19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 NİSAN 2000 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus(g cumhuriyet.com.tr Batı'nın Osmanlı'ya Uyguladığı... PlDf. Dr. Ünsal YfflUZ Ankara Üni. Türklnkılap Tarihi Ens. B urada özellikle üstün- de durmak istedığimiz entegrasyon ve globa- lizasyon sözcükleridir. Siyasal literatürde ikin- cisinin birinciye göre çok yeni olmasına karşın uygulama açısından her ikisinin de 200 yıllık ta- nh kesitinde başvurulan, bilinenbir yöntemi oluşturmuş olmalandır. Siya- sal ve ekonomik açıdan entegrasyon birleşme, bütünleşme, eritme anlam- lannı ıçerirken, son yıllann moda teri- mi globalizasyon değişen ve bütünleşen günümüz dünyasında yine siyasal ve ekonomik açıdan daha kapsamlı. ancak ulusal devlet yapısı açısından oldukça tehlikeli (riskli) ve tehlikeleri berabe- rinde getiren oluşumlan ifade etmek- tedir. Her iki siyasal uygulamanın da yöntem ve hedefleri açısından aynı amaçlara dönük olduğu kolayca görül- mektedir. Her iki uygulamanın da 150 yıllık süreç içınde gelişmiş ülkelerce pro- jelendirilmesi hiç kuşkusuz bir rastlan- tı olarak görülmemelidir. Sanayileşmiş ülkelerce projelendiri- len ve ortak amaçlara yönelik olan bu siyasal uygulamalann dışında zaten başka bir seçenek hemen hemen yok gi- biydi. Tarihsel örnekleri de bunu kanıt- lamaktadır Tarih bize siyasal ve eko- nomik yayılmacılığın gelişmış güçlü devletlerden gelismemiş ya da geüşmek- te olan ülkelere yönehk olduğunu gös- termektedir. Bu yayılmacılık, zaman içinde yöntem açısından değışkenlik- ler göstermiştir. Bir dönemde güçlü or- dular ve işgallerle gerçekleşirken daha sonraki dönemlerde ülkelerin maliye- lerini ve ekonomilerini denetım altına alacak uygulamalara yönelmışhr. Bu ça- lışma ile elımıze alacağımız 700. Yd Ku- ruluş KutlamaJan çerçevesmde konu- nun içeriğine uygun olarak Osmanlı Devleti'nin son yüzyılını oluşturan XIX. yüzyıl kesiti olacakür. Kanımız- ca bu dönem günümüz dünyası bölge- sel ve küresel gelışmelerine ışık ruta- cak olgular zenginliğine sahiptir. XIX. yüzyıl, iki oluşumun kesişme noktasına geldiği zaman dilimini oluş- turmaktadır. 1 - Getirdiği sonuçlar açısmdan sana- yi devrimi, 2- Osmanlı Devleti'nin içine düştü- ğü sosyo-ekonomik kültürel koşullar. Bunlardan ikincisi içinde bulunduğu koşullar nedeniyle birincisine, ülkesin- de sonuçlannın en olumsuz biçimde yahsıması için elverişli ortarh hazıHâ- mıştır. Sanayi devriminin sonuçian: Sanayi devriminin hızlı ve maliyeti ucuz üre- timi hem pazar arama hem de sanayi- leri için gerekli hammadde kaynaklan açısından zengin ülkelere yönelme ge- reksinimi, yayılmacılığı beraberinde getırmiştir. Biriken sermayeyi işlet- mek, bunun için de gelişmemiş, yok- sul ülkelere yönelmek ve onlan borç- landırarak ekonomilerini ve maliyele- rini denetim altına almak bir başka so- nucu oluşturmaktadır ki, her ikisinde de hedef ülkeleraynı olmuştur. XIX. yüzyüa getindiğmde Osmanlı Devleti'nin görünümü: Kuruluşundan başlayarak 300 yıl boyunca genişle- yen; merkezi, taşra ve ordu yönetimle- rinde çağının doruğunda örneklere sa- hıp olan; bilimde, sanatta ve kültürel alanlarda günümüze değin gelen kalı- cı eserler bırakan dönem XVII. yüzyıl başlanndan itibaren değişıme uğramış- tır. Bu kez imparatorluk yaklaşık 300 yıl sürecek olan önce duraklama son- ra gerileme ve nihayet dağılma süreci- ne girmiştir. Artık bilinen klasikleşmiş iç ve dış nedenler sonunda Osmanlı Devleti kaçınılmaz sona yaklaşmaya başlamıştır. lşte bu ortam büyük güçlerin arala- nndaki rekabet nedeniyle. bölgeye olan müdahalelerini artnrrnıştır. Avrupa mer- kezlı (Fransa, Ingiltere, Rusya ve Avus- turya) olan bu müdahaleler üç aşama- da Osmanlı topraklannda etkili olmuş- tur. 1 - Ekonomik, 2- İç siyasette yönlendiricilik, 3- Siyasal yayılmacüık. Ekonomik açıdan Ingiliz-Osmanlı Ticaret Sözleşmesi ve Kurm Savaşı ön yıllannda, Ingiltere ve Fransa'nın Os- manlı Devleti"nı borçlandırarak ser- mayelerini harekete geçirmeleri, eko- nomik içerikli müdahalecı iki önemli gelişmedir. Bunlarm hemen arkasm- dan 1839 ve 1856 fermanlan gibi Os- manlı Devlefi'nin içişlerine müdahale anlamır.a gelen gırişimlerin gerçekleş- miş olması herhalde birrastlantıolma- sa gerektir. 1856 Paris Antlaşması 'nın 9 ve 7. maddelerinde yer alan "Fer- manlann Osmanlı Devİeti'nin içişleri- ne kanşma hakkı vermeyeceğT ve *Os- manlı Devleti'nin toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi" yolundaki kayıtlar havada kalmıştır. Çünkü aynı yüzyıl içinde ülkeyi parçalayıp bölüşecek olan- lar yine aynı devletler olacaktır. Ve böy- tece verflen bütün garantilerin sadeceOs- manlı Devleti'nin Avrupa kamu huku- ku\t konse>ifaydalanna kaulmava ka- bul edildigi anlamında olduğu tarihsel gerçek olarak karşımızda durmakta- dır(l). Burada, kolayca görüleceği üzere ekonomikkazanımlarla başlayan, içiş- lerine kanşma ile gelişen ve borçlan- dırma politikalarıyla doruğuna ulaşan gelişmeler 1877- 1878 savaşının son- rasında yapılan Ayastefanos Antlaş- • ması'nın, Berlın Kongresi düzeltimi ile getirdiği sonuçlar açısından Osman- lı Devleti için tam bir felaketi oluştur- muştur. Hele 1881 tarihli Muharrem Kararaamesile kurulan Düyun-u Umu- miyönetimi sanayileşmiş ülkelerin şir- ketleri aracılığıyla Osmanlı Devleti top- raklannda hızlı bir şekılde yayılırken, devletin maliyesine ve ekonomisine müdahalede gecikmemiştir. Hele hele bu idare içinde yer alan ve alacaklı devletlerden oluşan 5 kişilik konsey tam bir tahkim komisyonu ko- numundadn". Böylece yatınmlanm gü- vence altında gören Batılı sermaye gruplan ulaşım, endüstri, madencilik ve bankacılık kurumlan aracılığıyla te- keller kurarak ülke kaynaklannı adeta hortumlamaya başlamışlardır. Bu olu- şumlar sonucunda devlet 1875-78 yıl- lan arasında 210.000 km2 toprak ve 5.5 milyon nüfus kaybetmiştir(2). Ya- ni küçülmüştür. Batı'nın bu askeri, mali ve ekonomik yayılmacılığına dur diyen Mustafa Ke- mal Atatürk'tür. O, önce savaş alanlannda, sonra ulus- lararası platformlarda Ban'nın yayılma- cılığma son vererek ülkenin öz serma- ye, öz emek ve öz kaynaklan ile çağ- daş ve uygar boyutlarda toplumsal, eko- nomik, kültürel kalkınmasını gerçek- leştirmiş ve Tam Bağunsız Laik De- mokratik Cumhumetimizi kurmuştur. Kurduğu devletin üzerinde yükseldiği ideoloji sadece var oluşumuzun değil, geleceğimizin ve süreklilığımızin tek ve vazgeçilemez açıklamasıdır. lşte Batı, kendisine karşm gerçek- leştirilenbu çağdaşlaşma atılunını haz- medememekte, 50 yıldır türlü tezgâh ve suikastlarla Atatürk de\Tİmiyle ku- rulan çağdaş ve uygar Türkıye Cumhu- riyeti'nden adeta intikammı almakta- dır. Batılılar, ülkemizi dışlannda tutarak amaçlanna ulaşamayınca, bu kez içle- nne alarak eski politikacılan olan "böi- parçala-yönefi içişlerimize yaptıkla- n çeşitli müdahalelerle gerçekleştir- meye çalışmaktadırlar. Bu gidiş karşı- sında. Osmanlı lmparatorluğu örne- ğinden ders almalı ve önümüze gele- 1 7 Ağustos depreminin dehşeti içinde tüm ülke sorunlan bir süre için gündem dışı kalırken Sayın Yaşar Okuyan bu ortamdan yararlanmayı düşünüyor ve ivedilikle SSK emeklilerinin bazı kazanılmış haklanru bile yok eden, yeni sosyal güvenlik yasa tasansım Millet Meclisi'nden geçirmeyı başanyor. Yasa tasansmda "en ffezla emeklüik aidan ödenen sistemden emekli olma" •koşulunu da değıştiriyor ve "süre ne olursa olsun son kez aidat ödenen sistemden emekli ohna" koşulunu getirerek hem kendi emekliliğini hem de birkaç yüz milletvekilinin kıyak emekliliklerini garanti altına alıyor. Bunu yaparken Emekli Sandığı'na daha uzun süre emekiilik ödentisi (aıdatı) ödemiş on binlerce çahşanuı haklarını çiğnemiş olmayı içine sifıdirebiliyor. SSK sağlık hizmet birimlerinin personel Yaşar Okuyan Ne Okuyor? Doç. Dr. Tonguç GÖRKER ve araç gereç eksiğine aldınş etmiyor. Hekimlerin ve öbür sağlık personelinin seslerine kulaklannı tıkıyor. Bürolara baskın yapıp tozlu dosyalan TV ekranlannda dikkatlere sunarak SSK'nin ne denli kötü bir kuruluş olduğunu kanıtlama çabası gösteriyor. Otuz yıl önceki hizmet birimleri ve koşullanyla günümüzün en az beş kat çoğalmış sigortah ve ailesinin sağlık güvencesinin sağlanamayacağını göz ardı ediyor. SSK'nin hiçbir dönemde zarar etmemiş sağlık hizmetleri gelir ve giderlerinin değerlendirilmesi, yeni tesisler ve personel kadrolan ile kalkındınlması hesaplan yerine özel sigortalara öncelik verilmesini öğütlüyor. Kısacası Saym Okuyan, özelleştirme gayretkeşliği içinde sosyal güvenlik ve sağlık hizmet sistemlerirun canına okuyor. cek olası faturalan vakit geçirmeksizin ulus olarak düşünmeliyiz. Sonuçlar 1- Entegrasyondan globalizasyona uzayan çizgide merkez, bugün Yakın Ba- tı'dan, Uzak Batı'ya kaymışür. 2- Dün, Ban'nın Osmanlı Devleü'ne karşı uyguladığı entegrasyon politika- smın bugün uygulanan globalizasyon politikalanndan olan farkı sadece yön- temdedir, amaç aymdn". 3- Öncekinde çok güçlü modern do- nanımlı ordular araç iken, şimdi bu- nun yerini çokuluslu şirketlerve serma- ye gruplan almıştır. 4- Amaca ulaşmada uzak topraklar sömürgecilik alanı seçilirken, bugün ülkeler içinde yaşayan etnik gruplar amaca ulaşmak için araç olarak kulla- nılmaya başlanmıştır. 5- Ister entegrasyon isterse globali- zasyon politikalan olsun, ülkelerin içiş- lerine müdahale bugün için de geçer- lidir. Birincisinde istenen siyasi libera- lizasyon bugün ikmcisine ekonomik liberalizasyonun katılımıyla da güç- lenmıştır. 6- Böylece entegrasyon siyaseti ile globalizasyon siyaseti arasındaki fark eski sömörgeciUkle. yeni sömürgecilik arasındaki farka ulaşmaktadır. Tahkim yasaları ve özelleştirme politikalan amaca ulaşmak için en etkin araç ola- rak kullanılmakta ve böylece ulusal devlet engeli parçalanarak aşümaya ça- lışılmaktadır. Karanlıklar ve açmazlar içinde kıvTandığımız anlarda O, yine sı- nırsız ileri görüş ve önerileriyle gelece- ğhnizi aydmlatmaktave bizeTOIgöster- mektedir. Büyük Atatürk'ün Maurice Pernot'a söylediği sözler son derece ders veri- cidir: "_ewefce Türldye'de ecnebi te- şebbüsaünın, ecnebi maksaüannın bi- ze telkin ettiği endişeler kâmilen zâil ol- muş değildir. Eğer bazen ihtiv atkâr ha- reket ediyorsak, ifrat derecede şüpheli da>Tanıyorsak, bize çok pahalıya mal olan hürrijetimizi kaybetmek hususun- daki korkumuzdandır. Bu hürriyetin bir küçük kısnunı sakat etmektense, hepsini birden feda etmeyi tercih ede- riz."(3). (I) Prof. Dr. Cemil Bilsel, Tanzimatın Harici Sivaseti. Tanzimatın 100. Yıh Yay. tstanbul 1840, s. 662, vd, YusufHikmet Bayur, 20. Yüzyıl Türklüğün Tarih veAcun Siyasası Üzerindeki Etkileri, Ankara 1974, s. 56, vd., E. Z. Karal, Osmanlı Tarihi, Cilt V,4 Bash,Ankaml983,s. 242, vd. (2)Fmn- cois Georgeon, HistdeL'Empire Ottoman. •Fayard, 1989, s. 523ı (3) Atatürk ün-Söy- tev ve DerheçIerT, %~B., Ankara, Türk Inb- ,'tapTarihiEnst$&V7ay., 1989, s. 92. , Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kadıköy Şubesi'nden Köy Enstitülülerine Buluşma Çağrısı Tarih Saat Yer Biz Kadıköy ÇYDD'liler, Atatürk Türkiyesi'nin değerli Köy Enstitülülerini; 17 Nisan 1940'tan 17 Nisan 2000'e 60. Kuruluş Yılında Köy Enstitüleri forumunda buluşmak üzere bekliyoruz. : 17 Nisan 2000 Pazartesi : 14.00-17.00 . . '"',_._ ' ' , ';, 75. Yıl Halis Kurtca Kültür Merkezi $ Tel: 357 28 36 Merdivenköy,' Kadıköy Ç.Y.D.D. Kadıköy Şubesi Kızıltoprak Zühtü Paşa Mah. Hasan Amir Sok. Yelkenkaya Apt.' No: 10/1 Kadıköy/lstanbul Tel: (0216) 414 63 63 Faks: (0126) 348 10 66 Çağdaş TürkJye'nin Gelecek Güvencesi HÜSEYİN KIVANC DEVLET İSKENCE YAPAR 5. Bası Çıktı HASAT YAYINLARI Cenel Daflıtım ULUCAN DAĞITIM HAKKI ULU Narlı Bçıhçe Sok. No: 5 CaÇalo$lu - tSTANBUL Tel: 0212 526 89 94 Cumhuriyet I .kitapkulObül CEKUL CE1ENEKSEL FİDAN DİKİM CÜNÜ "PCndık 7 Ağaç Ormanlan" doğaseverlen bekliyor 9 Nışan 2000 Pazar Saat: 10.00'ââ Fenerbahçe Stadı ve Taksim Gezi Oteli önünden otobüsler kalkacaktır. ' Etkınliğımiz dileyen herkese açık ve ücretsızdir. * Lütfen rezervasyon yaptınnız. * Çorba kupanızı getırmeyı unutmayınız. ÇEKÜL/Çevre ve Küttur Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı. Telefon:0212-249 64 64 Web Sayfası: www.cekulvakfi.org.tr lstanbul 13. Noterlığı'nden 12.04.1994 tarih 15481 yevmiye numaralı sen 1 01-50 tasdiklı 1 cilt gider pusulamı kaybettim. hükümsüzdür BÜLESTBtLGtN LSLL I.E.T.T. pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. SİSEM KUŞASSIZOĞLL İGUNU ,;:.:| TAKSİM SERGİ SALOAJU'NDA Cunıarm Konuklanmızla söyleşecek, kıtaplarını ımzalayacak istiklal Cad. (Fransız Konsolosluğu yanı)Taksim Tel:252 38 81 aHave mn Gekcek Gtoaıcaı PANEL HUKUK DEVLETtNİN ÇAĞDAŞ YORUMU IŞIĞINDA LAİK VE DEMOKRATİK CUMHURİYET 10 Nisan 2000 Pazartea Saat: 15.00 - 1&00 İTÜ Maçka Sosyal Tesisleri Konferans Salonu Prof Dr Türksn Sayluı • - - *î **--•• -S- KoiMisucıbr: . ,- i, Abdsllıb Kdıale - ÇYDD Merkez YOn Kur üyra: - MSD - tC Alalurk Hkden ve lnldlaplın Türtiyt C*mhHny«ı*d* ljiMtin OlmfumAşamalm Doc. Dr. Necip Hıbloaitoila - AO Turk Inldlap Tanfaj Enarouu Y*rt*şı DesukS Şmil lapdaumüan vt HmJaık JVvfcü Prof. Dr. Fazıl Sığlan - YTU Iklısal Fıiuitesı (VUcadtUd Demoknâ) : • . - , ' Yrd. Doç. Dr. Sulun tzeltürk - MU Hukuk Fak Anavasa ABD Türkiye'de laildik AnlaTişmn Auyual Çerçrrai >e Avropa Bojulı Prof. Dr. İbrıhım Kaboilıı - ÇYDD Meritez Yön Kur ü>«sı - MU Hukuk Fak Ansyua ABD - HuJtuA *e Tcplum: S<ml Bir hifti M<xkli SİLİVRİ ASIİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1999,2 Davacı Özlen Özaksöz (Ercan Apartmanı yönetımi adına) tarafindan davalı Metsan Lın- yit Maden Inşaat Sanayiı ve Tıc. Ltd. Ştı. aleyhıne açılan menfi tespil davasının yapılan du- ruşmasında: Davalı şırkete dava dilekçesınde göstenlen Karasinan yolu No 116 Sılivri ad- resıne teblıgat çıkanldığı, ancak bıla teblığ ıade edıldığı yapılan adres araştınnasının da olumsuz kaldığını, bu nedenle dava dılekçesının ılanen teblığıne karar venlnuş olmakla, 26.4.2000 günü saat 11 40"da Sılıvn Aslıye Hukuk Mahketnesı'nde yapılacak olan duruş- mada davalı Metsan Linyıt Maden Inşaat San. ve Tıc. Ltd. Ştı. temsılcısının hazu" bulunma- sı ya da bir vekıl ile temsil ettirilmesı, hazır bulunmadığı takdırde yargılamanın yokJuğun- da sürdûrüleceği ve de hüküm venleceğı hususu dava dilekçesi tebliğı yerine kaün olmak üzere ılanen tebliğ olunur. Basın: 17385 BAKIRKÖY1. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo. 2OOO<285 Mahkememizce verilen 4.4.2000 tanh, 2000/285 esas, 2000/345 sayılı karar ile hü- kümlü Cengiz kızı 1967 doğ. Sevtap Çetinkaya'ya annesı Özden Çetinkaya vasi tayin edilmiş olup işbu vasi karanna süresinde itiraiz edilmediği takdirde hükmün aynen ka- bul edilecefi tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 17248 NARMAN SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Davacı Sırriye Sav^şh tarafından davalılar Aynur Savaşlı, Günnur Savaşlı, Erdal Savaşlı ve Yavuz Savaşlı hakkında açhklan taksim ve izaleyi şuyuu davasının ya- pıhp bitirikn açık yargılaması sonunda; Davacının açmış olduğu davanın kabulü ile mahkememizin 01.12.1999 tarih ve 1999/13 esas - 1999 / 79 karar sayılı ila- mı üe dava konusu olup Narman ılçesi Camıı Sağır Mah.de kain tapu sicilinin 159 ada 71 parsel ile Camii Kebir Mah.de kain 151 ada, 13 parsel, 251 ada 17 parsel, 256 ada 17 parsel nolu taşınmazlann aynen taksimi mümkün olmadığından satıla- rak şüyuun izalesıne karar verilmiş ve davacı tarafindan yapılan yargılama giderin- den 85.558.5000 TL yargılama gıderinin davalılardan tahsiline karar verilmistir. Verilen karar davalılar Erdal Savaşlı, Yavuz Savaşlı ve Aynur Savaşlf ya tebliğ edilemediğinden karar tebliğinin ılanen tebliğıne karar verilmistir. Karann gazete- de ılanmdan sonra 15 gün içerisinde mahkememizin yukanda esas ve karar numa- rası yazılı karan temyız edilmediği takdirde kesinleşmiş sayılacağı ılanen duyunı- lur. Basuı: 17202 PEIVCERE ••Sayıların Yorumu? Yoaım denen sihirli alet, çalanın marifetine bağ- lı olarak sesverir. Nasıl?.. Kirti politikanın gırtlağımıza dek tırmandığı şu or- tamda bir "şark" öyküsüyle örnekleyelim. • Bir derviş dara düştü, dostunun evinden bir ki- lim çalarkenyakalandı. Şeriat hukukuna göre hırsızlığın cezası nedir?.. Kadı hükmetti: - Hırsızın eli kesilecek!.. Kilim sahibi gönül adamıydı, dervişi severdi, araya girmeK tstedi: - Sen kilirfll ona helal ettim!.. Kadı öfkelendi: , ; - Senin helal etmen ile ben şeriatı uygulamak- tan vazgeçemem!.. Kilim sahibi bir hile-i şeriye bulmak yolunda yo- rum yaptı: - Doğru buyurdunuz, ama, derviş kulun malını değil vakfın malını çalmıştır, vakfın malını çalmak ise el kesilmesini gerektirmez. Kadı sordu: - Bu vakıfişi de nereden çıkıyor?.. Kilim senin malın değil mi?.. Kilim sahibi yorumunu açıkladı: - Ben yoksul bir kişiyim; fakir kimsenin kölesi olmadığı gibi mal sahibi de olamaz; fakirin elin- de olan her şey muhtaç insan için vakıftır. Kadı dervişe döndü: - Behey herif-i naşerif!.. Dûnya başına dar mı geldi ki böyle bir dostun evinden çaldın?.. Baş- ka yerde çalacak bir şey bulamadın mı?.. Derviş de yorumunu yaptı: - Efendimiz bilgelerin özdeyişini anlaşılan işit- memiş: Hükema der ki dostlann hanesini silsüpür, düş- manın kapısını çalma!.. Dara düşersen, düşma- nın derisini, dostun kürkünü soy!.. • Yorum özgürlüğü sonsuz mudur?.. Süleyman Bey'in görev süresini uzatmak için Meclis'te oylama yapıldı. Destekleyen 303.. ' "' Karşı çıkan 177.. Demirel'in cumhurbaşkanlığında görev süresi- ni uzatmak için seferber olan medyamızın, iş ter- sine dönünce, tersi döndü; gazeteler bu kez atıp tutmaya başladılar "Meclis onurunu kurtardı.." "Demokrasi sınavı verildi.." . i "Meclis kişiliğini savundu.." . • :> • Yorumun da bir sının var... Meclis'in onurunu ya da kişiliğini 303 milletve- kili mi temsil eder?.. 177milletvekilimi?.. Ne zamandan beri 177 rakamı 303'ten daha büyük sayılıyor?.. 1 SAYIN HUSNU YILDIRIM Size ulaşmak istiyoruz. Lütfen 0212 - 512 05 05 / 494 no.lu telefondan Satış Servisimizi arayınız. 8 NİSAN 2000 FAŞİST CANİLERCE KATLEDİÜŞİNİN 24. YIUNDA HAKAN YURDAKULERİ (1953-1976) ÂNIYORUZ UNUTMADIK, HESAP SORUYORUZ! Mülkryeliler Birliği Genel Merkezi 8 Nisan 2000, Cumartesi günü 13.30'da Mülkiyeliler Birliği önünden Kabristana minibüs kaldııılacaktır. 8 Nisan 2000, Cumartesi günü 16.00'da Mülkryeliler Bidiği'nde Hakan Yurdakuler'i anma amaçlı dia gösterisi ve söyleşi düzenlenecektir. Katıhmcılar Nihat Kaya - Arkadaşı, Fatma Yazıcı - Arkadaşı, Suphi Gürsoytrak - MBK Üyesi, Mustafa Yılmaz - Faıli Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Sözcüsü Yöneten: Füsun Çiçekoğlu - arkadaşı, MB Genel Başkanı Mülkryeliler Birliği Genel Merkezi Konur Sok. No: 1 Kızılay Bugün depremin Profesyonel gönüllülerimiz hâlâ depremzedelerin Deprem projelerımıze katkıda bulunan yerlı yabancı bütün firmalara sonsuz teşekkürter Türk-Alman Alçı Ureticileri Derneği, Orecchia-Scavarda. Stadt Bramsche Auslanderbeiart, Mercedes Türk. SOYDEM, Hildegard Frey Verein Deriorderung Des, Nagaizimu Intel Exeham, Susono Shi Kaigai Yuko Kyokai, Sakı Akdeniz. Özel Tek İlköğretim Okulu Yardımlarınız ıçın (0212)292 87 27-292 08 01 (Iş gunlerı saat 10 00 17 00 arası) VEFAT ve BAŞSACLICI Gazetemiz çalışanlarından HATİCE UZUN'un annesi MERYEM UZUN 07.04.2000 tarihinde vefat etmiştir. Merhumeye Tanrı'dan rahmet, çalışma arkadaşımıza ve ailesine başsağlığı dileriz. CUMHURİYET ÇALIŞANLARI konscr u Öğrenci pas>mu kaybettim. Hükümsüzdür. GÜLŞAH DURAK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle