Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 NİSAN 1999 PAZAFtTESl
OLAYLAR VE GORUŞLER
Seçim Sonuçlan Uzerine
18
Dr. ALEV COŞKUN Eski CHP
Nisan'da yapılan
genel ve yerel se-
çimler. siyasal ya-
şamımızda deprem
yaratan sonuçlar
getirdi. Herkesin
bekkdiğı gıbi DSP birinci parti olurken
hiç kimsenin öngörmediği bir biçımde
MHP büyük gelişme göstererek seçim-
den ikinci parti olarak çıktı. Ülkenin si-
yasal haritası ve siyasal altyapısı çok
önemli bir değişime ugradı. Bu nedenle
siyaset bilimcileri, sosyal bilimciler, ta-
rihçiler. seçim analizi yapanlar bu seçim-
ler üzerinde çok duracaklar, önümüzde-
ki günlerde ve yıllarda bu seçimin sos-
yolojik ve sayısal analizleri yapılacaktır.
Bu seçimin kanımızca kaba çizgilerle
ild olumsuz üç olumlu yanı ortaya çıkı-
yor.
Seçimin en olumsuz yanı, CHP'nin
barajı aşamaması. TBMM'ye temsilci
sokamamasıdır. Atatürk'ün kurduğu
CHP. 75 yıldan bu yana ilk kez TBMM'de
temsil edilemeyecektir. O CHP ki, Tür-
kiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda, Ata-
Milletvekili ve Turizm Bakam
türk devrimlerinin gerçekleşme ve geliş-
mesinde en önemli rolü oynamıştır. O
CHP ki. Atarürk devnmlerinin son hal-
kası olan demokrasiyı ülkemizde yerleş-
tiren siyasal örgüttûr. O CHP ki. yurdun
en uç köyünde bile bir temsilcisi vardır.
lşte bu devnmci parti kuruluşuna büyük
emek verdigi TBMM'ye barajı aşamama
nedeniyle giremiyor.
ikinci büyük olumsuzluk, 1968'li yıl-
lardan beri, Türk siyasal yaşamında on-
ca olumsuz lekeleri sırtında taşıyan
MHP'nin. TBMM'de ikinci parti konu-
muna yükselmiş olmasıdır. Gerçi.
MHP'nin tutum, davranış ve söylemin-
de çok önemli değişimler olmakİa bera-
ber. MHP'nin seçimlerdeki şaşırtıcı yük-
selişi Atatürkçü ve de\Tİmci kesimde en-
dışe verici bir gelişme olarak karşılanmak-
tadır. Atatürkçü ve de\ rimci kamuoyu bu
durumda, bekle görpolitikasıyla MHP'yi
izleyecektir.
Seçimlerin üç olumlu sonucu da şudur:
Anımsarsak, son on beş yıldır üç önem-
li konu Türkiye'nin toplumsal ve siyasal
yaşamuu etkiliyordu. Bunlar bölücü te-
rör olgusu. laiklik karşıö hareketler ve maf-
ya, çete bağlantılannın siyasal yasamda
etkin bir konuma ulaşması.
Seçim sonuçlan her üç olguda seçmen
çoğunluğunun tavnnı açık-seçik belirtti-
ğinı göstermektedir. Şöyle ki:
I. Bölücü teröre karşı olduğu bilinen
DSP ve MHP'nin oylan yükselirken PKK
ile yakınlığı bilinen HADEP'in oylan
yüzde dört cıvannda kalmıştır. Kimi Ba-
tı kaynaklannda, genel nüfusun yüzde
yinni-yinni beşine ulaştığı ileriye sürü-
len Kürt kökenli yurttaşlanmız göç ettik-
leri yörelerde dikkate alınırsa HADEP'e
destek vermemişlerdir. HADEP, yüzde
onluk barajı aşamamıştır. Bu. tüm dün-
ya kamuoyuna verilen önemli bir mesaj-
dır.
II. Önemli olgu, laiklik karşıtı siyasal
hareket oylannı çoğaltamamış, aksine
yüzde yirmi üçlerden yüzde on beşlere
düşmüştür.
Bunun anlamı, laiklik karşıtı güçlerin
seçmen kamuoyunda desteğinın ciddi öl-
çüde gerilediğidir. Bu durum Islamı si-
yasallaştırmayı kendisine hedef seçen
partinın, seçmen oylanyla denetim altı-
na ahnabileceğinin göstergesidir. Bu so-
nuçlar Türkiye'nin kolay kolay bir tran
ve Cezayir olamayacagının belirgin bir ka-
nıtıdır.
Cumhuriyet rejiminin temel koşulu la-
iklik ilkesidir. Laiklik ilkesi olmadan ne
cumhuriyet olabilir ne de demokrası ge-
lişebılir.
III. Seçim sonuçlannın üçüncü olum-
lu tarafi, mafya ve yolsuzluk gibı şaibe-
lere bulaşan merkez sağ partilerinın çok
büyük darbe yemeleridir.
Merkez sağda çok ciddi bir deprem
yaşandı. Yolsuzluk konusunda birbinne
söylenmedik söz bırakmayan ıki merkez
sağ parti liderinin Meclis'te birbirinı ak-
lamalan, seçmenler tarafından dikkate
alınmış ve aslında her iki parti lideri ce-
zalandınlmıştır.
Sonuçta, CHP'nin Meclis dışında kal-
ması Meclis'te sağa ağırlık veren birden-
genın oluşması. MHP'nin yükselışi kuş-
ku ve kaygı yaratmıştır. Buna karşın top-
lumun karşı devrimci partiden önemli bir
ölçüde desteğinı çekmesı. bölücülüge,
mafya, ticaret ve siyaset üçgenine karşı
olduğunu sandıkta belırtmesı iç ve dış
kamuoyuna önemli bir mesaj nıteliğınde-
dir.
CHP ne vapacak:
Anadolu ve Rumeii Müdafoa-i Hukuk
Cemiyeti'nin devamı olan CHP bundan
sonra ne yapacaktır:
Bu konu üstünde söz söylenecek çok
yazı yazılacaktır. Benim inancım, CHP
bu sorunu çok iyı aşmasını bilecektir.
CHP'nin bu konuda 1950'lerden, 1954'ten
gelen çok ciddi bir birikimi, çok ciddi de-
neyimi vardır. CHP'nin çok diri bir ör-
gütü olduğu hiçbir zaman unutulmama-
lıdır. Konuşarak. toplantılardüzenleyerek,
il başkanlannı bir araya getiren küçük
kurultaylanyla, genel kurultayıyla CHP
bu yenilginın özeleştirisini yapacak ye-
tenektedir. Bu konuda kimse en ufak bir
kuşkuya kapılmasın.
Unutulmasın ki. CHP Türk siyasal ya-
şamının en eskı partisidir, en uzaktaki
köye kadar uzanmış en örgütlü partidir.
CHP 1950'de 69, 1954'te 32 cıvann-
da milletvekili çıkarabilmiş, ama çalışa-
rak, didinerek sabırla yeniden iktidara
gelebilmiştir. Çünkü büyük devlet ada-
mı tsmet Inönü'nün 1960 öncesi Meclis
kürsüsünden belirttiğı gıbı "CHP'nin
öiüsü-dirisinden daha tehlikeü ve güçlü-
düıf
ARADABİR
Prof. Dr. COŞKUN OZDEMtR
Bir Başka Değerlendirme
Seçim sonuçlarını şöyle özetleyebiliriz:
Niteliklerini iyice bildiğimiz bazı politikacılar ve li-
derlerde utanma duygusu olmadığı bir kez daha
ortaya çıkmıştır.
DSP ve CHP adlı sol partilerimiz, Istanbul ve An-
kara belediye başkanlıklannın FP tekelinde kalma-
sı için yaptıklan işbiıiiğini başan ile sürdürmekte-
dirler.
Ordu karşıtlığını, Kürt milliyetçiliğini destekleme-
yi, şeriatçı örgütlenmeyi hoşgörü ile karşılamayı
sol siyaset sananlar bir kez daha düş kırıkhğına uğ-
ramışlardır. Insan haklannı.özgürtükleri, demokra-
siyi savunmanın öncelikle cumhuriyet ilkelerini,
cumhuriyet devrimlerini savunmayı gerektirdıği iyi-
ce anlaşılmaktadır.
Biz ne dersek diyelim, kendilerine "Türkiye se-
ninle gurur duyuyor" diye sevgi gösterisi yapılan
insanların ardında küçümsenemeyecek bir halk
desteği vardır.
Türkiye aydınlannın kendı aralannda yaptıkları tar-
tışmalar, ürettikleri çözümler, vardıkları yargılarhal-
kın önemli bir bölümüne ulaşmamakta ve oralar-
da herhangi bir yankı uyandırmamaktadır.
Türkiye solcularının önemli bir bölümü alınan bü-
tün derslere ve uyanlara karşın bölünmeyi, kutup-
laşmayı ve birbirini karalamayı başanyla sürdürmek-
Şu iyice kavranmalıdır: Emeğin örgütlenmesi-
nin, sendikacıhgın önündeki engetter, Türkiye'de sc-
lıîrt yükselmefeirîe set çeken önemli etkenlerdir. Et-
nık muhalefetın, dinsel mu-
halefetin yerini örgütlen-
miş emekçi muhalefeti al-
madıkça Türkiye solcula-
rının hüsranı sona erme-
yecektir.
Ulus devlet hâlâ bugün-
kü dünyamızın yadsına-
maz bir gerçeğidir.
"Orta Asya 'dan dört na-
la gelip bir kısrak başı gi-
bı Akdeniz'e uzanan " yur-
dumuzda en üst kademe-
lerden en alt düzeylere ka-
dar var olan insan malze-
memiz şimdilik gerçek bir
demokrasiyı kurmamıza
elverişli değildir.
Türk solunun soyut de-
mokrasi, soyut özgürlük,
soyut insan hakları söy-
lemlerinden vazgeçip için-
de yaşadıkları toplumun
siyasal, toplumsal, ekono-
mik, kültürel yapısını ger-
çekçi bir şekilde değerlen-
dirmesi ve sağlam bir güç-
birliğini gerçekleştirmesi
vazgeçilmez bir zorunlu-
luk olarak ortaya çıkmak-
tadır.
'Yeniden Görev Verilirse'ymiş!
Prof. Dr. MUSTAFA Ö Z Y U R T Uludag Cniversitesi TıpFakültesı Öğretim Üyesi
Ne zaman bizim su değırmenini anımsasam.
Atatürk'ün kurduğu ve İsmetinönünün ılen ya-
şına karşın 1950'den sonra ne büyük güçlükle bir
arada tuttuğu CHP ile olan benzerlıği gelir gö-
zümün önüne. Hem sahip çıkanı yok. hem pay
koparmak ısteyeni çok. Büyük emek ve özveriy-
le kurulmuş ve örgütlenmiş olan CHP. akşam
yatıp sabah ortaya çıkmış basit bir siyasal parti
değildir. Türkiye Cumhuriyeti'yle özdeşleşmiş,
birlikte anılan bir halk örgütüdür. Gerek ıçten ge-
rekse dıştan bunca dağıtma girişimlerine karşın
ayakta kalabilmesi. ona futbol takımı tutarcası-
na bağlı olanlann özveri örneğidır. 1994 millet-
vekili seçimlerinde zar zor ülke barajını aşma-
sında bu bağlıhğın çok büyük katkısı olmuştu.
Seçimin hemen ardından bu sayfada yazdığım
'CHP'yi Geriye Istiyorum' başlıklı yazı oldukça
ses getirmiştı o dönemde. Hatta tüm parti örgü-
tüne faksla dağıtıldığını anımsıyorum. Ama ne-
dendir bilmmez, CHP Genel Merkezi, 1994 ge-
nel seçimlerindekı başansızlıktan hiç ders alma-
mışçasına, dört yıl boyunca aynı yol ve yöntemi
ınatla sürdürdü. Aldığı sonuç ortada; yüzde 8.2'lik
oy oranıyla ülke barajını geçemedi. Artık bu mi-
rasyediliğe dur demek için, CHP'ye yürekten
bağlı olanlann tümü bir araya gelecek elbette.
18 Nisan seçiminin ön hazırlıklan sırasında,
kıyısından köşesinden tanık olduğum CHP Ge-
nel Merkezi'nde iktidarolma hedefini göreme-
diğim içm üzülmüştüm. Türkiye'nin dördüncü
büyük kenti, endüstn kuruluşlanyla işçi ve çift-
çi sayısının en yoğun olduğu Bursa'ya Genel
1
994 milletvekili seçimlerinin ardın-
dan. yüzde 10.2 ile ülke barajını zar
zor geçen CHP Genel Başkanı De-
niz Baykal, "Tam anlamrv ta dibe vur-
duk" demişti. Erken seçim diye tut-
turan Baykal. asıl şimdi dibe vur-
durdu Atatürk'ün partisini! Gördü erken seçimin
sonucunu!
Çocukluğumda çalışmasını sürdüren, dede-
den kalma bir su değirmenimiz N'ardı. Kilomet-
relerce uzaktaki kaynak Beşpınarlar'dan suyu
getiren bendin dibinde biriken çamurun birkaç
yılda birtemizlendığini anımsıyorum. Su kaçak-
lannın sık sık onanldığı hep gözümün önünde.
Bolu'nun orman köylerinden binnde, iki mahal-
lenın arasında ve derenin içindeydi bizim değir-
men. Öyle her köyün bir değirmeni yoktu o dö-
nemde. Çevredekı beş altı köyün buğdayını öğü-
türdü bizim su değirmeni. Önce dizel motoru ile
çalışan değirmenler devreye girdi. Daha sonra un
fabrikaları birkaç köyün buğdayını saatlerle sı-
nırlı sürede öğütünce, su değirmenlerinin sonu
geldı. Şımdi bizim değirmenin yerinde yeller
esiyor.
O değirmenlerde öğütülen her teneke buğda-
ya karşılık bir ölçek buğday alınırdı öğütme ki-
rası olarak. Toplanan buğdayın dağıtımının, his-
se sahipleri arasında zaman zaman kavgaya va-
racak kadar sorun olduğunu anımsıyorum. De-
ğirmen çalışmaz olunca hak sahipleri arasında-
ki bu sürtüşme kayboldu, şimdi gü! gibi geçinip
gidiyor akrabalar; değirmen gitti kavga bitti!..
Başkan Sayın Deniz Baykal, beş yıl içinde bir kez
milli maç izlemeye gelmişti. Üstüne üstlük. se-
çimlere iki buçuk ay kala, Bursa CHP il başka-
nı, genel merkezle ters düştüğünü dile getirerek
ıstıfa etti. Aslında seçımi aylar önce, yalnız ıki
oy farkla alan il başkanını görev den aldırmak
için 344 ımzalı birdilekçeyle parti genel merke-
zine başvuru yapılmış, ama bu istek genel mer-
kezce kulak ardı edilmişti. On altı milletvekili-
ni TBMM'ye gönderen bu ılımizden geçen dö-
nem CHP bir milletvekili çıkarabilmişti. Bu per-
formans ile mi iktidara adayı olacaktı?
Değirmenin bendi belli aralıklarda çamurdan
temizlenmeden suyun gürül gürül akmayacağı-
nı bilmek ne kadar açıksa, daha önceki seçim-
lerde ülke barajını zar zor geçmiş bir yönetimle
seçime girmek de, o denli düşünceden yoksun bir
vönetim kısırlığıdır.
Seçimde alınan sonucu akıl süzgecinden ge-
çirmeden "CHP bu sonucu haketmedi" diye yo-
rumlamak, yüzeysel bakışla, çok doğru birman-
tık. Ama vatandaşın bu sonucu, CHP yönetici-
lerine uygun gördüğüne de hiç kuşku yok.
tlk kunıltayı Sıvas Kongresi, Izmir'in kurtu-
luşu ile yaşdaş olan ve 1923'ten ben sürekli
TBMM'de yer alan CHP'yi parlamento dışında
tutmak başansını nasıl gerçeldeştirdi CHP yöne-
ticileri? Eski bir CHP sempatizanı olarak bunu
öğrenmek hakkım. Bugüne değin kimsenin ak-
lından bile geçiremediğini başardılar, yazıklar ol-
sun! Saym Baykal hâlâ "Kurultay görev verirse
görevden kaçmam"diyebilıyor! Hangi kurultay.
hangi hızipçi delegekr cesaret edebilir bu yöne-
ticilere yeniden görev vermeye!..
BEYOĞLUÜÇÜ1VCL
ASLlYEHUKUK
MAHKEMESİNDEN
1997 205
Davacı Abdullah Pak-
na vekılı Av. Ûmer Kuvat
tarafından açılan gaıphk
da\asınm yapılan duruş-
ması sonunda: Mahkeme-
mızce\enlen27. 10.1998
tanhlı kararda Istanbul-
Fatıh Keçecıkarabaş Ma-
hallesı. cilt no: 043. sayfa:
68 \e kütük: 1295te nü-
fiı&a kavıtlı Fazlı \e Kez-
ban'dan olma 5.8.1941
doğumlu Selma Ereli
(Pakna)'nın gaıpliğıne ka-
rar venldığı ılan olunur.
13 4.1999 Basın: 16459
BAKKKÖY1.SULH
HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dos>aNo:1998'964
MahJcenıemizce verilen
12.3.1999 tarih 1998 964
esas. 1998 572 sayılı karar
ile mahcur Şebnem Ke-
rey'ın vasısı Şebnem Ke-
rey'ın «sılıkten afîuıa Şeb-
nem Kerey'ın annesı Fatma
Fende Kerey'ın velaven al-
tına konulmasına karar ve-
nlmış olup. işbu vası kara-
nna itiraz edebileceklen.
kanunı sûresınde ıtıraz vakı
olmadığı takdırde hûkmün
aviıen kesmleşeceğı teblıg
yenne kaım olmak üzere
ılan olunur. Basm: 17080
SEÇİM SOMJP HAlJdi M M M YANA 1AVRIN ORTAYA KOYDU
POLİTİKA HAYATINDA
DEĞİŞİM RÜZGARLARİ
MBtKEZ SAGM ÇÖKÜŞÜ MU, MtlJYETÇiJGiN YÜKSHJŞİ M?
MHP NOEN YÜKSaOİ?
CHP'Yİ KİM KURTARACAK?
BAYKAL İSTİFA ETTİ, GÖZLER KURULTAYDA
APOSTOLOS ANDREAS'TAN, HALA SULTAN'A
KBMS1A Kİ DİNİ MBÜUU...
ORHAN BiRGiT: Lıderler
kusurluydu, ya söylemler...
İstinye'den
En Taze
Haberler
Borsacı'da
orsacı
B
HARALIH EK0N0MI OERGISI
orsacı
BORSACILAR
SEÇİM
SONUÇLARINI
DEĞERLENDİRDİ
ŞİMDİ NE YAPMAU?
YABANCI SERMAYE
İST1KBAB BEKUYOB
VERGİ fflSlfl THtnÜYÛ VUROU
NET TURİZM, İHLAS HOLDİNG, AFYON
ÇİMENTO PINAR SÜT, PARK TEKSTİL. ESBANK.
HAZNEDAR TUĞLU, ALTIRNATİF YATIRIM
ORTAKLIĞI, FORD OTOSAN, ERDEMİR, APEKS
"BORSADAKİ REHBERİNİZ"
Cumhurtyt I
. krtapkulübül
IMZAGUNÜ
2. İSTANBUL ULUSLARARASI KİTAP FUARI
CNR - DÜNYA TİCARET MERKEZİ - YEŞİLKÖY
28 Nisan Car$t
IMZA GUNÜ
2. İSTANBUL ULUSLARARASI KİTAP FUARI
CNR - DÜNYA TİCARET MERKEZİ - YEŞİLKÖY
an
\ Saat: 16.00-18.00
CNR Dünya Ticaret Merkezi (Atatürk Havalimanı karşısı) Yeşılköy | CNR Dünya Ticaret Merkezi (Atatürk Havalimam karsısı) Yesilköy
VTİDAT N m m ORAL
GÜWY0L BAŞARAN ÇAUŞLAR
BUBIT
DİKMBra
ÖDÜLÜHABERÖDÜLÜ
20. YIL
TÖRHİ
Konuşmacı:
Hıfzı Topuz
Konu:
lletişimde Globalleşme
27 Nisan 1999 Salı
Saat: 17.00
Türkiye Gazeteciler Cemıyeti
Buıtıan Felek Konferans Salonu
CUMHURİYET'TEN
OKURLARA
ORHAN ERİNÇ
Gel de hJraf Etme...
Seçim sonuçlan belli olduktan sonra, yazıları-
mı şöyle bir gözden geçirdim. Hiçbirisinde "Ben
dememiş miydim?" diye yorumlayarak kendime
paye çıkarabileceğim bir tek cümleye bile rastla-
madım.
Hatta, 12 Nisan günlü yazıdaki "Sandıktan,
anayasanın 'Cumhuriyetin nitelikleri'n/ belirteyen
maddesinden ödün vermeyecek bir iktidar çık-
ması" dileğimin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği
bile belli değil.
Aksine, "71'inci Yılında Laiklikten Verilmiş Bir
ödün Daha" başlıklı yazım, üstüne üstlük, cahil-
liğimin kanıtlanmasına neden oldu.
Yanlış olarak "imam nikâhı" denilen evlenme tü-
rünün suç olduğunu belirterek "Ben bugüne ka-
dar, yasa hükümlerinin uygulandığına tanık olma-
dığım gibi, ne duydum ne de okudum" demiş-
tim ya.
Meğerse 8 Nisan 1999 günü Ordu'nun Gür-
gentepe ilçesi Asliye Ceza Mahkemesi, 1999/27
sayılı karan ile medeni nikâhtan önce imam nikâ-
hı ile evlendirildiklerini belirlediği iki gencin suç-
lannı karara bağlamış. Önce ikişer ay hapis ce-
zası vermiş ve yaşlannın küçük oluşunu göz önü-
ne alarak bir ay onar güne indirmiş. Sonra da ya-
sa gereği 400 biner lira ağır para cezasına çevir-
miş.
Gençlerin daha sonra medeni nikâh kıydırmış
olmalarının yanı sıra yasanın aradığı özellikleri ta-
şıdıklanna da inanarak cezayı ertelemiş.
Davayı açan Cumhuriyet Savcısı Mert Asker
Yüksektepe, karara bağlayan da Asliye Ceza
Yargıcı Ahmet Haluk Kan.
Hemen ekleyelim ki savcı ile yargıcın, önemli bir
karann oluşmasında da katkılan var.
Bir başka olay nedeniyle savcılık "Fuhuş için
kadın tedarik etmek"Xen sanık üç kişı hakkında
aynı mahkemeye dava açmış.
Türk Ceza Yasası'nın uygulanması istenilen
436/1-2 maddesi suç için "1-3 yıl arasında hapis
cezası ile 50 liradan 500 bin liraya kadar ağır pa-
ra cezası ya da 3-5 yıla kadar hapis cezası" ön-
görüyor.
Oysa yasanın hemen hemen aynı nedenlerle,
yani "şehvet hissi veya evlenmek maksadıyla ce-
bir, şiddet veya tehdit veya hile ile veya evlenme
maksadıyla" kadın kaçıranlara verilecek cezala-
rı düzenleyen 429/1 ve 430/1 maddelerinde ön-
görülen cezalar 3-10 yıl ile 5-10 yıl arasında ha-
pis olarak belirlenmiş.
Açıkça görüldüğü gibi yasa koyuculanmız "Fu-
huş için kaçırarak kadın tedarik etme" (sağlama)
suçuna karşı daha hoşgörülü davranmışlar. "LJ-
beral ekonomi anlayışı fuhuşu bile ticaret kap-
samında görüp kolaylık sağlamaktan yana " diye-
rek cümleyı noktalamak olası.
Ama, türbanı çıkarttırmayı bile insanlık suçu sa-
yanlann, zoria fuhuş yaptıranlarasağlanan kolay-
lık konusunda bir diyecekleri olmalıydı diye du-
şünüyor insan.
Neyse, lafı uzatmadan önemli dediğimiz öteki
konudaki gelişmelere dönelim.
Cumhuriyet Savcısı'nın yukarıda özetlediğimiz
yasa maddeleri arasındaki çelişkinin, anayasanın
başlangıç bölümü ile 10'uncu maddesindeki "ya-
sa önünde eşitlik" kurallanna aykırı olduğu görü-
şünü "ciddi bulan" yargıç, Anayasa Mahkeme-
si'ne başvurulması karannı almış.
Dava durdurulup, dosyası da Anayasa Mahke-
mesi'ne gönderilmiş.
• • •
Gelelim bir kez daha "imam nikâhı" konusuna.
Islamlıkta "imam" denilen bir dinsel sınıf bulun-
muyor. Din kurallannı bilen her ergin erkek cema-
ate namaz kıldırabilir. Yani imamlık edebilir. Bu ne-
denle tanıkların huzurunda nikâh kıyıp tutanağa
da geçirebilir. Anlaşmazlık, 1881 yılında yayımla-
nan nikâhla ilgili bir tüzükten kaynaklanıyor. Ko-
nunun uzmanlarından Bahriye Üçok, 27 Mart
1974 günlü Cumhuriyet'te yayımlanan "İmam Ni-
kâhı ve Hukuk" başlıklı yazısındatüzüğe gönder-
me yaparak "Ama imamın yaptığı bu görev o za-
man da dini nitelikte olmayıp bütünü ile idari bir
nitelikte idi" diyor. {Atatürk'ün Izinde Bir Arpa
Boyu I Sayfa 76).
Yurttaşlar Yasası'nın öngördüğü evlendirme
yetkisi, köylerde muhtarlara, kentlerde de bele-
diye başkanlığına verildiğine göre, imamların es-
ki yetkilerınin sürdüğünden, dolayısıyla da "imam
nikâhı"ndan söz edilemez.
Yazımdaki "dini merasim" ibaresine takılan
okurlarımızdan Bay Eıtıan Işıl, "Yasadaki 'dini
merasim' sözü Islam dini açısından geçerii de-
ğildir. Çünkü Islamiyette 'dini nikâh ve bu bağ-
lamda dini merasim' yoktur" diyor.
Haklıdır. Çünkü Yurttaşlar Yasası dinsel alanı dü-
zenlemek için yapılmamıştır. Halk arasında yan-
lış olarakyaygınlaşmış bulunan "imam nikâhı"n\n,
yasaklanırken yasaya adıyla sanıyla alınması la-
iklik ilkesi ile bağdaşmazdı. "Dini merasim" iba-
resi dinin yok sayılmadığını, ama yönetim ve hu-
kuk açısından geçerii olmadığını vurgulayarak la-
iklik ilkesinin içeriğini de özetlemiş oluyor.
•
Seçim sonrası en çok karışan partilerden
CHP'deki gelişmeleri Türey Köse ile Mutlu Se-
reli izledi.
•
MHP'nin koalisyon hesaplannı ve eğitim alanın-
daki yaklaşımlarını Sertaç Eş ile Ebru Toktar ha-
berleştirdi.
•
Hizmete girmesinin üzerinden yıllar geçmesi-
ne karşın sorunları bitmeyen yeni Galata Köprü-
sü'nün yapımını üstlenen STFA/Tyhseen konsor-
siyumuna devletin 32 milyon marklık fazla öde-
me yaptığını, bakımı yapılamadığı için ortaya çı-
kan sorunlan ve köprünün bakan istifa ettirmeye
varan öyküsünü Devrim Sevimay yazdı.
•
Nükleer santral ihalesine katılan Kanadalı firma
AECL'nin ortaya koyduğu deprem nski raporla-
nnın gerçeği yansıtmadığını, Kanadalı uzmanla-
rın ağzından Ümit Otan duyurdu.
•
Önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir
hafta geçirmeniz dileği ve saygılarımızla.
oerincC» cumhuriyet.com.tr