27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 2 NİSAN 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER HADff'tenaşı kampanyasına destek • HaberMerkezi-5 yıldan bu yana uygulanan, ancak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelennde bır türlü amacına ulaşamayan 'Ulusal Aşı Günleri' kampanyasına, sağlık müdürlüğünün isteği üzenne HADEP'li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Feridun Çelık destek verdi. Çocuk felci aşısının çocuklann geleceği açısından çok önemlı olduğunu belirten Çelik, yaptığı açıklamada tüm halkı küçük çocuklanna aşı yaptırmaya çağırdı. Çelik, yurttaşlardan, çocuk felci aşısını yapmak için zor şartlar altında evlerine kadar gelen sağlık personeline yardımcı olmalannı istedi. OsmanÖcalan hakkmda tfava • DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Dıyarbakır DGM Başsavcıhğı'nca PKK lideri Abdullah öcalan'ın kardeşi Osman öcalan hakkında dava açıldı. "Hüseyin- Ferhat" kod adh Osman Öcalan hakkında hazırlanan ıddıanamede, Öcalan'ın "PKKMerkez Komiie üyesi olmasj - nedenıyle örgütün siyasetinin ve stratejisinin belirlenmesıne katkılanndan dolayı mevcut uygulamalanndan direkt sorumlu olduğu" ifade edildi. Osman Öcalan'ın Abdullah Öcalan'ın ıdam karannın ardından "bölge halkını devlete karşı kitlesel eylemlere teşvik ettiği" ileri sûrülen iddianamede, TCY'nin 125. maddesi gereğince idamla cezalandınlması istendi. Snras davası yine ertetencf • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sıvas'ta Madımak Oteli'nin yakılması ve 37 kişinin ölümüyle ilgili olarak görülen davada, sanık avukatı Hüseyin Ayan, Pişmanhk Yasası'ndan yararlanarak itirafçı olmak isteyen sanık başvurulannı, "oyalamaya yönelik" girişim olarak değerlendirdi. Ankara 1 No'lu DGM'de görûlen davanın dünkü oturumunda mahkeme başkanı Mehmet Orhan Karadeniz, savcının istemi doğrultusunda, Içişleri Bakanlığı'na geçen celse müzekkere yazıldığı için yanıtın beklenmesine, gıyabi tutuklu ve tutuklu sanıklann tutukluluk halinin devamına karar verildiğini açıklayarak duruşmayı erteledi. FPdekongre yanşı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP'de 14 Mayıs'ta yapılacak kongreye yönelik yanş sertleşirken, parti örgütlennı dolaşarak ve delegelere mektup göndererek çalışmalanna hız veren muhaliflerin genel başkan adayı Abdullah GüTün adaylıktan çekihnesi yönündeki baskılann gıderek yoğımlaşacağı belirtildi. ANAP liderinin başvuruların son gününde aday gösterilmesi bekleniyor Hükümette Ydmaz gercdnliğiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet ortaklannın bugünkü zirve- sinde liderler "kafalanndaki isimleri" aktanp uzlaşma arayacak. ANAP Genel Başkanı Mesut Yıhnaz'ın, adaylık baş- vunılannın son gününde cumhurbaş- kanlığına aday gösterilmesi beklenır- ken hükümet ortaklan DSP ve MHP'de buna karşı taktik arayışlan hızlandı. Li- derler bir isim üzerinde uzlaşsalar bile, ANAP'h milletvekillerinin son dakika- da Yılmaz'ı aday göstermeye hazırlan- dığı bıldirildi. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Akarcah ıse, Yıl- maz'ın hükümet ortaklan ıle görüşme- den hareket etmeyeceğini tahmin ettiği- ni söyledi. Bazı DSP milletvekilleri, "Eğer Ydmaz aday gösterilirse biz de hemen partimizden aday çıkannz. Er- tuğrul Kumcuoğlu'nu aday gösteririz" dedi. TBMM Başkanı Yıkhnm Akbu- ANAP'tan sasırtan isim hıt da cumhurbaşkanlığına aday olabi- leceğini açıkladı. Başbakan Bülent Ecevit'in, "kafasm- daki isiın''leri ortaklanyla bile paylaş- mayıp hükümet ortaklan zirvesüıi top- lamakta acele etmemesı çeşıtli spekü- lasyonlara neden oldu. Ecevit ile Baş- bakan Yardımcısı Devlet Bahçeti'nin bır isim üzerinde uzlaştığı, bu uzlaşmayı son dakikada ANAP'a dayatma planı yaptıklan için zirvenin toplanmadığı öne sürüldü. Spekülasyonlar sürerken Başbakan Ecevit hükümet ortağı partı- lerin liderlerini bugün toplantıya çağır- dı. Zirvenin geciktirilmesı, hükümetin özellikle ANAP kanadında rahatsızlık yarattı. ANAP lideri Yıhnaz, adaylığı konusunda şimdiye kadar açıklama yapmaktan kaçınırken, partili kurmay- lanna da "konuşmama" talimatı verdi. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bü- lent Akarcah, aday belirleme konusu- nun "sürüncemede'' bırakılması konu- sunda yorum yapmaktan kaçındı. Akar- calı, sıyasette kararlann "tarnşılarak, damşüarak" alınması gerektiğine ışaret ettı. ANAP kulislennde, adaylık başvu- rusunun son günü olan 25 Nisan Salı günü, bazı milletvekilleri tarafindan a- day gösterileceği söylentisi yayılırken Akarcah, Yılmaz'ın, hükümet ortakla- n ile görüşmeden bir karar vereceğini sanmadığını aktardı. 'Son gece çok önemlT DSP'nın TBMM Grup Başkanvekili Emrehan Habcı da, Konya'da gazeteci- lerin sorulan üzerine, cumhurbaşkanlı- ğı adaylığında isimlerin belırlenmesı için 25 Nisan gününün beklenmesi ge- rektiğini bildirdi. Halıcı, şunlan söyle- di: "Isimle Ugüi henüz bir netMk yok. Cumhurbaşkanhğı seçimi ciddi bir ko- nudur. Önceükle herkeste, Meclis için- dençıksınve5partûıinıızlaşabileceğibir isim oisun beklentisi var. Eğer bu ofanaz ise 3 partinin uzlaşabileceği Meciis için- den bir aday, bu da olmadıgı takdirde milletimizin kabul edeceği ve yine uzfct- şıyla tayin edilecek dışandan bir aday da gündeme getebilir. Yöntem konusunda bir mutabakat sağlandı, ama isimler gö- rüşülmedi. Bu konuda son gün, en önemli gündür. Yani ayın 25'ini bekle- mekgerekecek." Yılmaz'ın, adaylık başvurusunun son günü partili milletvekillennce aday gös- terilebıleceğı söylentisi üzenne de bazı DSP mdletvekıllen, "Songeceçokönem- IL Eğer Yıunaz aday gösterttirse, biz de, gerekirse Başbakan'la bile görüşmeden kendi adayınuzı çıkannz, Ertuğrul Kıım- cuoğiu'nu aday gösteririz" dediler. İkinciaday Agâh Oktay Güner ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - ANAP, Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın cumhurbaş- kanlığı adaylığını tartı- şırken partıden sürpriz bir aday çıktı. ANAP Balıkesir Milletvekıli Agâh Oktay Güner, dün bir basın toplantısı dü- zenleyerek cumhurbaş- kanlığına aday olduğu- nu ilan etti. Adaylık di- lekçesini TBMM Baş- kanlığı'na ıleten Güner, "şaibesiz, dürüst" bır isim olarak cumhurbaş- kanlığına talip olduğu- nu belirtirken, liderlerin inisıyatıfiyle aday belir- lenmesinin anayasanın "tarafsızük" ilkesine aykın olduğunu söyle- di. Güner, adaylık kara- nnı "özgür iradesiyle, tek başına" aldjiğını bc- , lirtirken partisinjn aday belirleme sürecindeki tavnnı da "ANAP bep yerinde sayıyor.. bir, iki, üç, dörtten başka bir şey olmadığı için adayhğum koyuyorum" diye eleş- tirdi. Meclis dışı adayla- nn gündeme getınldiğı- ne ışaret eden Güner, Yılmaz'ın aday olması durumunda da çekilme- yi düşünmediğini ifade etti. "Tûrktslaınsentezr tezinin önde gelen savu- nuculanndan da olan Güner, "sitemir bir dil- le adayhk gerekçelerini aktardı. Aday olurken, "kimseden kazet ahna- dığını ve özgür iradesiy- le'* karar verdığını belir- ten Güner, milletvekil- lerinin kaderinin liderin iki dudağının arasında olduğuna da işaret ede- rek, adaylık karannda bu unsurun da önemli bir etken olduğunu ifa- de etti. Somuncuoğhı: Aday olmayacağım Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğhı, Kavsen Valiliği'ni ziyareJfUÎras" sında gazetecilerin so- rulannı yanıtlarken, kendisının aday olup ol- mayacağına ilişkin bir soruya "Cumhurbaş- kanı adaylığını düşün- müyorum" yanıtını verdi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART Liderlerin cumhurbaşkanı adayı olacak isimleri 'sır gibi' saklamalan tepki çekti CHP: Oldubittiye getirmek istiyorlar Demirel: Türkiye'ye seve seve hizmet ettik ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Cumhurbaşka- nı Sükyman Demirel, Türkiye'ye seve seve hizmet ettiklenni belirterek "Türkiyebizdenbirşey istediy- seonu her zaman yerine getirdik'" dedi.. Demirel, "Türidye Enflasyonu Yeniyor" kampan- yasını, "mutabakat zapa"nı imzalayarak başlattı. ımza töreni sonunda TOBB Başkanı Fuat Miras, Demirel'e şükran plaketı sundu. Türkıye Ihracatçı- lar Meclisi Başkanı Okan Oğuz da Cumhurbaşka- nı'na plaket verirken, 2 yıl önce kendisini ziyarete geldiklerindeherbiri 1 mih/ardolantemsileden26 adet nazar boncuğu armağan ettiklenni anımsattı. 50 yıl içinde pek çok inişli çıkışlı, Türk demokrasi- sinin tüm evrelerini yaşadıklannı anlatan Demirel, "Ama Allah'a şüküıier olsun Id, nihayet nülletimi- zin her kişisini ve her köşesini kucaklayabUdiysek bunda hizmet gayTedmizin ve hizmet aıila>tşımızın büyük rolü ounuştur. Ülke bizden ne istediy se bu za- mana kadar hep verdft" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP Genel Başkan Yardım- cısı Cevdet Servi, cumhurbaşkan- lığı seçımı ıçın aday gösterme sü- resinin dohnasına 4 gün kaldığına dikkat çekerken, hükümet ortağı parti liderlerinin 65 milyonun cumhurbaşkanı olacak kişiyi "ol- dubirti" ile belirlemeye çahştıkla- nm savundu. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Bekir Yurdagül de, başta Başbakan Bülent Ecevit ol- mak üzere, hükümet ortağı parti li- derlerinin "tepkilere firsat verme- mek" amacıyla cumhurbaşkanlı- ğına aday gösterilecek isimleri son güne bırakma çabası içinde olduk- lannı belirterek, "Bu son derece tehliketi bir stratejidir'' dedi. 4 aydu-, ülke gündemindeki pek çok önemli sorun göz ardı edile- rek tartışılan cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda gen sayım aşa- masuıa girilirken, Başbakan Ece- vit ve diğer hükümet ortağı parti liderlerinin aday gösterilecek isimler konusunda takındıklan ta- vır tepkiye yol açtı. Cevdet Selvi, cumhurbaşkanlığı seçimi konu- sunda baştan beri yapılan hatala- nn hükümetin bu konuda daha ciddi davranmasını gerektirdiğini, ancak bu hatalara her gün bir ye- nisinin eklendiğini söyledi. 65 milyonun cumhurbaşkanı olacak kişinin kamuoyundan sır gibi sak- lanmasının son derece üzücü oldu- ğunu belirten Selvı, "Ulke açısın- dan sağhkh bir alrvapı ohışturmak durumunda oianlann bunu sakla- ması ciddi bir yanhsür" dedi. Sel- vi, hükümet ortağı parti liderleri- nin "kendi istedüderi kjşryi" cum- hurbaşkanı yapmak amacıyla se- çimi ''oldubittiye'' getirmeye ça- lıştıklannı belirtti. Bekir Yurdagül de, liderlerin doğabılecek tepkilere firsat ver- memek için son dakikayı bekle- diklerine dikkat çekerek, "Bunun sooucunda tesadüfi bir aday sep- lebilir.BugidişattehHketidir diye konuştu. Cumhurbaşkanı adayı olabilecek isimlerin bılmeceye dö- nüştüriildüğünü kaydeden Yurda- gül, liderlerin bir an önce kafala- nndan geçen isimleri kamuoyu ile paylaşmalan gerektiğını vurgula- dı. Yurdagül, şu görüşlen aktardı: "Aynen beş arn beş konusunda olduğu gibi, fiderier yine milletve- kilfcrine emrivaki yapmaya hazn-- lanryorlar. Bu tehKketi bir strateji- dir. 7 yıl cumhurbaşkanıolacak Id- şi için, böyle son dakikaya sıkışün- larak, tartjşmadan, seceneksiz bı- ralalarak secime gkülmesi, halkm "Benım cumhurbaşkanım" diye- meyeceği bir kişinin seçümesine y- ol açabilir. Başta Sayuı Ecevit ol- mak üzere, liderierin bugün, yarm bir açıklama yapmalanm ve şüp- heleri gidermelerini bekUyoruz. Daha fazla zaman yitirümemesi gerekir.'' , . , IRMIKIAYDEV ENGtN aengin(a doruk.net tr. Vazgeçtim. Gazetede ne kadar yazıp çizen varsa hepsi, önceki gece oyna- nan Galatasaray - Leeds United maçı münasebetıyle ayyuka çıkan münase- betsizlikler üstüne yazıyorlar. Fırtbol to- puyla karpuzu ayırdedemeyecek Şük- ran Soner bile sonradan caymazsa bu konuda yazacak. Benim de öyle niyetlerim vardı ama vazgeçtim. Ne bu böyle? Günlerdir yediğimiz iç- tiğimiz Galatasaray oldu. Günlerdir In- giltere'ye ılan edılmemiş bir savaş aç- mış durumdayız. Ayrıca UEFA yönün- de bir ikinci cephe de açıldı. Yani bana gına geldi. Sonuç olarak gencecik delikanlılar, çocukluklarında keyifle "top oynarken' şimdi birer gladyatör oldular, arenaya çıkıyorlar ve bu gencecik delikanlılar- dan her şeyin; şiddetin. artistik hünerin, atletik yeteneklerin, golün, gol kurtar- manın, pres yapmanın, hasılı birfutbol arenasında yapılabilecek, gözlenebile- cek olan her şeyin "daha fazlası "nı yap- maları isteniyor. "Daha fazla'nm ne öl- Vazgeçtim, Yazmayacağım... çüsü var, ne sonu. Sadece daha fazla! Üstelik kimlik fukaralığının çaresini futbol takımı taraftarlığında aramak; şiddet tapıncı; futbolu, ulusal bir sorun olarak kavramak; başka alanlarda firsat bulup kabaramayan "milli hislerin" ta- şıp köpürmesi artık futbol arenasının ve sanayıinın bıleşenlennden oldu. Romalılar, aslanlarla gladyatörier ara- sında tercih yapıyoriardı. Kimi aslanla- n tutuyordu, kimi gladyatörleri. Futbol arenasında öyle degil. Bir ta- kım tutmak gitgide "renk sevg/s/"nin yani sıra milliyetçi duygulann, bastınl- mış şiddet tutkulannın, aşağılık duygu- lannın geçici unutuluşunun, kimlik fuka- ralığını aşma arayışlannın iç içe geçtiği birpsikoîojik "olgu "yadönüştü. Ülkede ve yerkürede olup bitenleri halka iletmekte yükümlü medya da bu büyük "pazar"da yerinı şanla şerefle ve cansiperane almakta. Susurluk çalkalanırken bir iki yazryla geçiştirenler, yazılannda Susurluk'u devietle bağından soyutlayarak değer- lendirmeye çabalayanlar ama onca hay huy arasında bir kez de Susurluk ova- sında mitinge katılmaya, bir kez de ev- lerinin pencerelerinı ateş böceklerine çevirmeye üşenenler şimdi "oğul uşak bit yavşak" Leeds yollarına düştüler. Bunun "milli birgörev" olduğuna önce kendilerini inandırdılar; sonra okuyucu ve izleyiciyi de inandırmak için kalem- lerini sivriltip kameralannın mercekleri- ni pariattılar. Ulucanlar Cezaevi'nde 10 Cumhuri- yet yurttaşı bilerek, planlayarak yok edi- lirken "ama onlar da..." diye başlayan yorumlar döktürmekten utanmayanlar, şimdi Galatasaray'ın on bir delikanlısı- nın sırtından "milliyetçi yaveler" pazar- lamasındalar. On bir Ingiliz genci ite on bir Türk gen- cinin yeşil bir alanda top oynamalannın keyfi çoktan bir köşeye ıtildi. Irkçılık- milliyetçilik sınırında dolaşan rezil bir edebiyat kolgeziyor. Kimi "UEFA'yıda, Leeds'ide..."di- ye başlayan yanm cümlelik bir başlığı gazetenin tepesine oturtuyon milli his- leri doruklara tırmanmış kimi okuyucu- lar da yanm cümleyi "ş'aptık" diye ta- mamlıyoriar. On bir gencecik delikanlı sportif yaratıcılıklannı, gençlik enerjile- rini ve mestek hünerlerini buluşturup fi- naleyüksekji. Bu sevinçli sporzaferinin özeti: "UEFA'yı da, Leeds'i de ş'aptık" diye seslendirildi. Eh biz en milliyetçi- ler, öteki (yani Ingiliz) en milliyetçileri za- ten hep "ş'apanz!". Biz zaten bütün düşmanlan "ş'apanz". Çünkü biz spor mipor dinlemeyiz. Biz milliyetçiyiz, biz < hemen hemen ırkçıyız ve biz fena hal- • de "erkek"\z. O yüzden de karşımızda- j kini derhal "ş'apanz!". Bu rezillik üstüne ne diye yazı yazıl- | malı ki?.. Vazgeçtim... Galatasaray'ın Leeds United'i eleyip UEFA Kupası'nda finale yükselmesi üs- tüne Tırmık mırmık yazmayacağım. POIJTtKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Kemik Bey... Hüznü çoğaltmak, yaşamın derinliklerinde boy veren acılan kimi zaman yalancı mutluluklaria bir- leştirmek, var olan zaman sürecinden geçirmek na- sıl bir duygudur? Paul Auster, çağdaş Amerikan edebiyatının ön- de gelen ustalanndan birisi. Romanın yani sıra de- neme veşiiryazdı... Auster'in Can Yayınlan'ndan çıkan (llknur Özde- mir'in Türkçesiyle) 'Tımbuktu' insan yaşamının te- mel koşulu sayılan değerterin nasıl yirtiğini, toplu- mun çürümüşlüğünü, insanların acımasızlığını 'eğlendirici' ama 'düşûndürücû' bir biçimde oku- raaktanyor... 'Timbuktu' gözteme dayanan insanın sevgisizlik anrbna dönüştüğünü anlatan bir roman... Kendi yalnızlığımız içinde çoğalmanın, gelece- ğin rengini oluşturan doğanın, insanoğlunun yoz- lasmasının kanşık biryanstması neyin habercisidir? İnsan oluşumuzu bir köpekten yani Kemik Bey'den öğrenmek canımızı sıksa bile, ılkesizliğin ürününü hangi çürük temelter oluşturuyor yaşa- mımızda? Bir çete var, bakalım neler yapmış: Saat on olduğunda, on ikişer yaşında altı çocuk- tan oluşan bir çeteye katılmıştı. llk başta başınata- lih kuşu konmuş gibi geldi Kemik Bey'e; bir-iki sa- at kadar da el üstünde tuttular onu. Çocuklar ona çörekler, sosisler, pizza parçalan verdiler, Kemik Bey de onlann bu eliaçıklığına elinden geldiğince karşılık verip onlan eğlendirdi. Aslında o yaşına ka- dar çocuklarla birlikte olmuş sayılmazdı, ama onr ca yıldır tanık olduğu şeyler, onların pek de güve-, nilir olmadığını göstermışti ona. Bu gruptakilerinsâ oldukça gürültücü ve şamatacı olduğunu düşünü- yordu. Durmadan sövüp sayryorlar, kabadayılık edi- yorlar, şişiniyoriardı; bir süre onlann yanında kaldık- tan sonra birbirierini yumruklamaktan ve kafalan- na ansızın vurmaktan inanılmaz derecede hoşlan- dıklannı anladı. Bir parka gittiler, bir saat kadar fut- bol oynadılar, öyle şiddetlı çarpışıyorlardı ki, Kemik Bey içlennden biri yaralanacak diye korkmaya başi ladı. Yaz tatilinın sonuydu. Yakında okul başlaya-« caktı, çocuklar sinirirydiler, canlan sıkılıyor, olay çıkarmaya can atıyorlardı. Maçtan sonra bir gölün kıyısına gkjip su üstünde taş sektirmeye başladı- lar. Bu oyun biçim değiştirip kimin taşı daha çok sekti'ye döndü, bu da hararetli tartışmalara yol aç- tı. Hangi türiüsü olursa olsun bütün tartışmalardan nefret eden Kemik Bey, gıtgıde gerginleşen ortamı engellemek ıçın suya atlayıp taşlardan birinı yaka- lamaya karar verdi. (sayfa: 92-93) ••• | llknur Özdemir'in güzel bir Türkçesi var... Yalın veaktcı... ! Bu nedenle kitap bir solukta okunuyor, Kemik Bey'in öyküsü, bizi kendi çelişkilerimize götürüp kendi kimliğimizi sorgulamamıza yardımcı oluyor... "Kemik Bey, köpeklere atılan sopalanya da top- lan dişlerinin arasına alıp sahıplerinin yanına götûr- mesinden insanlann çoketkilendiğinin bilincindey- di..." ; Roman yaşamın içinden kesitler vererek kimi za- man alaycj, kimi zaman hüzüniü biçimde sürüyor- du... Kemik Bey, kendisine yapılan hakaretleri se- ziyor, trafıkte bazı kışilerin 'canı çıkasıca', 'gebere- sice' gibi sözlü saldınlanna yanrt vermiyor, ancak utançduyuyordu... Utancı ise beceriksizliğinden kaynaklanıyordu: ...Bereket trafik yüzünden uzun yoldan geçmişti karşıya, böytece adacığın kuzeyine ulaşmıştı. Bu- lunduğu yerden baktiğında heykelin arka tarafını, yani atın sağnsını ve askerin muhmuzlannın çubuk- lannı görebiliyordu, güvercinlerin çoğu heykelin ön tarafında toplanmış olduğundan, Kemik Bey'in ken- dine gelecek ve yeni bir plan yapacak zamanı ol- du. Kendisi daha önce hiç kuş kovalamamıştı, a- ma öteki köpeklerin bu işi nasıl yaptıklannı gör- müştü, nelerin yapılmaması gerektiğini öğrenecek kadar da gözlemişti onlan. ömeğin, öyle 'Ya Allah!' deyip kuşlara saldıramazdınız, gürültü edemezdi- niz, içinizden gelse de koşamazdınız. Ne de olsa güvercinleri ürkütmek değildi amacınız... Amacı- nız onlardan birini ağzınıza alabilmekti, siz koşma- ya başlar başlamaz onlar havalanıp kaçarlardı. Bu noktayı unutmamalıyım, diye hatırlattı kendi kendi- ne. Güvercinler uçabilir, köpekler uçamaz. Güver- cinler köpeklerden daha akıisız olabilirdi, ama bunun nedeni Tann'nın onlara beyin yerine kanat vermiş olmasıydı. Bu kanatlaria başetmek isteyen köpek, belleğini zorlayıp yaşamı boyunca öğrendi- ği bütün numaralara başvurmalıydı. (Sayfa: 88-89) • • • Willy ile Kemik Bey'in yaşamın son durağı olan 'Tımtiuktu'ya çıktıklan yolculuk masalımsı bir tatla ışıl ışıl bir kış sabahında buluşturuyor okuru... Kemik Bey, nam-ı diğer Pariaktus şair Willy G. Christmas'ın can yoldaşıydı... Bir ara gökyüzüne, yağan kara baktı... Bitkindi ama kendisini güçlü hissediyordu... Işığa ve uğultuya doğru koşmaya başladı... ölümü hiç düşünmeden!.. hikmetcetinkaya(a cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Çumhurivel K kitap kulübû ÇAĞININ TANIĞI ÖÇ YAZAR 2 BASI KUBİLAY OUYI VE TARİKAT SANCILI YILUR SOKAKLAR 4 BASI K|Z|PO$TÜNDAKÜRT ZANIAK SANA DA BÜUŞT1 KAN 2 BASI DİNIUONUNUN KAZLARI 2 BASI A$IK KADINLAR SOKAĞI 2 BASI JERİAT PAZARI SEVDANIN ADRESİ BEUİ DEĞİL TÜtKİYE'NİN JEYTAH ÜCGENİ ZLERİN POYRAZ Cumhuriyet Kitap Kulubu Çağ Pazartama A.Ş TurKocağı Cad. No:39/41(34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel:514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle