22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 MART 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 Hazine, acil destek kapsamında verilen kredilerin kötüye kullanılmasını engelleyeceklerini bildirdi TeşYİlder yaşama geçiriliyor• Teşvik ve Uygulama Genel Müdürü Serdengeçti, teşviklerin acil destek kapsamındaki 26 ilde bir ay içinde uygulanmaya başlayacağını bildirdi. ANKARA (AA) - Hazine Müsteşarhğı Teşvik ve Uygulama Genel Müdürü Turan Serdengeçti, Başba- kan Bülent Ecevit'in açıkladığı. Doğu ve Güneydo- ğu paketi çerçevesinde bölgede 8 bin 200 kişiye ye- ni istıhdam ımkânı yaratılacağını söyledi. Genel müdürlük bünyesinde " Teşvik Daıuşma Bi- rimi" kurulduğunu kaydeden Serdengeçti, böylece ya- tınmcı ile genel müdürlük arasındaki aracılan orta- dan kaldırarak suiistimali de önlediklerini vurgula- dı. Serdengeçti, her bır yatınmcıya 300 milyar lira- ya kadar yatınm ve işletme kredisi tavanı bulundu- funu kaydederek "Yatının kredileri 2 yıl ödemesiz 5 yil vadefi, işletme kredfleri ise 1 \ii ödemesizobnak üze- Denetimden uzak t e s v i k l e r t e k s t i l i b a t ı r d ı ' GAZtANTEP (Cumhuriyet)- SANKO Hol- ding Yönetim Kurulu üyesı Adil Konukoğhı. "Gûneydoğulu tekstiki kan agkyor. Hesap kitap vapdmadan verilen tesvikler sektörii bu duru- ma getirdi" dedı. Tanmsal Ekonomi Araştırtna Enstitüsü ile SANKO Holding kunıluşlarından Pure Cot- ton'un ortaklaşa düzenlediği "Türkiye 2. Pa- mukTekstüwKonJeksiyoDSempozyıımu'*Ga- ziantep'te düzenlendi, Uyguianan yanlış ekono- mi politikalan sonucu Güneydoğulu tekstilci- nin zor günler yaşadiğını söyleyen Konukoğlu, " Vıüarca tekstifc yatmm yapın diyerekteşvik ve- renler şimdi, 'çok fazla yatınm yaptınız, kusu- ra bakmayın bir şey yapamayız" diyoriar. Böy- ie yönetim, böyie yönetmek olur mu" diye ko- nuştu. Konukoğlu, DPT'nin görevini yerine ge- tiremedığıni ileri sürerek "15 yıl içinde terörü ayrılan 150 milyar dolar, planlı yatınma dö- niişseydi terör olmazdı" dedi. re 3 yıl vadeli otarak uygubuDYOr" dedi. Yardımlann beş ana başlık altında toplandığını belirten Serden- geçti, bunlan "GendtEş>ikmevzuan,KOBİteş>Tkıne>- znan.Acil DestekKarançerçevesindedüzenlenen teş- vik tedbirleri4325 sayılı kanunla getirilen düzeıüeme- ler ve enerji desteğT olarak sıraladı. Serdengeçti, "KOBFtere yatınmimiirinıivar.ikin- d olarak dışandan ithal edilen makine ve teçhizatlar için gümrük muafiyeti var. KOBİ'lcrde. genel teşvik mevzuatmdan farklı olarak iki yıl içinde bin dolarük ihracat taahhüdünde bulunanlar, vergi. resiın ve harç istisnalaruıdan faydalanabilir" diye konuştu. Teşviklerin etkin kullanılıp kullanılmadığının ta- kibinin, Hazine, TKB gibi kurumlarca sıki bir şekil- de yapılacağını ıfade eden Serdengeçti, "Hazine uz- raanlan. teşvikli yaünmlannufizikidurumlannı ve kredinin uygun kullanıhp kullamlmadığnu. düzenü ola- rak yapacaklan denetimlerle kontrol edeeekler" şek- linde konuştu. Serdengeçti, genel bütçeden, Yatırım- lan Teşvik Fonu'na 1999 yılı ıçin 10 trilyon lıranın derhal aktanlacağını belirtti Enerji fıyatlanndaki in- dirim oranlannda, birincı yıl için yüzde 50. ıkincı yıl için yüzde 40, üçüncü yıl yüzde 25 olmak üzere, kademelı bir şekılde uygulanması esası getirildı. D U N Y A E K O N O M İ S Î N E B A K I Ş ERGÎN YILDIZOĞLU LONDRA ergin@ergin.demon.co.uk Ekvador ve Meksika halklan IMF'ye artık yeter dedi. Ekvador'da devlet başkanı toplumsal protestolar karşı- sında IMF'nin dayattığı yapısal uyum paketini geri çekrnek zorunda kaldı. Meksika'da ise telekomünikasyon sektörünün özelleştirilmesine ve öğ- renci harçlarının arttınlmasına, genel- de neoliberal politikalara karşı yakla- şık bir milyon kişinin katıldığı birgös- teri perşembe günü başkentte yaşa- mı felç etti. IMF'nin Latin Amerika karnesi felaket Dünyanın birçok ülkesi gibi Latin Amerika halklan da geçen 20 yılda Neoliberal hükümetlerin, bunlann akıl hocaa ve mali destekçisi IMF'nin pen- çesınde büyük acılar çektiler. Ne ya- zık ki bu acılar ülkelere ve emekçi hal- ka hiçbir şey kazandırmadı. Solcu ve radikal ekonomistlerin uzun yıllardır vurguladığı bu durum, geçen sene Bifieşmiş Milletler Gelişme Rapo- ru'yla da tespit edıldı. Bu rapora gö- re IMF politikalannın en yoğun uygu- landığı 199O'lı yıllarda, genel refah en- deksi 24ten 20'ye gerilemiştır. Inter American Bank'ın son derece ye- tersiz ve lyimser verileri bile Latin Ame- rika ülketerinde 1980 ve 1990'larda iş- sizliğin. sürekli arttığını gösteriyor. Latin Amerika ve Karayib Bölgesi Ekonomik Komisyonu venlerine gö- re ificeiehen11 ülkede, nüfusun en üst yüzde 20'sinin gelir düzeyı hızla artar- ken, en yoksul yüzde 20'nin gelir dü- zeyi belirgin bir şekilde düşmüştür. Örneğin Meksika'da en yoksul yüz- de 40'ın payı yüzde 13'ten yüzde 10'a geritemiştir. IMF'nin göz bebeği Şi- li'deyse en yoksul yüzde 10'un geliri 1992-94 arasında yüzde 6.6 gerilemiş- tir. Tüm bu tahribata rağmen, IMF pa- ketleri vaat ettiklerinı yerine getireme- miş, IMF programlannı uygulayan 16 ülkeden 14'ünün dış borç yükü yüz- de 74 oranında artmıştır. 12 milyon nüfuslu küçük bir ülke olan Ekvador da, Türkiye gibi 18 yıl- dır IMF politikalan altında ezildi. Şim- dı gelinen noktada Ekvador'da nüfu- sun en zengin yüzde 20'sine toplam gelirin yüzde 61 'i düşerken, en yoksul yüzde 20'nin pa- yı yüzde 1.5 ve en yoksul yüzde 40'ın payı ise yüzde 7.7 (Integrated System of Statistics, Indices of Equador- INEC, 1995). IMF yapısal uyum prog- ramlarının üstüne, 1995'te Peru ile savaş, 1996-97 yıllannda sağcı dema- gog ve akıl hastası Abdullah Buca- ran'ın ülke kaynaklannı yağmalayan başkanlığı. arkasından El Nino fela- keti. gerileyen petrol fiyatları ve ser- maye kaçışı da Ekvador'un sorunla- nnı daha da ağırtaştırdı. Şimdıki devlet başka- nı Cemil Mahuad 1.5 milyar liralık bütçe açı- ğını kapatmak ve 950 milyon dolar IMF yardı- mı almak için IMF'nin gözetimi altında bu se- ne yeni bir istikrar prog- ramı hazırladı. Bu prog- ram temel mallara süb- vansiyonu kaldınyor ve petrol ile besin mallan- nın ftyatlannı bir haftada yüzde 100'ün üstünde arttınyordu. Yılbaşından bu yana elektrik fıyatla- n böyteceyüzde 400 art- tı. Mahuad, özelleştir- melere hız vereceğini, kamu işçilerinin ücret- lerini donduracağını açıkladı, katma değer vergisini yüzdeiO'dan yüzdei 5'e çıkardı, lüks arabalara yüz- de 4 vergi getirdi (CNN 11/03), zayıf bankalan korumak için banka hesap- lannı dondurdu. Bu arada hükümetin yaygın tensikat yapacağına ilişkin ha- berler geliyordu. Sendika Konfederasyonlan ve de- mokratik kitle örgütlerinin bileşimin- den oluşan Yurtsever Cephe isimli kuruluş, "hükümetin halka savaş ilan ettiğini" açıkladı ve devlet başkanının istifasını istedi. Arkasından Ekvador'da protesto gösteriteri patiak verdi. 30 öğ- retmen hükümet politikalarına karşı süresiz açlık grevine başladılar. 9 Mart Artık Yeter çarşamba günü ıki günlük genel grev ülkeyi felç etti. Grevin ilk gününde po- lisle çıkan çatışmalarda bir kışi öldü, 19 kışı yaralandı (CNN 09/02). Hükü- met Olağanüstü Hal ılan etti. Ülke ne- redeyse bir iç savaşın eşığıne gelmış- tı. Ancak hükümet. yıne de IMF pa- ketini resmen açıkladı. IMF Başkanı Camdessus Ekvador TV'sınde bir çağrı yayımladı, "Uluslararası mali topluluk, mali yardım sağlayamıyor, çünkü Ekvador'da ıstikrarpaketinin ar- Meksika'daki gösterilere 5 bine yakın Zapatista katıldı. kasında bir konsensüs oluşmadı" (WSWS 18:03) diyerek, açıkça taraf olduğunu ilan etti. Direnişler ve çatışmalar durmadı. Otobüs ve taksı şoförleri ülkede ula- şımı tümden durdurdular. öğretmen- ler okullara gıtmediler. Sonuçta Was- hington Post'un bildirdiği gibi "ülke- yi felç eden grevlere daha fazla da- yanamayan Mahuad, olağanüstü ha- likaldırdı, petrol ffyatlannı indirdi, ban- kalardakı mevduatı serbest bıraktı" (19/03). Post'un bildirdiğine göre, "Si- yasi güç toplamak için bu tür bir uz- laşmagerekliydi". Şımdı, Ekvador'da durumdan ne sendika- lar memnun, ne de işa- damları. Ikinci büyük kent Guyagil Ticaret Odası Başkanı "Hükümet aşın sol- culann ve sendikalann ağına düştü" derken, birçok gözlemci sorunlann ortada durduğunu ileri sürerek krizin geçmedığini savunuyor (CNN 18/03). Yurtsever Cephe'de sorunlann ol- duğu gibi durduğunu, mücadelenin bitmediğini yalnızca bir duraklama ge- çırdiğıni düşünüyor. Ortada IMF'ninki- ne aitematif bir program önerisi de var. Demokratik kıtle örgütü temsilcile- rinden, ilerici aydınlardan oluşan (Ekvador Ulusal Sivil Toplum Yönetim Ko- mitesi- SAPRİ üyesi) bir inisiyatif, demok- ratik bir ulusal eko- nomi politikası öner- di(SPRIbülten-11/03). Bu program üretken re- kabetçi ve verimli, ulu- sal gelişmenin hizme- tınde, eşitsizlikleri aş- mayı amaçlayan, top- lumdakı bölgesel etnik kültürel farklan göz önüne alan, ekonomik yaşamın her alanında halkın katılımına olanak veren mekanizmalara sahip, spekülasyona, sermaye kaçışma ve yolsuzluğa olanak sağ- lamayan, tamamen ulu- sal ve genelde insanın gelişmesine hizmet eden, dışa açık ama uluslararası ilişkilerini karşılıklı saygı ve eşitlik, küresel düzlemde ulu- sal özgünlükleri korumaya olanak ve- rir bır biçimde kuran bir ekonomik model öneriyor. işte, Ekador gibi küçük bir ülkenin emekçi halkı dırenerek, IMF'yi durdur- makla kalmıyor, üstelik ulusal temel- de karşı alternatifler de önerebiliyor! Bir milyon gösterici özelleştirmeye karşı ' Geçen hafta "Abajo Neo-liberalis- mo " (kahrolsun neo-liberalizm) diyen bir başka ülke de Meksika idi. Devlet Başkanlan Salinas ve Zedillo. bu- güne kadar, IMF politikalanna kölece uydular, IMF direktifleriyle 1000'den fazla devlet ışletmesini özelleştirdiler, sendikalan yok edip işçileri işten at- tılar. Ancak tüm buniar Meksika'yı IMF tarafından, tekrartekrar "kurtanlmak" durumuna düşmekten kurtaramadı. Hükümet şimdi elektrik ve enerji sek- törünü özelleştirmek istiyor. Bu ara- da, fırsattan istifade, özel sektör de Meksika'nın devletten bağımsız. sen- dikal örgütü Meksika Elektrik İşçi- leri Sendikası'nı yok etmek istiyor. ABD şırketleri ve bankalar ağızlannın suyu akarak masada bekliyoriar. An- cak bu sefer, IMF politikalanna özel- likle telekomünikasyon sektöründeki özelleştirmelere karşı çok ciddi ve ör- gütlü bir direniş var. Meksika Elektrik İşçileri Sendikası ve 30 emekçi örgü- tü 26 Şubat'ta Meksika'da toplandı- lar ve elektrik ve enerji sektöründe özelleştirmeye karşı bir Birieşik Cep- he kurdular. Bağımsız Işçi Sendi- kalan Konfederasyonu, Genel-lş Sendikalar Konfederasyonu da bu cepheye katıldı. Ana muhalefet par- tisi Demokratik Devrim Partisi de bu cepheyi destekliyor, Meclıs'te karşı oy kullanacağını söylüyor. (Reforma 18/03). Meksika işverenleri de müca- deleye hazırianıyoriar. Ticaret ve Sa- nayi Odalan Başkanı, "Enerji sektö- ründe özelleştirme olmazsa, elektrik kesintilerinin artacağını" açıkladı. (News From Mexico. 16/03/99. Cilt 4 No: 5). Geçen hafta perşembe günü özel- leştirmeye karşı Birieşik Cephe'nin çağnsıyla başkentte bir milyonluk bir katılımla (BBC19/03) yapılan protes- to gösterisı bu mücadelenin fiilen baş- ladığını haberveriyordu. Bu mücade- leye öğrencıler ve çeşrtli sol gruplar, Zapatista'lar da etkin olarak katıldı- lar (Cumhuriyet 19/03). Gözlemcıler önümüzdeki yıl başkanlık seçimleri olduğu için mücadelenın giderek sert- leşeceğini düşünüyoriar. Tüm bu geliş- meler IMF politikalannın seçeneksiz ve engeltenemez olduğuna ilişkin 'mit'i hızla yıkryor. IMF desteklipakete yönelik tepkiler sonuç verdi Ekvador,göstericüerleanlaşâ Ekonomi Servisi - Ekvador yerlıleri, lider- lennin hukümetle anlaşması üzenne 1 mil- yona yakın kişiyle gerçekleştirilen otoyol ve bin kişinin katıldığı hidroelektrik santralla- nndakı işgal eylemlenne son verdiler. Yak- laşık ikı haftadır. ülkenin çeşıtlı yerlerinde sür- düriilen protesto eylemlen, geçen cuma gü- nü Devlet Başkanı Jamil Mahuad' ın IMF'nin kredi koşulu çerçevesinde hükümet progra- mına alınan 'acil ekonomik planın' geri çe- kildiğini açıklaması üzerine sona ermiştı. AFP'nin haberine göre. Ekvador Ulusal Yerliler Konfederasyonu Başkanı Antonk) Vargas ile Başkan Mahuad'ın bir dizı toplum- sal kalkınma programı ve yerlilerin bulundu- ğu alanlarda elektrik hızmetlerinin sübvanse edilmesi konusuhda anlaşmaya vardıklan açıklandı. Ülkede, Kızılderili yerliler toplam nüfusun yüzde 35'ini oluşturuyor. Mahuad aynca, taksicilerin kendilenni if- lasa sürükleyeceğinı söyleyerek karşı çıktık- lan yüzde 174'lük akaryakıt fıyat artışının da yüzde 49'a düşürüleceğini açıkladı. Öte yan- dan, öğretmenlerin maaş indirimini protesto etmek amacıyla 45 gündür yaptıklan okul boykotunu hâlâ sürdürdükleri bildirildi. Fiktişi Sahili'nden de eleştiri Bu arada IMF Başkanı Michel Camdessus. önceki gün Fildişi Sahili De\ let Başkanı Hen- ri Konan Bedie tarafından eleştirilen fon per- sonelini savundu. Devlet Başkanı Bedie, ül- kesindeki IMF personelini. siyasi entrikalar çevirmekle suçlamıştı. Fildişi Sahili Devlet Başkanı, IMF raporunda, hükümetinin büt- çe dışı harcamalar ile kakao ve kahve ihra- cat rakamlan konusunda sorgulanmasına tep- kı göstermişti. Camdessus, "HerşeydenöncebilinmeHdir ki, personelimin dürüsdüğünün ve profesyo- nelliğinin sorgulanmasına izin veremem" diyerek bu eleştiriye sert bir yanıt verdi. ALTIN FIRSAT! TEKEL sigara ve rakızengini Ekonomi Servisi-Hükü- met tarafından sık sık özel- leştinlmesı gündeme geti- rilen TEKEL, 1998 yılın- da 654 trilyon iirahk satış gerçekleştirdi. TEKEL' in 1998 yılında kasasına sı- gara satışlanndan 484.4 tnlyon lira, rakı sa- tışlanndan da 113.2 trilyon lira girerken. di- ğer içkiler tuz, kibrit ve çay satışlanyla bir- likte toplam cıro 654 tnlyon 30 milyar lira- ya ulaştı. Tekel Genel Müdürlüğü verilerine göre 143 trilyon 547 milyar lira tutannda 121 mil- yon 117 bin litre TEKEL ürünü içki tüketil- di. Rakj. 74 milyon 277 bin lıtre karşılığı 113 trilyon 215 milyar liralık satışla içecekler ara- sında rekortmenliğini korudu. Rakıyı, mik- tar olarak 12 milyon 472 bin lıtre ile şarap iz- ledi. 4 tnlyon 174 milyar liralık şarap ıçıldı. TEKEL birası da 11.9 milyon litre satıldı. Bira ıçin, 1.7 trilyon lira ödendi. Votka, 9.2 milyon lıtre ile miktar olarak şarap ve bira- nın ardından gelmesine karşın 12.1 trilyon li- • Geçen yıl 484.4 trilyon lirası sigara, 113.2 trilyon lirası da rakıdan olmak üzere 654 trilyon liralık satışa ulaşıldı. ralık satış tutanna ulaştı. 2.8 milyon lıtre ıçılen cin, 3.9 trilyon liralık gelir bı- raktı. Diğer ıçkilerin top- lamı 3.3 milyon litrede ka- lırken, 3.5 trilyon liralık sanş gerçekleştirildi. 6 mil- yon 501 bin litre satışa ulaşan alkole 2.8 tril- yon lira, 400 bin litre satılan ithal içkilere 1.9 trilyon lira ödeme yapıldı. Ote yandan, sigara satışlan TEKEL'ın en büyük satış gelirini oluşturdu. Tiryakiler. 484 trilyon 441 milyar lira tutannda 75 bin tonu aşkın sigara tüketti. Sigara satışlannın 480 tril- yon lırahk bölümünü fıltreli, 3.7 tnlyon lira- lık bölümünü ise fıltresız sıgaralar oluştur- du. Diğer tütün mamülleri 519 milyar, ithal sigaralar ise 78 milyar lira tuttu. TEKEL'in 1998 yılında tuz satışlan 10.1 tnlyon lira. kibrit satışlan 229 milyar lira, çay satışlan da 15.6 trilyon lira olarak gerçekleşti. TEKEL, vergi, pay, fon ve diger yasal yükümlülükler olarak Hazine'ye geçen yıl 208.5 tnlyon liralık katkı sağladı. İKTİSAT BAfKASI İKTİSAT ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK İmam Kuramı Ekonomik ve siyasal süreçleri canlılara, özellik- le de insan ya da hayvanlara gönderme yaparak açıklama olanağı var mı? Örneğin firmalar ya da siyasal partiler, doğar, büyür ve ölür gibi çok ilkel bir yaklaşımla bu soruya evet yanıtı verilebilir. Ev- rimci kuramı toplumsal bilimlere, özellikle de eko- nomiye uyarlayan kimi düşünürler bu tür bir ben- zerlikten yola çıkarak yorumlar yapıyor. Kimi nok- talanyla açıklayıcı yanlan bulunmakla birlikte yak- laşımın bilimselliği tartışma götürür. Ancak kimi azgelişmiş siyasal ve ekonomik ya- pılarda, yaklaşımın açıklayıcı gücü artmaktadır. Tür- kiye'deki son siyasal gelişmeler bu çerçevede açık- lanabilir mi? Soruyu yanıtlamak için, bizdeki siyasal yapılan- maya bir göz atılmalıdır. Siyasal yapının, parti ge- nel başkanlanna göre, onlara bağımlı ya da düğüm- lü biçimlendiği, genellikle benimsenen bir görüş- tür. Kısaca partiler, kural olarak. genel başkanlan ile somutlaşıyor. Aralannda yalnızca derece farkı olduğu söylenebilir. Tıpkı canlılar gibi, siyasal par- tilerde de baş her şeydir; öbür organlar ya da kı- sımlar başa bağlı olarak varlık gösterir; canlılık ka- zanır. Tespih çekenler bilir, tanelerini birleştiren tes- pihin imamesidir. Bu nedenle, bizdeki son siyasal gelışmelerin bu çerçevede, yani imam kuramıyla (isterseniz kuram yerine teori deyin) açıklanabile- ceğini düşünüyorum. Çoğu siyaset bilimcisi arka- daşımız, Türkiye'deki siyasal gelışmelerı açıklaya- cak kuram bulunmadığını belirttiğine göre, bu ku- ramla bir çıkış yolu bulunabilir. • • • Refah Partisi'nin (RP) kapatılması ve Fazilet Par- tisi'nin (FP) kurulmasıyla, kısaca RP'den FP'ye ge- çişte, çok önemli bir değişim yaşandı; değışim ge- nel başkan düzeyinde oldu. Son siyasal gelişmeler, bu genel başkan değişi- minin ne kadar sarsıcı ve sancılı olduğunu kanıtlı- yor; RP'nin önde gelenlennin bir bölümü eski ge- nel başkanı yerine getirmeyi yaşamsal sayıyor; ölüm-kalım sorunu görüyor; kendi deyimleriylefta- yat memat meselesi yapıyor. Kendilerine yenılikçi denilen bir bölümü de buna karşı çıkmaya çalışı- yor; kısaca FP, imamsız kalmanın şaşkınlığını ya- şıyor. FP'nin, RP'nin devamı olup olmadığı konusun- daki tartışmalan anımsayınız. Kimi yazariann, FP'nin liberal sağ çizgide yerini alacağı beklentileri; yalı- larda verilen şarap partilerinden ya da türbansız mil- letvekili adaylanndan yola çıkılarak yapılan yorum- lar; yeni yüz ya da görüntü özlemleri, tümüyle unu- tuldu gitti. FP'nin siyasalyapısının kimilerince bek- lendiği ya da umulduğu gibi liberal merkez sağ doğrultuda birevrim geçiremeyeceği, düşünsel kö- kenlerinin buna izin vermediği bu köşede birkaç kez vurgulandığı gibi, son gelişmelerie bir kez da- ha kanıtlanıyor. FP, imamesini yitiren tespih tanelerini andınyor. Yeni ve daha güçlü bir imam çıkmadıkça da bu da- ğınıklık süreceğe benziyor. Benzerlik, kendilerine küskünler denilen milletvekilleri için de geçerlidir. Onlann sıkıntısı, imamlan tarafından halkanın dışı- na itilmiş olmak; her bin, kendi ımamlanndan uzak kalmanın sıkıntısını yaşıyor. Şu sıradaTBMM'de seçim istemeyen ya da se- çim istemini kimi yasal düzenlemelere bağlayan tes- pih taneterinden bir imam(e) çıkmaz; çıkacak olsay- dı, buniar sıradan tespih tanesi olmayı kabul eder- ler miydi? Hele bunlann birleşerek, herhangi bir yasayı çıkamnalan ya da birleşerek topluma hizmet yönündeadımlaratmalan, buradaki imam kuramı- na göre hiçbir biçimde beklenemez. Bu nedenle de siyasal partiler yasasının daha demokratik bır içe- rik kazanması ya da düşünce özgürlüğü alanında açılım sağlanması yine imam bağlamından gıde- lim, olmayacak duaya amin demekle eşdeğerdir. • • • İmamsız kalanların kendilerinden bekleneceği gibi, TBMM'yi toplayanlann içine düştüklerı siya- sal çukur ya da toplumsal uyarsızlık ve aymazlık karşısında, sivil siyasetin başanlı bir sınav verdiği söytenemez. Seçim karan almış bir parlamentonun, yıllar boyu yapmadıklannı bir-iki haftada yapaca- ğını, değil beklemek, sanmak bile yanlıştır. Durum böyleyken, gerek Cumhurbaşkanı'nın, gerekse TBMM Başkanı'nın, son gelışmeler karşısında, bü- yük bir olasılıkla kişısel beklentileri ya da çıkarlan- na uygun düştüğü için, tarafsız davranmalan da sağ- lıklı bir siyasetin göstergesı sayılamaz. Bu durumda, halkoylaması sonuçlarının da açık- ça kanıtladığı gibi halkın yüzde 90'a yaklaşan bir bölümünün de isteği doğrultusunda seçimlen ya- pın ve Türk Ceza Yasası'nın 312. maddesine do- kunmayın komutunun verilmesinin sorumlusu kim- dir? Yaşanan siyasal tıkanıklığın ya da çöküntünün gerçek suçlulan kimlerdir? Bu sorulann yanıtı çok açıktır: Siyasal yaşamla- nnı birilerine bağımlı kılanlar ya da ömür boyu imam arayanlar, halka hizmete değil, imamlarına eğilen- ler. Seçmene de, bunlara dönüp, hepinize hayırlı imamlar demek ya da ya sabır çekmek kalıyor. Not: Bu yazının, din görevlisi imamlarla herhan- gi bir ilgisi yoktur. e-posta: yakup@rorqual.cc.metu.edu.tr Meskenler, 21 trilyonla ilk sırada TEDAŞ alacak peşine düştü Tel: (0212) 274 16 16 Ekonomi Servisi - Elektrik dağıtımı nedeniyle TEDAŞ'ın birinci sırada meskenler olmak üzere çeşitli kamu kurum ve kuruluşlan ile belediyelerden alacağı para miktannın yasal faizleriyle birlikte 190 trilyon lirayı aştığı bildirildi. TEDAŞ'm faturaya bagladığı alacaklann toplammın 104 trilyon lirayı bulduğu, yasal faizleriyle birlikte bu rakamın 190 trilyon lirayı aştığı kaydedildi. Alacaklı listesinde birinci sırayı 21 trilyon lirayla meskenler oluşturdu. TEDAŞ'a borcu olan kuruluşlar ile borç miktarlannın "sanayi: 16 trilyi>n, meskenler: 21 triKon, resmi daireler: 13 J trihon, beiediyeler: 18.7 trilyon, KİT'ler: 33 trilyon, ticarethaneler: 16.5 trilyon. tanmsal sulama: 12 trihon, diğer: 12 trilyon Bra" olduğu bildirildi. Yetkıliler, alacaklan tahsil edebilmek için her türlü yolu denediklerini, en son 1997 yılı sonuna kadar olan borçlar ıçin "Gelin ödeyin. Gecikme faizinin yalnızca yüzde 10'unu ödeyin" çağnsında bulunduklannı bildirdi ler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle