Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 OCAK 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Cem: En büyük
engel güvenlik
• ANK4RA (Cumhuriyet
Bürosu)- Dışişleri Bakaiu
Ismail Cem, AKP Istanbul
Milletvekili Hüseyin
Kansu"nun Afganistan'daki
gelişmelenn Hazar havzası
enerji kaynaklannın
taşınması projesine
etkilerine yönelik sorusunu
yanıtladı. Enerji
kaynaklannın Afganistan
üzerinden Pakistan ve
Hindistan'a taşınmasının
güvenlik nedeniyle
gerçekJeşmesinın güç
olduğunu bildiren Cem,
"Bugüne kadar fikir
jimnastiğinin ötesine
geçememiştir" dedi.
Ihmalesuç
duyurusu
• tZMtR (Cumhuriyet) -
Kamuoyunda "Maıusalı
Gençler" olarak bilinen
gençlere. işkence yapüklan
savıyla haklannda dava
açılan lOpolisin
yargılanmalanna dün
devam edildi. 7 yıldır süren
davanın Manisa Ağır Ceza
Mahkemesi'nde 34'ûncü
duruşmasma, sanıklardan
Halıl Emir, Levent Özvez,
Musa Geçer ve Ramazan
Kolak katıldı. Sanıklardan
Engın Erdoğan'ın,
savunmasının alınabılmesi
için yazılan yazılara yamt
gelmediğini belırten
mahkeme heyeti, sanığın
ifadesinin alınmasının
gecikmesinde ihmali
bulunanlar ile ilgili
savcılığa suç duyurusunda
bulunulmasını kararlaştırdı.
Hükümette
kararname krizi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Yabancı
yatınmm önündeki
engellerin aşılmasma
yönelik olarak IMF'nin
öncelikli istekleri arasında
bulunan yatınm ortamımn
iyileştiriİmesine ilişkin
karamame Devlet Bakanı
Kemal Derviş ile MHP
arasında sorun oldu.
Hazine Müsteşarlığı'nda
Başbakanlık
Müsteşarhğı'ndan daha
yetkili bir kurulun
oluşturulmasmı öngören
kararnameye itiraz eden
MHP, ıtirazlannın
giderilmeden kararnameyı
onaylamama yönünde
karar aldı.
T&ı devtetten
kînler götürmedf
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara Emniyet
Müdûrü Hasan Yücesan,
eğitim görmeyen 14-25 yaş
grubundaki gençleri
Karakolspor bünyesinde
topladıklarmı belirterek,
"Gençleri bir eşofmana
devlet kapısma bağlama
gayreti içindeyiz" dedi.
Gençlere eşofman almak
için 180 milyar liraya
ihtiyaçlan olduğunu, bu
parayı bulmak için
çalıştıklannı, para
istediklerini, bazı
kişilerden de "nasihat
aldıklannı" belirten
Yücesan, "180 miryar
lirayı bu devletten kimler
götürmedi ki" dedi.
Hasan Mezarcı
hapse girecek
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-EskiRP
milletvekili Hasan
Mezarcı, Mustafa Kemal
Atatürk'e hakaret ettiği
gerekçesiyle cezaevine
girecek. Eski Güney Afhka
Devlet Başkanı Nelson
Mandela'ya çektiği bir
telgrafta Atatürk'ün
manevi şahsiyetine hakaret
etmek suçundan
kesinleşmiş 1 yıl hapis
cezası bulunan Mezarcı
için yakalama müzekkeresi
çıkanldı.
'Mahkûm edilen sanıklar dışındaki görevlilerin yargı önüne çıkanlmalan devletin görevidir'
Susurluk kararının
'onama' gerekçesi Siyasete göndertneANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yargıtay 8. Ceza
Dairesi, Susurluk davası sa-
nıklanndan özel harekâtçı İb-
rahlm Şahin ve Korkut
Eken'in 6, diger 12 sanığın
da 4'er yıllık ağır hapis ceza-
lannı onama gerekçesini açık-
ladı.
Gerekçede, "terörle müca-
dele ach atbnda ohışturuJan çe-
tenin kendi yasalaruıı oluş-
turduğu" belirtildi. Siyası
bağlantılara da işaret edilen
kararda, "Mahkûmiyethük-
mü kurulan sanıklar dışın-
daki ldmi görevliler ile bun-
lara yardım edenlerin yargı
önüne çıkanhnalan görevi,
devletin yetkfli organlannda-
<hr" denildi. 8. Ceza Daıre-
si'nin daha önceki eksik so-
• Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin gerekçeli
mücadele adı altında oluşturulan çetenin
oluşturduğu" vurgulandı
ruşturma gerekçesiyle ver- nın ilk değerlendirme de da-
diği bozma karanna yapılan
itirazın kabul edildiği belir-
tıldi.
Güç ve karmaşık olay
Gerekçede, Susurluk ka-
zasuıdan sonra "MehmetÖz-
bay" sahte kimlikli kişinin,
yurtdışında uyuşrurucudan
mahkûm olmuş ve yurtiçin-
de de katliam sanığı olarak
aranan Abdullah Çath oldu-
ğunun anlaşıldığı kaydedildi.
Kararda, "aracı kullananın
emniyet görevlisi, araç sahi-
binin de milletvekili oiması
karşısında, söz konusu kaza-
hfl,olayn derintiğine devletiçi-
ni de kapsayacak şekilde çok
yönlü araşürdmasmı gerekli
kümakla, bu bağlamda yapı-
lan soruşturmalarda, ulaşı-
lan bilgi ve belgelerin, olayın
arkasındaki bilgilerin çözül-
mesinin güç, karmaşık ve du-
yarlı makamlan ve görevtile-
ri de kapsayacak ölçüde oldu-
ğunu ortaya çıkardığı'' vur-
gulandı.
Polis-kumarhaneci el ele
Susurluk'taki siyasi bağ-
lantılann da ortaya çıkanl-
ması gerektiğine işaret edilen
kararında "terörle
kendi yasalannı
kararda, mahkûm edilen sa-
nıklar dışındaki kimi görev-
liler ile bunlara yardım eden-
lerin yargı önüne çıkanlma-
lan görevinin devletin yetki-
li organlannda olduğu vur-
gulandı.
Sanıklann "terörle müca-
dele adı altında'' yola çıktık-
lan, daha sonra yasalann ken-
dilerine verdiği yetkileri tam
bir "sorumsuzluk" içinde,
kendi çıkarlanm gözeterek,
her türlü yasadışılığı meşru
sayıp amaçlanna ulaşmak için
her yöntemi uygun yöntem
olarak benimsediklerine dik-
kat çekildi.
Dava başladığında gençliklerini süren sanıklar bugün orta yaşlı olarak haklanndaki karan dinleyecekler. (Fotoğraf: Cumhuriyet Arşivi)
1982'de başlayan Dev-Yol davasında 23 sanık yann savunma yapacak
20 yıllık davada sona doğruANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Ankara 1 No'lu Sıkıyö-
netim Mahkemesi'nde 18 Ekim
1982 tarihinde başlayan ve 20
yıldır süren ana Dev-Yol dava-
sında sona yaklaşıldı. Ankara 6.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde gö-
rülen davada, yargılanan 23 sa-
nık, yann savunma yapacaklar.
Sanıklann savunmalannı tamam-
lamalannmardındanmah- —
keme dosyayı karara bağ-
layacak.
574 sanıklı ana Dev-Yol
davası, 18 Ekim 1982 ta-
rihinde, Ankara 1 No'lu
Sıkıyönetim Mahkeme-
1995 tarihinde Yargıtay 11. Ce-
za Dairesi. sanıklardan 23'ü hak-
kında verilen cezayı az bularak
ölüm cezası verilmesı doğrultu-
sunda yerel mahkemenin kara-
nnı bozdu. Karann ardmdan da-
va, Ankara 6. Ağır Ceza Mah-
kemesf nde yeniden görülmeye
başlandı.
Cumhunyet savcısı esas hak-
dosyayı karara bağlayacak.
Haklannda ölüm cezası iste-
nen sanıklar şu değerlendirme-
yi yaptılar:
"1989 yıhnda bu davamn ilk
aşaması sona ererken kapsamh
bir siyasi savunmaya ihtiyaç du-
yulmuştur. Ama 2002 yıh itiba-
nyla şu ülkede yeniden siyasi bir
savunma yapmaya en az ihtiyaç
• 574 sanıklı ana Dev-Yol davası, 18 Ekim 1982 tarihinde,
Ankara 1 No'lu Sıkıyönetim Mahkemesi'nde başlamıştı.
Sanık sayısının zaman içinde 723'e ulaştığı davanın ilk
aşaması 19 Temmuz 1989'da sona ermişti.
si'nde başlamıştı. Sanık sayısı-
nm zaman içinde 723'e ulaştığı
davanın ilk aşaması 19 Temmuz
1989'da sona erdi. Sıkıyönetim
Askeri Mahkemesi, 7 kişi hak-
kmda idam, 39 kişı hakkında
ömür boyu, 346 kişi hakkında 2
ile 20 yıl arasında değişen ağır
hapis cezası verdi. 27 Aralık
kmdaki mütalaasında sanıklann
tamamının idamla cezalandınl-
masını istedi. Mahkeme, 14 Ara-
hk'taki duruşmada sanıklann sa-
vunmalannı hazırlamalan için
oturumu yanna ertelemişti.
Haklannda ölüm cezası iste-
nen sanıklann savunmalannın
alınmasının ardından, mahkeme
duyanlarvarsa,odabizlerolına-
nyız. Çünkü savunmamızda or-
tayakoyduğumuz herşeyzaman
içinde ispadandı öyle ki Kenan
Evren bile ünlü iddialanndan
vazgeçtive hatta kimizaman öze-
leştiri bile yapıyor. Bülent Ecevit
ve Süleyman Demirel yülar son-
ra bizün kendileri hakkında söv-
lediklerimizi bir memleket ger-
çeği olarakkabulettilderive hat-
ta kimizaman tekrarladıklan öl-
çüde sivasete yeniden dahiJ ola-
büdfleıf
Karşı çıktıklan "empen-aBst
politikalar. kontrgerilla, derin
devtefin bugün tüm açıklığıyla
ortaya çıktığını anımsatan sanık-
lar, 20 yıl önce bunlara karşı çık-
— tıklan için kendilerine *te-
rörist" denıldiğini ve yar-
gılandıklannı vurguladı-
lar. Kendilenm mahkûm
edeninse hukuk olmayıp
"12 Eviülnhniyeti'' oldu-
ğuna dıkkat çektiler. Sa-
Kararda, "Kumarhane iş-
leticisi, uyuşturucu kaçakçı-
sıflekatüanı sanığı ve hüküm-
lüsünü de alarak tam bir da-
yanışma ve işbirligi içinde ha-
reket edip çeteleşme sürecine
girmeleriyİe eyknüerinin suç
tarihi itibarryia TCY'nin 313.
maddesindeki suçu oluştur-
masuun ötesinde. anayasanın
6. maddesindeki 'hiçbir kim-
se veya organ, kaynağını ana-
yasadan ahnayan bir devlet
yetkisini kullanamaz' hük-
müne karşın bir örgütknme
ve yetki kullanımı yoluna git-
tflderigöriUmüştür" denildi.
Hukuk devleti
Bu durumun hukuk devle-
ti kurallan içinde savunulur
yerinin olmayacağı belirti-
len kararda, vürürlükte-
ki yasalar yerine, kendi
güç ve kurallan ile söz-
de yasalar oluşturmanın
devleti, hukuk devleti
olmaktan çıkaracağı
vurgulandı. Kararda
şöyle denildi:
"Bu koşuHarda da güç-
lünün sözünün geçtiği,
nerede başlayıp nerede
sona ereceği befli oüııa-
yan, her türlü yasadışı-
hgm egemen olduğu bir
sistem oluşacağL, sonuç-
ta yurttaş-devlet ilişki-
sinde hukuk kurallan
yerine, korku ve kay^un
geçerti olacağı, bunun da
bir anayasa ve >asa ihla-
ünin ötesindetam bir hu-
kuk ihlati niteiiği taşıv a-
cağıve hukukdevletinin
bütünihie ortadan kalk-
ması sonucunu doğura-
cağı göz önüne alındı-
ğmda, mahkemenin, sa-
nıklann eylemlerini
TCK'nin313.maddesi-
ne ıryar niteükte görüp,
karar yerinde gösterdi-
ği gerektirici nedenlerle
de bir isabetsiztik bulun-
mamış ve sanıklar Ibra-
him Şahin ile Korkut
Eken haklannda
TCK'nin 33. maddesi
uygulanırken, ceza sü-
resince yasal kısıthhk al-
ünda buhındurulmalan
yerine, 'cezalannın in-
fazı sürecince' kısıthnk
altındabulundurubnala-
nna karar verihnesi ay-
kınlığı da karşı temyiz
olmadığından, bozma
nedeni sa\Tİmamışür."
nıklar, yargılanmalanndaki çar-
pıklığıu
Mahkûmiyetitesciledfl-
mişbirzihniyetin 20\il önceki id-
dianamesi dikkate afanarak bir
kez daha mahkûm edilmek iste-
niyoruz. Mahkûmlann zihniye-
ti. iddialan kanıuannuş olan biz-
leri mahkûm edr>t>r" sozlenyle
dile getirdiler.
DGM'nin karan
Istanbul 6 No'lu
DGM, sanıklar tbrahim
Şahin ile Korkut Eken' i
6' şar yıl, diğer sanıklar
Ayhan Çarkın, Ercan
Ersoy, Oğuz Yorulmaz,
Enver Ulu, Mustafa Al-
tunok. Abdülgani Kızd-
kaya, Ziya Bandumab-
oğlu, Ayhan Akça, Yaşar
Öz, Ali Fevzi Bir, Sami
Hoştan ve Haluk Kır-
cı'yı da 4'er yıl hapis
cezasına mahkûm et-
mişti.
IRMIKIAYDIN ENGİN aengin(S doruk.net.tr
Evet, evet doğru anladınız.
Ben tüyüyorum. Biraz soluk-
lanacağım. Biraz dediğim beş
altı güncük. Korkmayın (yada
korkun) altı gün sonra yine
kürkçü dükkânına döner, gün-
boyu "kürkümü" sıvazlayıp,
yerinde durup durmadığına
bakıp. "Bu gidişle sen bu kür-
kü yine kaptıracaksın Aydın
Bey kardeşim" diye kendi ken-
dime söylenip, gecedüşlerim-
de kendimi DGM savcısının
karsısında ıkına sıkına ifade
verirken görüp, ürküp ama yi-
ne aklımın erdiği, dilimin dön-
düğünce tırmıklamaya devam
ederim.
Ama şimdi tüyüyorum.
Içimi hafakanlar bastı.
Nasıl basmasın?
Hangi birinden başlayayım?
•••
Adam lar 312. ve 159. mad-
deleri değiştirecekler. Üstelik
gözümüzün içine baka baka
"mini demokrasi paketi" de-
mekteler.
Hani anayasanın 34 mad-
desini değiştirip "büyüüüüük"
bir demokratik atılım ve açılım
yapmışlardı ya, işte şimdi Ce-
za Yasası ile anayasa arasın-
da patlak veren uyumsuzluğu
ortadan kaldırmak için "uyum
Yolcudur Abbas, Bağlasan Durmaz
yasaları" çıkaracaklar.
lik el attıklan da şu ünlü 312.
ve 159. maddeler.
Alalım 312. maddede ko-
alisyon partilerinin uzlaşıp Ada-
let Komisyonu'na indirdikleri
deöişikliği.
Ongörülen değişıkliğe ba-
kın: "... kamu düzenini tehli-
keye düşürme olasılığı bulu-
nan tahrik ve teşvik fiilleri..."
Nasıl ama?
Diyelim gazetecisiniz ve di-
yelim linyit yakıp enerji üreten
termik santrallann çevreye za-
rarı üstüne bazı duyumları ye-
rinde gözlemektesiniz. Diye-
lim Yatağan'dasınız.
Kentin üstüne zehirii kükürt
dumanlannın ölüm gibi çök-
tüğünü saptadınız, oturup ha-
beri yazdınız, "Yatağan'da
ölüm tehlikesi. Santralın baca-
sına yıllardır filtre takmayan
sorumlular, Yatağanlılan 67ü-
me sürüklüyor" gibısinden
cümleler kurdunuz.
Savcı yazacak:
"...sanık, Bakanlar Kuru-
lu'nun ihmaliyüzünden Yata-
ğanlıların ölüme sürüklendi-
ğini belirterek Yatağanlılann
ölüm korkusuna kapılmalanna
neden olmaktadır. ölüm kor-
kusuna kapılanlar, fena halde
tahrik ve isyana teşvik edilmiş
olurlar. öteki kentlerde otu-
ran Yatağanlılar ya da Yata-
ğanlılara kız veya damat ver-
miş ya da Yatağan'da asker-
likyapmışya da Yatağan'dan
geçmiş vatandaşlar da aynı
şekilde tahrik olup isyana teş-
vik edilmiş olacaklanndan ka-
mu düzeninin bozulması ola-
sılığı ortaya çıktığı kanaatine
varılarak sanığın Türk Ceza
Yasası'nın 312. maddesinin
ilgili fıkrasınm alakalı bendi
mucibince 2 yıldan az olma-
mak üzere..."
Savcıya dönüp "Peki ama
savcı bey kardeşim, olasılık
yani ihtimal üzerine suç sap-
tanıp ceza kesilebilir mi" diye
sormaya kalksanız, fukara sav-
cı bir size bakacak, bir yasa
maddesine bakacak, çaresız
boynunu büküp "Olmaz ol-
maz demeyin Engin Bey, ol-
maz olmaz" diyecek.
E şimdi sizi hafakanlar bas-
mıyor mu?
Siz de bu mide bulandıncı
"demokrasi paketi" yüzünden
bogulacak gibi olmuyor musu-
nuz?
O yüzden ben, hiç olmazsa
beş altı günlüğüne tüyüyorum.
•••
Peki 312 ve 159'dan vaz-
geçtim.
Emlak vergisine ne dersi-
niz?
Bunlar bizden bu paraları
alacaklar. Çare yok. Ülkeyi ba-
tırdılar. Gırtlağa kadar borçlu-
lar. Borçlarının faizini ödemek
için dış borç bulmaya çıktılar.
"Afganistan - Irak - Ortadoğu"
uğruna aradıkları borcu bul-
dular da. Bunu büyük bir ma-
rifet gibi bize sundular da.
Şimdi batmış ekonominin
faturasını vergi üstüne vergi
bindirerek bizden çıkanyoriar.
Nasıl doğalgaz soygunun-
da "indirdik, indiriyoruz" dü-
meniyle bizi uyuttular, devede
kulak bir indirim yapıp (onu
yapıp yapmadıklarını da daha
bilmiyoruz ya) tepkileri sön-
dürdüler, söndüremedilerse bi-
le sündürdüler; işte şimdi de
"Emlak vergisinde ölçü kaç-
mış" dediler. "İndirdik, indiri-
yoruz" oyununu bir kez daha
oynayıp bu paralan çatır çatır
bizden alacaklar.
Bu kadar pervasız yalan si-
zi bogmuyor mu.
O yüzden ben beş altı gün-
lüğüne tüyüyorum.
•••
Sakın bundan "izne çıkıyo-
rum" filan anlamayın. İzne çı-
kıyorum da, bu "Cumhuriyet
usulü izin". Yani, "Keyfine bak
abi. Gez, toz, eğlen. Tırmıkla-
n gittiğin yerierden yollarsın
olur biter..."
Tutup °Lan sayın müdür, be-
nim işim zaten Tırmık yazmak.
Bu nasıl izin böyle" diye sor-
mayacağım bile.
"Tırmık yazmak dediğin ne
be abi? Iki tık tık, beş tak tak.
Oldu bitti. Sen eğlenmene,
gezmene bak" diyecekler ve
başka bir şey de demeyecek-
ler.
lyisi mi yiğitlik bende kalsın.
Gidip bir bakayım, Almanya
yerinde duruyor mu? Kuze-
yinden girip güneyinden çıkma-
casına "gezip tozup" izin(!)
yapacağım...
Yediğim sosisler, içtiğim şa-
raplar benim olacak. Gezip
gördüklerimi de "Tırmık" ya-
pıp size yollanm...
POLTriKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETİNKAYA
Neden Yrtipmişti
Mavisini Denizler?..
Bulanık ırmaklar, mavisini yitirmiş denizler, acı-
ların çoğalan fotoğraflan. sırtından vurulmuş bir
delıkanlının çığlığı. yureğimin derinliğinden fıriayıp
beynime giriyor gibiydi...
Bir süre denizi seyrettim, pınl pınl bir gökyüzü-
nün aftında yürüdüm...
Neden yttirmışti mavisini denizler, niçin bulanık
akıyordu ırmaklar?
Fotoğraflara bakıyorum....
Uğur Mumcu'yla karşılaşıyorum Ayvalık'ta, Ah-
met Taner Kışlalı'yla Izmir'de Kordonboyu'nda yü-
rürken Necati Cumalı'yla karşılaşıyorum...
Imbat esiyor tatlı tatlı!..
Sonra bir düş kuruyorum bomboş uzanan de-
nizin üzerinde, aç bir karabatakla şakalaşırken!..
Diyorum ki:
"İlk yıldızlar karanlık basmadan doğan
Haftf çiçek kokulan gibi uçar içiniz
Yavaşlar dönerken adımlannız
Esen rüzgâra, durur kulak verirsiniz
Bakışlannız bütün kadınlaria karşılaşır"
Belleğinde iz bırakan hüznün şarkısı Orhan Ya-
vuz'u, Kemal Türkler'i, Abdi IpekçiVi, Cavit Or-
han Tütengil'i, Doğan Öz'ü anımsatır bana her
24Ocaksabahı!..
Ellerim ceplerimde Sarayburnu'nda dolaşırken
yeşil bir vadinin içinde Serdar AJten, Latif Can,
Efraim Ezgin, Hürcan Gürses ve Osman Nuri
Uzunlar'la buluşurum...
Kaçak düşleri kovalanm ben!..
Komando kamplannda silahlı eğitim gören fa-
şistleri tanırım dün olduğu gibi bugün de!..
Devlet içinde örgütlü çetenin bir ayağının Uğur
Mumcu cınayetinin içinde olduğunu bilirim!..
•••
Yeşil vadinin içinde renk renk kelebekler uçuşur!..
Gözlerimi kapanm o anda!..
Uzun bir ^olculuğa çıkanm!..
Bahriye Uçok'la, Muammer Aksoy'la selam-
laşınm!..
O sırada Onat Kutlar gülümsüyordur bana!..
"Sevgilim Cezayir bir beyaz duvar, bir yani Ak-
deniz bir yani nar" der Onat...
Ben de gülümserim!..
Sakız gibi beyaz düşler kaybolur 24 Ocak saba-
hı!..
Bir avuç sevinç kaçıp gideri..
Akşam olur, yıldızlar bir yanıp sönerier...
Behçet Aysan çıkar karşıma ansızın:
"Onu vurdular, gözümle gördüm onu, ak bir
zambağa binmiş gidiyordu"
Kara bir hayatın ortasında şimdi yitik zaman pe-
şindeyim...
Kilit vurulmuş kapılar açılmaz!..
Hep acı haberler bekler derin kuytularda!..
Mor menekşe yalnızlığı sarar odalan!..
Uğur Mumcu, Susurluk'ta ortaya çıkan devlet
içinde örgütlü çeteyi anlatmıştır 1979'da...
Şimdilerde Ankara'da Kartı Sokak sessizdiri..
Bir dokuz yıl geçmiştir aradan!..
Değişen ne vardır kimse bilmez!..
1977 yılında Başbakan Necmettin Erbakan,
aynen şöyle konuşmuştur
"önce Susuriuk dediler, çetelerden söz ettiler,
şimdi de 'Şeriat geliyor' diye ortalığı ayağa kaldı-
nyorlar..."
•••
Ellerim ceplerimde Sarayburnu'nda deniz kena-
nndayım...
Kuytu bir yalnızlıkta, kış güneşinin altında gök-
yüzüne bakıyorum...
Kıyımlar geliyor aklıma!..
Sıvas'a doğru uzanıyorum...
Metin Attıok karşıma çıkıyor...
Elinde çiçekler var Gediz Ovası'ndan toplamış...
Diyorki:
"Şimdi sen öldün ya
Yumuşacık bir çizgi
Ediniyor avuçlanna
Yeni doğan çocuklar
Artık sevda yazgılannı
O çizgiden okuyacaklar"
Yağmur kokan bir sabaha karşı, unutulmuş
mevsimler içindeyimL
Işıklan sönmüş bir kentteyim!..
Gün ağanyor turuncunun gökje gibi yayıldığı
bıryerde!..
Kendi kendime soruyorum:
Neden yitirmişti mavisini denizler, niçin bulanık
akıyordu ırmaklar?
hikmetcetinkaya i' cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
VEFAT
Çok değerli varhğımız,
Güngör (Nadire) Çalışkan'ın eşi,
Kanat Mak, Emin Çalışkan ve
Oya Eskiüçtepe'nin babası,
Mehmet Mak, Betül Çalışkan ve
Bilgin Eskiüçtepe'nin kayınpederi,
Sabri Tıraş'ın ağabeyi,
Polen Mak'ın dedesi,
NEVZAT
ÇALIŞKANı
19 Ocak Pazar günü Tarsus'ta yitirdik.
Çalışkan. Çalışlar. Özus,
Bülbüloğlu, Gözgün, Ülger Aileleri