23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA l CUMHURİYET 16 NİSAN 1999 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Seçimler ve Halkın Sağduyusu £•'- Prof. Dr. COŞKUN ÖZP.EMİR H alkın sağduyusu, halkın gücü, halkın tercihi. halkın uyarısı... Ülkemizin yazgısında önemli bir dönüm noktası sayılması gere- ken seçimler arfik çok yakında. Halkımıza güvenmek istiyoruz. Buna duyduğumuz gereksınim büyük. Halkın sağ- duyusu Türkiye'yi aydınlığa çıkaracak mı? De- ğerli sosyalbilimci Emre Kongar'ın öğüdünü tutup yamyamlara oy vermekten vaigeçebüecek- ler mi? Meclis'te ve alanlarda cehaleti, ihaneti. düzey- sizliği, ilkellıgi sergıleyenleri; vurgunculan, soy- gunculan ve de yagmacılan, cuıuhuriyeti ve onun kurucusunu aşagılamaya çalışan aşağılık- lan dışlayabilecek mi? Zileühakh, "Birzaman- lar bizim için kutsaJgüç halko" derken. Ama bır kitle olmaktan, bir \ ığın olmaktan kendi dünya- sinı kuracak ulus olmabilincine ulaşmak; özgür- lüğe, bağımsızlıga, akla, bilime, çağdaşlığa sa- hip çıkarak halka dönüşmek kolay değil. Yanm yüzyıldan beri Türkiye'yi yönetenler böyle bilinçli bir halkın oluşmasuıı bilinçli bir şekilde engellediler. Bu yüzden değil midir ki 50 yıldan beri biz- ler. yani cumhuriyeti, aklı, aydmlanmayı, anti- emperyalizmi, kısaca Atatûrk'ün ilkelerini sa- vunanlarhemen hiç seçim sevinci yaşayamadık. Bu yazıyı sevgili halkımızla ilgili bazı anılar- la sürdürmek ıstiyorum. Çok güzel, çok keyifli geçen bir Karadeniz yol- culuğunda, gemide büyük çoğunluğu Rizeli olan birbirinden sevimli denizcilere, sabah akşam Atatürk'e, cumhuriyete söven Şevld Yılmaz'a nasıl olup da oy verdiklerinı sordum. "Ah ho- cam" dediler, "O içimizde bir yaradır, ama onu seçen biz değiliz, kadınlanmızdır. Onun da ne- deni Nataşalanhr." Unutulur gibı değil. Bir de yıllar önce Viya- na Havaalanı'nda, orada çalışan işçi vatandaş- lanma rastlamıştım. Söyleşi sırasında onlara, Erbakan'm incilerin- den birini aktardım. Prof. unvanlı Erbakan, NASA'daki profesör- ler, bu dünyaca önemli bilim merkezinde bir sı- kıntıya düşünce, Müslümanlann kutsal kitabı Kuran'ı açarak orada hemen çözümü buldukla- nnı söylüyordu. Bunu, böyle de saçmalık olur mu anlammda onlara aktardığımda kahkaha ata- rak karşılayacaklannı beklerken "Hocam, ol- maz nu, doğru değil midir?'' diye beni sorgula- mazlar mı? Son anı, bu sütunlarda sıkça andığım bir lider- le ilgili. Yine Karadenızliler ile birlikteyim. Hastalıklar ve özellikle tedavisi olmayan kas hastalıklan üzerinde konuşuyoruz. Böyle bir hastalan var çünkü. Bir oda dolusu insan. Bir ara, söz politikaya geldi. K.açınılmaz bir şekilde sanşın poütikacı gündeme geldi. Onun türlü çeşıtli marifetlerini sıraladım. Bu sevimli insanlar, beni sevgi ile saygı ile din- lediler. Aralarından bir sözcü beni veciz bir şe- kilde yanıtladı: "Ama güzel kadın, değil mi ho- cam?" Söyleyecek bir şey yoktu elbette. Karadenizliler çok tatlı insanlardır ve ben hal- kımın sağduyusuna güveniyorum. Seçim ve Temiz Toplum Abdülmelik Ib- niMervan'azaval- lıMecnun'unperi- şan halini anlatmtş- lar; padişah hem acımış, hem me- raklanmış, sonra buyurmuş: - Bulun getirin şunu!.. Mecnun'u huzura getirmişler; Mervan bakıp görmüş ki şairin üstü başı lime lime, kirden pastan teni görünmüyor, gözleri çu- kura kaçmış, aklı başından gitmiş... -Ayıp sana, demiş padişah, birkadın için insanlık onurundan vazgeçmişsin... Mecnun boynunu bükmüş: - Padişahım, Leyla'yı gör de sonra ko- nuş!.. Ibni Mervan bu kez Leyla'yı getirmeteri- ni buyurmuş, Mecnun'un sevdiğini huzu- ra çıkarmışlar, padişah şaşmış, Leyla hiç- bir çekiciliği olmayan sıradan bir genç kız imiş... Padişah düşünmüş: - Bu nasıl iş?.. Benim haremimdeki ca- riyelerin en kötüsü bundan güzel... Ne var ki sarayda yaşayan bir bilge, pa- dişahın sorununu tek tümcede çözmüş: PENCERE - Sultanım, sen Leyla'yı bir de Mecnun'un gö- züylegörmelisin... Kimi zaman insanın aklı başından gider; ama, seçmen nasıl mecnunlaşır?.. Oyunu din pazarlamacısına, hırsıza, yalancıya, rüşvetçiye, çeteye bulaşmış kişiye nasıl verebilir?.. Seçime birgün kala, kararsızlar soruyor- lar: - Oyumu kime vereyim?.. Kime verirsen ver; ama, hırsıza verme, vergi kaçakçısına verme, din bezirgânına verme, mafioziye verme, çeteyle al takke ver külâh olana sakın verme, adı yolsuz- luklarla kirlenmiş olana verme, yalancılığı yüz kez kanıtlanmış olana verme... "Temiz toplum" kampanyası ne çabuk unutuldu?.. Oyunu temiz kalmış olanlara ver!.. Temizliğin tam sırası... . , Herkesin i uzanan Ben Adnan Pola bu yolda atacağım tüm adımları oy uğruna, siyaset uğruna değil, "Atatûrk'ün görüş ve inançlan" doğrultusunda atacağıma söz veriyorum. â İstanbul'u tarikatlara, dimLstismarcısı yöneticilere, laik gibi görünüp halktanayıöitenen siyasetçilere teslim etmeyeceğim. Inançlar ve insatriara^^nda yapılan ayrımcılığa izin vermeyeceğim. fmima ^ Ben tek biryola inanıyoru Atatûrk'ün bize gösterdiği yi Sizin de inancınız bu yoldaysa, gelin Ista O'nun özlediği geleceğe birükte taşıyalım. r Var mısınız? f CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle