Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yonetmenı. Orhan Erinç
0 Genel Yajın Koordınatöru: Hikmet
Çetinka)a • Yazıışlen Muduıû İbrahim
Yıldız • Sorumlu Mıidur Fikret İlkiz
0 Haber Merkezı Müdüru Hakan
Kara 0 Görsel Yönetmen Fikret E*er
lsnhbarat. Cengiz Yıldınm • Ekonomı Özlem
Yüzak # Kültur. Handan Şenköken # Spor
Abdüikadir Yücelman • Makaleler: Sami
Karaören • Duzcltme Abdullah Yazıcı 0
Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge:
Edibe Buğra 9 Yurî Haberlerı: Mefaraet Faraç
Ya>ın Kurulu flhan Selçuk
(Başkanl, Orhan Erinç. Oktay
Kurtböke. Hikmpt Çetinkava,
Şükran Soner. Ergun Balcı,
tbrahim Ytldız. Orhan BursaU,
Mustafa Balbay, Hakan Kara.
AnkaraTemsilcısi: Mustafa Balbav Ataturk BuKan
No. 125, Kat.4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7
hat), Faks:4I95027#îzmırTemsiicısı ScrdarKızık,
H.ZıvaBlv 1352 S 2*3Tel-4411220. Faks-4419117
• AdanaTemsılcısi:ÇetinYiğenoğlu, InonüCd 119
S. No.l Kat:l.Tel:363 12 11, Faks 363 12 15
Muessese Müdunı Üstün Akmen #
Kootdınatör Ahmet Korukan £ Muha-
sebe Bölent Yener • Idare Hnseyiıı
G ü r t r » Bılgı-blem Njul tnal • B.igı-
Fazilrt KILM
MEDVA C: • Yonetun Kurul
Başkanı - Genel .Mudür Gülbiı
Erduran • Koordınator Rch
Işıtman 0 Genel MüıiürYardımcısl
SeıdüÇoban Tel 514 07 53
513 95 80 - 51 im)0-61. Faks: 5 MS46.
Ya\ımİ2\an *e Basao: \ em ûun Haber \ıanM Basın \e Yavıncıltk A $
TurkocagıCad 39 41 Cagaloglu 34334 Ist. PK 246 Sırkecı Istanbul Tel (0 2I2l 512 05 0f ı20 hatl Faks 10212)51185 22MART1999 İmsak:4.31 Güneş: 5.59 Ögle: 12.18 Ikindı: J5.42 Akşam: 18.24 Yatsı: 19.46
SIPPI
• Haber Merkezi - Vakko
kadını. 1999 fikbahar-Yaz
sezonunda zamana
hiikmedı>or. Bayan
gıyimınde dar pantolonlar,
dızaltı etekler, dekolteler.
açıkta kalan beller,
boncuklar. nakışlar göze
çarpı\or. \'akko erkeği ıse
genç kalmanın sırnnı
keşfedıyor.
Balonla dünya
turu tamamlandı
• KAHİRE(AA)-İsviçrelı
Bertrand Pıccard ile Ingiliz
Brıan Jones. bır ilki
gerçekleştırerek. hiç mola
vermeden balonla dünya turu
denemelerinı başanyla
tamamlamalannın ardından
'Breıtling Orbiter 3" adlı
balonlannı dün güvenli bir
bıçımde Mısır"a indirdiler.
Uçuşun kumanda edildiği
merkezden balonculann TSİ
08.03'te Mısırpıramıtlennin
480 kilometre kuzeyindeki
Mut'a indikleri bildirildi.
Turizmcilerin
bayram atagı
• WKARA(AA)Yaklaşan
kurban bayramını fırsat bilen
tur operatörleri, yurtiçı ve
yurtdışına düzenledikleri
gezilerle tatilciye farklı
seçenekler sunuyorlar.
Kurban bayramında
yurtdışına gitmek isteyenler
en çok Paris. lspanya ve
(Jzakdoğu ülkeîerini tercih
ederken yurtiçinde de
yıllann gözde tatil beldesi
Bodrum. seçenekler arasında
ilk sıraya yerleşiyor.
Postacılardan
vazgeçemiyopuz
• ANKARA (AA) - lletışım
teknolojileri ne kadar
gelişirsegelişsin
haberleşmek için
postacılardan
vazgeçilemiyor. Postacılar,
geçen yıl 2 milyar 240
milyon gönderıyi sahiplerıne
ulaştırdı. Posta Işletmesi
Genel Müdürlüğü'nün yıl
sonu ıstatıstıklerine göre
kurum 1150 merkez. 2 bin
68şubeve 13 bin 266
acentesiyle yurt genelinde
hizmet \en\or.
Bebek dostu
hastanelepi
• İstanbul Haber Servisi -
Eczacıbaşı Farley s
tarafından yaptınlan İstanbul
Ünıversıtesı Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi Yenidoğan 1.
Basamak Bakım Ünitesi dün
düzerdenen törenle açıldı.
Törende konuşan Prof. Dr.
Özdemir tlter. 'UMCEF
bebek dostu hastaneleri"
zincırine dahil olan
Yenidoğan ünitesinde
ortalama 2 bin 500 bebeğin
dogduğunu belirterek, bu
bebeklerin yüzde 85'iıun
anne yanında, 300'ünün de
yoğun bakım ünitesinde
teda\ ı edıldiğini kaydetti.
Yöpesel yemek
yarışması
• İstanbul Haber Servisi -
Ostnanlı De\leti>ın 700.
kuruluş yılı nedenıyle
İstanbul Turizm ll
Müdürlüğü Mutfak
Profesyonelleri Derneği,
Uluslararası Lions Kulüpleri
Birliği 118-EYönetim
Çe\resi işbirliğı ile
yemeklerimizin tanıtılması
amacıyla dün Ataköy
Crowne Plaza Oteli"nde
yöresel vemek yanşması
düzenlendı.
Yolcusuz tpentep
• ANKARA (AA) - Türkiye
Cumhuriyeti Deviet
Demıryollan (TCDD),
doluluk oranı yüzde 3-8 olan
çeşitlı hatlardakı 28 adet
ekspresı seferden kaldıracak.
Geçen yılı 139 tnlyon lira
zararla kapatan TCDD,
öncelikle zarann nedenlenni
belirlemek üzere çalışmalara
başladı.
Kullanılabilir tatlı su kaynaklarının giderek azaldığı dünyada 22 Mart, 'Su Günü' olarak kabul ediliyor
21. yüzyılın stratejik maddesi: Su
Çevre Bakanı Aytekin
'Kirlilik, Izmir
Körfezi'nde
çok yoğun'
İstanbul Haber Servi-
si - Çevre Bakanı Fevzi
Aytekin, Dünva Su Gü-
nü' ile ilgılı açıklama-
sında, yükselen nüfûs ar-
tışının, beslenme gerek-
sinimi ile ınsanlann da-
ha ıyi yaşam koşullanna
ulaşma çabasının suya
olan talebı her geçen gün
arttırdığını söyledı. Ay-
tekin. "Sanayileşnus, İU-
keterde mihonlarca ton
Iririetici.akarsuiara. kör-
fez ve limanlara. su kaj -
naklanna ve dcnizlcre
boşaltılıyor" dedi.
Kirlenen su kaynak-
lanndan atık taşınımı dı-
şında hiçbir amaçla ya-
rarlanılamadığını vurgu-
iayan Aytekin, benzer so-
runlann yaşandığı Ge-
diz. Büyük Menderes.
Ergene ve Sakarya gıbi
nehirlerde kırliliğin cid-
di boyutlara ulaştığına
dıkkatçekti. Aytekin, bu
alanda yaşanan sorunla-
nn giderilmesı için Türk-
Fransız Çevre İşbirliğı
Anlaşması çerçevesinde
"Büyük ve Küçük Men-
deres, Gediz ve Kuzev
Ege Nehir Havzalan En-
tegre Vönetimi Proje-
a"nın başlatıldığını söy-
ledi. HavzaJann seçimin-
de, bölgedeki mevcutye-
raltı ve yerüstü su kay-
naklannın içme-kullan-
ma, sulama ve sanayı ne-
deniyle hızlı artan talep-
len karşılamakta yeter-
siz kalmasının ve kirli-
liğin etken olduğunu an-
latan Aytekin, şunları
söyledi:
"Gediz, Küçükve Bü-
yük Menderes ile Kuze>
Ege nehir bavzalan 57
bin 312 kilometre kare-
lik bir hidrolojik havza-
>a sahiptir. Kuzey Ege
endüstriyel ve tanmsal
aktivjteler açısından ül-
kcmLrin en voğun bölge-
si oiup, çfvre kiriiliğinin
de yoğun yaşandığı böl-
gelerden biridir. Vörede
özellikle İ/mir Körfe-
zi'ndeki kiriilik acil mii-
dahale noktasına ulaş-
• Dünyanın en büyük
nehirlerinin
bulunduğu Asya'daki
Hindistan ve Çin'de
de yeraltı su düzeyleri
düşüyor.
Hindistan'daki su
düzeyleri, ülkenin
tahıl amban olan
Pencap da dahil olmak
üzere birçok eyalette
aşağılara iniyor.
İstanbul Haber Servisi -
'Dünya Su Günü' bugün
kutlanıyor. Tüm dünyada
22 Mart'ta kutlanan gün,
küresel bir anlayışja. su ve
suyla ilgili tüm sorunlara
dikkat çekmek amacıyla
ilan edildi. Dünyadaki top-
lam su hacminin yüzde
97.5'i tuzlu sulardan oluşu-
yor; tatlı su miktan ise yal-
nızca yüzde 2.5. Tatlı su
miktannın yüzde 99'u ye-
raltında, yüzde 1' i ıse göl ve
akarsularda bulunuyor. Bu
da. dünyada kullanılabilir
tatUsu kaynaklannın ne ka-
dar kısıtlı olduğunun gös-
tergesi.
Bütün çevresel sorunlar,
yılın belli günlerinde diger
sorunlardan bagımsızolarak
ele alınıyor. Oysa hava. su.
Dünyadaki toplam su hacminin sadece vüzde 2.5
n
i tatlı sulardan oluşuyor.
Çevre Bakanı Ayte-
kin, bakanlığın koordi-
nasyonunda 'Trakya
ÇevreSorunlanw Çözü-
mü", 'Gediz HavzasıÇev-
reSorunlan veÇözünıü"
ile '.4kdeniz BölgesiÇev-
re Sorunlan ve Çözü-
mü'ne yönelik olarak ıl-
gıli valiler. üniversıteler
ve gönüllü kuruluşlann
katılımıyla yenı projeler
geliştirileceğini de söz-
lerine ekledi.
toprak ve bitki örtüsüyle ilgili sorunlar, ortak
bır ekosistemin. bırbiriyle bir bütün oluşturan
farklı unsurlan. Bir alanda yaratılan sorun, di-
ğerlerini de zincirleme olarak etkilıyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi inşaat Fakülte-
si Öğretim Üyesi Prof. tlhan Ava'nın 'Suıır
aşan ve sınır oluşturan su ka> naklarunız' baş-
tik.li bıldınsinde tatlı su kaynaklannın tüken-
meyebaşladığıbelirtildi. Bıldıride. gerekdün-
ya nüfusundakı her yıl ortalama 90 mılyonluk
artış nedeniyle sutalebindeki hızlı artış, gerek-
se mevcut kaynaklann aşın kirlenmesi sonu-
cu tatlı su kaynaklannın gereksinime yanıt ve-
remez duruma geldiği belirtildi.
Aynı bildiride. uluslararası niteükteki su kay-
naklannın paylaşınıı konusunda ihtilaflar or-
taya çıktığı, konuyla ilgili olarak bir de 'hkl-
ropoiitika
1
diye, uluslararası yeni bır politika
kavramı ve disiplini doğduğu. ancak bunun
çözümü için bugüne kadar kalıcı bir kural ge-
liştirilemediği kaydedildi. Dolayısıyla giderek
kıt bir kaynak haline gelen suyun, uluslarara-
sı sorunlan daha da ağırlaştıncı, yakıcı bir so-
run olma potansiyeli giderek büyüyor. Bu sü-
reçte yüzyılın sonunda gelinen noktada su,
uluslararaststTatejik bir madde haline gelirken
kaynaklann kullanımındaki anlaşmazlıklann 'sa-
vaş nedenl' olabileceği degerlendirmelen gün-
deme getirilıyor.
Worldwatch Enstitüsü'nün her yıl hazırladı-
ğı ve TEMA Vakfı Yayınlan'nca çevrilip ya-
yımlanan 'Dünyanın Durumu' adlı rapora gö-
re 1900"e kadar 40 milyon
hektarolan sulanan alanlar,
1993'e gelindıginde 284
milyon hektara kadar ulaş-
tı. Bu süreçte 1979 yılı bir
dönüm noktası oldu. Bu
tanhten sonra sulamadaki
artış. nüfus artışının geri-
sine düştü. Bunun sonu-
cunda kişi başına sulanan
alandayüzde 7'lik birazal-
mameydanageldı. Projek-
siyonlar bu azalmanın sü-
receğini göstenyor.
Başlıca besin üretilen
bölgelerde su düzeyleri da-
ha da aşağılara inmeye de-
vam ediyor.
Bunun en çarpıcı ömek-
leri ABD'nin güneyindeki
büyük düzlükler. Suudi
Arabistan ve Lıbya gibi.
fosil yeraltı sulannın kul-
lanıldığı alanlarda görülü-
yor.
Dünyanın en büyük ne-
hirlerinin bulunduğu As-
ya'daki Hindistan ve Çin'de
de yeraltı su seviyeleri dü-
şüyor. Hındistan'daki su
seviyeleri, ülkenin tahıl am-
ban olan Pencap da dahil
olmak üzere birçok eyalet-
te aşağılara iniyor. Ülke-
nin kuzeybahsmda yeralan
yan kıraç Rajastan eyale-
tinin bazı bölgelerinde de
su seviyeleri hızla düşüyor. Seviyeler düştük-
çe kentlerde daha derin kuyular açılıyor.
Çin'deki büyük San Irmak (Huang He). ilk
kez 1972'de denize ulaşamadan kurudu. Ir-
mak, 1996 bahannın sonunda tamamen kuru-
du.
Dünyanın Durumu adlı rapora göre dünya-
nın bazı yerlerinde gündeme gelen az sayıda
sulama projelerinden bin de Türkiye'deki GAP
projesi.
Uluslararası Sulama İdaresi Enstitüsü Genel
Müdürii David Seckler ise gelecekle ilgili pek
de iyimser konuşmuyor:
"Arük kayıplar kazançlardan daha fazla ola-
cak ve bunun sonucunda dünyadaki sulanabi-
lir topraklarda bir küçüime gerçeklesecek."
BM Su Komisyonu
'1.5 milyar
kişi temiz
sudan
yoksun'
CHICAGO (AA) - Dün-
ya Su Komisyonu'nca 'Su
Günü' nedeniyle yapılan
açıklamada. yaklaşık 1.5
milyar insanın temiz sudan
yoksun olduğu bildirildi. Su
sorununun 21. yüzyılın ilk
25 yılında daha da tırmana-
cağı. sorunu yasayacak böl-
gelerin başında da Afrika,
Ortadoğu, Hindistan, Çin'in
birkısmı, Peru, Ingiltere ve
Polonya'nın geleceği kayde-
dildi.
Konuyla ilgili açıklama-
yı yapan Birleşmiş Millet-
ler'e bağlı Su Komisyonu
yetkilileri, su ile ilgili has-
talıklann dünyada yılda 5
ila 7 milyon insanın ölümü-
ne yol açtığını belirttiler
Yetİcililer, geüşmekte olan
ülkelerin yan nüfusunun da
aynı tehlike ile karşı karşı-
ya olduğunu ifade etti.
BM'de yeni kurulan ve
dünyanın su sorununa odak-
lanan komisyonun raporun-
da, halen 29 ülkede 450 mil-
yon insanın su sıkıntısı çek-
tiği, bu sıkıntınm 2025 yı-
1ına kadar, dört düzine ülke-
de 2.3 milyar insanı etkile-
yeceği ilen sürüldü.
Raporda, dünya nüfusu-
nun üçte ikısinin yaşadıfı
bölgelere, tüm dünyaya ya-
ğan yağmurlann dörtte bi-
rinin düştüğü de kaydedil-
di. Merkezi Sri Lanka'da
bulunan Su İdaresi Enstitü-
sü ve Dünya Su Komisyo-
nu'nun, gelecekteki susuz-
luk sorununa bir dizı çare-
ler düşündüğü, bu çözüm-
ler arasında bitkilerin daha
az suya ihtiyaç duyacak şe-
kılde terbiye edilmesi, yeni
bulunacak teknolojiler ile
yeraltındaki sulann kolayca
tespit edilmesi yer alıyor.
Istanbul'u yönetmeye talip olanlar,
korumaya yönelik mesaj vermiyorOrmanlar
adayların umrundadeğU
Ormanlann >ok olmasına göz yuman. su ha\7alannı vapılaşmava açan belediye baş-
kanları. cadde kenarlanna diktikleri üç beş ağaçla halkın gözünü bo>amava çaüşıyor.
İstanbul Haber Servisi -
tstanbul büyükşehir
belediye başkan adayları,
betonlaşmanın tehdidi
altındaki Istanbul'un
ormanlannın korunmasına
yönelik mesajlar
\ermekten uzak
duruyorlar. 21 -26 Mart
tarihİeri arasında kutlanan
Dünya Ormancılık Haftası
adaylara bır şeyler
söyîeme firsatı vermesine
karşın oy kaygısı buna
engel oluyor. Istanbul'un
akciğerleri olarak kabul
edılen "Ormanlık
alanlardaki kaçak vapıiar
kesJnliklc yıkılacaknr.
Orman arazilerinde hiçbir
>apılaşma>a izin
verilmeyecektir" demeye
hiçbir adayındili
varmıyor. Yapılanlann
yıkılacağı, yapılmasına
ızin verilmeyeceği
söylenmemesi bir yana,
Sanyer'in StT alanı ilan
edilmesini eleştırenler var.
İstanbul'un akciğerleri
hiçbir adayın umurunda
değil.
Time dergisi üstün zekâlılar listesi
Einstein yüzyılın
en büyük teorisyeni
e-posta : tan (a prizma. net. tr
CHJCAGO (AA) - Time
dergisi tarafından dünya ça-
pında oylamaya açılan, fakat
venlen oylar dikkate alınma-
dan editörler tarafından ha-
zırlanan listelerden biri daha
açıklandı Üsnınzekâiılarka-
tegonsi ile ilgili listede, Eins-
teio 20. yıizyılın en büyük te-
orisyeni olarak yer aldı.
Time dergisi editörleri ta-
rafından seçılen, 20. jiizyı-
lın önde gelen 24 kadın ve er-
kek bilim adamı lıstesınde,
LeonardodaVlnci'nın uçan
makine tasanmını gerçek-
leştirerek msanoğluna uzayın
yolunu açan VVright kardeş-
ler de yer alırken editörler.
TV'nın ıcadı konusunda ra-
kıp olarak çalışan Philo
Farnsvtorth ve Vladimir
ZworykİD arasında seçım
yapmakta zorlandıklannı \ e
sonunda Farnsvvorth'u liste-
ye aldıklannı açıkladılar.
Çocuk felci aşısını se-
çımınde ıse Salk listeye alın-
dı. Üstün zekâlılar listesınde-
ki isimler şöyle:
Modern plastik sanayiini
kuran ve bakaliti geliştiren
kimyacı Leo Backeland, İn-
ternet ve web ağının öncüsü
Tim Berners-Lee, çevreci ak-
tiv ist RachelCarsoiL,atomik
fızikçi EnricoFermi,bakte-
riyolojist A)exanderFleming.
Sigmund Freud ve roket bi-
lim adamı RobertGoddanL,
matematikçi KurtGodeLka-
matın patlama ile başladığı
teorisıni keşfeden Edwin
HubMe. ekonomist John
Maynard Keynes, antropo-
log Louis \ e Marj' Leakey,
çocuk psikoloğu Jean Piaget,
transıstörü icat eden Willi-
am Shocklev.bilgisayar çalış-
maları yapan .Alan Turing,
DNA'nın yapısını keşfeden
James VVatson ve Francis
Crick ile filozof Ludwig
Wittgenstein.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Özgürlük + Akıl = Cumhuriyet
/"»ocukluğumdan berı ısyan etmiş/mdır! Afrika film-
V lennde, (Trader Horn, Tarzan, vs) daha sora 'Vah-
şi Hayat' belgesellennde: büyük kedilerden biri (ars-
lan, kaplan ya da leopar), savanda yayılmakta olan bir
ceylân ya da zebra sürüsune saldınr; cehennemi bir,
kaçıp kovalamaca başlar; bir ceylân ya da zebra, ca-
navann keskin dişleri, can verecektırama, hangisi? Ka-
meralar geliştikçe, daha yakından, daha gerçekçi av
sahnelerine tanık olduk: gırtlağından ya da#ensesın-
den dişlenmiş zavallı zebra ya da ceylânın.'can ver-
meden önce, ne kadar acı, nasıl çaresiz baktığını gör-
dünüz mü? Işfe, benı ısyan ettıren budur kaba bir güç,
daha güçsüz bir canlıyı, -örgütsüz olduğundan- yo-
ketmiştir. Diyeceksiniz kı, 'tabıatın kanunu' bu; ıyi ya,
insan olarak, benım isyanım ona: güçlüler, tabiatın ka-
nunu diye, güçsüzleri ezmelı mi?
Kim söylernişti, bir hatırlasam! Miss Higgins mi, 'Ca-
marade' Paul mü; yoksa, Ouartier Latin'dekı b/tmez
tükenmez tartışmalanmız arasında, 'Adana'lı dostum,
Tacettin mi? 'Mealen' aklımda kalan şudur
"-...'liberalizm', tam anlamıyla bir vahşi orman
kanunudur; cangıl'daki her hayvan, istediği an, is-
tediği teşebbüse girebilir; bu mevzuda hürdür; ne
var ki, başan daima en güçlünündür; en güçlünün,
en doğru ve en haklı olduğunu, bize kim kanıtla-
yabilir? İnsanlıkla, hayvanlık arasındaki fark, işte
burada beliriyor; milyonlarca yıl, o cangıl kanunu-
na boyun eğmiş olan insan, bir yerden sonra, ken-
di arasında örgütlenip, daha 'insanca, daha hak-
ça' birdüzen arayışına girmiş; 'sosyalizm' oradan
gelryor; bu yönde düşünürsek, 'Sosyalizm', insan-
lığın tabiatı tashihi' (düzeltmesi)dir..."
Benzetmeyi abartılmış bulabılirsinız, ama, acaba
haksız bulabilir misiniz? Sanmıyorum! Sonraları, so-
runu irdelerken, benzetmenın yalnız 'lıberalizm' ile
'sosyalizm' için değil; 'cumhuriyet' ile 'demokrasi' için
de geçerti olduğunu düşünmüşümdür:
'Demokrasi', insanın topluma ve tabiata, aşırı 'mü-
dahalesine' yandaş görünmüyor; o, insan 'beynin-
den' bır gelecek projeksiyonu değil; mevcut tabıat
gerçeğinin (yâni 'vahşi orman' yasasının), bir mana-
da, kabulüdür; oysa, 'cumhuriyet' öyle mi? Insanlar
'cumhuriyeti', hazır bulmadı, onu 'düşünerek' ya-
rattı; yaratılma sürecindeki 'düşünme' niteliği bi-
le, 'cumhuriyet'i, 'demokrasi'den; sosyalizm'i, 'li-
beralizm'den daha 'beşeri' kılar.
Diyeceksiniz ki, 'demokrasi' ınsanlann kendilerini yö-
netebılmek için bulabildiklen, en az kusurlu bir düzen;
iyi de, o acaba hangi 'demokrasi', cumhuriyet projek-
siyonun, aşama aşama gerçekleştirmeyi düşündüğü,
bir 'özyönetim' mi; yoksa, güçlünün zayıfı parçala-
masını 'tabii' sayan, o 'vahşi orman' kanunu mu?
Yo, hayır! Demokrasi, 'İnsanhaklan'vebenzeri ko-
nulan tartışırken. yeteri kadar kapsamlı düşündüğü-
müzü hiç sanmıyorum.
Kilrf soru, kilif cevap!..
Televizyon'da (TRT/2) 'Zaman Içinde Yolculuk' için
çekim yapıyoruz; tavandakj spotlardan, üzerime, şa-
kır şakır aydınlık yağıyor; karşımda, kameralann cam
gözlen, sönüpyanan kırmızı ışıklar! Konuşupdururken,
kafamdan yıldınm gibi geçen, o fıkir bunlann söylen-
mesi yetmez, yazılması lâzım!
Epeycedir, Regis Debray'nin, 'Demokrasi ve Cum-
huriyet' üzerine, yazdıklannı okumuyor muyum; dü-
şündüm ki, hem 'cumhunyet'ln -hele bizım 'cumhuri-
yetimizin'- kendine mahsusluğunu; hem de, 'demok-
ras/'nin, kaç türiü anlaşılabileceğını, 'söyleşilerin' me-
raklısı ile paylaşmalıyım; konuşmayı, onun ıçın tasar-
lamıştım; stüdyoda anlatırken sorunu deştikçe, son
yanm yüzyıllık 'serencâmı', aslında, kavramlan yeterin-
ce ırdelemediğımizden yaşamış olduğumuzu. fark et-
tim: Yanm yüzyıl deyişim, 1950Ve kadar, iyi kötü 'Ke-
malist' bir 'cumhuriyet'in 'yurttaşlan'; 1950den bu
tarafa, 'Sistem'in 'dayatbğı' bir'demokrasinin', tü-
keticileri' olduğumuzdan! Aradakı fark, beyaz üstün-
de siyah, yazılıp tartışılmamalı mı?
Kilrt soru hangısidir? Acaba şu mu? 'Sistem'in,
'Özelleştirme' ve 'Küreselleşme' süreciyle, Türki-
ye 'Cumhuriyeti'nı sürüklemek istediği 'demokratik-
leşme'hangısidir? 'Kemalist'Cumhuriyeti'n 'tahtın-
da müstetir' (altında yatan) bır 'demokrasi' özlemi ve
isteğı, zaten mevcut; acaba bızı, bu 'hayli gecikmiş'
tasanmı, gerçekleştirmeye mi zorluyorlar; yoksa, biz-
den çok onların işine gelecek, 'başka' bırdemokrasi-
yi ülkemızegöçürüp; 'cumhunyet'm kurumlannı, 'da-
ğıtmayı' mı hesaplamışlar? Kilrt soruya, kilit cevabı
bulmak; sanırım, 'cumhuriyet'\e 'demokrasi' arasın-
daki farklılıkları saptamakla mümkün olabilir: o işe kal-
kışmadan, lütfen, Regis Debray'nin, şu çarpıcı 'tes-
biüerinı' okur musunuz:
"...nasıl ilk insan, 'memeli hayvan' artı bir şey-
se; 'cumhuriyet' de, 'demokrasi' artı bir şeydir;
daha değerii, daha kırılgan, daha nankör, daha
ödüflendfrici bir şey! 'Cumhuriyet', özgürlük art akıl-
dır; hukuk devleti artı adalettir; hoşgörü artı irâ-
dedir; oysa 'demokrasi', 'aydınlığı' kalmamış bir
'Cumhuriyet'ten artakalan şeydir!.." (Le Nouvel Ob-
servateur, 30 Kasım/6 Aralık 1989)
O 'Aydınlık' lâfı var ya, onu; sınek pıslemedik bır ye-
re, yazmalısınız! Çünkü 'zübde' olarak söylemek iste-
diği; modern 'cumhuriyet'm, 'aydınlanma'nn 'çocu-
ğu' olduğu! Eğer Cartesien felsefe, yâni Rasyonalizm,
yâni 'Akilcılık' olmasa: eğer, 'Ansıklopedıstler', Rous-
seau, Voltaire, Montesquieux, d'Alambert vd. 'in-
sanlığm' geleceğıne,
f
akıl yoluyla' yaklaşmasa; bes-
bellı. Fransız ihtilâl ve Inkılâbı olmayacak; dolayısıy-
la, Fransız Cumhuriyeti dıye birtoplumsal gerçek kar-
şımıza çıkmayacaktı! Daha önce söylemış olmalıyım,
o 'gerçek', insanlığın 'büyük çoğunluğu' adına;
'Hâkimiyet'in (Egemenliğin), tek bir monarkh'dan,
tek bir soylu aileden alınıp; kayıtsız şartsız', ka-
labalığın bütününe aktarılışıdır.
Kuşkusuz, 'cumhuriyet'in temel şartı budur; budur
da, acaba her 'demotoas/'nin, temel şartı da bu mu-
dur?
'Demokrasiler', neden 'krallılC?
Ozaman, ıster ıstemez, meraklısı, bazı ünlü 'de-
mokrasiler'm hangi coğrafyada oluşup geliştiği-
ni, araştıracak!
Hangimiz bilmez, Isveç, Norveç, Danimarka... yal-
nız onlar mı canım, Hollanda, Belçika, hatta Ingilte-
re, yeryüzünün en 'demokrat' ülkeleri arasında sayı-
lırlar: çocukluğumuzda bize, Iskandinav ülkeleri'nin
demokratlığını, krallannın tramvaya binişiyle izah eder-
lerdi! Garıptır, ciddı bır demokraside, kralın ne işi var
demek, hiçbirımizin aklına gelmemiş; işin tuhafı, nâlâ
da gelmez; zira, saydığım bütün 'demokrasi'\er, hu-
kuki bakımdan, bırer 'krallıktır'; yâni, ne demek bu; bu
ûlkelerde, 'Hâkimiyet' (Egemenlik) hâlâ bir mo-
narkh'a, onun ailesine aittir; yaşadıklan 'demok-
rasi' onlara sadece, mülk sahibi olmayı, 'teşebbüs
serbestliğini', pek pek, ülkeyi yönetmek için 'ikti-
dar'a geçmeyi sağlar: bu 'ilginç' demokrasiler,
'hür teşebbüs' demokrasileridir; hâkimiyet, 'or-
manlar hâkimi'ndedir; 'iktidar', halkın seçeceği
birinde olabilir; fakat, 'kayıtsız şartsız bir halk hâ-
kimiyetinden' söz edilemez.
Daha da ılgincı, bu 'demokrasiler', bizim anladığı-
mız manada 'laik' de değillerdir; fakat o ayrı, bir o ka-
dar çarpıcı bir konu, onu da bir dahaki sefere konu-
şuruz.
http.V/ www. prizma.net tr/ AILHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm