18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAVFA CUMHURİYET 26 OCAK 2002 CUMARTES HABERLER DÜNYADA BUGUN .4LİSİRMEN Uğur Mumcu ve Tunceli'deBicKtnm Var' 24 Ocak Perşernbe günü, ölümünün doku- zuncu yıldönümünde Uğur Mumcu bir kez da- ha minnetle anıldı Türkiye'nin dört bir köşesin- de. Cavit Orhan Tiitengil, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Turan Dursun'u da andık hep birlikte. Minnetle anıldı, diyorum. Çünkü biz Uğur'a da, adını yukarıda verdiğim ve de vermediğim öte- kilerine de borçluyuz. Hâlâ bir nebze demokrasi içinde yaşıyorsak, laikliğin nimetini soluyorsak eğer, bunu büyük öl- çüde o insanlara borçluyuz. Bence, bundan böyle Uğur'u anarken, kendi- mize şu soruyu hep sormay/lız: - Ona olan borcumuzun hiç değilse bir bolü- münü ödeyebilmek için ne yaptık? Kendi açımdan, bu konuda verecek fazla olum- lu bir yanıt bulamıyorum. Belki de bu konuda tek olumlu yanıt, Uğur'un eşi Güldal'ın kurduğu um.ag'dan gelebilir. Ger- çekten, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı, gerçek araştırmacı gazetecileryetiştirme- nin, topluma genç yazarlar kazandırmanın yanı sıra, her yaşta insanın eğitimine katkıda bulun- ma açısından çok olumlu girişimler içinde. Perşembe günü Flash TV'deki programım 22.30'da bittiğinde bunlan düşünüyordum ve oradan çıkıp, Çağdaş Yaşamı Destekleme Der- neği Beşiktaş Şubesi'ndeki etkinliğe katılan ar- kadaşlarımla buluştum. • • • Hoş beş arasında, birinin elindeki broşürü gör- düm. Lacivertzemin üstünde, elinde poşet, aya- ğında lastik ayyakabı, yoksulluktan üzgün, ama bakışında umut dolu bir kız çocuk resmi vardı. Üstünde de biryazı; "Tunceli'nde birkızım var öğretmen olacak." Laikliğin ve Cumhuriyet ile devrimlerinin yalnız- ca kuru nutuklarla korunmayacağını anlamış olan ve bunun gereğini her zaman yerine getirmek- ten hiç geri kalmayan "Çağdaş Yaşamı Destek- leme Demeği Vakfı" yeni bir kampanya başlat- mıştı. Broşürü açtım ve okumaya başladım. "Siz hiç, makineli tüfek sesiyle uyandınız mı, ya da yaralanmış insan çığlığıyla?" diye başla- yan açıklama metin şöyle sürüyordu: "Peki bütün bu olan biten arasında, hâlâ ya- şam savaşı veren, köylerini terk ederek hayatta kalmaya çalışan ailelerin çocuklannı hiç düşün- dünüz mü ? Bu çocuklaryaşam koşullannın zor- luğunu, imkânsızlıklar arasında eğitimlerini ta- mamlayabilmek için o küçücük ayaklanyla kilo- metrelerce yürüyerek, yokluklar içinde yannla- nnın hayallerini kurarak öğreniyohar. Bu onlann şanssızlığı; ama bu şanssızlığı şansa çeyirmek bizim elimizde. Bütün bunlara rağmen hâlâ göz- lerinde ışıltı, yüreklennde sevgi olan bu çocuk- lann eğitimlerine devam etmelerine, gelin bir- likte yardımcı olalım. Onlan kendi çocuklanmı- zın yerine koyalım, yaşad/k/anna birde o gözle bakalım. Ve artık başkalanndan beklemeyelim, el ele verip, çözüme birlikte ulaşalım. Terörden en çok etkilenen ilimiz Tunceli'de valilik, kaymakamlar ve okul müdürierince sap- tanan 200 kız öğrenciye burs verilecektir. Bu Tunceli'de Bir Kızım Var öğretmen Olacak'pro- jesi, kızçocuklanmızıyokluk/ardan kurtanp, Ata- türkDevrimlerinebağlı vegeleceğekaramsarde- ğil, umutla bakan insanlar yapmak içindir..." ••• Bunları okuyunca içim ısındı. Çünkü yalnız um:ag değil, başkaları da Uğur'a olan borcumu- zun, hiç değilse küçük bir bölümünü ödemek için harekete geçmişlerdi. Eğer bütün bunlar sizi de ilgilendiriyorsa, bil- gisayarınızdan www.um.ag.org.tr'yi bularak um:ag'ayada(0212)25244 30veya(0212)252 03 03ten Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeği'ne ulaşabilirsiniz. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, kadın- ların öncülüğünde bir kuruluş, tıpkı Güldal Mum- cu'nun kurduğu um.ag gibi. Bu benzerliği düşünürken birden şaşırdım. Hep geleceğin Uğur Mumcuları'nı düşünüyo- ruz. Sizi bilmem ama erkek egemen toplumun ben- rnerkezci bireylerinden biri olarak, geleceğin Uğur Mumcu'sunu, hep erkek olarak düşünmüştüm. Oysa belki de o bir kadın olacak... Dev-Yoldovası rekoragidiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 6. Ağır Oza Mahkemesi'nde, 23 sanığın idam istemiyîe yargılandığı De\ -Yol davasında savcı değişti. SEVCI Zekeriya Sevimh'nin yerine gelen savcı Httice Çetin, esas hakkındaki görüşü yeniden hazırlayacağını belirterek dosyanın incelemek iç3i kendisine verilmesini istedi. Mahkeme, savcının istemi doğruJtusunda süre verirken otirumu 26 Mart 2002 tarihine erteledi. Sanık avjkatlarından Şenal Sanhan, daha önceki savcı taafindan hazırlanan mütalaanın değişmesi oüsılığı bulunduğundan, esas hakkında savunma yapmayacaklannı söyledi.Mütalaada, 23 sanık hakkında idam istenmişti. Silahta Koçkarhn parmak iziyok Yirt Haberleri Servisi - Ağn'nın Doğubeyazıt ilç;sinde 30 Ekim'de güvenlik güçlerince evine yajılan baskında öldürülen HADEP'li Burhan Kıçkar'ın elinde iddıa edildiği gibi silah olmadığı vekarşılık vermediği belirlendi. PKK üyesi olcuğu ileri sürülen Koçkar'ın güvenlik güçlerine ateşle karşıhk verdiği iddia edilmesine karşın krmınal laboratuvar sonuçlan bunu yalanladı. îndemede, ele geçirilen Baretta marka tabancada ı parmak izine rastlanmadı. TÜSİAD Başkanı Özilhan, kamu yönetiminin dibi delik bir torbaya döndüğünü söyledi: ZihniyetdevrimiyapılmalıEkonomi Servisi - Türkiye Sa- nayici ve Işadamlan Demeği (TÜ- SÎAD) Başkanı Tuncay Özilhan. "minidemokrasi paketine'* eleş- tirileryöneltti. Özilhan, paketle ıl- gili olarak "Öz olarak düşiince özgüriüğünün sınırlannı daha da daraltıyor" değerlendirmesıni yaptı. Özilhan, TUSİAD'm Genel Ku- rulu'nda yaptığı konuşmada, kriz- den çıkışın en önemli koşullann- dan birinin de kamu yönetiminin yeniden yapılanması olduğunu vurguladı. Özilhan, Türkıye'nin kamu yönetiminia yalnızca savur- ganlık. kadro şişkinliği ve irras- yonel örgütlenme açısından değil. yetersız denetim. başını alıp giden yolsuzluklar ve siyasete kaynak yaratma operasyonlan yüzûnden de "dibi delik bir torbadan fark- SE hak gektiğinr öne sürdü. 'Mini paket'e eteştiri TBMM'de görüşülen uyum ya- • TÜSlAD GeneJ Kurulu'nda konuşan Özilhan, hükümetten AB müzakerelerinin başlamasını ve Kopenhag kriterlerinin yerine getirilmesini istedi. Özilhan, başını alıp giden yolsuzluklar ve siyasete kaynak yaratma operasyonlan yüzûnden kamu yönetiminin iflas noktasma geldiğini vurguladı. salanna da değinen Özilhan, "Si- yasi reformJann önemli bir par- çası da ana>asa değişikliklerini uygulama alanına sokacak yasa- larmhaznianmaadır.Hükümetge- çen hafta, düşünce özgüriüğünü yakından Ugüendiren bir yasa ta- sansmıMecBs'egönderdLBu (mi- ni paktt), ne yazık ki bazı teknik düzenlemeler bir \-ana bırakılır- sa, öz olarak düşünce özgüriüğü- nün smııiannı daha da daraltan, adetaanayasa değişüdüderinin et- kisini sınrlamaya çalışan bir yapı taşıyor" değerîendirmesini yap- tı. Türkiye'nin bir zihniyet dev- rimine ihtiyacı bulunduğunu söy- leyen TÜSlAD Başkanı Özil- han. "Siyasetçi de, memur, işçi, kö> lü. esnaf ve özd sektör de, si- >11 örgütlervevatandaşda değiş- mek zorunda. Sadece talep et- me, her şeyi de\letten isteme, otu- rup eknıeğinin eöne \erilmesini beklenıe devri bitti. Şimdi katkı- da bumnma zamanı" dedi. Mehter takımı gibiyiz Sıyasi reformlann bırinci aya- ğının "dokunulmazbklann sınır- landmlnıasL SivuvaJ Partiler Va- sasıileseçün sistcnıinin değiştiril- mesklir" dıyen Özilhan, şunlan söyledi: " Yılardr bmiivensorunlarmu- n çözmek için her adını aüşınıız- da, dışdünya ile her temasmıızda. bizlerin mesetelere çok farkh bi- çimde. çağın ve günün ihtnaçia- nnın gerisinde kalmış bir bakış açısrvla >aklaş&ğmuzı görihoruz. Bu farklı bakış açısı bi/1 koşar adını ilerlememizgerekirken, za- man zaman, mehter takınıı gibi (öd fleri bir geri) tenıposuvla yü- rümeye $e\k ediyor. Türkiye'de vülardır gerekü olan ekonomik. siyasal ve sosyal reformlar ancak yumurta kapıya geldiğinde alela- cele, topluma nıal edemedeo, is- teksizcea\ak sürüyerek de\meso- kulnıa\a çafaşıbyor. Bu konularda inisryatif zamanında eleaJmnıadn ğı için "IMF sıkıştınyor" ya da "Avrupa dayatıyor" diye şikâyet edfiHyor. Türk halkının vülardır karşuanmayan ihtrvaçlan ve ta- lepleri ise nedense yok $a>ibyor. Birtarafta gelişme kaydedflirken. diğer tarafta eskhe dönüşün ze- mini hazuiamvor." kJ iirt'te de Tanış ve Deniz'in jandarma karakohmda kayboimaJannı protesto ednekiçüıHADEPil binası önünde >aklaşık 3 bin kişi toplandı. Basm açıklaması >apılmasına izin venneyen poHs. gruba müdahale etti. 20 kişinin yaralandığı olaylar sırasuıda R4DEP fl ve ilçe örgütü yöneticüerinin de aralannda buhınduğu 60 kişi gözamna aflndt (Fotograf: ALİ BİLGILİ) HADEP eylemine coplu müdahale DİYARR\Km/SÜRT(Cumhurhet)- Şır- nak'ın Silopı ilçesınde 25 Ocak 2001 'de Jan- darma Karakolu'na girdikten sonrabirdaha ken- dilennden haber ahnamayan HADEP Silopı İl- çe Başkanı SerdarTanış ve yönetici Ebubekir Deniz'in kayboknalannın üzerinden bir yıl geçti. Tanış ve Deniz'in bulunamamasını pro- testo etmek amacıyla HADEP'in yurt genelın- de yapmak ıstediği kitlesel basın açıklamala- nna ızin verilmedi. Sürt'te 20 kişi yaralanır- ken Batman'da HADEPGenel Başkan Yardım- cısı Nurhavat,41tun'un da aralannda bulundu- gu çok sayıda kişi gözalöna alındı. Silopi'de sabah erken saatlerden itibaren polis HADEP binası önünde güvenlik önlemleri alarak bina- ya girişe izin vermedi. Diyarbakır'da RA.- DEP'li kayıplan anmak için dün öglen saatle- rinde kitlesel bir basın açıklaması yapılacağı duyumunu alan polis, Ekinciler Caddesi'nde- ki parti binası önünde geniş güvenlik önlem- leri aldı. Sokak aralannda bir araya gelerek slo- ganjar atangruplara da polis müdahale etti. Olay- larda 4 kişi yaralanırken 16 kişi gözaltına alın- dı. Batman"da da basın açıklaması yapmak is- teyen HADEP'liler polis engeliyle karşılaştı. Parti yöneticilerinin de aralannda bulunduğu çok savada kişi gözaltına aJındı. PKK'den altı yeni kampanya Kimliğe Kürtyazılması, Kürtçe isim, Kürt lisesi, Kürtçe dersler, Kürt'le başlayan oda isimleri vebölgeselsporkarşdaşmalan isteminiiçeren kampanyalarbaşlatdacağı belirtttdi Haber Merkezi - Terör örgütü nize edildiği ve desteklendıgi be- başvurular yapılacak. Aynı çer- Kürt kelimesiyle başlayan PKK'nın desteğiyle gündeme lirtılen Kürtçe eğıtim kampan- çevede, "Ismimi Kürtçe isimle meslek kuruluşlannın (Kürtba- geldigi ileri sürülen Kürtçe eği- yası mart ayı ortalannda bitirile- değışnrmekistiyorum" kampan- rosu, Kürt gazeteciler birliği, tim kampanyasının mart ayı or- cek. Ancak örgütün sözde başkan- yası da başlatılacak ve mahkeme- Kürt öğretmenler sendikası) ku- talannda sona erdirileceği ve ye- lık konseyi, bu kampanyamn ar- lere toplu baş\oırular yapılacak. rulmasına izin verecek yasal de- ni kampanyalann gündeme geti- dmdanyenikampanyalannneler Raporda aynca, "Kürt fisesi" gişiklıkJer yapılmasına dönük rileceği bildirildi. olacağını da belirledi. Buna gö- şeklinde öğretim kurumlan açıl- toplu imza kampanyalan yapı- NTV'nin haberine göre, istih- re, mart ayının ortalanndan itiba- masıiçinbaş\'urularyapılarakil- lacağımn belirtildiği raporda, barat birimleri hazırladıklan bir ren 6 yeni kampanya gündeme ge- köğretimden itibaren tüm eği- Kürtlerinyasadığıillerdekispor raporla PKK desteğiyle oluşturu- tirilecek. Rapora göre. "KimB- tim-öğretim kurumlannda Kürt karşılaşmalarınm ülke genelin- lan6yenikampanyaileilgiliha- ğuneKürtolduğumuyazdırmak tarihı, Kürt edebiyatı, Kürdistan de değil sadece bölgeyi kapsa- zırhklannsürdüğünübildirdi. Ra- istiyorum"kampanyasıilenüfus coğrafyası gibi derslerin okutul- yacakşekildeyapılıııasıiçinpro- pora göre PKK tarafindan orga- müdürlüklerine dilekçeli toplu masının isteneceği bildirildi. paganda yapılacağı bildirildi. Cenel kurul sonuc bildırisi Siyasal sistem değişnıelî TÜSİAD, genel kurulda yayımladığı sonuç bildirisinde, siyasal sistemin daha demokratik, daha saygın, kendini yenileyebilen ve istikrarh bir yapıya kavuşturulmasını istedi. Büdirinin 3 ana maddesi şöyle: • Ekonomide orta vadeli bir gelişme stratejisi de\Teye sokularak sürdürülebilir büyümeye geçiş için gerekli adımlar hızla atılmalıdır. • Siyasal sistemimiz daha demokratik, daha saygın, kendini yenileyebilen ve istikrarh bir yapıya kavuşturulmalıdır. • Avrupa Birliği ile yû sonunda müzakerelere başlayacak şekilde, Kopenhag kriterleri ve AB müktesebatı konusunda mesafe kaydedihnehdir. HedefAB Bu arada, Özilhan, gazetecilerin sorulannı yamtlarken özel sektör de üzerine düşeni yaptığı takdirde haziran ayuıdan sonra ekonominin turizm ve diğer etkenleriyle çalışmaya başlayacağına inandığuıı söyledi. Özilhan, bir numarah hedeflerinin Avrupa Birliği olduğunu belirterek bu ^erçevede de müzakerekruı başlamasuıı ve Kopenhag kriterlerinin yerine getiriünesini istediklerini vurguladı. TÜSİAD'ın tahminleri Enflasyon yüzde 47 olıır TLSİAD ekonomide bu yıl kademeli bir iyileşme bekliyor. Toplantıya sunulan Türkiye ekonomisi 2001 konulu çalışmada, 2002 yılına ilişkin TÜSİAD'ın tahminlerine yer verildi. TÜSİAD'ın global ekonomide en erken 2002 yılı sonuna doğru bir canlanma beklediği kaydedilen çalışmarun, "2002 Yılmda Türkiye Ekonomisi: Hedefler ve Beklentiler'' bölümünde, 2001 yılında yaşanan krizin, devletin ekonomideki rolünün sorgulanmasına noktayı koydugu vurgulandı. Çalışmada yer verilen TÜSİAD'ın Makroekonomik Senaryosu'nda, 2002 yılmda GSMH'nin yüzde 2.4 artacağı, enflasyonun yıl sonu itibanyla TEFE ve TÜFE'de sırasıyla yüzde 47.1 ve yüzde 45.9 olacağı tahmin ediliyor. 2002 yılında dolar kurunun yüzde 10.9 oranuıda reel olarak değerleneceği öngörülürken ortalama bileşik faizlerin de yıllık ortalama olarak yüzde 71.6 olması bekleniyor. Yüzde 4.5 ohnası öngörülen faiz dışı fazlanın hükümetin yüzde 5.7 olan hedefinin altında kalacağı ve faiz harcamalarınm beklenenin üstüne çıkarak bütçe açığım yüzde 11.2'ye taşıması bekleniyor. TÜSlAD, kurdaki gelişnıelere paralel olarak turizm ve ihracat performansının program hedeflerine yakın ya da altmda gerçekJeşeceğüîi tahmin ederken ihracatın ba\Til ticareti dahil olarak 35.3 milyar dolar, ithalatm ise 45 milyar dolar olması beklentiler arasında yer aldı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] ÜsküdarAmerikan Lisesi öğrenci- si Lara'nın intihanyla kamuoyunda ye- ni bir tartışma başladı. Medya her zaman yaptığı gibi bu tartışmayı da yüzeysel bir şekilde ele alıyor. Bazı okullar ve henüz 15 yaşındaki genç- ler, medyadaki sorumsuz yayıncılar tarafindan bu intiharların sorumlusu gibi sunuluyor. Elinde mikrofonla okul önünde bek- leyen muhabirler liseli öğrencilere akıl almaz sorular yöneltiyorlar. Kimse, günümüzün eğitiminin, okul vedisıplinsisteminin, ilkokuldan baş- layan sınav yanşının bu gençler üze- rinde yaptığı tahribatı görmek ıstemi- yor. Kılık kıyafetten tutun da okul ki- taplarındaki dinci ve ırkçı fikırlere ka- dar, her alanda gençler baskı altına alınıyorlar. Bu kriz ve baskı ortamında genç- ler bunalıma düşmeyecek de kim dü- şecek? Bir arkadaşımızın oğlu özel okulda eğitim görüyor. Çocuk daha 11 yaşında. Okuia spor ayakkabı ile gittiği için defalarca uyarılmış, so- nunda annesi okula çağnlmış. Gelişmiş bir eğitim sisteminde bir öğrencinin ne saçına. ne ayakkabı- sının şekline, ne de kıyafetine kimse kanşmaz. Onun yaratıcı, eleştirici, iti- raz edici ve sorgulayıcı b/r şekilde întiharlar ve Alman Lisesi yetişmesi için ortam hazırlanır. Bizde- ki sistem ise baskıcı ve otoriter, bu ne- denle emirlere uyan bir gençlik iste- niyor. Günümüz gençliği, iletişim alanın- daki büyük olanaklar nedeniyle dün- yada ne olup bittiğini anlıyor, farklı vedeğişik bir dünya görüşüne ulaşı- yor. Bunu 50-60 yaşındaki Talim Ter- biye Kurulu üyeleri anlayamaz. On- lar, kurumun adından da anlaşıldığı gibi gençleri talim ettirmeyi ve terbı- ye etmeyi düşünen bir anlayışı tem- sil ediyorlar. Intiharlann artmasjyla, şimdi bazı ön- lemlerden söz ediliyor. Ezberci ve ita- ati esas alan eğitim sistemi ve kör ya- rışçılık orada durdukça bu gençler bunalımdan kurtulamaz. Çünkü on- lar, intemetîen, uydu antenlerden, bildikleri yabancı dillerden, Türki- ye'nin ne kadar kötü yönetildiğini, eğitim sisteminin ne kadar ilkel oldu- ğunu dışarısıyla karşılaştırma yapa- rak öğreniyorlar. • • • Bu konuda en ılkel tutum ise nerza- manki gibi bu konuyu da bir pazar- lama unsuru olarak gören medya- dan geliyor. Gencecik insanlar so- rumsuzca cadı kazanına atılıyorlar. Bazı okullar topun ağzına konuluyor. Bu okullardan birisi de Alman Lise- si. Alman Lisesi mezunu arkadaşım, genç bir doktor olan Ogün Sazova, bu okulun öğrencilerinin ve öğret- menlerinin büyük bir baskı altında ol- duğunu anlattı. Bizim merakla TV'terden izlediğimiz görüntüler, gazetelerden okuduğu- muz haberler, gençlerin yaşamını ka- rartacak olumsuz etkilere neden ola- biliyor. Şöyle diyor Ogün: "Pazarte- si gecesiyayımlanan Teke Tek' prog- ramıyla ve çarşamba günkü Star ga- zetesinin manşetiyleberaber, hem in- tihar olaylannın sebeplerinin akılcı bir yaklaşımla ele alınması, hem de Türkbasınının olayayaklaşımının sor- gulanması gereği ortaya çıktı. Henüz 15 yaşında ve ailesi tarafin- dan haklı olarak olaylann dışında tu- tulmaya çalışılan bir çocuk, aleni şe- kilde arkadaşlarının intiharına sebep olmakla suçlanıyor. Bunun yanında son ıntiharolayı ile hiç ilgisiolmayan, sadece Türkiye'de değil, dünyanın çeşitlıyerlerinde en değerlimevkiler- de bulunan sayısız değerliinsanı ye- tiştirmişAlman LJsesıcamiası, Fatih Altaylı tarafindan karalanıyordu. Bundanyaklaşıkbirbuçuksene ön- ce intihar eden Ceylan Konuk'un babası, programın önemli bir bölü- münde telefonla naklen yayımdaydı ve çoknet olarak 15 yaşındakibir ço- cuÇju, kendi kızım ve başka çocuk- lan intihara sürüklemiş olmakla suç- ladı. Kendisinin duyduğu evlat acı- sının tarifınin imkânsız olduğu şüp- hesizdir. Ancak bu acıyı ifade eder- ken ve bu durumdaki bir insan için belki de doğal kabul edilebilecek bir şekilde suçlu ararken başka bir ço- cuğu böylesine açık şekilde yargısız infazla karşı karşıya bırakmasını an- lamak ve kabul etmek mümkün de- ğil. Adı geçen E. T. küçücük yaşın- da, birsözüyle kaç çocuğu intihar et- tirmiş. Stargazetesi ise manşetinde çocuğun kimliğini teşhir edici yayın yaptı. Yarın E.T. de kendini bir yer- den aşağıya atarsa bunun sorumlu- su kim olacak? Fatih Altaylı, bütün istatistikkural- lannı bir kenara bırakarak Türkiye'de- kı son intiharolaylannınyüzde 75'inin Alman Lisesi'nde olduğunu söyledi. Sebep, kendi konu ettiği dört intiha- rın üçünün Alman Lisesi'nden olma- sı. Türkiye'de son yıllarda gerçekle- şen yüzlerce genç intihar vakasından da sadece dördünüalıp buradan ge- nellemeye ulaşmanın yanlış olduğu- nu programdaki bilim adamlanzaten ifade ettiler. Olayı bu derece sığ ve çarpıtarak ele alıp Alman Lisesi'nde okuyan gençlen tehdit altındaymış gibi lan- se etmek yerine, gençleri bu yaşta intihara götüren nedenlere eğilmek gerekiyor. Sorun Alman Lisesi soru- nu değil, toplumsal bir sorundur ve analitik şekilde ele alınması gereki- yor. Yayınlann gençlerüzerindeki et- kisini anlatmak amacıyla bir Alman Lisesi öğrencisinin mailde yazdıkla- n şöyleydi: 'Insanların -kendilerine mikrofon uzatan basın mensuplannı kast ediyor- bugün okul çıkışındaki bize bakışlan inanın şaşırtıcıydı. Bi- ze intihar edecek insan, yani potan- siyel ölü gözüyle bakıyorlardı. Bun- lar beni çok üzüyor. Üzülüyoruz. Bu- gün okulda otururken kendimi etra- fı çevrilmiş birkuyuda gibi hissettim. Tüm dışarısı tepki almış gibîydi, çün- kü biz sorunluyduk, iyi değildik, Al- man Liseliydik'."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle