Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 OCAK 2000 ÇARŞAMBA
HABERLER
Fazilet'te
olum
cezası
gerginliği
ANKARA (Cumhuriyet
Börosıı)-FP Genel
Başkanı Recai Kutan,
ölüm cezasının
kaldınlmasına karşı
olduğu görüşünü yineledi.
FP'de Doğu ve Gûneydoğu
milletvekillerinin
tepkilerine yol açan ve
Diyarbakır Milletvekili
Haşim Haşimi'nin
istifasına neden olan
Öcalan politikasıyla ilgili
tartışmalar sürüyor. FP
Adıyaman Milletvekili
Dengir Mir Fırat, FP grup
toplantısında partisının
Öcalan konusundaki
tavnnı eleştirerek
"Öcalan'm ahmdan
sandaheyi çeken parti biz
obnamahyız'' dedı. FP
gnıbunun basına kapalı
bölümünde söz alan Fırat,
FP'nin insan haklan ve
demokratikleşme
konusunda daha hassas
davranması gerektiğini
savundu. Alınan bılgıye
göre Fırat, "Toplumun
duygulanna yönelik
poKtiludann fayda
getirmeyeceğini ve partinin
«keteriileçeliştiğinr
savuuarak Öcalan
konusundaki tavnn Doğu
ve Gûneydoğu Anadolu
bölgelerinde partiyi
sıkıntıya soktuğuna dikkat
çekti. FP'nin net bir tavır
sergileyememesinin
gerekçelerini bölge
halkına anlatmakta gûçlük
çektiklerini belirten Fırat,
"Soruna kişisel ölçekte
değfl, ülkenin ibti>-aç
dnyduğu iç banş açısıııdan
ikesel yakbşunda
buhınulması gerekir.
Eviatiannı kaybeden
anaian anlayışla
karşdıyonız. Ancak
sonunda yine insanlar
öiecekse ve Türkiye'nin
buzurunu bozacaksa o
zaman idamı savunmak
neyeyarar?" diye konuştu.
Kapatma davası
Toplantıda konuşan
Kayseri Mületvekili
AbdnHah Gûl ile Ankara
Milletvekili CemflÇiçek,
FP hakkındaki kapatma
davasına değindiler. Gûl,
Anayasa Mahkemesi'nde
devam eden davada endişe
edecek bir durumun
bulunmadığını savunurken
25 Ocak'ta FP adına
Anayasa Mahkemesi'nde
sözlü savunma yapacak
Cemil Çiçek de
hazırlıklan hakkında bilgi
verdi. FP Genel Başkanı
Recai Kutan da grubun
basına açık bölümünde
Öcalan konusuna
değinirken partisinin bu
konuyla ilgili tavnnın net
olduğunu öne sürdü.
Kutan şöyle devam etti:
"Baa partikr Güneydoğu
konusunu siyasi rant araa
oiarak görmüş ve aynı
anlayışla bizim camiamıza
'PKK yanlısı' diye iftira
atmışlardır. Bütün bunlar
vaşanırken Abdullah
Öcalan yakalannuşör.
'Kıbns fatıhı' Ecevit,
'Kenya fatıhı' halme
geirken birileri de 'Apo'yu
ancak biz asanz' diyerek
şehit cenazeierini istismar
edip oy topiamışlardır. Bir
süre sonra iktidar
ortaklan 180 derece çark
etmişler ve infazm
ertdenmesini savunmaya
başlamışlardır. Apo'nun
asılmasını savunanlar ise
adeta hain haline
getirihniştir. Biz konunun
TBMM'ye getirilmesini
savunuyoruz."
Kutan, konuşmasında
cumhurbaşkanlığı
seçimıyle ilgili görüşlennı
açıklarken de Demirerin
görev süresinin uzatılması
için anayasaya geçici bir
madde eklenmesine FP
camiasının kesin oiarak
karşı çıkacağını söyledı.
Bakan İrtemçelik, ölüm cezasını tartışmanın şu anda uygun olmadığını söyledi
'Idamı sonra tarbşabm
9
EBRUTOKTAR
ANKARA - İnsan haklanndan sorumlu
Devlet Bakanı Mehnıet Ali İrtemçelik,
Türkiye'deki gündemin idamuı
kaldınlmasını tarüşmaya henüz uygun
olmadığını vurgulayarak "Bugünkü
süreçte idam, Apo fle özdeşleştirüdiği için
idamın kalkmaanm gündeme gelmesi
haklı hassasiyet ve tepkilere yol açabinr.
İdamın Türk hukuk mevzuanndan
çıkanlması için en uygun zamanın
beklenmesi doğnı olacakür" dedı. Kürtçe
TV'ye mesafeli yaklaşan îrtemçelik,
"Bu, Türkiye'nin bir numarah konusu
değfl" dedi.
Devlet Bakanı Mehmet Ali irtemçelik,
" demokrasi. insan haklan, idam ve
Kürtçe TV" konusunda sorulanmızı
yanıtladı. Türkiye'nin demokrasi ve insan
haklan konusunda çok eksiği olduğunu
vurgulayan irtemçelik, "Ancak bu
konuda haklı engeiler de var. Her şeye
• Ölüm cezasının, Öcalan ile özdeşleştirildiği için haklı tepkilere
yol açabileceğini söyleyen irtemçelik, cezanın kaldınlması için
uygun zamanın beklenmesi gerektiğini vurguladı. İrtemçelik,
"Kürtçe TV, Türkiye'nin bir numarah konusu değü" dedi.
karşm bunlann giderflmesi konusunda
iyiınserim" dedi. Gündemindeki ilk
konunun düşünceyi açıklama
konusundaki özgürlükleri genişletmek
olduğunu söyleyen trtemçelik, "Bu,
aşama aşama yaşama geçirüecek" dedi.
İrtemçelik, Türkiye'deki dinamık sürece
işaret ederken Dışişleri Bakanı tsmail
Cem tarafindan önerilen Kürtçe TV'nin
Türkiye'nin öncelikli konusu olmadığını
söyledi. "Kürtçe TV1
, Türkiye'nin bir
numarah konusu değfl. Bu taroşmadan
çok daha önceük teşkil eden konular var"
diyen İrtemçelik. insan haklan
konusundaki reformlann Türkiye'deki
koşullara uyum içinde yaşama
geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
irtemçelik, "KoşuBann yumuşatıhnası
sürecüıde travma geride bırakıldıktan
sonra çağdaş düşüncelerin ele ahnması
gerekü" dedi.
Baüh ülkelerin ayıbı
Idamı değerlendirirken Batıh ülkelerde
de insan haklan ihlalleri olduğuna işaret
eden Devlet Bakanı irtemçelik,
"Avrupa'da idam yoktur. Ama buradaki
ülkelerin de kryamet kadar ayıbı var"
dedı. "Türkiye'yisokaktabulnıaduV'
diyen irtemçelik, demokratik ükelere
ulaşma azmi gösterilirken toplumun
hassasiyetlerinin de dikkate âlınması
gerektiğini belirtti. trtemçelik,
bugünlerde idamrn kalkmasuıdan söz
edildiği zaman bunun Apo'nun affi
şeklinde yorumlandığını savunarak
uygun zamanın kollanmasıru istedi.
îdamın Türk hukuk mevzuatmdan uygun
bir zamanlama ile çıkanlmasının doğru
olacağını anlatan İrtemçelik,
"tdamın kalkması geçmişte de
gündeme gekfi. Bu konu ashnda, bugünün
konusu değü, yani yeni bir konu değfl. O
nedenle idamuı bugünlerde tartışılması da
İSabeÜİ Oİmaz. 7jımaınn yarrtımma
ihtiyacımız var" dedi. "Avrupa İnsan
Haklan Mahkemesi'nin Türkiye'nin
Apo'yu yargılamasınm adfl olmadığı
yönünde" karar alması halinde
hükümetin nasıl bir tavır sergileyeceği
sorusuna yanıt vennekten kaçınan
İrtemçelik, "Eğerfi sorulara yanıt
vennem" dedi. İrtemçelik, Türkiye'nin
insan haklan ve demokrasi alanında önce
kendi en iyisi, sonra tüm dûnyanın en
iyisi olacağını vurgulayarak "Bu bir
hayal değü" diye konuştu.
İĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
Bir Hizbullah Operasyonu...
mm
KÜÇÜKKEN
Tahkim tasansının yeni Susurluk'lann önünü açacağını söyledi
Sayman: Hükümet diyet ödüyor
Istanbul Haber Servia - Istanbul
Barosu Başkanı Yücel Sayman,
"Kamu hizmetleri fle ügüi
imtiyaz şartlaşma ve
sözleşmelerinde, bunlardan
doğacak uyuşmazhklarda tahkim
yohına gidumesi halinde
uyulması gereken ilkelere dair
yasa tasans"nın, hukuk
açısuıdan bilgisizlik ürünü,
komik bir tasan olduğunu
söyledi. Sayman, tasannın
özellikle 7. ve geçici 1.
maddesindeki düzenlemelerie
ülkenin mali ve doğal
kaynaklannın peşkeş çekildiğini,
bu düzenlemenin yabancı
sermaye için
değil, Türk firmalan için
yapıldığmı vurguladı. Sayman
"Bu düzenleme hükümetin
iktisadi talan politikasının,
ödemek zorunda olduğu
dhetlerin sonucudur. Denetim
kaldmlır. her şey toplumdan
saklanırsa Susuriuk'lar
kaçuulmazdır" dedi.
Sayman, Istanbul
Barosu'nda düzenlediği basın
toplantısında, son tasannın
tahkimle ilgısinin olmadığını,
gözden kaçınlmak ıstenen başka
• Istanbul Barosu Başkanı Sayman,
tahkim yoluna gidilmesi durumunda
uyulması gereken ilkelere dair olan
yasa tasansını eleştirdi. Sayman, "Bu
düzenleme hükümetin iktisadi talan
politikasının, ödemek zorunda olduğu
diyetlerin sonucudur" diye konuştu.
seyler olduğunu
belirtti. Hükümetin
Danıştay'ın, kamu kuruluşlannın
yerli ya da yabancı kişi ve
kuruluşlaria imzalayacağı
sözleşmelere ilişkin "inceteme"
yetkisini kaldırdığını anımsatan
Sayman, "Arük Danıştay bu
sözleşmelerde saptadığı hukuka,
kamu yaranna a> kınüklann
giderUmesini, bağlayıcı, uyuhnası
zonınlu biçünde isteyemiyor"
dedı. Yapılan anayasa
değişikliklerinin de tahkimle
ügisinin ohnadığına dikkat çeken
Sayman, Danıştay'ın
konumundan rahatsızhk
duyanlann yabancı şirketler
değil, Türk şirketleri olduğunu
vurguladı. "Yapıhmş olan
sözkşmeler arük denetimden
geçmeyeceği için siyasal nüfuz,
baskı jşleyecek" diyen
Sayman, Danıştay'ın yetkisinin
geriye dönük oiarak
kaldınlmasının Türkiye'nin mali,
doğal, enerji, elektrik
kaynaklannı, kültür ve çevre
mirasını peşkeş çekmek,
sözleşme imzalayan şirkete
bedava, karşdıksız ve
haksız vermek olduğunu
ifade etti.
'MATyi imzalamaya
gerek kalmadı'
Böyle bir uygulamanın dünyanın
hiçbir ülkesinde görülmediğinı,
hukuk devletı ilkesi ile de
bağdaşmadığını belirten Sayman,
"Artık MAI'yi imzalamaya gerek
kalmadL Böyle bir değişikiikle
MAI zaten yürüriüğe girer. Bunu
Anayasa Mahkemesi
iptal edecektir. Ama o ramana
kadar da aü alan Üsküdar'ı
geçmiş ohır" diye konuştu.
Tahkimin geriye yürümesi gibi
bir şeyin hukuki olmadığını,
talanın geriye yürümesinin
amaçlandığını anlatan
Sayman, tasannın çalakalem
yazıldığını, hatalarla dolu
olduğunu, malumu ilan etmeyip,
malumu yasalaştırdığuıı söyledi.
Sayman, Türk hukukunda
milletlerarası tahkim kavramımn
olmadığını belirterek Tasan
garipfik, komiknk ve bügisiziik
ürünü. Yabancılar unsuru ile
ilgili düzenleme dünya hukukuna
değil ama komiklik hteratürüne
çok şey ekleyecek" dedi.
Hükümetin bu yeni
düzenlemeden hangi şirketlerin
faydalanacağını açüdamasını
isteyen Sayman şöyle devam etti:
"Bondan yaraıianacak olan
şirketlerin tamamuıa \ akınu
geçmişte >apüklan sözleşmekr
Danıştay'dan dönen Türk
şirketleridir. Enerji ihalelerinin
amndan kimler çıkacak,
göreceğiz. Denetimin
kaldınlması, karanhğa girilmesi,
her şeyin toplumdan kaçınlması
yeni Susurluk'lann önünü açar,
Susurluklar kaçınıhnaT OİUT."
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
şehit yakınları
Demirel
sabır
istedi
• Cumhurbaşkanı
Süleyman
Demirel, şehit
ailelerinden sabır
istedi. Şehit
aileleri Demirel'i
hiç yanlannda
görmediklerini
söylediler.
ANKARA (Cumtauriyet
Bürora) - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel,
Abdullah Öcalan
konusunda
şehit ailelerinden
sabırlı olmalannı
ısterken
"Yapılan şey kimsenin
affidcğDdiı.
Hukuk devktiniiL
anayasaıun kaplan
harfiyen yapüacakör.
Türidye'yi
Avrupa'mn bir parçası
oimaya zorlayan kimse
yok" dedi.
Demirel, Kınkkale Şehit
Aileleri Derneği Başkanı
Mehmet Gencer ve
beraberindeki şehit
aileleri demekleri
yöneticileri
ile görüştü.
12Ocak
karannatepki
Dernek yöneticileri,
evlatlannı kaybetmekten
duyduklan üzüntüyü dile
getirerek hükümet ortağı
çartilerin liderlerinin,
Ocalan'm
cezasının infazı sürecine
ilişkin oiarak 12 Ocak'ta
aldıklan karan
eleştirdiler. Dosyanın
Meclis'e gönderilmemesi
durumunda Devlet Ovünç
Madalyalan'm iade
edeceklerini büdiren
Mehmet Gencer, üç
liderin karanru kabul
etmediklerini söyledi.
Demirel, madalyalann
iadesi karannın da üzüntü
verici olduğunu belirtti.
oralcalislar@yahoo.com
Kadir Çelik'in milyonlann
karşısında Ahmet Çetinsaya
ile yaptığı tartışma, daha doğ-
rusu karşılıklı hakaret etme ya-
nşması, geniş tepkilere neden
oldu. Kadir Çelik olayı nedir?
Yorumsuz bir gözle bakarsak,
bir gazetecinin mesleğinin gü-
ciinü bir çıkar aracı oiarak kul-
lanmasının, kendi yaptığı prog-
ramda ortaya çıkması...
Üstelik, program küfürieşme-
ler, yüz kızartıcı suçlamalaıia
sürdü, gazetecilik mesleği bu
yaşananlaria ağıryara aldı. Za-
ten, yapılan seviyesiz yayınlar-
la sürekli itibar kaybeden gaze-
tecilik, bu son programla dibe
vurdu.
Kadir Çelik'in programı, ga-
zetecilik mesleğinin çürüdüğü-
nün ve iyice kiriendiğinin, yoru-
ma gerek kalmaksızjn kanıtlan-
ması. Bizler, gazeteciler, bu
mesleğın mensubu olmaktan
son dönemlerde iyice utanır ha-
le gelmiştik. Kadir Çelik, bütün
bunlann üzerine tuz biber ekti.
Kadir Çelik, aslında bir çürüme-
nin simgesi. Birçok gazeteci-
Kadir Çelik Olayı
nin, hepimizi utandıran ilişkiler
içinde bu mesleği kirtettiklerini
biliyoruz. Ama, namuslu gaze-
tecinin sesi, ne yazık ki güçlü
çıkmıyor.
Yıllardır bu mesleğin içinde-
yim. Bazı sözde önemli(!) gaze-
tecinin bu meslek içinde nasıl
sivrildiklerinin, nasıl zengin ol-
duklarının, nasıl 'deWef/ü' ol-
duklannın yakın tanığıyım. Ge-
çen aylarda uluslararası bir
meslek toplantısında Türki-
ye'deki basının da durumunu
konuşmuş ve kendi mesleğimi-
ze eleştiriler yöneltmiştik. Bu
toplantıya katılan Ispanyol ga-
zeteci Roger Jimenez, acıklı
durumumuzu görünce bizi te-
selli etmek amacıyla şunlan
söylemişti: "Üzülmeyin, baskı-
nın çok olduğu dönemlerde bu
meslekkiıieniyor, kötü örnekler
çoğalıyor. Biz aynısını Franko
diktatöriûğü döneminde yaşa-
dık. Demokrasinin ve özgûrfük-
lerin gelişmesiyle bu tûrilişkiler
de adım adım temizleniyor. Siz
de bir süre sonra bunlan mut-
laka aşacaksınız."
Kadir Çelik bir simge demiş-
tim. Aslında yıllardır bu meslek-
ten kötü kokular geliyor. Med-
yanın bir iktidar aracı oiarak
kuvvetli hale gelmesiyle, bu
alandaki çıkar kavgası da bü-
yük boyutlara ulaştı. Mesleğin
akıllılan(!), bu iktidar yoğunlaş-
masını kendi iktidarlan ve zen-
ginleşmeleri için fırsat oiarak
kullandılar, kullanmaya başla-
dılar. O geceki programdan an-
laşıldığı kadanyla Kadir Çelik,
bu işten büyük vurgun vuranla-
nn arasına girecek düzeyde bi-
le değil. Başanya ulaşmamış bir
pizzaortaklığı, birvilla, bu alan-
daki pastanın büyüklüğü yanın-
da çok da bir şey sayılmaz.
Gazetecilik, son olayda da
görüldü ki artık bir tehdit silahı
oiarak kullanılıyor. Tabii bu sila-
hı öncelikli oiarak patronlar kul-
lanıyorlar, onlardan sonra sıra
yöneticilere geliyor, sonra da
daha küçüklere. Baskı dönem-
lerinde bu işten büyük pay al-
mak isteyenler, baskı rejiminin
sahipleriyle ittifak yapıyorlar.
Böyle dönemlerde "devlet ga-
zetecileri" denen bir gazeteci-
lik mesleği oluşuyor. Onlar, hâ-
kim ve egemen gazeteciler ha-
line dönüşüyorlar. Bağlı oiduk-
lan yerin gücüne göre, herkesi
tehdit edebiliyorlar. Tehdit etme
düzeylen bakanlara, yüksek
bürokratlara kadar çıkabiliyor.
"Devlet gazetecileri"n\ patron-
lar da çok seviyoriar, çünkü iş-
lerine yanyor.
Çıkar ilişkileri böyle kurulun-
ca, gazetecilerin kimi kendisini
Dfşişleri Bakanı yerine koyuyor,
kimi başsavcı, kimi emniyet
müdürü, kimi de Maliye Baka-
nı. Eh bu kadar büyük yetkileri
kendinde toplamaya başladın
mı, infazdayaparsın, tehdit de.
Bunu fark eden kanunsuz ka-
zanç sahipleri, ya medyada
dostlar ediniyorfar ya da devlet
içinde. Hangisi olduğu çok fark
etmiyor. Ikisinde de güç var.
•••
Kadir Çelik olayı aslında bir
dönüm noktası. Çürümenin ve
dibe vurmanın canlı yayında,
ömekJerte kanıtlanması. Artık
yolun sonuna geldik. Şimdi bu-
radan nasıl kurtulacağız ve hal-
ka gerçekleri ulaşbrmak için na-
sıl doğru yolu bulacağız? Her
şey baskıya boyun eğerek ör-
gütlerimizi terk ederek ve ne
olursa olsun patronlann hertür-
lü işini takip ederek başladı.
Patronlann akçalı işlerinin ta-
kipçileri, bu işin komisyonlannı
da toplamaya başladılar.
Kadir Çelik'i yıllar önce bir ka-
nalda, patronunun çıkarian için
karşı kanalın patronuna belden
aşağı vururken izlemiş ve kor-
kuya kapılmıştım. O zaman
kimse ona ciddi bir eleştiri yö-
neltmedi. Yeniden programlar
yaptı, yeni kanallarda yeni işle-
re imza attı.
Kadir Çelik bizden biri. Utanç
hepimizin.
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGtN YILDIZOĞLU
Kaybolan Ütopya': İnternet
Intemet ilk kez yaşamımtza girmeye başladığın-
da büyük bir heyecanla karşılandı. Hemen üzeri-
ne büyük teoriler kuruldu, ütopyalar inşa edildi:
Intemet yeni bir çağın (bilgi çağının) başladığının
en elle tutulur, reddedilemez kanrtıydı.
Bu Intemet ütopyası, kendi ütopyalannı kaybet-
miş eski solcularta Intemet'ten para kazanmaya
hazırtanan yeni kapitalistler arasında ve bu trene
binmeye hazırianan yazar akademik çevrede bü-
yük rağbet gördü.
İnternet, platonik aşklann, bir yeryüzü cenne-
tinin coğrafyası, pardon "cyber space"\ oldu.
Toplumdaki mistik dürtüler kendilerine yeni tat-
min alanlan buldular bu uzayda.
Neden olmasın? Intemet, dûnyanın hertarafın-
daki "hepimizi" bir araya getirecek, eğitecek, ay-
dınlatacak ve demokrasiyi güçlendirmeyecek
miydi?
Ozgür bireyler, büyük şirketlerin, hatta devlet-
lerin iktidanna başkaldıracak, özgür iletişim han-
gi ırktan ve cinsten olursak olalım "bizJeri", bü-
yük coğrafyalan aşarak serbest bilgi alışverişi akı-
mı içinde kaynaştıracak, sanal kardeşler (hatta
âşıklar) haline getirebilecekti.
Kültürel kaynaşma, bilgi demokrasisi, bireyin
özgürieşmesi bizi bilgi çağına taşıyordu artık.
Karşımızda yeni bir üretim tarzı, yeni bir toplum
vardı. Kapitalizm kendiliğinden, el çabukluğu ma-
rifet, öyle devrim, reform gibi siyasi enerjiye ge-
rek kalmadan yerini "bilgi toplumuna" bırakma-
ya başlamıştı.
Ütopya beklemediğimiz anda kapıya dayan-
mıştı bile.
Yalnızca, kimi dinozoriar, bu ütopyayı, deyim
yerindeyse, "satın almadı". Oyun bozanlık edip
inatla, her yeni teknolojinin, yalnızca gerekçesini
ve kaynağını değil, işlevini de içine doğduğu top-
lumun ekonomik, siyasi ve mülkiyet ilişkilerinden
alacağını, Intemet'in kaderinin de, 1920'lerin rad-
yosundan farklı olmayacağını, "siber-uzayın" da
kısa zamanda büyük şirketler tarafindan sömür-
geleştirileceğini savundular.
Geçenlerde de vurguladığım gibi, teknolojik
ilerieme ile toplumsal ileriemenin aynı şeyler ol-
madığına dikkat çektiler.
En ileri teknoloji bile kolaylıkla (çoğunlukla) en
gerici amaçlar için kullanılabiliyordu.
Dûnyanın en büyük Intemet sunucusu AOL ile
dûnyanın en büyük medya tekellerinden biri Tî-
me Wamer birteşmesi, Intemet'in kaderinin de
kendisinden önceki büyük buluşlardan farklı ola-
mayacağını ortaya koydu.
Yeni bir teknoloji oiarak İnternet eski medyayı
tehdit etmek bir yana, onun daha da güçlenme-
sine, Time VVarner Genel Müdürü Levin'in, "Bu
birleşmeyi yeni birieşmeler izleyecektir" deme-
sinden de anlaşıldığı gibi, giderek daha büyük
çapta tekelleşmesine yol açıyordu.
Sıradan adamın, serbest piyasanın, demokra-
sinin cenneti Intemet tekellerin eline geçiyor, on-
lara çalışmayâ başlıyordu artık. Artık Intemet "sû~
per bilgi otoyolu" oiarak değil, elektronik ticare-
tin alanı oiarak iigi çekiyordu.
Bir araştırmacının şu bulgulan, bu gerçeği çok
çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor Büyük
ABD gazetelerinde, 1995 yılında "bilgi otoyolu"
üzerine 4.562, elektronik ticaret üzerine 950 yo-
rum yayımlanmış, 1999'da ise "bilgi otoyolu"
üzerine yorum yazılan 842'ye düşerken, e-tica-
ret üzerine yorum yazılan 20.641 'e yükselmiş
(Norman Solomon, aktaran Edvvard S. Her-
man,Znet, 17.01.2000).
Bu soğuk istatistikler bir yana, bu gidişle bizi
bekleyen kâbusu, The Observer'den Andrew
Marr hafta sonunda çok çarpıcı bir şekilde orta-
ya koydu: "Tekbirmegaşirket, birABD'lidev, evi-
nize kabloyu döşeyecek, bu kablodan size, ken-
digerekli gördüğü entelektüel besini (kendiyap-
tığı filmleri, komedi programlannı, belgeselleri,
haberieri, bilgi işlem hizmetleıini) sunacak, elekt-
ronikpostanızj okuyacak, denetleyecek, konuş-
ma odalannı (chat-rooms) dinleyecek, sizJbirya-
şam boyu yetecek resim ve medya malzemesi
içinde boğacak."
AOL - Time Vvarner birieşmesi bu yönde ilk so-
mut ve gerçek adımı oluşturuyor. Bu kâbus bu-
rada da durmuyor.
Çünkü hızla gelişen iletişim araçlan, bizi, yal-
nızca evde değil, hareketliyken de sürekli Inter-
net'e bağlı tutabilecek düzeye gelmek üzere, 24
saat Intemet'e bağlı kaldığınız sürece de nerede
ne yaptığınız, kiminle konuştuğunuz, tüketim eği-
limleriniz, okuma alışkanlıklannız, zihinsel eğilim-
teriniz, hepsi büyük şirketin bilgi alanı içine girmiş
olacak.
Büyük şirket etrafınızı Intemet ağında oluşan bir
köpükle kaplayacak ve sLzi tümüyle tecrit ederek
toplumsal olmayan, kendisi tarafindan kurgulan-
mış bir simgesel evrene hapsedecek.
Büyük şirketler Internet'i sömürgeleştirdikçe
bir de kamu alanı daha giderek kaybolacak, ye-
rine, büyük şirketlerin denetlediği bir metalarala-
nı yerleşecek.
Dün radyonun basına gelen, bugün Intemet'in
basına gelecek, siber uzay reklam ve propagan-
danın, bilginin alınıp satıldığı pazariann gürüttü-
sünden yaşanmaz bir hale gelecek.
Tabii, bu bizi bekleyen geleceklerden yalnızca
biri. Üstelik her ne kadar bugün gidişat bu gele-
ceğin güçlü birolasılıkla gerçekleşeceğini göste-
riyorsa da sıradan insanın, kitlenin yaratıcılığını,
eleştirinin devrimci kapasitelerini, geleceğin ise
henüz yapılmamış olduğunu da unutmamak ge-
rekir. Bir şeyi daha unutmamak gerekir
Bu kâbus gelecekten kendimizi korumak isti-
yorsak dikkatimizi, teknolojiden önce, onu belir-
leyen sosyo-ekonomik koşullar üzerinde yoğun-
laştırmamız gerekir.
Geleceğin sihirli formülü işte burada yatıyor;
bugünkü ilişkilerin ekonomik verimlilik ve kâriılık
saplantısıyla şekillenen bir teknolojinin soğuk el-
lerinde değil.
Bu yüzden Intemet'in basına gelen kimseyi şa-
şırtmamalı. Bu bir istisna değil, genel kural!..
Başka Türkiye Yok
Haydi Fıdan Dikelim
ORMAN BAKANLIĞI
AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ