Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet *
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmem: Orhan Erinç
T Genel Ya\ın Koordmatörü Hikmet
Çetinkaya 0 Yazuşlen Mudüru Ibrahim
Y ıldız 0 Sorumlu Mudür. Fikret llkiz
Haber Merkezı Mudürü Hakan
Kara # Görsel Yönetmen. Fikret Eser
tstıhbarat. Cengiz \ ıldınm 9 Ekonomr Özlem
Yüzak 0 Kultür Handan Şeoköken 0 Spor.
Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami
Karaören 0 Düzeltme Abdullah Yazıcı 0
Fotograf. Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge
Edibe Buğra 0 Yun Haberlen Vlehmet Faraç
Yayın Kurulu. llhan Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç. Okta»
Kurtböke. Hikmet Çetinkaya,
Şflkran Soner. Ergun Balcı,
tbrahim Vıldız, Orhan Bursab,
Mustafa Balbav. Hakan Kara.
AnkaraTemsilcisı Mustafa Balbav Atatürk Bulvan
No: 125. Kat:4. Bakanlıklar-Ankarâ Tel: 4195020 (7
hat). Faks: 4195027 01zmırTemsücisr SerdarKıak,
H ZıyaBlv 1352 S. 2 3 Tel-4411220, Faks.4419117
0AdanaTemsilcısı:ÇetinYiğenoğlu, tnonüCd 119
S No 1 Kat:l, Tei: 363 12 11, Faks: 363 12 15
Müessese Mudunı Üstun Akmen 0
KoonJmatör Ahmet Kondsan 0 Muha-
sebe Büknt Yener 0 Idare Hüseyüı
Gûrer» Bılgı-Ulem Nail Inal • B:!gı-
sayarSıstem Mürövrt ÇSer*Sadş
FazüetKuza
MEDYA C: • Yonetim Kunılu
Başkanı - Genel Müdur GülbİD
Erduran A Koordınator Reha
Işıtman # Genel MûdürYardımcısı:
StvdaÇoban Tel 514 07 53 -
5I3 958Ü-5I38*»«l,Fais.5l38<l63
>avınıU*an ve Basan: Yenı Gün Haber \jansı, Basm \e >aymcıhk A S
"ürtociiıCad 39 4! Cağaloğlu *43"4!sı PK 246 Sırkecı Istanbul Tel {0 2121 512 05 05 <20 hal) Faks (0 212)513 85 95
26 NİSAN 1999 Imsak: 4.25 Güneş: 6.03 Ögle: 13.09 İkındi 16.55 Akşam: 20.01 Yatsı: 21.33
Laeütia plaida
• Haber Merkezi - Ünlü
top model Laetitıa Casta da
Zeki Triko ailesine katıldı.
Firmanın kataloğu için
fotoğrafçısı Marc Kayne ıle
Cancun'da yapılan
çekimlere katılan 20
yaşındaki Casta, 1 71 cm
boyunda ve 88-60-93 cm
ölçülere sahıp. Çekici yüz
hatlan ve parlak mavi
gözleri ile dikkat çeken
Casta, yakında firmanın
yenilenecek olan Internet
sayfalannda da yer alacak.
MatematHc
yarışması
• İstanbul Haber Servi$i -
MEF okullarımn
düzenlediği Avrupa
Uluslararası Birliği (ECIS)
Liselı Gençler Matematik
Yanşması sonuçlandı. 7
ülkeden 14okul ve71
ögrencinın katıldığı
yanşmada, Izmır American
Collegiate Instıtute'den
Çağlar Ünlü genel
birinciliği kazandı. Takım
kategorisinde ise Ankara
TED Koleji, lzmir
American Collegiate
Instirute ve MEF Schools of
Turke> ile Ispanya'dan
International Collage Spain
ve Avusturya'dan Danube
International School
takımlan birincı oldu
Kabataş üsesi
genel kurulu
• İstanbul Haber Servisi -
Kabataş Erkek Lisesi
Eğitim Vakfı Olağan Genel
Kurul Toplantısı dün
Kabataş Kültür
Merkezi'nde
gerçekleştirildi. Toplantıda
eski Bayındırlık Bakanı
Nurettin Ok başkanlığa
seçilirken genel başkan
yardımcılığına Erdal
Dumanlı ve Erol
Demirdöven getirildi.
Üniyersiteler
böliim kapatıyor
• ANKARA (AA) -
Yükseköğretim Kurulu
(YÖK), başta öğrenci
sayısının azlığı olmak iizere
çeşitli nedenlerle
üniversıtelerdeki bazı
bölümleri gelecek eğitim
yılından ıtibaren kapartı.
Alınan bilgiye göre. Atılım
Üniversitesi, İstanbul
Kültür Üniversitesi,
Osmangazi Üniversitesi,
Kocaeli Üniversitesi
Rektörlüğü, bazı bölümleri
kapatmak için YÖK'ten
ızin ıstedi. YÖK, halen
okuyan öğrencilerin mezun
oluncaya kadar
öğrenimlerini sürdürmeleri
şartıyla bu üniversitelere
izin verdı.
SSK sağlık
tesisleri
• ANKARA (AA)-
Yaklaşık 25 milyon kışıye
sağlık hızmeti veren
SSK'nin sağlık tesıslerinde
çalışan bir hekim. yılda 5
bin 324 hastaya, günde
ortalama 26 hastaya
poliklinik hizmeti (ayakta
tedavi) verirken. bir hastaya
ancak 18.5 dakika süre
ayırabilıyor. SSK yetkilileri,
41 bin sağlık personeli ile
nüfusun yaklaşık yüzde
43.5'ine hizmet verdiklerini
vurguladılar.
Personel sistemi
• AJN'KARA (AA) - Posta
tşletmesı Genel Müdürlüğü.
personel sistemindeki
değişiklikle yazılı sınavlar
ıle unvan yükselrme
sınavlannın Öğrenci Seçme
ve Yerleştiıme Merkezi'ne
(ÖSYM) yaptınlmasını
kararlaştırdı. Edinilen
bilgiye göre, sınav
yönetmelığindeki değişiklik
çerçevesinde, işletmeye
eleman alımı için
gerçekleştirilecek yazılı
sınavlar. ÖSYM"ye
yaptınlacak. Bu sınavı
kazananlar, Posta Işletmesi
Genel Müdürlüğü'nde
sözlü sınava alınacak.
Kazanm üzerinden 13 yıl geçti ama radyasyon bulutlarmın yaptığı tahribat bugün daha iyi anlaşılıyor
ÇernobiPi unuttnak kolay değilÜMİT OTAN / AHMET ŞEFÎK
İZMİR/ TRABZON - Çernobıl patlaya-
lı 13 vıl oldu. Radyasyon bulutlannın yap-
tığı tahnbat bugün daha ıyı anlaşılabıliyor.
Çernobil unutturulmaya çalışılsa da tkitel-
lı'de ikı küçük çubukla başa çıkamayışımız.
yıllar önce gömülen radyasyonlu çaylann
sızıntılarının derelere kanşması. Çernobil'i
"unutmamıza" engel oluyor...
26 Nisan 1986'da Ukrayna'daki Çernobıl
kazasınm sorumlusu reaktörü ışleten opera-
törlerdı. Belarus (Beyaz Rusya) ve Ukray-
na en çok etkılenen ülkeler arasındaydı. Bız
de etkilendik. Ama kimselerbize etkilendi-
ğimizı söylemedı. Çaylardaki radyasyonu
yıllar sonra ölçüp kamuoyuna duyuran Prof.
Dr. İDd Gökmen, TAEK başkanlarınca aforoz
edıldi. lncı Gökmen. bugün de korkunun
sürdüğüne dikkat çekiyor:
-ÖzeUUtk Doğu Karadeniz'de radyasyon
yüklü buluüann yağmurolup çaylann üze-
rine inmesi ve daha da kötüsü bu çav lann te-
miz vagmurlarla vıkanıp temizlenmesine fir-
satverilmeden toplanması ileTürkiye bu ka-
• Çernobil faciası, Avrupa
7
dan daha çok ülkemizi etkiledi. tsveç tüm
dünyayı ayağa kaldırmıştı, ama bizi hareketlendirmeye gücü
yetmemişti. En yoğun etkilenen Karadeniz, Trakya ve Kuzey Ege'de
hiçbir uyan yapılmadığmdan küçük bebekler ve hamile kadınlann
korunması mümkün olmadı.
zadan olabOeceğinden çok daha fazla etkflen-
di. Zamanın politikacılan tetevizyonlarda te-
miz çay içerek adeta çay reklamı vapnlar. O
dönemde üretilen 140 bin ton ça>m yandan
fazlası eldeld temiz çaylan da kjrletmek pa-
hasına harmanlanıp iç piyasada saûldı."
İkiteüi ders olur mu?
Çemobil uzaktaydı, bize bir şey olmazdı,
zaten o kazada topu topu birkaç kişi ölmüş-
tü. Ikitelli'de radyoaktifkobaltın birhurda-
cıda ortaya çıkmasıyla yaşanılan şaşkmlığı
televızyon ekranlanndan tüm dünya canlı
canlı izledi. Radyasyon kazalanyla ilgili lis-
teye girdik, tarihe geçtik. tki aileden 15 ki-
şi değişik dozlarda radyasyona maruz kal-
dılar. Sonra kaynaklardan birinin kayıp ol-
duğu açıklandı. Bir türlü bulunamıyordu.
Tedavi içingetirilen kaynağın. işi bitince it-
hal edıldiği ülkeye geri göndenlmesi gere-
kiyordu. Onu bile başaramıyorduk. Radyas-
yon yüklü kaynaklar üstelik bir hurdacıda bu-
lunuyordu.
Olayın ortaya çıkmasını da kendisine baş-
vuran hastalanna hiç akla gelmeyecek teş-
hisi koyan doktora borçluyduk. Parmak ka-
dar iki radyoaktif maddeyi koyacak yer bu-
lamayan Türkiye, nükleer santral kurmaya
çabalıyor. Akkuyu'nun deprem kusagı üze-
rinde olduğunu dünya âlem biliyor, bizirn yet-
kililer görmüyor.
UkraynaÇemobil'dekiRBMK-lOOOtıpin-
deki nükleer santrahn 4 numaralı reaktörü
"infılak'" ettığınde, "kalbindekT toplarn ya-
kıtının yüzde 70'ini tüm dünyaya savurdu.
lsveç, patlamadan 48 saat sonra ölçüm ci-
hazlannın alarm vermesiyle olayın farkına
vardı ve tüm dünyayı uyardı. Patlamanın
üzerinden neredeyse ıki aya yakın bir zaman
geçtikten sonra 13-22 Haziran 1986'da Ka-
radeniz bölgemızde yapılan araştırmayla ıl-
gili raporda. "Sezvıun izotop düzevi su için-
deki partiküUerde ve sudaki tek hücreli can-
hlarda doğrudan ölçülebikcek miktarda bu-
lunmaktadır. Radvoaktivite miktannın bir
bomba döküntüsünün iki katı düzeyinde ol-
duğu belirlenıniştir*'dıyordu. Ukra>Tia Par-
lamentosu Nükleer Güvenlik ve Enerjı Sek-
törü Komisyonu Başkanı Vuri Stacberbak,
"AvTupa'nın ortasuıda atom savaşı olmuş gj-
bi" değerlendirmesinı yapıyordu.
Çernobil faciası Avrupa'dan daha çok ül-
kemizi etkiledi. lsveç tüm dünyayı ayağa
kaldırmıştı, ama bizi hareketlendirmeye gü-
cü yetmemişti. En yoğun etkılenen Karade-
niz, Trakya ve Kıizey Ege'de hiçbir uyan
yapılmadığmdan küçük bebekler ve hami-
le kadınlann korunması mümkün olmadı.
Radyasyonlu gıdalan yediren, başta zama-
nın Atom Enerji Kurumu Başkanı Ahmet
YükseJ Ozcınreolmak üzere hiçbir yetkili hak-
kında soruşnırma açılmadı ve kimse yargı-
lanmadı.
Bilgisayar uzmanları uyardı
Bugün 'Çernobü'
virüsüne dikkat
Haber Merkezi - ABD'li bilgisayar uzmanlan, Uk-
rayna'nın Çernobil kentindeki nüîdeer santral patla-
masmm 13'üncü yıldönümü olması nedeniyle Win-
dows'95 ve '98 kullanan bilgisayarlarda bugün hare-
kete geçecek şekilde programlandıği bildirilen "Çer-
BobH" viriisü ile ilgili uyanda buiundu.
Uzmanlar, Melissa'nm ardından "Çenjoba" adlı ye-
ni ve tehlikeli bır virüsün, bilgisayarlann ana mekaniz-
masını (hardware) tümüyle silebıleceği ve yeniden ça-
lışmasını engelleyebileceğini bildirdi. Camegie Mel-
lon Üniversitesi ndekı "BOgisayar Acfl Kanşıklık Eld-
bi" Başkanı Kathy Fıthen. virüsün dığerierinden fark-
h oknadığını vebir süredir etrafta dolaştığını belirtti. Fit-
hen, virüse karşı önlem oiarak "antivirüs" programının
bilgisayarlara yerieştirilmesi gerektiğiııi kaydetti.
Spikerlikten
sinemaya
Almanya'nm sevilen haber spikerlerinden
Susan Stahnke. HoUyvYOod'da aradığmı
bulamadı. Çalıştığı kanalda haber müdürii
olmak üzere>ken kariverini sinemada
sürdürme havalkrine kapılarak ABD'ye
yerleşen Stahnke, oynadjgı deneme
filmlerinde uğradıği başansızlık
sonucunda zor günler yaşıyor. Bir
HoUy-Hood yapımında rol alabilnıe
umudunu kestikten sonra .Almama'da
çalışnğı kanallaria tekrar bağlantı
kuran, ancak ohımsuz yanıt alan 31
yaşındaki spiker. çocukluğundan
bu yana bale ve ınodern
dansla da vakından
iİgileniyor.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin araştırması
4
Kürtaj lıalâ günah'
BAR\RTANR1SEVER
ANKARA - Kaysen Erciyes Üni-
versitesi Tıp Fakültesi tarafindan ilde
yapılan araştırmalar, erkeklerin bü-
yük çoğunlugunun kürtaja
hâlâ "gûnah" gözüyle bak-
tığını ortaya koydu. Aile
planlamasına çoğunlukla
"bügisizlik" nedeniyIe kar-
şı çıkıldığı vurgulanırken.
bu konudakı danışmanlık
hızmetlerinin önemine dik-
kat çekildi.
Erciyes Üniversitesi Tıp
Fakültesi Halk Sağlığı Ana-
bilim Dalı öğretim görev-
lileri Fevzhe Çetinkaya, Ve-
sfle Şenol, Melis Naçar ve
Mümtaz Maacıoğlu tara-
findan aile planlaması ko-
nusunda il merkezindeki
çeşitli bankalarda çalışan
115 evli erkeğe anket uy-
gulanarak yapılan araştır-
mada ilginç sonuçlar orta-
ya çıktı.
Erkeklerin yüzde 70.5"i
aile planlaması sorumlulu-
ğunu her iki eşin de tasıma-
sı gerektiğini savunurken,
yüzde 74.8'ı aile planla-
ması için bır yöntem kul-
landığını bildirdi. Yöntem
malzemelerinin ise sağlık
ocaklan başta olmak üze-
re, sırasıyla hastaneler ve doğumev-
lerinden sağlandıgı kaydedildi.
Araştırmaya göre yüzde 75.3'ü 2-
3 çocuk sahibi olan erkeklerin yüzde
54.8'i eşlerinin tekrar gebe kalması du-
e-posta : tan (a prizma. net. tr
rumunda doğurmasını istiyor. Erkek-
lerin yüzde 51.3'ü kürtajın günah ol-
duğuna inanırken, çoğu yeterli çocuk
sayısına ulaşıldıktan sonra bile hem
kendileri hem de eşleri için gönüllü kı-
sırlaştırmaya karşı çıkıyor.
Arastırma kapsamına alı-
nan erkeklerden aile plan-
laması için daha önce da-
nışmanlık alanlann oranı
yalnızca yüzde 11.3'te kalı-
yor.
Bu konudaki bilgiler sı-
rasıyla özel doktor, kitap,
gazete-dergi ve televizyon
gibi kaynaklardan edinilir-
ken, erkeklerin yüzde 55.6'sı
bilgılerini yeterli buluyor.
Erkeklerin >r
üzde 55.7'si ai-
le planlaması konusunda
doktorlardan bilgi almak is-
terken 31.3'ü bunu isteme-
diğini beiirtiyor..
Erciyes Üniversitesi Tıp
Fakültesi Halk Sağlığı Ana-
bilim Dalı öğretim üyeleri
Yard. Doç. Dr. A. Öztürk,
Melıs Naçar ve Prof. Dr. Yu-
suf Oztürk tarafindan Kay-
seri Doğumevi Aile Planla-
ması Polikliniği'nde mart
ayında yapılan çalışmada da
gebelik ve kürtaj sayılannın
eğitim düzeyi düşük kadın-
larda daha yüksek olduğu
saptandı.
Sinop Çevre Dostları Derneği kentte miting düzenledi
Nükleer santralkarşıtı eylemSİNOP (AA) - Sinop Çevre
Dostlan Derneği, kente nükleer
santral kurulması karannı
protesto etmek amacıyla miting
düzenledi. Türk Mühendis ve
Mimar Odalan Birliği (TMMOB)
ile Mersın Taşucu Çevre Dostlan
Derneği "nin katkılanyla Uğur
Muıncu Parkı'ndadüzenlenen
"Nükleer Santrala Hayır"
mıtingıne, yaklaşık 600 kişi
katıldı. Yerel sanatçılann şarkılan
eşhğinde nükleer enerji karşıtı
çeşitli sloganlar atan eylemciler,
taşıdıklan pankartlarla da
Inceburun yöresine yapımı
planlanan nükleer santral karannı
protesto ettiler.
Sinop Çevre Dostlan Derneği
Başkanı Hale Özen, Türkiye
Enerji Şûrası'nda alınan karan
eleştirdiği konuşmasında, karann
iptaline kadar eylemlenni
sürdüreceklerini belirterek şunlan
söyledi: "Ukrayna'daki Çernobil
kazasuun yıkunlan ve acılan hâlâ
sürüyor. Aradan 13 yıl geçmesine
ragmen insanlar ölmekte ve sakat
kalmaktadır. Zaman içinde ölecek
ve sakat doğacak çocuklann
yanında toprak, su ve bitki örtüsû,
kısaca yaşam tehdit altındadır. Bu
nedcnle Sinoplulann geleceğini
karartacak bu nükleer santral
projesinin iptali için Sinop halkı
oiarak vaşam hakkımız adına
sesimizi duvurana kadar
e> lemlerimiz sürecektir."
Çeşitli gösterilerin yanında,
katılımcılara, cenaze sonrası
hazırlanan helvayı anımsatan ve
üzerinde, "Bu herva, sizin
helvanız olmasın" yazılı
helvanın dağıtıldığı miting,
olaysız sona erdi.
SÖYLEŞİ ATTllA İLHAN
Önce 'Otoriter', Sonra Totaliter'...
Gâzi, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nden, Halk
Fırkası'na ıntıkal ettığı sırada; Galiyefçı 'Maz-
lum Milletler' teorisine uygun oiarak, 'içerde' bir
'sınt
(
mücadelesi'ni değil; 'dışarda'ki 'büyük çeliş-
ki'yi hesaba katmaktadır; çünkü ona göre, 'maz-
lum
1
bir millete, çıkartan yekdiğerine karşıt sosyal sı-
nıtlarnenüz oluşmamıştır, herkes 'fater'dir; o yüzden,
'mazkm millet'in bütününü 'halk' kavramı içinde top-
lamaya çalışıyor; nasıl 'siyasi' bir Misâk-ı Millî ger-
çekleştirdı; 'kurtuluşu' bununla başardı ise; öyle bir
'Sa'y (Emek) Misâk-ı MillTsı gerçekleştirip, 'kuru-
luşu' onunla başaracak!
Bu çabanın, 'dışa bağımlı' (İstanbul/İzmir) 'Li-
man Burjuvazisi'ni, nasıl telâşlandırdığını bilir misi-
niz? O çevrelere yakın, -yakm da lâf mı, onların 'has
adamı'- Ahmet Emin bey; bu telâşı açıkça, şöyle di-
le getirmiştir:
"...Mustafa Kemal Paşa Hazretleri, istikbâli ha-
ztrlayabilecek en büyük kuvvettir. Bu kuvvet mil-
lî mesainin başına geçecek yerde, bir 'halk fır-
kası' kurarak sınrf mücadeleleri ihdas etmek is-
tidadını gösteriyor. Bu çığır, mahdut milfî kuv-
vetlerimizi, millî bir hedefte birleştirecek yerde,
bu kuvvetterin birbirini muattal bırakmasına se-
bep olmayacak mı?" (Vakit, 18 Ocak 1923).
Gâzi, 'mazlum millet'i bir 'halk fırkası'nda bir-
leştırerek, elbette 'emperyalizm'le mücadeleye ha-
zırlıyordu, Ahmet Emin bey'in, satırlan arasından sı-
zan endışeyse, Osmanlı'dan müdevver 'Liman Bur-
juvazisi'nin, bu mücadelenin kendi aleyhine olacağı
endişesıdir. Haklı birendişe: çoğunluğu 'gayr-ı müs-
lim' ou burjuvazi', Devlet-i Aliyye'yi 'batıran' 'ec-
neöf'sermaye'nin, yurt içindeki 'kollandır', ki aynı Ah-
met Emin bey, 'Mütareke' yülannda onları, ülkeyi
bir 'Amerikan mandası' altına vererek 'himâye al-
tına aimayı' önermişti:
"..yararlı ve pratik bir siyaset yolu aramaya-
rak, sadece beklemeyi ve bu sırada 'bağımsız-
lık isteriz' diye bağırmayı meslek edinenlerle;
memleketin sayısız dertlerine pratik çare ara-
yanlar arasındaki fark, bir tarafın teoriler üzeri-
ne uzanıp yatmasından ve diğer tarafın büyük
maddî ve manevî mes'uliyetten korkmayarak ve
kaçmayarak pratik biryol bulmasından ibarettir.
Birçoklan bizimle insanlık amacıyla ilgilenecek,
sonra kendi kendine çekilecek bir deviet bulu-
namaz diyoriar. Biz iddia ediyoruz ki, böyle bir dev-
let vardır ve Amerika'dır..." (Vakit, Eylül 1919)
Nasıl, 'çarpıcı' değil mi?
Batı'lı ama. takllt' değil!.
Gâzi, elbette Ahmet Emin bey'in 'pratikçaresi'n,
daha 1919'da 'şayân-ı kabul' addetmerniş;
1923de ise, 'millî mesai' addettiği 'Komprador Li-
man Burjuvazi'sinm başına geçmeyi düşünmemiş-
ti: ama bu davranışı, 'erken' cumhuriyet dönemi
'dev.'etçıliğinin', bir halk devletçiliği manasına geldi-
ğini göstermez: her Ulusal Demokratik Devrim gi-
bi, bızimkisi de sonuç oiarak, liberal demokratik bir
düzen peşindeydi; başkabirdeyrşle, 'o/mayan'sos-
yal sınıfını (ulusal burjuvazisini) yaratmak istiyordu.
"._örnek alınan model, endüstri devrimi son-
rası ortaya çıkan, Batı tipi toplum yapısıydı. Fa-
kat Mustafa Kemal, her türlü salt öykünmecili-
ğe ttak(itçiliğe) karşıydı. Bu nedenle Batı'daki
kurumlan Türkiye'ye aktarmak yerine, Batı uy-
gaıiığının temelinde yatan ilkeleri uygulamak is-
tiyordu. Bunlar ulusçuluk, ulusal ekonomi ve ya-
şam görüşü oiarak, bilime dayalı (pozitivist) bir
yaklaşımdı..."
"._gerçekten de, 'bilimsel yöntemler'e karşı
büyûk bir bağlılığı vardı (Tımur, 1968: 152) Ata-
türk'e göre bilim evrensel olduğuna göre ve Ba-
tı uygarlığı da bilime dayalı bulunduğu için, bi-
limsel yöntemlere özel bir dikkat göstererek Ba-
t uygariığının temel ilkelerinin alınması, devrim-
lerin evrenselliğini sağlayacaktı (Mango, 1968:61)
bu anlamda devrimler, salt öykünmeciliğin öte-
sinde bir amaç taşıyordu..." (Emre Kongar, '21. yy'da
Türkiye', s. 110. Remzi Kitabevi, 1998)
İyi de, şimdi lütfen, 'I. Beş Yıllık Sanayi Plam'nın
'Stynuş'undan, şu satırlan okur musunuz?
"...bu programa, hususi teşebbüs erbabı tara-
findan tesisine imkân görülmeyen sanayi şube-
leri rthal edilerek, deviet veya millî müessesele-
rin teşebbüsleri oiarak kurulmalan düşünülmüş-
tür. Ancak bu ana sanayi, hususi teşebbüs ve sa-
nayi erbabına daha çok geniş ve faideli 'indust-
rie' imkânlan bahşedecektir..."
"...deviet teşebbüsü ile kurulacak olan ana de-
mir sanayii, hususi müteşebbislerin yeniden te-
sis edecekleri makine, tel, çivi, döküm, boru, cı-
vata, vida vesaire fabrikalarına ve sanayie ucuz
ve kolay tedarik edilir yan mamul emtia verecek-
f r..." (Korkut Boratav '100 Soruda Devletçilik', s/160,
GerçekYayınevi, 1976)
Aynen öyle olmadı mı? Öyle oldu ama, 'içerde' da-
ha uzun süre, bu 'ulusal sera Burjuvazisi' iktidaraağır-
lığını koyamadı; 'ag//V(^/n/'gittikçeartıran 'Bürokra-
si' ise, -özellikle, 'Fırka'ya egemen olan Inönü/Pe-
ker 'takımı'- 'dışarda'ki bazı rüzgârlann burgacınata-
kılmış görünüyordu...
Eşrafın 'demirperdesi' kırılamayınca
Önce bunun sebebine bir göz atalım mı?
M
...asıl mesele, milliyetçi/devrimcilerin -yâni
'Kemalistler'in- zorlamalanna rağmen, Eşraf de-
mirperdesini yıkarak, Hareket'i kütle mihverine
oturtamayışlan noktasında toplanmaktadır. Buya-
pılamayınca, Eşraf ve Bürokrasi düzeyinde ka-
lan, halk kütlelerine ulaşamayan bu hareketin
üstelik dünya şartlan da elverişsiz giderken, top-
lumun çeşitli katlannda hoşnutsuzluk yaratma-
sı doğaldır..." (Doğan Avcıoğlu, 'Türkiye'nin Düze-
ni\ 1. Basım. s. 243. Bilgi Yayınevi. 1968)
Hal böyle olunca, "...Kemalist deviet, otortter ol-
muştur. Bu kaçmılmaz bir durumdu, tutucu Eş-
raf desteği ile bir kurtuluş savaşı'nı gerçekleş-
tirdikten sonra, toplum katlannda başka bir des-
teği olmayan bir 'milliyetçi' kadronun Toplum-
sal Devrim' isteği, otoriter bir devleti zorunlu kı-
lardı. Karabekir Paşa ve Fethi Okyar'ın siyasî li-
beralizmi, 'devrimciliğe' paydos deyip, eski dü-
zene dönmekten başka sonuç vermezdi. Ne var
ki bu sartlar artında yürütülen 'devrimler', üst/ ya-
pı devnmleri oiarak kalmış; ortaçağdan kalma 'Eş-
raf demirperdesi kınlarak, köylü kitlesine ulaşı-
lamamıştır. Bunun da başlıca nedeni, bugün git-
tikçe ağırlıklannı hissertirmeye başlayan işçi ve
köylü kuttelerinin, o günlerde -tarihsel sartlar yü-
zünden- hareketsiz ve tepkisiz oluşudur. Tutucu
'Eşraf desteği ile 'devrimcilik', olumsuz sonuç-
lar yaratmıştır..." (Aynı eser, s. 242).
Bu 'olumsuz sonuçlardan' biri de, 'otoriterliğe'
yatkın çevrelerin, 'dışardaki' girdapa kapılmasıydı ki,
bu fırtınanın bir çeşit totaliterlik fırtınası' olduğu-
nu, yaşayanlar bilir; yaşamayanların da, mutlaka öğ-
renmesi gerekiyor; zira, 'Paris Komünü'nden ilham
alarak başlamış Anadolu Ihtilâli'nin, önce 'otoriter',
gittikçe 'tota//fer'biraşamayageçmesini, başka tür-
lü anlamak ve açıklamak kolay oimayacaktır.
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http:ZAwvwY.eda.tr/-bilgiyay/Yazar/ailhan.htlm