09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 MART 2000 CUMA O L A Y L A R V E C r O R U S L E R [email protected] Avrupa Birliği'yle îlişkilerimizde Beklentiler Prof. Dr. P O Y R A Z Ü L G E R Trakya Üniversitesi 3. Dönem Rektörii çocuk işçilerin korunması gibi yasal ürkiye, cografi yönüyle biriikte siyasal ve kultür alanında da Avrupa, Orta Asya ve Arap dünyasının kesiştiği güzergâhta bulunan çok renkli bir ulkedir. Ama Türkiye ile Avrupa Birliği arasında ilışkilenn anlaşmazlıklar, belirsizlikler ve hoşnutsuzluklarla dolu bir tarihi vardır. Türkiye ve Avrupa Birliği arasındald tarihsel sürecin belirlenmesinde ban saptamalann yapüması gerekir. Bunlardân öncelikle Türkiye tarihi, uy gariık ve îslam dini, iç siyasal durum, bölgedeki Türkiye, Türkiye'deki insan haklan, ekonornikperspektifçalışmalan, siyasal gündem gibi kavramlar çok iyi analiz edilmelidir. Türkiye'de siyaseti belirieyici ana ilkeler, I923'te kurulan laik Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması ve Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra üç askeri darbe ile ara venlmış olan demokrasinin ve çok partili parlamenter sisteminin yürürlük çabalandır. Türkiye'de laikleşme devletle biriikte toplumsal yaşamada etkin olmuştur. Bu değişim, 1920 yılından bugüne kadar her zaman devlete karşı muhalefet için sürekli bir araç olarak kullanılmıştır. Başlangıçta Türkiye'nin modernleşmesinde sosyal sınıfın yetersiz olmasından dolayı, bu görev devlet bürokrasısine ve orduya düşmüştür. Türkiye'nin Avrupa Birligi aday ülke statüsüne girmesi ile biriikte özellikle insan haklan yönünden önemli beklentiler vardır. Bilindiği gibi çoğulcu demokratik sistemde önemli olan, sadece düzenli ve demokratik seçimlerin yapılması değil, devletin tüm ten aynlma haklannın düzenlenmesi, T yetki ve uygulamalannın parlamento ve özgür basın tarafindan gözetim altında tutulması ve topluma yönelik açık ve yapıcı tartışmalarda değerlendirilmesidir. Aynca, sivil toplumun bağımsız örgütlerinin daha güçlü ve katılımcı kılınmasıdır. Türkiye 1954 yılından bu yana Avrupa insan Haklan ve Temel özgürlükleri Korumaya tlişkin Sözleşme'ye taraf olmakla beraber, hâlâ ölum cezasının kaldınlmasını amaçlayan protokole taraf değildir. Türkiye İceza, Işkenceye ve İnsan Haklanna ya da Aşağılayıcı Muamele ya da Cezalandırmaya Karşı Avrupa Sozleşmesi'ni 1988'de onaylamıştır. Bu konumda Türkiye'nin durumu iyiye doğru gittiği söylenebilirse de, özellikle karakol ve hapishanelerdeki uygulamalarda bazı eksikliklerinin olduğu bilinmektedir. Ancak bugüne kadar Başbakanhk'ça yayımlanan bu konuya ilişkin sirkülerler işkenceye karşı Avrupa Komisyonu tarafindan oldukça iyi yönde degerlendirilmektedir. Türkiye'de bilindiği gibi düşünce özgürlüğü bazı gölgelemelere rabidir. Hâlâ ceza yasalannda düşünce özgürlüğünü kısıtlayan birçok madde bulunmaktadır. Öte yandan Türkiye'de, söylemde bile olsa, kayıplar ve yargısız infazlann var oldugu bilinmektedir. Kadın haklan, her ne kadar yasalarda belli ve eşit statü tanımlanmasına karşın, gelenekler ve toplum kültürü olarak tanımlanan yöresel baskılar bu eşitliği gerçekleştirmek yönünden önemli engel oluşturmaktadır. Türkiye'de işçi hareketleri ve sendikal haklar konusunda önemli sorunlar vardır. Özellikle sendikal özgüriük, toplusözleşme hakkı, meslekten ve iş düzenlemelerin yapılması gerekir. Türkiye'de genel anlamda insan haklan, özgurlükler ve demokrasi konulannda belirgin eksiklikler Türkiye ile Avrupa Birligi arasında her an sorun olmustur. Türkiye bu uyumu yapmak ve aradaki sonînlan çözerek birliğe yaklaşmak ve hükümlere dahil edilen beklenti ve degerlerin uygulama yönünden ciddi olduğunu göstermek zorundadır. Bu beklenti ve gözlemler, son zamanlarda zaten belirginlik kazanmıştır. Ancak yasalardaki düzenlemelerin mutlaka yapılmasının daha inandıncı olacağı gerçeğini unutmamak zorunluluğu vardır. Türkiye'nin ekonomik görünümü incelendiğinde; Türkiye ekonomisi tkinci Dünya Savaşı'ndan sonra hızü bir gelişim izlemiştir. Son kırk yıl içensinde gayri safı milli hasılada katlamalı olarak yüzde yüzden fazla büyüme gerçekleşmiştir. Tanm sektörünün payı aynı dönemde üçte bire düşmüştür. Ancak buna karşın tanmda çalışan insan gücü, çalışan nüfusun yaklaşık yansı kadardır. Her ne kadar Türkiye'de bütçe açığı, kötü vergi tahsili ve yabancı yatınmlar yetersizliği gibi belirtiler, Türkıye ekonomisinın Avrupa Birligi ekonomik yapısını dengelemede önemli eksiklikler ise de, Türkiye'de işleyen dinamik bir piyasa ekonomisi vardır. Her yönüyle kayıt dışı ekonomik kayıplan çoğunlukta ise de, Türk ekonomisi dünya piyasalanna yönelik açık bir ekonomidir ve süreklilik bakımından uluslararası gelişmelere uyum sağlayabilecek bir potansiyele sahiptir. Bazı ekonomik beklentilerin başında,Haziran 1998'denitibarenIMFile birlikte hazırlanan enflasyonu kontrol altına alma ve ekonomide istikran belirleme girişimleri önemli belirtiler olmaktadır. Türkiye'nin dünya piyasasına katılmasına yardımcı olan ve Türk ckonomisine daha liberal bir gerçekç 1 1 ik yaratan Gümrük Birligi, 31 Aralık 1995 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu kararla Avrupa Birligi ile Türkiye arasında daha fazla ihracat ve ıthalat göstergeleri gelişmiştir. Yaklaşık olarak son yıllarda, Türkiye'nin dışsatım ve dışalımının yansı Avnıpa Birligi ülkeleriyle gerçekleşmektedir. Esasında Gümrük Birliği'nin uygulanmasıyla, her ne kadar politik arenalarda olumsuz söylemler yapılmışsa da, Gümrük Birligi Türk ekonomisini Avrupa Birliği 'nin ekonomisiyle rekabet edebilir hale getirmeye katkıda bulunmuştur. Ancak Türk ekonomisinde belli değeriere sahip olan Türkiye tanmında yeni düzenlemelerin ve tanmı korumacılıktan kurtarmanm çareleri mutlaka aranmalıdır. Bir güvenlik toplumu olarak tanımlanan Avrupa Birliği'ndeki ülkelerin birbirine karşı güç kullanımı beklenmemektedir. O nedenle Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeüğine kabulünde Türkiye'deki azınlıklann durumu, Kıbns sorunu, Yunanistan'la ilişkilerhep sorun olmaktadır. Türkiye'de azınlıklar yönünden Kürt sorunu hep işlenmek istenmiştir. Oysa ki Türkiye'de her bölgeye yayümış Kürtlerin yasam biçimi ve beklentileri yönünden bir sorun bulunmamaktadır. Ancak Avrupa Birliği, Türkiye'nin bu birliğe üyelik bağlantısının, Kürtlerle olan sorunlann siyasal ortamda çözme çabasmda olduğunu göstermektedir. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne gir mesinde başka ve önemli çalışmalardan biri de Türkiye Yunanistan ilişkileridir. Bu iki devlet birbirlerine karşı aşın duyarlıdırlar. Yunanistan Avrupa Birliği 'ne katüirken her ne kadar bu katıhmın Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkileri etkilemeyeceğini beyan etmişse de Ege Denizi ve Kıbns sorunu her zaman anlaşmazhk konusu olmustur. Öte yandan Yunanistan kendi içinden, her zaman büyük bir orduya sahip, kendinden epey büyük Türkiye tarafindan kendisinin tehdit ediliyor duygusunu öne sürmüştür. Türkiye ise Yunanistan'ın Avrupa Birliği 'ne üyesi olması nedeniyle kendisini siyasal alanda geride kalmış duygusunu taşımaktadır. Sonuç olarak Türkiye ve Avrupa Birliği arasında beklenti ve çözümler artık ana hatlanyla bilinmektedir. Şu anda Türkiye'de, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde güvenoyu almış güçlü bir hükümet ve her türlü takdir ve övgüye yaraşır bir başbakan vardır. O halde 1963 yılından beri başlamış olan müzakerelerin hangi aşamasında pürüzler var ise onu yeniden çözümlemek gerekir. Türkiye, Avrupa Birliği 'ne on üçüncü aday ülke olarak alınmasından bu yana, olay halkın günlük yaşanhsını etkilemiştir. Ekonomi ve siyasette önemli katkılar getirilmiştir. Türkiye'nin belli coğrafyasında imajı oldukça mesafe almıştır. Türkiye öbür aday ülkelerden daha önce gümrük birliğine girdiğinden, adaylık, ülke geneünde önemli bir olay olmustur. insan haklan, azınlıklann durumu, siyasette daha kolay yakiaşımlar sağlanmaya başlamıştır. tdam cezası ile gündem yeniden belırginleşerek gerekli katılım çabalan görülmüştür. PENCERE n/bsük... 195O'li yıllar... Mısbk CağaJoğlu Meydanı'na değin 'Bizim Yokuş'u tırmanıyon Nuruosmaniye Caddesi'ne giriyor; Bozacı Sinan'a varmadan soldaki Türbedar Sokağı'na sapıyor. Sağda Ahmet İnsan Matbaası van içeri dahp merdivenleri örmanıyon kapıyı açıyor Merhaba llhan!.. Merhaba!.. Mıstık elindeki büyük zarfı uzatıyor, açıyorum, "Taş Devri" karikatürteri... Bir mağarada çıplak insanlar duvarda çıplak insan resimleri; karikatürdeki çıplak kadın, çıplak insan resimlerini mağara duvanna çizen erkeğe çıkışıyor Böyle açık saçık resimler çizme!.. Çocuklann ahlakını bozacaksın!.. Mıstık'ın karikatürüne bakarken aklıma gelen ilk düşünce neydi: Bunu yayımlarsak basın savcısı "mustehcendir* deyip başımıza iş çıkarmasın?.. Ne saçma şey!.. 1950'li yıllannlstanbul Basın Savcısı dirilip medyanın bugünkü halini görseydi, dayanamaz, kalp kıiziyte yeniden öteki dünyaya giderdi. Ikinci Dünya Savaşı ertesi.. Avrupa'nın boynu eğik.. Türkiye'nin başı dik!.. • Bir mucize bu!.. Osmanlı'nın "fer/n" ögretisiyle savaşı devletin dünya görüşüne dönüştüren Türkler, Gazi'nin "Yurttasulh, cihandasulh" ilkesiyle kurdugu laik cumhuriyette banşı korumuş!.. Bu başannın miman Ismet Pasa!.. Savaş sonrası düşkün ve yıkık Avrupa ile ilişkiler canlanıyon toplumda umut rüzgârlan esiyor, Türk karikatür sanatında bir patlama yaşanıyor, atılımın çizerler takımında Mıstık bir yeni a d L Mıstık yoksul bir halk çocuğu!.. Cumhuriyet'in "halkçılık" ilkesi o dönemde e) üstünde tutuluyordu; Eremektar çevresinde hemen sıcak bir ilgi yarattı: Mıstık aşağı.. :•/ Mıstık yukan.. Dostlar arasındaki sevimli adıyla karikatürlerine attığı imza ilerde ansiklopedilere geçecekti. 1960'larda Moda'da oturuyorduk, komşu gibiydik. Kapı çalındı. : : J Mıstık!.. '•?• •Yüzünde güller açryordu: .• • » • . Sende, dedi. Beethoven 'in ne kadarplağı varsa istiyorum. Hayrola?.. . . Uygar için... Mıstk mutlu bir evlilik yapmış, bir oğlu olmuş, adını da "Uygar" koymuştu: Uygar beşikteyken yanındaki pikapta çalan B«etrtoven'i, Schuman'ı, Bach'ı dinleyerek büyüyordu. Mıstk zengin karikatür dünyasında'Bzel biçemini oluşturarak yaşadı. T a ş Devri" karikatürteriyle ünlenmişti; bugünkü Türkiye'de yaşam neredeyse Taş Devri'nden daha ilkel ve vahşi bir cangıla dönüşecekl.. Politika, zaman ve korumak, ulusal mekân bakımından evgörevdir. Ancak rensellik ve süreklilik bugün, politikaya gostererek devlet işlegüvenin aşınmaO S M A N B O L U L U Emekii Yazın Öğretmeni rini yürütmektedir. Ulusından ötürü, eteşsun örgenleşmiş biçitirioklan TBMM'ye mi olan devleti esenliyönelebiliyorsa, ğe kavuştururken, inüzülmekle biriikte, sanını mutlu kılmaktır. aşınma içten mi, Siyasal iktidar savaşımı . dıştan mı, Kurtudernokrasinrn ve devleluş Savaşı Meclisi saplanndan, hiçbir zaman kurtuti yaşatmanın gereğidir. Ancak özgörevinde (misyonunda) işlelamadılar mı? DevrakJıklan cum tilebildi mi TBMM, diye sormak bu savaşım hukukun kuralları huriyetli kazanımlan geliştiremeiçinde sürer, ulusal ve kamusal hakkımızdır. Ne acıdırki "pazardiklerl, toplumun isterlerlne ters lık Tar pek çoK çkMnliK uğnjna süçıkartann uzlaşmasında düğümtenr. Pofcukada siyasal erkin meş düştükleri için mi, zaman zaman rüyor, sürdürülüyor. kesintiye uğruyor partili yaşam. rulaştınlması ve buna itaat için Politikacıya güvensizliğin, moraJ degerlerin yaratılması ge Politikacımız, kesintilerin anlayı TBMM'ye ağdıniması, devleti şıyia bağdaşık mı, onlann aşınreklidir. kağşatır. Çekincelidir (tehlikelidırdıklannı, söylemlerine ve dedir). Böylesi birgüven bunalımıToplumun, altnan kararlan kanı önlemenin yolu pisliğe, hırsızbul etmesi, bunlara uyması ise ka mokratik kurallara aykın olsa da aynen sürdümnekte sakınca görlığa, yolsuzluğa, çeteleri korurarlann, ortak degerlerin ve yamüyor mu? ma çabalanna göz yummaktan rariann ekseni olmasına bağtıKoruduğu, kolladığı, sart kengeçiyor. dır. Kaynağını hukuktan alan eşitdisi mi? Kendisini aşamamış poSiyasacıianmız kendilerine bu likçi uygulama, engellerle karşıözyapıyı yakıştırsınlar. laşmaz, polrtika uygulandığı t o p litikacılann kıskacında mı kıvranıyoruz? Açmazımız bu mu? Atalumun bütününü göz önünde tuNeyazık ki siyasaalanmız, haltürk, 10. Yıl söylevinde, "Büyük tan bir anlayışın üstüne oturtukın güvensizlikyakınışlannı, kenTürk milleti, 1'5 yıldan beri, mulursa insansal bir değer kazanır. dilerinden yalıtıp, hemen vaffakiyet vaadeden pek çok sö TBMM'ye yapılmış gibi sunmakPolitikamız, bu tanımın içerikzumü işittin. Bahtiyanm ki, milta hayli becerikliler. TBMM'yi, lerinden ne kadannı kapsıyor? letimin hakkımdakiitimadını sarulusal istencin (iradenin) odağı saSiyasal partiler, demokrasinin sacak hiçbir isabetsizliğe uğrayıyorsak, onu korumak, herhalvazgeçilmez organlandır. madım" diyordu. Kaç bin atışınde yurttaştan önce, onun içinde Güzel de kendilerinin işleyişi, da, kaç isabeti var, son politika bulunanlann birinci ödevi olmak neoranda demokratik? Uzun yıl cılanmızın? gerekir. "Cumhuriyetin kurumlalardır, kaç politikacıyı eskitebiidik, Kurtuluş Savaşımız TBMM'ye n var, onlanyıpratmaym" diyorkaçı yerinde ve zamanında ç e dayalı olarak gerçekleştirilmiş, lar. Acaba yurttaş, o kurumlann kilmesini bildi? Aynı kişilerin, aykendisine mi yönettiyor oklannı, nı anlayışlann gelgitlerinde çal devrimler oradan onay almış, yoksa o kurumlann umduğuna kanıyor muyuz yoksa? Politika Atatürk'ün öncülüğünde... uygun çahştınlmamasından Bu Meclis'in alnacında "Egecılanmız, ulusun uzun erimli yadoğan bir eleştiri midir dillendirranna, esenliğine mi koşulmuş menlik kayttsız koşulsuz ulusunlardır, yoksa gelecek seçim he dur" yazılı. TBMM saygındır, onu diği? ARADABtR Tazarlık'ların Getirdiği Aşınma Plansız Şehirler ve Şehir Plancısız Belediyeler Prof. Dr. Vedia DÖKMECİAraş. Gör. Ebru KERÎMOĞLU İTÜMimarhk Fak Şehir ve Bölge Planlama Bölümü epımız şehirlerimektedir. Hollanda'da, adam başma gelirin Türkiye'dekinin yaklaşık 10 kat fazla olması, bızdekı ha az olabileceğini akla getirebilir. Fakat Istanbul'un nüfusunun, Amsterdam'ın nüfusunun yaklaşık 14 kaü olması ise bu sayının artması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, bu duruma hangi açıdan bakıhrsa bakılsuı, Istanbul'da yeterince şehir plancısı çalışunlmadığı ortaya çıkmaktadır. Sonuç olarak, Istanbul'daki şehir plancısı sayısının, en az Amsterdam'daki düzeye yüksehilmesi gereklidir. de, bir ekonomik yatınm aracı olarak bakılmaktadır. Özellikle, yeni sanayi yannmlannın, işçi ucret sindenşikâyetçiyiz. Oysa üniversitelerimizden her yıl mezun olan yüzlerce şehir plancısının büyük bir kısmı, kendi dallannda iş bulamayıp, istesin istemesin başka alaniarda çahşmak zorunda kalmaktadır. Çünkü şehir plancılannnı en önemli çalışma alanı olan belediyelerin büyük birçoğunda şehir plancılan için bir tek kadro bile yoktur. Bu konuda başka ülkelere baktığımızda, örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nde, ortalama bir üniversiteden mezun olan şehir plancılannın %75'i belediyelerde iş buhnaktadır. Şehir planlama sosyal bir hizmettir ve bir kapitaüst ülkenin bu sosyal bîzmet için sağladığı olanaklan bizim pek çok belediyemiz kısmen bile olsa sağlamamaktadır. Bir başka örnek olarak Amsterdam'ın planlama departmamnı gösterebüiriz. Bu şehrin nüfusu 660.000 kişi olmasına ve şehir çevresinde devamlı olarak planlama gerektirecek bir nüfus artışına sahip olmamasına karsın planlama departmanında 40 şehir plancısı çalısmaktadır. Bu plancılar, gerek şehirdeki sorunlan araştınp çözü getirmek, gerekse bir dünya şehri ohna çabasında olan Amsterdam'ı işlevsel ve estetik açıdan uluslararası düzeyde yaünmcüara çekici duruma getirmek için çaba göstermektedirler. Oysa 9.300.000 nüfusa sahip olan ve sürekli olarak nüfusu arttığı için gelişme alanlannın planlanmasına ve mevcut alanlannm restore edilmesine ve şehrin büyümesi nedeniyle değişikliğe ve dolayısıyla yenilenmesine ihtiyaç duyulan Istanbul'un belediyesinde çalışan plancılann sayılan ise 65'i geçme ^ ayması sonucu ekonomik durgunluk içinde olan şehirler, şehirsel tasanma yatınm yaparak, başka yatınmlar için çekici duruma gelmeye ça. Uşmaktadırlar. Şayet, bu durumda, şehir plancılan yönlendirici olamazsa, şehirler tamamıyla vurgunculann eline teslim edilmekte ve sadece kâr amacı güden, arazi kullanımı, trafık ve sosyal tesis gereksinimlerine hiçbir şekilde çözüm getirilmemiş ve kimliksiz yapı yığınlan ortaya çıkmaktadır. Bu tür llçe belediyelerine babir gelişme, kısa bir süre kıldığında ise durum daha vahimdir. Ömeğin, Beşik için bazı kişilere kâr getirebilir, ancak çeşitli soruntaş Belediyesi'nin sadece larla yüklü çirkin bir şehbir tek şehir plancısı vardır. Bazı çevre belediyele rin, uluslararası düzeyde rinde ise hiçbir şehir plan öbür şehirlerle yanş etmesi ve çekim merkezi ohnacısı yoktur. Anadolu besı mümkün değildir. Dolalediyelerinin durumu ise yısıyla, şehrin bu şekilde büsbütün içleracısıdır. Pek plansız gelişmesi, daha çok şehirde şehir plancısı yoktur. Bu durumda, şehır sonra şehrin ekonomik kalkınmasını olumsuz yönde lerin gelenekleriyle ilgili etkileyecektir. planlama kararlan, teknik eleman kadrosunda çalıBugün, globalleşme çerşan ve bazen ancak orta çevesinde, şehirler dünya okul mezunu olan eleman çapında yatınmlan kendilar tarafindan verümektelerine çekebilmek için, yedir. Bu durum, az geliş terli işlevsel alanlan yamiş bir Afrika ülkesinde ratmak, altyapıyı geliştirhoş görülebüir, fakat şehir mek ve estetik bir şehir plancılanna kendi alanlaimajı yaratabilmek için nnda iş vermeyip, başka adeta yanşmaktadıriar. Analaniarda çahşmak zoruncak bizim şehirlerimiz gida bırakan bir toplumda bi, doğal, tarihsel değerler asla kabul edilemez ve bu ve ılıman iklim özelükleduruma en kısa zamanda ri gibi avantajlan olan şeçözüm getirilmesi gerekhirler dünyadaki öbür şemektedir. hirlere göre çekicilik açısından daha büyük şansa 1980 sonrası, dünyada sahiptirler. Bu avantajlan şehir planlamanın gelişgerektiği gibi değerlendimesi yeni bir evreye gkmiş rebilmek için belediyelerbulunmaktadır. Daha önceleri, şehirsel yapdanma de gelişmiş planlama deyı denetleyen şehir plancı partmanlanna gereksinim sı rolü, ekonomik kalkın vardu. Aynca, bu depanmayı teşvik edecek şekil manlarda çalışan plancılann her seçim döneminde yatınmlann yönlendiden sonra değiştirilmemerümesine kaymışnr. Başsi gerekir. Şehir planlamaka bir deyisle, önceleri sağda başan, ancak bir şehirlıklı, konforlu, dengeli ve de bu konuda gerekli dedüzenh bir çevre yaratmayı amaçlayan şehırplanla neyimi elde etrikten sonra elde edilebilir. maya bugün pek çok ülke SARIYER SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1989/223 Mahkememizin 1989/223 Esas ve 1989/1371 sayılı ek karan ile mahcur Mehmet Ali VuraJ Islimiyeli'ye evvelce tayin edilen vasi annesı Nazire Islüniyeü'mn 13.1.2000 tarihinde vefat etmesi sebebiyle mahcura kardeşi Fatma Nesrin tslimiyeli (Kadıoglu)'nin vasi olarak atandığı hususu ilanolunuı. Basın: 15143 Sayı: 1999/521 Esas Davacı ASKİ Genel Müdürlüğü tarafindan davalı Eşref JCahramaner aleyhine açıian alacak davasında: Davahnın su tüketim borcunu ödemedigi ileri sürülerek 257.036.250. TL'nin fatura tarihi olan 17.10.1997 tanhinden itibaren yasal faizi ile biriikte davahdan tahsili talep edilmiş, davahnın adresi yapılan araşrırmalara rağmen tespit edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştir. Duruşma 12.04.2000 günüsaat lOJO'aertelenmiştir. Davalı Eşref Kahramaner'in dunısma gunünde mahkememiz duruşma salonunda ha2ar bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi halde HUMK'nun 213 ve 337. maddeleri gereğince yokluğunda duruşmaya devam olunup hüküm verileceği dava dilekçesi ve duruşma günü yerine geçerii olmak uzere ilanen tebüğ olunur. Basın: 15345 ANKARA ASLÎYE19. HUKUK MAHKEMESt'NDEN EsasNo: 1998/207 Davacı Aslantürkler Madencilik Inşaat Taah. Üretim Imalat San. ve Limited Şirketi'ni temsilen Ömer Aslantürk vekili Av. Ali Osman Öztürk tarafindan davahlar Turkan Cirid, Ömer Cirid ve arkadaşlan aleyhine mahkememizde açıian geçit hakkı davasuun yapılan yargılamasında verilen ara karan gereğince: Davahlardan Turkan Cirid'in adresi tespit edilememiş ve büinen adreslerine tebügat yapılmamış olup, dava dilekçesinin ve duruşma günunün ilanen tebliğîne karar verilmiştir. Dosyarun duruşması 04.05.2000 günü saat 09.30'da Mucur Adliyesi 'nde yapılacakür. Yukanda ismi yazılı davalı Tüıkan Cirid'in belirtilen gün ve saatte duruşmaya gelmesi veya bir vekil tarafindan temsil edilmesi, duruşmava gelmedigi ve bir vekil tarafindan da temsil edilmediği takdirde tahkikat ve yargılamaya yokluğunda devam edileceği ve huküm verileceği dava dilekçesi ve dumşma günü yerine geçmek üzere ilan olunur. Basın: 15339 MUCUR ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas: 1999/457 Davacı Ankara Büyüksehîr Belediyesi vekili tarafindan davalı Yüksel Önal aleyhine açıian kamulaşnrmanın tescüi davasuun ara karan gereğince; Davacı vekili; Yenimahalle ilçesine bağh Ivedik köyünde kain 238 parselde kayıtlı mülkiyeti davalrya ait 900/42720 hisselik taşmmazın 2942 sayılı yasanın 17. maddesi uyannca müvekkil idare adına hükmen tesciline, her türlü yargılama gideri ile vekâlet ücretitin karşı yana yüklenilmesine karar verümesini istemiş olmakla; Mahkemece yapılan tüm araşhrmalara ragmen davalı Yüksel Onal'ın adresi tespit ediİMnediğinden dava dilekçi ve duruşma gününun ilanen tebliğine karar verilmiş olup, davarun duruşması 02.05.2000 günü saat 11.40'a bırakılmış olup davalı Yüksel Önal duruşmaya gelmediği veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmediği takdirde HUMK'nin 213,377. maddesi uyannca yargılamaya yokluğunda devam edilip karar verileceği lüzumu dava dilekçesi ve duruşmaya davet yerine kairn olmak üzere ilanen duyurulur. 07.03.2000 Basın: 14507 ANKARA 6. ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle