Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 HAZİRAN 1999 PAZAR
10 PAZAR YAZILARI
Gazeteci Oral Çalışlar'ı tanırmısınız?Yurtdışına çıkan ve yabancılarla sohbet edebilecek
kadar yabancı dil bilen hemen her Türkiyeli'nin
başina şu soru gelır: "Türldye'nin bugünlerde siyasi
durumu nasl?" Bu soru kibarca "Siyasi olarak
istikrarsız olan bir filkeniz olduğunun farkındayım,
son giinJer. hatta son dakikalarda neler değişti?"
anlamına gelmektedir Bu soruyu herhangi bir
yabancı: bir Hintli, bir Taylandlı ya da bir Kuzey
Afrikalı sorabilir. Fakat bu soruyu size soran Batılı
bir ülkenin vatandaşıysa hemen ardından Türkiye'de
insan haklan ve düşünce özgürlüğü konusunda bir
iyileşme olup olmadığını da soracaktir. Mutlaka
ama mutlaka soracaktır!
Kişisel olarak, ne zaman \e nerede geleceğini artık
çok iyi hesaplamama karşın bu soru hâlâ benim
önüme konduğunda tüylerim diken dıken olur.
Yurtdışında başıma bundan daha sık gelen başka bir
şey yoktur. Zaman zaman ıçımden "Behe» Baülı
Beyaz Hıristiyan vatandaş, ya senin saklı ırkçıhgın,
yüzyıllarca süren mezhep savaşlann, hâlâ devam
eden çifte standardın. Haçb zihniyetin ve
emperyalist-koloniyel baloşına ne demeti" diye
haykırmak geldığını ıtıraf etmelıyım. Bu
düşüncelerimi yen geldiğinde bağırmadan
hatırlatınm. Kımsenın masum olmadığını
haürlamakta bazen yarar var. Fakat karşımızdakıne
kızmadan önce beni (bizi) asıl inciten, hem de şöyle
birkaç yüzyıllık derinden acıtan yaralara cesaretle
bakacak kadar sakinleşınce. asıl kızgınlığın nedeni
berraklaşır. Bizler, yazan, gazetecisi ve
araştırmacısı düşündükleri ve yazdıklan yûzünden
hâlâ hapse atılan. hâlâ sürgûnlere yollanan bir
ulusun insanıyızdır! Ve bizler hâlâ kendi
vatandaşına işkence eden, kendi gazetecismi
öldüren polisi cezalandırmayan bir hukuk
sisteminın vatandaşlanyızdır! Sanınm bir Batılı
Beyaz Hıristıyan'ın aşağı görerek 'Tûrkiye'de insan
haklan ve düşünce özgürlüğü yok!' deyişi sırasında
benim ve benım gibi hissederek
öfkelenenlerin asıl hedefi
karşımızdaki yabancılar değil.
Öfkenın ve ıncinmenin asıl nedeni,
bu gerçekten sevdiğimız ve pek çok
kültürel ve tarihı karaktenstiğinden
açıkça gurur duyduğumuz ülkede,
bu bizim ülkemiz Türkiye'de hâlâ
düşünce özgürlüğünün olmayışı ve
işkencenın cezasız kalışıdır. Herhangi bir ülke
yerine 36 uluslu büyük bir imparatorluğun
mirasından gelen insanlar olarak bu duruma
düşmekten incınir. öfkeleniriz. Bunu kendımize
yediremeyiz. Ama gerçek budur! Üstelik biz
duygusal Doğu Akdenizh bir karakter de taşınz.
Bize 'büyük ülke' ve 'büyük devlet' olduğu sık sık
hatırlatılan bu ülkede. yardımseverlik,
konukseverlik. askeri zekâ ve savaş taktikleri,
hayırseverlik, dayanışma, mutfak, mimari, şiir ve
gülmece kültüründe hiç de küçük olmadığımızı
hemen hepimiz biliriz. Ama "büyük devlefin artık
"feodal bir ağa"nın kendini eleştiren aile fertlerini
cezalandırma küçüklüğünden sıynlıp, kendi gücüne
güvenen bilge bir otorite saygınlığına kavuşma
zamanı gelmiştir. Amerikalılar, Avrupalılara hiç
benzemezler. Entelektüel Amerikalılar bile, bir
Asyalı, bir Afrikalı. bir Avrupalı entelektüelle
buluşabüeceğiniz ve evrensel olduğunu
düşündüğünüz adres ve
coğrafyaya uzak düşebilirler.
Hatta o adres ve coğrafyalan
duymamış bıle olabilirler.
Kavramlann kendisı dışındaki
n e r
yerden farklı olduğu bir
kültürdür Amerikan kültürü.
Kendi dışmda bütün kültürlere
karşı ilgisiz, bilgisiz olduğunu
NEW YORK
BUKET
UZUNER
kendisi de kabul eder. Bazen Paul Auster gibi kendi
büyük yazarlanndan bıle bihaberdir. Bu yabancı ve
farklı yanlanna karşın bugünlerde New York'ta
"Oral Çahşlar adındaki Türk gazeteci istenmeyen
biriyie söyleşi yapbğı için hapse mahkûnı olmuş,
doğnı mu" diye soran Amerikalılara rasthyorsunuz.
(Şimdi Oral Çalışlar'ı "Paul Auster'dan daha
ünlüyüm' diyerek güldüreceksiniz...)
"Camm sana ne, bu bizım kendi iç işimiz! Biz sizin
New York Belediye Başkanınız Bay Guiliani'ye
zencilere işkence eden beyaz polisleri koruyor diye
kanşıyor muyuz?" deyip geçebilir mısiniz? Hayır!
Gazetecilerine kiminle söyleşi yapamayacaklannı,
yazarlanna ne yazamayacaklannı. araştırmacılanna
neleri araştırmayacaklannı söyleyen (cezalandırarak
emreden) bir devletiniz varsa yann sızin ne
giyemeyeceğinızi ve ne zaman yemek
yiyemeyeceğinizi de belirleyecektir.
Böyle yaşayan uluslar da var. Bu diktatörlüklerin
hepsi başka ülkelere muhtaç, gelişmemiş,
vatandaşını umutsuz bırakmış devletlerdir,
biliyoruz. Karşımıza çıkan Batılı Hıristiyan
beyaz yabancılann bizi yanlış tanıdıklannı
düşünerek öfke histerisine ve/ya aşağılık
kompleksine kapılmadan önce ve sonra kendimize
samimiyetle bir soralım:
Gerçekten özgüvenine ve adaletine gururla
güvendiğımiz demokrarik bir devlet sisteminde mi
yaşamak istıyoruz? Bunu hak ettiğimize gerçekten
ınanıyor muyuz? Yoksa böyle idare edip, arada bir
efkârlanıp (bir kadeh rakı attın mı biter,
edebiyatıyla), dertlenerek mi
devam edeceğiz?
Tabii aynca bütün yabancılara şış kebap,
Turkish delıght, Akdeniz güneşı ve "bdly
dance"ımızı anlatarak konuyu kapatma
şansımız var nasılsa!..
Orada bir şair vardı,
kutuplarda bir yerdeGüneşin, tam gece yansı panldadığı bir
kentti Davvson City. Buzdağlannın
hemen ardından kopup gelen o bitimsiz
rüzgâr, Klondayk ormanlannı
çığlıklara boğarken şair Robert Service,
Malamut Ban'nda şiirler okurdu.
"Altına hücum" döneminin san saçlı,
güleç >üzlü şairi, bir yandan da
gitanyla, kapısında koskoca yazılarla
"Satoon" yaftası asılı ban, üzgüye
boğardı. Dünyanm dört bucağından
zenginlik düşlenyle, Kanada
kutuplanna ayak basanlann: çoğu pos
bıyıklı Amerikalı serüvencilerin,
Fransa'dan. Norveç'ten, Meksika'dan
akıp duran altın arayıcılannın
doldurduğu barda, her akşam özlemle
beklenen adamdı şair Robert Service.
Ünü Alaska'ya bile uzanmıştı. İlk kez
1886'da, Kanada'nın Montreal kentıne
ayak basan tskoçyalı şair. ülkenin öbür
ucundakı görkemler kenti Vancouver'e
yerleşti daha sonra. lskoçya'da banka
memurluğu yapan genç şair, ılk kez
çiftçiliği denedi. Banka memurundan
çiftçi olur muydu? Devletın kendisıne
verdiğı toprağı elden çıkardıktan sonra,
kutuplann altın düşlenyle örgülü
çekiciliğine kapılıp. Dawson City adlı
kente ulaştı. Anlatılan çabuk zenginlik
öykülerinin, sadece bir abartı olduğunu
anladıktan sonra, şimdi Kanada'nın
dev bankalanndan bin olan Kraliyet
Ticaret Bankası'na memur olarak giren
Robert Service, Bonanza Creek, White
Horse ve Klondayk adlı serüven
kasabalannda, buzullu toprağa kazma
sallayıp duran, yalnız adamlann
bırakılmaz dostu olmuştu.
"Malamut Ban 'ndayer
tepiyordu coşkıı.
Bir sevda mehdisi müzjk kutusunda.
Pokere dabruştt
ÇaOk Kaş Dan McGretv
SevgiBsi Lulu durur, yanı başmda."
Bu dizelerle başlayan şarkısı, kısa anda
tüm kutuplarda dillere destan olmuştu.
O yıllar, altın peşınde Kanada
kutuplannda şansını deneyen ünlü
Amerikalı öykücü Jack London da
Malamut Bar'ına ugrardı ama, içine
kapanık bir serüvenci olan Jack
London, ormanlar ıçindekı
kulübesinden pek kente ınmezdi. Çoğu
Amerikalı kabadayı tiplerin. belde
tabancalanyla dolaşmasına asla izin
vermeyen Kanada Kraliyet Atlı
Polisleri, o dönemlerde İngıliz
Kraliçesi'nin öz toprağı olan
kutuplarda, hır çıkaranlann ensesınde
T0R0NT0
.;~ • ENGtN
^ AŞKIN
solur ve uslanmayan Amerikalı
kabadayılan. Amerika'ya geri yollardı.
Şair Robert Service'in, bankayı akşam
beşte kılitleyıp soluğu barda aldığı bir
akşam, Dawson City dev bir şiir
şenlığine katılacağını öğrendi.
İskoçyalı Robert, ezgilerden, sevda
öykülerinden ve özlemden söz eden
şiirleri yanı sıra. gitanyla söyledıği
şarkılanyla. tüm kente unutulmaz bir
gece yaşatacaktı.
"Songs Of A sourdough-Bir Küskünün
ŞarküarT adlı ılk şiir kıtabı ardından,
kutuplardakı Eskimolara adanan
"BaHads Of A Cheechako-Bir
Çekhako'nun BaladlarT adlı ikinci şiir
yapıtını, 2 roman ve 3 öykü kıtabı
izledi. 1913 yılında. Vancouver Sun
gazetesinın Avrupa muhabin olarak.
Birincı Dünya Savaşı'nı izlemek üzere.
kutuplara veda eden şair Robert,
gitmeden az önce "Rhymes Of A
Rolüng Stone-Yuvarlanan Taşın
Kafiyeti Şiirleri" adlı son yapıtını
yayımladı. Savaşın sonuna doğru
gazeteciliğı bırakan şair Robert,
Fransız ordusunda cankurtaran şoförü
olarak çalıştı. lşte o dönemlerde, çok
zengin bir Fransız kontesiyle tanışan
yakışıklı Robert, tkincı Dünya
Savaşı'nın ölümcül belirtileri başlar
başlamaz, zengin eşiyle birlikte,
Amenka'da Hollywood'un yıldızlar
semti Beverly Hills'e taşındı.
Beverly Hills'te partilerle geçen vur
patlasın, çal oynasın günlerinde, şair
Robert girişken kimliği ve seçkin
kültürüyle, aranan bir ad oldu kısa
anda. Şair Robert'in Fransız kültürüyle
incelmiş, Avrupa görgüsüyle donatımlı
güzel eşı, sonradan görmelerin,
gösteriş ve süs-püs düşkünlerinin
oluşturduğu Hollywood'a hiç
ısınamadı. 1947'deFransa'daki
villalanna dönen çift, geri kalan
yaşamlannı, Brittany'de sürdürdü.
1957'de eşini yitiren Robert, 1958
yılında 84 yaşmda yaşama veda
edeTken, "elveda kutuplar" diyerek
gözlerini yumdu. Ölünceye kadar
kutuplan, Klondayk'ı, Dawson adlı o
buzullu kenti ağzından düşürmemeştı.
şair Robert. Her yaz dönemi,
şimdilerde şair Robert'in anısı,
görkemli bir turizm kenti olan
Davvson'da. ona adanan şiir
gecelennde, Kanadalı ozan Tom
Bryne'nin agzında, yaşamaya devam
ediyor:
Adt kutuplarsayaşadığuuzyer
Eğer altmsa gördüğünüz düş
Birgörûnüm yaşardık,
beilekierden çüânayan
Yıkhzlardan uzanan büyüselöpüş.
Isviçre'denKış Olimpiyatları'na veda £
yatlan'na ev sabipliği yapmaya aday kenderden Sion, zafer kutiamaya hazırla-
nırken ev sahipliğini Torino'ya kapünnca büyük bir düş kuıkhğı ve öfke yaşa-
dı. Dün Güney Kore'nin Seul kentinde toplanan Uluslararası OHmpiyat Komi-
tesi aJö aday ülkeden ttaha'yı seçti. Büyük bir şenük düzenlemeye hazırla-
nan İsviçre'nin Sion kenti halkmm hevesivsekursağmda kakİL SionJular arük "baş-
ka kışa" diyor. (REUTERS)
Taşlar bağlı
köpekler
serbestBir süre önce lsveç'ın küçük ve şirin bir
bölgesinde trajık bir olay yaşandı. Bir bankayı
soyan üç soyguncu otomobille kaçarken
karşılanna çıkan ıki polısı öldürdü. Küçük
çocuk babası polislerin, soygunculann
otomatik tüfekle açtığı ateşle
yaralanmalanndan sonra kendi
tabancalanyla infaz edildikleri anlaşıldı.
Olayda bir soyguncu yaralandığı ıçin
yakalandı, öbür ikisi kaçtı. Polislerin görev
başmda öldürülmeleri endeT rastlanan bir
olay olduğu içın büyük üzüntü ve şaşkmlık
yarattı. Ancak konu bıraz eşıldıkçe ortaya
çıkan gerçekler belki de daha çarpıcıydı.
Üç soyguncunun da tanınmış
Nazi'lerden olduklan saptandı.
Bunlardan Jackie Arlöv adlı olanı. Hırvat
kökenli bir Isveçli. Bosna'da Hırvat tarafinda
lejyonerlık yapmıştı. En tanınmış esir
kamplanndan binnde gardiyanlık
yaparken "zevkiçm"
bir deri kemık kalmış esirleri bayıltıncaya
kadar dövmesıyle tanınıyor.
Savaştan sonra Bosna'da yargılanıp 13 yıl
hapis cezasına çarptınlmış. Daha sonra Bosna
ile Hırvatistan arasında esır değişimi
yapılırken kaçıp Isveç'e dönmüş.
Burada bir süre gözaltında tutulmuş. Ardından
"kamt yetersiziiginden" serbest bırakılmış ve
gözaltında tutulduğu süre nedeniyle 23 bin
kron (1 milyar 120 mılyon lıra) tazminat almış!
Sankı onu bağımsız bir mahkeme
yargılamamışçasına Bosna'daki mahkeme
karan hiçe sayılmış.
Soygunculardan Tony Otsson'a gelince
Cinayet
STOCKHOLM
GURHAN
LÇKAN
tasarlama
suçundan 6 yıl
hapis cezasına
çarptınlmıştı.
Yatması gereken
süre
1 yıldan bıraz
fazlayken özel ^ ^ ^ ^ — ^ ^
bir ızinle devlet tıyatrosunda tanınmış bir
yazann pıyesınde oynamaya başlamıştı. Las
Noren adlı yazann pıyesi Nazı üç gençle ilgili.
Yazar, Nazızm ve ırkçılık propagandasına alet
olduğu savıyla eleştinlmekteydı. Olsson. bir
akşam rolünü bıtirdıkten sonra öbür ıkı
gansterle buluşup birkaç saat sonra, ellerinde
askeri depodan çalınma otomatik
tüfeklerle banka soygununa ve polıs cinayetine
katılmıştı!
Bu kadar basit ve gayet pratik...
Adaletin işıne kanşılmaz ama, bu kadannı da
akıl almıyor. Gelelim aynanın öbür yüzüne, '<
polislere. Jackie Arlöv'ü birkaç gün sonra
yakalamayı başardılar; ancak soyguncu ve katil
zanlısı bu kışı yüzü koyun yerde yatarken
heyecanlı bir polis ateş edip onu sırtından
\urarak ağır yaraladı. Şimdi bu olay tahkik
edıliyor. Ne var ki lsveç polisinin sicili biraz
bozuk. Geçenlerde polislerle ilgili şikâyetler
üzerine yapılan bir araştırmanın sonucu
açıklandı. Son 3 yıl içinde 11 binden fazla
şikâyetin yalnızca 100 kadan ilk incelemeden
sonra savcılığa gönderilmışti! Bunlardan da
çok azı polisler aleyhine karara bağlanmıştı.
Şikâyet sayısıyla sonuç arasındaki bu çok
büyük farkın nedeni olarak polısler hakkındaki
şikâyetlen yıne polislerin incelıyor olması
gösterildi. Aynca gözaltında ve cezaevinde
kuşkulu ölüm sayısı da hızla artmaktaydı. Bu
konuda tsveç, Uluslararası Af Örgütü'nün
listesine ahnmıştı. Halen "artist soyguncu"
firarda. Bulvar basını adamı tıraj arttırmak ıçin
neredeyse yıldız yapmak üzere. Bir yanda
görev başında ölen iki genç insan, öte yanda
ateşle oynamayı oyun yapan üç soyguncu.
Peki, yargı nerede?
ALMAN İSTİHBARÂT ÖRGÜTU. KARA SES
OLARAK BiLiNEN CEMALETTİN
KAPLANCILARI DESTEKLİYOR MU?
VE BİR KEZ DAHA ÜLKE GÜNDEMiNE OTURAN TARTIŞMA:
İDAM CEZASIKALKMALI Mİ, KALKMAMALI Mİ?
İKİNCİ MED-TV VAKASI; İRAN KAYNAKLI ÇTV
AYNI FREKANSTAN YAYtNLARINİ SÜRDÜRÜYOR!
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ TÜRKİYE
ALEYHİNE POLİTİKA ÜRETEN ÜLKELERİ VE
POLİTİKALARINI DEĞERLENDİRDİ!
DIŞ POLİTİKADAN KARİKATÜRE.
ARAŞTIRMACILIKTAN
FOTOGRAFCILIGA:
ERCAN ÇiTLiOGLU
FATİH3. ASLİYE HUKUK RÂKİMLİGl'NDEN BASLNÎLAN KIMJMU MÜDCRLÜCtPNE
1998,775 Davaa Mustafa Bajer larafından dav-alı Danıela Bıyer aleyhıoe açıları boşanma davasında Istanbul. Fatıh. Bakkal Çık-
IIBZI No 56 da mukım davalı Danıela.Bayer'e teblıgal vapıkmadı^ı. zabıta manfeüvle de adresunn ohkıkı murakün oinadığuıdan
jdma ılancn tcHıgai japılmasına karar \er.lmi) olup dumşmaran buâkıkhğı 30 91999 gûnû saat lû OO'da ıbnu ctmeL ıstedıgs vesıka-
larla bırtılae mahkemeye gelmeruz veyı velal göndennenız. aksı takdnde gıyap karan tebhg edümeycrek dunısma>î gıyapta de\>
anı
edılece|ıHUMK.nun509ve510 maddelen geregınce davtöye yenııe kaaı otaak ûzereflanolunur 1161999 Basın. 28İI4
T. KİMYA, PETROL, LASTİK VE PLASTİK SANAYİ1
İŞVERENLERİ SENDİKASI (KİPLAS)
XVIII. GENEL KURUL TOPLANTISI
T. Kımya, Petrol, Lastik ve Plastık Sanayıı lşverenlen Sendıkası'nın 18'uıcı Genel
Kurul'u 2821 sayıh Sendikalar Kanunu'nun 12'ncı maddesinın 2'ncı fıkrası ıle Ana-
tüzüğümüzün 18'incı maddesı gereğınce 12 Hazıran 1999 Cumartesı günü saat
14.00'ten ıtıbaren ve 13 Hazıran 1999 Pazar günü 09.00 - 17.00 saatlen arasında ICuş-
bakışı Sok. No: 29 B/Blok Altunızade / Istanbul adresinde yapılmıştır.
1- Genel Kurul'da Anatüzüğün Madde 4 Bent 10, Madde 30 Bent 1, 2, 3, 4 - Madde
31, Madde 36 Bent a, b, c, f, g, Madde 41 ve Madde 42 Bent 1 'de değışiklik yapılmış-
tır.
2- 2821 sayıh Sendikalar Kanunu'nun 14 ve Anatüzüğümüzün 20'ncı maddelerine
göre yapılan seçimler sonucunda Yönetım, Denetım ve Disıplin Kurullanna secılen
üyelenn adı-soyadı, meslek ve sanatlan ıle ıkametgâhlan aşağıda açıklanmıştır.
2821 sayıh Sendikalar Kanunu'nun 8 ve 9'uncu maddelen gereğınce ılan olunur.
Türkiye Kimya, Petrol, Lastik ve Piastik Sanayii
lşverenlen Sendikası (KİPLAS)
Yönetim Kurulu
YÖNETİM KURLXU
Adı-Soyadı:
1-RefikBaydur
2- Metın Birsen Enş
3- Tugrul Kudatgobilık
4- Erol Kiresepı
5- Erdogan Çıçekçı
6- Can Paker
7- Alı Nun Türker
8- llhan Özaltın
9- Hulkı Yenıer
DENETtM KURULU
1-FendunUzunyol
2- Sabn Acar
3- Haluk Soyyörük
DİStPLtN KURULU
1 - Cengız Yaman
2- S. Bekır Sönmez
3-AlevToker
Mesleği:
Yönetim Kuruhı Üyesi
Um. M4 Muaviıu
Endve HaUc. llış.Bşk.Yr4
Yön. K. Oyesı, Murb Aza
Murh. Aza. Yön. K. Bşk.
Genel Müdür
Yön K.. Bşk. Yrd
Genel Md. Yrd.
BaşkanYri
Genel Müdür
Genel Müdür
Teknık Müdür
Genel Md Muavmi
Genel Müdür
Endüstn tlışkiler Yöneticısı
tkametgâh Adresi:
Nıspetıye Cd. Ceylan Apt Nc 4
D 17 Etıler/ISTANBUL
C. Kısım No: 4 16/7 AtaköylST.
Oba Mah Oba Sk. Oba Apt. No. 2
D 19Beyoğlu< ISTANBUL
Sümer Korusu, Kasımpaü Sk. No: 10
Tarabya ' İSTANBUL
1401 Sk No:2'10PlatınApt.
Alsancak ' İZMİR
Otağtepe Evlen No- 6 Anadolu Hısan
Kavacık ' İSTANBUL
Çınarh Sk. Karabekır Apt. No. 10/15
Bostancı / İSTANBUL
Alı Fuat Cebesoy Sok. Selçuk Mars
Sıtesı C Blok No: 17 Oran / ANKARA
Mıthatpaşa Cad 997 ' 2
Güzelyalı / tZMtR
Sahhıye Sk. Perabe Köşk No: 3
Yeşılyurt / İSTANBUL
Erzene Mah. 101/3 Profesör Sıtesı
No 17-ABornova/tZMlR
Plevne Bulvan, No- 6/1 D: 6
Selhan Apt. Alsancak / tZMlR
Ataköy9 KjsımA-14
Ataköy ' tSTANBUL
Yenı Ulus Sıtesı, Nıspetıye Mah.
Metehan Sok. Sonu A-3 Blok D: 10
2 Ulus tSTANBUL
lstasyon Cad. 55/19
Goztep&Kadıköy/tSTANBUL Basm 28648
NE
İstinye'den
En Taze
Haberler
Borsacı'da
\mmsm
• ~ W " ^ ^ HAFTM.HC EKONOMİ OERGISİ
Borsacı
IMF'DEN TIK YOK
BORSAYI
BEKUYORTURİZM SB(TÖRÜ KRİZDH
NE KADAR ETKİLBYECffl?
SÖYLEŞİ: ALTetNATİF YATlRlfVl
ORTAKUĞ GBUB. MÜDÜRÜ
MURATSALAR
TOPRAKBANK, BERDAN TEKSTİL, HEKTAŞ,
DOĞAN HOLDING, CU SİGORTA, TANSAŞ,
ALARKO HOLDING, SEVGİ SAĞLIK, SÖKSA,
DEVA, ERBOSAN, TRANSTURK HOLDING,
BOSSA, SERVE
"BORSADAKİ REHBERİNİZ"
1
ŞtŞLİ 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
1999 151
Davacı tsmet Cınemn: vekılı A> YusufÇakıroglu larafından açılan \'ası tayını davasmda, Erzurum, Merkez, Mu-
ratpasa Mah cılt No 0050, k. sıra No 0187'de nûfiısa kayıta, Samı ve Sema'dan olma 6 5 1990 dogımlu küçûk Gûl-
şah Dalkır'ın M K nun 354 maddesı uyannca vesayet ahına ahnraasına, Mahkememızın 14 5 1999 gün, 1999'151
esas, 1999,529kararsayılı ılanu ıle lsmetCınemrevasıta>medılmıştır K.e)fiyetılanolunur 1 6 1999Basm 27940