22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 OCAK 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cem: En büyük engel güvenlik • ANK4RA (Cumhuriyet Bürosu)- Dışişleri Bakaiu Ismail Cem, AKP Istanbul Milletvekili Hüseyin Kansu"nun Afganistan'daki gelişmelenn Hazar havzası enerji kaynaklannın taşınması projesine etkilerine yönelik sorusunu yanıtladı. Enerji kaynaklannın Afganistan üzerinden Pakistan ve Hindistan'a taşınmasının güvenlik nedeniyle gerçekJeşmesinın güç olduğunu bildiren Cem, "Bugüne kadar fikir jimnastiğinin ötesine geçememiştir" dedi. Ihmalesuç duyurusu • tZMtR (Cumhuriyet) - Kamuoyunda "Maıusalı Gençler" olarak bilinen gençlere. işkence yapüklan savıyla haklannda dava açılan lOpolisin yargılanmalanna dün devam edildi. 7 yıldır süren davanın Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nde 34'ûncü duruşmasma, sanıklardan Halıl Emir, Levent Özvez, Musa Geçer ve Ramazan Kolak katıldı. Sanıklardan Engın Erdoğan'ın, savunmasının alınabılmesi için yazılan yazılara yamt gelmediğini belırten mahkeme heyeti, sanığın ifadesinin alınmasının gecikmesinde ihmali bulunanlar ile ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı. Hükümette kararname krizi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Yabancı yatınmm önündeki engellerin aşılmasma yönelik olarak IMF'nin öncelikli istekleri arasında bulunan yatınm ortamımn iyileştiriİmesine ilişkin karamame Devlet Bakanı Kemal Derviş ile MHP arasında sorun oldu. Hazine Müsteşarlığı'nda Başbakanlık Müsteşarhğı'ndan daha yetkili bir kurulun oluşturulmasmı öngören kararnameye itiraz eden MHP, ıtirazlannın giderilmeden kararnameyı onaylamama yönünde karar aldı. T&ı devtetten kînler götürmedf • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Emniyet Müdûrü Hasan Yücesan, eğitim görmeyen 14-25 yaş grubundaki gençleri Karakolspor bünyesinde topladıklarmı belirterek, "Gençleri bir eşofmana devlet kapısma bağlama gayreti içindeyiz" dedi. Gençlere eşofman almak için 180 milyar liraya ihtiyaçlan olduğunu, bu parayı bulmak için çalıştıklannı, para istediklerini, bazı kişilerden de "nasihat aldıklannı" belirten Yücesan, "180 miryar lirayı bu devletten kimler götürmedi ki" dedi. Hasan Mezarcı hapse girecek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-EskiRP milletvekili Hasan Mezarcı, Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle cezaevine girecek. Eski Güney Afhka Devlet Başkanı Nelson Mandela'ya çektiği bir telgrafta Atatürk'ün manevi şahsiyetine hakaret etmek suçundan kesinleşmiş 1 yıl hapis cezası bulunan Mezarcı için yakalama müzekkeresi çıkanldı. 'Mahkûm edilen sanıklar dışındaki görevlilerin yargı önüne çıkanlmalan devletin görevidir' Susurluk kararının 'onama' gerekçesi Siyasete göndertneANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Susurluk davası sa- nıklanndan özel harekâtçı İb- rahlm Şahin ve Korkut Eken'in 6, diger 12 sanığın da 4'er yıllık ağır hapis ceza- lannı onama gerekçesini açık- ladı. Gerekçede, "terörle müca- dele ach atbnda ohışturuJan çe- tenin kendi yasalaruıı oluş- turduğu" belirtildi. Siyası bağlantılara da işaret edilen kararda, "Mahkûmiyethük- mü kurulan sanıklar dışın- daki ldmi görevliler ile bun- lara yardım edenlerin yargı önüne çıkanhnalan görevi, devletin yetkfli organlannda- <hr" denildi. 8. Ceza Daıre- si'nin daha önceki eksik so- • Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin gerekçeli mücadele adı altında oluşturulan çetenin oluşturduğu" vurgulandı ruşturma gerekçesiyle ver- nın ilk değerlendirme de da- diği bozma karanna yapılan itirazın kabul edildiği belir- tıldi. Güç ve karmaşık olay Gerekçede, Susurluk ka- zasuıdan sonra "MehmetÖz- bay" sahte kimlikli kişinin, yurtdışında uyuşrurucudan mahkûm olmuş ve yurtiçin- de de katliam sanığı olarak aranan Abdullah Çath oldu- ğunun anlaşıldığı kaydedildi. Kararda, "aracı kullananın emniyet görevlisi, araç sahi- binin de milletvekili oiması karşısında, söz konusu kaza- hfl,olayn derintiğine devletiçi- ni de kapsayacak şekilde çok yönlü araşürdmasmı gerekli kümakla, bu bağlamda yapı- lan soruşturmalarda, ulaşı- lan bilgi ve belgelerin, olayın arkasındaki bilgilerin çözül- mesinin güç, karmaşık ve du- yarlı makamlan ve görevtile- ri de kapsayacak ölçüde oldu- ğunu ortaya çıkardığı'' vur- gulandı. Polis-kumarhaneci el ele Susurluk'taki siyasi bağ- lantılann da ortaya çıkanl- ması gerektiğine işaret edilen kararında "terörle kendi yasalannı kararda, mahkûm edilen sa- nıklar dışındaki kimi görev- liler ile bunlara yardım eden- lerin yargı önüne çıkanlma- lan görevinin devletin yetki- li organlannda olduğu vur- gulandı. Sanıklann "terörle müca- dele adı altında'' yola çıktık- lan, daha sonra yasalann ken- dilerine verdiği yetkileri tam bir "sorumsuzluk" içinde, kendi çıkarlanm gözeterek, her türlü yasadışılığı meşru sayıp amaçlanna ulaşmak için her yöntemi uygun yöntem olarak benimsediklerine dik- kat çekildi. Dava başladığında gençliklerini süren sanıklar bugün orta yaşlı olarak haklanndaki karan dinleyecekler. (Fotoğraf: Cumhuriyet Arşivi) 1982'de başlayan Dev-Yol davasında 23 sanık yann savunma yapacak 20 yıllık davada sona doğruANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Ankara 1 No'lu Sıkıyö- netim Mahkemesi'nde 18 Ekim 1982 tarihinde başlayan ve 20 yıldır süren ana Dev-Yol dava- sında sona yaklaşıldı. Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gö- rülen davada, yargılanan 23 sa- nık, yann savunma yapacaklar. Sanıklann savunmalannı tamam- lamalannmardındanmah- — keme dosyayı karara bağ- layacak. 574 sanıklı ana Dev-Yol davası, 18 Ekim 1982 ta- rihinde, Ankara 1 No'lu Sıkıyönetim Mahkeme- 1995 tarihinde Yargıtay 11. Ce- za Dairesi. sanıklardan 23'ü hak- kında verilen cezayı az bularak ölüm cezası verilmesı doğrultu- sunda yerel mahkemenin kara- nnı bozdu. Karann ardmdan da- va, Ankara 6. Ağır Ceza Mah- kemesf nde yeniden görülmeye başlandı. Cumhunyet savcısı esas hak- dosyayı karara bağlayacak. Haklannda ölüm cezası iste- nen sanıklar şu değerlendirme- yi yaptılar: "1989 yıhnda bu davamn ilk aşaması sona ererken kapsamh bir siyasi savunmaya ihtiyaç du- yulmuştur. Ama 2002 yıh itiba- nyla şu ülkede yeniden siyasi bir savunma yapmaya en az ihtiyaç • 574 sanıklı ana Dev-Yol davası, 18 Ekim 1982 tarihinde, Ankara 1 No'lu Sıkıyönetim Mahkemesi'nde başlamıştı. Sanık sayısının zaman içinde 723'e ulaştığı davanın ilk aşaması 19 Temmuz 1989'da sona ermişti. si'nde başlamıştı. Sanık sayısı- nm zaman içinde 723'e ulaştığı davanın ilk aşaması 19 Temmuz 1989'da sona erdi. Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi, 7 kişi hak- kmda idam, 39 kişı hakkında ömür boyu, 346 kişi hakkında 2 ile 20 yıl arasında değişen ağır hapis cezası verdi. 27 Aralık kmdaki mütalaasında sanıklann tamamının idamla cezalandınl- masını istedi. Mahkeme, 14 Ara- hk'taki duruşmada sanıklann sa- vunmalannı hazırlamalan için oturumu yanna ertelemişti. Haklannda ölüm cezası iste- nen sanıklann savunmalannın alınmasının ardından, mahkeme duyanlarvarsa,odabizlerolına- nyız. Çünkü savunmamızda or- tayakoyduğumuz herşeyzaman içinde ispadandı öyle ki Kenan Evren bile ünlü iddialanndan vazgeçtive hatta kimizaman öze- leştiri bile yapıyor. Bülent Ecevit ve Süleyman Demirel yülar son- ra bizün kendileri hakkında söv- lediklerimizi bir memleket ger- çeği olarakkabulettilderive hat- ta kimizaman tekrarladıklan öl- çüde sivasete yeniden dahiJ ola- büdfleıf Karşı çıktıklan "empen-aBst politikalar. kontrgerilla, derin devtefin bugün tüm açıklığıyla ortaya çıktığını anımsatan sanık- lar, 20 yıl önce bunlara karşı çık- — tıklan için kendilerine *te- rörist" denıldiğini ve yar- gılandıklannı vurguladı- lar. Kendilenm mahkûm edeninse hukuk olmayıp "12 Eviülnhniyeti'' oldu- ğuna dıkkat çektiler. Sa- Kararda, "Kumarhane iş- leticisi, uyuşturucu kaçakçı- sıflekatüanı sanığı ve hüküm- lüsünü de alarak tam bir da- yanışma ve işbirligi içinde ha- reket edip çeteleşme sürecine girmeleriyİe eyknüerinin suç tarihi itibarryia TCY'nin 313. maddesindeki suçu oluştur- masuun ötesinde. anayasanın 6. maddesindeki 'hiçbir kim- se veya organ, kaynağını ana- yasadan ahnayan bir devlet yetkisini kullanamaz' hük- müne karşın bir örgütknme ve yetki kullanımı yoluna git- tflderigöriUmüştür" denildi. Hukuk devleti Bu durumun hukuk devle- ti kurallan içinde savunulur yerinin olmayacağı belirti- len kararda, vürürlükte- ki yasalar yerine, kendi güç ve kurallan ile söz- de yasalar oluşturmanın devleti, hukuk devleti olmaktan çıkaracağı vurgulandı. Kararda şöyle denildi: "Bu koşuHarda da güç- lünün sözünün geçtiği, nerede başlayıp nerede sona ereceği befli oüııa- yan, her türlü yasadışı- hgm egemen olduğu bir sistem oluşacağL, sonuç- ta yurttaş-devlet ilişki- sinde hukuk kurallan yerine, korku ve kay^un geçerti olacağı, bunun da bir anayasa ve >asa ihla- ünin ötesindetam bir hu- kuk ihlati niteiiği taşıv a- cağıve hukukdevletinin bütünihie ortadan kalk- ması sonucunu doğura- cağı göz önüne alındı- ğmda, mahkemenin, sa- nıklann eylemlerini TCK'nin313.maddesi- ne ıryar niteükte görüp, karar yerinde gösterdi- ği gerektirici nedenlerle de bir isabetsiztik bulun- mamış ve sanıklar Ibra- him Şahin ile Korkut Eken haklannda TCK'nin 33. maddesi uygulanırken, ceza sü- resince yasal kısıthhk al- ünda buhındurulmalan yerine, 'cezalannın in- fazı sürecince' kısıthnk altındabulundurubnala- nna karar verihnesi ay- kınlığı da karşı temyiz olmadığından, bozma nedeni sa\Tİmamışür." nıklar, yargılanmalanndaki çar- pıklığıu Mahkûmiyetitesciledfl- mişbirzihniyetin 20\il önceki id- dianamesi dikkate afanarak bir kez daha mahkûm edilmek iste- niyoruz. Mahkûmlann zihniye- ti. iddialan kanıuannuş olan biz- leri mahkûm edr>t>r" sozlenyle dile getirdiler. DGM'nin karan Istanbul 6 No'lu DGM, sanıklar tbrahim Şahin ile Korkut Eken' i 6' şar yıl, diğer sanıklar Ayhan Çarkın, Ercan Ersoy, Oğuz Yorulmaz, Enver Ulu, Mustafa Al- tunok. Abdülgani Kızd- kaya, Ziya Bandumab- oğlu, Ayhan Akça, Yaşar Öz, Ali Fevzi Bir, Sami Hoştan ve Haluk Kır- cı'yı da 4'er yıl hapis cezasına mahkûm et- mişti. IRMIKIAYDIN ENGİN aengin(S doruk.net.tr Evet, evet doğru anladınız. Ben tüyüyorum. Biraz soluk- lanacağım. Biraz dediğim beş altı güncük. Korkmayın (yada korkun) altı gün sonra yine kürkçü dükkânına döner, gün- boyu "kürkümü" sıvazlayıp, yerinde durup durmadığına bakıp. "Bu gidişle sen bu kür- kü yine kaptıracaksın Aydın Bey kardeşim" diye kendi ken- dime söylenip, gecedüşlerim- de kendimi DGM savcısının karsısında ıkına sıkına ifade verirken görüp, ürküp ama yi- ne aklımın erdiği, dilimin dön- düğünce tırmıklamaya devam ederim. Ama şimdi tüyüyorum. Içimi hafakanlar bastı. Nasıl basmasın? Hangi birinden başlayayım? ••• Adam lar 312. ve 159. mad- deleri değiştirecekler. Üstelik gözümüzün içine baka baka "mini demokrasi paketi" de- mekteler. Hani anayasanın 34 mad- desini değiştirip "büyüüüüük" bir demokratik atılım ve açılım yapmışlardı ya, işte şimdi Ce- za Yasası ile anayasa arasın- da patlak veren uyumsuzluğu ortadan kaldırmak için "uyum Yolcudur Abbas, Bağlasan Durmaz yasaları" çıkaracaklar. lik el attıklan da şu ünlü 312. ve 159. maddeler. Alalım 312. maddede ko- alisyon partilerinin uzlaşıp Ada- let Komisyonu'na indirdikleri deöişikliği. Ongörülen değişıkliğe ba- kın: "... kamu düzenini tehli- keye düşürme olasılığı bulu- nan tahrik ve teşvik fiilleri..." Nasıl ama? Diyelim gazetecisiniz ve di- yelim linyit yakıp enerji üreten termik santrallann çevreye za- rarı üstüne bazı duyumları ye- rinde gözlemektesiniz. Diye- lim Yatağan'dasınız. Kentin üstüne zehirii kükürt dumanlannın ölüm gibi çök- tüğünü saptadınız, oturup ha- beri yazdınız, "Yatağan'da ölüm tehlikesi. Santralın baca- sına yıllardır filtre takmayan sorumlular, Yatağanlılan 67ü- me sürüklüyor" gibısinden cümleler kurdunuz. Savcı yazacak: "...sanık, Bakanlar Kuru- lu'nun ihmaliyüzünden Yata- ğanlıların ölüme sürüklendi- ğini belirterek Yatağanlılann ölüm korkusuna kapılmalanna neden olmaktadır. ölüm kor- kusuna kapılanlar, fena halde tahrik ve isyana teşvik edilmiş olurlar. öteki kentlerde otu- ran Yatağanlılar ya da Yata- ğanlılara kız veya damat ver- miş ya da Yatağan'da asker- likyapmışya da Yatağan'dan geçmiş vatandaşlar da aynı şekilde tahrik olup isyana teş- vik edilmiş olacaklanndan ka- mu düzeninin bozulması ola- sılığı ortaya çıktığı kanaatine varılarak sanığın Türk Ceza Yasası'nın 312. maddesinin ilgili fıkrasınm alakalı bendi mucibince 2 yıldan az olma- mak üzere..." Savcıya dönüp "Peki ama savcı bey kardeşim, olasılık yani ihtimal üzerine suç sap- tanıp ceza kesilebilir mi" diye sormaya kalksanız, fukara sav- cı bir size bakacak, bir yasa maddesine bakacak, çaresız boynunu büküp "Olmaz ol- maz demeyin Engin Bey, ol- maz olmaz" diyecek. E şimdi sizi hafakanlar bas- mıyor mu? Siz de bu mide bulandıncı "demokrasi paketi" yüzünden bogulacak gibi olmuyor musu- nuz? O yüzden ben, hiç olmazsa beş altı günlüğüne tüyüyorum. ••• Peki 312 ve 159'dan vaz- geçtim. Emlak vergisine ne dersi- niz? Bunlar bizden bu paraları alacaklar. Çare yok. Ülkeyi ba- tırdılar. Gırtlağa kadar borçlu- lar. Borçlarının faizini ödemek için dış borç bulmaya çıktılar. "Afganistan - Irak - Ortadoğu" uğruna aradıkları borcu bul- dular da. Bunu büyük bir ma- rifet gibi bize sundular da. Şimdi batmış ekonominin faturasını vergi üstüne vergi bindirerek bizden çıkanyoriar. Nasıl doğalgaz soygunun- da "indirdik, indiriyoruz" dü- meniyle bizi uyuttular, devede kulak bir indirim yapıp (onu yapıp yapmadıklarını da daha bilmiyoruz ya) tepkileri sön- dürdüler, söndüremedilerse bi- le sündürdüler; işte şimdi de "Emlak vergisinde ölçü kaç- mış" dediler. "İndirdik, indiri- yoruz" oyununu bir kez daha oynayıp bu paralan çatır çatır bizden alacaklar. Bu kadar pervasız yalan si- zi bogmuyor mu. O yüzden ben beş altı gün- lüğüne tüyüyorum. ••• Sakın bundan "izne çıkıyo- rum" filan anlamayın. İzne çı- kıyorum da, bu "Cumhuriyet usulü izin". Yani, "Keyfine bak abi. Gez, toz, eğlen. Tırmıkla- n gittiğin yerierden yollarsın olur biter..." Tutup °Lan sayın müdür, be- nim işim zaten Tırmık yazmak. Bu nasıl izin böyle" diye sor- mayacağım bile. "Tırmık yazmak dediğin ne be abi? Iki tık tık, beş tak tak. Oldu bitti. Sen eğlenmene, gezmene bak" diyecekler ve başka bir şey de demeyecek- ler. lyisi mi yiğitlik bende kalsın. Gidip bir bakayım, Almanya yerinde duruyor mu? Kuze- yinden girip güneyinden çıkma- casına "gezip tozup" izin(!) yapacağım... Yediğim sosisler, içtiğim şa- raplar benim olacak. Gezip gördüklerimi de "Tırmık" ya- pıp size yollanm... POLTriKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA Neden Yrtipmişti Mavisini Denizler?.. Bulanık ırmaklar, mavisini yitirmiş denizler, acı- ların çoğalan fotoğraflan. sırtından vurulmuş bir delıkanlının çığlığı. yureğimin derinliğinden fıriayıp beynime giriyor gibiydi... Bir süre denizi seyrettim, pınl pınl bir gökyüzü- nün aftında yürüdüm... Neden yttirmışti mavisini denizler, niçin bulanık akıyordu ırmaklar? Fotoğraflara bakıyorum.... Uğur Mumcu'yla karşılaşıyorum Ayvalık'ta, Ah- met Taner Kışlalı'yla Izmir'de Kordonboyu'nda yü- rürken Necati Cumalı'yla karşılaşıyorum... Imbat esiyor tatlı tatlı!.. Sonra bir düş kuruyorum bomboş uzanan de- nizin üzerinde, aç bir karabatakla şakalaşırken!.. Diyorum ki: "İlk yıldızlar karanlık basmadan doğan Haftf çiçek kokulan gibi uçar içiniz Yavaşlar dönerken adımlannız Esen rüzgâra, durur kulak verirsiniz Bakışlannız bütün kadınlaria karşılaşır" Belleğinde iz bırakan hüznün şarkısı Orhan Ya- vuz'u, Kemal Türkler'i, Abdi IpekçiVi, Cavit Or- han Tütengil'i, Doğan Öz'ü anımsatır bana her 24Ocaksabahı!.. Ellerim ceplerimde Sarayburnu'nda dolaşırken yeşil bir vadinin içinde Serdar AJten, Latif Can, Efraim Ezgin, Hürcan Gürses ve Osman Nuri Uzunlar'la buluşurum... Kaçak düşleri kovalanm ben!.. Komando kamplannda silahlı eğitim gören fa- şistleri tanırım dün olduğu gibi bugün de!.. Devlet içinde örgütlü çetenin bir ayağının Uğur Mumcu cınayetinin içinde olduğunu bilirim!.. ••• Yeşil vadinin içinde renk renk kelebekler uçuşur!.. Gözlerimi kapanm o anda!.. Uzun bir ^olculuğa çıkanm!.. Bahriye Uçok'la, Muammer Aksoy'la selam- laşınm!.. O sırada Onat Kutlar gülümsüyordur bana!.. "Sevgilim Cezayir bir beyaz duvar, bir yani Ak- deniz bir yani nar" der Onat... Ben de gülümserim!.. Sakız gibi beyaz düşler kaybolur 24 Ocak saba- hı!.. Bir avuç sevinç kaçıp gideri.. Akşam olur, yıldızlar bir yanıp sönerier... Behçet Aysan çıkar karşıma ansızın: "Onu vurdular, gözümle gördüm onu, ak bir zambağa binmiş gidiyordu" Kara bir hayatın ortasında şimdi yitik zaman pe- şindeyim... Kilit vurulmuş kapılar açılmaz!.. Hep acı haberler bekler derin kuytularda!.. Mor menekşe yalnızlığı sarar odalan!.. Uğur Mumcu, Susurluk'ta ortaya çıkan devlet içinde örgütlü çeteyi anlatmıştır 1979'da... Şimdilerde Ankara'da Kartı Sokak sessizdiri.. Bir dokuz yıl geçmiştir aradan!.. Değişen ne vardır kimse bilmez!.. 1977 yılında Başbakan Necmettin Erbakan, aynen şöyle konuşmuştur "önce Susuriuk dediler, çetelerden söz ettiler, şimdi de 'Şeriat geliyor' diye ortalığı ayağa kaldı- nyorlar..." ••• Ellerim ceplerimde Sarayburnu'nda deniz kena- nndayım... Kuytu bir yalnızlıkta, kış güneşinin altında gök- yüzüne bakıyorum... Kıyımlar geliyor aklıma!.. Sıvas'a doğru uzanıyorum... Metin Attıok karşıma çıkıyor... Elinde çiçekler var Gediz Ovası'ndan toplamış... Diyorki: "Şimdi sen öldün ya Yumuşacık bir çizgi Ediniyor avuçlanna Yeni doğan çocuklar Artık sevda yazgılannı O çizgiden okuyacaklar" Yağmur kokan bir sabaha karşı, unutulmuş mevsimler içindeyimL Işıklan sönmüş bir kentteyim!.. Gün ağanyor turuncunun gökje gibi yayıldığı bıryerde!.. Kendi kendime soruyorum: Neden yitirmişti mavisini denizler, niçin bulanık akıyordu ırmaklar? hikmetcetinkaya i' cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 VEFAT Çok değerli varhğımız, Güngör (Nadire) Çalışkan'ın eşi, Kanat Mak, Emin Çalışkan ve Oya Eskiüçtepe'nin babası, Mehmet Mak, Betül Çalışkan ve Bilgin Eskiüçtepe'nin kayınpederi, Sabri Tıraş'ın ağabeyi, Polen Mak'ın dedesi, NEVZAT ÇALIŞKANı 19 Ocak Pazar günü Tarsus'ta yitirdik. Çalışkan. Çalışlar. Özus, Bülbüloğlu, Gözgün, Ülger Aileleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle