20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 MABT 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 'Âşık Shakespeare' filmi yann akşam açıklanacak olan Oscar ödüllerine 13 dalda aday ^Belde Romeo, tekrar geleceğhn9 ASUMAN KAFAOĞLU BÜKE Gelmiş geçmiş en büyük tiyat- royazan'VVîIl Shakespeare, Strat- ford- upon-Avon'da yaşayan ka- nsı ve çocuklanna para gönder- raek zorundadır, ama her yaza- nn başına gelen dâhinin de ba- şına gelir: Esin perisı tatile çık- mış, onu şiirden yoksun bırak- mıştır. "Romeove KorsanınKt- n EtheP adlı oyunu bir türlü ya- zamaz... ta ki sahne tutkusuyla yanan bir leydiye âşık olup, aş- kın sözcûkleri kâğıda dökülene dek. Tarihi rılm çekmek birçok açı- dan çok zordur. Bir dönemi tûm dekor ve kostûmleri ile hem de tam o güne özgü davranış biçi- miyle dile getirmek belki olanak- sızdır. Romanlarda bazen tam ayırdına varmadığımız davra- nışlar filmde son derecede gü- lünç kaçar. Elizabeth Taylor'm gözlerine koyu mavi far sürmüş ağırmakyajlı KJeopatra'sı, 50'li yıllann seksi kıyafetleri içinde Rita Hayworth'un Salome'si, işadamı tavnyla el sıkışan Ro- malılar, "Birsandviçyermisin'' diye soran antik çağ kahraman- lan vb... bu filmlerde anlatılan dönemden çok, fılmin çekildi- ği yıllann izleri görûlür. Anlamlı espriler~ Son yıllarda bu sorunla baş et- menin en iyi yolu olarak, tarihi gerçeklik yerine abartılı bir gün- cellik koymak geldi sinemacıla- nn aklına. "ÂşıkShakespeare''de de senaryo yazarlan deneyimli Tom Stoppard ve Marc Nor- man bu yolu seçmişler. Yönet- men John Madden da "Mrs. Brovvn" gibi daha önce çektiği tarihi filmlerden biraz farklı yak- laşmış konuya. Filmintarihi yö- nüyle neredeyse hep alay ede- rek kendileri alay edilmekten kurtulmuşlar; hem de bu yön- temle birçok espri kendili- ğinden doğmuş. ~ Shakespeare' in psikiyat- nn deri şezlonguna uzanıp dertlerini anlatması Wo- ody Allen güldürülenne ber«er bit sahneyle belki fazla komık değıl, ama baş- ka sahnelerde çok anlam- lı espriler çıktığı da bir ger- çek. Genç Will'in, New York'ta bir taksiye binmiş gibi "Öndeki kayığı takip et" sözleriyle başlayan Hollyvvood'un çok sevdi- ği kovalamaca sahnesi, "RomeoveJûliet''in trajik sonunu komediye dönüş- türmek için iyi bir atmos- fer yaratmış. Sonra da çok bilmiş taksi şoförü edasıy- lakayıkçının "Büiyormu- sun.bir defasında kayığıma Kit Mark»e binmişti" söz- leri, Shakespeare-Marlo- we rekabetini kızışöran bir unsur ohnuş. Viola'nın ak- şam yatmadan önce dişle- rini firçalaması, Will'in be- ğenmediği sayfalan buruş- turup atması, ya da Fenny- man'in mafya babası ro- lünde Hollywood tarzı bir kontrat hazırlaması, hep komik öğeler eklemiş se- naryoya. Ama filmde be- nim en hoşuma giden esp- ri, genelev-han arası lokan- tada garson kızın, "Günün spesiyalitesi sirke soslu do- muz ayağu-" diye mönü- deki özel yemeği bildirme- si oldu. Filmdeki gerçeklik Film görsel olarak da 1999"ların modasına uyar- larunış. Deri ceketli, bir- kaç gûnlük sakalı ve dağı- nık saçlanyla Shakespeare sanki bir rock şarkıcısı. Hızlı tempoda hareketler, sanki bir yerlere yetişme- lerini gerektiren bir koşuş- turma içinde olmalan da 1593 yılı için fazla acele- ci olsa da filmin temposu- nu yaratması açısından et- kili olmuş. Filmdeki gerçeklik ise edebiyat tarihçisi için yer yer oldukça inandıncı. 29 yaşındaki Christopher Markjwe 1593'te gerçek- ten de bir barda fatura üze- rine'çıkan bir kavgada öl- dürülmüştü. Filmde bah- sedildiği gibi, ölmeden ön- ce üzerinde çalıştığı son eseri "ParteKatHamı''ydı, aynca bundan bir yıl önce yazdığı "EdwardIF\ Sha- kespeare' e esin kaynağı ol- muş bir oyundu. 1580 doğumlu John Webster ise gerçekten o yıl 13 yaşında ve yoksuldu. Faresiyle oynayan çocuk (filmin bu sahnesinde göz- lerimi kapattığım için fare- yi gerçekten kediye yedir- di mi bilmiyorum) küçük tiyatro sahnelerinin arkalannda büyümüş, önceleri oyuncu ola- rak çalıştığı tiyatrolarda sonra- dan yazar olmuştu. Shakespe- are'den sonra 17. yüzyıl Ingi- liz tiyatrosunun en büyük ya- zan sayılır. Bir sahnede kü- çük John Webster kanlı sah- neleri sevdiğini söyleyince (gerçekten de kanlı eserler yazmıştır), Simon Cal- İow'un yarattığı Krali- çe'nin elçisi "Sanınm, sen ünlü biri olacak- sın" der. Callow'un bu sözleri Webs- ter' in oyunlanyla ka- zanacağı ünü belirt- menin yanı sıra, baş- ka biraçıdan da bugün 13 yaşlanndaki kanlı sahne meraklısı ço- cuklann zevklerinin geleceği belirlemesiy- le alay ediyor. Filmde, BBC ko- medilerine meraklı izleyicilerin yakın- dan tanıdığı, Martin Clunes'un canlandır- dığı Richard Burba- ge karakteri de ger- çekten o dönemin ünlü oyunculanndan, 1577'de kendi kur- duğu Curtain adlı ti- yatronun da yöneti- cisi. 1587 yılında ku- rulan Rose tiyatrosunun da yö- neticisi Geofrrey Rush'ın başa- nyla ortaya koyduğu Philip Henslowe. Aralannda düşman- lık var mıydı? Kim bilir? Ama Globe (1599) ve Swan (1595) ti- yatrolan 1593 'te henüz kurulma- dıklan için rekabetin o iki tiyat- ro arasında olması iyi bir tahmin. Senaryodaki karakterlerden sadece üçü uydurma: Para baba- sı Hugh Fennyman (Tom WîBdn- son), para peşinde koşan aris- tokrat Earl of Wessex (Colin Firth) ve Shakespeare'in esin j3on yıllarda sinemacılann aklma, tarihi gerçeklik yerine abartılı bir güncellik koymak geldi. John Madden'ın yönettiği 'Âşık Shakespeare'de de senaryo yazarlan Tom Stoppard ve Marc Norman bu yolu seçmişler. Yönetmen de 'Mrs. Brown' gibi daha önce çektiği tarihi filmlerden biraz farklı yaklaşmış konuya. Filmin tarihi yönüyle neredeyse hep alay ederek kendileri alay edilmekten kurtulmuşlar; hem de bu yöntemle birçok espri kendiliğinden doğmuş. perisi Lady Viola de Lesseps (Gwyneth PaJtnm) Fakat bu ka- rakterler bile Shakespeare'ın oyunlanndan fırlamış gibıler. Fennyman, "\fenedikTadri''nde- ki Shylock karakterinin adeta yeniden canlanması; Lady Viole de Lesseps "OnikinciGece''nin erkek kılığına giren Viola"sı; Earl of Wessex ise "Verona'u İki Beyefendi"de Dük'ün zorla kızını evlendirmek istediği ya- run akıllı-çıkarcı anstokrat. Filmde belki gerçeğe uyma- yan en önemli unsur, Shakes- peare'ın "Romeo ve Juliefi 1593'te yazmaması. 1593'te Londra tiyatrolan gerçekten de veba yüzünden kapatılmıştı. Sha- kespeare işsiz kalmıştı, ama yi- ne de eve para göndermesi ge- rekiyordu. Tiyatrolann kapalı kaldığı iki yıl boyunca "Venüs ve Adonis* ile "The Rape of Lucrece"CLucretia'nın Kaçırrf- maa'r ) şiirlerini yazmıştı. Tiyat- ro yazması anlamsız olurdu. çün- kü oyuncular da tiyatrolar kapa- lı olduğu için Londra dışma tur- neye gitmişlerdi. llk dönem şa- heseri sayılan "Romeo ve JuM- et" trajedisini 1595'ten önce yazmadığı konusunda bugün Shakespeare uzmanlan hemfi- kir. O günlerde "Yanhşhklar Ko- medisi" ve "Hırçın Kız" üzeri- ne notlar aldığı sanıhnakta, çün- kü tiyatrolar açıldığında Sha- kespeare sahneye bu komedile- riyle dönüyor. Bir başka belirtilmesi gere- ken konu da, Lady Viola'nın ez- bere bildiği, "Işık ne Işe yarar, Silvia'yıgösteremiyorsa" sözle- riyle Kraliçe Elizabeth huzurun- da oynanan "Verotıalı tki Be- yefendi" Shakespeare sözlük- lerine göre 1595 veya 1596'da yazılmış. Bu hesa- ba göre 1593'te Lady Viola'nın satırlan ez- berlemesi imkân- sız. Bütün bunla- rın yanı sıra "ÂşıkShakespe- are* ünlü yazann kişilığine sadık kalmış. Shakes- peare gerçekten de oyunlannın konularını hep başkalanndan al- mıştır. Tamamen kendi yarattığı tek oyunu, fan- tezi türündeki "FnHııa''dır. Mi- tolojiköyküleri, efsaneleri ve başka yazarlann eserlerindeki konulan işlemiş- tir. "Romeo ve JuBefte. "The Tragicall Historye of Romeus and Juliet" adıyla Shakespe- are'dan önce Arthur Broke (Ö. 1563) tarafmdan yazılmıştı, ama Broke da eserini Matteo Bandel- lo'nun(1485- 1561)biröyküsü- ne dayandınyordu. "Korsanın Kızı Ethd" ise tamamen senar- yo yazarlannın bir eklemesi. u ÂşıkShakespeare"in en gü- zel yanlanndan biri de, tanıdık oyunlanndan satırlann nasıl fil- me yerleştirildiğini görmek olu- yor. Bunlann içinde bence en hoşu, orgazma ulaşan Lady Vi- ola'nın "biraz belde, tekrar ge- lecegjm'' sözleri. Aslında bu söz- leri (2. Perde, II. sahne) balkon- da Romeo ile konuşan Juliet, içeriden dadısı çagırdığında söy- ler. Oscar'ın kraliçesL. Filmde küçük rolle büyük et- ki yaratan bir karakter de Judi Dench'in çizdiği Kraliçe Eliza- beth. Kimin kim olduğunu, oy- nanan oyunlann ardında kimle- rin yattığmı tek bilen o. Filmin sonunu hazırlayan ve her şeyi ye- rine oturtan yine Kraliçe Eliza- beth. Kadın kılığına giren Shakes- peare, kraliçe huzurunda ger- çek aşk duygulannı anlatan bir oyun yazılabilir mi diye 50 ster- lin üzerine Earl of Wessex ile id- diaya girdiği için filmin sonun- da kraliçenin Shakespeare'e 50 sterlin ödemesini sağlaması da aynca "Romeo ve Juliefin bir zaferidir. Shakespeare, kimse- nin anlatamayacağı kadar güzel bir aşk öyküsü yazdıgı için oyu- nu seyreden herkesin onayıyla bahsi kazanır. Bugünlerde Kraliçe Eliza- beth'in yaşhlığını Judi Dench'ten seyredenler. gençli- ğini de Cate Blanchett'in olağa- nüstü yorumundan görebilirler. Sanata düşkünlügü ile tanınan I. Elizabeth. 21 Martgecesi Os- car ödüllerinin de kraliçesi ola- cağa benziyor. En iyi kadın oyuncu ödülûnü Cate Blanchett, en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü de Judi Dench'in kazan- ma olasılığı sinema eleştirmen- lenne göre çok yüksek. Bu se- nenin Oscar töreni, ölümünden neredeyse 400 yıl sonra, teba- lannın " İyi KalpH Kraliçe Bess" dedikleri kraliçe için adeta bir anma töreni olacak. Topluluk, '16. ve 17. Yüzyıl Çalgılarıyla Sazende Faslı' adlı bir konser verecek Bezntârâ'ylageçmişeyoiculukKüttür Servisi - Günümüz müzisyenle- rinin el atmadığı eski nota albümlerinde- ki yapıtlan, bestelendikleri dönemlerin sazlanyla yorumlayan Bezmârâ toplulu- ğu bugün 19.30'da Yapı Kredi Festivali çerçevesinde AKM'de '16.wl7. YüzyüÇa»" gılarryla Sazende Fash' adlı bir konser ve- recek. Adı. 'toplanrıyı süsleven' anlamına gelen Bezmârâ topluluğu Fİkret Karaka- ya (çeng), Şenol FiBz(^ney), BirolYayla (ko- puz, tanbur). Kemal Caba (kemançe). tb- san Özer (santur). Serap Çağlayan (ka- nun), Osman Kırkhkçı (şehrud), Kamil Bilgin (daire), Turgay Başar (mıskal, ku- düm) ve Akgün Çöl'den (ut) oluşuyor. Konser öncesi Fikret Karakaya'dan Bez- mârâ projesiyle ilgili bilgı aldık: - Tarihteki sazlan yeniden üretip o dö- nemin müziğini yapma projesi nasıl doğ- du? Ingıliz müzikolog Owen VV'right'ın 1992'de yayımladığı Kantemir koleksi- yonu, ertesi yıl elime geçti. Kantemir, 17. yüzyılda Arap harflerinden yararlanarak bir notasyon sistemi icat etmiş ve bu mü- zik yazısıyla 350"den fazla saz eserini no- taya almıştı. Bu eserler. Kantemir'in En- derun'da ögrendiği. 16. ve 17. yüzyıla ait peşrev ve saz semaileriydi. 1995'te Fran- sız Anadolu Araştırmaîan Enstitüsü, ko- nusu "dfloğlanJan'' (dragomanlar), Istan- bul ve Osmanlı tarihi olan bilımsel bir toplantı düzenledi, ben ve arkadaşlanm- dan da bu toplantının kapanış günü, 16 ve 17. yüzyıl eserlerini seslendireceğimizbir konser istedi. Konserde hem sözlü hem de sözsüz eserler vardı. Sözsüz eserlerin ço- ğu Kantemir koleksiyonundan seçtiğim peşrev ve semailerdi. Aralannda pek çok Fransız tarihçi ve müzikoloğun bulundu- ğu dinleyiciler, konseri çok beğendi. O gece projeye karar verdim, Kantemir'in no- taya aldığı, günümüzde hemen hemen hiç kimsenin çalmadığı 16 ve 17. yüzyıl eser- lerini, unutulmuş 16 ve 17. yüzyıl çalgı- lanyla seslendirmek. • Fikret Karakaya, Şenol Filiz, Birol Yayla, Kemal Caba, Ihsan Özer, Serap Çağlayan, Osman Kırkhkçı, Kamil Bilgin, Turgay Başar ve Akgün Çöl'den oluşan Bezmârâ, eski nota albümlerindeki yapıtlan, bestelendikleri dönemlerin sazlanyla yorumluyor. - Projeyi uy gularken ne gibi güçlükler- le karşüaşüruz? llk güçlükler, yazılı kaynaklardaki sınır- lı bilgilerden ve minyatürlerden hareket- le unutulmuş çalgılann tasarlanması ve yapılmasındaydı. Düşünün ki yeryüzün- de tek bir örneği kalmamış 300-400 yıl ön- ceki çalgılann, asıllanna olabildiğince ya- kın bir biçimde yeniden yapılması söz İco- nusuydu. Birkaç yıldır 'DünyaÇalgian Aa- siklopedisi' başlıklı bir kitap hazırlamaya çalışıyordum. Çalgılannyapımı konusun- da bu birikimden çok yararlandım. Ayn- ca. kendim de öteden beri çalgı yapımıy- la meşgul oldugumdan, çalgı yapımcıla- nnın atölyelerine sık sık girip çıkardım. Bu sayede, hiç de gerçekçi resimler olmayan minyatürlerdeki görüntülerden hareketle. çalınabilir gerçek çalgılar tasarlayıp çi- zimlerini yapabildim. Türkiye'de artıkbu- lunması imkânsız veya çok güç olan mal- zemelerin yerine başkalannı koymak zo- runda kaldım. Çalgılar yapıldıktan sonra bu kez de bunlan çalacak muzısyen bul- makta zorlandım. Ama yavaş yavaş bütün çalgılar için yetenekli ve çalışkan icracı- lar buldum. Yaklaşık bir yıl süren hazır- lüc aşamasından sonra on bir kişilikbir ekip- le provalara başladık. *Çeng 320 yıl önce terk edümiş' - Geietun çaigüara.^ Çeng, ana hatlanyla arp benzeri bir çal- gıdır. 17. yy 'ın sonlanna değın büyük rağ- bet gören çeng, tam olarak bilinemeyen bir nedenle, yaklaşık 320 yıl önce terk edil- miş. Benim çaldığım çeng, yalnız Türki- ye'deki değil, bütün dünyadaki tek Os- manlı çengidir. Çünkü ne yazık ki bugün hiçbir müzede veya koleksiyonda 300 yıl önceden kalmış tek bir Osmanlı çengi yok- tur. - Çengden başka, tamamen unutulmuş çalgüar var mı topluiuğunuzda? Evet. şehrud ve kopuz da tıpkı çeng gi- bi, günümüzde hiçbir müzede veya ko- leksiyonda otantik ömekleri olmayan çal- gılardır. Şehrud, biçim ve tel sayısı bakı- mından uda benzer. Ama ondan çok daha büyüktür ve bir oktav pest olarak akortla- nır. - Bezmara'nın üflemeli çalgüan neler? İki farklı üflemeli çalgımız var. Biri mıskal, diğeri ney. Ney, 16. yüzyıhn son- lanndan bu yana önemli hiçbir yapısal de- ğişiklik geçirmemiştir. Dolayısıyla bizim neyimizle diğer topluluklann neyi arasın- da bir fark yoktur. Ama mıskal, Bezmâ- râ'dan başka bir toplulukta göremeyece- ğiniz bir çalgı. Gerçekte Romanya'da hâ- lâ kuüamlan pan flütten farkı olmayan mıskal, Osmanlılarda yaklaşık 300 yıl ön- ce terk edilmiştir. -Ptkiya>h çalgılar? Tek yaylı çalgımız var: Kemançe veya sonraki adıyla rebap. Bugün Türkiye'de an- cak birkaç kişinin çaldığı bu çalgı, hiçbir klasik Türk musikisi topluluğunda otan- tik biçimiyle kullanılmamaktadır. Japon ressamlar İstanburda 'Shou-97-s'- Shinichi Yoshikavva, tuval üzerine yağhboya. Kültür Servisi - Japon ressamlar Kiyono Hayashi ve Shinichi Yoshikawa'nın son dönem yapıtlan 26 Mart'a dek Taksim Sanat Galerisi'nde yer alacak. Farklı iki temayı işleyen sanatçılar, Japon resminin en önemli temsilcilerinden sayılıyor. Kiyono Hayashi'nin derin renk bezeli tuvallerinde Japon resim geleneği ve inançlanyla günümüze göndermeler yer alıyor. Schinichi Yoshikawa ise güçlü dinamizm içeren fıgürlerinde 'kutsal aüe' ve 'derin duygusal ilişkileri' ifade ediyor. Kanazawa Sanat Koleji'nden mezun olan Kiyono Hayashi, ilk olarak Yasuhi Ödülü Sergisi'ne kabul edildi \e daha sonra bu sergiye dört kez katıldı. Bugüne dek Japonya'da birçok sergiye katılan sanatçı. Toyama ilindeki on beş sanatçının düzenledıği sergide 'Kuzey Japonya Sanatçı Ödülü'ne değer bulundu. Toyoma ili Mümtaz Kültür Katkılan ve Eğitim Bakanlığı tarafından verilen 'Bötgesel Mümtaz Kültür Katkılan' ödüllerinin de sahibi olan sanatçı, 1990 yılında Kanazawa Sanat Koleji'nde okutman olarak görev yaptı. Musashino Sanat Üniversitesi Plastik Sanatlar Yağhboya Bölümü'nden mezun olan Shinichi Yoshikavva. 1977 yılında zihinsel engelli çocuklar için özgünbaskı sergisi açtı. Japonya'da birçok sergide yapıtlan izleyicıyle buluşan sanatçı, Jinzuukyou Sanat Sergisi'nde ilk ödüllere kazandı. Tonamino Sanat Sergisi'nde büyük ödüle layık görülen Yoshikavva, Japon Sanatçılar Derneği ve Dokuritu Sanat Derneği üyesi ve Toyama Uluslararası Sanat Sergisi'nin düzenleme komitesi başkanı. Sezer Tansuğ Ödülü, Mehmet Ergüven'everildi • Küttür Servisi - Geçen yıl yitirdiğimiz sanat eleştırmeni Sezer Tansuğ'un anısına bu yıl ilki venlen "Sezer Tansuğ Sanat Ödülü', önceki gün Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezı'nde düzenlenen bir törenle sahibini buldu. ödül, sanat eleştirmeni Mehmet Ergüven'e verildi. Melike Abasıyanık Kurtiç, Enis Batur, Turgut Cansever, Neşe Erdok, Jale Erzen, Selçuk Mülayim ve Ömer Uluç'tan oluşan seçici kurulun yaptığı değerlendirme sonucunda Ergüven, son beş yıl içinde çeşitli dergilerde yayımlanmış makale ve denemelerini bir arada topladığı "Görmece' adlı kitabıyla ödüle değer görüldü. tzpSO'nun yeni yönetim kurulu göreve öaşladı • İZMtR (AA) -Tzmır Devlet Senfonı Orkestrası'nın yenı yönetim kurulu göreve başladı. Kültür Bakanlığı'nca onaylanan yeni yönetim kurulu üyelerinden Kenan Gökkaya müdür, Baki Onur müdür yardımcısı, Füsun Ann, Şükrü Elbi ve Hakan Şevki Cem de yönetim kurulu üyesi olarak göreve başladılar. Yönetim kurulu seçimlerine katılmayan ve görevi devTeden eski IZDSO Müdürü Numan Pakdemir, yeni yönetim kurulunun verimli olacağına inandığını söyledi. Hgürlerden yansıyan îemmen I Kültür Servisi - Ressam Bahar Kocaman, yeni yapıtlannı 3 Nisan'a kadar Urart Sanat Galerisi'nde sergiliyor. 1985'tenbuyanaMSÜ Resim ve Heykel Müzesi'nde çalışan Kocaman, ilk dönem resimlennde geçmtşten gelen, ancak daha çok günümüze ve geleceğe bağlı fıgür soyutlamalanna ağırlık verdi. Son dönem yapıtlan ise kadın desenlerinde feminen yaşamın sonsuz gizemi, yaratıcılığı, kendisiyle dünya arasındaki ıletişimi/iletişimsizliği sorgulayışı, geçmişe ve şimdıye bir gönderimi yansıtıyor. Yapıtlannda yer alan kadın figürleri ile soyut leke formlan resmin bütününü, kendi bırliğini oluşturuyor. Sanatçının modern düşüncenın kalıcı değerlerine. insan ve çevresınin niteliklerine olan yakın ilgisi tüm resminin en belirleyici öğesini oluşturuyor. (241 21 83) Fransaca Kültür ŞenKği • Kültür Servisi - lstanbul Fransız Kültür Merkezi ve Fransızca yayın yapan televizyon kanalı TV 5'in düzenlediği Fransızca Kültür Maratonu bugün başlıyor. Karşılıklı kültür alışverişinin yaşanacağı şenlıkte, katılanlara yaşadıklan şehri farklı bir gözle yeniden keşfetme imkânı veriliyor. Beyoğlu'ndan Çemberlıtaş'a kadar uzanan maratona katılacak yanşmacılardan parkur üzerinde belirlenen yerlere giderek buralarda Fransızca kültürle ilgili gizlenmiş 'sır'lan bulmalan isteniyor. Saat 10.00'dan 17.00'ye dek sürecek olan maratonun sonunda parkur üzerinde en fazla yere uğrayıp en fazla işareti toplayan ve en fazla soruyu yaratıcı şekilde yanıtlayan ekipleri çeşitli armağanlar bekliyor. Şenlik kapsamında ise bugün saat 11.00-14.00 arası Manuel Rocheman Trio'nun katılacağı Master Class gerçekleştirilecek. Yann ise Kadıköy'deki Saint-Joseph Lisesi'nde Türk - Fransız kültürüne ait belgeler, fotoğraflar, el yazmalan, kitaplardan oluşan bir panayır düzenlenecek. Fransız Kültür MeTkezi Sinema Salonu'nda ise saat 19.00'da pazartesi'den cumaya dek Romy Schneider'in filmleri gösterilecek. Salı gününden itıbaren Harve di Rosa'nın sergisi Fransız Kültür Merkezi Sanat Galerisi'nde izleyicilerin beğenisine sunulacak. (0 212 252 61 55) Rlm festivalmin rezervasyonları bugün başlıyor • Kültür Servisi - tstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından 17 Nısan-2 Mayıs tanhleri arasında gerçekleştirilecek olan 18. Uluslararası lstanbul Film Festivali'nin program broşürleri, gösterim çizelgesi ve rezervasyon formlan bugün saat 11.00'den itibaren Atatürk Kültür Merkezi'nden, Beyoğlu'nda Emek, Atlas, Alkazar ve Beyoğlu sinemalanndan, Kadıköy'de ise Moda sinemasmdan ve Capıtol Ahşveriş Merkezi'nden elde edilebilecek. Rezervasyon formlan 3-6 Nisan günleri arasında her gün 10.00-19.00 saatleri arasında AKM'nin ön fuayesinde festival { görevlilerine teslim edilecek. Ayırtılan biletlerin dağıtımı 9-12 Nisan arasında lstanbul Kültür ve Sanat Vakfi Merkezı'nde (Istiklal Caddesi, No:146, LUVT Apartımanı, Kat 1) yapılacak. Rezervasyon süresince ayırtılacak ve satın alınacak biletlere özel bir indirim yapılacak. Buna göre, özel gösteriler hariç olmak üzere ayırtılan tam biletler 1 milyon 500 bin, öğrenci ve 65 yaş üstü izleyicilerin ayırttığı biletler 1 milyon liradan satılacak. Rezervasyon sonrası gişelerde satılacak biletlerin ücretleri ise 1 milyon 750 bin (tam) ve 1 milyon 250 bin (indirimli) lira olacak. BUGUN • BORUSAN KlfLTCRMERKEZt'nde 10.30 ve 11.30 saatleri arasında Pınar Başbuğ'un yönettiği '5-6YaşGnıbuÇocuklariaMüzik'. 12.00-13.00 saatleri arasında ise '7-9 Yaş Grubu Çocuktarla Müzik1 ' başlıklı atölyeler yer alıyor. (292 06 55) • CADDEBOSTAN KLXTÜR MERKEZİ nde Leyla İpekçi ile 'Yazı Üzerine' adlı söyleşi saat 14.00-17.00 arasında izlenebilir. • RUHİSU KÜLTÜR VE SANAT VAKFl'nda saat 16.00'da Grup Mavi Ishk'ın dinletisi yer alıyor • BELGESELStNEMACILARBİRLİĞt'nde Çagn Inceoğlu ve Pelin Gimzal'ın yönettiği 'Hüzünlü Bir Delikanh' adlı film 13.00'ten 19.00'a kadar her saat başı gösterilecek. (292 39 84)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle