 1 kişi 371 milyar 859 milyon 00 bin lira, 5 bilen 50 kişi 1 milyar 144 milyon 25 bin lira ikramiye kazandı. Taylor kuralı Türkiye'ye uymadı BANUSALMAN ANKARA - Türkiye'de işadamlanndan sonra hükümette üst düzeyde kabul gören ABD Hazine Müsteşan Jobn Taylor'un kendi adını taşıyan ikrisat kuramını, Mer- kez Bankası'nın 1998 yılında Türkiye'ye uyarlayan teknik bir çalışma yaptığı orta- ya çıktı.Ancak, Merkez Bankası,Taylor'un kısa dönem faizler kuJlanılarak düşük enf- lasyon ve istikrarlı büyüme hedefine ula- şıimasına dayanan kuramının, kronik enf- lasyon yaşanan Türkiye'ye uymadığı sonu- cuna vardı. Buna karşın şubat krizinden sonra en önemli Merkez Bankası politika aracı olarak kısa vadeli faizler sunuldu. Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serden- geçti, kısa vadeli faizlerin etkın olarak kul- lanılamadığını Kasım 2001 'de itiraf etti. Stanford Üniversitesi'nde görev yapmış olan John Taylor, ABD Hazinesi'nin dış yardunlar bölümünü yönetiyor. Taylor'un, ABD Hazinesi'ndeki görevi, uluslararası ekonomik ve fınansal konulann yanı sıra IMF ve Dünya Bankası gibi mali kuruluş- lan da kapsıyor. Taylor, IMF politikalan uygulanması sırasında krize girmiş ülkele- rin dış borçlannın ödenebilirliğinin sağ- lanması için borç verilmesine karşı çıkar- ken, "Batanlan kurtaracaksa IMF ka- patıisın" eleştirisinde bulunmuştu. Merkez Bankası Araştınna Genel Mü- dürlüğü'nden Mehtap Kesriyeli ile Cihan Yalçın'ınEkim 1998'deyayımlanan "Tay- lor Kuralı ve Türkiye Uygulaması Üze- rine Bir Not" başuklı çalışmalan, Jobn Taylor'un geliştirdiği modelinTürkiye için geçerli olmadığını ortaya koyuyor^Çalış- maya göre; Taylor kurah, özetle "Üretün dözeyinin veya enflasyon oranının uzun dönem dengesinden sapması durumun- da, Merkez Bankası kısa dönemli nomi- nal faiz oranlarını değiştirerek enflas- yoo oranı veya üretim düzeyini etkileye- bilmektedir" mantığına dayanıyor. Taylor kuralmı Türkiye'ye uyarlayan ça- hşmada şu sonuçlara vanlıyor: - Gelişmiş ülkeler için yapılan çalışma- lar, bir para politikası aracı olarak kısa dö- nemli faiz oranlannın enflasyonun doğru- dan hedeflenmesi pobtikasıyia birlikte kul- lanılması durumunda fiyat istikrannı sağ- lamada ve istikrarlı bir ürerim düzeyinin oluşturuhnasında diğer para politikası araçlanndan (para ara, döviz kuru gibi) daha etkih' olduğunu göstermektedir. Tay- lorKuralı 'mn daha çokdüşük enflasyon ve istikrarlı büyümeye sahip gelişmiş ülkeler için geçerli olabileceği düşünülmektedir. - Bir para politikası aracı olarak kısa dö- nemli faiz orannun, yüksek ve kronik enf- lasyona sahip Türkiye'de enflasyonun dü- şürülmesinde ve fiyat istikrannın sağlan- masuıda tek başına yeterince etkih oünası beklenmemektedir. Kısa vadeli faizlerin Türkiye'de etkin olamayacağını bu çalışma ortaya koymasına karşın, şubat krizinden sonra para politikası kısa vadeli faizlere dayandınldı. IMF kredisi için aclıııı atdıııal ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - ABD Hazine Müsteşan John Taylor, işadamlanyla yap- tığı temaslann ardından dün baş- bakan yardımcılan Mesut Yıl- maz, Devlet Bahçeli, Hüsamet- tin Ozkan ile De\ let Bakanı Yü- maz Karakoyunlu ve Maliye Bakanı Sümer Oral'la görüştu. IMF desteğıne yönelik olarak Türkiye'nin atması gereken adımlar üzerinde duran Tay- lor'ın, terörün finansmanıyla il- gili olarak da daha etkin çalışma yapılmasını istediği belirtildi. Taylor, Özelleştirme Yasası ve yabancı sermayenin yatınm yap- ması önündeki engellerin kaldı- rümasına ilişkin çalışmalan göz- den geçirdi. Taylor, dün hükümet düzeyin- de gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından Başbakanhk'tan aynhr- ken açıklama yaptı. Taylor, IMF veABD'ninTürkiye'den beklen- tileri olup ohnadığı sorusu üze- rine, yeni kredinin verileceğini belirtirken "Ancak belirli adım- ların atılması için tabii ki bek- lenriler var" dedi. IMF'nın, programın uygulanıp uygulan- madığına bakarak kredileri vere- ceğinin altını çizen Taylor, "Programın doğru şekilde uy- gulanıp uygulanmadığı takip edilecektir" dıye konuştu. Tay- lor, terörün finansman kaynak- lanyla mücadeleyı de görüşme- lerde ele aldıklannı belirtti. TL'nin dolar karşısındaki de- ğerinin tehlikeli olmadığtnı sa- vunan Taylor, "Kur politikasın- da etkin bir döviz kuru belir- lenmeye çalışılıvor. Bu poliri- kanın özellikle düşük miktar- larda kalması önem taşıyor" dedi. Taylor, ekonomik büyüme- Taylor, MHP lideri Bahçeli'yle de göriiştü. (Fotoğraf: AA) yi arthrmarun en önemli yolla- nndan birinin düşük enflasyon olduğunu savundu. Taylor, gö- rüşmelerde Türkiye'deki yaban- cı sermaye yatınmlan ve ulusla- rarası ticaretkonulannı ele aJdık- lannı, ancak uluslararası şirket- lerle ilgili spesifik konulara de- ğinmediklerini belirtti. Taylor, ANAP'lı Birkan Er- dal, Nesrin Nas ile DSP'li Er- tuğrul Kumcuoğlu, MHP'li Sü- leyman Sazak, AKP'li Vecdi Gonül ve DYP'Ii Ufiık Söyle- mez'le de yemek yedi.Milletve- killerine bankacılıkla ilgili dü- zenlemeyi soran Taylor'm "TB- MM'den bugün (dün) geçer" yanıtınıalınca "Bu.çokolumlu, dönüm noktası olacak" dediği aktanldı. Taylor'ın, "'Güçlü, so- runlarını çözmüş bir Türkiye bizim için çok önemli. Olumlu şeyler yapılıyor ama başarı öy- küsü için kararlılığın sürdü- rülmesi gerekir" uyansmda bulunduğu öğrenildi. Küresel sermaye yön amyor • Baştarafı 1. Sayfada başlıkla ele alınacak "- Güvenliğin geüştirilme- si ve tehdide karşı ya- nıt. - İş dünyasında yaşa- nan sorunların yeniden tanımı. - Fakirliğin azaltıl- ması ve eşitliğin güçlen- dirilmesine yönelik ça- Iışmalar. - Liderlik ve yönerici- liğin yeniden tanımlan- ması. - Sürdürülebilir bü- yumenin onarılması. - Değerlerin paylaşı- mı ve farldılıklara say- gi-" ilk olarak 1971 yılında Avrupah işadamlarmın bir araya gelmesiyle ya- şama geçen Dünya Eko- nomik Forumu, bugün tüm dünya ülkelerinin önem verdiği bır iş-siya- set-ekonomi zirvesi hali- ne geldi. Resmi toplan- tısı her yıl ocak ayında yapılan Dünya Ekono- mik Forumu'nda, küresel ekonomik ve siyasal po- litikalar şekillendiriliyor, ülkelerin yıllık raporlan değerlendirilerek ulusla- rarası yatınmJara ve ser- maye akışına yön verili- yor. Liderlerin çokuluslu şirketlere kendi ülkeleri- ne dair tüm raporlan ay- nnhlı olarak aktardığı fo- rum, kimi çevrelerce "ülkelerin şirketler için görücüye çıktığı yer" olarak değerlendiriliyor. New York'taki Da- vos 'ta bu yıl aynca bir ilk gerçekleşecek. Farklı dinlerden 4O'ı aşkm din adamı kültürler arası di- yaloğun geliştirilmesi için bir araya gelecek. Dünya Ekonomik Foru- mu toplantılannın yapı- lacağı VValdorf Astoria Oteli çevresinde ikiden fazla kişinin maskeyle dolaşması yasaklandı. Polis, otel çevresinde görülecek maskeli kişile- rin tutuklanacaklanm açıkladı. Maske kapsa- mına kar maskeleri ve yüzü kapatan fularlann da girdiğini belirten yet- kililer, gösteri yapacak- lann yüzlerinin açık ol- ması gerektiğini kaydet- ti. Karara karşı çıkan "Anti-KapitaüstYakın- Grubu" adlı ör- gütün mensuplan, yasa- ğa rağmen maskeyle gös- teri yapacaklannı açıkla- dı. Forumu protesto ama- cıyla New York'a çok sa- yıda göstencınin gelece- ği tahmin edilırken küre- selleşme politikalannı protesto eden yaklaşık 200 gruba karşı New Y- ork polisi, toplantılann yapılacağı VValdorf Asto- ria ve Intercontinental otelleri çevresinde yoğun gü\ enlik önlemlen ahna- ya başladı. Otellenn çev- resine geçişi engelleyen büyük beton bariyerler yerleştirildi. Toplantılar sırasında görev yapacak 4 bin polisin büyük işyer- lenni, havaalanı ve köp- rüleri de kontrol alhnda tutacağı bildirilirkenyet- kililerin 3 eylem için izin verdiği kaydedildi. Top- lantılar sırasında olaylar çıkması halinde, metro sürücülerine tehlikeli gördükleri duraklarda durmama yetkisi verildi. Ünlûler katılıyor Katıhmın 25 bin dolar olduğu toplantılara eski ABD Başkanı Bill Clin- ton ve eşi Hillarv Clin- ton, Birleşmiş Mılletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan, ABD Dı- şişleri Bakanı Colin Po- well. Afganistan'ın yeni başbakanı Hamid Kar- zai'nin yanı srra 30 dev- let ve hükümet başkam ve 100'den fazla dışişle- ri bakanı kahlacak. DEF'te Türkiye de gündeme gelecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dünya Ekonomik Forumu (DEF) toplantılan kapsamında yapılması planla- nan "Türkiye'nin göriinü- mü" konulu toplantıda, Türki- ye'nin geleceği görüşülecek. Toplantıda yabancı yatınmcı- laraTürkiye'de yatınm ortamı- nın iyileştirihnesi için atılan adımlar anlatılacak. Forum kapsamında Dışişleri Bakanı İsmail Cem'i yoğun bir gün- dem bekliyor. • "Türidye'iningörününıü" konulu toplantı, 3 Şubat Pazar günü gecesi Waldof Astoria otelinde gerçekleşecek. Top- , lantıda "Ekonomik politika yoluyla neler çözümlenebilir, siyasal liderliğin sorumluluk alanına neler giriyor?" soru- lanna yanıt aranacak. Türki- ye'nin yeni lider adaylanndan biri olarak boy gösterecek olan Cem, dışpolitika açısından bü- yük önem taşıyan ikili temas- lar da gerçekleştirecek. Cem'inABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, Yunanistan Dı- şişleri Bakanı Yorgo Papand- reu, Afganistan Dışişleri Ba- kanı Abdullah Abdullah ve İsraıl Dışişleri Bakanı Şimon Küreselpolitikalara karşısivilalternatif Peres ile bir araya gelmesi ön- görülüyor. Cem'in Kofi An- nan'ı da ziyaret etmesi bekle- niyor. Cem'in. Powell ve Ab- dullah ile yapacağı görüşme- lerde öne çıkacak konular ara- smda Afganistan'ın yeniden yapılandınlması ve Türki- ye'nin rolü yer alıyor. Filistin lideri Yaser Ara- fat'ın Ankara'ya ilettiği mesaj ve Ankara'nın değerlendirme- leri de Cem'in Şimon Peres ile görüşmesinde Israil tarafina ak- tanlacak. Toplantılann ikinci günü Cem, Powell, NATO Ge- nel Sekreteri Lord Robertson, AB Dış Pohtika ve Güvenlik temsilcisi Javier Solana ve Fransa Dışişleri Bakanı Hubert Vedrine ile birlikte "İstikrarü bir dünya için bir koalisyon oluşturmak:Yükü kim payla- şacak?" konulu panele kahla- cak. Bakan öğleden sonra "Or- ta Asya'ya genel baloş" konu- lu panele katıldıktan sonra M Avrupa ortaya bir dış politi- ka koyabilir mi?" tartışması- na kahlacak. Devlet Bakanı Kemal Derviş ise cuma günü "Dünya ekonomisinde küre- sel büyümenin tesisi" konulu toplantıyı yönetecek. Ekonomi Servisi - Dünya Ekonomik Forumu'yla eşza- manlı düzenlenen ve "Küresel saldırıya karşı küresel dire- niş" sloganıyla Brezirya'mn Porto Alegre kentinde örgütle- nen Dünya Sosyal Forumu'na 130 ülkeden 60 bini aşkın insa- nın kahhnası bekleniyor. Kü- resel sermaye hareketine mu- halif gruplann oluşturduğu ikinci büyük sivil girişim ola- rak nitelendirilen foruma 5 bi- ni aşkın siviJ örgüt kaülıyor. Gruplar, kendi deyimleriyle "zengini daha zengin, yoksu- lu daha yoksul eden küresel politikalara" karşı alternatif bir dünya düzeninin var edile- bileceği savunusuyla, "shil bir küresel yaklaşımın" oluştu- nümasını hedefliyor. Beş gün sürecek forum boyunca yapıla- cak seminerlerde, daha önceki kitlesel protestolara paralel ye- ni gösterilerin örgütlenmesi amaaylayeni stratejiler belirle- necek. Porto Alegre toplantısı- nın diğer gündem maddelerini ise dünya ekonomisinde yaşa- nan durgunluk, Arjantin krizi, ABD'de yaşanan 11 Eylül sal- dınlan ile sonrasındaki geliş- meler ve dünya banşı oluştura- cak. Seattle eylemlerinin lideri Jose Bove de Porto Alegre'de olacak. Bove, AFP haber ajan- sıyla yaptığı söyleşide, Porto Alegre toplantısının, katılacak olan pek çok siyasetçiyle bir- likte, küreselleşme karşıtı ha- reketin meşruluğunu gözler önüne sereceğini vurgulayarak "Artık anlamaya çalışan ve sorgulayan onlar" dedi. Küreselleşme karşıtlannın öne çıkanbirbaşka ismi ise Ar- jantin krizinin "serbest tica- ret polirikasının yarattığı fe- laketin en açık kanıtı oldu- ğunu" savunan Bernard Cas- sen. Cassen ve grubu, yoksul- lara karşılıksız mali destek ve- riimesi amacıyla bir dünya ver- gisi oluşturulması gerektiğini öne sürüyor. Sokak çatışmala- nna yönelik endişeler ve Bre- zilya Işçi Partisi üyelerine ge- len ölüm tehditleri nedeniyle güvenlik önlemleri de sıkılaş- tınldı. Brezilya'h yetküiler, fo- ruma Ispanya'mn Bask bölge- sinin bağımsızlığmı savunan ETA Örgütü gibi yapılanmala- rm katılacağj duyumunu aldık- lanm belüterek hiçbir şiddet olayını hoş görmeyeceklerini söyledi. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada ayrımını ve kamu düzenıni bozacak konuşma ve davranışlarda bulunmayı suç saymak. Bu suçu iş- leyenleri para ve hapıs cezas/na çarptırmak. Hemen vurgulayalım; bunlar sadece bize özgü de- ğil, evrensel suçlardır. Demokrasisini rayına oturt- muş hemen her ülkede benzeri yasa hükümleri var- dır. Her ülke, kendi gerçeklerinden yola çıkarak bu düzenlemeleri yapmıştır. Ingiltere'de terör örgütünün görüntüsünü ve sesi- ni yayımlamak da suç sayılmıştır. Norveç'te bir kişiye etnik kökenı nedeniyle haka- ret etmenin, ırk, din aynmı yapmanın yanı sıra eşcin- sellerı aşağılamak da kamu düzenini bozucu suç ola- rak kabul edilmiştir. Yunanistan Ceza Yasası'nın 192. maddesine gö- re, kamu düzenini bozmanın yanı sıra yurttaşlar ara- sında kırgınlık ve uyumsuzluk yaratmak da suçtur. Danimarka'da ırk, renk, milliyet, cinsiyet ayrımı yap- mak, bu yolda açıklamada bulunmak ve bu yönde- ki bilgıleri yaymak da suç. Fransa'da aynmcılığı körükleyen şarkı sözünün ce- zası 5 yıla kadar hapsi gerektirebiliyor. Bizdeki mevcut düzenlemeler de bu ülkelerinkine benzer. Içine bır ölçüde kendi gerçeklerimizi koymu- şuz. Demokratikleşiyoruz adı altında getirilen deği- şikliklerse bizde ilk şu çağrışımı yaptı: Birinci amaç, devîeti, kamu düzenini değil, hükü- meti korumak! Yargıçlara güven Yürürlükteki 312. madde, dil, din, ırk, bölge gibi her tüıiü aynmcılığı 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalan- dırıyor. Devamında şöyle diyor: "Bu tahrik, umumun emniyeti için tehlikeli olabile- cek bir şekilde yapıldığı takdirde, faile verilecek ceza üçte birden yanya kadar arttırılır." Tartışılan değişiklikte bu bölüm şöyle: "Sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı- na dayanarak insanlan birbinne karşı kamu düzenini bozma olasılığını ortaya çıkaracak bir şekilde..." Aslında burada "olasılık" yerine "kamu düzenini bozmak" biçiminde net bir tanım konsa sorun çözü- lecek. 159. maddeye geçelım. Mevcut durumun özü şu: "Türklüğü, Cumhuriyeti, Büyük Millet Meclisi'ni, hükümetin manevi şahsiyetini, bakanlıklan, devletin askeri veya emniyet muhafaza kuvvetlerini veya ad- liyenin manevi şahsiyetini alenen, tahkir ve tezyif..." Değişiklikte ise yukandaki kurumlann adı aynen korunup şu eklenmiş: "...veya bunlan temsil eden birkısmını..." Bu da tıpkı olasılık gibi içine her şeyin konabitece- ği bir kavram. Konunun kamuoyu önünde çok da tartışılmayan bir başka boyutuna geçelim: Yargıçlara güven! Yargının içinde bulunduğu durum herkesin gözü önünde. Sadece sözünü ettiğimiz maddeler açısın- dan bakarsak; hükümetin yargıçlara geniş takdir hak- kı vermiş gibi göründüğünü, ancak gerçeğin böyle olmadığını söyleyebiliriz. özellikle 159'daki değişik- likle suçun kapsamı çok genişletilerek bu tür dava- lann mutlaka mahkûmıyetle sonuçlanmasını sağla- mak gibi bır amaç dikkati çekiyor! 2001 yılı eylül, ekimini anayasa değişiklikleriyle ge- çirdik. 34 maddelik bu değişiklıklerin içinde gözaltı süresinin kısalmasından kişi hak ve özgürlüklerinın genişletilmesine kadar bir dizi yeni düzenleme var- dı. Tartıştığımız maddeier de bu düzenlemenin yasa- lara indirgenmiş hali. Anayasada düşüncenin alanını genişletelim diyo- ruz, yasalarda talanı genişletiyoruz. Ardından da ola- sılık mı diyelim, ihtimal mi diye tartışıyoruz. Bunun adına da uyum diyoruz... Siyasette uyum buysa... Bir ihtimal daha var... ankcum@ttnet.net.tr AKP Wcvshington y a temsücüik açacak ALPER BALLI WASHINGTON - ABD'de bulunan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan. parti- sinin Washington'da temsilcilik açmayı plan- ladığını bildirdi. Erdo- ğan, Türkiye'nin Islam dünyasma model olarak gösterilmesiyle ilgili ola- rak Başbakan Bülent Ecevit ile kendilerinin "model" anlayışlanmn farklı olduğunu belirte- rek "Ecevit seçimden önceki söylemini bırak- tı" dedi. ' NewYork'ta yapılacak "Dünya Ekonomik Fo- rumu" toplantısına ka- tıhnak üzereABD'de bu- lunan Erdoğan, Was- hington'da kaldığı Svviss Otel'de Türk gazeteciler- le toplantı düzenledi. Konuşmasmda ABD ve dünyada yakm hissettik- leri partilerle daha da ya- kınlaşma çabası içine gi- rerek bir dünya partisi ol- mayı hedeflediklerini be- lirten Erdoğan, ABD'de hangi partiye yakın ol- duklan sorusuna yaruC vermekten kaçındı. Bir gazetecinin, "Değiştik diyorsunuz ancak sizi burada hâlâ İslamcı gö- rüyorlar" yönündeki sorusu üzerine Erdoğan şöyle konuştu: "Benim kendime ait değerlerim var. Toplumun gerçek- lerine uygun kabuk de- ğişimi derseniz. bu be- nim gençliğimden beri uyguladığım bir şey. AKP'yi kurarken de dünyayı, siyasi hareket- leri inceleyerek progra- mı ortaya koyduk. Bizi değerlendirecek olan tüzüğe, programımıza bakıp değerlendirsin." TSİP UJRKIYE SOSYALİSTİŞÇI PAflf/S/ YÖNETİCİLERİNDEN, ÖDP PARTt MECÜSİÛYESİ, , SOSYALİST İNSAN JS44-.» VELİ GÜRCAN'ı YİTİRDİK. BAŞIMIZ SAĞOLSUN DOSTLARI 31 Ocak 2002 Pefşembe (bugün) Saat 13 OO'te, ÛDP Bornova llçe Merkezı onunde (Gedız Cad. Şakır Dağüstu Srtesö yapılacak cenaze torenının ardından Bomova Mezarlığı'nda toprağa venlecettr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle