17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 NİSAN 1999 ÇARŞAMBA S1ÇIMP99 kalesinde soliddialı• DSP'nin Türkiye'de arkasına aldığı rüzgâr sağın kalesi Manisa'da da etkisini gösteriyor. HADEP, bir zamanlar Refah'a kaptırdığı oylan geri alacak gibi görünüyor. DYP ve ANAP'ta aday belirlemeden kaynaklanan parti içi çalkantılar bu seçimde de sürüyor. ASUMANABACIOĞLU MANİSA - Bugüne kadar sağın kalesi olmayi sürdüren Manisa'da, bu seçimlerde sol partıler oldukça iddialı. DSP'nin Türkiye genelinde arkasına aldığı rüzgâr. Manisa'da da etkisini gösteriyor. Öte yandan HADEP'in Refah PartisVne gıden bazı oylannın, bu dönemde yerini bulması beklenıyor. DYP ve ANAP ise geçen dönemde olduğu gibi yine adaylann belirlenmesinden kaynaklanan parti içi sıkıntılarla seçime giriyor. Manisa'da 1995 seçimlerinde milletvekili seçilen adaylann çoğunun bu seçimde de listelerde ûst sıralarda yer almalan dikkat çekiyor. ANAP'tan Ekrem PakdemirlL Abdullah Akarsu, Tevfik Diker, DYP'den Raa Akçalı. FP'den Büknt Annç. yine üst sıralardaki adaylıklannı koruyorlar. ANAP Manisa Milletvekili SümerOraTın ise bu seçimde Manisa'dan değil, Izmir'den aday olması sürpriz oluşturdu. DSP, bu seçimlerde milletvekillen Hasan Gülay ve Cihan Yazar'ı yine ilk sıralarda aday gösterdi. 1995 seçimlerinde DYP'den milletvekili seçilen Ayseii Cöksov ile CHP'den Erdoğan Yetenç. bu seçimlerde listelerde yer bulamayan milietvekillen oldu. Adaylann kişiliği ön planda 18 Nisan seçimlerinde 10 milletvekili çıkaracak olan. Manisa'da, geçen seçimlerden farklı olarak gerek yerel ve gerekse genel seçimlerde adaylann kişiliği daha ön planda. Bu durum özellikle DSP ve CHP adaylannda daha belırgin gözleniyor. Manisa'da uzun yıilar eğit\piçiftk yapan, kamu emekçilerının sendikalaşmasında .yoğiin mücadelesiyle tanınan ve Îîğitim-Sen'de yöneticilik görevi sürdüren CHP 2. sıra milletvekili adayı Erdoğan Erdem, öğretmen ve MANİSASeçmen sayısı: 750.373 MiJ)etvekiltssvı$ı.il RP DYP A.NAP DSP CHP HADEP İP MHP MP VDH VDP VT Bı£ıms. Paıliltır Pariikıin piiiT m dağıtmn vh/dılcri 1 4 3 1 1 . - - - 9M 36J* ZTJ7 18.1* ».» - - •Somal js* \ •fcrkaûaç 6*&*V* 7 fAkhsar» Demırcı • ^ Sfoıhanlı Gördes • )>-" - V . Manisa ^ f Turgutkt-salıhlı . A i a ^ memur kesiminin desteğini arkasına almış görünüyor. Erdem, bu seçimlerde kararsızlann büyük bir oran oluşturduğuna dikkat çekerek, özellikle köylerde kime oy vereceğini bilmeyen insan sayısının çok yûksek olduğunu söylüyor. CHP'nin, bu seçime parti içi sorunlanm gidermiş olarak girmesinin avantaj sağladığını kaydeden Erdem, DYP ve ANAP'm yıprandığını, FP'nin oy kaybedeceğıni, DSP'ye tütün ve benzın fiyatlan nedeniyle tepkinin söz konusu olduğunu. MHP'de ise bir yükseliş olduğunu belirtiyor. Erdem, DYP ve ANAP'm parti içi sorunlan, DSP'li milletvekiUerinin bugüne kadar hizmet vermemeleri gibi kamuoyundaki yaygın görüşleri de yineliyor. Erdem, bu seçimde CHP'nin iki milletvekili çıkaracağını, üçüncüsünü de zorlayacağını belirterek sağda bir küçülme, solda ise büyüme beklediğini sözlerine ekliyor. •FP güven Itaybetti' ANAP tl Başkanı Ahmet Özövgü. erken seçim karan alıp daha sonra seçimi erteletme çabasına giren FP'nin, seçmenlerinde "güven kaybt" yarattığını vurguluyor. Özövgü, ANAP'ın Manisa merkezde belediye başkan adayı Adfl Aygül'ün beş yıldır gerçekleştirdiği hizmetlerle kendini kabul ettirdiğini belirterek meclis üyelerinin sayısını arttıracaklann] söylüyor. Genel seçimde ise 1995'te çıkardıklan üç milletvekili sayısını aşacaklannı savunan ANAP II Başkanı Özövgü. DYP'nin ön seçim yapmasına karşın, ikinci sıraya eski Konya milletvekili Necati Çetinkaya'nın kontenjan adayı olarak konmasının bu partiye oy kaybettireceğini vurguluyor. Manisa'da daha önce karar alınmasına karşın önseçim yapmayan ANAP'tan, aday gösterilmediği için II Başkanı Erdinç Yumrukaya ve il örgütü yöneticilerinin ıstifası ise bu partide sıkıntı yarattı. ANAP tl Başkanı Özövgü, istifaedenlerin Hep sağ partilerin kazandığı Manisa'da bu kez Başbakan Ecevit'in partisi DSP iyice kanatianmış durumda. sadece parti yönetiminden istifa ettiklerini, ancak partiye karşı bir çahşma içinde olmadıkJannı belirterek "En iyi sıralamayı yapnğımıza inaruyorum" dedi. Manisa'da kişiliği ön plana çıkan ve ildeki 50 yıllık sağ yönetimin kınlmasını zorlayan bir başka aday da DSP'nin belediye başkan adayı Abkfin Yatkın Genç ve atak bir kişiliğe sahip olan Yatkın, yarattığı dürüst ve çalışkan imajı ile diğer partililerden de oy alacak gibi görünüyor. Babadan kalma ahşkanlık ile hep sağ partiye oy aöna politikasını kıracaklannı belirten Yatkjn, insanlann artık "hizmet" beklediğini söylüyor. Manisa'daki 50 yıllık sağ yönetimde, kentin altyapısının ihmal edildiğini, "merkez ve kenar mahaDe" çelişkisinin derinleştirildiğini vurgulayan Yatkın. "İnsanlar artık sosyal demokrasinin insana yaünm yapan anlayışını görnıek istivorUr" diyor. Sadece DSP'den değil, yoğun olarak sağ partilerden de kendilerine katılım olduğunu savunan Yatkın. dar bir sıyasetçilik anlayışı gütmediklerini, insanlara eşit koşullar sağlamayı vaat ettiklerini, özellikle de toplumsal bir patlamaya gebe kenar mahallelere hizmet götüreceklerini belirtiyor. Kararsızlar sonucu bellrleyecek DYP'nin belediye başkan adayı Bülent Kar da varoşlardaki hizmet yetersizliğine ve altyapı sorunlanna dikkat çekerek kenar mahalle-merkez aynmımn ortadan kalkması gerektiğini savunuyor. DYP II Başkanı Cengiz Yurdabekçi, beş milletvekili çıkaracaklannı öne sürerken, kontenjan adayı Necati Çetinkaya'ya parti teşkilatının tepki göstermediğini savunuyor. DYP ve ANAP'hlar. Manisa'da birinci parti olma yanşında birbirlerinden başka rakip tanımıyorlar, ancak DSP'nin özellikle yerel seçimlerde sağ partileri zorladığı bir gerçek. MHP'nin yukselişi ve FP'nin oy kaybı, sağ kesimde oylann dağılışındaki dengeyi değiştirebilir. Yüksek orandaki kararsızlann oylan, seçim sonuçlannda sürpnz yaratabilir. CHP yerel seçimde şanslı gözükmese de güçlü adaylan ile milletvekili seçimlerinde avantajı bulunuyor. FP durdu, DSP ve MHP yükseliyor • Görüştüğümüz partililer ve yurttaşlar, genel siyasi durumu, "FP durakladı, MHP ve DSP yükseliyor. CHP, yok denecek kadar az. ANAP ve DYP'nin şansı ise MHP'nin barajı aşmamasına bağh" diye özetliyorlar. AYŞESAYIN KAYSERİ - "Nazb geün" edasıyla boy gösteren Erciyes'in eteğindeki düzlükte kurulmuş, Kaysen. 1950'li yıllarda dönemin Belediye Başkanı Emin Motu'nun Alman Profesör Östner'e yaptırdığı şehir planı büyük ölçüde korunduğu için Türkiye'nin en düzenli kentleri arasında yer ahyor. Pastırması sucuğu kadar. "gözü açıklan, kurnazlan" ile de ünlü Kaysen, Anadolu'nun "çok zenginle, fakirini" birlikte banndıran kentlerinden biri. Bu nedenle gelişmişlikte 13. sırada yer almasına karşın, kişi başına düşen milli gelir dağılımında 34. sıraya düşüyor. Kent merkezi "zengjnleri". ilçeler "fakirteri" temsil ediyor. Siyasi "nabanı" rutmak için gittigimız Kayseride alıştığımız "seçim manzaralan" ile karşılaşmıyoruz. Siyasi partiler centilmenlik anlaşması yapıp. yalnızca parti binalannın önlerini, bayrak, afiş, flamalarla donatmış. Kayserili, "çevre ve ses kirlitiğine geçit yok" sloganında birleşmiş. FP 'cepten' yiyor Siyasi yapısı "muhafazakâr" eğilimli olan Kaysen'de, sağ partiler hep güçlü olmuş. Ama "yükselen partiyi" iyi gözleyen Kayserililer, sol partilere de zaman zaman "tuJum" çıkarttırmış. Kayseri geçen seçimlerde kapatılan RP'nin kalesi olmuş. RP'nin devamı görünümündeki FP de hâlâ güçlü, ancak "cepten" yiyor. Görüştüğümüz partililer ve yurttaşlar, genel siyasi durumu, "FP durakladı. MHP ve DSP yükseiiyor. CHP, yok denecek kadar az, ANAP ve DYP'nin şansı ise MHP'nîn barajı aşmamasına bağlı" KAYSERİSeçroen sayısı: 546.349 MUletvekUi sşyjsı: 9 \ ~m RP DVT ANAP DSP CHP HADEP tP MHP MP VDH YDP YP Bjglms. Partilere Püitilcrin ilîirc m (l;t£iimıı } Ü7,dılcri 4 2 2 1 . - - - - UM 1132 22J2 11.11 - - - - / I p B O n y a n . p ^ 7 ^ ^ ^ ^ ^ ^ diye özetliyorlar. RP'li eski Büyükşehir Belediye Başkanı Şükrü Karatepe'nin "kraatından" memnun görünen Kayserili. "söyteminden" oldukça ürkmüş. Diğer siyasi partiler, özellikle CHP, seçim propagandalannda sürekli bu durumu vurguluyor: "KayserTyi dünyaya ve Türkiye'ye rezil edenierden kurtaracağız." Ama asıl aşınmayı, TBMM'de "kûskünlerle" yapılan "seçim iptaü-.Necmettin Erbakan'ı siyasi yasaktan kurtarma" pazarlığı - getirmiş. FP yönetimi de bunun farkında. İl Başkanı Ahmet Hasyüncü ve şimdi Melikgazi Belediyesi başkan adayı olan Kayseri Milletvekili Memdırh Büyükkıhç. FP'nin "seçim iptalini istemed^ini, tutumJannın yanlış anlaşıknğmı ya da anianJdığmı" savunuyorlar. Ama yine de "Erbakan'ı kurtarma manevrasmm sonuçJaruu" açıklamakta zorlanıyorlar. FP, kamuoyunda Erbakan'la yıpranan imajını düzeltmek için olağanüstü çaba harcıyor. En organize çalışan parti konumunda, tek tek mahalleler, evler geziliyor, belediyenin icraatlan anlatılıyor. FP Hanımlar Komisyonu Başkanı Nevin Akyurt, Kayseri'nin tanınmış ve etkin isimlerinden. Gönüllü çalışma gruplan oluşturmuş. Akyurt. "Konferanslar, toplantüar düzennyoruz, Bu toplantilarda siyasi parti faaliyetleri örneğin kadıniann menopoz sorununa, gripal enfeksiyorüara karşı almacak önlemJer konusunda doktor arkadaşlar bilgi veriyor'' diye aktanyor faaliyetlerini. Çıkaracağı milletvekili sayısı MHP'nin barajı aşıp aşmamasına bağh olan ANAP'ın hedefi ise FP'den oy alabilmek. İl Başkanı Kemal ErbakırcL Kayseri'de Turgut Özal'ın "4 eğüJmini" birleştırdikleri için FP'yi çökerteceklerini ileri sürüyor. Geçen seçimlerde Ankara'ya "imal adaylan" gönderen Kayserililer bu kez çok tepkili. Genel merkezlerin, bölge insanı yerine dışandan isimleri aday yapmasından yakınıyorlar. Bu konuda "tolerans" gösterilen tek isim Dışişleri Bakanı İşmail Cem. DSP'nin 1. sıra adayı olan Cem'i ikinci sırada Kayseri'nin önde gelen işadamlanndan Faruk Molu izliyor. DSP'nin il örgütü "seçimlik" atanmış. Ecevrt'ln Apo' rüzgin 3 aydır görevde bulunan il başkanı Seyit Medet, bundan şikâyetçi görünmüyor. "Biz amatör bir ruhla caiçıyonız. 3 aydır görevdeyiz ama tertemiz isûnlerden oluşturduk örgütferimizi" diyor. DSP Kayseri'de de Başbakan Bülent Ecevit'in estirdiği "Iktidar ve Apo" rüzgânna güveniyor. Bu nedenle de "yükselen parti" kategorisinde gösteriliyor. DYP ise Çillerler'in avukatlannı yanştınyor Kayseri'de. Birinci sıra adayı Sevgi Esen. Türkiye'nin "ilk kadın başbakanı" olmakla ö\"ünen Tansu Çilter gibi, "Kajseri'nin ilk kadm avukatT olduğunu özellikle vurguluyor. 30 yıldır mesleğin içinde. Kamuoyu onu. Tansu Çiller aleyhine açılan "Şerefsiz onbaşı" davasının "gönitllü avukaö" olarak tanıyor. Esen, Kendisine haksıziık edildiğine inamyor. "Tansu Hanım'ın bu sözlerinin ardından. Türkiye genelinde sa>tsız davalar açıkü. Kayseri'de de açanlar oldu. Ben il yönetimi üyesiydim, elbette genel başkanımın vekâietini üstienenek savunmasını yapbm" diyor. Kadın haklan konusunda çok duyarlı olduğunu ve yıllarca Kayseri'de bunun mücadelesinı verdiğini vurgulayan Esen, "Arök anneler 'benim bzım milletvekili olacak' diye övünsünier istiyorum" özlemini dile getiriyor. DYP'nin 2. sıra adayı Atilla Özer ise ailenin avukatı. Çillerler'in avııkatlık bürosunda görev yapmış, ödül olarak da Kayseri 2. sıradan milletvekili adayı olmuş. Meslek yaşamı Ankara'da geçen Özer, yaklaşık 1 aydır Kayseri 'de, yani o bir "ithal aday". Bu tanımdan rahatsızlığını dıle getiren Özer, " Vatandaş inaıun buna bakmıyor, kün ekmek, iş, aş verebiKr ona bakıyor" diyor. özer'e. "Özer Çiüer'in avukatı olarak aday obnak, olumsuz etkflemedi mi?" diye soruyoruz. Özer, "Tam tersi" diyor, "Olumlu etkisi oldu. MiBet, 'Bak bu Özer Çillere yakın. Belki ileride işime yarar' diyerek daha fazla ilgi gösteriyor." MHP-FP ve muhafazakâr partilere daha çok bağnnı açan Kaysen'de CHP'nin işi zor görünüyor. Olke genelinde barajı aşsa da Kayseri'den milletvekili çıkarması oldukça güç. Ancak CHP'nin umudu, Kayseri'nin "aeıum, daha sosyal, daha çağdaş," bir kent isteyen gençlerinde. 21.00'de ya;am duruyor Kayseri'de sosyal-kültürel yaşam, bölge halkının söylediğine göre "smr" noktasında. "Muhafazakâr" yapıyı, üniversite gençliği de değiştiremerniş. Kayserililer bunun nedenini "Üniversite kent dışında. Kayseri'de akşam saat 19.00'dan sonra yaşam durur. L niversiteıün yakın olduğu Talas'ta ise 24.00'e kadar sürer" diye açıklıyor. Kayseri 'ye "konuk" olanlar da bu "asosyal" kentten sıkmtılannı otel odalanna kazımışlar: "Saat 9.00'da (21.00). yaşam duran Kayseri'ye bıçak zonıyla da oJsa bir daha geünem". Ona bir de yanıt var: "Ahh arkadaşım çok hakhsın, sanki sıkıyönetim var" Bir başkası daha azimli: "Kayseri'de 48 saatrir doğru dürüst oturup, kafa çekecek bir yer anyorum, hâlâ bulamadım, çabşmalarun sürecek._" CHP'Ii büyükşehir belediye başkan adayı Mesut Ay, Kayseri'ye "ay"dmlık günler vaat ediyor. "Belediyenin miryaıiarca Kra harcayıp yaptırdığı kaldınmlar" dışında eğlenecek, oturacak mekân bulamayan gençlere, Internet kafeler, çocuklara oyun alanlan, yaşlılara çağdaş huzurevleri. Kayseri geneline "çağdaş beJediyecüik" anlayışı vaat ediyor. Mesut Ay'ın bir başka vaadi daha var; Kayserispor'u "asansör" kulübü olmaktan kurtarmak. Yanımızdaki Kayserili bunun anlamını açıklıyor: "Yani gelen giden biniyor da_" Yarın: Amasya, çorum. Mufila. Ortiu GLOBALPOLİTIKÜLTÜR ERGIN YıLDıZOĞLU Kosova'ya Bir Başka Bakış Silah sanayiinin ürünlerine talep, bu savaşla bir- likte daha da artacak. Kimi yorumculara göre NA- TO'nun müdahalesine yol açan süreç, ABD eko- nomisinin devrevi hareketleriyle yakından bağlan- tılr. Silah sanayiine gün doğdu, çünkü her şeyden önce bir süredir ürettikleri mallar, şimdi Kosova'da tüketiliyor. Üstelik savaş sayesinde, NATO komu- tanları, Körfez savaşından bu yana geliştirilen tek- nolojiyi eylem içinde deneme olanağı buluyorlar. Bu arada NATO üyelerinin eşgüdümlü eylemleri, ABD ile geri kalanlar arasındaki teknolojik farkın genişlemekte olduğunu, bu gidişle, yakın gelecek- te diğer NATO ülkelerinirt ABD ile eşgüdümlü ope- rasyon yürütmelerinin çok zorlaşacağını gösterdi. Böylece silah sanayii için yeni bir talep oluşmaya başlıyor. NATO'ya katılan ülkelerin ordulannın mo- dernleştirilmesinde olduğu gibi, bundan da, tek- nolojik üstünlüğünden dolayı, özellikle ABD silah sanayiinin faydalanması bekleniyor. "Soğuk savaş" bittikten sonra dünyada silah harcamalannda önemli gerilemeler yaşandı. Küre- se) askeri harcamalar 1985'te 1.2 trilyon dolardan, 1997'de 804 mılyar dolara düştü. ABD'nin toplam harcamalar içindeki payı ise bu dönemde %30'dan %34'e yükseldi. ABD'nin göreli olarak payı artmaya devam ederken, mutlak rakam ola- rak harcamalannın 1998'e kadar gerilediği görü- lür. Bu arada bir istisna, 1991 -92 dönemidir. Ge- çenlerde açıklanan, 1999 ve 2005 ytlı bütçe pro- jeksiyohlanyla birlikte bu gerileme eğilimi tersine çevrildi. Askeri harcamalar tekrar artacak ve 2005 yılında, tekrar soğuk savaş dönemi ortalamasının üzerine çıkmış olacak (The Oefense Monitor. 1999, Cilt XXVIII, sayı 1. sf. 3-4). Clinton'ın bu son bütçe önerisinin temel özel- liklerine, askeri harcamalar açısından kjsaca bir bakarsak, 1999 bütçesinde, askeri harcamalannın payı, 281 milyar dolar, %50'den fazla. Askeri har- camalardan sonra gelen ilk kalem, eğitim harca- malan ve yalnızca 35 milyar dolar. Sosyal güven- lik ve sağlık harcamalarının payı ise 6 milyar dolar. ABD askeri harcamalarını dünyanın geri kalanıyla karşılaştırdığımızda da büyük bir dengesizlik gö- ze çarpıyor. ABD'nin askeri müttefiklerinin (NATO üyeleri, Japonya ve Güney Kore) toplam harcama- lan 202 milyar dolar. Rusya'nın askeri harcamala- n 64 milyar dolar. ABD'nin son yıllarda baş düş- man ilan ettiği ülkelerin (Irak, Libya, Küba, K. Ko- re, Iran, Sudan) toplam silah harcamalan yalnızca 16 milyar dolar (a.g.e. sf. 5). Clinton, ABD'nin dün- yanın geri kalanından bu kadar büyük farkla ileri- de olmasına karşın, silah harcamalannı 2005 yılı- na kadar 112 milyar dolar daha arttırmayı planlı- yor (Wall Street Journal, Jan 41999). Neden? Ve nasıl? Askeri harcamalann ekonomik işlevini, askeri-sı- nai kompleksin siyasi gücünü burada etraflıca in- celemek mümkün değil. Ancak bir konuya işaret etmek istiyorum: Işçi ücretlerini, sosyal harcama- lan vb. arttırmadan, sermayen/n malıyetini yük- seltmeden ekonomiyi teşvik etmek için askeri har- camalar çok uygun. Silah sanayii (yüksek tekno- loji ve ağır silahlan kastediyorum), toplumdaki ta- lebe, diğer bir deyişle tüketim harcamalanna ge- reksinimi olmayan bir dal. Diğer taraftan girdi ge- reksinimleri, burada çalışan işçilerin ücretleri, di- ğer sanayi dallanna bir talep oluşturuyor. Bu yüz- den, devletin silah harcamalan, sermayeye top- lumsal bir yük getirmeden ekonomiyi teşvik ede- biliyor. Savaş sanayiinin iki önemli özelliği daha var. Bi- rincisi, olağanüstü ölçülerde israfkâr bir dal. Ikin- cisi, hükümetle olan ilişkilerinden dolayı, mallannı normal ekonomik değerierinin çok üzerinde sata- biliyor. ABD dünyanın en üstün savaş uçaklanna sahip, ama önümüzdeki dönemde bir seri Ortak Vuruş Savaş Uçağı, F-22 ve F/A-18 için toplam 322 milyar dolar harcayacak. Harcama projeksi- yonlan, Pentagon'un hiç gereksinimi olmayan ve standartlara da uymadığı bilinen, ancak siyasi ne- denlerle yapılmaya devam edilen C-130 tipi kar- go uçaklannı ve LHD amfibik gemileri de içeriyor. Bu, Pentagon'un nasıl bir siyasi arpalık olduğunun da göstergesi. Bu örneklerde, arpalıktan yiyenler, eski Meclis Başkanı Newt Gingrich ve Senato çoğunluk grup başkanı Trent Lott's. C-130 üreti- mi için Gingrich'in bölgesine 400 milyon dolar, LHD için de Trent Lott's'un bölgesine de 1.2 mil- yar dolaryatırım yapılacak. 1999 bütçesinde bu tür arpalıkların 5 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor. Ocak 1999 tarihli birSavunma Bakanlığı Rapo- ru'na göre silah imalatçıları Pentagon'a, normal pi- yasa fiyatının ortalama %618 üstünde fiyatlar ka- bul ettiriyoriar. Örneğin 75 sentlik bir vida 76 do- lara satılabiliyor. Pentagon Iç Mali Denetimcile- ri ise 1.2 trilyon dolarlık bir bütçenın yaklaşık 250 milyar dolannın kayıp olduğunu (iç edildiğini) tes- pit etmişler. (Peace Action education Fund. www webcom.com/peaceact/ budget alert.htmO Görüldüğü gibi silah sanayiine yapılan harcama- lar yoluyla, halktan alınan vergileri kullanarak, eko- nomiye, daha doğrusu sermaye kesimine büyük miktarlarda para transfer etmek mümkün. ABD'nin 1946-2005 dönemi askeri harcamalanna bakınca, önemli resesyonların olduğu, 1966-69,91 -92 dö- nemlerinde, ani artışlar, neo liberalizmin çok övün- düğü (uzun boom) 1983-87 arası dönemde har- camalann arttığı görülür. Kriz çalışmalanyla da bi- linen tarihçi A.G. Frank, bu tür verilerden hareket- le, ABD'nin resesyon dönemlerinde ya da reses- yona karşı ekonomiyi canlandınrken silah harca- malanndan ve savaşlardan faydalandığına işaret ediyor. İLAN T.C. YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI'NDAN DosyaNo: 1998/11656 Davacı Orman Genel Müdürlüğü tarafından da- valılar Abdullah Abidınoflu vd. aleyhine açılan tespite itiraz davasında Espiye Kadastro Mahkeme- si'nce venlen 4.7.1997 gün ve 1991/38 esas sayılı hüküm Abdullah Abidinoğlu ve digerleri tarafın- dan duruşmalı olarak temyiz edilmiştir. Davalılardan Pervın Abıdinoğlu'na davetıye teb- liğ edılemedıginden duruşma gününün ilanen teb- liğine karar verilmiştir. Bu sebeple 08.06.1999 Salı günü saat 09.00'da duruşmada bulunması gerekip, gelmediğı takdırde duruîmanın gıyabında yapılacagı hususu teblıgat yerine geçerli olmak ûzere ilan olunur. Basın: 14262
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle