21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 MAYIS 1999 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Cezaevi Yerine TBMM'ye! Muzaffer llhan Erdost ve Oral Çalışlar... TBMM'ye değil, cezaevleri hücrelerine gitmek üzereler!.. Oysa niceteri var ki, geçmiş- te yaptıkları ettikleri yanlarına kalmış, şimdi önemli yerlere özenle yerteştirilmiş!.. Işte, Fazilet'in iki kadın millet- vekilinin ABD uyruğu olduklan meydana çıktı. Amerika devle- tine bağlılık andı içmiş olanlar nasıl olur da aynı zamanda Türk Anayasası'na bağlı olduklarına yemin eder? Onlann verdikleri söze kim inanır? Niye adaylann geçmışleri, kimlikleri önceden araştınlmaz? "Ben aday olmak istiyorum" diyen kişi nedir, kim- elir, necidir diye neden sorul- maz? Geçmişten ders alalım! Evet, doğru söz! Bay Bahçeli kendi sözünden ders almış mı? Hiç sanmam! Çünkü Ecevrt'in "mil- Uyetçilerden, ülkücülerden özür dilemesini" isterken hiç de geç- mişi unutmuşa benzemiyor! Mil- liyetçi olmak, ülkü sahıbı olmak yalnız Bahçeli'lerin tekelinde mi? Olabilse, yapılabilse, parla- mentoya seçilen kişilerin geç- mişleri didik didik edilebilse!.. Bakın neler çıkacak? özellikle sağcı partilerin içinde nice gizli kalmış "ün/ü"ler var. Çift pasa- portlular, birtakjm yasadışı işle- re bulaşmış olanlar; aklınıza ne gelirse hepsi!.. Böyleleri Meclis'e girer, birer buçuk milyar aylık alır; Oral'lar Muzaffer'ler, ise hapisleretkılmak istenir. Bir yalancının sahte ifti- ra mektubuyla gözaltına alınan, sonrada'91 seçımlerinde yap- tığı bir konuşma yüzünden Hay- mana Hapishanesi'nde çile dol- duran İP lideri Perinçek gibi... Anayasa Mahkemesi Başka- nı ne demişti: "Eyleme dönüş- meyen düşünce belirtmek suç olamaz." Bilmem bu anlayış yal- nız sağcılar için mi geçerii? Oral'ın, Erdost'un yazılan hal- kı eyleme mi çağırıyor? Bu ya- zılar bir düşüncenin belirtilmesi değil mi? Dinsel propaganda yapmak, şeriat düzenini övücü sözler söylemek, yazmak dü- şünce özgürlüğüne uygun; ama Oral'ın, Erdost'un kitaplan mil- leti başkaldırmaya davet! Bir yazan, bir düşünürü hap- setmek onun düşüncesini, gö- rüşlerini değiştirir mi? En güzel yaprtlar hapislerde yazılmıştır demek hiç de yanlış olmaz! Oral, Erdost gibi, düşünceterini açık- layanlann da "içerideki" günle- rinden yeni yeni çalışmalaria çı- kacaklannı bilmeliyiz. Oral Çalışlar, Muzaffer llhan Erdost, Doğu Perinçek gibi in- sanlann yeri hapishaneler olma- malı, TBMM olmalı!.. Bu toplum çağdaşlıktan, uygariıktan, emek- ten, güzelliklerden yana çaba harcayan, üreten, yaratan insan- lannı bağnna basmasını bilme- li... Bilmezse, işler çıkmazlara girer. Meydan çıkarcılara, fırsat- çılara, halktan, emekten yana olmayan çirkin polikitacılara ka- lır. Hep olageldiği gibi!.. Sen, Kurultay Delegesi Kardeşim! Erhan KARAESMEN urultay'a koşuyorsun. Bu, ne ka- dar acele oluverdi böyle. Bulan- mış gönüller, kanşmış kafalar, bir dmaya gidemeden, köpûrmüş hırslann anlamsızbiryanşmasi sergileniyor gibi. Oysa sogukkanlılığın ve aklın her za- mankinden fazla olaylan yönlendirmesi ge- reken bir dönemdeydik. Panik, kör dövüşü, yangından mal kaçır- ma, tüm edilgenlikler bir arada. Bereket ver- sin sen varsın. Bu anlamsızlıklar, bomboş- luklar, edilgenlikler içinde senin sağduyun en güvenılir dayanak olarak ortaya çıkıyor. Aslında olaya, "dnun boyutuna" taşıma- dan düz gerçekliği içinde bakalım. Nedir? CHP kötü bir seçim geçirmiştir. Yandaşlan- nm yeterince gerçekçi bir kesimi için bu bir sürpriz olmamıştır. Boyun bûkerek, dışan göstermeden ûzülerek bir yenilgiyi bekler hal- deydiler. Ama yüzde 15'lerden 20'lerden dem vuran hayal tacırlen ve onlann peşine pek basiretsizce düşüvermiş bir küçûk yö- netici grubu için bu sonuç tam bir "şok" ol- du. Sonucu sürpriz gibi algılamasalar da, partinin samimı yandaşlan da bundan derin üzüntü duydu. Her siyasal partide olduğu gibi CHP'de de genel yandaşlann yanı sıra ve onlann da özûnü oluşturacak biçimde, parti içi, en ya- kınlann oluşturduğu gruplar bulunuyor. Or- gütö ve özveriyle, her işine koşuşan aktif üyeleri gibi. Bunlann vanlan durumdan da- ha da derin üzüntü duyduğu kesin ve sen de- lege kardeşim, milyonlarca insanın genel temsilcisi olduğun gibi bağn çok yanık par- tililerin de çok özel temsilcisisin. Herkesin partiye sahip çıkma arayışına girdiği bir dö- nemde, sen bu arayışın yöntemini ve kura- lını belirleyecek adamsın. Şimdi senin aklına, vicdanına. sağduyu- na yönelerek diyorum ki, "dikkatini. sakm ha, genel başkanlık kavgasına yönettme". Bu aşamada. partinin geleceğı, genel başkanlı- ğın zaten kınlıp dökülmüş koltuguna Ah- met'in, Mehmet'in oturtulmasına bağlı de- ğildir. Sen, kurultay delegesi kardeşim, yıl- lardır verilemeyip, şimdi de yaşamsal ivedi- lik kazanan bir çok önemli kavgayı, partinin ilkeli, kararlı, adam gibi bir sol parti olma- sının yöntemini belirleyeceksin. "Ataokne- redekaldı?MustafaKemal kimdi? Aydnlan- ma ve çağdaşlaşma nedir?" Bunlann yanıt- lannı nedenlenyle birlıkte araştıracaksın. Gerçek bir sosyal demokrat partiye, Türk si- yasal ortammın gittikçe sağa kaymışlığı ve çözüsmüsjüğü içinde, çok ağır görevler düş- mektedir. Ama, halen vanlan perişanhk ve savrulmuşluktan kurtulmanın ve bir an ön- ce toplum kavgasına başlayabilmenin yolu partinin var oluş amacını, ilkelerini ve bun- lara uygun olarak işleyış biçimını yeniden be- lirlemekten ve tanımlamaktan geçiyor. Olay kesinlikle "bir genel başkan ghsra, öbürü getsin, il örgütierinin bir kısmı degişsin, bir bölümü yeni genel başkanıyla uzlaşsın" dü- zayaklığı ve şematikliği içinde ele alınabi- lecek cinsten degildir. Olay organik, ferah bir soluk ahp verme düzeneği içinde, partinin fîkir ve politika üretebilmesi ve bunu toplum- da ulaşabildigi tüm kesimlere benimsetebil- mesidir. Partiye maalesef epeyce bir zaman- dır damgasını basmış bulunan "net oianu- ma. götgeti ve loş göröntüler sergOeme, genel ortamın sağa kayrç yanşmda, pist kapaıaya pürçma",gibı arazlardan büyük süratle ann- dınlması gerekmektedir. Yeni yapılanmada az sayıda çok temel ilkenin belirlenmesi ve bunun mutlak bir kararlılığa dönüstürülme- si her şeyden daha önemlidır. Senin burada seçeceğin parti meclisine bu "kendini bulma ve yeniden ilketenme" döneminde çok fazla ve çok özel iş düşecek- tir. Burada herhangi bir genel başkan parti meclisine kuvvetle dayanmak ve onun en et- kin biçimde çalışmasını kolaylaştırmak zo- rundadır. Bu yeniden yapılanmanın ve ilke- lenmenin yoğun hazırlığı sonunda, yeni yüz- yıla girerken ya da girdikten az sonra, artık kesinleşmiş bir kararlılıgın, bir taze dina- mizmin simgesi olacak zımba gibi, tercıhen genç ve mangal yürekli bir "kaba bir gend başkan"ı o zaman ararsınız. Delege kardeşim, senin bu kurultayda ya- pacağın; yeniden yapılanmanın en kısa ger- çekçilik ve akıl doğrultusunda, sorumlulu- ğunu taşıyabilecek bir parti meclisi seçmen- dir. Ona birkaç ay için yardımcı olacak bir geçici genel başkan belirlemen ise ikincil bir öğedir. Yani yapacağın iş bu denli kestir- medir. Daha ötesi defildir, çünkü daha öte- sinde bılenmiş hırslann ortaya dökülmesiy- le, çok anlamsız bir "mevcut obna>-an kol- tuğu kapma _vanşı''na. dönüşmesı tehlikesi açıkça görülmektedır. Bu görüntünün ılgi ve umutla olup bıtenleri izleyen milyonlarca yurttaştarafmdaıı benimsenmesi vetakdirgör- mesi olanaksızdır. Buna göre, oy kulisleri- ne dalmadan, kürsü profesyonellerine mey- dan bırakmadan tek tek çıkıp hepinız çığlı- ğmızı atabilmelisıniz. Bu toplu çığlık ikin- ci günün sonunda güçlü bir haykınşa dönü- şecektır. Umudumuzu Karartmayın! Yetkİn A R O Z SODEV (Sosyal Demokrosi Vakfi) Genel Sekreteri CHP kurultayına çok az bir zaman kaldı. Yaklasık bir aydır hemen her gün birden çok yazı çıkıyor Cumhuriyet'te CHP için. lçten- likli, kimi öfke kimi üzüntü ve kaygiyı yan- sıtan, hepsı de uyarma işlevini gören yazılar funken almanız için , Alacagınız Telefunken ürünlerinin her 25.0O0.0O0 TLsine bir klimalı ithal otomobil cekiliş kuponu veriyoruz. 70 yada 82 ekran TV * alan herkese 37 ekran Telefunken Supersonic hediye ediyoruz. bunlar. CHP'nin kimliğinde Türkiye'nin çı- kış yollannı, aydınlığını bulmanın çabalan. Yanlışlanndan. eksiklerinden annmasını ön- gören eleştiriler demeti. Elbette uzaktan davulun sesi hoş gelir. Ve "bekârm bosamasT kolaydır! Önemli olan onun mutfağın- da yer almak ve sağlıklı karar- lar üretebilmektir. CHP'nin kurultay üyelerini çok zor bir sınav bekliyor. Ya yeniden ya- pılanmayı gerçekleştirecek kadrolan işbaşına getirecek- ler ya da umudu karartan es- ki yapıyı bir-iki değışiklıkle sürdürmeyi yeğleyeceklerdır. Sonuncusu bir ılenme (bed- dua) olur ancak. Oyian ve so- luklan CHP'yi yeniden can- landırmaya yetmezse, yeni- lenme, dönüşümü başlatma devinimi denizine varamadan çölde yitip gıden akarsular gi- bi kurursa yazık olur CHP'ye, yazık olur bu ülkenin gelece- ğine. Kimse istemiyor böyle bir sonu. Şunu iyice biliyoruz: Başansızlıgımız bizim yan- hşlarunızdan, eksikliklerimiz- den. Hangi nedenlerden kay- naklanırsa kaynaklansın ge- nel başkanından sade üyesine, ona oy veren-vermeyen yurt- taşına değin hepimizirr ortak sorumluluğu var bunda. Çö- zümünü de hep birlikte bulmak zorunda> ız. Kurultaym değer- lı üyeleri hepimiz adına kul- lanacaklar oylannı. Bız, CHP'nin yeniden ya- pılanmasını istiyoruz. Atatürk ve devrim ilkeleri sıkışmca anımsanan, sıkışınca ortaya sürülen bir söylem olmaktan çıkanlmahdır. Yeniden bir Ku- vayı Milliye hareketi başlatıl- malıdır. Bu yükün altından başka türlü kalkamayız yok- Çalışır durumdaki eski TV'nizi ya da müzik setinizi 25.000.000 TL'ye aiıyoruz, yerine yepyeni bir Telefunken veriyoruz. Ustelık butun lelefunken ürünleri hemen teslîm, peşin fiyatma taksitle. Müzik seti, televizyon, video... Herhangi bir Telefunken alın, klimalı ithal otomobil kazanma şansınızı artırın. Hemen ekleyelim, her ÇekİIİŞte 78 SÖet klİmall İthal OtOmobİI veriyoruz. 31 Mayıs'a kadar sürecek bu kampanyadan mutiaka yararlanın. (*) Bu fırsat. Supersonic. Nova ve Cinema serist 70 ve 82 ekran TV ler için geçerlidir. BOSCH Yetkili Satıcılarında 1u kampanya Bosch Yetkili Salıcıları ndan alınan tum Telefunken ve Bosch ürünleri için geçerlidir. TELEFUNKEN (ıı;sıı ttriui 0800 211 40 29 234 Volkswaqwı Polo Classıc AC 16 klimalı kampanyası 15 Nısan 1999-31 Mayıs 1999 tahhleri arasında devam edecektır Bu eşya pıyangosunun Ulinliterı 07 05 1999, 21 05 1999 11 06 1599 tarıhleıınd» ssat 11.00 deBSH Grunbprg Ev Aldleıı Tıc * S. Cemal Sahır Sok. No 26 28 Mecidlyckoy 80300 Islanbul adresınde yapılacak cekilislcrte belırlenccekttr Her c«kilı«te 78 adet araba veritecektir Kazanan numaralar talihlıler 11.05.1999 2505 1999 15.06.1999 larıhlennde Mıllîyet Gazetesı nde ve katnpanyanm yürululdugu Bosch Yetkilî Sahcıiar; nda ilan :di!«cektır Kazanamayan numaralar. II9İİ1 umpanyaya ai( bir sonrakl cekilisc devre<3ı>eccktır 15 Nısan - 30 Nısan 1999 da kupon alanlar 1-2-3 uncu cekılışlere. 1 Uayıs-15 Mayıs 1999 da kupon alarlar 2-3 uncu cekilislcre. 16 Uayıs-31 Mayıs 1999 da kupon alanlar 3 uncu cekilrşe rştııak edecekierdrr. Bırınci cokıhs ıcın 26.05 1999 gunu. ıkırtcı cekiliş tcın 09.06.1999 gunu ve uçüncu çekiiis için 30.06-1999 gunü aksamına kadar başvurmayan talihiılere ikramiyeleri verilmez. Sizte^e v«rilen kaitiım kupon numaralarınm oogrulugunu bildihm formurtdan korvlro! ederek imzalayın Taiıhliler kampanyaya işltrak kuponunu ve Teietunken-Bosch jrLnierıyle ilgth alısverıse delıl teskı! eden faturayı. iteri teslim seceneklerinde iç« pesınat dekontu ya da makbuzunun lotohopisı ıle kampanya katılım sozleşmesınîn fotokopısını tbraz ettıkterinde ikramıye tesiı^ - ' ' . - • • z BSH Grunberg Ev Alellerı Tıc A.S. BSH PEG A Ş. Telra A S Bosch Yetkili Salıcıları. Manaıans Thompson ve ALICE BB;. -nyeien verılmez. Katma Degeı Veıgısı hartç olmak uzere Vcraset ve Inlikal Vergısi tie ikramıye teslimine ait diger yas. ... * - ~~. •. . J -. . . , , . . >Iona basvurulabllir. Bır kisıye bırd#n tazta ıkramıye verilmez ve kazanan talîhiı diğer çekilislere katrlamaz Bosch Yeth •' yapıJacak her 25 000.000.- TL l>h Tele?(jnken-E : •••eıılır BSH Grunberg Ev Alelterı Tic. A.Ş . kampanya kapsamındaki otomobıllerde yapılacak renk ve ek aksesuar degisık: . . saklı tutar Bu piyangoya i?tır«k eden nerKes y~- sayılır. Bu kampanya Milli Piyango Idaresi Genel Mudurlugu min 09.04.1999 tarih ve B.07.1 MPI.0.13.00.02 757-3269 sayılıuri' >ıe aucenienmiştir. sa. Şu tabloya bir bakın: Boğa- zımıza kadar borç batağında- yız. Ulusal çıkarlanmızı ko- ruma gücünden yoksunuz. Köktendincilik ve etnik ayn- lıkçılık. dış güçlerin de yatak- çılığında cumhuriyetimizi di- dikliyor. Büyük bir tehlike çemberi içindeyiz. Uçunımun ucuna gelmişiz. Gerici eğiti'm odaklan çığ gibi boy atmış. Gelir uçurumu halkın arayış- lannı "Cumhuriyet'e kârşı olanlaruı cephesine çeker ol- muş", sağ sağ. sol sol olmayı başaramıyor. Çürüyoruz-çö- zülüyoruz. Ülkemizi yeniden kurtar- mak, aklın, bilimin aydınlı- ğında, banş içinde yaşayan bir Cumhuriyet'e dönüştür- mek solun, sosyal demokrat- lann öncelikli görevi. Işimiz çok zor. Hem bunlan söyle- mek hem de şu ya da bu ne- denle aramızdan kopup giden- leri yeniden bu oluşumda bul- mak kökten bir atılımı gerek- )i kılıyor. Yurdumuzu kanser gibi saran şeriat bataklığmı, ge- rici hi2aklan, onlan kendi çı- karlan bağlamında destekle- yen dış güçleri etkisiz duruma getirmek için bütün kanallan açmalıyız. Ülkeyi kendi or- tak aklımızla yönetmeyi, ulu- sal çıkarlanmızı korumayı ye- niden ögrenmeliyiz. Başka çı- kışımız yok. Kökeni, inancı ne olursa olsun bu ülkeyi bir- likte kurduk, bu ülkede bir- likte yaşayacağız. Bunu ancak, Atatürk ilke ve devrimlerinden ödün ver- meyen bir CHP yapabilir. Ör- gütünü, ekonomik, toplum- sal, kültürel politikalannı bu dogrultuda yenileyen, Cumhu- riyetimizi rotasına sokan bir anlayışla ancak CHP toparla- yabilir. Kurultay delegeleri, biliyoruz. işiniz çok zor. Ama o denli de onurlandıncı. Umu- dumuzu karatmayın! PENCERE YDD Olgusu ve Türkiye... 20OO'e neredeyse 6 ay kaldı. Insanlık bir dönüm noktasında. Yaşadığımız dönüşümün adı çoktan kondu: YDD (Yeni Dünya Düzeni). Yeni bir olgu kar- şısında mıyız? Yoksa "daha da gelişmiş emper- yalizm" mi söz konusu?.. Tarbşılıyor. Ancak YDD'nin anatomisi beş on satırta özetlenebilecek kadar yalınlaştı: Aşağı yukarı 50 ÇUŞ'un (Çok Uluslu Şirket) dünya pazanna ve mali sermayesine ege- men olması... Bu gücün arkasında bir "Süper Güç"ün (ABD) bulunması... Bilgisayarlı iletişimin dünya mali piyasalannı ışık hızıyla birleştirmesi... Sermayenin küreselleşmesi... Serbest piyasa eko- nomisinin "telfyo/"adönüşmesi... "Vahşi kapita- lizmin doğallaşması... Küre patronlannın, yeryü- zü doğal kaynaklannın dağıtımını denettemesi... Ser- maye egemenliğinin sınırlan kaldırması... Yoksul ülkelerin zenginlere borçlannın katlanması... Eme- ğin zapturapt altına alınması... Sosyal devletin dışlanması... Ulus devletin tek pazar ekonomisi- ne engel sayılması... Süper Güç'ün dünya jandar- ması işlevini üstlenmesi... • Süper Güç'ün olağanüstü propagandası, YDD'nin övgüsünü yapıyor. Medya sık örülmüş bir balık ağı gibi yeryuvariağını sardhğından, YDD propagan- dasına karşı durmak güç!.. Yoksul ülkelerde ve Tür- kiye gibi orta karar toplumlarda, YDD'nin övgü- sünü yapan gazeteciler, yazarlar, profesörler, eko- nomistleryüksek ücretlerle ödüllendiriliyoriar; ama, gerçek nedir?.. Gerçegi dile getiren sesler yine Batı'dan yükse- liyorlar. Çeşitli bağımsız kurumlar (hatta Birleşmiş Milletler, IMF ve Dünya Bankası verileri) YDD'nin insanlıktayoksul-zengin çelışkisini derinleştirdiği- ni, Kuzey ve Güney yanmküreleri arasındaki uçu- rumun derinleştiğini vurguluyoriar. Kutuplaşma yoğunlaşıyor. Batı'daen cıddi kaynaklar yoksul-zengin çeliş- kisinin ne ölçüde hızlandığını belirten öyle rakam- larveriyoriarki, inanılamaz!.. Bunlar bizim basını- mızda yer alıyor; ancak aldıran yok!.. Sömürü el- le tutulurcasına yoğunlaştı. Çelişkilerin derinleş- mesiyle dünyanın çeşitli bölgelerinde dinsel, mez- hepsel ve etnik savaşlar çoğaldı ve yoğunlaştı. Kü- resel patronlar bu savaşları sömürünün karşısın- da engel gibi görünen ulus devleti dize getirmek ya da yıkmak için kullanıyorlar. • YDD'nin ağıriığını Türkiye köküne kadar yaşıyor; Yeni Dünya Düzeni'ni belirleyen temel hastalıkla- rın pençesindeyiz. 1) Zengin ülkelerle aramızdaki ekonomik uçu- rum derinleşiyor. 2) Ülke içindeki yoksul-zengin makası açılıyor ve bölgesel farklılıklar büyüyor. 3) Dış borçlaria dış zenginlere, iç borçlaria iç zen- ginlere borçlanma katlanıyor, faiz yükü ağıriaşıyor. 4) Din ve mezhep kavgalannın dıştan ve içten pompalanmasının olumsuz sonuçlarını derliyo- ruz. 5) Etnik savaşın dıştan tohumlanması ve des- teklenmeşi kanlı meyvelerini veriyor. -' : • Küreselleşme dışında yaşayamayız, YDD bir ol- gudur; ama, bu sürecin koşullarına kayıtsız şart- sız teslim olarak çökmek ve parçalanmak kaçınıl- mazbiryazgı mı?.. Cumhuriyet . kitap kulübû riyet ulüb fl TAM DA BUGÜN OKUNACAK ÎKİ KÎTAP Hikmet Çetinkaya TÜRKİYE'NİN ŞEYTAN ÜÇGENt Ecevit:"Lütfcn bu hanıma haddını bıldınn". dedi. "Türban Bunaltıeısı" FP'lı Mer\e Kavakçının yemınını kım önledı? Hadlennın bıldırilmesi gereken dığer kimlikler kime ait? Hadlenni bılecekler mi? Bu kitap u had bıldirmenin" abecesı. (Cumhunyet Kitaplan) ŞERİAT PAZARI FP'lı Merve Ka\akçı türban bunalımını yırmi dört saat içinde mi yarattı? Kavakçı'mn ardma gızlenen yeşıl bayraklılann, çember sakallılann. cüppelilenn. sankhlann, sıyah çarşaflılann pazara çıkanldığı bir kitap. (ÇagdaşYavınlan) 24 SAAT NÖBETÇİ KİTAPÇI Her işlem bir telefonla (212)514 01 96 Yaşam, kalbin iki vuruşu arasındaki zamandır. Kalbinizi horuyun. TÜRKKALPVAKFI 79 Mayıs Cd. No: 8 Şışli/İSTANBUL Tefr (0 212)212 07 07 lpbx) 10 Hat Faks: (0 212) 212 68 35
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle