23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 NİSAN 1999 ÇARŞAMBA 14 KULTUR Dünya Şiir Günü, PEN, TYS ve Yaşasın Edebiyat dergisinin etkinlikleriyle kutlanıyor 6 Barış ve Savaşta Çoculdar' Büyük Ödül'iin ilki Meüh Ccvdet Anday'ın. Kültûr Servisi - Türkiye PEN'in, 1997yılında,21 Nisan'ın Dünya Şi- ir Günü olarak kutlanmasmı önerme- si ve konunun PEN genel kurulun- da benimsenmesi üzerine 21 Nisan, bütün dünyada Dünya Şiir Günü ola- rak kutlanmaya başladı. Şiir günü geçen yıl birçok ülkedc kutlanırken UNESCO'nun da gündemine girdi. Buyıl ülkernizde ikincisi kutlanacak olan 21 Nisan Dünya ŞiirGünü'nde bölgemizde ve dünyada yaşanan sa- vaşlar nedeniyle "Banşw SavaştaÇo- cuİdar" teması işlenecek. PEN Yazarlar Derneği Dünya Şi- ir Günü'nü bugün iki ayn yerde kut- layacak. tlk toplantı saat 15.00'te Beşiktaş/Vişnezade'deki ŞairlerPar- kı'nda düzenlenecek. Beşiktaş Be- lediyesi'nce birçok şairin heykeli- nin dikildiği parkta PEN Yazarlar Derneği Başkanı Alpay Kabacalı ile Beşiktaş Belediye Başkanı Ayfer Atay'ın konuşmalannın ardından şa- ir Şükran KurdakuL 1999 Dünya Şiir Günü Mesajı'nı okuyacak. Şa- irlerin şiirlerini okumalanyla süre- • Türkiye PEN'in önerisiyle 21 Nisan bütün dünyada Dünya Şiir Günü olarak kutlanıyor. Bugün iki ayn etkinlik düzenleyen PEN Yazarlar Derneği Dünya Şiir Günü Büyük Ödülü'nün ilki Melih Cevdet Anday'a verilecek. Yaşasın Edebiyat Dergisi ve Yıldız Teknik Üniversitesi'nin yanı sıra Türkiye Yazarlar Sendikası Ankara, Izmir, Bursa, Antalya ve Izmit temsilciliklerinde de etkinlikler yapılacak. cek olan toplantıda, Beşiktaş'ta do- ğan Sabahattm Kudret AksaL ölüm yıldönümü nedeniyle Muzaffer Uy- guner'in yapacagı konuşmayla anı- lacak. AKM Konser Salonu'nda saat 20.00'de başlayacak ikinci toplantı- da PEN Başkanı Alpay Kabacalı, Kültür Bakanı İstemihan Talay ve şair Şükran Kurdakul konuşacaklar. PEN üyesi şairlerin şiirlerini oku- yacaklan gecenin programında Fer- da Ereren Cç Deniz Topluiuğu, Ali Fuat Yılmazoğlu ve HalukLevent'in dinletileri de yer alacak. PEN'in her yıl bir şaire verilme- sini öngördüğu Dünya Şiir Günü Bü- yük Ödülü'nün ilki Melih Cevdet Anday'a verilecek, ancak Anday ra- hatsızlığı nedeniyle törene katıla- mayacak. Dünya Şiir Günü, Yaşasın Edebi- yat Dergisi ve Yıldız Teknik Üni- versitesi tarafmdan da saat 14.00- 16.00 arasmda Yıldız Teknik Üniver- sitesi Merkez Kampusu Oditoryu- mu'nda kutlanacak. ffikmet Aftmkay- nak'ın sunacağı kutlamada Cengiz Bektaş, Meüsa Gürpınar, Turgay FH şekçi, Enver Ercan. Oya Uysal, Esra Zeynep ve Yeşim Agaoğlu'nun şiir- leri okunacak. Törende okunacak Dünya Şiir Günü Bildirisi'ni, Prof. Dr. Cevat Çapan hazırladı. Türkiye Yazarlar Sendikası. Dün- ya Şiir Günü'nü Caddebostan Kül- tür ve Sanat Merkezi'nde kutlayacak. Saat 15.00-17.00 arasındagerçekle- şecek olan etkinliğe konuşmacı ola- rak Kemal Ozer, Şükran Kurdakul ve Alpay Kabacalı katılacak. Mehrizat ve Bedrettin Aykm'ın sunacağı top- lantıda şiirleri okunacak olan şairler ise şöyle: Arif Damar, Mehmet Ba- şaran, Subutay Hikmet, tsmet Ke- mal Karadayı. Hüseyin TopçugiL Os- man Numan Baranus, Güngör Gen- çay, Bedrettin Aykın, Emine Erbaş, Sabahattin Kömürcüoğlu. ElifSor- gun, Adnan Raşit Günay. Mehrizat Poyraz. Aydın Hatiboğlu, Egemen Berköz, Eray Canberk, Tekin Gö- nenç, Gübüm Cengiz, Raşit Kara, Arife Kalender, Suna Aras, Güvenç Ebnan, Aslı Durak, Osman Serhat, Nur Saka, Oğuz Ozdem, Mustafa Köz, Serdar Koçak, Nusret Karaca, Türkay Korkmaz. Dünya Şiırgünü, TYS'nın Ankara, lzmir, Bursa, An- talya ve Izmit temsilciliklerinde de kutlanacak. Çalışmalannı New York ve îstanbul'da sürdüren sanatçı 67 yaşındaydı Ressam Erol Akyavaş'ı yitirdik Kültür Servisi - Ressam Erol Akyavaş, uzun süredir yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak dün Istanbul'daki evinde yaşamını yitirdi. 1932yıhnda İstanbul'da doğan Erol Akyavaş, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Bedri Rahmi Atölyesi'nde misafir öğrencı olarak başladığı resim çalışmalanna Floransa Güzel Sanatlar Akademisi'nde devam etti. 1950'de Paris'te A. Lhote ve F. Leger ile çalıştı. 1955'degittiği ABD'de Illınois fnstitute of Technology'de Mies Van Der Rohe ile mimarlık eğitimi gördü, Earo Saarinen'le birlikte mimari tasanmlarla uğraştı.l955'ten bu yana çalışmalannı Nevv York ve Istanbul'daki atölyesinde sürdürdü. New York, Bern, Köln, Bremen, Stuttgart, Zürih. Londra, St. Petersburg, Paris gibı dünyanın önemli sanat merkezlerinde sergiler açan Akyavaş, son kez İstanbul'da 1993 yılında Aksanat ve Galeri Nev'de çalışmalannı toplu olarak sergiledi. Yapıtlan New York Museum of Modenı Art, Berlin Museum of Art Collection, Stuttgart Museum of Art Collection gibi dünya müzelerinin yanı sıra, ülkemizde pek çok kurum ve özel koleksiyonda yer alıyor. Sanat çalışmalannı 1952'den bu yana sürdüren Akyavaş, Cities of Love, Duvarlar, Zaman Herşeyi Siler, Gazali, Kimya-ı Saadet, Kerbela, Hallac-ı Mansur, Fermanlar. tkonoklastlar için Ikonolar. Hazreti Ali gibi diziler gerçekleştirdi. 1987'de Paris Micheal Casse Atölyesi'nde Miraçname isimli özgün baskı süitıni hazırladı. 1989 yılında 2. Uluslararası Istanbul Bienali'nde Aya Irini'de Fihi Ma Fih adlı yapıtını sergiledi. Aynca Bosna'daki etnik temizliğı protesto amacıyla 1993'de Nash Editions'da özgün baskı yaptı. Son calışmalan arasında yer alan Ikonoklastlar için Ikonolar adlı diziyi önce St. Petersburg Hermitage Müzesi'nde, daha sonra da İstanbul'da sergiledi. Erol Akyavaş evli ve iki çocuk babasıydı. Klasikler, genç sinemanın ürünleri ve Biket îlhan ile Sinan Çetin 'in yarışanfilmlerigösteriliyor , Propaganda ve diğerleri... Cannes'da Bronz Palmiye alan 'Arkadaşımın Evi Nerede?', lran gerçeğinin çarpıcı taıuğı. Birçocuğun şaşkın bakışlanyia errafindaki dünyayı izliyor " Abbas Kiarostami Fakir görüntüleri seven yönetmenKiarostamL Türkiye'de fazla tanın- mıyon ancak on beş yıldır her yapı- tıyla uluslararası sinema camiasmı hareketlendiren, Avrupa'da çok se- vilen bır yönetmen. Günlük sorun- lan, aynntılan en doğal biçimiyle beyazperdeye aktararak gerçekleşti- riyor bunu. Profesyonel oyuncu kullanmama- ya özen gösteriyor, hiçbir zaman se- naryoyu önceden yazmıyor. Kame- ra karşısına geçirdiği deneyimsiz oyuncudan aldığı tepkilere göre set- teşekıllendiriyorsenaryoyu. Birsöy- leşide şöyle özetliyor sinemasını: "Fılnılerirndevalanvegerceğinsap- nnlması wk. Görsel efekt,yapay de- kor kesinlikle yok. Bu nedcnle abar- tılı oyunculuk da gerekmiyor. Son derece fakir görüntüler, seyirciyi ko- nunun içineçekebiunek için benceen etkin yol." Bugünün programında Kiarosta- mi'detı iki film varprogramda. Bun- lardan, Cannes'da Bronz Palmiye al- dığı Arkadaşuıun Evi Nerede?, lran gerçeğinin çarpıcı tanığı. Bir çocu- ğun şaşkın bakışlanyia etrafindaki dünyayı izliyor yönetmen. Bir lran köyünde Ahmet, yanlışlıkla aldığı sı- ra arkadaşının ödev defterini ver- mek için evine gitmek istemektedir. Sıra arkadaşı, daha önce de defteri- ni unuttuğu için öğretmen tarafından cezalandınlmıştır: o gece ödevini yapamazsa belki de okuldan uzak- laştınlacaktır. Ahmet ikilem ıçinde- dir; ya anne ve babasının muhalefe- tıne karşın kendi evinden birkaç ki- lometre uzakta arkadaşının evini ara- yacaktır ya da onun cezalandınlma- sına razı olacaktır. Ahmet'in öykü- sü, işine dalmış, çocuklanna zaman ayıramayan büyüklerin dünyasında küçüklere yer olmadığını da göster- mektedir. Doğu felsefesinin temelini oluş- turan, çoğu kez bir nedeni olmadan gerçekleşen fıziksel ve düşünsel ara- yışın bir başka ürünü olan ikinci film, Ve Yaşam Sürüvor. 1990'da depremin yerle bir ettiği tran'ın ku- zeyinde geçiyor. Bir baba, oğluyla birlikte, Kiarostami'nin daha önce Arkadaşımın Evi Nerede?'yi çekti- ği bölgeye gidip o filmde rol almış genç oyunculann yaşayıp yaşamadı- ğını öğrenmek istiyor. Ve Yaşam Süriiyor, Kiarostami'nin hiçbir ideolojik tuzağa düşmeden, sahneleri dramatize etmeden, traje- diye bulaşmadan gerçekleştirdiği bir sinemasal şahitlik bizce. Yönetmenin çocukları seçmesi birkaç nedene dayanıyor: Bırincisı dinsel, politik konular ve aşkı per- dede görmek istemeyen sansürü aş- mak; ikincisi, Şah dönemini anım- satacak ögelerden uzaklaşmak ve de yansı 15 yaşm altındaki Iran halkı- nm ilgisini çekebilmek... 1940'ta Tahran'da doğan Kiaros- tami, Güzel Sanatlar Akademisi re- sim bölümünden mezun olduktan sonra reklam sektöründe çalışmış ve reklam filmleri çekmiş. 1969'da, çocukların entelektüel gelişimini desteklemek amacıyla kurulmuş ens- titüde çalışmaya başlamış ve çocuk- lar için iki yüze yakın film üretmiş. 1970'te de, ilk filmi Ekmek ve Çık- maz Sokak'ı çekmiş. İSTANBUL KÜITÜR VE SANAT VAKf! I18.BLÖSIAHARM5Î İSTANBUL FİLM FESTİVALİ İ CUMHUR CANBAZOĞLU Festival süriiyor, havalann güzel git- mesi seyirci sayısını arttınyor. Genç se- yircinin yine daha fazla ilgi gösterdiği ve seçeneklerin geniş bir yelpazeye yayıldı- ğı görülüyor. Bugünün programı da yine klasiklerden ve genç sinemanın ürünlerin- den oluşuyor. lşte yapıtlarla ilgili özet bil- giler: Atlas'ta yer alan Son Gece, Mfllenium Projesi bölümünün iddialı filmlerinden bin. Geçen yıl Cannes'da gençlık ödülü alan, Toronto'da da en ıyı Kanada filmi seçilen yapıtta yönetmen Don McKellar, 31 Aralık 1999 gecesi saatlerin sıfırlan- masmdan önceki heyecanı yansıtmayı de- niyor. Aynı sınemada, Fransız Yeni Dal- gası'nın en önemli isimlerinden Agnes Varda'nın Biri Şarkı Söylüyor, Dtğeri Söy- lemiyor'u, kürtajı sorgulayan önemli ka- dın yapıtlanndan biri. Varda'nın filmog- rafisinde öne çıkamamasına karşın 1976 yapımı film her zaman festivallerin göz- desidir. Alkazar'da festivalin iki dev bölümü- nün ürünleri yer alıyor. Ispanyol sinema- smdan Cartos Perez Merinero'nun insan- daki gözleme tutkusunu vTirguladığı Cen- netin Köşeieri'yle başlıyor gün. Ardın- dan Hhchcock'tan Yabancı Muhabir var. 2. Dünya Savaşı'nın başlamasına kısa süre kala havayı koklaması için Lond- ra'ya gönderilen Amerikalı gazeteci Jo- nes, burada önemli belgelere sahip Hol- landalı birpolitikacıyla karşılaşıyor. Po- litikacı kaçınhnca babası Nazi ajanı çıkan bir kızın yardımıyla araştırmaya girişi- yor. Yabancı Muhabir, ustanın zirve film- lerinden değii, ama teknik özelliklenyle Sinan Çetin'in 'Propaganda'sı Ulusal Yanşma'da yanşıyor. Italyan usta Monicelli'nin klasiği 'Büyük Savaş'. hep gündemde kaldı. Örneğin taa pilot kabininden başlayarak bir uçağın düşme- sini kesintisiz veren sahnenin unutulma- sı olanaksız gibi... Hitchcock, fılmde ga- zete okuyarak muhabirin yanından ge- çerken görülüyor... Moda'nın programı yine yüklü. ttal- yan usta Monicelli'nin klasiği Büyük Sa- vaş'ın yanında iki kaçınlmaması gereken yapıta dikkat çekmek istiyoruz. Modern toplumlarda çocuklann yalnızlığından, iletişim çağuıda insanlann iletişimsizliğin- den yola çıkan polisiye Dolunay (yön: Fredi Murer), güncel Avrupa sinemasın- dan çarpıcı bir örnek. Belgesel bölümünün en sivri yapıtı olan, Hasta: Süper Mazoşist Bob Flanagan'ın Vaşanıı ve Ölümü adlı yapıtın adı zaten birçok şeyi özetliyor. İki yıl önce ölen Flanagan'ın hastalığı sırasında yaşama getirdiği yorum ve sanatındaki sadoma- zoşisteğilimi belgelemiş Kirby Dkk. Tür- kiye'de fazla ömeği izlenemeyen böyle bir yapıt iyi degerlendirilmeli. Festivalin, bu filmi seçenlere bir notu var 'Mkksi ve kal- bi zayıf olanlara göre değil.' Monicelli'nin, Maupassant'nın öykü- sünden yararlanarak yazılan Büyük Sa- vaş'ı, cepheden kaçıp günle- rini gün eden iki kafadann, so- nunda, düşman Avusruryalı- lann kurşunlanna kurban git- melerini ve kahramanlaşma- lannı anlatıyor. 1959 Vene- dik birincisi film, o güne ka- dar Italya'da tabu kabul edi- len 'milli kahramanlık' kav- ramını masaya yahrarak insan- lığın birbinni yok etme çaba- lannın anlamsızlığını işlemiş, komediyle trajedinin tadını iyi ayarlamasının karşılığını başyapıt ödülüyle almıştı... Emek sineması, yıllarca teröre teslim olmuş Kuzey lr- landa insanının acısını, kan- la çizilen yaşama başkaldın- sını simgeleyen. Birmingham Festiva- li'nden büyük ödülü çıkarmış TttanicKen- ti'yle (yön: Roger Mitchell) başlıyor gü- ne. Deneyimli Ispanyol yönetmen Ca- mus'un insan mozaiği Bulutiann Rengi ve Hitchcock'un sessiz sinema dönemi ör- neklerinden Şantaj (Ingiliz oda orkestra- sı Matrix Ensemble'ın ürettiği müzik eş- liğinde izlenecek) listenin diğerfılmleri... Beyoğiu sinemasında ulusal bölümde yanşan iki yerli yapım, Kayıkçı ile Pro- paganda'yı, bir de Çin sinemasından ör- nek izleyebilir sinemaseverler. Çinli yö- netmen Lin Cheng-Shen'in filmiyle ilgi- li bize ulaşan bilgi. festivalin broşüründe yazılmışlaıia sınırlı. Broşürde özetle şöy- le denilmiş: "Askerfi^ini yapan Chuen- sheng aUasım özkmektedir. Gelinlik ta- sanmıvla uğraşan Ju-feng de kardeşini uzun süredir görmemiştir. Kocasından a>- ' nldıgından beri çok mutsuzdur ve karde- şi tek teseUisidir. Kardeşinin askerliginin bhmesini sabırla bekleinektedir, ama o ortada görünmez." Bır ortak yapım olan Kayıkçı, Ege'nin iki yakasında, Çeşme'de ve Sakız Ada- sı'nda yaşanan zoraşkın öyküsü. Birşen- likte karşılaşan sağır. dilsiz Türk balıkçı ile meyhaneci Yorgo'nun kızı Evdokia, Ege'nin mavisi, müziği ve buruk bir sev- gi. Medyanın fakir sinema örnekleriyle bol bütçeli popüler filmleri karşı karşıya ge- tirdiği bir yanşmada Biket İlhan sinema- sına gelecek değerlendirme taşlann yeri- ne oturmasına yardımcı olacak. 2000'lerde Kemal Sunal'ın üstün per- formansıyla anımsanacağına inandığımız Propaganda'yagelince... Herrürlükura- lı, modayı, akımı tanımadan kendine gö- re bir çizgi oluşturduğunu ve bundan bü- yük mutluluk duyduğunu söyleyen Sinan Çetin'in, o kadar laftan sonra yanşmaya girmesi ve "sistem'den ödül beklemesi garip. Eğeramaç, festivali izleyecek ya- bancılar aracılığıyla dünyaya filmi tanıt- maksa bu yanşma dışı gösterimle de ya- pılabilir. DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Dünya ŞJir Günü Bugün 21 Nisan Dünya Şiir Günü. Ülkemizde başJatılan bu uygulama giderek uluslararası aJan- da da kabul görüyor. Günboyu çeşrtli etkinlikleretanıkolacağız. Bil- diriler yayımlanacak, şiirler okunacak. Yılda bir gün şiiri toplumun gündemine geti- rebilmek, başka aianlarda da olduğu gibi çok önem taşımıyor. Nasıl Sigarayı Bırakma Günü, sigara içenlerin sayısını azaltmıyorsa, şiir günü de şiir okuyanlann sayısını çogaltmayacaktır. Sorun başka yerde. Insanlara hayatlanndaki şiir -elbette öteki sa- natlann da- eksikliğiini duyurabilmekte. Şiir insan soyunun en eski sanatlanndan biri. llkel toplumlarda ozanın ciğerterini Tannnın so- luğunun doldurduğu, bu nedenle dinleyenlerin şiirin büyüsüyle kendilerinden geçtiklerine ina- nılırdı. Büyü özetliği taşıması, şiiri biryandan gerçek olamayacak kadar düşsel, ötede ise düşlerin gerçekliğe dönüştüğü bir alan kılar. Insani duygu, düşünce ve düşleri seslendir- me işlevi olan şair, bu yönüyle toplumun sözcü- südür de. Şairin duyduklan ve söytedikleri, sonuçta "dün- ya hali" ya da "insanlık durumu" olarak tanım- lanan şeylerdir. Başka insanlar onun yazdıklannı okuduklan ya da dinlendiklerinde kendi özlemlerini, düşle- rini bulurlar. Toplumla şiir arasındaki yakın ilişkinin sanayi toplumuyla birlikte zayıfladığını söyleyebiliriz. Sanayi yerküreyi olduğu gibi üzerinde yaşayan insanları ve şiiri de pazarda bir "ürürTe dönüş- türdü. Alım-satım değeri olmayan şiir, toplum- dışına yalnızca aydınlara özgü bir uğraş olmaya itildi. Insanlann yürek tellerini titretmek için yazılan şiirin, bu gücü zayıfiadı. İnsanlık kültürünün beş bin yılda biriktirdiği ürünler unutuluşa terk edil- di. öysa şiir, en eski sanatlardan biri oluşuyla, in- sanlığın bütün geçmiş deneyimini de içinde ba- rındınr. İnsanlık kültürü çağlar boyu şiirte iç içe gelişti. Şiir insanlığın gelişim serüveninde esin- leyici, yol gösterici oldu. Dolayısıyla insanlığın kendini ve geçmişini ta- nımasının en etkili yollarından biridir şiir. İletişim toplumu olarak tanımlanan günümüz toplumunda, insan beyni bin bir yandan gerek- siz saldırılarla bombardıman edilirken insanoğ- lunun en has yaratılanndan şiir, krytda köşede var- lığını sürdürmeye çalışıyor. Insanoğlu, insani olanao denli yabancılaştı ki, artık kendini görebileceği bir ayna olan şiire ve öteki gerçek sanatlara bakmaya çekiniyor. Ken- diyle yüz yüze gelme olasılığı, geçmişinden tü- müyle kurtulma isteğindeki "post-modern" in- sanı korkutuyor. Buna karşın bugünkü yaşam biçiminin insani mutlu ettiği söylenebilir mi? ' •, Paul Auster, Köprûdeki Lulu filminde kahra- manına, "İyiya da kötü hayatyoktur. İnsanlarha- yatı iyiya da kötü yapariar" dedirtiyor. Bugünkü günübirtik yaşam biçimi kalıcı olamaz. Insanın önce düşleri olur, sonra da bu düşleri ger- çekleştirme gücü kazanır. Tarih boyunca yinele- nen bu süreç, aynı zamanda şiir-yaşam ilişkisi- dir. Şiiri, belki de en iyi Oktay Rrfat'ın sözleri an- latıyor: "Şiir olmasaydı, yaşama dediğimiz oluşun çarklanndan biri eksilirdi. Belki kıyamet kop- mazdı ama insanlar sevişemez, öpüşemez, toe- ğenemez, yannlann yeni düzenine şiirii dünya- nın hızıyla kavuşamazdı." 18 ULUSLARARASI İSTANBUL FİLM FESTİVALİ • EMEKStNEMASI'nda 12.00 ve 18.30'da 'TKank Kenti', 15.00'te Bulutiann Rengi', 21.30'da 'Şantaj' adlı filmler izlenebilir. (293 84 39) • ATLAS SfiVEMASI'nda saat 12.00'de 'Arkadaşımın Evi Nerede?', 15.00 ve 21. 30'da 'Son Gece', 18.30da 'Biri Şarkı Söylüyor,DiğerL.' adlı filmler gösterilecek. (252 85 76) • ALKAZARStNEMASI'nda 12.00 ve 18.30'da 'Cennetin Köşeteri', 15.00 ve 21 30da 'Yabancı Muhabir' adlı filmler izlenebilecek. (293 24 66) • BEYOĞLU SİNEMASI'nda 12.00 ve 18.30'da 'TatiıYbzlaşma', 15.00te 'Propaganda',21. 30'da 'Kayıkçı' adlı filmler gösterilecek. (251 32 40) • MODAStNEMASInda 12.00'de 'Ve Yaşam Süriiyor', 15.00'te 'Dolunay'. 18. 30'da 'Büyük Savaş', 21.30'da 'Hasta: Süpermazoşist Bob»' adlı filmler izlenebilir. (337 01 28) K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K K Â M t L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle