13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 HAZİRAN 2001 ÇARŞAMBA HABERLER Eyüp Aşık'tan Yılmaz'a uyarı • TRABZON (Cumhuriyet)-ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın "'Partide hainler var. Düşün yakamızdan" şeklindeki sözlerini yanıtlayan, Yılmaz'a muhalif milletvekillerinden Eyüp Aşık, "Böyle giderek kimse oy toplayamaz. Artık bu iş böyle gitmez" dedi. Partisinin Trabzon II Kongresi'nde konuşan Aşık, "Partimizde hainler yok" dedi. Okuyan:Zarar 1 katrilyon • Istanbul Haber Servisi - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nu, önümüzdeki günlerde yeniden toplantıya çağırabileceklerini belirtti. Okuyan, SSK ve Bağ-Kur'un, otomasyona geçirilmemesinden kaynaklanan denetim eksikliği nedeniyle yıllık 1 katrilyon lira zaran olduğunu belirtti. TGS'den Sezer'e çağrı • tstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Sekreteri Ercan Ipekçi, yeni RTÜK Yasası'nın basın özgürlüğü üzerindeki mevcut kısıtlamalarda herhangi bir iyileştirme getirmediğini, aksine, para cezalannı arttırdığını ve medya sahiplerine yeni avantajlar sağladığını vurgulayarak Cumhurbaşkanı 'nın yasayı imzalamamasını ve TBMM'ye geri göndermesini istedi. UASA sabotajla duşuruldu' • ANKARA (AA)- Işçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, İP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, CASA uçaklannın kazalan ve Kuzey Irak'taki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Malatya'da CASA uçağmın sabotajla düşürüldüğünü iddia eden Perinçek, ABD'nin isteği doğrultusunda Kuzey Irak'ta Kürt devleti kurdurulacağını savundu. Gönül: Milleti uyutuyorlap • ANKARA (AA)- DYPGrup Başkanvekili Ali Rıza Gönül, "Değişim adı altında TBMM'ye sunulan yasa tasanlan, Türkiye'nin borçlannı ödemesini garantiye alan tahsilat yasalandır" dedi. Gönül, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, 'değişim aldatmacasıyla milletin uyutuldugunu" öne sürerek "57. Ecevit hükümeti bilgisizliğin, yönetim zafiyetinin ve kötü idarenin adı ve adresidir" diye konuştu. ANAP lideri Yılmaz, Tantan'ı 'kişisel ihtiras peşinde koşmakla' suçladı: Destıırsuz çeldp güüANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- ANAP Genel Başka- nı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, hem bakanlık- tan, hem de partiden istifa e- den Sadettin Tantan'ı "tek parti dönemi bürokradanna'" benzetti. Hiç kimsenin kendi- sini partinin üzerinde göreme- yeceğini kaydeden Yılmaz. "ANAP, kimsenin kisjsd ikba- li ve şahsi ihtiraslannı sağla- mak için elini kohınu sallaya- rak geBpistediğini elde edeme- • "Yolsuzlukla mücadele bir kişiyle kaim değildir" diyen Yılmaz, Tantan'ın tek parti bürokratından farkı olmadığını belirterek "O görev olmaz, illa bu görev derseniz, o hizmet aşkının değil, başka amaçlann işaretidir" dedi. ülkeye hizmet olanlann ANAP, önce ben diyenlerin ANAP içinde yükselemeyece- partisi değil, önce vatan sonra ği mevki olmadığını savunan Anavatandiyenlerinpartisidir. Yılmaz, ancak kimsenin parti- Herkes, şunu iyi bilmelidir ki yince de destursuz çekip gide- ceği bir parti olmayacaktir" dedi. Yılmaz, ekonomiden so- rumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'i de ANAP grubuna bilgi vermeye çağırdı. Tantan'ın istifasının ardın- dan bir süre sessiz kalan Yıl- maz, dünkü parti grubunda suskunluğunu bozdu. Amacı yi kişisel amaçlan için kullan- masına izin vermeyeceklerini söyledi. Yılmaz, sözlerini şöy- le sürdürdü: "Kimse şahsi menfaatlerini tatmin etmek için ANAP'ı kuüanamaz. 'önce ben, sonra ben, sadece ben' diyen hiçldmseye bu par- tide yer yoktur. ANÂP'ta hiz- met yapamayan. başka hiçbir partide yapamaz." Kendisini parti üstünde gö- TBMM 'Erkektik' tartışması ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu'nda, ça- lışma saatlerinin uzatıl- ması ve gündem deği- şikliği önerilerinin gö- rülmesi sırasmda iktidar ve muhalefet milletve- killeri arasında 'erkek- lik' tartışması yaşandı. TBMM Genel Kuru- lu'ndaki görüşmeler sı- rasında, DYP Grup Baş- kanvekili Ali Rıza Gö- nül, 5 'iMHPve ANAP milletvekilleri tarafın- dan verilen 6 yasa öne- risinin gündemin ön sı- ralarına çekilmesine ilişkin bir öneri sundu. Gönül, bu tekliflerin ön sıralara çekilmesinin ik- tidar partilerinin kendi önerilerinin arkasında durup durmadığını gös- tereceğini söyledi. Öneri üzerinde söz alan FP Grup Başkanve- kili Avni Doğan, iktidar partisi gruplanna döne- rek "TeklÛlerinizin ar- kasuıda mısımz? Ama bunlann öne çekümesi Derv iş'in prensiplerine avkın. arkasında durdu- ğunuzu gösteremezsi- niz" dedi. Doğan, hükü- meti dışandan "bakan küığında müstemleke şe- fi" getirmekle suçladı. Doğan'ın, "Kürsüyeçı- kıp konuşun, erkekliği- nizi gösterin" sözleri üzerine, DSP milletve- killeri tepki gösterdiler. 'Çadırda firça' DSP Grup Başkanve- kili Aydın Tümen, kür- süye gelerek Doğan'ı yanıtladı. Erkeklik gös- terisi yapılacak yerin TBMM kürsüsü olmadı- ğını kaydeden Tümen, şimdi bu sözleri söyle- yenlerin iktidara geldik- lerinde "çadırlarda fir- ça yediklerini'' kaydetti. Yeniden söz alan FP'li Avni Doğan, hiç kimse- den firça yemediklerini ileri sürerek "Fırçayı si- zin müstemleke şefîniz yiyor. Firça yiyen sizsi- niz, IMF'denfirçayiyor- sunuzr dedi. İĞNELİ FİRÇA ZAFER TEMOÇİN PÜNKÜ AtfCARA-GüVftiBtfKEYlÇMİNE && W&fi&\TAKAgAK 1 ĞaDİöe/. renlerin "Tek parti dönemi bü- rokratlanndan farkıolmadığı- nı'' savunan Yılmaz, "Bu hiz- met etmek değil, tahakkümün göstergesidir'' dedi. Mücadele sürecek Yılmaz, yolsuzluklarla mü- cadelenin kararlılıkla devam edeceğini vurguladı. Yolsuz- lukla mücadele adı altında son 2 yıldır yapılanlardan çıkanla- cak dersler olduğunu savunan Yılmaz, "Yolsuzlukla mü- cadele adı aranda bir siya- si tasfiyeye ya da siyaset alanuıını yeniden düzen- lemeye çalışırsanız, bun- dan devlet, bütün kurum- lar zarar görür" dedi. Ne adına, hangi amaç için yapılırsa yapılsın, belli bir amaca ulaşmak için devletin hukuku çiğ- neme gibi bir tavn olama- yacağını savunan Yıl- maz, böyle hareket eden- lerin, yolsuzluk yapanlar- la eşdeğer olduğunu vur- guladı. Grubun basına kapalı bölümünde ise Yılmaz, AB'ye uyum çerçevesin- de iç mevzuatta yapılacak düzenlemelerle ilgili bil- gi verirken 10-15 madde- lik anayasa değişikliği çerçevesinde Meclis tati- le girmeden çıkanlması- nı istedi. Yılmaz, aynca Yerel Yönetimler Yasası konusunda da ısrarlı ol- duklannı, 15 Temmuz'a kadar, bu düzenlemelerin hiç olmazsa bir bölümü- nün yapılmasında hükü- met ortaklanna ısrarlı olacaklannı vurguladı. Yılmaz, daha önce grup- tan gelen talepler doğrul- tusunda I>evlet Bakanı Derviş'i, grupta bilgi ver- meye çağırdığını ve ona- yını da aldığını söyledi. 'Parlamentonun etkinliğinin artması için milletvekili sayısı 600'e çıkanlmalı' TÜGIAD: Baraj yüzde 5 olsuntstanbul Haber Servisi - Türkiye Genç Işadamlan Demeği (TÜGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yıbnaz, parlamentonun etkinliğinin arttınbnası için 150'si ülke seçim çevresinden olmak üzere, milletvekili sayısının 600'e çıkanbnasını önerdi. TÜGİAD için, Galatasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erdoğan Teziç ve aynı üniversiteden Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu tarafından hazırlanan 'Siyasi Partiler ve MiHetveküi Seçim Kanunlanna tlişkin Görüşler' başlıklı rapor kamuoyuna açıklandı. TÜGlAD Başkanı Yılmaz, parti yasaklama ve kapatma rejiminin yumuşatılmasını isterken bunun yerine belli bir süre faaliyetten alıkoyma, Hazine yardımının kesiknesi gibi kapatma dışı yaptınmlann uygulamaya konulması gerektiğini belirtti. Yılmaz, kapatılma cezasının siyasi avantaj olarak kullanıldığını, kapatmanın çözüm olmadığının görüldüğünü öne sürdü. Parti kapatmada kilit unsur olan odaklaşma kavramının ne yasal ne de anayasal olarak sınırlannın konulamayacağını savunan Yılmaz, bu nedenle bu kavramın Anayasa Mahkemesi'nin içtihadına bırakılması gerektiğini vurguladı. Yılmaz, milletvekili adaylannın partili bütün üyelerin katıldıgı bir önseçimle belirlenmesini önerdi. Rapordan bazı öneriler şöyle: • Partilerin mali yapısına açıklık, şeffaflık ve denetim getirilmeli. Mali denetim Sayıştay'a verilmeli. Hazine yardımı, bütün partilere eşit ve sadece seçim harcaması için seçim döneminde verilmeli. • Siyasi partilerin örgütknme özgürlüğü arttırümaİL Kaohmcı dcmokrasinin sağlanması için mahalle düzeyine kadar uzanan örgütlenme imkânı sağlanmalı. Siyasi parti üyesi otmayı tamamen yasaklay an hükümler mutlaka kaldırümah ve siyasi partiler rejiminde UberaUeşme saplanmalı. • Milletvekillerinin yasama dokunulmazlığı daraltümalı. Sorgulama ve yargılama yolu açılmalı. • Bakanlan görevleriyle ilgili suçlardan dolayı suçlama yetkisi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'na, soruşrurma yetkisi ise Yargıtay'da bir ceza dairesine bırakdmab. • Milletvekili sayısı 600'e çıkanlmalı. Seçim çevreleri, mevcut sisteme göre daraltılarak en geniş seçim çevresi 10 milletvekili olarak belirlenmeli. Milletvekili seçimleri 4 yılda bir yapıhnalı. Anayasadaki milletvekili seçilme yeterliliğine ilişkin koşullar değiştirilmeli, seçilme yaşı 25'e indirihneli. Siyasi suçlardan mahkûm olanlann seçilme yasağı belli sürelerle sınırlanmalı. • Tercihli oy sistemine yeniden geçilmelL, partilerin ortak Ksteyle seçime kaühna ve bu şekilde ittifak kurmalanna olanak sağlanmah. • Yüzde 10'luk genel baraj yüzde 5'e düşürülmeli. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] ABDTı bombacı Timothy McVeigh'in idamını adım adım bütün dünya izledi. ABD'de gerçekleşen her şey dünya ça- pında olduğu için idam da dün- ya çapında bir ilgi gördü. Cum- huriyet, McVeigh'in ölümünü şu başlıkla vermişti: "ABD'de ölüm sirki sonra erdi." Ti- mothy'nin idam edildiği sırada acaba dünyanın kaç köşesinde başka ölüm cezalan uygulan- mıştı? Idamlan uygulamakla uğraşmaya bile gerek görme- yen kaç ülkede yargıstz infazlar, faili meçhul cinayetler gerçek- leştirilmişti? ABD'nin şahin Başkanı Bush, "En kötü terör eylemine en sert ceza verildi, ABD tari- hindeki acı bir sayfa kapandı" diyerek idamı savundu. Ger- çekten bu idamla ABD tarihin- deki acı bir sayfa kapandı mı? Timothy McVeigh'in eyleminde 19'u çocuk 168 kişi yaşamını yitirmişti. Bu bir toplu katliam- dı. Ancak Timohty'nin sorumlu olduğu katliam bununia sınırlı mıydı? Timothy McVeigh ve Nayime Timothy, ABD Kara Kuvvetle- ri'nin eski bir mensubuydu. Körfez Savaşı sırasındaki kah- ramanlıklan nedeniyle madalya almıştı. Bu kahramanlık acaba neydi? Bağdat'ta sivillerin bombalanması eylemine katıl- mak mıydı, yoksa daha radikal eylemler miydi? Idamlık suç, her zaman her koşulda değişi- yor. Örneğin Albay Talat Ayde- mir, Harp Okulu öğrencilerini ayaklandırdığında, iktidan ele geçirebilseydi devlet başkanı olacaktı, tıpkı Kenan Evren gi- bi. Kendi istediği yönde bir ana- yasa yapacaktı. Yaşasaydı, şimdi Kenan Evren gibi eski bir devlet başkanı olarak itibar gö- recekti. Ayaklanmayı başara- madı ve yakın silah arkadaşı Fethi Gürcan'la birlikte Ma- mak'ta asılarak idam edildi. Onu kimse anmıyor. • • • Sanırım 1961 yılının aralık ayıydı. Annem ve babamla bir- likte Mevtana törenlerini izle- meye Konya'ya gitmiştik. Oto- büsten inip şehrin meydanına doğru yürüdüğümüzde, bir ka- labalığın toplandığını gördük. Biraz daha yaklaşınca bir dara- ğacının ucunda sallanan birer- kek bedeniyle irkildik. Yüzü sa- rarmış, boynuna idam fermanı asılmış cesedi Konyalılar me- rakla izliyorlardı. Ipin ucunda sallanan ölü, uzun yıllar gözümün önünden gitmedi. Idamlan meydanlarda uygulamanın mantığı, eskilerin deyimiyle, "ibretimüess/re "ydi. Yani etkileyici ömek. Birileri, ipin ucundaki ölüye bakacak ve böylece suç işlemeye korka- caktı. Idamın hâlâ bu mantıkla yerine getirildiğini biliyoruz. ABD Başkanı Bush, bu uygula- mayı savunurken şunları da söyledi: "lyiler, kötünün hakkın- dan geldi." • • • Timothy McVeigh, idam ya- tağında zehirli iğne ile yaşamı- nı yitirirken kız kardeşlerini gö- zü açık olarak köprüden atıp bir anlamda töre idamı gerçekleş- tiren sanıklar çok düşük ceza- larla kurtuluyorlardı. Timothy öl- düğündegözleri açıkmış. Nayi- me, kardeşleri tarafından Sa- dabad viyadükünden atılırken yalvarmış: "Ne olur gözlerimi kapatıp öyle aşağıya atın." Onu dinlemeyip ölüme gözü açık göndermişler. Timothy'den intikamı devlet almıştı. Nayime'den ise kardeş- leri. Nayime ne yapmıştı? Bazı erkeklerle birlikte olmuştu. Tı- mothy'nin ölümüne çok insan ağıt yaktı. Nayime'ye ise kimse üzülmedi. Mahkeme bile, "na- mus uğmna" işlenen bu cina- yeti "ağır tahrik" sonucu işlen- miş kabul edip katillere hafif ce- zalar verdi. Timothy'nin ölümünü mü iz- lemek daha acı verici, Nayi- me'nin mi? Nayime'nin ölümü mü daha evrensel tepkileri ge- rektiriyor, Timothy'nin mi? Ga- zeteler, Nayime'yi öldüren kar- deşlerine verilen dört yıllık ce- zayı "fuhuş iskontosu"diye yo- rumlamışlar. Yargı intikam almaz. 0 ne- denle Bush'un intikam içeren sözleri, ABD'ye yön veren an- layışı gözler önüne seriyor. Ya kardeşlerini öldürenler? Muh- temelen o erkekler de başka birçokkadınlayatmışlardı. Kim- se onlann "ahlaksız" olduğunu düşünmemişti. Eğer kız kar- deşleri ve eşleri bu nedenle on- lan öldürselerdi, mahkemeler kadınlar için böyle bir iskonto- ya gerek görürier miydi? • • • Timothy'nin ölümüne idam karşıtlan çok ağladılar. Nayi- me'nin ölümüne kimse ağlama- dı; yargı bile. Her ikisi de öiüm- le cezalandınldılar. Her ikisi de yerleşik kurallann sonucu ya- şamlannı yrtirdiler. Nayime'nin sessiz ölümü, daha derinlerde- ki bir geriliği, bir acryı yüzümü- ze vuruyordu. GLOBALPOLtTtKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU III. Yorun ZaferK!) Ingiliz Işçi Partisi, tarihinde ilk kez üst üste ikin- ci kez iktidara geldi. Hem de Ingiltere'de daha ön- ce, üst üste ikinci kez iktidara gelen partilerin el- de etmeyi başaramadığı bir oy çoğunluğuyla. Şimdi kimileri akıl veriyoriar: Diğer ülkelerde de sol, eğer hükümete gelmek istiyorsa III. Yol çiz- gisini benimsemelidir. Daha yakından bakınca Ancak, kesin bir sonuca ulaşmadan önce he- saba katılması gereken bazı gerçekler var. Birin- cisi, seçimlere katılım, hiçbir yorumcunun öngö- remediği oranda düşüktü. 1918'den bu yana ilk kez yüzde 60'ın altına inen katılma oranının, Işçi Partisi'nin geleneksel olarak güçlü olduğu bölge- lerde yüzde 35-45 aralığına kadar gerilediği gö- rüldü. Demek ki seçimierde Işçi Partisi'ne oy ver- mişolanlar, aslındatoplam seçmenin yüzde 25'i- ni geçmiyor. Diğer bir deyişle III. Yol stratejisine pek bir ilgi yok! Ikincisi: Aslında büyük bir ilgiyi gerektirecek bir durum dayok. Tony Blair'in seçimlerin ertesi gü- nü bizzat itiraf ettiğı gıbı, geçen dönemde "zemi- ni hazıriamışlardı", "politikalannı esas şimdi uy- gulamaya koyacaklardı". Diğer bir deyişle, daha ortada, seçmenin III. Yol'u desteklemesine neden olacak bir uygulama da yoktu. News Night prog- ramında, sunucu Jeremy Paxman'ın "Sizin dö- neminizde en yüksek gelihe en düşük gelir ara- sındaki uçunım daha da büyüdü, buna ne diyor- sunuz" sorusuna Blair'in cevap vermemekte ıs- rar etmesi üzerine çıkan tartışmanın da gösterdi- ği gibi, III. Yol'un karnesi çok iyi değil. Ama Blair hükümetinin kimsenin işine yaramadığını söyle- mek de haksızlık olur. Tutukevlerinden hastane- lere, okullara kadar kamu hizmetlerinin yönetim- lerinin özel şirketlere devredildiği her noktada, kamu maliyesine yüklenen muazzam ek maliye- te, hizmet kalitesinde adeta skandal düzeyınde gerilemelere karşılık, bu alanda çalışan özel sek- tör şirketlerinin yaptığı tatlı kârlar bir şey gösteri- yor olsa gerek. Boşuna mı 100 büyük şirketin ge- nel müdürü, The Times, Financial Times, The Economist vb.. Blair'i desteklediler seçimlerde? önümüzdeki günlerde hükümetin favori strateji üretme kurumu Kamu Politikası Araştırmaları Enstitüsü yeni bir kamu hizmetleri raporu yayım- layarak, özelleştirmelerin hızlandınlmasını önere- cek. Rapor özelleştirme sürecinde ihalelere katı- lan şirketlerin verdiği 200.000 stertinlik bir bağış- la hazıriandı. Bu da III. Yol'un bundan sonra ya- pacaklan hakkında da gerekli ipuçlannı veriyor. III. Yol var mıydı? Üçüncüsü, ne geçen dört yıl boyunca ne de tüm seçim kampanyası sırasmda Blair'in karşısın- da ciddi bir ana muhalefet partisi yoktu. Muha- fazakâr Parti o kadar başansızdı ki Wall Street Jo- urnal'da bile büyük kızgınlık yaratıyordu: Bu kız- gınlığın şiddetini, VVSJ'nin Avrupa editörürvün, Muhafazakâr Parti'nin başarısızlığının nedenleri- ni irdeleyen yazısının "Yok ol aptal parti!" başlı- ğından da görmek mümkündü. VVSJ'ye göre Mu- hafazakâr Parti bu seçimlerin ana temasının, Bla- ir'in "aşil topuğunun" kamu hizmetleri alanında olduğunu kavrayamamıştı. Bu yüzden hem mu- halefet yapamamış hem de Blair'in, kamu sektö- ründeki yıkımı gizlemesine yardımcı olmuştu. Sonuç olarak, Tony Blair'in seçimleri kazanma- sının arkasında III. Yol çizgisinin yattığını söylemek çok zor. Ama Tony Blair'in herhangi bir sol parti için, örnek oluşturmayacağını gösteren, ama ne- dense hep gözlerden kaçan çok önemli bir olgu daha var: Tony Blair vaat ettiği gibi, solun ve sa- ğın dışında, 'radikal merkez' vb. oluşturan bir I- II. Yol stratejisi izlemedi! Tony Blair'inki neo-libe- ral muhafazakâr partinin enerjisinin bittiği yerde devreye girerek aynı yolda ilerleyen bir hükümet oldu. Tony Blair'in politik çizgisi, muhafazakâr içeriğin aynı kalabilmesi için biçimde yaşanması gereken bir değişiklikten öteye geçmedi. Sağ ve sol ikileminin dışına çıkamadı, yalnızca sağ oldu, üstelik, kamu harcamaları, göçmenler/yabancılar, polis yasalan gibi alanlarda Thatcher - Major hü- kümetlerinden daha muhafazakâr bir çizgi izledi. Böylece III. Yol gerçekleşmeyen bir fantezi ola- rak kaldı. Bu yüzden sol partiler ve kamu kurumlanndan daha iyi bir hizmet bekleyen halk kitleleri açısın- dan III. Yol veTony Blair, gerçek bir seçenek oluş- turmadı, oluştumnayacak da. Zaten III. Yol'u be- nimsemesi için "so/"a verilen akıllann hemen hep- sinin, solun dışından ve sağından geliyor olması da bunu göstermiyor mu? Sola verilen bu akıllar- dan sola hayır gelmez! Solun kendi çizgisini, eşit- likçi, demokratik, sömürüye, baskıya, emperya- lizme, ırkçılığa ve cinsel baskıya karşı olmak gibi temel ve geleneksel prensiplerine dayanarak ve güncelin (örneğin küreselleşme sürecinin) eleşti- risinden hareketle oluşturmaya devam etmekten başka bir seçeneği yok. Meclis'e devam rekoru DSP'nin • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -1 Ocak 2001-31 Mayıs 2001 tarihleri arasında yapılan yoklama ve açık oylamalar esas alınarak hazırlanan 'en devamlı ilk 50 milletvekili' sıralamasında rekortmen yine yüzde 99 katılımla DSP Grup Başkanvekili Emrehan Halıcı oldu. Sıralamada DSP'liler önde çıkarken bu listeye MHP'den 6, ANAP'tan ise sadece 1 milletvekili girebildi. Halıcı'yı yüzde 98 ile DSP'li Cihan Yazar ve yüzde 97 ile DSPTi Erol Al izledi. En devamlı ilk 50 milletvekili listesine MHP'den Mustafa Enöz, Birol Büyüköztürk, Mehmet Çulhaoğlu, Nesrin Ünal, Bekir Ongun ve Mihrali Aksu girerken ANAP'tan sadece Ahmet Kabil girdi. Meclis IMPye çalışıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - IMF Türkiye Masası Şefi Juha Kahkonen'in çıkanlması talimatını verdiği yasalar için TBMM'nin iki hafta yoğun bir mesai yürütmesi karan alındı. Ek bütçenin yann genel kuruldan çıkanlması beklenirken gelecek hafta da diğer IMF yasalannın çıkanlması planlanıyor. Kamu çalışanlanna grevsiz, toplusözleşmesiz sendika öngören kamu sendikalan tasansı ise askıya alındı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle