Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 NİSAN 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Mimarlar, 'Sinan Günü'nü kutlarken Gökkafes'in durdurulduğu haberini aldılar
IstaııbııTa amıağaııOKTAYEKtNCİ
Dün 9 Nisan'dı ve Mimar Sinan'ı
anma gününde Danıştay'ın Gökka-
fes'le ılgıli aldığı "durdunna" karan-
nın haberlen sanki Istanbul'a bir "Si-
nan GÜnÜ armaganı" gıbiydl.
Anadolu Ajansı'ndan bildirilen ve
kımi gazetelerin internet sayfalanna
da yansıyan habere göre, yüksek mah-
keme ınşaatı durdurma karannı "Bi-
liridşi incelemesini bik beklemeden"
almıştı Kuşkusuz bunun temelınde de
Gökkafes'in yıllardır hep "hukuku at-
latarak" yükselmiş olmasının yarattı-
ğı "kuşkular" ve aynı güvensizlığin
"davaortamına" da yansıması vardı...
Koca Sinan'ı ölümünün (9 Nisan
1588)41 l.yılındaSüleymaniyeCaıni-
si yanındaki alçakgönüllü "türbesi"
başında anmaya hazırlanırken "Sl-
• Danıştay 6. Dairesi'nin Gökkafes için aldığı son durdurma
karan, hukuk sürecinde yeni ve çok önemli bir aşama. Çünkü
artık "imar yetkisi" sorgulanmıyor, Turizm Bakanhğı'nın
kendi imar yetkisini Gökkafes planlannda kullanırken
"şehircilik ilkelerine ve kamu yaranna uygun davranıp
davranmadığı" bilirkişi incelemesine alınıyor.
nan'm kentine" karşı duyarlı herkesi
"yeniden umutiandıran" bu habenn
öncekilere göre önemli bir farkı da var.
Başlangıçta Gökkafes'e "ilk dava-
lar" açıhrken, dönemin Büyükşehır
Belediye Başkanı Nurettin Sözen'ın
hukuk danışmanlan "Yetki belediye-
nindir, Turizm Bakanhğı imar karan-
nı veremcz" savıyla Danıştay'a başvu-
ruda bulunmuşlardı.
Yine aynı dönemlerde mimarlann
itırazı ise "Yetki Idmde oiursa obun, i-
mar yetkisi buşeküde şehircilik vemi-
marhk ilkelerine aykın kuflanüamaz"
Mimar Sinan ölüm yıldönümünde anıldıtstanbu) HaberSenisi- Mimar
Sinan, ölümünün 411. yıldönümü
nedeniyle Süleymanıye'deki tür-
besınin başında anıldı. Anma top-
lantısında tarihi kentler için mı-
marlık değerlerine saygılı ımar
polıtıkalan izlenmesi ıstendi. Sü-
leymanıye semtındekı ahşap yapı
dokusunun korunabilmesi ıçınbu
yörenın oto trafiğine kapatılarak
"vayalaşanlnıası" da önerilen
toplantıda. "Gökkafes" ıçın Da-
nıştay'ın verdiğı durdurma kara-
nnın da "memnuniyetie" karşı-
landıgı belırtildi.
Mimar Sinan Oniversitesi Rek-
törü Tamer Başoğlu, Mimarlar
Odası Genel Başkanı Oktay Ekjn-
d, Mimarlık Vakfi Yönetim Kuru-
lu üyesi Niyazi Duranay, Mimar-
lar Odası Istanbul Büyükkent Şu-
besi 2. Başkanı Erdal AJktulga, Is-
tanbul II Kültür Müdürlüğü ve
Vakıflar Bölge Müdürlüğü'yle
birlikte üruversite öğretim üyele-
n ve mimarlann hazır bulunduk-
ları toplantıda, Sınan'ın doğduğu
köy olan Kayseri 'nin Ağımas bel-
desinden de "hemşerOeri" katıldı-
lar. Sinan'ın tûrbesı başında yapı-
lan konuşmalarda, Istanbul'u yö-
netmeye aday olanlann kentin ta-
rihı dokusunu bozan uygulama-
lara son verecek bir imar politika-
sını savunmalan gerektiğı vurgu-
landı. Mimar Sinan Üniversitesi
Rektör Yardımcısı Bülent Özer,
ülkeyi ve belediyelen yönetenle-
rin miman ve kentsel değerlere
önem veren bir tarih bilinci için-
de olmadıklanndan yakındı. Ba-
şoğlu da Sınan'ın sanat tarihi ıçin-
deki yerinin "evrensel'' olduğunu
belırterek onun mirasını koruma-
nın da tüm insanlık adına ulusal
bir görev niteliği taşıdığını anlat-
tı. Mimarlar Odası Genel Başka-
nı Oktay Ekinci ise Sinan'ın bir
seçim öncesınde anılmasının öne-
mine değinerek "Tarihi kentteri-
mizi yönetmeye aday olanlar. ön-
ce Sinan'ın türbesini ziyaretetme-
B ve kültürel dokuyu koruyacak-
lanna söz vennetiler" dedi.
Bu arada Gökkafes'in sahibi
Dolmabahçe Tunzm AŞ'den ya-
pılan yazıh açıklamada, ınsaatın
kesin olarak değil, "geçid" ola-
rak ve "keşif yapüıncaya kadar"
durdurulduğu belirtildi.
Yüksekova'da sokağa çıkma yasağı kaldınldı; yaşamını yitiren şoför tbprağa verildi
Canh bomba Iran uyruklu çıkb
ALİSEVMİŞ/ERTAÇEŞ
HAKKÂRİ / ANKARA-
Yoksullara yardım dağıt-
mak ve 10 yıldır kapalı bu-
lûnan Çukurca Mezrası ll-
köğretim Okulu"nu yeniden
öğretıme açmak için ll Jan-
darma Komutanı Albay Ta-
hir Çebi ile birlikte Yükse-
kova'ya giden Hakkâri Va-
lisi Nihat Canpolat a saldı-
ran canh bomba ıle yanında-
ki kişilerin Iran uyruklu ol-
duklan belirlendi. Olayla il-
gili olan 2'si lran uyruklu 5
kışi yakalandı. Saldında ya-
şamını yitiren makam şofö-
rü toprağa verilirkep önceki
gün başlayan sokağa çıkma
yasağı dün kaldınldı lçiş-
İen Bakanı Cahit Bayar, in-
tihar saldınsında bulunabi-
lecek örgüt militanlarının
çoğunun kimliğinin belir-
lendiğini, fotoğraflannın
emniyet teşkilatına dağıtıl-
dığını bıldirdi. Bayar, "Va-
liler kendileri tedbir maka-
mıdır" dedi.
Tunceli ve Bingöl'den
sonra önceki gün de Yükse-
kova'da ortaya çıkan ve 1 ki-
şınin ölümüne. 3 kişinin de
yaralanmasına neden olan
canh bombanın Iran uyruklu "Ferhenk"
kod adlı Turab Muhammedi olduğu açık-
landı. Yetkililer, Muhammedi'nin bir sü-
re önce Iran'm Urumiye kentinden Esen-
dere'ye gelerek Türkiye'ye "Fuat" kod
adlı Iran uyruklu Mecit Bezudane ve "Ce-
lo" kod adlı Hekim Pirpençe ıle birlikte
giriş yaptığını, bunlara Cengiz Büyüksu,
Cimşit ve Hasan Bala adlı kişilerin de
yardım ve yataklık ettıklerinin belirlendi-
ğini söylediler. Olağanüstü Hal Bölge Va-
lısı Aydın Arslan. 2'si Iranlı olmak üzere
söz konusu 5 kişinin sraın geçerken ya-
Alay Komutanı Albay Çebi bir gözünü yitirdi
Hakkâri Valisi Nihat Canpobt'a düzenlenen bom-
bah sakbnda yaralanan Jandarma Aiay Komuta-
nı Albay Tahir Çebi bir gözünü yitirdi. Başbakan
Bülent Ecevit dün gazetccilerin sonılan üzerine,
albayın tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tıp Aka-
demisi'nin çok gelişmiş bir hastane olduğunu, Baş-
bakan Yardnncıa Hüsamettin Ozkan'ın da yarab-
lann tedaviferiyle agilendiğini söyledL Ecevit, "El-
den gefen yapdryor, bir gözünü kaybettL EMğer gö-
zünün kurtarümasına çahşüryor" dedi. Curnhur-
başkanı Süleyman Demirel, ÇeWyi ziyaretiçin GA-
TA'ya grtti. Ameliyata alınması nedeniyle hastayı
odasında ziyaret edemeyen Demirel, geçmiş olsun
dflekkriniüetti.
kalandığını açıkladı.
Hakkâri Valisi Naim Canpolat'a yapı-
lan saldında ağır yaralanan ve helikopter-
le hastaneye götürülmek istenirken yolda
ölen makam şoförü Çetin Deıüz'in cena-
zesi dün Hakkâri'de düzenlenen ve yak-
laşık 5 bin kişınin katıldığı bir törenle top-
rağa verildi. Törende, saldında hafif ya-
ralanan Valı Canpolat, Belediye Başkanı
Abdurrahman Keskin, DYP Mılletvekilı
MustafaZeydan, Dağ ve Komando Tugay
Komutanı Tuğgeneral MuzafferŞen, Em-
niyet Müdürü Nafl San da hazır bulundu.
Törende bir konuşma yapan Belediye
Başkanı Keskin, "Terörü lanetliyorum.
Hepinizi de terörii ianetlemeye çağırryo-
rum" derken Başkan ve Vali Canpolat'ın
gözyaşlannı tutamadıklan gözlendi.
Saldından hemen sonra Yüksekova'da
uygulanan sokağa çıkma yasağı terörist-
lerin yakalanmasından sonra 10.30'da
kaldınldı.
Saldında yaralanan koruma görevlisi
Nesim Saz'm Van'da, II Jandarma Komu-
tanı Albay Tahir Çebi'nin de kaldınldığı
Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde
(GATA) tedavileri sürü-
yor.
Abdullah Öcalanın
Türkiye'ye getırilmesi-
nin ardından artan intı-
har saldınlannı önleme-
ye yönelik çahşmalar
yoğunlaştınldı. lçişleri
Bakanı Cahit Bayar, va-
lilerin kendilerinin ön-
lem makamı olduklan-
nı, saldınlara karşı her
türlüönlemi alabılecek-
lerini kaydettı. Bayar,
"Maiyetlerinde polisi,
jandarması hatta özel
koDukkırvvcderi vardır.
Bu tedbirieri onlar al-
makla yükümlüdüıier
n
dedi.
Valilerin toplumdan
soyutlanmasının da
doğru olmadığını dile
getiren Bayar. "Oitibar-
la toplumun icinde ola-
caklanür. Bu da onlan
7arr»an Tşman tphlikple-
re açık hak getiriyor"
diye konuştu.
Bayar, yaklaşan 23
Nisan Bayramı nede-
niyle gerçekleştirilecek
toplu etkinliklerin
anımsarılması üzerine
de "Biz her turlü önlemi
ahna>a gavret ediyoruz. Zaten bu canh
bombalann önemli bir bölümünün fotof-
raflan da teşkilatlara dağıüldı" dedi.
Cahit Bayar, gazetecilerin "Osman
Öcalan yakalandı mı" sorusuna, "Söyleye-
cek bir şev yok" yanıtmı vermekle yetin-
di. Bıngöl Valisi'ne gerçekleştirdiği saldı-
nda ölen Baki Tath'nın cesedi dün ailesi-
ne teslim edildi.
Anne Zeynep TaÜı ve baba Sabri Tath,
Vali Söleyman Kamçı'dan özür dileyerek
oğullannı uzun süredir görmediklerini,
olayı lanetlediklerini belirttiler.
şeklindeydi. Zaten Gökkafes'in arsası
da daha 1983 yılında "turizm merke-
zi" ilan edilmiş ve bir "12 Eylül yasa-
a" olan Turizmi Teşvik Yasası'na da-
yanılarak da imar planı onayı ve buna
bağlı yapılaşma koşullannı belirleme
yetkisi Turizm Bakanlığı'na bağlan-
mıştı.
Işte bu süreçte belediyenin "yetki
bizdedir" savı, Turizmi Teşvik Yasası
nedeniyle gereken açıklıkta hukuksal
desteği görmeyince o dönemin dava-
lan da Gökkafes'in hemen durdurul-
masına olanak sağlayacak şekilde so-
nuçlanmadı. Sözrayönetimi,
çareyi "imar planlannı de-
ğiştirmekte" buldu. Ancak
bu çözüm de yine "yetki tar-
tişmalanyia" baş başa kaldı.
Ilerleyen yıllarda, vaktiy-
le Sözen'e "yefld sizdedV
diyerek davayı da bu sava da-
yalı olarak açan bir belediye
hukuk müsavirinin Erdoğan
dönemınde belediyeden ay-
nlıp "Gökkafes'in sahipieri-
nehukukdamşmanhğr yap-
maya başlaması ve aynı dö-
nüşten sonra yeni görevlen
sırasmda da bu kez aynı da-
valara "yetki Turizm Bakan-
hğı'ndadır" dıyerekkatüma-
sı, bilmem nasıl yorumlana-
bilir?
Nitekim Gökkafes de za-
ten hem REFAHYOL döne-
minde Turizm Bakanı
DYP'li Bahartin Yücel'den
aldığı özel imzalı "izüüerfc"
hem de ANASOL-D döne-
minde ANAP'lı Bayuıdırhk
Bakanı Yaşar Topçu'nun ye-
niden ve "resen" onayladığı
"gökdeien planlanyla" mah-
keme kararlannı da "auata-
rak" ruhsatı olmadan yük-
selmeye devam etti.
Sonunda eski Istanbul Va-
lisi Kutiu Aktaş'ın onayı ile
"dçesi" de değıştinlıp Beyog-
hı'ndan çıkanlarak Şişö ılçe-
si sınırlanna sokulunca Şiş-
li'nin ANAP'lı Belediye
Başkanı, Yaşar Topçu'nun i-
mar planı desteğini de arka-
sına alarak birkez daha Gök-
kafes'e "ruhsat \eniledL_"
Son kararm önemi
Şimdi Danıştay 6. Daire-
si'nin son almış olduğu dur-
durma karan ise yetki tartış-
masını değil, temelde "yet-
ktnin nasıl kullanıldığını
M
sorguladığı için özel bir
önem taşıyor ve konuyu "so-
nuca" götürüyor.
Denebilir ki Gökkafes'in
hukuksal süreci "nihayet"
doğru bir çizgiye oturmuş-
tur. Çünkü Danıştay insaatı
durdurduktan sonra, bilirki-
şilerden "Turizm Bakanb-
ğı'nın imarplamnı inceleme-
lerini" istiyor. Yani, acaba
Turizm Bakanhğı bu gökde-
ien planıyla, Gökkafes için
ilan edilen turizm merkezin-
deki imar yetkisini "kamu
yaranna,şehironkilkelerine,
kent hukukuna ve mimarhk
kurallanna uygun" kullan-
mışmıdır?
Gökkafes'in bugünkü gö-
rüntüsü ise bu sorunun yam-
tını "bflir ya da bihnez" tüm
kişilere zaten "hayır" diye
verdiğine göre, Danıştay ka-
ran gerçekten Mimar Sinan
gününde Istanbul'a bir "ar-
mağan" gibi müjdelenmış
oluyor.
Adana'da tutuklular eylem yaptı
Cezaevindegergjnlik
ADANA (Cumhuriyet
Bürosu) - Adana Kürkçüler
E Tipi Kapalı Cezaevi'nde
150 sıyasi tutuklu ve hü-
kümlü' "tutuklu temsilcüi-
ğinin kalduılmasuu protes-
to amacıvla" görüşe çıkma-
ma eylemi yaptı.
Tutuklu ve hükümlü ya-
kmlan, eylem üzerine ceza-
evine askerin girdiğıni ve
müdahalede bulunduklan-
nı ileri sürerken endişe içe-
risinde olduklannı söyledi-
ler.
Cezaevine önceki gün
görüş için giden ailelere, tu-
tuklu ve hükümlülerin gö-
rüşü kabul etmedikleri, pro-
testo ettikleri bildirildi. Ce-
zaevine çok sayıda askerin
girdiğini ve saldında bulun-
duğunu savlayan ailelerden
bazılan sinir krizi geçirdi.
PKK ve çeşitli sol görüş-
lü örgütlere mensup tutuk-
lu ve hükümlülerin eylemi
üzerine cezaevi yetkilileri,
ziyarete gelen ailelere şu
açıklamayı yaptılar:
"Cezaevinde bir huzur-
suduk yok. Tutuklu ve hü-
kümlülerin, görüş mahal-
linde temsilci bulundurul-
ması konusunda öteden be-
ri talepleri var. Biz de sakın-
calan olduğu gerekçesiyle
görüş kabinkrinin içerisine
temsilci alamayacağumzı
üertik Sorunlannı bize ilet-
mek üzere temsilci bulun-
masını istiyorlarsa, orada
ayn bir bölümde, ama gö-
rüşülenleri duymayacaklan
bir temsifci bekler ve prob-
lemleri bize aktanriar de-
dik. Ancak, taleplerinde ıs-
rar ettiler ve görüşe çıkma-
ma eylemi başlattîlar. Öğle
arasında da kapılara vur-
dular. Bunun üzerinealarm
çahnarak cezaevine asker-
ler girdi. Herhangi bir mü-
dahale söz konusu olmadı.
Gerekirse ederdik. Şu anda
durum sakin. TemsilcUik
konusunda kararunızm de-
ğişmesi mümkün değfl."
Cağdas Yaşamı
Destekleme Derneği
genel merkezi ve
tüm şubeleri olarak
namusumuz
uzerıne
yemın
ediyoruz!
Türk Ulusu, 10 Nisan 1928'de, laikliğin, demokrasinin ve çağdaşlaşmanın
bir aşamasını daha gerçekleştirmiştir. Bundan tam 71 yıl önce yapılan anayasa
değişikliği ile, "Devletin dini, İslam dinidir* ve 'Şer'i hükümler TBMM tarafından
yürütülecektir
1
ifadeleri kaldırılmış ve "vallahi
1
şeklindeki Milletvekili yemini
'namusum üzerine yemin ederim" şekline dönüştürülmüştür. . ,, ,-.
2000'li yıllara girerken, lûrk halkı olarak hep birlikte, Türk Aydınlanma
Devrimi'nin, genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle ulusumuza kazandırdığı
çağdaş ve laik düzenden asla ödün vermeyeceğimize' namusumuz üzerine
yemin ediyoruz.
ÇVDOGMMİMMtezi
ŞimaJ Sokak No:10 Şifh«w4«yo«hj IstMibul
1M: (212) 252 « 33 Ftks. (212) 252 65 95 Ç4*f TtHctf'mm GtUctk Gtrtıuttl
1 0 Y I L
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
ŞarUanmak
Bundan önce de birkaç kez yazmıştım. Insan-
lann "kafolanndakişartlanmayı"çok ılginç bir bi-
çimde ortaya koyan, basit bir araştırma yapılmış,
ABD'nin Güney eyaletlerinin birinde; kadın, erkek
değişik yaş ve eğitim durumlan olan; siyah, be-
yaz ve diğer etnik kökenlilerden oluşan bir grup
deneğe, farklı televizyon enstantaneleri gösteril-
miş.
Bunlardan birinde; bir köşebaşında birkaç zen-
ci genç, iki beyaz polisi arabalannın önünde, evi-
re çevire dövüyorlarmış.
Diğer gösterilen enstantaneterden sonra, bir sü-
re ara verilmiş. Ve daha sonra deneklere, gördük-
leri filmlerden ne anımsadıklan sorulmuş. Grubun
büyük bir bölümü, hem beyazlar ve hem de zen-
citer, polislerin zenci gençleri dövdüklerini anım-
sıyortanmış...
Böyle anımsamışlar, çünkü kafalannda "kalıp-
laşmış "bir düşünce var. Zenci gençler, beyaz po-
lisleri dövemez; beyaz polisler ortada bir neden
olmasa bile zenci gençleri döver...
Insanlann kafalarındakı kalıpları kırmak kolay
olmuyor.
Bazen de insanlar, bazı şeyleri, kendi görmek
istedikleri gibi görüyor ve yorumluyorlar. Bazen
de, hiç söylenmemiş şeyleri söylenmiş gibi, hiç
yazılmamış şeyleri yazılmış gibi gösteriyor ve bu
yalanlann yorumuna girişiyorlar. Hiç utanmadan...
Geçen hafta, Akit gazetesinde bizim Istanbul
Üniversitesi Senatosu ile ılgili bir haber çıktı. Gü-
ya, Rektör Kemal Alemdaroğlu bir senato top-
lantısında, "IÜ görevlileri arasında PKK'liler var"
demiş. Ben de, "Yok daha neler", diye karşı çık-
mışım.
Gene aynı habere göre, (adının açtklanmasını is-
temeyen bir senato üyesi), "Rektör Alemdaroğ-
lu, üniversitede PKK'lilerin bulunduğunu biliyor-
sa bu kişilerie ilgili olarak çoktan soruşturma baş-
latmalıydı" demiş. Insaf yahu...
Fakat işin ilginç yanı, bu gazetenin okurian ara-
sında, bu saçmalıklara inanan da var. Zaten bu
"saf vatandaşlar" olduğu için, böyle haberier uy-
duruyorlar. AJemdaroğlu bu yalanın hesabını her-
halde yargı önünde soracaktır.
Tansu Çiller'in televizyonu da, "çamur atma"
kampanyasını sürdürüyor. Doğrusunu isterseniz,
yanıtlamayı bile "abes" buluyorum. Ama insanla-
nn böylesine kör şartlanmışlıklan ve aynı derece-
de utanmazlıklan; hem şaşırtıyor, hem de üzüyor.
•••
Yukardaki edepsizliklerie asla aynı kefeye koy-
mayacağım bir başka ilginç olayı, geçen pazar sa-
bahı yaşadım.
Kendisine ve eşine çok saygı ve sevgi duydu-
ğum ve mücadelelerini dikkatle izlediğim Prof.
Leziz Onaran anyordu. Bir gün önce çıkan ya-
zımdaki, "Bayram tatilinin rehavet getirdiği" an-
lamına gelen bir cümleme takılmışlardı.
"Biz hiç rehavete kapılmadık" diyerek, kendisi-
nin ve sol güçbiriiğinin adaylannın çalışmalarını
anlattı. Bu konuda hiç kuşkum olmadığını vurgu-
ladım ve sol güçbirliği adaylanna duyduğum sem-
patryi dile getirdim.
Daha önce de yazdığım gibi oyumun rengini,
seçimler öncesinde gerekçeli olarak yazacağım.
Fakat sol güçbirliği adaylanna duyduğum büyük
sevgi ve saygıyı bunun dışında değerlendirmek
gerek. ,,_ m
•••
Konferans vermeye girtiğim birokuldaki ilgisiz-
liği anlattığım yazıma, bir okurumdan eleştirı gel-
di. "Ne oiursa olsun konuşmanızı yapmalıydınız"
diyor. Bu görüşüne katılmasam bile, saygı duyu-
yorum.
Fakat daha sonra: "Saygının ölçüsü nedir? Her
gün gördüğümüz siyasetçilere yapılan ve hepi-
mizin midesini kaldıran abartilı, yalakaiık dolu iç-
tenliksiz gö'steriler midir?"
Doğrusu, kendisi de öğretmen olan okurumun
bu düşüncelerini okuyunca, "Acaba yarası mı
var?" diye düşündüm. Zira bir meslektaşımın,
böylesine şarttanmışlık içinde olabileceğini kabul
etmekte zorlanıyorum.
Daha önce de yazdığım için yinelemekten hoş-
lanmıyorum ama, yılda ortalama 200'e yakın kon-
ferans, söyleşi, panel ve açık oturuma katılan ve
bunlann karşılığında tek delikli kuruş almadan ve
hatta kimi zaman benzin parasını da cebinden
ödeyerek, kendince Mustafa Kemal aydınlığını
ülkenin her yanına taşımaya çabalayan bir dü-
şünce emekçisi olarak, bu emeğime saygı bekli-
yorum. Bahsettiğim olayda, elbette beni kâpıda
karşılamalannı beklemezdim ama, o güzel hava-
da kapıya bir nöbetçi öğrenci dikebilir ve "Hoşgel-
diniz" dedirtebilirlerdi.
Benzer bir olayı, geçen hafta da yaşadım. Bir li-
sede, saat 14.00'te konferans verecektim. Israr-
la, saat 13.00'te gelmemi ve birlikte yemek yeme-
mizi istediler. Fakültedeki üç saat dersimin üstü-
ne, okula gittim. Genç meslektaşlanm sevgiyle
karşıladılar ve müdür hanımın yanına götürdüler.
Pek de yüzü gülmeyen müdür hanım, beni karşı-
layan gençleri gönderdikten sonra, "Ne içerdi-
niz" diye sordu. Işi espriye getirerek, "Galiba ye-
meğe davet edılmiştim" deyince, "Tabii" dedi ve
bir müstahdem çağırarak, "Hocaya yemek geti-
rin" dedi.
Metal bir tepsi içinde yemek geldi ve gelen ge-
çenlerin kafalannı uzatarak baktıklan kapının ke-
nanndaki bir büyük masanın üzerindeki dosyala-
n kenaraçektilerve "buyrun" dediler. Biri ekmek
olmadığını fari< etti ve "Hocaya ekmek getirin" di-
ye buyurdu...
Elbette, kapıyı vurup çıktım. Peşimden gelen
müdür hanım, bu tutumumu haksız buldu. Aca-
ba evine misafir çağırdığı zaman, kapı eşiğinde e-
line tepsi mi tutuşturuyor?
Insan bazı şeylere dayanamıyor. Daha sonra
üzülse bile...
Tepörde pilot bölge
1
• tstanbul Haber Servisi --Istanbul Valisi Erol
Çakır. PKX liden Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye
getırilmesının ardından terör örgütü üyelerinin
Istanbul'u pılot bölge olarak seçtiğını anlattı. Çakır,
terör olaylan içinde en acı olanın Mavı Çarşı
katliamı olduğunu vurgulayarak bu olayın Türk
turizmine büyük darbeler vurduğunu söyledi.
CMUK Sempozyuımı
• Istanbul Haber Servisi - Marmara Üniversitesi
(MÜ) Insan Haklan, Ceza Hukuku ve Kriminoloji
Araştırma ve Uygulama Merkezi 'nce düzenlenen
"CMUK Sempozyumu", MÜ Rektörlük Binası'nda
dün yapıldı.