Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 HAZİRAN 2001 ÇARŞAMBA
HABERLER
Eyüp Aşık'tan
Yılmaz'a uyarı
• TRABZON
(Cumhuriyet)-ANAP
Genel Başkanı Mesut
Yılmaz'ın "'Partide
hainler var. Düşün
yakamızdan"
şeklindeki sözlerini
yanıtlayan, Yılmaz'a
muhalif
milletvekillerinden
Eyüp Aşık, "Böyle
giderek kimse oy
toplayamaz. Artık bu iş
böyle gitmez" dedi.
Partisinin Trabzon II
Kongresi'nde konuşan
Aşık, "Partimizde
hainler yok" dedi.
Okuyan:Zarar
1 katrilyon
• Istanbul Haber
Servisi - Çalışma ve
Sosyal Güvenlik
Bakanı Yaşar Okuyan,
Asgari Ücret Tespit
Komisyonu'nu,
önümüzdeki günlerde
yeniden toplantıya
çağırabileceklerini
belirtti. Okuyan, SSK
ve Bağ-Kur'un,
otomasyona
geçirilmemesinden
kaynaklanan denetim
eksikliği nedeniyle
yıllık 1 katrilyon lira
zaran olduğunu
belirtti.
TGS'den
Sezer'e çağrı
• tstanbul Haber
Servisi - Türkiye
Gazeteciler Sendikası
(TGS) Genel Sekreteri
Ercan Ipekçi, yeni
RTÜK Yasası'nın basın
özgürlüğü üzerindeki
mevcut kısıtlamalarda
herhangi bir iyileştirme
getirmediğini, aksine,
para cezalannı
arttırdığını ve medya
sahiplerine yeni
avantajlar sağladığını
vurgulayarak
Cumhurbaşkanı 'nın
yasayı imzalamamasını
ve TBMM'ye geri
göndermesini istedi.
UASA sabotajla
duşuruldu'
• ANKARA (AA)-
Işçi Partisi (İP) Genel
Başkanı Doğu
Perinçek, İP Genel
Merkezi'nde
düzenlediği basın
toplantısında, CASA
uçaklannın kazalan ve
Kuzey Irak'taki
gelişmelere ilişkin
değerlendirmelerde
bulundu. Malatya'da
CASA uçağmın
sabotajla
düşürüldüğünü iddia
eden Perinçek,
ABD'nin isteği
doğrultusunda Kuzey
Irak'ta Kürt devleti
kurdurulacağını
savundu.
Gönül: Milleti
uyutuyorlap
• ANKARA (AA)-
DYPGrup
Başkanvekili Ali Rıza
Gönül, "Değişim adı
altında TBMM'ye
sunulan yasa tasanlan,
Türkiye'nin borçlannı
ödemesini garantiye
alan tahsilat
yasalandır" dedi.
Gönül, Meclis'te
düzenlediği basın
toplantısında, 'değişim
aldatmacasıyla milletin
uyutuldugunu" öne
sürerek "57. Ecevit
hükümeti bilgisizliğin,
yönetim zafiyetinin ve
kötü idarenin adı ve
adresidir" diye
konuştu.
ANAP lideri Yılmaz, Tantan'ı 'kişisel ihtiras peşinde koşmakla' suçladı:
Destıırsuz çeldp güüANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- ANAP Genel Başka-
nı ve Başbakan Yardımcısı
Mesut Yılmaz, hem bakanlık-
tan, hem de partiden istifa e-
den Sadettin Tantan'ı "tek
parti dönemi bürokradanna'"
benzetti. Hiç kimsenin kendi-
sini partinin üzerinde göreme-
yeceğini kaydeden Yılmaz.
"ANAP, kimsenin kisjsd ikba-
li ve şahsi ihtiraslannı sağla-
mak için elini kohınu sallaya-
rak geBpistediğini elde edeme-
• "Yolsuzlukla mücadele bir kişiyle kaim değildir" diyen Yılmaz, Tantan'ın tek
parti bürokratından farkı olmadığını belirterek "O görev olmaz, illa bu görev
derseniz, o hizmet aşkının değil, başka amaçlann işaretidir" dedi.
ülkeye hizmet olanlann ANAP, önce ben diyenlerin
ANAP içinde yükselemeyece- partisi değil, önce vatan sonra
ği mevki olmadığını savunan Anavatandiyenlerinpartisidir.
Yılmaz, ancak kimsenin parti- Herkes, şunu iyi bilmelidir ki
yince de destursuz çekip gide-
ceği bir parti olmayacaktir"
dedi. Yılmaz, ekonomiden so-
rumlu Devlet Bakanı Kemal
Derviş'i de ANAP grubuna
bilgi vermeye çağırdı.
Tantan'ın istifasının ardın-
dan bir süre sessiz kalan Yıl-
maz, dünkü parti grubunda
suskunluğunu bozdu. Amacı
yi kişisel amaçlan için kullan-
masına izin vermeyeceklerini
söyledi. Yılmaz, sözlerini şöy-
le sürdürdü: "Kimse şahsi
menfaatlerini tatmin etmek
için ANAP'ı kuüanamaz.
'önce ben, sonra ben, sadece
ben' diyen hiçldmseye bu par-
tide yer yoktur. ANÂP'ta hiz-
met yapamayan. başka hiçbir
partide yapamaz."
Kendisini parti üstünde gö-
TBMM
'Erkektik'
tartışması
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - TBMM
Genel Kurulu'nda, ça-
lışma saatlerinin uzatıl-
ması ve gündem deği-
şikliği önerilerinin gö-
rülmesi sırasmda iktidar
ve muhalefet milletve-
killeri arasında 'erkek-
lik' tartışması yaşandı.
TBMM Genel Kuru-
lu'ndaki görüşmeler sı-
rasında, DYP Grup Baş-
kanvekili Ali Rıza Gö-
nül, 5 'iMHPve ANAP
milletvekilleri tarafın-
dan verilen 6 yasa öne-
risinin gündemin ön sı-
ralarına çekilmesine
ilişkin bir öneri sundu.
Gönül, bu tekliflerin ön
sıralara çekilmesinin ik-
tidar partilerinin kendi
önerilerinin arkasında
durup durmadığını gös-
tereceğini söyledi.
Öneri üzerinde söz
alan FP Grup Başkanve-
kili Avni Doğan, iktidar
partisi gruplanna döne-
rek "TeklÛlerinizin ar-
kasuıda mısımz? Ama
bunlann öne çekümesi
Derv iş'in prensiplerine
avkın. arkasında durdu-
ğunuzu gösteremezsi-
niz" dedi. Doğan, hükü-
meti dışandan "bakan
küığında müstemleke şe-
fi" getirmekle suçladı.
Doğan'ın, "Kürsüyeçı-
kıp konuşun, erkekliği-
nizi gösterin" sözleri
üzerine, DSP milletve-
killeri tepki gösterdiler.
'Çadırda firça'
DSP Grup Başkanve-
kili Aydın Tümen, kür-
süye gelerek Doğan'ı
yanıtladı. Erkeklik gös-
terisi yapılacak yerin
TBMM kürsüsü olmadı-
ğını kaydeden Tümen,
şimdi bu sözleri söyle-
yenlerin iktidara geldik-
lerinde "çadırlarda fir-
ça yediklerini'' kaydetti.
Yeniden söz alan FP'li
Avni Doğan, hiç kimse-
den firça yemediklerini
ileri sürerek "Fırçayı si-
zin müstemleke şefîniz
yiyor. Firça yiyen sizsi-
niz, IMF'denfirçayiyor-
sunuzr
dedi.
İĞNELİ FİRÇA ZAFER TEMOÇİN
PÜNKÜ AtfCARA-GüVftiBtfKEYlÇMİNE && W&fi&\TAKAgAK
1
ĞaDİöe/.
renlerin "Tek parti dönemi bü-
rokratlanndan farkıolmadığı-
nı'' savunan Yılmaz, "Bu hiz-
met etmek değil, tahakkümün
göstergesidir'' dedi.
Mücadele sürecek
Yılmaz, yolsuzluklarla mü-
cadelenin kararlılıkla devam
edeceğini vurguladı. Yolsuz-
lukla mücadele adı altında son
2 yıldır yapılanlardan çıkanla-
cak dersler olduğunu savunan
Yılmaz, "Yolsuzlukla mü-
cadele adı aranda bir siya-
si tasfiyeye ya da siyaset
alanuıını yeniden düzen-
lemeye çalışırsanız, bun-
dan devlet, bütün kurum-
lar zarar görür" dedi.
Ne adına, hangi amaç
için yapılırsa yapılsın,
belli bir amaca ulaşmak
için devletin hukuku çiğ-
neme gibi bir tavn olama-
yacağını savunan Yıl-
maz, böyle hareket eden-
lerin, yolsuzluk yapanlar-
la eşdeğer olduğunu vur-
guladı.
Grubun basına kapalı
bölümünde ise Yılmaz,
AB'ye uyum çerçevesin-
de iç mevzuatta yapılacak
düzenlemelerle ilgili bil-
gi verirken 10-15 madde-
lik anayasa değişikliği
çerçevesinde Meclis tati-
le girmeden çıkanlması-
nı istedi. Yılmaz, aynca
Yerel Yönetimler Yasası
konusunda da ısrarlı ol-
duklannı, 15 Temmuz'a
kadar, bu düzenlemelerin
hiç olmazsa bir bölümü-
nün yapılmasında hükü-
met ortaklanna ısrarlı
olacaklannı vurguladı.
Yılmaz, daha önce grup-
tan gelen talepler doğrul-
tusunda I>evlet Bakanı
Derviş'i, grupta bilgi ver-
meye çağırdığını ve ona-
yını da aldığını söyledi.
'Parlamentonun etkinliğinin artması için milletvekili sayısı 600'e çıkanlmalı'
TÜGIAD: Baraj yüzde 5 olsuntstanbul Haber Servisi -
Türkiye Genç Işadamlan
Demeği (TÜGİAD) Yönetim
Kurulu Başkanı Muharrem
Yıbnaz, parlamentonun
etkinliğinin arttınbnası için
150'si ülke seçim çevresinden
olmak üzere, milletvekili
sayısının 600'e çıkanbnasını
önerdi. TÜGİAD için,
Galatasaray Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Erdoğan
Teziç ve aynı üniversiteden
Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu
tarafından hazırlanan 'Siyasi
Partiler ve MiHetveküi Seçim
Kanunlanna tlişkin Görüşler'
başlıklı rapor kamuoyuna
açıklandı. TÜGlAD Başkanı
Yılmaz, parti yasaklama ve
kapatma rejiminin
yumuşatılmasını isterken
bunun yerine belli bir süre
faaliyetten alıkoyma, Hazine
yardımının kesiknesi gibi
kapatma dışı yaptınmlann
uygulamaya konulması
gerektiğini belirtti. Yılmaz,
kapatılma cezasının siyasi
avantaj olarak kullanıldığını,
kapatmanın çözüm
olmadığının görüldüğünü öne
sürdü. Parti kapatmada kilit
unsur olan odaklaşma
kavramının ne yasal ne de
anayasal olarak sınırlannın
konulamayacağını savunan
Yılmaz, bu nedenle bu
kavramın Anayasa
Mahkemesi'nin içtihadına
bırakılması gerektiğini
vurguladı. Yılmaz,
milletvekili adaylannın partili
bütün üyelerin katıldıgı bir
önseçimle belirlenmesini
önerdi. Rapordan bazı
öneriler şöyle:
• Partilerin mali yapısına
açıklık, şeffaflık ve denetim
getirilmeli. Mali denetim
Sayıştay'a verilmeli. Hazine
yardımı, bütün partilere eşit
ve sadece seçim harcaması
için seçim döneminde
verilmeli.
• Siyasi partilerin örgütknme
özgürlüğü arttırümaİL
Kaohmcı dcmokrasinin
sağlanması için mahalle
düzeyine kadar uzanan
örgütlenme imkânı
sağlanmalı. Siyasi parti üyesi
otmayı tamamen yasaklay an
hükümler mutlaka
kaldırümah ve siyasi partiler
rejiminde UberaUeşme
saplanmalı.
• Milletvekillerinin yasama
dokunulmazlığı daraltümalı.
Sorgulama ve yargılama yolu
açılmalı.
• Bakanlan görevleriyle ilgili
suçlardan dolayı suçlama
yetkisi Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı'na, soruşrurma
yetkisi ise Yargıtay'da bir ceza
dairesine bırakdmab.
• Milletvekili sayısı 600'e
çıkanlmalı. Seçim çevreleri,
mevcut sisteme göre
daraltılarak en geniş seçim
çevresi 10 milletvekili olarak
belirlenmeli. Milletvekili
seçimleri 4 yılda bir
yapıhnalı. Anayasadaki
milletvekili seçilme
yeterliliğine ilişkin koşullar
değiştirilmeli, seçilme yaşı
25'e indirihneli. Siyasi
suçlardan mahkûm olanlann
seçilme yasağı belli sürelerle
sınırlanmalı.
• Tercihli oy sistemine
yeniden geçilmelL, partilerin
ortak Ksteyle seçime kaühna
ve bu şekilde ittifak
kurmalanna olanak
sağlanmah.
• Yüzde 10'luk genel baraj
yüzde 5'e düşürülmeli.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
ABDTı bombacı Timothy
McVeigh'in idamını adım adım
bütün dünya izledi. ABD'de
gerçekleşen her şey dünya ça-
pında olduğu için idam da dün-
ya çapında bir ilgi gördü. Cum-
huriyet, McVeigh'in ölümünü şu
başlıkla vermişti: "ABD'de
ölüm sirki sonra erdi." Ti-
mothy'nin idam edildiği sırada
acaba dünyanın kaç köşesinde
başka ölüm cezalan uygulan-
mıştı? Idamlan uygulamakla
uğraşmaya bile gerek görme-
yen kaç ülkede yargıstz infazlar,
faili meçhul cinayetler gerçek-
leştirilmişti?
ABD'nin şahin Başkanı
Bush, "En kötü terör eylemine
en sert ceza verildi, ABD tari-
hindeki acı bir sayfa kapandı"
diyerek idamı savundu. Ger-
çekten bu idamla ABD tarihin-
deki acı bir sayfa kapandı mı?
Timothy McVeigh'in eyleminde
19'u çocuk 168 kişi yaşamını
yitirmişti. Bu bir toplu katliam-
dı. Ancak Timohty'nin sorumlu
olduğu katliam bununia sınırlı
mıydı?
Timothy McVeigh ve Nayime
Timothy, ABD Kara Kuvvetle-
ri'nin eski bir mensubuydu.
Körfez Savaşı sırasındaki kah-
ramanlıklan nedeniyle madalya
almıştı. Bu kahramanlık acaba
neydi? Bağdat'ta sivillerin
bombalanması eylemine katıl-
mak mıydı, yoksa daha radikal
eylemler miydi? Idamlık suç,
her zaman her koşulda değişi-
yor. Örneğin Albay Talat Ayde-
mir, Harp Okulu öğrencilerini
ayaklandırdığında, iktidan ele
geçirebilseydi devlet başkanı
olacaktı, tıpkı Kenan Evren gi-
bi. Kendi istediği yönde bir ana-
yasa yapacaktı. Yaşasaydı,
şimdi Kenan Evren gibi eski bir
devlet başkanı olarak itibar gö-
recekti. Ayaklanmayı başara-
madı ve yakın silah arkadaşı
Fethi Gürcan'la birlikte Ma-
mak'ta asılarak idam edildi.
Onu kimse anmıyor.
• • •
Sanırım 1961 yılının aralık
ayıydı. Annem ve babamla bir-
likte Mevtana törenlerini izle-
meye Konya'ya gitmiştik. Oto-
büsten inip şehrin meydanına
doğru yürüdüğümüzde, bir ka-
labalığın toplandığını gördük.
Biraz daha yaklaşınca bir dara-
ğacının ucunda sallanan birer-
kek bedeniyle irkildik. Yüzü sa-
rarmış, boynuna idam fermanı
asılmış cesedi Konyalılar me-
rakla izliyorlardı.
Ipin ucunda sallanan ölü,
uzun yıllar gözümün önünden
gitmedi. Idamlan meydanlarda
uygulamanın mantığı, eskilerin
deyimiyle, "ibretimüess/re "ydi.
Yani etkileyici ömek. Birileri, ipin
ucundaki ölüye bakacak ve
böylece suç işlemeye korka-
caktı. Idamın hâlâ bu mantıkla
yerine getirildiğini biliyoruz.
ABD Başkanı Bush, bu uygula-
mayı savunurken şunları da
söyledi: "lyiler, kötünün hakkın-
dan geldi."
• • •
Timothy McVeigh, idam ya-
tağında zehirli iğne ile yaşamı-
nı yitirirken kız kardeşlerini gö-
zü açık olarak köprüden atıp bir
anlamda töre idamı gerçekleş-
tiren sanıklar çok düşük ceza-
larla kurtuluyorlardı. Timothy öl-
düğündegözleri açıkmış. Nayi-
me, kardeşleri tarafından Sa-
dabad viyadükünden atılırken
yalvarmış: "Ne olur gözlerimi
kapatıp öyle aşağıya atın." Onu
dinlemeyip ölüme gözü açık
göndermişler.
Timothy'den intikamı devlet
almıştı. Nayime'den ise kardeş-
leri. Nayime ne yapmıştı? Bazı
erkeklerle birlikte olmuştu. Tı-
mothy'nin ölümüne çok insan
ağıt yaktı. Nayime'ye ise kimse
üzülmedi. Mahkeme bile, "na-
mus uğmna" işlenen bu cina-
yeti "ağır tahrik" sonucu işlen-
miş kabul edip katillere hafif ce-
zalar verdi.
Timothy'nin ölümünü mü iz-
lemek daha acı verici, Nayi-
me'nin mi? Nayime'nin ölümü
mü daha evrensel tepkileri ge-
rektiriyor, Timothy'nin mi? Ga-
zeteler, Nayime'yi öldüren kar-
deşlerine verilen dört yıllık ce-
zayı "fuhuş iskontosu"diye yo-
rumlamışlar.
Yargı intikam almaz. 0 ne-
denle Bush'un intikam içeren
sözleri, ABD'ye yön veren an-
layışı gözler önüne seriyor. Ya
kardeşlerini öldürenler? Muh-
temelen o erkekler de başka
birçokkadınlayatmışlardı. Kim-
se onlann "ahlaksız" olduğunu
düşünmemişti. Eğer kız kar-
deşleri ve eşleri bu nedenle on-
lan öldürselerdi, mahkemeler
kadınlar için böyle bir iskonto-
ya gerek görürier miydi?
• • •
Timothy'nin ölümüne idam
karşıtlan çok ağladılar. Nayi-
me'nin ölümüne kimse ağlama-
dı; yargı bile. Her ikisi de öiüm-
le cezalandınldılar. Her ikisi de
yerleşik kurallann sonucu ya-
şamlannı yrtirdiler. Nayime'nin
sessiz ölümü, daha derinlerde-
ki bir geriliği, bir acryı yüzümü-
ze vuruyordu.
GLOBALPOLtTtKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
III. Yorun ZaferK!)
Ingiliz Işçi Partisi, tarihinde ilk kez üst üste ikin-
ci kez iktidara geldi. Hem de Ingiltere'de daha ön-
ce, üst üste ikinci kez iktidara gelen partilerin el-
de etmeyi başaramadığı bir oy çoğunluğuyla.
Şimdi kimileri akıl veriyoriar: Diğer ülkelerde de
sol, eğer hükümete gelmek istiyorsa III. Yol çiz-
gisini benimsemelidir.
Daha yakından bakınca
Ancak, kesin bir sonuca ulaşmadan önce he-
saba katılması gereken bazı gerçekler var. Birin-
cisi, seçimlere katılım, hiçbir yorumcunun öngö-
remediği oranda düşüktü. 1918'den bu yana ilk
kez yüzde 60'ın altına inen katılma oranının, Işçi
Partisi'nin geleneksel olarak güçlü olduğu bölge-
lerde yüzde 35-45 aralığına kadar gerilediği gö-
rüldü. Demek ki seçimierde Işçi Partisi'ne oy ver-
mişolanlar, aslındatoplam seçmenin yüzde 25'i-
ni geçmiyor. Diğer bir deyişle III. Yol stratejisine
pek bir ilgi yok!
Ikincisi: Aslında büyük bir ilgiyi gerektirecek bir
durum dayok. Tony Blair'in seçimlerin ertesi gü-
nü bizzat itiraf ettiğı gıbı, geçen dönemde "zemi-
ni hazıriamışlardı", "politikalannı esas şimdi uy-
gulamaya koyacaklardı". Diğer bir deyişle, daha
ortada, seçmenin III. Yol'u desteklemesine neden
olacak bir uygulama da yoktu. News Night prog-
ramında, sunucu Jeremy Paxman'ın "Sizin dö-
neminizde en yüksek gelihe en düşük gelir ara-
sındaki uçunım daha da büyüdü, buna ne diyor-
sunuz" sorusuna Blair'in cevap vermemekte ıs-
rar etmesi üzerine çıkan tartışmanın da gösterdi-
ği gibi, III. Yol'un karnesi çok iyi değil. Ama Blair
hükümetinin kimsenin işine yaramadığını söyle-
mek de haksızlık olur. Tutukevlerinden hastane-
lere, okullara kadar kamu hizmetlerinin yönetim-
lerinin özel şirketlere devredildiği her noktada,
kamu maliyesine yüklenen muazzam ek maliye-
te, hizmet kalitesinde adeta skandal düzeyınde
gerilemelere karşılık, bu alanda çalışan özel sek-
tör şirketlerinin yaptığı tatlı kârlar bir şey gösteri-
yor olsa gerek. Boşuna mı 100 büyük şirketin ge-
nel müdürü, The Times, Financial Times, The
Economist vb.. Blair'i desteklediler seçimlerde?
önümüzdeki günlerde hükümetin favori strateji
üretme kurumu Kamu Politikası Araştırmaları
Enstitüsü yeni bir kamu hizmetleri raporu yayım-
layarak, özelleştirmelerin hızlandınlmasını önere-
cek. Rapor özelleştirme sürecinde ihalelere katı-
lan şirketlerin verdiği 200.000 stertinlik bir bağış-
la hazıriandı. Bu da III. Yol'un bundan sonra ya-
pacaklan hakkında da gerekli ipuçlannı veriyor.
III. Yol var mıydı?
Üçüncüsü, ne geçen dört yıl boyunca ne de
tüm seçim kampanyası sırasmda Blair'in karşısın-
da ciddi bir ana muhalefet partisi yoktu. Muha-
fazakâr Parti o kadar başansızdı ki Wall Street Jo-
urnal'da bile büyük kızgınlık yaratıyordu: Bu kız-
gınlığın şiddetini, VVSJ'nin Avrupa editörürvün,
Muhafazakâr Parti'nin başarısızlığının nedenleri-
ni irdeleyen yazısının "Yok ol aptal parti!" başlı-
ğından da görmek mümkündü. VVSJ'ye göre Mu-
hafazakâr Parti bu seçimlerin ana temasının, Bla-
ir'in "aşil topuğunun" kamu hizmetleri alanında
olduğunu kavrayamamıştı. Bu yüzden hem mu-
halefet yapamamış hem de Blair'in, kamu sektö-
ründeki yıkımı gizlemesine yardımcı olmuştu.
Sonuç olarak, Tony Blair'in seçimleri kazanma-
sının arkasında III. Yol çizgisinin yattığını söylemek
çok zor. Ama Tony Blair'in herhangi bir sol parti
için, örnek oluşturmayacağını gösteren, ama ne-
dense hep gözlerden kaçan çok önemli bir olgu
daha var: Tony Blair vaat ettiği gibi, solun ve sa-
ğın dışında, 'radikal merkez' vb. oluşturan bir I-
II. Yol stratejisi izlemedi! Tony Blair'inki neo-libe-
ral muhafazakâr partinin enerjisinin bittiği yerde
devreye girerek aynı yolda ilerleyen bir hükümet
oldu. Tony Blair'in politik çizgisi, muhafazakâr
içeriğin aynı kalabilmesi için biçimde yaşanması
gereken bir değişiklikten öteye geçmedi. Sağ ve
sol ikileminin dışına çıkamadı, yalnızca sağ oldu,
üstelik, kamu harcamaları, göçmenler/yabancılar,
polis yasalan gibi alanlarda Thatcher - Major hü-
kümetlerinden daha muhafazakâr bir çizgi izledi.
Böylece III. Yol gerçekleşmeyen bir fantezi ola-
rak kaldı.
Bu yüzden sol partiler ve kamu kurumlanndan
daha iyi bir hizmet bekleyen halk kitleleri açısın-
dan III. Yol veTony Blair, gerçek bir seçenek oluş-
turmadı, oluştumnayacak da. Zaten III. Yol'u be-
nimsemesi için "so/"a verilen akıllann hemen hep-
sinin, solun dışından ve sağından geliyor olması
da bunu göstermiyor mu? Sola verilen bu akıllar-
dan sola hayır gelmez! Solun kendi çizgisini, eşit-
likçi, demokratik, sömürüye, baskıya, emperya-
lizme, ırkçılığa ve cinsel baskıya karşı olmak gibi
temel ve geleneksel prensiplerine dayanarak ve
güncelin (örneğin küreselleşme sürecinin) eleşti-
risinden hareketle oluşturmaya devam etmekten
başka bir seçeneği yok.
Meclis'e devam rekoru DSP'nin
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -1 Ocak
2001-31 Mayıs 2001 tarihleri arasında yapılan
yoklama ve açık oylamalar esas alınarak
hazırlanan 'en devamlı ilk 50 milletvekili'
sıralamasında rekortmen yine yüzde 99 katılımla
DSP Grup Başkanvekili Emrehan Halıcı oldu.
Sıralamada DSP'liler önde çıkarken bu listeye
MHP'den 6, ANAP'tan ise sadece 1 milletvekili
girebildi. Halıcı'yı yüzde 98 ile DSP'li Cihan
Yazar ve yüzde 97 ile DSPTi Erol Al izledi. En
devamlı ilk 50 milletvekili listesine MHP'den
Mustafa Enöz, Birol Büyüköztürk, Mehmet
Çulhaoğlu, Nesrin Ünal, Bekir Ongun ve Mihrali
Aksu girerken ANAP'tan sadece Ahmet Kabil
girdi.
Meclis IMPye çalışıyor
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
IMF Türkiye Masası Şefi Juha Kahkonen'in
çıkanlması talimatını verdiği yasalar için
TBMM'nin iki hafta yoğun bir mesai yürütmesi
karan alındı. Ek bütçenin yann genel kuruldan
çıkanlması beklenirken gelecek hafta da diğer
IMF yasalannın çıkanlması planlanıyor. Kamu
çalışanlanna grevsiz, toplusözleşmesiz sendika
öngören kamu sendikalan tasansı ise askıya
alındı.