22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmenı. Orhan Erinç 0 Genel Yajın Koordınatöru: Hikmet Çetinka)a • Yazıışlen Muduıû İbrahim Yıldız • Sorumlu Mıidur Fikret İlkiz 0 Haber Merkezı Müdüru Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen Fikret E*er lsnhbarat. Cengiz Yıldınm • Ekonomı Özlem Yüzak # Kültur. Handan Şenköken # Spor Abdüikadir Yücelman • Makaleler: Sami Karaören • Duzcltme Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge: Edibe Buğra 9 Yurî Haberlerı: Mefaraet Faraç Ya>ın Kurulu flhan Selçuk (Başkanl, Orhan Erinç. Oktay Kurtböke. Hikmpt Çetinkava, Şükran Soner. Ergun Balcı, tbrahim Ytldız. Orhan BursaU, Mustafa Balbay, Hakan Kara. AnkaraTemsilcısi: Mustafa Balbav Ataturk BuKan No. 125, Kat.4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks:4I95027#îzmırTemsiicısı ScrdarKızık, H.ZıvaBlv 1352 S 2*3Tel-4411220. Faks-4419117 • AdanaTemsılcısi:ÇetinYiğenoğlu, InonüCd 119 S. No.l Kat:l.Tel:363 12 11, Faks 363 12 15 Muessese Müdunı Üstün Akmen # Kootdınatör Ahmet Korukan £ Muha- sebe Bölent Yener • Idare Hnseyiıı G ü r t r » Bılgı-blem Njul tnal • B.igı- Fazilrt KILM MEDVA C: • Yonetun Kurul Başkanı - Genel .Mudür Gülbiı Erduran • Koordınator Rch Işıtman 0 Genel MüıiürYardımcısl SeıdüÇoban Tel 514 07 53 513 95 80 - 51 im)0-61. Faks: 5 MS46. Ya\ımİ2\an *e Basao: \ em ûun Haber \ıanM Basın \e Yavıncıltk A $ TurkocagıCad 39 41 Cagaloglu 34334 Ist. PK 246 Sırkecı Istanbul Tel (0 2I2l 512 05 0f ı20 hatl Faks 10212)51185 22MART1999 İmsak:4.31 Güneş: 5.59 Ögle: 12.18 Ikindı: J5.42 Akşam: 18.24 Yatsı: 19.46 SIPPI • Haber Merkezi - Vakko kadını. 1999 fikbahar-Yaz sezonunda zamana hiikmedı>or. Bayan gıyimınde dar pantolonlar, dızaltı etekler, dekolteler. açıkta kalan beller, boncuklar. nakışlar göze çarpı\or. \'akko erkeği ıse genç kalmanın sırnnı keşfedıyor. Balonla dünya turu tamamlandı • KAHİRE(AA)-İsviçrelı Bertrand Pıccard ile Ingiliz Brıan Jones. bır ilki gerçekleştırerek. hiç mola vermeden balonla dünya turu denemelerinı başanyla tamamlamalannın ardından 'Breıtling Orbiter 3" adlı balonlannı dün güvenli bir bıçımde Mısır"a indirdiler. Uçuşun kumanda edildiği merkezden balonculann TSİ 08.03'te Mısırpıramıtlennin 480 kilometre kuzeyindeki Mut'a indikleri bildirildi. Turizmcilerin bayram atagı • WKARA(AA)Yaklaşan kurban bayramını fırsat bilen tur operatörleri, yurtiçı ve yurtdışına düzenledikleri gezilerle tatilciye farklı seçenekler sunuyorlar. Kurban bayramında yurtdışına gitmek isteyenler en çok Paris. lspanya ve (Jzakdoğu ülkeîerini tercih ederken yurtiçinde de yıllann gözde tatil beldesi Bodrum. seçenekler arasında ilk sıraya yerleşiyor. Postacılardan vazgeçemiyopuz • ANKARA (AA) - lletışım teknolojileri ne kadar gelişirsegelişsin haberleşmek için postacılardan vazgeçilemiyor. Postacılar, geçen yıl 2 milyar 240 milyon gönderıyi sahiplerıne ulaştırdı. Posta Işletmesi Genel Müdürlüğü'nün yıl sonu ıstatıstıklerine göre kurum 1150 merkez. 2 bin 68şubeve 13 bin 266 acentesiyle yurt genelinde hizmet \en\or. Bebek dostu hastanelepi • İstanbul Haber Servisi - Eczacıbaşı Farley s tarafından yaptınlan İstanbul Ünıversıtesı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yenidoğan 1. Basamak Bakım Ünitesi dün düzerdenen törenle açıldı. Törende konuşan Prof. Dr. Özdemir tlter. 'UMCEF bebek dostu hastaneleri" zincırine dahil olan Yenidoğan ünitesinde ortalama 2 bin 500 bebeğin dogduğunu belirterek, bu bebeklerin yüzde 85'iıun anne yanında, 300'ünün de yoğun bakım ünitesinde teda\ ı edıldiğini kaydetti. Yöpesel yemek yarışması • İstanbul Haber Servisi - Ostnanlı De\leti>ın 700. kuruluş yılı nedenıyle İstanbul Turizm ll Müdürlüğü Mutfak Profesyonelleri Derneği, Uluslararası Lions Kulüpleri Birliği 118-EYönetim Çe\resi işbirliğı ile yemeklerimizin tanıtılması amacıyla dün Ataköy Crowne Plaza Oteli"nde yöresel vemek yanşması düzenlendı. Yolcusuz tpentep • ANKARA (AA) - Türkiye Cumhuriyeti Deviet Demıryollan (TCDD), doluluk oranı yüzde 3-8 olan çeşitlı hatlardakı 28 adet ekspresı seferden kaldıracak. Geçen yılı 139 tnlyon lira zararla kapatan TCDD, öncelikle zarann nedenlenni belirlemek üzere çalışmalara başladı. Kullanılabilir tatlı su kaynaklarının giderek azaldığı dünyada 22 Mart, 'Su Günü' olarak kabul ediliyor 21. yüzyılın stratejik maddesi: Su Çevre Bakanı Aytekin 'Kirlilik, Izmir Körfezi'nde çok yoğun' İstanbul Haber Servi- si - Çevre Bakanı Fevzi Aytekin, Dünva Su Gü- nü' ile ilgılı açıklama- sında, yükselen nüfûs ar- tışının, beslenme gerek- sinimi ile ınsanlann da- ha ıyi yaşam koşullanna ulaşma çabasının suya olan talebı her geçen gün arttırdığını söyledı. Ay- tekin. "Sanayileşnus, İU- keterde mihonlarca ton Iririetici.akarsuiara. kör- fez ve limanlara. su kaj - naklanna ve dcnizlcre boşaltılıyor" dedi. Kirlenen su kaynak- lanndan atık taşınımı dı- şında hiçbir amaçla ya- rarlanılamadığını vurgu- iayan Aytekin, benzer so- runlann yaşandığı Ge- diz. Büyük Menderes. Ergene ve Sakarya gıbi nehirlerde kırliliğin cid- di boyutlara ulaştığına dıkkatçekti. Aytekin, bu alanda yaşanan sorunla- nn giderilmesı için Türk- Fransız Çevre İşbirliğı Anlaşması çerçevesinde "Büyük ve Küçük Men- deres, Gediz ve Kuzev Ege Nehir Havzalan En- tegre Vönetimi Proje- a"nın başlatıldığını söy- ledi. HavzaJann seçimin- de, bölgedeki mevcutye- raltı ve yerüstü su kay- naklannın içme-kullan- ma, sulama ve sanayı ne- deniyle hızlı artan talep- len karşılamakta yeter- siz kalmasının ve kirli- liğin etken olduğunu an- latan Aytekin, şunları söyledi: "Gediz, Küçükve Bü- yük Menderes ile Kuze> Ege nehir bavzalan 57 bin 312 kilometre kare- lik bir hidrolojik havza- >a sahiptir. Kuzey Ege endüstriyel ve tanmsal aktivjteler açısından ül- kcmLrin en voğun bölge- si oiup, çfvre kiriiliğinin de yoğun yaşandığı böl- gelerden biridir. Vörede özellikle İ/mir Körfe- zi'ndeki kiriilik acil mii- dahale noktasına ulaş- • Dünyanın en büyük nehirlerinin bulunduğu Asya'daki Hindistan ve Çin'de de yeraltı su düzeyleri düşüyor. Hindistan'daki su düzeyleri, ülkenin tahıl amban olan Pencap da dahil olmak üzere birçok eyalette aşağılara iniyor. İstanbul Haber Servisi - 'Dünya Su Günü' bugün kutlanıyor. Tüm dünyada 22 Mart'ta kutlanan gün, küresel bir anlayışja. su ve suyla ilgili tüm sorunlara dikkat çekmek amacıyla ilan edildi. Dünyadaki top- lam su hacminin yüzde 97.5'i tuzlu sulardan oluşu- yor; tatlı su miktan ise yal- nızca yüzde 2.5. Tatlı su miktannın yüzde 99'u ye- raltında, yüzde 1' i ıse göl ve akarsularda bulunuyor. Bu da. dünyada kullanılabilir tatUsu kaynaklannın ne ka- dar kısıtlı olduğunun gös- tergesi. Bütün çevresel sorunlar, yılın belli günlerinde diger sorunlardan bagımsızolarak ele alınıyor. Oysa hava. su. Dünyadaki toplam su hacminin sadece vüzde 2.5 n i tatlı sulardan oluşuyor. Çevre Bakanı Ayte- kin, bakanlığın koordi- nasyonunda 'Trakya ÇevreSorunlanw Çözü- mü", 'Gediz HavzasıÇev- reSorunlan veÇözünıü" ile '.4kdeniz BölgesiÇev- re Sorunlan ve Çözü- mü'ne yönelik olarak ıl- gıli valiler. üniversıteler ve gönüllü kuruluşlann katılımıyla yenı projeler geliştirileceğini de söz- lerine ekledi. toprak ve bitki örtüsüyle ilgili sorunlar, ortak bır ekosistemin. bırbiriyle bir bütün oluşturan farklı unsurlan. Bir alanda yaratılan sorun, di- ğerlerini de zincirleme olarak etkilıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi inşaat Fakülte- si Öğretim Üyesi Prof. tlhan Ava'nın 'Suıır aşan ve sınır oluşturan su ka> naklarunız' baş- tik.li bıldınsinde tatlı su kaynaklannın tüken- meyebaşladığıbelirtildi. Bıldıride. gerekdün- ya nüfusundakı her yıl ortalama 90 mılyonluk artış nedeniyle sutalebindeki hızlı artış, gerek- se mevcut kaynaklann aşın kirlenmesi sonu- cu tatlı su kaynaklannın gereksinime yanıt ve- remez duruma geldiği belirtildi. Aynı bildiride. uluslararası niteükteki su kay- naklannın paylaşınıı konusunda ihtilaflar or- taya çıktığı, konuyla ilgili olarak bir de 'hkl- ropoiitika 1 diye, uluslararası yeni bır politika kavramı ve disiplini doğduğu. ancak bunun çözümü için bugüne kadar kalıcı bir kural ge- liştirilemediği kaydedildi. Dolayısıyla giderek kıt bir kaynak haline gelen suyun, uluslarara- sı sorunlan daha da ağırlaştıncı, yakıcı bir so- run olma potansiyeli giderek büyüyor. Bu sü- reçte yüzyılın sonunda gelinen noktada su, uluslararaststTatejik bir madde haline gelirken kaynaklann kullanımındaki anlaşmazlıklann 'sa- vaş nedenl' olabileceği degerlendirmelen gün- deme getirilıyor. Worldwatch Enstitüsü'nün her yıl hazırladı- ğı ve TEMA Vakfı Yayınlan'nca çevrilip ya- yımlanan 'Dünyanın Durumu' adlı rapora gö- re 1900"e kadar 40 milyon hektarolan sulanan alanlar, 1993'e gelindıginde 284 milyon hektara kadar ulaş- tı. Bu süreçte 1979 yılı bir dönüm noktası oldu. Bu tanhten sonra sulamadaki artış. nüfus artışının geri- sine düştü. Bunun sonu- cunda kişi başına sulanan alandayüzde 7'lik birazal- mameydanageldı. Projek- siyonlar bu azalmanın sü- receğini göstenyor. Başlıca besin üretilen bölgelerde su düzeyleri da- ha da aşağılara inmeye de- vam ediyor. Bunun en çarpıcı ömek- leri ABD'nin güneyindeki büyük düzlükler. Suudi Arabistan ve Lıbya gibi. fosil yeraltı sulannın kul- lanıldığı alanlarda görülü- yor. Dünyanın en büyük ne- hirlerinin bulunduğu As- ya'daki Hindistan ve Çin'de de yeraltı su seviyeleri dü- şüyor. Hındistan'daki su seviyeleri, ülkenin tahıl am- ban olan Pencap da dahil olmak üzere birçok eyalet- te aşağılara iniyor. Ülke- nin kuzeybahsmda yeralan yan kıraç Rajastan eyale- tinin bazı bölgelerinde de su seviyeleri hızla düşüyor. Seviyeler düştük- çe kentlerde daha derin kuyular açılıyor. Çin'deki büyük San Irmak (Huang He). ilk kez 1972'de denize ulaşamadan kurudu. Ir- mak, 1996 bahannın sonunda tamamen kuru- du. Dünyanın Durumu adlı rapora göre dünya- nın bazı yerlerinde gündeme gelen az sayıda sulama projelerinden bin de Türkiye'deki GAP projesi. Uluslararası Sulama İdaresi Enstitüsü Genel Müdürii David Seckler ise gelecekle ilgili pek de iyimser konuşmuyor: "Arük kayıplar kazançlardan daha fazla ola- cak ve bunun sonucunda dünyadaki sulanabi- lir topraklarda bir küçüime gerçeklesecek." BM Su Komisyonu '1.5 milyar kişi temiz sudan yoksun' CHICAGO (AA) - Dün- ya Su Komisyonu'nca 'Su Günü' nedeniyle yapılan açıklamada. yaklaşık 1.5 milyar insanın temiz sudan yoksun olduğu bildirildi. Su sorununun 21. yüzyılın ilk 25 yılında daha da tırmana- cağı. sorunu yasayacak böl- gelerin başında da Afrika, Ortadoğu, Hindistan, Çin'in birkısmı, Peru, Ingiltere ve Polonya'nın geleceği kayde- dildi. Konuyla ilgili açıklama- yı yapan Birleşmiş Millet- ler'e bağlı Su Komisyonu yetkilileri, su ile ilgili has- talıklann dünyada yılda 5 ila 7 milyon insanın ölümü- ne yol açtığını belirttiler Yetİcililer, geüşmekte olan ülkelerin yan nüfusunun da aynı tehlike ile karşı karşı- ya olduğunu ifade etti. BM'de yeni kurulan ve dünyanın su sorununa odak- lanan komisyonun raporun- da, halen 29 ülkede 450 mil- yon insanın su sıkıntısı çek- tiği, bu sıkıntınm 2025 yı- 1ına kadar, dört düzine ülke- de 2.3 milyar insanı etkile- yeceği ilen sürüldü. Raporda, dünya nüfusu- nun üçte ikısinin yaşadıfı bölgelere, tüm dünyaya ya- ğan yağmurlann dörtte bi- rinin düştüğü de kaydedil- di. Merkezi Sri Lanka'da bulunan Su İdaresi Enstitü- sü ve Dünya Su Komisyo- nu'nun, gelecekteki susuz- luk sorununa bir dizı çare- ler düşündüğü, bu çözüm- ler arasında bitkilerin daha az suya ihtiyaç duyacak şe- kılde terbiye edilmesi, yeni bulunacak teknolojiler ile yeraltındaki sulann kolayca tespit edilmesi yer alıyor. Istanbul'u yönetmeye talip olanlar, korumaya yönelik mesaj vermiyorOrmanlar adayların umrundadeğU Ormanlann >ok olmasına göz yuman. su ha\7alannı vapılaşmava açan belediye baş- kanları. cadde kenarlanna diktikleri üç beş ağaçla halkın gözünü bo>amava çaüşıyor. İstanbul Haber Servisi - tstanbul büyükşehir belediye başkan adayları, betonlaşmanın tehdidi altındaki Istanbul'un ormanlannın korunmasına yönelik mesajlar \ermekten uzak duruyorlar. 21 -26 Mart tarihİeri arasında kutlanan Dünya Ormancılık Haftası adaylara bır şeyler söyîeme firsatı vermesine karşın oy kaygısı buna engel oluyor. Istanbul'un akciğerleri olarak kabul edılen "Ormanlık alanlardaki kaçak vapıiar kesJnliklc yıkılacaknr. Orman arazilerinde hiçbir >apılaşma>a izin verilmeyecektir" demeye hiçbir adayındili varmıyor. Yapılanlann yıkılacağı, yapılmasına ızin verilmeyeceği söylenmemesi bir yana, Sanyer'in StT alanı ilan edilmesini eleştırenler var. İstanbul'un akciğerleri hiçbir adayın umurunda değil. Time dergisi üstün zekâlılar listesi Einstein yüzyılın en büyük teorisyeni e-posta : tan (a prizma. net. tr CHJCAGO (AA) - Time dergisi tarafından dünya ça- pında oylamaya açılan, fakat venlen oylar dikkate alınma- dan editörler tarafından ha- zırlanan listelerden biri daha açıklandı Üsnınzekâiılarka- tegonsi ile ilgili listede, Eins- teio 20. yıizyılın en büyük te- orisyeni olarak yer aldı. Time dergisi editörleri ta- rafından seçılen, 20. jiizyı- lın önde gelen 24 kadın ve er- kek bilim adamı lıstesınde, LeonardodaVlnci'nın uçan makine tasanmını gerçek- leştirerek msanoğluna uzayın yolunu açan VVright kardeş- ler de yer alırken editörler. TV'nın ıcadı konusunda ra- kıp olarak çalışan Philo Farnsvtorth ve Vladimir ZworykİD arasında seçım yapmakta zorlandıklannı \ e sonunda Farnsvvorth'u liste- ye aldıklannı açıkladılar. Çocuk felci aşısını se- çımınde ıse Salk listeye alın- dı. Üstün zekâlılar listesınde- ki isimler şöyle: Modern plastik sanayiini kuran ve bakaliti geliştiren kimyacı Leo Backeland, İn- ternet ve web ağının öncüsü Tim Berners-Lee, çevreci ak- tiv ist RachelCarsoiL,atomik fızikçi EnricoFermi,bakte- riyolojist A)exanderFleming. Sigmund Freud ve roket bi- lim adamı RobertGoddanL, matematikçi KurtGodeLka- matın patlama ile başladığı teorisıni keşfeden Edwin HubMe. ekonomist John Maynard Keynes, antropo- log Louis \ e Marj' Leakey, çocuk psikoloğu Jean Piaget, transıstörü icat eden Willi- am Shocklev.bilgisayar çalış- maları yapan .Alan Turing, DNA'nın yapısını keşfeden James VVatson ve Francis Crick ile filozof Ludwig Wittgenstein. SÖYLEŞİ ATTİL İLHAN Özgürlük + Akıl = Cumhuriyet /"»ocukluğumdan berı ısyan etmiş/mdır! Afrika film- V lennde, (Trader Horn, Tarzan, vs) daha sora 'Vah- şi Hayat' belgesellennde: büyük kedilerden biri (ars- lan, kaplan ya da leopar), savanda yayılmakta olan bir ceylân ya da zebra sürüsune saldınr; cehennemi bir, kaçıp kovalamaca başlar; bir ceylân ya da zebra, ca- navann keskin dişleri, can verecektırama, hangisi? Ka- meralar geliştikçe, daha yakından, daha gerçekçi av sahnelerine tanık olduk: gırtlağından ya da#ensesın- den dişlenmiş zavallı zebra ya da ceylânın.'can ver- meden önce, ne kadar acı, nasıl çaresiz baktığını gör- dünüz mü? Işfe, benı ısyan ettıren budur kaba bir güç, daha güçsüz bir canlıyı, -örgütsüz olduğundan- yo- ketmiştir. Diyeceksiniz kı, 'tabıatın kanunu' bu; ıyi ya, insan olarak, benım isyanım ona: güçlüler, tabiatın ka- nunu diye, güçsüzleri ezmelı mi? Kim söylernişti, bir hatırlasam! Miss Higgins mi, 'Ca- marade' Paul mü; yoksa, Ouartier Latin'dekı b/tmez tükenmez tartışmalanmız arasında, 'Adana'lı dostum, Tacettin mi? 'Mealen' aklımda kalan şudur "-...'liberalizm', tam anlamıyla bir vahşi orman kanunudur; cangıl'daki her hayvan, istediği an, is- tediği teşebbüse girebilir; bu mevzuda hürdür; ne var ki, başan daima en güçlünündür; en güçlünün, en doğru ve en haklı olduğunu, bize kim kanıtla- yabilir? İnsanlıkla, hayvanlık arasındaki fark, işte burada beliriyor; milyonlarca yıl, o cangıl kanunu- na boyun eğmiş olan insan, bir yerden sonra, ken- di arasında örgütlenip, daha 'insanca, daha hak- ça' birdüzen arayışına girmiş; 'sosyalizm' oradan gelryor; bu yönde düşünürsek, 'Sosyalizm', insan- lığın tabiatı tashihi' (düzeltmesi)dir..." Benzetmeyi abartılmış bulabılirsinız, ama, acaba haksız bulabilir misiniz? Sanmıyorum! Sonraları, so- runu irdelerken, benzetmenın yalnız 'lıberalizm' ile 'sosyalizm' için değil; 'cumhuriyet' ile 'demokrasi' için de geçerti olduğunu düşünmüşümdür: 'Demokrasi', insanın topluma ve tabiata, aşırı 'mü- dahalesine' yandaş görünmüyor; o, insan 'beynin- den' bır gelecek projeksiyonu değil; mevcut tabıat gerçeğinin (yâni 'vahşi orman' yasasının), bir mana- da, kabulüdür; oysa, 'cumhuriyet' öyle mi? Insanlar 'cumhuriyeti', hazır bulmadı, onu 'düşünerek' ya- rattı; yaratılma sürecindeki 'düşünme' niteliği bi- le, 'cumhuriyet'i, 'demokrasi'den; sosyalizm'i, 'li- beralizm'den daha 'beşeri' kılar. Diyeceksiniz ki, 'demokrasi' ınsanlann kendilerini yö- netebılmek için bulabildiklen, en az kusurlu bir düzen; iyi de, o acaba hangi 'demokrasi', cumhuriyet projek- siyonun, aşama aşama gerçekleştirmeyi düşündüğü, bir 'özyönetim' mi; yoksa, güçlünün zayıfı parçala- masını 'tabii' sayan, o 'vahşi orman' kanunu mu? Yo, hayır! Demokrasi, 'İnsanhaklan'vebenzeri ko- nulan tartışırken. yeteri kadar kapsamlı düşündüğü- müzü hiç sanmıyorum. Kilrf soru, kilif cevap!.. Televizyon'da (TRT/2) 'Zaman Içinde Yolculuk' için çekim yapıyoruz; tavandakj spotlardan, üzerime, şa- kır şakır aydınlık yağıyor; karşımda, kameralann cam gözlen, sönüpyanan kırmızı ışıklar! Konuşupdururken, kafamdan yıldınm gibi geçen, o fıkir bunlann söylen- mesi yetmez, yazılması lâzım! Epeycedir, Regis Debray'nin, 'Demokrasi ve Cum- huriyet' üzerine, yazdıklannı okumuyor muyum; dü- şündüm ki, hem 'cumhunyet'ln -hele bizım 'cumhuri- yetimizin'- kendine mahsusluğunu; hem de, 'demok- ras/'nin, kaç türiü anlaşılabileceğını, 'söyleşilerin' me- raklısı ile paylaşmalıyım; konuşmayı, onun ıçın tasar- lamıştım; stüdyoda anlatırken sorunu deştikçe, son yanm yüzyıllık 'serencâmı', aslında, kavramlan yeterin- ce ırdelemediğımizden yaşamış olduğumuzu. fark et- tim: Yanm yüzyıl deyişim, 1950Ve kadar, iyi kötü 'Ke- malist' bir 'cumhuriyet'in 'yurttaşlan'; 1950den bu tarafa, 'Sistem'in 'dayatbğı' bir'demokrasinin', tü- keticileri' olduğumuzdan! Aradakı fark, beyaz üstün- de siyah, yazılıp tartışılmamalı mı? Kilrt soru hangısidir? Acaba şu mu? 'Sistem'in, 'Özelleştirme' ve 'Küreselleşme' süreciyle, Türki- ye 'Cumhuriyeti'nı sürüklemek istediği 'demokratik- leşme'hangısidir? 'Kemalist'Cumhuriyeti'n 'tahtın- da müstetir' (altında yatan) bır 'demokrasi' özlemi ve isteğı, zaten mevcut; acaba bızı, bu 'hayli gecikmiş' tasanmı, gerçekleştirmeye mi zorluyorlar; yoksa, biz- den çok onların işine gelecek, 'başka' bırdemokrasi- yi ülkemızegöçürüp; 'cumhunyet'm kurumlannı, 'da- ğıtmayı' mı hesaplamışlar? Kilrt soruya, kilit cevabı bulmak; sanırım, 'cumhuriyet'\e 'demokrasi' arasın- daki farklılıkları saptamakla mümkün olabilir: o işe kal- kışmadan, lütfen, Regis Debray'nin, şu çarpıcı 'tes- biüerinı' okur musunuz: "...nasıl ilk insan, 'memeli hayvan' artı bir şey- se; 'cumhuriyet' de, 'demokrasi' artı bir şeydir; daha değerii, daha kırılgan, daha nankör, daha ödüflendfrici bir şey! 'Cumhuriyet', özgürlük art akıl- dır; hukuk devleti artı adalettir; hoşgörü artı irâ- dedir; oysa 'demokrasi', 'aydınlığı' kalmamış bir 'Cumhuriyet'ten artakalan şeydir!.." (Le Nouvel Ob- servateur, 30 Kasım/6 Aralık 1989) O 'Aydınlık' lâfı var ya, onu; sınek pıslemedik bır ye- re, yazmalısınız! Çünkü 'zübde' olarak söylemek iste- diği; modern 'cumhuriyet'm, 'aydınlanma'nn 'çocu- ğu' olduğu! Eğer Cartesien felsefe, yâni Rasyonalizm, yâni 'Akilcılık' olmasa: eğer, 'Ansıklopedıstler', Rous- seau, Voltaire, Montesquieux, d'Alambert vd. 'in- sanlığm' geleceğıne, f akıl yoluyla' yaklaşmasa; bes- bellı. Fransız ihtilâl ve Inkılâbı olmayacak; dolayısıy- la, Fransız Cumhuriyeti dıye birtoplumsal gerçek kar- şımıza çıkmayacaktı! Daha önce söylemış olmalıyım, o 'gerçek', insanlığın 'büyük çoğunluğu' adına; 'Hâkimiyet'in (Egemenliğin), tek bir monarkh'dan, tek bir soylu aileden alınıp; kayıtsız şartsız', ka- labalığın bütününe aktarılışıdır. Kuşkusuz, 'cumhuriyet'in temel şartı budur; budur da, acaba her 'demotoas/'nin, temel şartı da bu mu- dur? 'Demokrasiler', neden 'krallılC? Ozaman, ıster ıstemez, meraklısı, bazı ünlü 'de- mokrasiler'm hangi coğrafyada oluşup geliştiği- ni, araştıracak! Hangimiz bilmez, Isveç, Norveç, Danimarka... yal- nız onlar mı canım, Hollanda, Belçika, hatta Ingilte- re, yeryüzünün en 'demokrat' ülkeleri arasında sayı- lırlar: çocukluğumuzda bize, Iskandinav ülkeleri'nin demokratlığını, krallannın tramvaya binişiyle izah eder- lerdi! Garıptır, ciddı bır demokraside, kralın ne işi var demek, hiçbirımizin aklına gelmemiş; işin tuhafı, nâlâ da gelmez; zira, saydığım bütün 'demokrasi'\er, hu- kuki bakımdan, bırer 'krallıktır'; yâni, ne demek bu; bu ûlkelerde, 'Hâkimiyet' (Egemenlik) hâlâ bir mo- narkh'a, onun ailesine aittir; yaşadıklan 'demok- rasi' onlara sadece, mülk sahibi olmayı, 'teşebbüs serbestliğini', pek pek, ülkeyi yönetmek için 'ikti- dar'a geçmeyi sağlar: bu 'ilginç' demokrasiler, 'hür teşebbüs' demokrasileridir; hâkimiyet, 'or- manlar hâkimi'ndedir; 'iktidar', halkın seçeceği birinde olabilir; fakat, 'kayıtsız şartsız bir halk hâ- kimiyetinden' söz edilemez. Daha da ılgincı, bu 'demokrasiler', bizim anladığı- mız manada 'laik' de değillerdir; fakat o ayrı, bir o ka- dar çarpıcı bir konu, onu da bir dahaki sefere konu- şuruz. http.V/ www. prizma.net tr/ AILHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle