23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23ŞUBAT1999SALI HABERLER Petigerl kazanmada 5'inciyö • ANKARA(AA)- Türkiye, D€t malzemenin geri kazanılnasmda son iki yılda. Avrupa ülkelen arasında 5'inci sırada yer aldı. Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklannı Değerlendirme Vakfi'nın Avrupa Geri Kazanım Komisyonu raporlanna dayanarak verdiği bılgiye göre, İtalya, pet malzemenin geri kazanımında 45 bin tonla 1997 yıhnda Avnıpa birincısi olurken, bu ülkeyi 17 bin 500 tonla Isviçre izledi. 1997 yıhnda Belçika ve Fransa 12 bin tonla üçüncülüğü paylaşırken, Türkiye. 7 bin 800 tonla beşincı oldu. Bu arada. Avrupa Bırliği ülkelen arasında cam malzemede geri kazanım oranlan sıralamasında Türkiye' yüzde 23 ile tngiltere'yi geridebıraktı. a zehirîedi: 1 ölü • DENİZLİ(AA)- Denizli'ninÇardak ılçesmde, yedikleri peynirli poğaçadan zehirlenerek tedavı altına ahnanlardan l'i öldü. Çardak'mÇmar Mahallesı'nde önceki gün meydana gelen olayda, Türkân, Firdevs ve Eşe San, peynirli poğaça yaparak çocuklanna ve komşulanna ikram eftiler. Bir süre sonra fenalaşan 8 kişi hastaneye kaldınlarak tedavi altına almdı. Denizli Devlet Hastanesi'ne kaldınlan 9 yaşındakı llkay San, müdahalelere rağmen kurtanlamadı. Hastane yetkilileri, tedavilenne devam edilen 7 kişinin sağlık durumlannın ciddıyetini koruduğunu, tümünde damar çatlaması ve iç kanama olduğunu ıfade ertıler. Özürlü sınavında usulsüzlük • ERZURIM(AA)- ErzurunVda, Karayollan 12. Bölge Müdürlüğü'nde özürlü ve hükümlü kontenjanı için bir süre önce yapılan işçi sınavında usulsüzlük olduğu ileri sürüldü. Sınava giren çok sayıda özürlü ve hükümlü ile yakınlan, sınavı bazı üst düze> sendıka yöneticılennin yakınlanmn kazandığını öne sürerek, usulsüzlük yapıldığını ıddia ertiler. DSP Erzurum tl Başkanı Recep Kapucu, "Konuyu ilgili bakanlığa ilettik. Sınav incelemeye almdı. Haksızlığa göz yummayız. Bir usulsüzlük varsa. gereğı yapılır" dedi. Kan davası bitsin' istemi • StVEREK(AA)- Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde. dayı-yeğen arasında 71 y\l önce başlayan kan davasının banşla sonuçlanması için umut belirdi. Şimdiye kadar 7 kişinin hayatını kaybettiği, 4 kişinin yaralandığı kan davasının sona erdirilmesi için girişım başlatıldı. Dağbaşı beldesine bağh ve aralannda 200 metre mesafe bulunan Yukanbeşyamaç köyünde oturan Kırvar aşireti ile Aşağıbeşyamaç köyünde oturan Karahan aşiretı arasındaki kan davası. 1928 yılmda arazi anlaşmazhğı yüzünden başladı. Karahan aşireti mensubu öğretmen Hüseyin Gökmen, kan davasının sona ermesi için ilgililerin desteğini beklediklerini söyledi. Kibrit sattşı azalıyor • KtLİS(Cumhuriyet)- Kibnt kullanımının gözden düşmekte olduğu, buna mutfaklarda modern aletlerin kullanılmasımn yanı sıra ucuz çakmak satışlanmn yaygınlaşmasmm yol açtığı belirlendı. Tekel ve özel kibrit üreticisi fırmalann verilerinden edinilen bilgilere göre, 1995 yıhnda 1 milyar 504 milyon kutu olan kibrit satışı, 1996'da 1 milyar 330 milyon, 1997'de de 1 milyar 206 milyon kutuya düştü. Verilere göre satışlar 1999'da 1 mılyar kutunun altına inecek. Öğretmen Ali Karlık'm öncülüğünde, Cumhuriyet okurlarınm dayanışmasıyla yapılan okul törenle açıldı Kayabaşılıalkııım gurur günü• Üç yıl önce yapımına başlanan Kayabaşı Cumhuriyet Ilköğretim Okulu, törenle hizmete girdi. Denizli'de düzenlenen Kayabaşı gecesinde. okulun yapımına katkıda bulunanlara plaket verildi. ÖMERYURTSE\T;N DENtZLİ/KALE - Öğretmen, öğrenci ve velisiyle Türkıye'ye örnek bir mücade- le vererek 8 yılhk kesintısız eğıtimin sem- bolü olan Kayabaşı Cumhuriyet tlköğre- tım Okulu'nu yaptıran Kayabaşılılar. dün gerçekleştirilen şenhk havasmdaki açıhş- la aydınlanma ateşını yaktı Okulun açılı- ş\ nedeniyle Türkiye 'nın her köşesinden sivil toplum örgütü yönetıcileri Kayabaşı Köyü'ne akın etti. Tarikatlann pilot bölgesı Kale ilçesinin dağ köylerinden bin olan Kayabaşı'nda 1992 yıhnda öğrencılenn çıkardıklan ga- zetenin toplatılmasıyla başlayan eğitim mücadelesi, köyde 8 yıllık ılköğretim oku- lunun yapılmasıyla başanyla sonuçlandı. Soruşturmalara. sürgünlere ve engelle- melere karşın köylüler, Atatürkçü öğret- men Ali Karük'ın önderlığinde 1996 yı- hnda okulun temehni attı. Ancak, Süley- mancılık tarikatı ve yöredeki DYP'nin ön- de gelenleri tarafından engellemelerle kar- şılaşıldı. Mücadeledenyılmayan Kayaba- şı Köyü'nün yardımına, başta gazetemiz okurlan olmak üzere, sivil toplum Örgüt- leri koştu. Gazetemiz okurlan ile sivil top- lum örgütlerinin Türkiye genelinde baş- lattıklan bağış kampanyası sonucu Kaya- başı Cumhuriyet Ilköğretim Okulu 50 mil- yar liralık bir giderle 3 yılda tamamlandı. 3 katlı. 10 derslikh, bılgısavarh. labo- ratuvarlı ilköğretım okulunun dün yapılan açıhş törenı adeta şenhğe dönüştü. Birçok ılden ADD. ÇYDD, Eğit-Sen ve Eğıt-Der. CUMOK gibi si\ il toplum örgütleri yöne- ticı ve üyeleri otobüslerle Kayabaşfna ta- şındı. Kayabaşı ve çevre köylerdekı öğren- cilerin modern bir binada eğıtim görme- sini sağlayacak okulun açıhşında konu- şan Deruzlı Milli Eğitim Müdürü BekirKar. okulun 8 yılhk kesintisiz eğitimin sembo- lü olduğunu sövledi. Denizli Valisi Y. Ziya Göksu da bu ör- nek gırişımin öncüsü olarak Ah Karlık'ı kutladı. Bu arada, L'NESCO'nun kalkın- dırma projesi kapsamma aldığı Kayabaşı Köyü'ndekı bu okulun yapımı için bır ser- tifika gönderdi. Açılışta Valı Göksu, öğ- retmen Karlık'ı takdırname ile ödüllendi- rirken Muhtar Ali Çıhdır ve Kayabaşı Cumhuriyet Ilköğretim Okulu Yaptırma ve Yaşatma Derneğı Başkanı CemalNetik'e de şeref belgesı verdi. Nelık de vali \e milli eğıtim müdürüne plaket sundu. Salondakiler Karlık'a söz verilmesi ıçın tempo tuttu. Bu sırada salondan çıkmaya hazırlanan Vali Göksu, ısrarlarkarşısında mıkrofonu Karhk'a verdi. Karhk, Kaya- başı için bir şey söylemeye gerek olmadı- ğmı. Türkiye'nın dört bır vanından köye gelenlerin bugüne kadar verilen mücade- leyı ve okulun yapımını anlamlı bir şekil- de ıfade ettığinı söyledi. Konuşmalann ardmdan çeşıtli grupla- nn folklor göstenleri ilgiyle izlendi. Ka- yabaşı Köyü törenler içintümüyle bayrak- larla süslenırken açılışta özellikle kadın- lann gözyaşlarını tutamadıkları görüldü. Gece de Denizli OdaTıyatrosu'nda STK yöneticilerinın katıhmıyla "KayabaşıGe- cesi" gerçekleştirildi. Öğretmen Ah Kar- hk burada Kayabaşı gerçeğinin öyküsünü anlattı. Gecede katkılan nedeniyle Cum- huriyet'e şükran plaketı verildi. Üç katlı ve sekiz dersükli okulda 350 öğrenci eğitim görebüecek. Bostancıoğlu: Gençleri meslek sahibi yapmayı bir gençlik projesi olarak görüyoruz 4 IşsizJiğe çare mesleld eğitim'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Milli Eğıtim Bakanı Metin Bostan- cmğlu. ünıversıte önlerindeki yığıl- maya ve yükseköğretim görenler arasında da ışsızhğin hızla yüksel- diğıne dıkkat çekerek Türkiye'de kalkınma hedeileriyle eğıtılmış ış- gücü arasında uyum sağlanamadı- ğını söyledi. Ülkenın ara eleman gücüne gereksinimi olduğunu kay- deden Bostancıoğlu. "'TürkgençB- ğjnimeslekedindtrmeveiş.sahibiyap- mayı bir gençlik projesi olarak gö- rüyoruz" dedi. TBMM Başkanı HiİanetÇetin. Türkiye'nın yeni he- definin 11-12 yılhk zorunlu eğitim olması gerektiğini söylerken Başba- kan Yardımcısı ve ekonomiden so- rumlu Devlet Bakanı HikmetUluğ- bay. ülkedeki hızlı nüfus artışına dikkat çekerek öğrencilenn yüzde 65'inin mesleki eğitime yöneltil- mesi gerektiğini vurguladı. 25 yabancı uzman Konusu mesleki ve teknık eğı- tim olarak belirlenen 16. Milli Eğı- tim Şûrası, ÜuD,>lilli Eğitim Ba- kanhgı Şûra Salonu'nda başladı Eski Milli Eğitim bakanlan Nevzat Ayaz, Avni AkyoL, Nahit Menteşe. Turhan Tayan, Mehmet Sağlam. Sağhk Bakanı Mustafa Güven Ka- rahan. Bayındırhk ve Iskân Baka- ru ABIhksw. Çevre Bakanı FevziA>- tekin. Devlet Bakanı Fikret IJnlü ve Başbakan Yardımcısı Hıkmeı Ulugbay ve Atatürkçü Düşünce Der- neği Genel Başkanı Yekta Güngör Özden'in katıldığı şûrada, üniver- sıte ve sıv il toplum örgütü üyelerin- den 268'ınin yanı sıra 25 yabancı uz- man da yeraldı. Açıhş konuşması- m yapan Bostancıoğlu. bakanhğın en büyük danışma kurumu nıtehğın- deki şûrada mesleki ve teknik eği- timin bütün boyutlanyla venmlili- ğinin ele ahnacagını ve ortaögreti- min yeniden yapılandınlmasjmn tartışılacağını söyledi. Mesleki ve teknik eğitim ağırlıklı bır ortaöğre- tim sürecine geçilmesının ıstıhdam sorununu çözümleyeceğini de kay- deden Bostancıoğlu. "Bflylece, or- taöğretimitamamlavan birevleriçin yükseköğretim zonınluluk ohnak- tan çıkacakür*' dedi. Bostancıoğ- lu. meslek lısesi mezunlannın ıste- dikleri takdirde ögrenim gördükle- ri alanlarda meslek yüksekokulla- nna sınavsız geçişinın sağlanması gerektiğini söyleyerek, bunun OT- taöğretimın yapılanmasıiçinönem- li olduğuna dikkat çekti. Bostancıoğlu, mesleki ve teknik eğitimdekı program ve okul türü karmaşasına dikkat çekerek "Bu alandaçokprogram-tek yönetim il- kesivaşama gecirBmeB\ç ımsk-kitek- nik ögretim bölgeleri oluştunılma- II Eğitinv-insan giıcü-istihdam den- gesisağlannıah. Devtef-^çi-iş>eren iş- biriiği kurumsalla^dnlmab" dedi. Bostancıoğlu. "Işbulmanınyolu ünhersiteden geçer" anla> ışırun yük- seköğretimde yığılmalara neden ol- duğuna dikkat çekerek "Budurum yükseköğrenimini tamamlayanla- ruı arasında da işsizliğin artmasına neden olmaktadır. Bunun nedenle- rinden birisi ciddi bir eğitim plan- lamasının yapılmamtş olmasıdır. O yüzden ünhersite bitirmiş yüz bin- lercegenc >a işsizkrordusuna kan- Ijyor >a da öğrenimgördügü ve\a U- 0lendi<j konularla hiç ilgisi ounayan alanlarda iş aramak zorunda kab- yor" şeklinde konuştu. 16. Milli Eğitim Şûrası'nın açılıştnda konuşan TBMM Başkanı Hikmet Çetin, "Türkiye'nin hedefiîl-12 yılhk zorunlu eğitim otmalT dedi. (Fotograf: AA) TBMM Başkanı Çetin de yeni hedefin 1 l-12yılhkzorunlueğitım olması gerektiğini belirterek dog- malardan anndınlmış, eleştiren ve sorgulayan kuşaklar yetiştirilmesı- nin de öncelıkli amaçlar arasında yeralmasını ıstedı. Başbakan Yardımcısı ve ekono- miden sorumlu Dev let Bakanı Hik- met nuğbay, 1980-1997 yıllan ara- sında nürusu 20 binden az yerieşim binmlerinde 20 milyonluk nüfus ar- tışı gerçeklestiğıni belirterek *Bu ne- denle mesleki eğitime ağutk ver- mek zorundayız" dedi. Uluğbay. "16. Milli Eğitim Şûrası 21. yüzy> hn eşiğindeki Türk eğitim sistemini taçlandıracaktır. Burada alınacak karariann Türkije'vi, düma>ı be- lirleven 10 ülkeden biri vapacağına inanıyorum" dedi. Taİım ve Terbiye Kurulu Başka- nı Orhan Ozalp, mesleki eğitim programlannın geniş tabana yayüa- rak işveren kesiminı de içermesi ge- rektiğini anlattı. FP Erzincan Milletvekilı ve TBMM Eğitim Komisyonu öyesi OmerÖzydmaz, bakanhğın eğitime ıdeolojik yaklaştığını ileri sürerek 8 yılhk temel eğıtimı eleştirdi. Özyıl- maz. 8 yılhk temel eğitim nedeniy- le mesleki ve teknik eğıtimin başa- nlı olamayacağını öne sürdü. Oturumu yöneten Çankaya Üni- versıtesi Rektörü Kemal Güçlöol ise 8 yılhk eğitimden dönüş olmadığı- nı ve "Şûra. Atatürk Türkiyesi kkotojisi dısımladegAdir veotaniaz" diyerek Özyılmaz'ı yanıtladı. Yoksul öğrencilenn eğitimi için destek veren kurumlann sayısı giderek artıyor Başardı öğrenciye vakıflardan burs FtGENATALAY Okullannda başanlı ama maddiolanakla- n yetersiz gençler, şimdi. yaz aylarında baş- vuracağınız burslar ıçın not ortalamalannı- zı yükseltme zamanı. Burs veren demek ve vakıf sayısı da, bur- siyer sayısı da her yıl artıyor. Burs veren ku- rumlar, bursiyer adaylannda çeşitli koşullar anyor. Bunlann başında ıse başanlı ve ken- diolanaklanylaögrenımını sürdüremeyecek durumda olmak gehyor. 32 >ilda 80 bin 500 öğrenciye burs veren Türk Eğitim Vakfı, yurtiçı burslannı. mad- di desteğe gereksinimi olan, başanlı, teknik ve endüstri meslek lisesi. meslek yükseko- kulu. yüksekokul. ünıversıte, mastır ve dok- tora öğrencilenne venyor. Bursiyerler, ken- di ögretim kurumlannın oluşturduğu burs komisyonlannın aracıhğı ile seçiliyor. Bunun yanı sıra her yıl doğal afetlerde za- rar gören ailelerin çocuklanna. özürlü ya da yetıştirme yurtlannda bannan öğrencilere burs kontenjanı aynhyor. Başanlı öğrencile- nn burslan öğrenimi sonuna kadar devam et- tiriliyor. 1998-1999 ögretim yıhnda sekiz bin öğ- renci TEV yurtiçi burslanndan yararlandı. Ye- ni verilen burs kontenjanlan içinde öğret- men yetiştiren ögretim kurumlannabin adet burs kontenjanı aynldı. 1999 yıhnda yurtiçi burslan karşıhğı olarak bir trityon 750 mil- yar Hraödemeyapılacak. Karşılıksız olanyur- tiçi burslardan yararlanmak isteyenlenn 1- 31 Ekim tarihleri arasında okul yönetimine başvurmalan gerekıyor. ÇYDD ve Yumlu Vakfi Çağdaş Yasamı Destekleme Demeği, ağır- lıklı olarak ünıversite öğrencilerinin oluştur- duğu 335 gence ayda en az 10 milyon lira ol- mak üzere burs venyor. Dernek, bursiyer olarak Atatürkçü, çağdaş, ihtiyacı olan ve yurtlarda kalan öğrencileri tercih ediyor. Yumlu Vakfı Mütevelli Heyet ûyesi ve Eğitim Bölümü Başkanı Canip Atay'ın ver- diği bilgilere göre, vakıf, maddi desteğe muh- taç. başanlı öğrencilere burs venyor. Yurti- çi. yurtdışı özürlü öğrenci burslan bulunan vakıf. her yıl vakıftarafindan belirlenecek burs saj ısının yüzde 10'unu geçmemek koşuluy - la her eğitim kademesi için ve yönetmelik- te öngörülen koşullar aranmaksızınözel burs- lar da verebiliyor. Halenyükseköğrenım gören 150 öğrenci- ye 10 ay süreyle ayda 30 milyon lira venli- yor. Bursiyer olarak Anadolu'da oturup Is- tanbul'da öğrenım gören öğrencıler tercih edıhyor. Bu vakfm burslanndan yararlan- mak isteyenler, ÖSS sonuçlannın açıklanma- sından bır hafta sonra başvurulara başlaya- bilecekler. Türk Egıtım Demeği. ortaöğretimdeki 700 öğrenciye dokuz ay süreyle karşılıksız ola- rak avda altı milyon lira burs veriyor. Burs miktarı her yıl yüzde 100 arttınhyor. Burs, yoksul. çahşkan, zekı. okumaya hevesli ço- cuklara venliyor. Yükseköğretimde ise 700 öğrenciye 12 ay süreyle ayda 15 milyon lira veriliyor. Vaksa, üniversiteyi üstün başan ile kaza- nan, başanlı ve maddi desteğe gereksinimi olan öğrencilere geri ödemeli burs veriyor. Bursiyerler. meslek sahibi olduktan sonra yeni bursıyerlere katkıda bulunmak amacıy- la aldıklan burs miktannı taksitler halinde ve faizsiz olarak vakfa geri ödüyorlar. Burs için başvuracak adaylarda. bellı bir puanın üze- rinde ÖYS puanı kazanmış olma koşulu ara- nıyor. Başvurular her yıl 15 Eylül'de başlı- yor ve 15 Ekim'de sona eriyor Koç ve 21. Yûz>Tİ ve Kühiir Vakfi Vehbı Koç Vakfı. her yıl bine yakın gen- ce burs venyor. 21. Yüzyıl Eğitim ve KültürVakfı Başka- nı avukat Gülbin Sözen'ın verdiği bılgiye göre. "Ülkebeklentikrineeevapverebilecek, getirdiği yeniliklere açık. hür ve bilimsel dû- şünceye sahip, bilgilLkültürlü,sorumlu. ken- di prujelerini kendi yaratan bir gençiiğe ula- şabilmek" amacıyla 1992 yılında kurulan vakıf, 1300 üniversıteli ve liseli gence hiz- met veriyor. Burslardan yararlanmak iste- yenlerin 1 Eylül-15 Ekim tarihleri arasında başvurmalan gerekıyor. İIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Türkiye'nin yeni ve ciddi ka- rarlar vermesi gerektiği bir dö- nemden geçiyoruz. Böyle dö- nemlerde hamasetten kaçın- mak, sükûnet içinde tahlıller yapmak özellikle önem kazanır. Bu konuda en büyük görevler- den biri de medyaya düşüyor. Ne yazık ki medya birölçüde bu sorumluluğa uygun davranmı- yor. özellikle gazete manşetle- rineyansıyan abartılı sloganlar, TV'lerde rating uğnjna sunulan bıktıncı haberler, yer yer hama- si edebiyata dönüşüyor. Benim bugün dikkat çekmek istediğim nokta, bir büyük ga- zetemizin manşeti. Bu gazete- miz, Öcalan'ın ifadeleri adı al- tında bazı bilgileryayımlıyor. Bu manşeti görünce birden Şem- din Sakık'ın ifadeleri diye bazı büyük gazetelerdeki yayınlan anımsamamak mümkün mü? Sonradan yalan olduğu ortaya çıkan bu uydurma ifadeler yü- zünden İHD Gene) Başkanı Akm Sorumlu ve Özenli Davranmak... Birdal ölümün eşiğınden dön- dü, bazı gazetecıler işterinden oldular. öcalan'ınrfadeleridiye bası- nayansryan haberier birçok ba- kımdan insanı düşünmeye sevk ediyor. Eğer bu ifadeler gerçek- se, bu ifadeyi alıp basına sızdı- ran sorgucular suç işliyor. Çünkü, yasalara göre ilk ifa- denin ve sorgunun, dava açıla- na kadar gizli tutulması gereki- yor. Bu gizliliği, dikkatler bu ka- dar üzerinde olan sorgucular nasıl ihlal edebıliyorlar? Birbaş- ka ihtimal ise bu büyük gaze- te, kendi "duyumlannı" ifade diye yayımlıyor. Bu ise yasala- nn ihlal edilmesinın de ötesin- de büyük bir sorumsuzluk. Her iki durumda da ortada ciddi bir ihlal söz konusu. Ama daha da önemlisi, bu hava böyle sürdü- rülürse, her aklına gelen gaze- te yönetimi. öcalan'ın ifadesi adı attındabirşeyler yayımlaya- bilir. Bunun sonunda, nasıl bir tablo ortaya çıkacağını kim ga- ranti edebilir? Sakık ifadeleri, diye birilerini hedef gösterenler, bu kez Öcalan ifadeleri diye or- talığa dökülürse, bunun sorum- luluğunu kim üstlenecek? Öcalan'ın yakalandığı andan itibaren Başbakan Ecevit. so- rumlu ve dikkatli bır ifade kul- lanarak, gerilimi azaltıcı açıkla- malar yapıyor. Şu ana kadar ül- ke içinde, ıç çatışmayı körükle- mekten kaçan dikkatli bir tavır gözleniyor. Gazetelerimizin bu havayı koklaması ve bu durumdan ders çıkarması gerekmıyor mu? Kış- kırtıcı bir havanın, ne büyük ya- ralar acacağmı tahmin etmek için çok büyük bir öngörü ge- rekmıyor. Yaşadığımız bunca deney, çektiğimiz bunca acı ye- terince ders ıçermiyor mu? ••• Biryönüylebaktığımızzaman, şu anda gelinen nokta, bugüne kadar şikâyet etttğimiz, belki de ışlerin bu kadar tırmanmasına yol açan hateüann veekstklerin dü- zeltılmesi için de bir imkân ola- rak değerlendirilebilir. Kürt soru- nu, bu ülkenin bir iç sorunu, an- cak içeride çözülebilır. Şiddeti savunmayan ve şiddete karşı olan Kürtler, bu sorunun bundan sonraki aşamasında daha fazla dikkate alınırsa, hedefe ulaşmak kolaylaşır. Tutulacak ilk halkalar- dan birisi bu. Tabiı daha daönem- lisi, demokrasiyi artık bu ülkenin bır ihtiyacı olarak benimsemek. Öcalan Kalya'da iken "Demok- rasi Apo'nun değıl Türkiye'nın ihtiyacı" demiştim. Evet, demok- rasi Türkiye'nın ihtiyacı. Bazıları, Batı ne düşünüyor, diye merak edebilir. Batı'nın bu süreçte na- sıl bir rol oynayacağı üzerine tah- lillerde yapabılıriz. ABD'nin böl- geye yönelik sıyasetlerinın, önü- müzdekı süreci belırlemek bakı- mmdan tayin edıci bir ağırlığı ola- cağı da soytenebilir. Bütün bun- lara bir diyeceğim yok. Ben de bu konulara kafa yoruyorum. Ama şuna inanıyorum ki; kri- tik bir dönüm noktasına geldik. 30 bin insanımızın yaşamına mal olan bu acılt tabloyu olumluya çevirmek bizim elimizde. Buna öncelikle biz karar verip biz uy- gulayabiliriz. Türkiye, Kürt'üyle, Türk'üyleyeni birdöneme, olum- lu ve banş dolu bir yeni döneme adımım atabilir. Koşullar her za- mankinden dahaelverişli. Bütün sorun, Güneydoğu'daki halkı de- mokrabk bırsürece katacakolum- lu enerjiyi harekete geçirmekte. Medyanın da bu sorumluluğu bılerek olayiara yaklaşması önem kazanıyor. BtNALAR ESKİ SAHİBİNE Azınlık okulları zor durumda YUSUFZİYAAY Ermeni Mıhitaryan Il- köğretim Okulu'nun bma- sı üzenndeki mülkiyet tar- tışmalanyla gündeme ge- len Türkıye'deki azınlık okullan, 1936'dan sonra satın aldıklan taşınmaz mallan açılan davalarla eskı sahiplerine devret- mek zorunda kaldıklan için zor günler yaşıyor. Milh Eğitim Bakanlı- ğı'nın denetiminde. ken- di kültürlerini yeni kuşak- lannaaktaran Türkiye "de- ki azmhk okullan, 1936 yılındaki beyanname uya- nnca o güne değin sahıp olduklan taşınmazlan bil- dirdiler. Ancak 1936 yı- lından sonra satın aldık- lan taşınmazlan bildir- mediler. Daha sonra bu taşm- mazlar 1936'dakibeyan- namede bildırilmediği ge- rekçesiyle eski sahıple- rince mahkeme yoluyla geri alınmaya başladı. Va- kıflar Genel Müdürlü- ğü'nün 1972 yılında 1936'daki beyannameyi gerekçe göstererek açtığı davayı kazanmasıyla baş- layan bu süreç bugun de devam ediyor. Türkiye'de bulunan 92 azınlık okuiunda 4 bin 963 öğrenci ögrenim gö- rüyor. Cemaat okullann- da 322 öğretmen görev yapıyor. Türkçe ve Türk kültürü derslerip.in Türk öğretmenlerce zorunlu olarak okutulduğu bu okullara öğretmen atama- sı ve ders kitaplan onayı. Milli Eğitim Bakanh- ğı'nca yapılıyor. Osmanlı devletinde azınhklar. kendi dillenn- de ve kendi hazırladıkla- n programa göre ögretim yapıyordu. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra 24Temmuz 1923 'te imzalanan Lozan Antlaş- ması ile azınlık okullan- nın durumu yeniden dü- zenlendi. Lozan Antlaş- ması'na göre. azınhklar kendi dillennde eğitimi sürdürecek, vakıf ya da kurucu aracılığiyla Özel Okullar Yönetmeliği'ne uygun olarak yeni okul- lar açabileceklerdi. Bu okullarda Türkçe ve Türk kültürü dersleri zorunlu olarak okutulacaktı. Bu- nun yanı sıra azınlık okul- lanna devlet ya da bele- diye bütçelerinden öde- nekverilecektı. Ancak gü- nümüzde bu ödenekten yararlanmıyorlar. Daha sonra çıkanlan Maarif-i Umumiye Kanunu ile azınlık okullannda din- sel propaganda yasaklan- dj^ ^ r Laiklik ilkesi; ' Cumhuriyet yönetimi, çıkardığı Tevhid-i Tedri- sat Kanunu'ndan yalnız- ca Osmanirdaki mektep- medrese ikiliğini ortadan kaldırmak için değil, ay- nı zamanda yabancı okul- lan ve azınhklann cema- at okullannı denetim al- tına almak için de yarar- landı. Cumhuriyet yöne- timi, kendi okullannda hıç ödün vermeden ge- çerii kıldığı laiklik ılkesi- ni bu okullarda da uygu- ladı. 1965 tarihlive 625 sa- yılı Özel Eğitim Kanu- nu'yla yabancılann yanı sıra azınhklann da yeni okul açmalan ve yeni okul bınası yapmalan yasak- lanarak, var olan okulla- nn denetimi yeni esasla- ra bağlandı, bazı dersler dışındaki ders programla- n Türk okullanndakı ders programlarıyla paralel hale getirildi. BiKEV'den kız öğrenci yurdu Bigadiç'te örnek eğitim imecesi COŞKUN YAMAN BALIKEStR - Biga- diç'te örnek bir 'eğitim imecesi' yaşanıyor. Önce Bigadiç Kültür Eğitim Vakfı'nı(BlKEV)kuran Bigadiçliler, Selma-Şük- ran Kurdakul çiftinin kat- kılan ile Rüştü Korav Kız OğrendYurdu'nu hizme- te sokarak, ilçeye gele- meyen yoksul ailelerin ço- cuklanna kucak açtı. BlKEV'in olumlu ça- hşmalan sonunda Bigadiç ile bırlikte Smdirgı ve Ba- hkesir'deki 20 köyden 37 öğrenci Rüştü Koray Kız Yurdu'nda kalarak eği- tımlerini sürdürüyor. Yaş- lan 11-16 arasında değı- şen öğrenci sayısının gi- derek artması bekleniyor. Bu yönde taleplerin de yoğun olduğu bildiriliyor. Yurt yetkilileri öğrenci- lenn tüm gereksinimleri- nin karşılandığını behrti- yorlar. BlKEV'in Rüştü Ko- ray Yurdu' nda, TLTYAP' ın da katkılanyla oluşturulan kütüphane, iki etüt salo- nu. revir, nöbetçi öğret- men odast, misafirhane. yemek salonu. mutfak, lojman bulunuyor. Yurtta 40 gönüllü öğretmen gö- rev yapıyor. Yurdun gi- derleri Kurdakul ailesi, BİKEV üyeleri ile Biga- diç halkı ve esnafın ba- ğışlan ile karşılaruyor. Halktan destek BlKEV Başkanı Sedat Ulus, hem vakıf hem de yurt çahşmalannda yöre halkmın büyük desteğini gördüklerini belirterek şunlan söyledi: "Hallo- mız bu yurda tam anla- mıvla sahip çıktı. Bu ne- denlegiderterimiz çok bü- yük oranda olmuvt»r. Et. yağ, un, şeker, makama. çav gibibağışlar alryoruz. Çocuklara giysi yardımı da yoğun. Bigadiç'te,üye- mizolsun olmasın herkes vakfımı/a büyük bağış- larda bulunuyor.Örneğin yurttaki öğrencilerin gi- derterini üstlenen ya da onlan giy direnler var. En büyük özlemimiz bu kız- lanmLaüniversiteleregön- dertnek.Onlan Atatürk- çü, laik birer avukat, dok- tor, öğretmen, hemşire ve savcı olarak görmek."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle