22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 HAZİRAN 1999 PAZAR 10 PAZAR YAZILARI Gazeteci Oral Çalışlar'ı tanırmısınız?Yurtdışına çıkan ve yabancılarla sohbet edebilecek kadar yabancı dil bilen hemen her Türkiyeli'nin başina şu soru gelır: "Türldye'nin bugünlerde siyasi durumu nasl?" Bu soru kibarca "Siyasi olarak istikrarsız olan bir filkeniz olduğunun farkındayım, son giinJer. hatta son dakikalarda neler değişti?" anlamına gelmektedir Bu soruyu herhangi bir yabancı: bir Hintli, bir Taylandlı ya da bir Kuzey Afrikalı sorabilir. Fakat bu soruyu size soran Batılı bir ülkenin vatandaşıysa hemen ardından Türkiye'de insan haklan ve düşünce özgürlüğü konusunda bir iyileşme olup olmadığını da soracaktir. Mutlaka ama mutlaka soracaktır! Kişisel olarak, ne zaman \e nerede geleceğini artık çok iyi hesaplamama karşın bu soru hâlâ benim önüme konduğunda tüylerim diken dıken olur. Yurtdışında başıma bundan daha sık gelen başka bir şey yoktur. Zaman zaman ıçımden "Behe» Baülı Beyaz Hıristiyan vatandaş, ya senin saklı ırkçıhgın, yüzyıllarca süren mezhep savaşlann, hâlâ devam eden çifte standardın. Haçb zihniyetin ve emperyalist-koloniyel baloşına ne demeti" diye haykırmak geldığını ıtıraf etmelıyım. Bu düşüncelerimi yen geldiğinde bağırmadan hatırlatınm. Kımsenın masum olmadığını haürlamakta bazen yarar var. Fakat karşımızdakıne kızmadan önce beni (bizi) asıl inciten, hem de şöyle birkaç yüzyıllık derinden acıtan yaralara cesaretle bakacak kadar sakinleşınce. asıl kızgınlığın nedeni berraklaşır. Bizler, yazan, gazetecisi ve araştırmacısı düşündükleri ve yazdıklan yûzünden hâlâ hapse atılan. hâlâ sürgûnlere yollanan bir ulusun insanıyızdır! Ve bizler hâlâ kendi vatandaşına işkence eden, kendi gazetecismi öldüren polisi cezalandırmayan bir hukuk sisteminın vatandaşlanyızdır! Sanınm bir Batılı Beyaz Hıristıyan'ın aşağı görerek 'Tûrkiye'de insan haklan ve düşünce özgürlüğü yok!' deyişi sırasında benim ve benım gibi hissederek öfkelenenlerin asıl hedefi karşımızdaki yabancılar değil. Öfkenın ve ıncinmenin asıl nedeni, bu gerçekten sevdiğimız ve pek çok kültürel ve tarihı karaktenstiğinden açıkça gurur duyduğumuz ülkede, bu bizim ülkemiz Türkiye'de hâlâ düşünce özgürlüğünün olmayışı ve işkencenın cezasız kalışıdır. Herhangi bir ülke yerine 36 uluslu büyük bir imparatorluğun mirasından gelen insanlar olarak bu duruma düşmekten incınir. öfkeleniriz. Bunu kendımize yediremeyiz. Ama gerçek budur! Üstelik biz duygusal Doğu Akdenizh bir karakter de taşınz. Bize 'büyük ülke' ve 'büyük devlet' olduğu sık sık hatırlatılan bu ülkede. yardımseverlik, konukseverlik. askeri zekâ ve savaş taktikleri, hayırseverlik, dayanışma, mutfak, mimari, şiir ve gülmece kültüründe hiç de küçük olmadığımızı hemen hepimiz biliriz. Ama "büyük devlefin artık "feodal bir ağa"nın kendini eleştiren aile fertlerini cezalandırma küçüklüğünden sıynlıp, kendi gücüne güvenen bilge bir otorite saygınlığına kavuşma zamanı gelmiştir. Amerikalılar, Avrupalılara hiç benzemezler. Entelektüel Amerikalılar bile, bir Asyalı, bir Afrikalı. bir Avrupalı entelektüelle buluşabüeceğiniz ve evrensel olduğunu düşündüğünüz adres ve coğrafyaya uzak düşebilirler. Hatta o adres ve coğrafyalan duymamış bıle olabilirler. Kavramlann kendisı dışındaki n e r yerden farklı olduğu bir kültürdür Amerikan kültürü. Kendi dışmda bütün kültürlere karşı ilgisiz, bilgisiz olduğunu NEW YORK BUKET UZUNER kendisi de kabul eder. Bazen Paul Auster gibi kendi büyük yazarlanndan bıle bihaberdir. Bu yabancı ve farklı yanlanna karşın bugünlerde New York'ta "Oral Çahşlar adındaki Türk gazeteci istenmeyen biriyie söyleşi yapbğı için hapse mahkûnı olmuş, doğnı mu" diye soran Amerikalılara rasthyorsunuz. (Şimdi Oral Çalışlar'ı "Paul Auster'dan daha ünlüyüm' diyerek güldüreceksiniz...) "Camm sana ne, bu bizım kendi iç işimiz! Biz sizin New York Belediye Başkanınız Bay Guiliani'ye zencilere işkence eden beyaz polisleri koruyor diye kanşıyor muyuz?" deyip geçebilir mısiniz? Hayır! Gazetecilerine kiminle söyleşi yapamayacaklannı, yazarlanna ne yazamayacaklannı. araştırmacılanna neleri araştırmayacaklannı söyleyen (cezalandırarak emreden) bir devletiniz varsa yann sızin ne giyemeyeceğinızi ve ne zaman yemek yiyemeyeceğinizi de belirleyecektir. Böyle yaşayan uluslar da var. Bu diktatörlüklerin hepsi başka ülkelere muhtaç, gelişmemiş, vatandaşını umutsuz bırakmış devletlerdir, biliyoruz. Karşımıza çıkan Batılı Hıristiyan beyaz yabancılann bizi yanlış tanıdıklannı düşünerek öfke histerisine ve/ya aşağılık kompleksine kapılmadan önce ve sonra kendimize samimiyetle bir soralım: Gerçekten özgüvenine ve adaletine gururla güvendiğımiz demokrarik bir devlet sisteminde mi yaşamak istıyoruz? Bunu hak ettiğimize gerçekten ınanıyor muyuz? Yoksa böyle idare edip, arada bir efkârlanıp (bir kadeh rakı attın mı biter, edebiyatıyla), dertlenerek mi devam edeceğiz? Tabii aynca bütün yabancılara şış kebap, Turkish delıght, Akdeniz güneşı ve "bdly dance"ımızı anlatarak konuyu kapatma şansımız var nasılsa!.. Orada bir şair vardı, kutuplarda bir yerdeGüneşin, tam gece yansı panldadığı bir kentti Davvson City. Buzdağlannın hemen ardından kopup gelen o bitimsiz rüzgâr, Klondayk ormanlannı çığlıklara boğarken şair Robert Service, Malamut Ban'nda şiirler okurdu. "Altına hücum" döneminin san saçlı, güleç >üzlü şairi, bir yandan da gitanyla, kapısında koskoca yazılarla "Satoon" yaftası asılı ban, üzgüye boğardı. Dünyanm dört bucağından zenginlik düşlenyle, Kanada kutuplanna ayak basanlann: çoğu pos bıyıklı Amerikalı serüvencilerin, Fransa'dan. Norveç'ten, Meksika'dan akıp duran altın arayıcılannın doldurduğu barda, her akşam özlemle beklenen adamdı şair Robert Service. Ünü Alaska'ya bile uzanmıştı. İlk kez 1886'da, Kanada'nın Montreal kentıne ayak basan tskoçyalı şair. ülkenin öbür ucundakı görkemler kenti Vancouver'e yerleşti daha sonra. lskoçya'da banka memurluğu yapan genç şair, ılk kez çiftçiliği denedi. Banka memurundan çiftçi olur muydu? Devletın kendisıne verdiğı toprağı elden çıkardıktan sonra, kutuplann altın düşlenyle örgülü çekiciliğine kapılıp. Dawson City adlı kente ulaştı. Anlatılan çabuk zenginlik öykülerinin, sadece bir abartı olduğunu anladıktan sonra, şimdi Kanada'nın dev bankalanndan bin olan Kraliyet Ticaret Bankası'na memur olarak giren Robert Service, Bonanza Creek, White Horse ve Klondayk adlı serüven kasabalannda, buzullu toprağa kazma sallayıp duran, yalnız adamlann bırakılmaz dostu olmuştu. "Malamut Ban 'ndayer tepiyordu coşkıı. Bir sevda mehdisi müzjk kutusunda. Pokere dabruştt ÇaOk Kaş Dan McGretv SevgiBsi Lulu durur, yanı başmda." Bu dizelerle başlayan şarkısı, kısa anda tüm kutuplarda dillere destan olmuştu. O yıllar, altın peşınde Kanada kutuplannda şansını deneyen ünlü Amerikalı öykücü Jack London da Malamut Bar'ına ugrardı ama, içine kapanık bir serüvenci olan Jack London, ormanlar ıçindekı kulübesinden pek kente ınmezdi. Çoğu Amerikalı kabadayı tiplerin. belde tabancalanyla dolaşmasına asla izin vermeyen Kanada Kraliyet Atlı Polisleri, o dönemlerde İngıliz Kraliçesi'nin öz toprağı olan kutuplarda, hır çıkaranlann ensesınde T0R0NT0 .;~ • ENGtN ^ AŞKIN solur ve uslanmayan Amerikalı kabadayılan. Amerika'ya geri yollardı. Şair Robert Service'in, bankayı akşam beşte kılitleyıp soluğu barda aldığı bir akşam, Dawson City dev bir şiir şenlığine katılacağını öğrendi. İskoçyalı Robert, ezgilerden, sevda öykülerinden ve özlemden söz eden şiirleri yanı sıra. gitanyla söyledıği şarkılanyla. tüm kente unutulmaz bir gece yaşatacaktı. "Songs Of A sourdough-Bir Küskünün ŞarküarT adlı ılk şiir kıtabı ardından, kutuplardakı Eskimolara adanan "BaHads Of A Cheechako-Bir Çekhako'nun BaladlarT adlı ikinci şiir yapıtını, 2 roman ve 3 öykü kıtabı izledi. 1913 yılında. Vancouver Sun gazetesinın Avrupa muhabin olarak. Birincı Dünya Savaşı'nı izlemek üzere. kutuplara veda eden şair Robert, gitmeden az önce "Rhymes Of A Rolüng Stone-Yuvarlanan Taşın Kafiyeti Şiirleri" adlı son yapıtını yayımladı. Savaşın sonuna doğru gazeteciliğı bırakan şair Robert, Fransız ordusunda cankurtaran şoförü olarak çalıştı. lşte o dönemlerde, çok zengin bir Fransız kontesiyle tanışan yakışıklı Robert, tkincı Dünya Savaşı'nın ölümcül belirtileri başlar başlamaz, zengin eşiyle birlikte, Amenka'da Hollywood'un yıldızlar semti Beverly Hills'e taşındı. Beverly Hills'te partilerle geçen vur patlasın, çal oynasın günlerinde, şair Robert girişken kimliği ve seçkin kültürüyle, aranan bir ad oldu kısa anda. Şair Robert'in Fransız kültürüyle incelmiş, Avrupa görgüsüyle donatımlı güzel eşı, sonradan görmelerin, gösteriş ve süs-püs düşkünlerinin oluşturduğu Hollywood'a hiç ısınamadı. 1947'deFransa'daki villalanna dönen çift, geri kalan yaşamlannı, Brittany'de sürdürdü. 1957'de eşini yitiren Robert, 1958 yılında 84 yaşmda yaşama veda edeTken, "elveda kutuplar" diyerek gözlerini yumdu. Ölünceye kadar kutuplan, Klondayk'ı, Dawson adlı o buzullu kenti ağzından düşürmemeştı. şair Robert. Her yaz dönemi, şimdilerde şair Robert'in anısı, görkemli bir turizm kenti olan Davvson'da. ona adanan şiir gecelennde, Kanadalı ozan Tom Bryne'nin agzında, yaşamaya devam ediyor: Adt kutuplarsayaşadığuuzyer Eğer altmsa gördüğünüz düş Birgörûnüm yaşardık, beilekierden çüânayan Yıkhzlardan uzanan büyüselöpüş. Isviçre'denKış Olimpiyatları'na veda £ yatlan'na ev sabipliği yapmaya aday kenderden Sion, zafer kutiamaya hazırla- nırken ev sahipliğini Torino'ya kapünnca büyük bir düş kuıkhğı ve öfke yaşa- dı. Dün Güney Kore'nin Seul kentinde toplanan Uluslararası OHmpiyat Komi- tesi aJö aday ülkeden ttaha'yı seçti. Büyük bir şenük düzenlemeye hazırla- nan İsviçre'nin Sion kenti halkmm hevesivsekursağmda kakİL SionJular arük "baş- ka kışa" diyor. (REUTERS) Taşlar bağlı köpekler serbestBir süre önce lsveç'ın küçük ve şirin bir bölgesinde trajık bir olay yaşandı. Bir bankayı soyan üç soyguncu otomobille kaçarken karşılanna çıkan ıki polısı öldürdü. Küçük çocuk babası polislerin, soygunculann otomatik tüfekle açtığı ateşle yaralanmalanndan sonra kendi tabancalanyla infaz edildikleri anlaşıldı. Olayda bir soyguncu yaralandığı ıçin yakalandı, öbür ikisi kaçtı. Polislerin görev başmda öldürülmeleri endeT rastlanan bir olay olduğu içın büyük üzüntü ve şaşkmlık yarattı. Ancak konu bıraz eşıldıkçe ortaya çıkan gerçekler belki de daha çarpıcıydı. Üç soyguncunun da tanınmış Nazi'lerden olduklan saptandı. Bunlardan Jackie Arlöv adlı olanı. Hırvat kökenli bir Isveçli. Bosna'da Hırvat tarafinda lejyonerlık yapmıştı. En tanınmış esir kamplanndan binnde gardiyanlık yaparken "zevkiçm" bir deri kemık kalmış esirleri bayıltıncaya kadar dövmesıyle tanınıyor. Savaştan sonra Bosna'da yargılanıp 13 yıl hapis cezasına çarptınlmış. Daha sonra Bosna ile Hırvatistan arasında esır değişimi yapılırken kaçıp Isveç'e dönmüş. Burada bir süre gözaltında tutulmuş. Ardından "kamt yetersiziiginden" serbest bırakılmış ve gözaltında tutulduğu süre nedeniyle 23 bin kron (1 milyar 120 mılyon lıra) tazminat almış! Sankı onu bağımsız bir mahkeme yargılamamışçasına Bosna'daki mahkeme karan hiçe sayılmış. Soygunculardan Tony Otsson'a gelince Cinayet STOCKHOLM GURHAN LÇKAN tasarlama suçundan 6 yıl hapis cezasına çarptınlmıştı. Yatması gereken süre 1 yıldan bıraz fazlayken özel ^ ^ ^ ^ — ^ ^ bir ızinle devlet tıyatrosunda tanınmış bir yazann pıyesınde oynamaya başlamıştı. Las Noren adlı yazann pıyesi Nazı üç gençle ilgili. Yazar, Nazızm ve ırkçılık propagandasına alet olduğu savıyla eleştinlmekteydı. Olsson. bir akşam rolünü bıtirdıkten sonra öbür ıkı gansterle buluşup birkaç saat sonra, ellerinde askeri depodan çalınma otomatik tüfeklerle banka soygununa ve polıs cinayetine katılmıştı! Bu kadar basit ve gayet pratik... Adaletin işıne kanşılmaz ama, bu kadannı da akıl almıyor. Gelelim aynanın öbür yüzüne, '< polislere. Jackie Arlöv'ü birkaç gün sonra yakalamayı başardılar; ancak soyguncu ve katil zanlısı bu kışı yüzü koyun yerde yatarken heyecanlı bir polis ateş edip onu sırtından \urarak ağır yaraladı. Şimdi bu olay tahkik edıliyor. Ne var ki lsveç polisinin sicili biraz bozuk. Geçenlerde polislerle ilgili şikâyetler üzerine yapılan bir araştırmanın sonucu açıklandı. Son 3 yıl içinde 11 binden fazla şikâyetin yalnızca 100 kadan ilk incelemeden sonra savcılığa gönderilmışti! Bunlardan da çok azı polisler aleyhine karara bağlanmıştı. Şikâyet sayısıyla sonuç arasındaki bu çok büyük farkın nedeni olarak polısler hakkındaki şikâyetlen yıne polislerin incelıyor olması gösterildi. Aynca gözaltında ve cezaevinde kuşkulu ölüm sayısı da hızla artmaktaydı. Bu konuda tsveç, Uluslararası Af Örgütü'nün listesine ahnmıştı. Halen "artist soyguncu" firarda. Bulvar basını adamı tıraj arttırmak ıçin neredeyse yıldız yapmak üzere. Bir yanda görev başında ölen iki genç insan, öte yanda ateşle oynamayı oyun yapan üç soyguncu. Peki, yargı nerede? ALMAN İSTİHBARÂT ÖRGÜTU. KARA SES OLARAK BiLiNEN CEMALETTİN KAPLANCILARI DESTEKLİYOR MU? VE BİR KEZ DAHA ÜLKE GÜNDEMiNE OTURAN TARTIŞMA: İDAM CEZASIKALKMALI Mİ, KALKMAMALI Mİ? İKİNCİ MED-TV VAKASI; İRAN KAYNAKLI ÇTV AYNI FREKANSTAN YAYtNLARINİ SÜRDÜRÜYOR! TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ TÜRKİYE ALEYHİNE POLİTİKA ÜRETEN ÜLKELERİ VE POLİTİKALARINI DEĞERLENDİRDİ! DIŞ POLİTİKADAN KARİKATÜRE. ARAŞTIRMACILIKTAN FOTOGRAFCILIGA: ERCAN ÇiTLiOGLU FATİH3. ASLİYE HUKUK RÂKİMLİGl'NDEN BASLNÎLAN KIMJMU MÜDCRLÜCtPNE 1998,775 Davaa Mustafa Bajer larafından dav-alı Danıela Bıyer aleyhıoe açıları boşanma davasında Istanbul. Fatıh. Bakkal Çık- IIBZI No 56 da mukım davalı Danıela.Bayer'e teblıgal vapıkmadı^ı. zabıta manfeüvle de adresunn ohkıkı murakün oinadığuıdan jdma ılancn tcHıgai japılmasına karar \er.lmi) olup dumşmaran buâkıkhğı 30 91999 gûnû saat lû OO'da ıbnu ctmeL ıstedıgs vesıka- larla bırtılae mahkemeye gelmeruz veyı velal göndennenız. aksı takdnde gıyap karan tebhg edümeycrek dunısma>î gıyapta de\> anı edılece|ıHUMK.nun509ve510 maddelen geregınce davtöye yenııe kaaı otaak ûzereflanolunur 1161999 Basın. 28İI4 T. KİMYA, PETROL, LASTİK VE PLASTİK SANAYİ1 İŞVERENLERİ SENDİKASI (KİPLAS) XVIII. GENEL KURUL TOPLANTISI T. Kımya, Petrol, Lastik ve Plastık Sanayıı lşverenlen Sendıkası'nın 18'uıcı Genel Kurul'u 2821 sayıh Sendikalar Kanunu'nun 12'ncı maddesinın 2'ncı fıkrası ıle Ana- tüzüğümüzün 18'incı maddesı gereğınce 12 Hazıran 1999 Cumartesı günü saat 14.00'ten ıtıbaren ve 13 Hazıran 1999 Pazar günü 09.00 - 17.00 saatlen arasında ICuş- bakışı Sok. No: 29 B/Blok Altunızade / Istanbul adresinde yapılmıştır. 1- Genel Kurul'da Anatüzüğün Madde 4 Bent 10, Madde 30 Bent 1, 2, 3, 4 - Madde 31, Madde 36 Bent a, b, c, f, g, Madde 41 ve Madde 42 Bent 1 'de değışiklik yapılmış- tır. 2- 2821 sayıh Sendikalar Kanunu'nun 14 ve Anatüzüğümüzün 20'ncı maddelerine göre yapılan seçimler sonucunda Yönetım, Denetım ve Disıplin Kurullanna secılen üyelenn adı-soyadı, meslek ve sanatlan ıle ıkametgâhlan aşağıda açıklanmıştır. 2821 sayıh Sendikalar Kanunu'nun 8 ve 9'uncu maddelen gereğınce ılan olunur. Türkiye Kimya, Petrol, Lastik ve Piastik Sanayii lşverenlen Sendikası (KİPLAS) Yönetim Kurulu YÖNETİM KURLXU Adı-Soyadı: 1-RefikBaydur 2- Metın Birsen Enş 3- Tugrul Kudatgobilık 4- Erol Kiresepı 5- Erdogan Çıçekçı 6- Can Paker 7- Alı Nun Türker 8- llhan Özaltın 9- Hulkı Yenıer DENETtM KURULU 1-FendunUzunyol 2- Sabn Acar 3- Haluk Soyyörük DİStPLtN KURULU 1 - Cengız Yaman 2- S. Bekır Sönmez 3-AlevToker Mesleği: Yönetim Kuruhı Üyesi Um. M4 Muaviıu Endve HaUc. llış.Bşk.Yr4 Yön. K. Oyesı, Murb Aza Murh. Aza. Yön. K. Bşk. Genel Müdür Yön K.. Bşk. Yrd Genel Md. Yrd. BaşkanYri Genel Müdür Genel Müdür Teknık Müdür Genel Md Muavmi Genel Müdür Endüstn tlışkiler Yöneticısı tkametgâh Adresi: Nıspetıye Cd. Ceylan Apt Nc 4 D 17 Etıler/ISTANBUL C. Kısım No: 4 16/7 AtaköylST. Oba Mah Oba Sk. Oba Apt. No. 2 D 19Beyoğlu< ISTANBUL Sümer Korusu, Kasımpaü Sk. No: 10 Tarabya ' İSTANBUL 1401 Sk No:2'10PlatınApt. Alsancak ' İZMİR Otağtepe Evlen No- 6 Anadolu Hısan Kavacık ' İSTANBUL Çınarh Sk. Karabekır Apt. No. 10/15 Bostancı / İSTANBUL Alı Fuat Cebesoy Sok. Selçuk Mars Sıtesı C Blok No: 17 Oran / ANKARA Mıthatpaşa Cad 997 ' 2 Güzelyalı / tZMtR Sahhıye Sk. Perabe Köşk No: 3 Yeşılyurt / İSTANBUL Erzene Mah. 101/3 Profesör Sıtesı No 17-ABornova/tZMlR Plevne Bulvan, No- 6/1 D: 6 Selhan Apt. Alsancak / tZMlR Ataköy9 KjsımA-14 Ataköy ' tSTANBUL Yenı Ulus Sıtesı, Nıspetıye Mah. Metehan Sok. Sonu A-3 Blok D: 10 2 Ulus tSTANBUL lstasyon Cad. 55/19 Goztep&Kadıköy/tSTANBUL Basm 28648 NE İstinye'den En Taze Haberler Borsacı'da \mmsm • ~ W " ^ ^ HAFTM.HC EKONOMİ OERGISİ Borsacı IMF'DEN TIK YOK BORSAYI BEKUYORTURİZM SB(TÖRÜ KRİZDH NE KADAR ETKİLBYECffl? SÖYLEŞİ: ALTetNATİF YATlRlfVl ORTAKUĞ GBUB. MÜDÜRÜ MURATSALAR TOPRAKBANK, BERDAN TEKSTİL, HEKTAŞ, DOĞAN HOLDING, CU SİGORTA, TANSAŞ, ALARKO HOLDING, SEVGİ SAĞLIK, SÖKSA, DEVA, ERBOSAN, TRANSTURK HOLDING, BOSSA, SERVE "BORSADAKİ REHBERİNİZ" 1 ŞtŞLİ 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1999 151 Davacı tsmet Cınemn: vekılı A> YusufÇakıroglu larafından açılan \'ası tayını davasmda, Erzurum, Merkez, Mu- ratpasa Mah cılt No 0050, k. sıra No 0187'de nûfiısa kayıta, Samı ve Sema'dan olma 6 5 1990 dogımlu küçûk Gûl- şah Dalkır'ın M K nun 354 maddesı uyannca vesayet ahına ahnraasına, Mahkememızın 14 5 1999 gün, 1999'151 esas, 1999,529kararsayılı ılanu ıle lsmetCınemrevasıta>medılmıştır K.e)fiyetılanolunur 1 6 1999Basm 27940
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle