17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 NİSAN 1999 PAZAFtTESl OLAYLAR VE GORUŞLER Seçim Sonuçlan Uzerine 18 Dr. ALEV COŞKUN Eski CHP Nisan'da yapılan genel ve yerel se- çimler. siyasal ya- şamımızda deprem yaratan sonuçlar getirdi. Herkesin bekkdiğı gıbi DSP birinci parti olurken hiç kimsenin öngörmediği bir biçımde MHP büyük gelişme göstererek seçim- den ikinci parti olarak çıktı. Ülkenin si- yasal haritası ve siyasal altyapısı çok önemli bir değişime ugradı. Bu nedenle siyaset bilimcileri, sosyal bilimciler, ta- rihçiler. seçim analizi yapanlar bu seçim- ler üzerinde çok duracaklar, önümüzde- ki günlerde ve yıllarda bu seçimin sos- yolojik ve sayısal analizleri yapılacaktır. Bu seçimin kanımızca kaba çizgilerle ild olumsuz üç olumlu yanı ortaya çıkı- yor. Seçimin en olumsuz yanı, CHP'nin barajı aşamaması. TBMM'ye temsilci sokamamasıdır. Atatürk'ün kurduğu CHP. 75 yıldan bu yana ilk kez TBMM'de temsil edilemeyecektir. O CHP ki, Tür- kiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda, Ata- Milletvekili ve Turizm Bakam türk devrimlerinin gerçekleşme ve geliş- mesinde en önemli rolü oynamıştır. O CHP ki. Atarürk devnmlerinin son hal- kası olan demokrasiyı ülkemizde yerleş- tiren siyasal örgüttûr. O CHP ki. yurdun en uç köyünde bile bir temsilcisi vardır. lşte bu devnmci parti kuruluşuna büyük emek verdigi TBMM'ye barajı aşamama nedeniyle giremiyor. ikinci büyük olumsuzluk, 1968'li yıl- lardan beri, Türk siyasal yaşamında on- ca olumsuz lekeleri sırtında taşıyan MHP'nin. TBMM'de ikinci parti konu- muna yükselmiş olmasıdır. Gerçi. MHP'nin tutum, davranış ve söylemin- de çok önemli değişimler olmakİa bera- ber. MHP'nin seçimlerdeki şaşırtıcı yük- selişi Atatürkçü ve de\Tİmci kesimde en- dışe verici bir gelişme olarak karşılanmak- tadır. Atatürkçü ve de\ rimci kamuoyu bu durumda, bekle görpolitikasıyla MHP'yi izleyecektir. Seçimlerin üç olumlu sonucu da şudur: Anımsarsak, son on beş yıldır üç önem- li konu Türkiye'nin toplumsal ve siyasal yaşamuu etkiliyordu. Bunlar bölücü te- rör olgusu. laiklik karşıö hareketler ve maf- ya, çete bağlantılannın siyasal yasamda etkin bir konuma ulaşması. Seçim sonuçlan her üç olguda seçmen çoğunluğunun tavnnı açık-seçik belirtti- ğinı göstermektedir. Şöyle ki: I. Bölücü teröre karşı olduğu bilinen DSP ve MHP'nin oylan yükselirken PKK ile yakınlığı bilinen HADEP'in oylan yüzde dört cıvannda kalmıştır. Kimi Ba- tı kaynaklannda, genel nüfusun yüzde yinni-yinni beşine ulaştığı ileriye sürü- len Kürt kökenli yurttaşlanmız göç ettik- leri yörelerde dikkate alınırsa HADEP'e destek vermemişlerdir. HADEP, yüzde onluk barajı aşamamıştır. Bu. tüm dün- ya kamuoyuna verilen önemli bir mesaj- dır. II. Önemli olgu, laiklik karşıtı siyasal hareket oylannı çoğaltamamış, aksine yüzde yirmi üçlerden yüzde on beşlere düşmüştür. Bunun anlamı, laiklik karşıtı güçlerin seçmen kamuoyunda desteğinın ciddi öl- çüde gerilediğidir. Bu durum Islamı si- yasallaştırmayı kendisine hedef seçen partinın, seçmen oylanyla denetim altı- na ahnabileceğinin göstergesidir. Bu so- nuçlar Türkiye'nin kolay kolay bir tran ve Cezayir olamayacagının belirgin bir ka- nıtıdır. Cumhuriyet rejiminin temel koşulu la- iklik ilkesidir. Laiklik ilkesi olmadan ne cumhuriyet olabilir ne de demokrası ge- lişebılir. III. Seçim sonuçlannın üçüncü olum- lu tarafi, mafya ve yolsuzluk gibı şaibe- lere bulaşan merkez sağ partilerinın çok büyük darbe yemeleridir. Merkez sağda çok ciddi bir deprem yaşandı. Yolsuzluk konusunda birbinne söylenmedik söz bırakmayan ıki merkez sağ parti liderinin Meclis'te birbirinı ak- lamalan, seçmenler tarafından dikkate alınmış ve aslında her iki parti lideri ce- zalandınlmıştır. Sonuçta, CHP'nin Meclis dışında kal- ması Meclis'te sağa ağırlık veren birden- genın oluşması. MHP'nin yükselışi kuş- ku ve kaygı yaratmıştır. Buna karşın top- lumun karşı devrimci partiden önemli bir ölçüde desteğinı çekmesı. bölücülüge, mafya, ticaret ve siyaset üçgenine karşı olduğunu sandıkta belırtmesı iç ve dış kamuoyuna önemli bir mesaj nıteliğınde- dir. CHP ne vapacak: Anadolu ve Rumeii Müdafoa-i Hukuk Cemiyeti'nin devamı olan CHP bundan sonra ne yapacaktır: Bu konu üstünde söz söylenecek çok yazı yazılacaktır. Benim inancım, CHP bu sorunu çok iyı aşmasını bilecektir. CHP'nin bu konuda 1950'lerden, 1954'ten gelen çok ciddi bir birikimi, çok ciddi de- neyimi vardır. CHP'nin çok diri bir ör- gütü olduğu hiçbir zaman unutulmama- lıdır. Konuşarak. toplantılardüzenleyerek, il başkanlannı bir araya getiren küçük kurultaylanyla, genel kurultayıyla CHP bu yenilginın özeleştirisini yapacak ye- tenektedir. Bu konuda kimse en ufak bir kuşkuya kapılmasın. Unutulmasın ki. CHP Türk siyasal ya- şamının en eskı partisidir, en uzaktaki köye kadar uzanmış en örgütlü partidir. CHP 1950'de 69, 1954'te 32 cıvann- da milletvekili çıkarabilmiş, ama çalışa- rak, didinerek sabırla yeniden iktidara gelebilmiştir. Çünkü büyük devlet ada- mı tsmet Inönü'nün 1960 öncesi Meclis kürsüsünden belirttiğı gıbı "CHP'nin öiüsü-dirisinden daha tehlikeü ve güçlü- düıf ARADABİR Prof. Dr. COŞKUN OZDEMtR Bir Başka Değerlendirme Seçim sonuçlarını şöyle özetleyebiliriz: Niteliklerini iyice bildiğimiz bazı politikacılar ve li- derlerde utanma duygusu olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. DSP ve CHP adlı sol partilerimiz, Istanbul ve An- kara belediye başkanlıklannın FP tekelinde kalma- sı için yaptıklan işbiıiiğini başan ile sürdürmekte- dirler. Ordu karşıtlığını, Kürt milliyetçiliğini destekleme- yi, şeriatçı örgütlenmeyi hoşgörü ile karşılamayı sol siyaset sananlar bir kez daha düş kırıkhğına uğ- ramışlardır. Insan haklannı.özgürtükleri, demokra- siyi savunmanın öncelikle cumhuriyet ilkelerini, cumhuriyet devrimlerini savunmayı gerektirdıği iyi- ce anlaşılmaktadır. Biz ne dersek diyelim, kendilerine "Türkiye se- ninle gurur duyuyor" diye sevgi gösterisi yapılan insanların ardında küçümsenemeyecek bir halk desteği vardır. Türkiye aydınlannın kendı aralannda yaptıkları tar- tışmalar, ürettikleri çözümler, vardıkları yargılarhal- kın önemli bir bölümüne ulaşmamakta ve oralar- da herhangi bir yankı uyandırmamaktadır. Türkiye solcularının önemli bir bölümü alınan bü- tün derslere ve uyanlara karşın bölünmeyi, kutup- laşmayı ve birbirini karalamayı başanyla sürdürmek- Şu iyice kavranmalıdır: Emeğin örgütlenmesi- nin, sendikacıhgın önündeki engetter, Türkiye'de sc- lıîrt yükselmefeirîe set çeken önemli etkenlerdir. Et- nık muhalefetın, dinsel mu- halefetin yerini örgütlen- miş emekçi muhalefeti al- madıkça Türkiye solcula- rının hüsranı sona erme- yecektir. Ulus devlet hâlâ bugün- kü dünyamızın yadsına- maz bir gerçeğidir. "Orta Asya 'dan dört na- la gelip bir kısrak başı gi- bı Akdeniz'e uzanan " yur- dumuzda en üst kademe- lerden en alt düzeylere ka- dar var olan insan malze- memiz şimdilik gerçek bir demokrasiyı kurmamıza elverişli değildir. Türk solunun soyut de- mokrasi, soyut özgürlük, soyut insan hakları söy- lemlerinden vazgeçip için- de yaşadıkları toplumun siyasal, toplumsal, ekono- mik, kültürel yapısını ger- çekçi bir şekilde değerlen- dirmesi ve sağlam bir güç- birliğini gerçekleştirmesi vazgeçilmez bir zorunlu- luk olarak ortaya çıkmak- tadır. 'Yeniden Görev Verilirse'ymiş! Prof. Dr. MUSTAFA Ö Z Y U R T Uludag Cniversitesi TıpFakültesı Öğretim Üyesi Ne zaman bizim su değırmenini anımsasam. Atatürk'ün kurduğu ve İsmetinönünün ılen ya- şına karşın 1950'den sonra ne büyük güçlükle bir arada tuttuğu CHP ile olan benzerlıği gelir gö- zümün önüne. Hem sahip çıkanı yok. hem pay koparmak ısteyeni çok. Büyük emek ve özveriy- le kurulmuş ve örgütlenmiş olan CHP. akşam yatıp sabah ortaya çıkmış basit bir siyasal parti değildir. Türkiye Cumhuriyeti'yle özdeşleşmiş, birlikte anılan bir halk örgütüdür. Gerek ıçten ge- rekse dıştan bunca dağıtma girişimlerine karşın ayakta kalabilmesi. ona futbol takımı tutarcası- na bağlı olanlann özveri örneğidır. 1994 millet- vekili seçimlerinde zar zor ülke barajını aşma- sında bu bağlıhğın çok büyük katkısı olmuştu. Seçimin hemen ardından bu sayfada yazdığım 'CHP'yi Geriye Istiyorum' başlıklı yazı oldukça ses getirmiştı o dönemde. Hatta tüm parti örgü- tüne faksla dağıtıldığını anımsıyorum. Ama ne- dendir bilmmez, CHP Genel Merkezi, 1994 ge- nel seçimlerindekı başansızlıktan hiç ders alma- mışçasına, dört yıl boyunca aynı yol ve yöntemi ınatla sürdürdü. Aldığı sonuç ortada; yüzde 8.2'lik oy oranıyla ülke barajını geçemedi. Artık bu mi- rasyediliğe dur demek için, CHP'ye yürekten bağlı olanlann tümü bir araya gelecek elbette. 18 Nisan seçiminin ön hazırlıklan sırasında, kıyısından köşesinden tanık olduğum CHP Ge- nel Merkezi'nde iktidarolma hedefini göreme- diğim içm üzülmüştüm. Türkiye'nin dördüncü büyük kenti, endüstn kuruluşlanyla işçi ve çift- çi sayısının en yoğun olduğu Bursa'ya Genel 1 994 milletvekili seçimlerinin ardın- dan. yüzde 10.2 ile ülke barajını zar zor geçen CHP Genel Başkanı De- niz Baykal, "Tam anlamrv ta dibe vur- duk" demişti. Erken seçim diye tut- turan Baykal. asıl şimdi dibe vur- durdu Atatürk'ün partisini! Gördü erken seçimin sonucunu! Çocukluğumda çalışmasını sürdüren, dede- den kalma bir su değirmenimiz N'ardı. Kilomet- relerce uzaktaki kaynak Beşpınarlar'dan suyu getiren bendin dibinde biriken çamurun birkaç yılda birtemizlendığini anımsıyorum. Su kaçak- lannın sık sık onanldığı hep gözümün önünde. Bolu'nun orman köylerinden binnde, iki mahal- lenın arasında ve derenin içindeydi bizim değir- men. Öyle her köyün bir değirmeni yoktu o dö- nemde. Çevredekı beş altı köyün buğdayını öğü- türdü bizim su değirmeni. Önce dizel motoru ile çalışan değirmenler devreye girdi. Daha sonra un fabrikaları birkaç köyün buğdayını saatlerle sı- nırlı sürede öğütünce, su değirmenlerinin sonu geldı. Şımdi bizim değirmenin yerinde yeller esiyor. O değirmenlerde öğütülen her teneke buğda- ya karşılık bir ölçek buğday alınırdı öğütme ki- rası olarak. Toplanan buğdayın dağıtımının, his- se sahipleri arasında zaman zaman kavgaya va- racak kadar sorun olduğunu anımsıyorum. De- ğirmen çalışmaz olunca hak sahipleri arasında- ki bu sürtüşme kayboldu, şimdi gü! gibi geçinip gidiyor akrabalar; değirmen gitti kavga bitti!.. Başkan Sayın Deniz Baykal, beş yıl içinde bir kez milli maç izlemeye gelmişti. Üstüne üstlük. se- çimlere iki buçuk ay kala, Bursa CHP il başka- nı, genel merkezle ters düştüğünü dile getirerek ıstıfa etti. Aslında seçımi aylar önce, yalnız ıki oy farkla alan il başkanını görev den aldırmak için 344 ımzalı birdilekçeyle parti genel merke- zine başvuru yapılmış, ama bu istek genel mer- kezce kulak ardı edilmişti. On altı milletvekili- ni TBMM'ye gönderen bu ılımizden geçen dö- nem CHP bir milletvekili çıkarabilmişti. Bu per- formans ile mi iktidara adayı olacaktı? Değirmenin bendi belli aralıklarda çamurdan temizlenmeden suyun gürül gürül akmayacağı- nı bilmek ne kadar açıksa, daha önceki seçim- lerde ülke barajını zar zor geçmiş bir yönetimle seçime girmek de, o denli düşünceden yoksun bir vönetim kısırlığıdır. Seçimde alınan sonucu akıl süzgecinden ge- çirmeden "CHP bu sonucu haketmedi" diye yo- rumlamak, yüzeysel bakışla, çok doğru birman- tık. Ama vatandaşın bu sonucu, CHP yönetici- lerine uygun gördüğüne de hiç kuşku yok. tlk kunıltayı Sıvas Kongresi, Izmir'in kurtu- luşu ile yaşdaş olan ve 1923'ten ben sürekli TBMM'de yer alan CHP'yi parlamento dışında tutmak başansını nasıl gerçeldeştirdi CHP yöne- ticileri? Eski bir CHP sempatizanı olarak bunu öğrenmek hakkım. Bugüne değin kimsenin ak- lından bile geçiremediğini başardılar, yazıklar ol- sun! Saym Baykal hâlâ "Kurultay görev verirse görevden kaçmam"diyebilıyor! Hangi kurultay. hangi hızipçi delegekr cesaret edebilir bu yöne- ticilere yeniden görev vermeye!.. BEYOĞLUÜÇÜ1VCL ASLlYEHUKUK MAHKEMESİNDEN 1997 205 Davacı Abdullah Pak- na vekılı Av. Ûmer Kuvat tarafından açılan gaıphk da\asınm yapılan duruş- ması sonunda: Mahkeme- mızce\enlen27. 10.1998 tanhlı kararda Istanbul- Fatıh Keçecıkarabaş Ma- hallesı. cilt no: 043. sayfa: 68 \e kütük: 1295te nü- fiı&a kavıtlı Fazlı \e Kez- ban'dan olma 5.8.1941 doğumlu Selma Ereli (Pakna)'nın gaıpliğıne ka- rar venldığı ılan olunur. 13 4.1999 Basın: 16459 BAKKKÖY1.SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dos>aNo:1998'964 MahJcenıemizce verilen 12.3.1999 tarih 1998 964 esas. 1998 572 sayılı karar ile mahcur Şebnem Ke- rey'ın vasısı Şebnem Ke- rey'ın «sılıkten afîuıa Şeb- nem Kerey'ın annesı Fatma Fende Kerey'ın velaven al- tına konulmasına karar ve- nlmış olup. işbu vası kara- nna itiraz edebileceklen. kanunı sûresınde ıtıraz vakı olmadığı takdırde hûkmün aviıen kesmleşeceğı teblıg yenne kaım olmak üzere ılan olunur. Basm: 17080 SEÇİM SOMJP HAlJdi M M M YANA 1AVRIN ORTAYA KOYDU POLİTİKA HAYATINDA DEĞİŞİM RÜZGARLARİ MBtKEZ SAGM ÇÖKÜŞÜ MU, MtlJYETÇiJGiN YÜKSHJŞİ M? MHP NOEN YÜKSaOİ? CHP'Yİ KİM KURTARACAK? BAYKAL İSTİFA ETTİ, GÖZLER KURULTAYDA APOSTOLOS ANDREAS'TAN, HALA SULTAN'A KBMS1A Kİ DİNİ MBÜUU... ORHAN BiRGiT: Lıderler kusurluydu, ya söylemler... İstinye'den En Taze Haberler Borsacı'da orsacı B HARALIH EK0N0MI OERGISI orsacı BORSACILAR SEÇİM SONUÇLARINI DEĞERLENDİRDİ ŞİMDİ NE YAPMAU? YABANCI SERMAYE İST1KBAB BEKUYOB VERGİ fflSlfl THtnÜYÛ VUROU NET TURİZM, İHLAS HOLDİNG, AFYON ÇİMENTO PINAR SÜT, PARK TEKSTİL. ESBANK. HAZNEDAR TUĞLU, ALTIRNATİF YATIRIM ORTAKLIĞI, FORD OTOSAN, ERDEMİR, APEKS "BORSADAKİ REHBERİNİZ" Cumhurtyt I . krtapkulübül IMZAGUNÜ 2. İSTANBUL ULUSLARARASI KİTAP FUARI CNR - DÜNYA TİCARET MERKEZİ - YEŞİLKÖY 28 Nisan Car$t IMZA GUNÜ 2. İSTANBUL ULUSLARARASI KİTAP FUARI CNR - DÜNYA TİCARET MERKEZİ - YEŞİLKÖY an \ Saat: 16.00-18.00 CNR Dünya Ticaret Merkezi (Atatürk Havalimanı karşısı) Yeşılköy | CNR Dünya Ticaret Merkezi (Atatürk Havalimam karsısı) Yesilköy VTİDAT N m m ORAL GÜWY0L BAŞARAN ÇAUŞLAR BUBIT DİKMBra ÖDÜLÜHABERÖDÜLÜ 20. YIL TÖRHİ Konuşmacı: Hıfzı Topuz Konu: lletişimde Globalleşme 27 Nisan 1999 Salı Saat: 17.00 Türkiye Gazeteciler Cemıyeti Buıtıan Felek Konferans Salonu CUMHURİYET'TEN OKURLARA ORHAN ERİNÇ Gel de hJraf Etme... Seçim sonuçlan belli olduktan sonra, yazıları- mı şöyle bir gözden geçirdim. Hiçbirisinde "Ben dememiş miydim?" diye yorumlayarak kendime paye çıkarabileceğim bir tek cümleye bile rastla- madım. Hatta, 12 Nisan günlü yazıdaki "Sandıktan, anayasanın 'Cumhuriyetin nitelikleri'n/ belirteyen maddesinden ödün vermeyecek bir iktidar çık- ması" dileğimin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bile belli değil. Aksine, "71'inci Yılında Laiklikten Verilmiş Bir ödün Daha" başlıklı yazım, üstüne üstlük, cahil- liğimin kanıtlanmasına neden oldu. Yanlış olarak "imam nikâhı" denilen evlenme tü- rünün suç olduğunu belirterek "Ben bugüne ka- dar, yasa hükümlerinin uygulandığına tanık olma- dığım gibi, ne duydum ne de okudum" demiş- tim ya. Meğerse 8 Nisan 1999 günü Ordu'nun Gür- gentepe ilçesi Asliye Ceza Mahkemesi, 1999/27 sayılı karan ile medeni nikâhtan önce imam nikâ- hı ile evlendirildiklerini belirlediği iki gencin suç- lannı karara bağlamış. Önce ikişer ay hapis ce- zası vermiş ve yaşlannın küçük oluşunu göz önü- ne alarak bir ay onar güne indirmiş. Sonra da ya- sa gereği 400 biner lira ağır para cezasına çevir- miş. Gençlerin daha sonra medeni nikâh kıydırmış olmalarının yanı sıra yasanın aradığı özellikleri ta- şıdıklanna da inanarak cezayı ertelemiş. Davayı açan Cumhuriyet Savcısı Mert Asker Yüksektepe, karara bağlayan da Asliye Ceza Yargıcı Ahmet Haluk Kan. Hemen ekleyelim ki savcı ile yargıcın, önemli bir karann oluşmasında da katkılan var. Bir başka olay nedeniyle savcılık "Fuhuş için kadın tedarik etmek"Xen sanık üç kişı hakkında aynı mahkemeye dava açmış. Türk Ceza Yasası'nın uygulanması istenilen 436/1-2 maddesi suç için "1-3 yıl arasında hapis cezası ile 50 liradan 500 bin liraya kadar ağır pa- ra cezası ya da 3-5 yıla kadar hapis cezası" ön- görüyor. Oysa yasanın hemen hemen aynı nedenlerle, yani "şehvet hissi veya evlenmek maksadıyla ce- bir, şiddet veya tehdit veya hile ile veya evlenme maksadıyla" kadın kaçıranlara verilecek cezala- rı düzenleyen 429/1 ve 430/1 maddelerinde ön- görülen cezalar 3-10 yıl ile 5-10 yıl arasında ha- pis olarak belirlenmiş. Açıkça görüldüğü gibi yasa koyuculanmız "Fu- huş için kaçırarak kadın tedarik etme" (sağlama) suçuna karşı daha hoşgörülü davranmışlar. "LJ- beral ekonomi anlayışı fuhuşu bile ticaret kap- samında görüp kolaylık sağlamaktan yana " diye- rek cümleyı noktalamak olası. Ama, türbanı çıkarttırmayı bile insanlık suçu sa- yanlann, zoria fuhuş yaptıranlarasağlanan kolay- lık konusunda bir diyecekleri olmalıydı diye du- şünüyor insan. Neyse, lafı uzatmadan önemli dediğimiz öteki konudaki gelişmelere dönelim. Cumhuriyet Savcısı'nın yukarıda özetlediğimiz yasa maddeleri arasındaki çelişkinin, anayasanın başlangıç bölümü ile 10'uncu maddesindeki "ya- sa önünde eşitlik" kurallanna aykırı olduğu görü- şünü "ciddi bulan" yargıç, Anayasa Mahkeme- si'ne başvurulması karannı almış. Dava durdurulup, dosyası da Anayasa Mahke- mesi'ne gönderilmiş. • • • Gelelim bir kez daha "imam nikâhı" konusuna. Islamlıkta "imam" denilen bir dinsel sınıf bulun- muyor. Din kurallannı bilen her ergin erkek cema- ate namaz kıldırabilir. Yani imamlık edebilir. Bu ne- denle tanıkların huzurunda nikâh kıyıp tutanağa da geçirebilir. Anlaşmazlık, 1881 yılında yayımla- nan nikâhla ilgili bir tüzükten kaynaklanıyor. Ko- nunun uzmanlarından Bahriye Üçok, 27 Mart 1974 günlü Cumhuriyet'te yayımlanan "İmam Ni- kâhı ve Hukuk" başlıklı yazısındatüzüğe gönder- me yaparak "Ama imamın yaptığı bu görev o za- man da dini nitelikte olmayıp bütünü ile idari bir nitelikte idi" diyor. {Atatürk'ün Izinde Bir Arpa Boyu I Sayfa 76). Yurttaşlar Yasası'nın öngördüğü evlendirme yetkisi, köylerde muhtarlara, kentlerde de bele- diye başkanlığına verildiğine göre, imamların es- ki yetkilerınin sürdüğünden, dolayısıyla da "imam nikâhı"ndan söz edilemez. Yazımdaki "dini merasim" ibaresine takılan okurlarımızdan Bay Eıtıan Işıl, "Yasadaki 'dini merasim' sözü Islam dini açısından geçerii de- ğildir. Çünkü Islamiyette 'dini nikâh ve bu bağ- lamda dini merasim' yoktur" diyor. Haklıdır. Çünkü Yurttaşlar Yasası dinsel alanı dü- zenlemek için yapılmamıştır. Halk arasında yan- lış olarakyaygınlaşmış bulunan "imam nikâhı"n\n, yasaklanırken yasaya adıyla sanıyla alınması la- iklik ilkesi ile bağdaşmazdı. "Dini merasim" iba- resi dinin yok sayılmadığını, ama yönetim ve hu- kuk açısından geçerii olmadığını vurgulayarak la- iklik ilkesinin içeriğini de özetlemiş oluyor. • Seçim sonrası en çok karışan partilerden CHP'deki gelişmeleri Türey Köse ile Mutlu Se- reli izledi. • MHP'nin koalisyon hesaplannı ve eğitim alanın- daki yaklaşımlarını Sertaç Eş ile Ebru Toktar ha- berleştirdi. • Hizmete girmesinin üzerinden yıllar geçmesi- ne karşın sorunları bitmeyen yeni Galata Köprü- sü'nün yapımını üstlenen STFA/Tyhseen konsor- siyumuna devletin 32 milyon marklık fazla öde- me yaptığını, bakımı yapılamadığı için ortaya çı- kan sorunlan ve köprünün bakan istifa ettirmeye varan öyküsünü Devrim Sevimay yazdı. • Nükleer santral ihalesine katılan Kanadalı firma AECL'nin ortaya koyduğu deprem nski raporla- nnın gerçeği yansıtmadığını, Kanadalı uzmanla- rın ağzından Ümit Otan duyurdu. • Önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir hafta geçirmeniz dileği ve saygılarımızla. oerincC» cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle