Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3VYFA CUMHURİYET 2 HAZİRAN 1999 ÇARŞAMBA
HABERLER
Talabani aracılığıyla Özal ile görüştüğünü, Erbakan'dan 2 mektup aldığını ileri sürdü
Oealaırııı itirafları sürüyor• Baştarafı 1. Sayfada
Silahlı Kuvvetler temsilcisi bir albayın
kendısi ile ilişki kurduğunu öne sûren Öca-
lan, Cumhurbaşkanı Süleyman DemireTın
eski tçişleri Bakanı Elazığ Miüetvekıh Meh-
met Ağar'ın oğlunun nikâh törenine gıtme-
sını engellediğinı iddia etti. Öcalan, Turgut
Özal"la görüşmesiyle ılgili olarak "Ozal'ın
istemi Ozerinetektaraflı ateşkes ilan ettik"
dedi.
Öcalan, Turgut Özal'la görûşmesiyle il-
gili olarak "Ozal'ınistemi üzerinetek taraf-
h ateşkes ilan ettik. OzaLateşkes haberinial-
dıktan sonra Talabani'ye," 10 yıldan bu ya-
na ılk defa rahat uyudum' demiş" iddiasın-
da bulundu. PKK elebaşısı, Erbakan'ın mek-
tuplanyla ilgili yaptığı açıklamada ise RE-
FAHYOL hükümeti döneminde bir mek-
tuplaşma oldugunu bildırdi. Kapatılan RP'nin
genel başkanı Necmettin Erbakan tarafın-
dan Suriye'deki temsilcilerine iki mektup
gönderildiğini anlatan Öcalan, mahkeme
başkanının sorusu üzerine, bu mektubun
yanında olmadığını, ancak arşivde bulundu-
ğunu söyledi. Öcalan, "Araa olarak gaze-
teci llnur Çevik gönderflecekti, ancakbunun
yerinemektuplargekir dedi. Sanık Öcalan,
bir başka soruyu yanıtlarken Erbakan'ın
gönderdiği mektupta, ekonomik ve sosyal
paket açılmak istenildiği, şiddet ortamının
bunu engellediği ve kendilerine "Bunu dur-
durursanız iyi ohır" denıldiğini belirterek
kendisınin de bunu kabul ettiğini söyledi.
tfadelenni "serbest iradesiyle'' verdiğini
bildiren Öcalan, yakalandıktin sonra ziya-
rete gelen kardeşinin ve yakınlannın ken-
disinden. "cesurotmasımistedilderini'1
söy-
ledi. Bu sözler üzerine mahkeme başkanı tep-
ki göstererek "Başka kimselerin deşteğine
ihtiyacm olmasın. Ozgürce dayran. Ozgür-
ce hareketet" dedi. Abdullah Öcalan da, ılk
günkü sav unmasında banş ve kardeşlik çağ-
nsında bulunurken içinden geleni söyledi-
ğıni iddia ederek "Bu korkudan değfldir"
diye konuştu.
Dünkü duruşmaya öncekı gün "dunış-
madan çeküen" sanık avukatlanndan Ha-
sp Kaplan ile Ercan Kanar katılmadı. Sa-
nık avukan olarak MahmutŞakar,Nrçazi Bul-
gan. Ahmet Avşar. Mükrime Tepe, Hatice
Korkut ve trfan Dündar duruşmada yer al-
dı. Duruşmayı 26 müdahıl. 38 gazi, müda-
hil avukatlan. 12 yerli basın mensubu. 8 ya-
bancı basın mensubu, Türkiye Kamu-Sen
Başkanı Resul Akay ve Türkiye Eğitim-Sen
Genel Başkanı Şuayip Özcan izledi. Dava-
nın dünkü oturumuna katılan yabancılann
lıstesı ıse şöyle:
Erk VValsh (Kanada Büyükelçıliği Üçün-
cü Kâribi), OfiverFson (Almanya Büyükel-
çiliği Başkâtibi), Ferda Karaman (Alman-
ya Büyükelçiliği Tercümanı), Ajay Staarma
(Ingiltere Büyükelçiliği Ücin-
ci Kâtibi), Inge Birgit(Dani-
marka Büyükelçiliği Müs-
teşan), Nüson Durant (Fin-
Iandiyalı parlamenter), H.
Gunnar Jansson (Finlandi-
yalı parlamenter), Auguste
Plate (Avrupa Konse-
yi'nden),VerdaKıvrak(ter-
cüman), Prof. Jonathan
Thormundssom (Izlanda
Üniversitesi'nden), VVUKam
Butkr (ABD'li hukukçu).
Heiena Kanefinn (ABD Bü-
yükelçiliği Müsteşan). Ta-
maraHan (tercüman).
0
calan, Turgut Özal'la görüşmesiyle ilgili olarak "Özal'ın istemi üzerine tek taraflı ateşkes ilan ettik. Özal,
ateşkes haberini aldıktan sonra Talabani'ye, '10 yıldan bu yana ilk defa rahat uyudum' demiş" iddiasında
bulundu. PKK elebaşısı, Erbakan'ın mektuplanyla ilgili yaptığı açıklamada ise Suriye'deki temsilcilerine
iki mektup gönderildiğini anlatarak mektuplarm arşivde bulunduğunu söyledi.
mesi talimaü vermedim. Benim evli oldu-
ğumKesire Yıldınm,ınerkezüyesidir.Kon-
gerede ölüm karançıktu ancak ben bunu uy-
gubtmadım. Haten kendki gaHbaİsveç'te ya-
şryor" dıye konuştu. Sanık Öcalan, 7 Ağiıs-
tos 1984'te Almanya'da bir örgüt mensubu-
nun öldürülmesi talımatım verdiği gerekçe-
siyle hakkında gıyabi tutuklama karan çı-
kanldığını anımsatan mahkeme başkanına
şu karşılığı verdi: "Olof Palme cinayeti da-
hfl.Avrupa 'daki birçok cinayet bana yüklen-
mek istendi. Bu eylemlerin talimannın benim
tarafimdan verUdigini söyleyen örgütün üst
düzey kişfleri. bana karşı muhalifolanlardırT
Mehmet Turgut Okvay'ın "Bak bunu iyi
dinle_ lsveç'in PKK'den aynlanlara sığın-
ma hakkı vermemesi üzerine konuşma yap-
nuşsınız ve Olof Palme'nin öldürülmesi env
rini vermişsiniz" sözlerı üzenne de sanık
şunlan söyledi: "Bubanayüklenen bir komp-
lodur. Avrupa'da PKK. provokatif bicimde
şiddeteylemlerine kanştınldL Palme olayın-
da bunun roiü vardı. O dönemde Avrupa
sorumlusu Ali Çetıner'dir. İsveç'te yakalan-
dL İsveç ve Alman polisiyle çauşnğı kanısın-
dayun."
Başkanın, "PKK'nen yayınorganlannda.
Palme'nin öldürülmesiyie ilgili vazınızın et-
Idsi olmadı nu" sorusunu ise Öcalan şöyle
yanıtladı:"Hayır. Bu yanlan bana göster-
sinler. Bu yazılân yazan Hüseyin YıldınmMır.
Kendisi örgütün dış ilişkiler sonımhısudur.
Yazısında. Olof Palmc'yi tehdit ediyor \e
'Başma geleceklen görür' şeklinde sözler
kuUanıyor. Böyle biremri ben vermişsem. bu-
nun yayımlanmasını Hûrriyet gazetesinden
istedim. ama yayımlamadılar. Palme'yi PKK
Rejin Örgiitü'nün öldürdüğü yolunda bilgi-
leraldım. Bu örgütü Kesıre Yıldınm ve Hü-
seyin Yıldınm kurdu.geliştirmek istedi. Ge-
neilikle Avrupa'da faaliyet gösteriyorT'
Diyarbakır DGM tarafından ölüm ceza-
sına çarptmlan Şemdin Sakıkın 33 askerin
şehit edilmesi ve Olof Palme cinayetı konu-
larında kendisinın talimatı oldugunu söyle-
diğinın anımsatıhnası üzerine Öcalan, bu-
nun kesinlikle doğru olmadığını savundu.
Bingöl'de 33 erin şehit edilmesinin sözde
1993 ateşkes sürecinin bozulmasında önem-
li bir rol oynadığını iddia ederek "Bu asker-
lerin ötdürülmesini tasvip etmemiz müm-
kün değildir" diye konuştu.
Silahlar ve Yunanistan
Olof Palme cinayetı
• Mahkeme
başkanının Olof Palme
cinayeti ile ilgili
sorusuna Öcalan
cinayetle ilgisinin
bulunmadığım, bunun
kendisine yüklenen bir
komplo oldugunu
söyledi. Bingöl'de 33
erin şehit edilmesiyle
ilgili olayın kendisinin
talimatıyla
gerçekleşmediğini
belirten Öcalan, ağır
silahlann alımında
Yunanistan'ın yardım
ettiğini kabul etti.
Imralı Adasrndaki duruş-
ma saat 10.00'da mahkeme heyetinin yeri-
ni almasıyla başladı. Sanık Abdullah Oca-
lan'a. duruşmanın ikinci gününde, iddıana-
medeki iddialara ilişkin sorular yöneltildi;
tanık ıfadeleri hakkında görüşleri sonıldu.
Öcalan'ın kurşun geçiımez cam kafeste
yerini almasından sonra Mahkeme Başka-
nı Turgut Okyay. sanığın jandarma, savcı-
lık. ek ifadesi ile yedek hâkımlikte alınan ifa-
delerini okudu. Cam kafes içersindeki ma-
sanın üzerine koyduğu belgelen okurken
yakın gözlüğü taktığı dikkat çeken ve mik-
rofonun yeterli gelmemesı nedeniyle zaman
zaman, temın edilen telsız mıkrofondan ko-
nuşan Öcalan, ifadeleri "serbestiradesi''yle
verdiğini belirterek ağır psikolojık durumu
nedeniyle hafıza değişiklığinın oldugunu
ve bu nedenle ifadelerinde bazı kopukluk-
lar bulunabileceğini söyledi.
Mahkeme başkanının, "Terör örgütünün
kunılusundan buyanaörgütün başkanı mı-
suuz" sorusuna Öcalan. "PKK'nin kunı-
cusu oldugunu, kunılusundan bu yana baş-
kanhğmı yapbguu" belirterek şunlan söy-
ledi:
"Örgütün birinci derecede sorumlusu be-
nim. Ancak yakalandığun ana kadar örgü-
tün birinci derecede sorumlusu bendim. Ba-
zı örgüt üyeterinin bağhlıklan halen devam
ermektedir. Örgütün eylem ve program ya-
ptsıalanında 1990yıhndanbuyanaörgütiçin-
de bir iç mücadele vardır."
"Örgüt içi mücadele nedeniyle bazı kişi-
lerin öldürülmesi talimatuu verdiği yönün-
de bilgüer" olduğunun anımsanlması üze-
nne ıse Öcalan, "Bizdebirtüzükvar.Tüzü-
ğe göre ay kın hareket edenler, örgütce alı-
nan kararlar geregince, merkezde onaylan-
dıktan sonra uygulandığı için benim çoközel
biremrim olmaz" dedi. Kimler hakkında öl-
dürme karan verildıği sorusunu da sanık, ör-
güt iç yapı mücadelesinde (Betin) kod adlı
Şahin Beİiç. (Cemal) kod adlı Cemil Iştkıle
Şemdin Sakık gibi kişiler hakkında öldür-
me karan verildiğini söyledi. Bu kişiler hak-
kında. örgüt dışında bir çizgi izledikleri için
öldürtme emri verildiğini belirten Öcalan,
bu şekılde kaç kişinin öldürüldüğünü kesin
söyleyemeyeceğini, örgütün bu yolla ceza-
landırdığı "onlarca Idşi" oldugunu anlattı.
Abdullan Öcalan, bizzat emir verip ver-
mediğınin sorulması üzerine, "Kesinlikle
örgüt üyelerine ben Idşi adı vererek öldürül-
Öcalan, bir başka soru üzerine, küçük ço-
cuklann kaçınlarak dağlara
çıkanlmasını kendisinin en-
gellediğinı. ancak buna rağ-
men kaçınlanlar olsa bile ai-
lelerine geri gönderildiğini
iddia etti. Öcalan, "Genekle,
17-18yaşındakilerin amnda-
kileriörgüte alnuyorduk. An-
cak bunun bazı istisnalan ola-
biür" dedi.
Mahkeme başkanının, sı-
lahlan nereden aldıklannı
sorması üzerine Öcalan,
"Körfez Savaşı'ndan sonra
Irak'ta çok sayıda silah san-
lıyordu. Füze dahil. her şeyi
atmakmümkündü. Suikast si-
lahlannı da buradan aldık"
diye konuştu. Orgürün ağır
silahlan nereden aldığının sorulması üzeri-
ne sanık şunlan söyledi:
"Bu konuda ticari yöntem dorededir.
Teknik konularda temsikim >ardır. Birisi
Fethi Demir'dir. YunanLstan"ın ağır silahla-
nn alımındaki yardımı daha çok ticari an-
lamdadır. Örgüt mensuplanmn eğitimi \'u-
go$la\ya'da yapüıyordu. Ben Yunanistan'a.
Suriye'den çıkmadan önce hiç gidnedim. Yu-
nanistan'da gaz eğitimi yapddığı konusun-
dabilgimyok.
Gaz eğitiminm Yunanistan'da PKK üye-
lerine verilmiş olabileceğini belirten Öca-
lan, "Aynca bazı teknik malzemelerin sağ-
tandığını du>dum. Ama tekrar«üyorum. Mı-
nanistan'a kesinlikle gitmedim. Yunanis-
tan'daki eğitimler 1990'dan sonra ağntkhola-
rak her konuda yapılmaya başladı.''
Buralarda eğitim görenler kırsala uçak-
larla geliyorlardı. Uçaklar bazen Şam. ba-
zen Lübnan, bazen de Iran üzerinden geli-
yordu."
Mahkeme Başkanı Okvay'ın, Yunanis-
tan'ın, Seyşel Adalan'na gitmesi için para
venp vermediğini sorması üzerine, Yunanis-
tan'ın para verdiğini duyduğunu söyledi.
Öcalan, "Yunanistan öncelikle benim için
Güney Afrika'dan pasaport tenıin edecekti.
Sonra bir baküm. Güney Afrika işi de yok.
Bana yalan söylediter" diye konuştu. PA-
SOK milletvekilı Mihalis Haralanbidis'in
PKK'den ne istediğinin sorulması üzerine sa-
nık Öcalan, "1987-1988'de bu kişiyle Be-
kaa'da bir kez görüştüm. Bana dostluktan
bahsetti. ancak bizden bir talebi olmadı. Bu
kişl Bekaa'ya bir gazeteci grubuyla gelmiş-
ti"_dedı.
Örgütün kuruluşunda hangi ülkelerin yar-
dımda bulunduğu sorusu üzerine Öcalan.
başlangıçta Filistin KurtuluşÖrgütü'nden
destek aldıklannı söyledi. Öcalan. "Bizi
kamplannda eğittiler. Suriye ise hi/imle res-
mi bir ilişki kurmadı. ancak herhangi biren-
geflemede de bulunmadı" diye konuştu. Öca-
lan, PKK'yı Suriye ve Yunanistan'ın kulla-
nıp kullanmadığını soran mahkeme başka-
nına şu karşılığı verdi:
"Şüphesiz kendi genel politikası içinde
PKK'yi kullanmak istedi. Aynca biz de de-
ğerlendirdik. Karşüıklı olarak birbirimizi
kuljandık. Bu politik bir durumdur."
Öcalan. Yunanistan'ın örgüt mensuplan-
nı bomba eğitimi dahil her türlü konuda
eğıttiğinı. eylem ıçın her türlü malzeme ile
Türkiye'ye gönderdigini söyledi. Orman
yangınlan konusunda herhangi bir emri ke-
sinlikle vermediğini, turistik bölgelerde ey-
lemler konusunda özel bir emri olmadığını
iddia eden sanık Öcalan, ancak örgüt men-
suplanmn kendi inisiyatifleri dahilinde tu-
nstik bölgelerde bazı eylemlerde bulunduk-
lannı söyledi.
Kınkkale Silah Fabrikası'nın sabote edil-
mesi konusunda net bir bilgisi olmadığını
anlatan Öcalan. bazen Elazığ, bazen de Di-
yarbakır sorumlulannın yaptığının söylen-
diğmi ifade etti.
Iran'da hastane
Sorular üzerine, lran'da örgütûn eğitim
kampı olmadığını, ancak hastanesinin bu-
lunduğunu söyleyen Öcalan, burada teorik
bilgıler venldığinı ve bu durumun Iran yet-
kilileri tarafindantilindığini anlattı. Öcalan,
Iran üzennden örgüte sevk edilen silahlann
birçoğuna, bu ülkenin el koyduğunu ifade
etti.
Kıbrıs Rum keslml
El konulan silahlar arasında fuzelenn de
bulunduğunu bildiren Öcalan, başka bir so-
ru üzenne, Güney Kıbns Rum kesıminde çok
zayıf bir temsilciliklerinin oldugunu, bura-
da askeri eğitim veren kampın bulunmadı-
ğını belirtti. "Güney Kıbns Rum kesiminin
örgüt üyekrine geçişlerv« pasaport konusun-
da yardım ettiğini, buradan örgüte aktan-
lan paralann ise kiliseler aracılığıyla veril-
diğini" söyledi. Sanık Abdullah Öcalan,
oldugunu zannermediğini ve böyle bir bil-
gisinin bulunmadığını sa\r
undu.
ASALA ve Ermenlstan
ASALA ile 1980'lerde ilişkilennin oldu-
gunu, bu örgütle bizzat kendisinin görüştü-
ğünü anlatan Öcalan, daha sonra örgütün ken-
di içindeki anlasmazlıklan ve kendi örgüt-
leriyle eylem farklılığı nedeniyle ılışkılen-
nin kesildiğini söyledi. Öcalan, Ermenis-
tan'da örgüt temsilcilikleri bulunduğunu ve
bu ülkede örgüte maddi desteğin halktan
sağlandığını bıldırdi. Öcalan. "Devletresmi
iüşkiye girmiyor, ama bizim faaliyetierimi-
ze de sesini çıkarmıy or. Birçok ülke bu yön-
temi uyguluyor" diye konuştu.
PKK ije Ingiltere ilişkilennin sorulması
üzenne Öcalan şöyle devam etti.
"Konuşmalartmda tngfltere üzerindedur-
mak istedim. İngiltere Faysal DunUyKi'yı
(PKK"nin Avrupa sözcülerinden) parlamen-
toya davet etti. Daha sonra ise Dunlayıcı İn-
giltere'de 4 yü tutuldu. İngiltere kendine gö-
re Kürt üzerine derin bir politikarun sahibi-
dir. Bu 150 y ıldan beri y aşanıyor. Bu ülke ba-
zılannı yanuıa çeker, bazüannı ise harcar. Bi-
ze de böyk biryaklaşım göstermesinden hep
endişe duydum."
Karadenlz'e açılım
Terör örgütünün Karadeniz'e açılması
amacıyla ilgili soru üzenne ise şunlan söy-
ledi:
"Bu bölgede PKK ile dosttuk içinde olan
bazı gruplar vardır. Bizim onlarla ilişkimiz
"Ben yakalandığımda üzerimde bulunan
sahte pasaport, Atina'dald temsilcimiz ta-
rafından Güney Kıbns Rum kesiminden te-
min edildi" dedi.
Örgütün parası
Örgütün parasının 200 milyon dolar civa-
nnda oldugunu bildiren PKK lideri. uyuş-
turucu ticareti yapıp yapmadıklanna ilişkin
soruyu şöyle yanıtladı:
"Uyuşturucu bir insanhk suçudur. An-
cak baa örgüttemsilcilerimiz uyuşturucu ka-
çakçılanndan bağış adı altında para almış
olabilirler. Bu Avrupa'da da böyledir. Örgüt
içinde uyuşturucu işiyle bilerek uğraşmayı
en ağır suç olarak kabul ederiz. Hatta ben
sigarayı bile yasakladun. Örgüt üyelerinden
yurtdışında uyuşturucu işine yaygm olarak
kadlanlarolabilir.'"
Öcalan. bir soru üzerine de Suriye Dev-
let Başkanı Hafız Esad'ın kardeşi Rıfat
Esad' ın u>xışturucu kaçakçıhğı yaptığı şek-
lindeki iddıanm, Yunanistan'ın bir yalanı
oldugunu öne sürdü. lran'da PKK'nin uyuş-
lüjistik destek seviyesindedir. Bu gruplar
Türkiye Devrim PartisL TİKKO. DHKP-C
ve Devrimci Halk Partisi'dir. Bu örgütler
bizden destek talebinde bulundular ve bi-
zim örgütümüz, bu örgüttere eğitim desteği
verdi. Ancak. bu örgüderle iliskilerimiz faz-
la geiişmiş degildir."
İnsan ticareti
Duruşmada bir soru üzerine Öcalan. yurt-
dışında onlarca dernek bulunduğunu ifade
ederek bunlann yurtdışındaki insanlara sı-
ğınma hakkı verilmesi, iş temin edilmesi
konusunda yardımcı oldugunu, PKK'nin da
bu boyutta ınsan ticareti yapmış olabilece-
ğini bildirdi.Hollanda'daevlertutarak. eği-
tim yaptırdıklannı anlatan Öcalan. "Örgü-
tün siyasi eğitim merkezi olan Hollanda'da,
bu faaliyetlerden yetkililerin de haberi ola-
büir" diye konuştu.
Öcalan bir soru üzenne, örgütün İsviçre'de
MED TVye fuıans kaynağı sağlamak için
bazı kuruluşlan oldugunu anlatarak bu tip
kuruluşlar yoluyla tsviçre bankalanna para
ürk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'taki operasyonlann
zamanını daha önceden öğrendilderini iddia eden Öcalan,
"Kürdistan Demokrat Partisi ile Irak'ın ilişkileri iyi
olduğu için, KDP'den operasyonlann yapılacağı yönünde
bilgi aldıklannı" ileri sürdü. Şivillere yönelik saldın
karan almadıklannı belirten Öcalan, Başbağlar'da
yaşanan katliamı tasvip edmediğini kaydetti.
turucu imalathanesi bulunmadığını, bu yön-
deki ifadelerin doğru olmadığını savunan sa-
nık, müdahil avukatlanndan CahhTorun'un.
İstanbul DGM'de yargılanan Hurşit Hanın
uyuşturucu kaçakçılığına yardımcı oldukla-
n için PKK'ye yılda 1.5 trilyon lira verdi-
ğini söylediğini anımsatması üzerine, böy-
le bir şeyin söz konusu olmadığını iddia et-
ti.
"Yalnız büyük kentkrde PKK'nen adını
kullanarak uyuşturucu şebekeleri kuruldu-
ğunu biüyorum" dıyen PKK lideri, bir so-
ru üzerine de Hüseyin Baybaşin'in Türkiye'de
bulunduğu sırada PKK'nen Lice'deki örgüt
yapısına bağışlan olabileceğini söyledi. Sa-
nık Öcalan, başka bir soru üzerine de Bay-
başin'in MED TV'nin yüzde 40'ına ortak
yatınlmış olabileceğini. kımin adına ve kim
iarafından yatınldığını bilmediöini söyle-
di.
Öcalan, İHD ve Mazlum-DeT ile ilişkile-
rinin "sadece PKK tarafından kaçınlan as-
kerleri geri almak için heyet oluşturnudan"
düzeyinde oldugunu belirtti.
Kürt parlamentosu
IRA. Japon Kızılordusu. ETA, Hizbul-
lah. İBDA-C, Kızıl Tugaylar gibi yurtdışı ör-
gütlerle ilişkilennin bulunmadığını savu-
nan Öcalan. "İBDA-C ve Hizbullah'ın,
PKK'den boşalan yerleri doJdurmaya çahş-
nğmı" ılen sürdü. Öcalan, diğer bir soru
üzenne Libya'da. 1980'lerde Türk işçileri-
nin çok yoğun olduğu dönemde, güçlü bir
örgütleri bulunduğunu, ancak şimdi sempa-
tizan düzeyinde bir ilişkinin oldugunu an-
lattı.
Sendikalarla herhangj bir ilişkilerinin bu-
lunmadığını belirten Öcalan. sürgündeki
Kürt Parlamentosu'nun kendisinin talıma-
tıyla kurulduğunu anlattı.
Yıimaz haber göndermedi
Özal'la görüştüğünü. Erbakan'dan Suri-
ye'ye imzalı iki mektup geldiğini ileri sü-
ren Öcalan, "O konuda belge v ar. Ancak ar-
şivdedir. Biz bunlara olumlu tepkiler ver-
dik. Erbakan'dan gelen mektupta ekono-
mik. sosyal paket açmak istediğini belirtile-
rek şiddet ortamına son verilmesi isteniyor-
du." dedi. Öcalan, Sunye'de bulunduğu sı-
rada yakalanması olasılığına karşı. Prof.
Yalçın Küçük tarafından uyanldığını, an-
cak bu konuda ANAP Genel Başkanı Me-
sutYdmaz'ın kendisine haber gönderdıği ıd-
dialannın kesinlikle doğru olmadığını söy-
ledı.
Öcalan, mahkeme başkanının sorusunu ya-
nıtlarken 1996 Nısan ayında Mesut Yıimaz
iktidara geldiğinde önce HADEP'ten Re-
cepDoğaner aracığıyla Filistm ile tsrail ara-
sındaki sürece benzer bir ilişki kurulması-
nı istediğini iddia etti. Öcalan, Yılmaz'ın ay-
nca bilgisi dahilinde yazar Alev Alattı'nın
kendileriyle görüşeceği bilgisinın geldiği-
ni ileri sürdü. O zaman Şam'da bir bomba-
nın patladığını ve ilişkinin gerçekleşmedi-
ğini ifade eden Öcalan, Alev Alatlı'nın da-
ha sonra Avrupa'da "Şahin-1
diye bir örgüt
görevlisiyle görüştüğü yolunda bilgi aldığı-
nı öne sürdü.
Öcalan, bu bağlantılan anlatırken bir ara
"Süleyman Demirel'in Mehmet Ağar'ın oğ-
lunun düğününe gitmesini biz engelledik'' de-
di. Ancak bu sırada mikrofonda meydana ge-
len bozukluk nedeniyle Öcalan'ın diğer söz-
leri anlaşılamadı. Bu sırada Öcalan'ın. "Al-
bay rütbesindeki bir yetkili gelip temsilci-
miz Şahin ile görüştü. Aynnüyı o bilir" de-
diği duyuldu. Öcalan'ın, Demirel, Ağar ve
albay konusunda ne demek istediği netlik ka-
zanmazken sözleri tutanağa geçirilmedi,
Slvlllere yönellk eylem
Sanık avukatı Kemal BHgiç, örgütün şivil-
lere yönelik eylem yapılma-
sı konusunda karar verip ver-
mediği sorusunun yöneltil-
mesini istedi. Okyay'ın bu
yöndeki sorusu üzerine Öca-
lan şunlan söyledi:
"Bizim srviliereyönelik ey-
lem yapılması konusunda ka-
rar almamız söz konusu de-
ğil. Bb shillere yönelik ey-
lemlere karşıyız. Örgüt için-
de dörrJü çete vardı. Ben bu
çeteyidahaönceaçıklamışttm.
Biz bunlaıia çok mücadele
ettik Şivillere yönelik eylem-
lerin gerçekleşmemesi konu-
sunda çaba harcadık."
Öcalan. Başbağlar Köyü
katliamı ile ilgili bir soru üze-
rine. bu katliamdan haberi-
nin olmadığını ve bunu tas-
vip etmediğini ileri sürdü. Öcalan. katli-
amın sorumlusunun doktor Baran oldugu-
nu iddia etti.
Okyay'ın. "Örgüt mensuplanyla irtiba-
Onızı nasıl sağlıyorsunuz" sorusu üzenne
Öcalan. telsizve telefon görüşmeleriyle sağ-
ladıklannı, ara sıra da kuryeler kullandık-
lannı anlattı.
Mahkeme Başkanı Turgut Okyay, sanığın
nüfus ve sabıka kaydınm, periyodik olarak
yapılan sağlık kontrollerine ilişkin raporla-
nn ve maknıllerin otopsi tutanaklannın gel-
diğini söyledi. Sanık Öcalan da periyodik ola-
rak doktor kontrolünden geçirildiğıni ifade
ederek gelen belgelere bir diyeceğinin ol-
madığını belirtti.
Almanya'yla Hişkiler
Öcalan. Mahkeme Başkanı Ok>
r
ay'ın. "Al-
manya Başbakam'nın özel temsikisiy le gö-
rüşüp görüşmediği"' sorusu üzenne şunlan
söyledi:"GörUşmedim.amadaha önceAna-
yasayı Koruma Örgütü ve birkaç miUetve-
kiliyİe Suriye'de görüştüm. Bakanhk düze-
yinde görüşmelerüniz olacakü, ancakteknik
nedenle görüşme gerçekleşmedi. Suriye'de-
ki görüşme sırasında. daha çok siyasal ilis-
kilerin güçlenmesi gündeme geldi. Örgüt
üyeleri, .\lman demokrasisine saygıh olun-
masım istedikr. Demokrasi ve hukuk kurul-
lanna uyulması talebinde bulundular. Biz
de örgüt üyelerinin tutuklanmamasuu iste-
dik."
Operasyonlan ögrentyorduk
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'ta-
ki operasyonlannuı zamanını daha önceden
öğrendiklerini iddiaeden Öcalan, "Kûrdis-
tan Demokrat Partisi Ue Irak'm ilişkileri iyi
olduğu için KDP'den operasyonlann yapı-
lacağı yönünde bilgi aldıklannı" ilen sürdü.
Başkan Okyay'ın sorusu üzerine, "AliFı-
rat" kod adıyla çıkan yazılann kendisine ait
oldugunu belirten Öcalan, Suriye'de önce
"Ali", sonra da "Hammer" kod adlannı
kullandığmı ifade etti. Suriye'de tanınmaya
başladıktan sonra. "kod adı kullanmaya ge-
rek kalmadığma" işaret eden Öcalan, "Çün-
kü Suriye'de berkes beni tanır" diye konuş-
Hollanda'da örgütün
siyasi eğitim
merkezinin oldugunu
lran'da militanlanna
teorik bilgilerin
verildiği hastanesinin
bulunduğunu anlattı.
Kıbns Rum kesiminin
örgüt üyelerine
geçişler ve pasaport
konusunda yardımcı
oldugunu belirten
PKK lideri örgütün
200 milyar dolar
parası bulunduğunu
açıkladı.
tu.
Diğer bir soru üzerine Öcalan, Pişman-
lık Yasası'nın çıkmasından sonra, örgütten
kopmalann artması beklenirken aksine kop-
malarda azalma oldugunu ıddıa etti. Öcalan,
"Ben örgüt içinde genekle bir yasaUaşma sü-
recini başlatüm ve bunun için çalıştım" di-
ye konuştu.
Müdahiller idam İstedi
Mahkeme Başkanı, Öcalan'ın, mahke-
meye bazı belgeler sunduğunu bildırdi.
Daha sonra, salonda bulunan bazı müda-
hillerin bir kısmının isimleri tutanaklara ge-
çırilırken bazılannın ıse görüşleri alındı. Şe-
hit yakını Ahmet Kandemir. "Burada bir
kaüDekarşı karşıya bulunmaktan utanç du-
yuyorum" dedi. Kürt kökenlılenn içinden
cumhurbaşkanı, Meclis başkanı ve bakan çık-
tığını belirten Kandemir,u
Biz topyekûn ola-
rak birbirimizin haklannı koruy acağız. ko-
rumaya devam edeceğiz. Şehitlerimizin ka-
tilinin hak ettiği cezayı göreceğinden emi-
nim" dıye konuştu. Kürt kökenlı oldugunu
söyleyen şehit babası Ahmet Beşkardeş ise
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak dev-
letine, milletine bağlı oldugunu belirterek
"Oğlumu şehit verdim. Oğlumun fotoğrafi-
nı bu caniye gösteriyorum. Sen nasıl bu in-
sanlann canına kıyıyorsun" dıyerek tepki-
sini dile getirdi. Bu arada, sanık Öcalan'a
dönerek birkaç kelime Kürtçe de konuşan
Ahmet Beşkardeş'in "Sen Kürt değUsin;
KürderindüşmanL,EnneniterörisDsuı" de-
diğı öğrenildi.
Davaya müdahil olarak katılan gazi Ma-
hir AkçeHk. aynı dunımda olan birçok kişi
bulunduğunu; kiminin ellerini, kiminin kol-
lannı, kiminin de bacaklarını kaybettiğini,
bir kısmının da şehit oldugunu anlatırken di-
ğer şehit aileleri ve yakınlan da sanık Öca-
lan'ın yargılamasının bir an önce yapılarak
hak ettiği cezaya çarptınlmasını istediler.
Müdahillerden Kamu-Sen Genel Başka-
nı Resul Akay, sendika üyelerinin, terör ör-
gütünden 15 yıl boyunca çok acı çektiğine
işaret ederek elinde kalem. enjektör tutan,
mektup taşıyan vatandaşlann alçakça saldı-
nya uğradığını vurguladı.
Gazi Rasim Ak ise ikinci Kuzey bak ope-
rasyonunda yaralandığını, aynı operasyon-
da yanındaki 2 arkadaşınm şehit oldugunu
bildırdi. Gazi Ak. mahkeme heyetıne yöne-
lık "Bizim hakkımm bundan aİın. şehiüeri-
mlan kanı boşa akmasın" dedi.
Her şey bana yıkılmasın
Daha sonra söz isteyen Öcalan, <
şeyler söylendiğini ve ileride savunmasını
daha detaylı açtığında, bu sorulara cevap
venneyi umduğunu söyledi. Öcalan, "En
azmdan 200yıüıkgeçmişi bu-
lunan ve herkesin çok iyi bil-
diği gibi toplumsal tarihi bu-
lunan bir sorunda her şeyin
benim üzerime yıkılması kim-
seye yarar getirmez" dedi.
Öcalan, şehit yakınlanna dö-
nerek "Madem düşman bi-
zimle oynamak istiyor. Bu
•oyunu bozahm" diye konuş-
tu. Bu sözler üzerine şehit ai-
leleri ve yakınlan tepki gös-
tererek sanık Öcalan'a bağır-
dılar. Mahkeme Başkanı Ok-
yay. şehit yakınlan ve ailele-
nne sakin olmalan uyansın-
da bulundu.
Başkan Okyay, bir istem
üzerine sunulan belgelerin
her zaman incelenmesi müm-
kün olduğundan sanık avukat-
lanna verilmesine yer olmadığını, sanık avu-
katlannın müvekkıleriyle görtşme taleple-
rinın dikkate alınarak duruşma başlamadan
ve dunışmaya öğleyin verilen arada görüş-
melerinin sağlanması için ilgililere ıletil-
mesi ve sanık Öcalan'ın tutukluluk halinin
devamına karar vererek duruşmanın bugün
saat 10.00'a bırakıldığını açıkladı. Ertele-
me karanrun ardından duruşma salonundan
çıkan şehit ailelen ve yakınlanndan iki ki-
şi fenalık geçirdi. Bu kişilere adada bulunan
sağlık görevhleri müdahale etti.
Öcalan'ın avukatlan ve ailesi duruşma-
nın ardından kendilerine tahsis edilen yat-
la saat 18.00 sıralannda Gemlik'e geldiler.
Gemlık Jandarma Karakolu'nda bir süre
bekleyen grup Bursa'dan çağnlan üç taksi
ve kendilerine ait üç otomobille Bursa'ya
döndü. Öcalan'ın avukatlanndan Mahmut
Şakar ve Niyazi Bulgan, gazetecilerin so-
rulanru yanıtlarken "Öcalan'ın son olarak
tarihsel geçmişi olan bir sorunun kendisine
mdirgenerekçözülemeyeceğini'' ifade etti-
ğını kaydetti. Basında yer alan "Öcalan
korktu, samimi değtt" yorumlan konusun-
daki sorulara karşılık olarak Şakar, iki du-
ruşmada da Öcalan'ın "Benim öhımümso-
runa çözecekse, hazmnT dediğını anımsat-
n. Yakalanmasından sonra büyükşehirler-
deki toplumsal gerginliğın Öcalan'ın çağ-
nsı üzerine durduğunu ifade eden Şakar,"Bu
da şamimiyetinin göstergesidu-" dedi.
Öcalan'ın psikolojisiyle ilgili bir soru-
yu "Psikolojik olarak rahaüadığını söyle-
yebüirim" diye yanıtlayan Şakar, ilk oru-
nımda salonda şaşkınlık ve şok yaşandığı-
m dile getirdi. Önceki günkü duruşmanın
gergin oldugunu ve oturumlarda duygusal
çıkışlar oldugunu belirten Şakar, ilk gün-
kü gerginliklerin aşıldığını söyledi. Öca-
lan'ın mahkeme heyetine el yazısı ile 130
sayfayı bulan daktilo ile 81 sayfayı bulan
bir önsavunma verdiğini ve esasa ilişkin sa-
vunmasını yargılamanın sonuna doğru ya-
pacağını belirten Şakar, mahkemenin 1.5-
2 ay sürebileceği tahminınde bulundu. Öca-
lan'ın yakınlannın kaldığı otel çevTesinde
geniş güvenlik önlemleri alan polis otele
kimseyi sokmuyor.
Bu arada Gemlik'te Emin Dalkıran Kor-
donu'nda bulunan paket, şüpheli buluna-
rak bomba uzmanlan tarafından imha edil-
di.
••Et