21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 MAYIS 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Doktorlaruıa sahip çıktdarUluborlulu yurttaşlar, rüşvet almak ve gerçeğe aykın hasta dosyası tanzim etmek iddiasıyla görevden alınan devlet hastanesi başhekimi Doğan'm sol görüşlü olduğu için komployla karşılaştığını belirttiler İstanbul Haber Servisi-Uluborlu Dev- let Hastanesı'nde başhekim olarak ça- lışırken rüşvet alma \e gerçeğe aykın has- ta dosyası tanzim etmek iddialany la gö- revden uzaklaştınlan Dr. Hasan Doğan'a ılçe halkından destek geldi CHP ve MHP üyelen ile sıvil kuru- luşlann temsılcılerinin de aralannda bu- lunduğu Lluborlular. doktorlannın ke- sınlikle bu suçlan işlemeyeceğını ve kay makam ile emnıyet amirinin komp- losuna kurban gittiğını öne sürdüler. Il- çe sakinlen, Dr. Doğan için topladıkla- n imzalan da ılgili yerlere gönderdiler. 1996 yılı sonunda Uluborlu Devlet Hastanesı'nde göreve başlayan Hasan Doğan, 1998 Ağustos- Aralık ay lan için- de başhekımlik yaptı. Eşı tlknur Do- ğan' ın da aynı hastanede doktor olarak çahştığı Hasan Doğan. göre\ini kötüye kullandığı gerekçesiyle işinden uzak- laştınldı. Doğan"ın kayınbabası olan İstanbul Ünıversitesi Veterinerlik Fakültesi Öğ- retim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Evrinı, damadı sol eğilımlı olduğu için komp- lo kurulduğunu iddia etti. Evnm şu bil- gileri verdi: "98'in Arahk ayında ilçenin emniyet amiri tarafından ayartanan iki öğrenci, Hasan'ın muayenehanesine geliyorlar. O zaman paralan olnıadığını söylüyor- lar. Daha sonra 5 milyon liralık borçla- nnı hastaneye getiriyorlar. O sırada po- fisler geliyor ve rüşvet aldığı iddia edile- rek görev den uzaklaşûnlıyor. Olayın ger- çek olmadığı anlaşılınca, bazı hastalan hastaneye yatırmadığı halde gerçeğe ay- kın hasta dosyası tanzim etmek iddi- asıyla hakkında da\a açılıyor. Hukukçu- lar burada yardıma ihtiyacı olan iki has- taya yardım ettiği görüşünde birleşiyor- lar. Bu olaydan ceza almayacağı anlaşı- hnca Kaymakam Mehmet Canoğlu ta- rafindan Vbzgafa sürüldü. Hasan, açı- ğa alınan birinin görev yerinin bu şekil- de degiştirilemey eceğini belirtince işe aJ- dılar ve aynı gün Yozgat'a gönderdiler." Hasan Doğan da Uluborlu Ilçe Kay- makamlığı'na gönderdiği savunmasın- da, gerçeğe aykın hasta dosyası tanzim etmek gibi bir dunımun olmadığını be- lirtti. Dr. Doğan'a destek veren ilçe hal- kı ise açığa alındığı gün toplanan yak- laşık 800 ımzayı ilgili birimlere gön- derdiler. Uluborlu CHP Ilçe Başkanı Mehmet Murcak. Doğan hakkında id- dia edilen suçlann kesinlikle doğru ola- mayacağını vurgularken MHP üyesi Fa- züet Üner şunlan söyledi: u Hasan Bey'i iftiralarla yıpratmak is- tiyorlar. Doktor ilçede çok sevikn birisi. Çoğu arkadaştan para bile almaz. Has- taneye kayınbabasuıın adını verdikleri 1.5 milyarlık oda yaptırdılar. 5 milyon lira- lık riiş\ eti niye alsın? Kaymakam ve em- niyet amirinin kompiosu var." Muhtelif EsnafSanatkârlarOdası Baş- kanı Kemil Akkaya da Hasan Doğan'm komploya kurban gıttiğini söyledi. D E P R E S Y O N Toplumda görülme riski yüzde 10-20 arasında SAADET USLU Depresyonun toplumda görülme sıklığı yüzde 20'lerı buluyor. tnsanlann hâlâ utandıklan ya da hastalık olarak görmedıklen depresyonun kesinlik- le tedavi edilmesı gerekıyor. Psikiyatn uzmanı Dr. Peykan Gökalp. ın- sanların şu anda sorunlan olmasa bile gü- niin binnde bır ruhsal hastalığa yakalanma nsklennın yüzde20-25 cıvannda olduğunu söyledi. Bütün insanlann zaman zaman üzüldük- lennı. sıkıldıklannı anımsatan Gökalp. hep- sinın sanılanın aksme depresyon olmadığı- nı söyledı. Dr. Gökalp. depresyonu şöyle tanımladı: "Hastalıgın birtakım tanımlan- nus, özellikleri var. Her duygusal iniş çıkışa depresyon deniyor. İnsanlar bunun yerine Sıkıntılıvım. üzgünüm' gibi asıl duygula- nnı dile getirmeli. Depresyon en az 2 hafta süren ve günün çoğunu kaplayan hiçbir şey vapmak istememe. karamsariık. u> ku ve iş- tah bozuklukian, kilo değişjklikleri. hayat- tan ze\ k almama. dikkat bozukluklaru cin- sel ilgide azalma olarak kendini gösterir. Ve kesinlikle uzman tarafından tanımlanmah- dır. Çünkii bunlann bir ya da daha fazlası- nın görülmesi başka bir nedene de bağlı ola- bilir." Insanlann ruhsal hastalıklan utanılacak şeyler olarak gördüklerine dikkat çeken Gö- kalp. "Depresymlu hastalann intihar riski vardır. Depresyon 5 • Psikiyatri uzmanı Dr. Peykan Gökalp, insanlann şu anda sorunlan olmasa bile günün birinde bir ruhsal hastalığa yakalanma risklerinin yüzde 20-25 civarında olduğunu söyledi. Bütün insanlann zaman zaman üzüldüklerini. sıkıldıklannı anımsatan Gökalp, hepsinin sanılanın aksine depresyon olmadığını söyledi. yıl içinde yüzde 70 oranında yineleye- bilir. yüzde 10-20 oranında kronikle- şebilir. l'ygun teda- viyle yüzde 70-75 oranında iyileşme sağlanır. Genei np pratiğinde 5depres- yon hastasından sa- dece biri tespit edi- lebilmektedir" dıye konuştu. Kadınlarda daha sıkolmaküzereher yaştaortayaçıkabi- len depresyon. dü- zelebilen bir ruhsal hastalık olarak ka- bul edilıyor ve 40 yaş cnannda daha çok görülüyor. Hastalığın teda- visı için en az 6 ay ılaç ve psıkoterapi önerıliyor. Depres- yonun nedenlennin bıyolojık. psıkolo- jik \e toplumsal olabileceğine dikkat çeken Peykan Gökalp, risk gruplan ve yatkınlaş- tıncı nedenlen ise şöyle sıraladı: Depresyonda risk gruplan - Kadınlarda. küçuk yaşta daha çok kötü muameleye maruz kalma gibi nedenler et- kili olabiliyor. Doğum sonrası ya da regl dönemı. - Kronık.bır bedensel hastalığı olanlar. - Birinci derece yakınlan hasta olanlar, o or- tamda bulunmaktan ya da genetik nedenler- le hastalanabilıyor. Vatkınlaşnncı nedenler: - Yoksulluk. işsizlik. boşanma ya da aynl- ma. dul olma. - Erkekler için evlenmemiş olma. - Kadmlar için e\ lenmiş olma, e\de küçük çocuklann olması. -11 yaşından önce ebeveyn kaybı ya da on- lardan aynlmış olma. - Gihen duyulan ılışkılerin olmaması, - Doyum vermeyen aıle ilişkileri. - Kjşilik özellikleri (takıntılı davranış örün- tülen ya da düşük benlik kaygısı) - Alkol bağımlılığı. - Hızlı toplumsal değişiklık (göç etme gibi) Tetikleyici etkenler: - Hastanın kendısinde ya da yakm akraba- smda ağır bır yaralanma ya da hastalığın olması. - Yakın akrabanın \eya arkadaşın ölümü, - Işsız kalma. - Yeni bir yere taşınma. - Önemli parasal sorunlar, - Saldınya uğrama v eya bır kaza kurbanı ol- ma Böyle bır sorunu olan hastalann ancak dört- te birinin uzmana gittiğini vurgulayan Dr. Peykan Gökalp. birinci basamak sağlık hiz- meılerinin gelıştinlmesıni ve kişinin kendi- sını ıfade edebilme yollannın tıkalı olmaması için toplumun çaba göstermesıni istedi. 2000'K yıEaraı koriodanhastalığı • WHO, 1996 yılında yaptığı bir açıklamada, dünyada ruh sağlığı sorunu olan 350 milyon kişi bulunduğunu savunmuştu. Yine WHO'nun verilerine göre, bir insanın yaşamı süresince depresyon geçirme olasıhğı kadınlar için yüzde 20-26 arasında, erkekler içinse yüzde 8-12 arasında değişiyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO)verilerine göre, başta depres- yon olmak üzere ruhi sorunlar. 2000'li yı 1larda en önemli sorunlardan biri olacak. WHO verileri. depresyonu üı- sanı diğer hastalıklardan daha da güç- süz bırakan bir hastalık olarak göste- riyor. WH0,1996 yılında yaptığı bir açık- lamada. dünyada ruh sağlığı sorunu olan 350 mih/on kişi bulunduğunu sa- vunmuştu. Yine VVHO'nun verilerine göre, bir insanın yaşamı süresince dep- resyon geçirme olasıhğı kadmlar için yüzde 20-26 arasında, erkekler içinse yüzde 8-12 arasında değişiyor. ABD'de yapılan Ulusal Hastalık Araştırması 'na göre de toplumun yüz- de 17'sinin hayatının bir döneminde depresyon sorunu olduğu ortaya çık- mış. Yani her yıl en az 8 milyon Ame- rikalı depresyonda.' • Mevsimsel depresyon hastalannın yüzde 80'ini özellikle 30'lu yaşlardaki kadınlann oluşturduğu belirtiliyor. Kişi, mevsimine göre, bazen çok canlı, hareketli oluyor, bazen de depresif bir hale bürünüyor. Genellikle sonbaharda başlayıp, ilkbahara kadar devam eden sürede göriilen mevsimsel duygulanım bozukluğu, rutin hayatı ciddi olarak etkiliyorsa tedavi edilmesi gerekiyor. The Medical Outcomes Study, 11 bin 200 hasta üzerinde bir araştırma yap- tı. Araştırmaya göre "Depresyx)n. ha- reket kabitiyetini. dhabet, sırt sorun- lanndan daha fazia kNmyar. Anjin, bronşite oranla vücutta daha çok ısü- raba voj açıyor. Diyabete oranla daha çok yâtak istirahan gerektiriyor." Depresyon, ise gidememe nedeniy- le işgücü kayıplannda da önemli bir etken. Kanada'da yapılan bir başka araştırmaya göre ise mi- yokard enfarktüsün ar- dından depresyon geçiren hastalarda 6 ay içinde öl- me olasıhğı, depresyon sorunu olmayanlardan 3- 4 kat daha fazla. Bunun nedeni de depresyTKi olan kişinin gıdalan iyi alma- ması, yaşantısının bozul- ması gibi nedenlerle di- renç sisteminin etkılen- mesi olarak göstenliyor. Tedavi edilmedıği tak- dirde kronikleşen dep- resyonlu hastalann yüz- de 15-30'u hastalıktan tamamen kurtulmaz. Hastalığın süresi uzadık- ça tedavi şansı da düşü- yor. Mevsimseldepresyon ortayaşı vuruyor İstanbul Haber Senisi - Me\ sim değışıkliğı her ınsanı az ya da çok etkiliyor. Bu dönemdeki duygu ınış çıkışlannın genellikle depresyon olarak adlandınlmasına karşın uzmanlar, ancak kişinin gündelik hayatını ciddı olarak etkilemesı durumunda sorun var dıyorlar. Mevsimsel depresyon hastalarının yüzde 80'ıni özellikle 30'lu yaşlardaki kadınlann oluşturduğu belirtiliyor. Kişi, mevsimine göre. bazen çok canlı, hareketli oluyor, bazen de depresif bir hale bürünüyor. Genellikle sonbaharda başlayıp, ilkbahara kadar devam eden sürede görülen mevsimsel duygulanım bozukluğu, rutın hayatı ciddı olarak etkiliyorsa tedavi edilmesi gerekıyor. Genel depresyonlarda olduğu gibi burada da kişinin uyku. yeme gibi aktivitelen bozuluyor. Bilım adamlan, sorunun ışık azalmasından kaynaklandığını savunurken, dünya nüfusunun yüzde 5 kadannın bu sorunu yaşadığı tahmin ediliyor. Uzmanlar, mevsimsel depresyonu olan kişılerin mümkün olduğunca gün ışığına çıkmalannı. dengeli beslenmelerini ve ev ıçinı iyi aydınlatmalannı önenyor. Uzmanlann bir başka önerisı de çocuk sahibi olmayı düşünenlerin doğumu ilkbahar aylanna denk getirmesı. Yaşh ve çocuklar Depresyonun yaşlılar- da görülmeolasıhğı yüz- de 15. 12 yaş altındaki çocuklann yüzde 2,13- 19yaş.lan arasındakilerin ise yüzde 5'inin depres- yonu olduğu kabul edi- îiyor. Yapılan araştırma- lara göre dünyada her yıl bin kişi intihar ediyor. Bunlardan yüzde 45 ile 64'ünün geçmişte dep- resyon sorunuolduğuka- bul ediliyor. Depresyon hastalannın yüzde İ5'i ise hayatlanna kendi el- leriyle son veriyorlar. Havanın hep bulutlu olduğu, dünyanın sonunun geldiğini hissettiğiniz anlar depresyon olarak belirtiliyor Depresyon geçirme olasıhğı kadınlar için yüzde 20- 26 arasında erkekler için ise yüzde 8-12 arasında değişiyor. Her üzüntü ve kaygınru depresyon olmadîğı beürtildi. Insanları ııasıl etkiliyor? İstanbul Haber Servisi- Uzmanlann kesinlikle anımsattığı bır şey, her üzüntünün, kaygmın depresyon olmadığı. Havanın hep bulutlu olduğu, dünyanın sonunun geldiğini hissettığinız anlar depresyon olarak belirtiliyor ve kesinlikle bir uzman tarafından tedavi edilmesi gerekiyor. Depresyon halindekı kişinin hayatından bazı kesitler ise şöyle belirtiliyor: • Her şey bozuk, kötü veya yanlış gibidir. 19IUY1S - 4 HAZİRAN1999 İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı 11. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali programında yeralan "F@ust Sürüm 3.0" gösterilerinin gerçekleştirilmesindeki değerli katkılan için Volksvvagen'e teşekkür eder. FEST1VAL SPONSORÜ Henkel KURUMSAL SPONSOBLAB KOCBANK E3ÜÜI3 Bu ılan Cumhurıyet Gazetesi'nin katkısıyla vavınlanmıştrr. RENAULT • Hayatımzdaki hiçbir şey size mutluluk ya da ümit duygulan vennez. • Hareketleriniz ve düşünceleriniz ağır çekimde gibidir. • Normal konuşmayı sürdürmek büyük bır savaş gibidir. Kendinizi bır türlü ifade edemezsiniz. • Gülümsemek zorlama ve tuhaf gelir. sanki gülümseme kaslannız donmuş gibidir. • Tedirgin ve endişelisınizdir, boğuluyormuş gibi olursunuz. • Eviniz darmadağınıktır. Çamaşır ve bulaşıklar yıkanmayı bekler, mektuplannızı açmazsınız bile. • Görüşmek isteyen arkadaşlannıza bahaneler yaratırsınız. • Genellikle koyu renk giyinirsiniz. • Başağnsı, mide sorunlan ve yorgunluk gibi nedenlerle sık sık doktora danışırsınız, ama bir türlü hastalık bulunmaz. Ya da kendi kendinizi kanser gibi bir hastalığmızın olduğuna inandmrsmız. • Gecenin ortasmda uyanır ve bir daha uyuyamazsınız. Gün ortasmda hayattan kaçmak için uyumaya başlarsınız. • Normalde bir sabahta bitirdiğiniz işler bütün bir haftanızı almaya başlar. • Birkaç gün sonrası bile söz konusu olsa bir türlü ileriyi göremez, plan yapamaz, ümitlenemezsiniz. • Aynı giysiyi günlerce arka arkaya giyersiniz. • Hep bir şeyleri kaybedersiniz, bir şeyleri yapmayı unutursunuz. bazen günlerden ne olduğunu hatırlamak bile zordur. • Sekse veya fiziksel temasa ilginiz azalır. Birisine sanlmakla duvara dayanmak arasında duygu açısından pek fark yoktur. • Sokaktayken kimseye rastlamayacağınızı umarsınız. Hem günlük konuşmayı sürdürmek zordur, hem de sizle ilgili bir problemi sezeceklerinden korkarsınız. • Bazılan yemekten zevk almamaya başlar, bazılan da fazla yemek yer. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Mutluluk ve Mutsuzluk Üstüne Günümüz insanı mutsuzluktan yakınıyor. Bilim- de ve teknikte akıl almaz gelişmeler insandaki mutsuzluk duygusunu gıderemiyor. Yoksul kişi maddi sıkıntılar içinde günlük yaşamını sürdürme- ye çalışırken, varsıl daha başka sıkıntıların tutsa- ğı. Gelişmiş ülkelerde intihar ya da suç işleme oranlarının yüksekliği mutluluğun her zaman zen- ginlikle ilgili olmadığının kanıtı. Temelde toplum- sal, ekonomik vb. çarpıklıklar bulunduğu kuşku- suz olmakla biriikte. yoksuluyla varsılıyla günü- müz insanının mutsuzluğunda "bi!inç"ve "ahlâk" alanındaki çarpıklık ya da yoksunluklann etkenli- ğini de görmek gerekiyor. "Olmakya da Sahıp Olmak" adlı kitabında Erich Fromm, günümüz insanındaki ölçüsüz sahip ol- ma tutkusunun, dizginsiz mülkiyet edinme hırsı- nın onu nasıl mutsuzluğa sürüklediğini anlatıyor. Fromm'agöre, mutluluğun kaynağı "sahipolmak", "tüketmek" değil, "var olmak" ve "üretmek"tir. Günümüz insanı ise büyük çogunluğuyla, ölçüsüz bir mülkiyet edinme hırsının kölesi olarak, sınır ta- nımaz bir "tüketme" hırsı içinde, var oluşunun özü- ne yabancılaşmıştır ve bu nedenle de mutsuzdur. Günlük ekmeğını kazanmaya çalışan kişi için mutluluk kavramının bile lüks olduğu hakh olarak söylenebilir. Fakat varlıklı ya da maddi bakımdan yeterince donanımlı olduklan halde mutluluğu ya- kalayamayan kışilerin durumu için Fromm'un gö- rüşlerı açıklayıcı olabilir. Mutluluk ya da mutsuzluk kavramlanyla görü- nürde bir ilgisi bulunmamasına karşın bir başka kı- tap, 1818-1881 yılları arasında yaşamış Amerika- lı antropolog Levis Henry Morgan'ın "Eski Top- lum"u, bize bu konularda da görüş açısı kazandı- rabilir... Daha önceki bir yazımda da sözünü etti- öim klasikleşmiş yapıtında Morgan, Kızılderili ve frıka uygarhklarını incelerken, hiçbir toplumun bi- ricik olmadığını kanıtlıyor. Başka bir deyişle, bü- tün kişiler ve toplumlar, herkes, hepimız, gelmiş geç- miş bütün toplumlann ve tek tek bütün kışısel- toplumsal birikimlerin sonucuyuz... Bütün bır ın- sanhk tarihınin sonucu ve parçasıyız... Morgan'ın kitabı bana, "sahip olma" hırsının yanı sıra günü- müz insanının mutsuzluğunun bir başka nedeni- nin de kendini biricik ve benzersiz sanması, ölçü tanımaz bireycilik duygusunun sınırları içındekı tutsaklığı olduğunu düşündürdü... Sistem, sahip olma hırsını ve bireyciliği dayatı- yor... Her ülkeden ve her toplumsal kesimden in- sanlar, her biri kendi dar bıreyselliklerinin sınırları içinde, her bin kendini bıricık sanarak, başka in- sanlardan ve tarih duygusundan kopuk, dizginsiz bir sahip olma ve tüketme hırsıyla gözleri karar- mış, yarıştalar... Yaşamın anlamını, mutluluk ve mutsuzluk kavramlannı ırdelemek ise modası geç- miş çabalar sayılıyor... Rus şairi Lermontov 1838 tarihincte yazdığı "Düşünce" adlı şiirinde, kuşağını "boş ve karan- lık" bir geleceğin beklediğini söylüyordu... Ler- montov'un dizeleriyle: "Sevgimiz de rastlansaliğ- rentimiz de I kurban vermiyonız ne kine ne aşka I Kanımızın kaynadığı an bile I Gizemli bir soğuk- luk egemen onda..." Geçen yüzyıl şairinin önsezisi günümüz insanı için belki daha da çok gerçeklik taşıyor... "Sevim- siz ve unutulmaya yazgılı bir kalabalık halinde" yeni bir binyıla doğru ilerleyen bugünkü ınsanhk, belki hiçbir zaman olmadığı kadar mutsuz... Kar- deşlik ve eşitlik idealleri canlanmadıkça, insanı sa- hip olmak ve tüketmek hırslarının değil var olmak ve üretmek duygulannın özgürleştirdiği duyum- sanmadıkça, tek tek bireyselliklerimizin ötesinde bütün bir insanlığın sonucu ve bir parçası olduğu- muz bilinci kazanılmadıkça, mutluluk duygusu, yerini şimdi olduğu gibi yüzeysel doyumlara ve git- tikçe daha çok çatışmalara bırakarak, yeryüzün- den büsbütün uzaklaşacak... Dr. Sağıroğlu, haklılığını göremedi Yargı karannı uygulamayan SSK yöneticilerine ceza • Eski RP'li Necati Çelik döneminde görevinden alınan SSK Istanbul ll Başkanı Dr. Fevzi Sağıroğlu ile ilgili idari yargı karannı uygulamayan SSK yöneticiîeri, tazminat ödemeye mahkûm edildi. 12 Mayıs Çarşamba günü yaşamını yitiren Sağıroğlu. haklıhğının onaylanmasını göremedi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkeme- si, yargı kararlannı uy- gulamamanın alışkanlık haline getirilmesine kar- şı örnek oluşturabilecek bir karar verdi. Eski RP'li Necati Çe- lik'in Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı dö- neminde görevinden alı- nan SSK istanbul ll Baş- kanı Dr. Fevzi Sağıroğlu ile ilgili idari yargı kara- nnı uygulamayan SSK yöneticiîeri, 400 milyon lira tazminat ödemeye mahkûm edildi. Dava de- vam ederken 12 Mayıs Çarşamba günü yaşamı- nı yitiren Fevzi Sağıroğ- lu, haklıhğının onaylan- masını göremedi. Partızanca politikalar nedeniyle Necati Çelık tarafindan görevinden alı- nan Fevzi Sağıroğlu, İs- tanbul Okmeydanı Hasta- nesi'ne atandı. Sağıroğ- lu'nun başvurusu üzerine îstanbul 2. Idare Mahke- mesi, bu işlemle ilgili ön- ce yürütmenin durdurul- ması, daha sonra iptal ka- ran verdi. SSK Yönetim Kurulu. yürütmenin dur- dunılması karan üzerine Fev zi Sağıroğlu'nu göre- \ine iade ettı, ancak aynı gün yeniden görevden ala- rak SSK Ankara thtisas Hastanesi'ne atadı. Bu iş- lem de idare mahkemesi tarafından iptal edildi. Bunun üzerine Fevzi Sağıroğlu'nun SSK Yö- netim Kurulu aleyhıne aç- tığı tazminat davası red- dedildi. Yargıtay'ın bu ka- ran haksız bulup bozma- sı üzerine tazminat da\ a- sı yeniden görüşülmeye başlandı. Ankara 17. Asliye Hu- kuk Mahkemesi'nde gö- rüşülen tazminat davası geçen günlerde sonuçlan- dı. Mahkeme, verdıği ka- rarda SSK Yönetim Ku- rulu üyeleri ,\li Toptaş, MafruzGükr, Naci l.'nal ve Mehmet Kabakçı'yı 400 milyon lıra manevi tazminat cezası ödemeye mahkûm etti. SSK avukatlan karan temyiz etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle