Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23ŞUBAT1999SALI
HABERLER
Petigerl
kazanmada
5'inciyö
• ANKARA(AA)-
Türkiye, D€t malzemenin
geri kazanılnasmda son iki
yılda. Avrupa ülkelen
arasında 5'inci sırada yer
aldı. Çevre Koruma ve
Ambalaj Atıklannı
Değerlendirme Vakfi'nın
Avrupa Geri Kazanım
Komisyonu raporlanna
dayanarak verdiği bılgiye
göre, İtalya, pet
malzemenin geri
kazanımında 45 bin tonla
1997 yıhnda Avnıpa
birincısi olurken, bu ülkeyi
17 bin 500 tonla Isviçre
izledi. 1997 yıhnda
Belçika ve Fransa 12 bin
tonla üçüncülüğü
paylaşırken, Türkiye. 7 bin
800 tonla beşincı oldu. Bu
arada. Avrupa Bırliği
ülkelen arasında cam
malzemede geri kazanım
oranlan sıralamasında
Türkiye' yüzde 23 ile
tngiltere'yi geridebıraktı.
a
zehirîedi: 1 ölü
• DENİZLİ(AA)-
Denizli'ninÇardak
ılçesmde, yedikleri peynirli
poğaçadan zehirlenerek
tedavı altına ahnanlardan
l'i öldü. Çardak'mÇmar
Mahallesı'nde önceki gün
meydana gelen olayda,
Türkân, Firdevs ve Eşe
San, peynirli poğaça
yaparak çocuklanna ve
komşulanna ikram eftiler.
Bir süre sonra fenalaşan 8
kişi hastaneye kaldınlarak
tedavi altına almdı. Denizli
Devlet Hastanesi'ne
kaldınlan 9 yaşındakı llkay
San, müdahalelere rağmen
kurtanlamadı. Hastane
yetkilileri, tedavilenne
devam edilen 7 kişinin
sağlık durumlannın
ciddıyetini koruduğunu,
tümünde damar çatlaması
ve iç kanama olduğunu
ıfade ertıler.
Özürlü sınavında
usulsüzlük
• ERZURIM(AA)-
ErzurunVda, Karayollan
12. Bölge Müdürlüğü'nde
özürlü ve hükümlü
kontenjanı için bir süre
önce yapılan işçi sınavında
usulsüzlük olduğu ileri
sürüldü. Sınava giren çok
sayıda özürlü ve hükümlü
ile yakınlan, sınavı bazı üst
düze> sendıka
yöneticılennin yakınlanmn
kazandığını öne sürerek,
usulsüzlük yapıldığını
ıddia ertiler. DSP Erzurum
tl Başkanı Recep Kapucu,
"Konuyu ilgili bakanlığa
ilettik. Sınav incelemeye
almdı. Haksızlığa göz
yummayız. Bir usulsüzlük
varsa. gereğı yapılır" dedi.
Kan davası
bitsin' istemi
• StVEREK(AA)-
Şanlıurfa'nın Siverek
ilçesinde. dayı-yeğen
arasında 71 y\l önce
başlayan kan davasının
banşla sonuçlanması için
umut belirdi. Şimdiye
kadar 7 kişinin hayatını
kaybettiği, 4 kişinin
yaralandığı kan davasının
sona erdirilmesi için
girişım başlatıldı. Dağbaşı
beldesine bağh ve
aralannda 200 metre
mesafe bulunan
Yukanbeşyamaç köyünde
oturan Kırvar aşireti ile
Aşağıbeşyamaç köyünde
oturan Karahan
aşiretı arasındaki kan
davası. 1928 yılmda arazi
anlaşmazhğı yüzünden
başladı. Karahan aşireti
mensubu öğretmen
Hüseyin Gökmen, kan
davasının sona ermesi için
ilgililerin desteğini
beklediklerini söyledi.
Kibrit sattşı
azalıyor
• KtLİS(Cumhuriyet)-
Kibnt kullanımının gözden
düşmekte olduğu, buna
mutfaklarda modern
aletlerin kullanılmasımn
yanı sıra ucuz çakmak
satışlanmn
yaygınlaşmasmm yol açtığı
belirlendı. Tekel ve özel
kibrit üreticisi fırmalann
verilerinden edinilen
bilgilere göre, 1995 yıhnda
1 milyar 504 milyon kutu
olan kibrit satışı, 1996'da 1
milyar 330 milyon, 1997'de
de 1 milyar 206 milyon
kutuya düştü.
Verilere göre satışlar
1999'da 1 mılyar kutunun
altına inecek.
Öğretmen Ali Karlık'm öncülüğünde, Cumhuriyet okurlarınm dayanışmasıyla yapılan okul törenle açıldı
Kayabaşılıalkııım gurur günü• Üç yıl önce yapımına başlanan Kayabaşı Cumhuriyet Ilköğretim
Okulu, törenle hizmete girdi. Denizli'de düzenlenen Kayabaşı
gecesinde. okulun yapımına katkıda bulunanlara plaket verildi.
ÖMERYURTSE\T;N
DENtZLİ/KALE - Öğretmen, öğrenci
ve velisiyle Türkıye'ye örnek bir mücade-
le vererek 8 yılhk kesintısız eğıtimin sem-
bolü olan Kayabaşı Cumhuriyet tlköğre-
tım Okulu'nu yaptıran Kayabaşılılar. dün
gerçekleştirilen şenhk havasmdaki açıhş-
la aydınlanma ateşını yaktı Okulun açılı-
ş\ nedeniyle Türkiye 'nın her köşesinden
sivil toplum örgütü yönetıcileri Kayabaşı
Köyü'ne akın etti.
Tarikatlann pilot bölgesı Kale ilçesinin
dağ köylerinden bin olan Kayabaşı'nda
1992 yıhnda öğrencılenn çıkardıklan ga-
zetenin toplatılmasıyla başlayan eğitim
mücadelesi, köyde 8 yıllık ılköğretim oku-
lunun yapılmasıyla başanyla sonuçlandı.
Soruşturmalara. sürgünlere ve engelle-
melere karşın köylüler, Atatürkçü öğret-
men Ali Karük'ın önderlığinde 1996 yı-
hnda okulun temehni attı. Ancak, Süley-
mancılık tarikatı ve yöredeki DYP'nin ön-
de gelenleri tarafından engellemelerle kar-
şılaşıldı. Mücadeledenyılmayan Kayaba-
şı Köyü'nün yardımına, başta gazetemiz
okurlan olmak üzere, sivil toplum Örgüt-
leri koştu. Gazetemiz okurlan ile sivil top-
lum örgütlerinin Türkiye genelinde baş-
lattıklan bağış kampanyası sonucu Kaya-
başı Cumhuriyet Ilköğretim Okulu 50 mil-
yar liralık bir giderle 3 yılda tamamlandı.
3 katlı. 10 derslikh, bılgısavarh. labo-
ratuvarlı ilköğretım okulunun dün yapılan
açıhş törenı adeta şenhğe dönüştü. Birçok
ılden ADD. ÇYDD, Eğit-Sen ve Eğıt-Der.
CUMOK gibi si\ il toplum örgütleri yöne-
ticı ve üyeleri otobüslerle Kayabaşfna ta-
şındı. Kayabaşı ve çevre köylerdekı öğren-
cilerin modern bir binada eğıtim görme-
sini sağlayacak okulun açıhşında konu-
şan Deruzlı Milli Eğitim Müdürü BekirKar.
okulun 8 yılhk kesintisiz eğitimin sembo-
lü olduğunu sövledi.
Denizli Valisi Y. Ziya Göksu da bu ör-
nek gırişımin öncüsü olarak Ah Karlık'ı
kutladı. Bu arada, L'NESCO'nun kalkın-
dırma projesi kapsamma aldığı Kayabaşı
Köyü'ndekı bu okulun yapımı için bır ser-
tifika gönderdi. Açılışta Valı Göksu, öğ-
retmen Karlık'ı takdırname ile ödüllendi-
rirken Muhtar Ali Çıhdır ve Kayabaşı
Cumhuriyet Ilköğretim Okulu Yaptırma ve
Yaşatma Derneğı Başkanı CemalNetik'e
de şeref belgesı verdi. Nelık de vali \e
milli eğıtim müdürüne plaket sundu.
Salondakiler Karlık'a söz verilmesi ıçın
tempo tuttu. Bu sırada salondan çıkmaya
hazırlanan Vali Göksu, ısrarlarkarşısında
mıkrofonu Karhk'a verdi. Karhk, Kaya-
başı için bir şey söylemeye gerek olmadı-
ğmı. Türkiye'nın dört bır vanından köye
gelenlerin bugüne kadar verilen mücade-
leyı ve okulun yapımını anlamlı bir şekil-
de ıfade ettığinı söyledi.
Konuşmalann ardmdan çeşıtli grupla-
nn folklor göstenleri ilgiyle izlendi. Ka-
yabaşı Köyü törenler içintümüyle bayrak-
larla süslenırken açılışta özellikle kadın-
lann gözyaşlarını tutamadıkları görüldü.
Gece de Denizli OdaTıyatrosu'nda STK
yöneticilerinın katıhmıyla "KayabaşıGe-
cesi" gerçekleştirildi. Öğretmen Ah Kar-
hk burada Kayabaşı gerçeğinin öyküsünü
anlattı. Gecede katkılan nedeniyle Cum-
huriyet'e şükran plaketı verildi. Üç katlı ve sekiz dersükli okulda 350 öğrenci eğitim görebüecek.
Bostancıoğlu: Gençleri meslek sahibi yapmayı bir gençlik projesi olarak görüyoruz
4
IşsizJiğe çare mesleld eğitim'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
-Milli Eğıtim Bakanı Metin Bostan-
cmğlu. ünıversıte önlerindeki yığıl-
maya ve yükseköğretim görenler
arasında da ışsızhğin hızla yüksel-
diğıne dıkkat çekerek Türkiye'de
kalkınma hedeileriyle eğıtılmış ış-
gücü arasında uyum sağlanamadı-
ğını söyledi. Ülkenın ara eleman
gücüne gereksinimi olduğunu kay-
deden Bostancıoğlu. "'TürkgençB-
ğjnimeslekedindtrmeveiş.sahibiyap-
mayı bir gençlik projesi olarak gö-
rüyoruz" dedi. TBMM Başkanı
HiİanetÇetin. Türkiye'nın yeni he-
definin 11-12 yılhk zorunlu eğitim
olması gerektiğini söylerken Başba-
kan Yardımcısı ve ekonomiden so-
rumlu Devlet Bakanı HikmetUluğ-
bay. ülkedeki hızlı nüfus artışına
dikkat çekerek öğrencilenn yüzde
65'inin mesleki eğitime yöneltil-
mesi gerektiğini vurguladı.
25 yabancı uzman
Konusu mesleki ve teknık eğı-
tim olarak belirlenen 16. Milli Eğı-
tim Şûrası, ÜuD,>lilli Eğitim Ba-
kanhgı Şûra Salonu'nda başladı
Eski Milli Eğitim bakanlan Nevzat
Ayaz, Avni AkyoL, Nahit Menteşe.
Turhan Tayan, Mehmet Sağlam.
Sağhk Bakanı Mustafa Güven Ka-
rahan. Bayındırhk ve Iskân Baka-
ru ABIhksw. Çevre Bakanı FevziA>-
tekin. Devlet Bakanı Fikret IJnlü
ve Başbakan Yardımcısı Hıkmeı
Ulugbay ve Atatürkçü Düşünce Der-
neği Genel Başkanı Yekta Güngör
Özden'in katıldığı şûrada, üniver-
sıte ve sıv il toplum örgütü üyelerin-
den 268'ınin yanı sıra 25 yabancı uz-
man da yeraldı. Açıhş konuşması-
m yapan Bostancıoğlu. bakanhğın
en büyük danışma kurumu nıtehğın-
deki şûrada mesleki ve teknik eği-
timin bütün boyutlanyla venmlili-
ğinin ele ahnacagını ve ortaögreti-
min yeniden yapılandınlmasjmn
tartışılacağını söyledi. Mesleki ve
teknik eğitim ağırlıklı bır ortaöğre-
tim sürecine geçilmesının ıstıhdam
sorununu çözümleyeceğini de kay-
deden Bostancıoğlu. "Bflylece, or-
taöğretimitamamlavan birevleriçin
yükseköğretim zonınluluk ohnak-
tan çıkacakür*' dedi. Bostancıoğ-
lu. meslek lısesi mezunlannın ıste-
dikleri takdirde ögrenim gördükle-
ri alanlarda meslek yüksekokulla-
nna sınavsız geçişinın sağlanması
gerektiğini söyleyerek, bunun OT-
taöğretimın yapılanmasıiçinönem-
li olduğuna dikkat çekti.
Bostancıoğlu, mesleki ve teknik
eğitimdekı program ve okul türü
karmaşasına dikkat çekerek "Bu
alandaçokprogram-tek yönetim il-
kesivaşama gecirBmeB\ç ımsk-kitek-
nik ögretim bölgeleri oluştunılma-
II Eğitinv-insan giıcü-istihdam den-
gesisağlannıah. Devtef-^çi-iş>eren iş-
biriiği kurumsalla^dnlmab" dedi.
Bostancıoğlu. "Işbulmanınyolu
ünhersiteden geçer" anla> ışırun yük-
seköğretimde yığılmalara neden ol-
duğuna dikkat çekerek "Budurum
yükseköğrenimini tamamlayanla-
ruı arasında da işsizliğin artmasına
neden olmaktadır. Bunun nedenle-
rinden birisi ciddi bir eğitim plan-
lamasının yapılmamtş olmasıdır. O
yüzden ünhersite bitirmiş yüz bin-
lercegenc >a işsizkrordusuna kan-
Ijyor >a da öğrenimgördügü ve\a U-
0lendi<j konularla hiç ilgisi ounayan
alanlarda iş aramak zorunda kab-
yor" şeklinde konuştu.
16. Milli
Eğitim
Şûrası'nın
açılıştnda
konuşan
TBMM
Başkanı
Hikmet
Çetin,
"Türkiye'nin
hedefiîl-12
yılhk zorunlu
eğitim
otmalT dedi.
(Fotograf:
AA)
TBMM Başkanı Çetin de yeni
hedefin 1 l-12yılhkzorunlueğitım
olması gerektiğini belirterek dog-
malardan anndınlmış, eleştiren ve
sorgulayan kuşaklar yetiştirilmesı-
nin de öncelıkli amaçlar arasında
yeralmasını ıstedı.
Başbakan Yardımcısı ve ekono-
miden sorumlu Dev let Bakanı Hik-
met nuğbay, 1980-1997 yıllan ara-
sında nürusu 20 binden az yerieşim
binmlerinde 20 milyonluk nüfus ar-
tışı gerçeklestiğıni belirterek *Bu ne-
denle mesleki eğitime ağutk ver-
mek zorundayız" dedi. Uluğbay.
"16. Milli Eğitim Şûrası 21. yüzy>
hn eşiğindeki Türk eğitim sistemini
taçlandıracaktır. Burada alınacak
karariann Türkije'vi, düma>ı be-
lirleven 10 ülkeden biri vapacağına
inanıyorum" dedi.
Taİım ve Terbiye Kurulu Başka-
nı Orhan Ozalp, mesleki eğitim
programlannın geniş tabana yayüa-
rak işveren kesiminı de içermesi ge-
rektiğini anlattı.
FP Erzincan Milletvekilı ve
TBMM Eğitim Komisyonu öyesi
OmerÖzydmaz, bakanhğın eğitime
ıdeolojik yaklaştığını ileri sürerek 8
yılhk temel eğıtimı eleştirdi. Özyıl-
maz. 8 yılhk temel eğitim nedeniy-
le mesleki ve teknik eğıtimin başa-
nlı olamayacağını öne sürdü.
Oturumu yöneten Çankaya Üni-
versıtesi Rektörü Kemal Güçlöol ise
8 yılhk eğitimden dönüş olmadığı-
nı ve "Şûra. Atatürk Türkiyesi
kkotojisi dısımladegAdir veotaniaz"
diyerek Özyılmaz'ı yanıtladı.
Yoksul öğrencilenn eğitimi için destek veren kurumlann sayısı giderek artıyor
Başardı öğrenciye vakıflardan burs
FtGENATALAY
Okullannda başanlı ama maddiolanakla-
n yetersiz gençler, şimdi. yaz aylarında baş-
vuracağınız burslar ıçın not ortalamalannı-
zı yükseltme zamanı.
Burs veren demek ve vakıf sayısı da, bur-
siyer sayısı da her yıl artıyor. Burs veren ku-
rumlar, bursiyer adaylannda çeşitli koşullar
anyor. Bunlann başında ıse başanlı ve ken-
diolanaklanylaögrenımını sürdüremeyecek
durumda olmak gehyor.
32 >ilda 80 bin 500 öğrenciye burs veren
Türk Eğitim Vakfı, yurtiçı burslannı. mad-
di desteğe gereksinimi olan, başanlı, teknik
ve endüstri meslek lisesi. meslek yükseko-
kulu. yüksekokul. ünıversıte, mastır ve dok-
tora öğrencilenne venyor. Bursiyerler, ken-
di ögretim kurumlannın oluşturduğu burs
komisyonlannın aracıhğı ile seçiliyor.
Bunun yanı sıra her yıl doğal afetlerde za-
rar gören ailelerin çocuklanna. özürlü ya da
yetıştirme yurtlannda bannan öğrencilere
burs kontenjanı aynhyor. Başanlı öğrencile-
nn burslan öğrenimi sonuna kadar devam et-
tiriliyor.
1998-1999 ögretim yıhnda sekiz bin öğ-
renci TEV yurtiçi burslanndan yararlandı. Ye-
ni verilen burs kontenjanlan içinde öğret-
men yetiştiren ögretim kurumlannabin adet
burs kontenjanı aynldı. 1999 yıhnda yurtiçi
burslan karşıhğı olarak bir trityon 750 mil-
yar Hraödemeyapılacak. Karşılıksız olanyur-
tiçi burslardan yararlanmak isteyenlenn 1-
31 Ekim tarihleri arasında okul yönetimine
başvurmalan gerekıyor.
ÇYDD ve Yumlu Vakfi
Çağdaş Yasamı Destekleme Demeği, ağır-
lıklı olarak ünıversite öğrencilerinin oluştur-
duğu 335 gence ayda en az 10 milyon lira ol-
mak üzere burs venyor. Dernek, bursiyer
olarak Atatürkçü, çağdaş, ihtiyacı olan ve
yurtlarda kalan öğrencileri tercih ediyor.
Yumlu Vakfı Mütevelli Heyet ûyesi ve
Eğitim Bölümü Başkanı Canip Atay'ın ver-
diği bilgilere göre, vakıf, maddi desteğe muh-
taç. başanlı öğrencilere burs venyor. Yurti-
çi. yurtdışı özürlü öğrenci burslan bulunan
vakıf. her yıl vakıftarafindan belirlenecek burs
saj ısının yüzde 10'unu geçmemek koşuluy -
la her eğitim kademesi için ve yönetmelik-
te öngörülen koşullar aranmaksızınözel burs-
lar da verebiliyor.
Halenyükseköğrenım gören 150 öğrenci-
ye 10 ay süreyle ayda 30 milyon lira venli-
yor. Bursiyer olarak Anadolu'da oturup Is-
tanbul'da öğrenım gören öğrencıler tercih
edıhyor. Bu vakfm burslanndan yararlan-
mak isteyenler, ÖSS sonuçlannın açıklanma-
sından bır hafta sonra başvurulara başlaya-
bilecekler.
Türk Egıtım Demeği. ortaöğretimdeki 700
öğrenciye dokuz ay süreyle karşılıksız ola-
rak avda altı milyon lira burs veriyor. Burs
miktarı her yıl yüzde 100 arttınhyor. Burs,
yoksul. çahşkan, zekı. okumaya hevesli ço-
cuklara venliyor.
Yükseköğretimde ise 700 öğrenciye 12
ay süreyle ayda 15 milyon lira veriliyor.
Vaksa, üniversiteyi üstün başan ile kaza-
nan, başanlı ve maddi desteğe gereksinimi
olan öğrencilere geri ödemeli burs veriyor.
Bursiyerler. meslek sahibi olduktan sonra
yeni bursıyerlere katkıda bulunmak amacıy-
la aldıklan burs miktannı taksitler halinde ve
faizsiz olarak vakfa geri ödüyorlar. Burs için
başvuracak adaylarda. bellı bir puanın üze-
rinde ÖYS puanı kazanmış olma koşulu ara-
nıyor. Başvurular her yıl 15 Eylül'de başlı-
yor ve 15 Ekim'de sona eriyor
Koç ve 21. Yûz>Tİ ve Kühiir Vakfi
Vehbı Koç Vakfı. her yıl bine yakın gen-
ce burs venyor.
21. Yüzyıl Eğitim ve KültürVakfı Başka-
nı avukat Gülbin Sözen'ın verdiği bılgiye
göre. "Ülkebeklentikrineeevapverebilecek,
getirdiği yeniliklere açık. hür ve bilimsel dû-
şünceye sahip, bilgilLkültürlü,sorumlu. ken-
di prujelerini kendi yaratan bir gençiiğe ula-
şabilmek" amacıyla 1992 yılında kurulan
vakıf, 1300 üniversıteli ve liseli gence hiz-
met veriyor. Burslardan yararlanmak iste-
yenlerin 1 Eylül-15 Ekim tarihleri arasında
başvurmalan gerekıyor.
İIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
Türkiye'nin yeni ve ciddi ka-
rarlar vermesi gerektiği bir dö-
nemden geçiyoruz. Böyle dö-
nemlerde hamasetten kaçın-
mak, sükûnet içinde tahlıller
yapmak özellikle önem kazanır.
Bu konuda en büyük görevler-
den biri de medyaya düşüyor.
Ne yazık ki medya birölçüde bu
sorumluluğa uygun davranmı-
yor. özellikle gazete manşetle-
rineyansıyan abartılı sloganlar,
TV'lerde rating uğnjna sunulan
bıktıncı haberler, yer yer hama-
si edebiyata dönüşüyor.
Benim bugün dikkat çekmek
istediğim nokta, bir büyük ga-
zetemizin manşeti. Bu gazete-
miz, Öcalan'ın ifadeleri adı al-
tında bazı bilgileryayımlıyor. Bu
manşeti görünce birden Şem-
din Sakık'ın ifadeleri diye bazı
büyük gazetelerdeki yayınlan
anımsamamak mümkün mü?
Sonradan yalan olduğu ortaya
çıkan bu uydurma ifadeler yü-
zünden İHD Gene) Başkanı Akm
Sorumlu ve Özenli Davranmak...
Birdal ölümün eşiğınden dön-
dü, bazı gazetecıler işterinden
oldular.
öcalan'ınrfadeleridiye bası-
nayansryan haberier birçok ba-
kımdan insanı düşünmeye sevk
ediyor. Eğer bu ifadeler gerçek-
se, bu ifadeyi alıp basına sızdı-
ran sorgucular suç işliyor.
Çünkü, yasalara göre ilk ifa-
denin ve sorgunun, dava açıla-
na kadar gizli tutulması gereki-
yor. Bu gizliliği, dikkatler bu ka-
dar üzerinde olan sorgucular
nasıl ihlal edebıliyorlar? Birbaş-
ka ihtimal ise bu büyük gaze-
te, kendi "duyumlannı" ifade
diye yayımlıyor. Bu ise yasala-
nn ihlal edilmesinın de ötesin-
de büyük bir sorumsuzluk. Her
iki durumda da ortada ciddi bir
ihlal söz konusu. Ama daha da
önemlisi, bu hava böyle sürdü-
rülürse, her aklına gelen gaze-
te yönetimi. öcalan'ın ifadesi
adı attındabirşeyler yayımlaya-
bilir. Bunun sonunda, nasıl bir
tablo ortaya çıkacağını kim ga-
ranti edebilir? Sakık ifadeleri,
diye birilerini hedef gösterenler,
bu kez Öcalan ifadeleri diye or-
talığa dökülürse, bunun sorum-
luluğunu kim üstlenecek?
Öcalan'ın yakalandığı andan
itibaren Başbakan Ecevit. so-
rumlu ve dikkatli bır ifade kul-
lanarak, gerilimi azaltıcı açıkla-
malar yapıyor. Şu ana kadar ül-
ke içinde, ıç çatışmayı körükle-
mekten kaçan dikkatli bir tavır
gözleniyor.
Gazetelerimizin bu havayı
koklaması ve bu durumdan ders
çıkarması gerekmıyor mu? Kış-
kırtıcı bir havanın, ne büyük ya-
ralar acacağmı tahmin etmek
için çok büyük bir öngörü ge-
rekmıyor. Yaşadığımız bunca
deney, çektiğimiz bunca acı ye-
terince ders ıçermiyor mu?
•••
Biryönüylebaktığımızzaman,
şu anda gelinen nokta, bugüne
kadar şikâyet etttğimiz, belki de
ışlerin bu kadar tırmanmasına
yol açan hateüann veekstklerin dü-
zeltılmesi için de bir imkân ola-
rak değerlendirilebilir. Kürt soru-
nu, bu ülkenin bir iç sorunu, an-
cak içeride çözülebilır. Şiddeti
savunmayan ve şiddete karşı
olan Kürtler, bu sorunun bundan
sonraki aşamasında daha fazla
dikkate alınırsa, hedefe ulaşmak
kolaylaşır. Tutulacak ilk halkalar-
dan birisi bu. Tabiı daha daönem-
lisi, demokrasiyi artık bu ülkenin
bır ihtiyacı olarak benimsemek.
Öcalan Kalya'da iken "Demok-
rasi Apo'nun değıl Türkiye'nın
ihtiyacı" demiştim. Evet, demok-
rasi Türkiye'nın ihtiyacı. Bazıları,
Batı ne düşünüyor, diye merak
edebilir. Batı'nın bu süreçte na-
sıl bir rol oynayacağı üzerine tah-
lillerde yapabılıriz. ABD'nin böl-
geye yönelik sıyasetlerinın, önü-
müzdekı süreci belırlemek bakı-
mmdan tayin edıci bir ağırlığı ola-
cağı da soytenebilir. Bütün bun-
lara bir diyeceğim yok. Ben de
bu konulara kafa yoruyorum.
Ama şuna inanıyorum ki; kri-
tik bir dönüm noktasına geldik.
30 bin insanımızın yaşamına mal
olan bu acılt tabloyu olumluya
çevirmek bizim elimizde. Buna
öncelikle biz karar verip biz uy-
gulayabiliriz. Türkiye, Kürt'üyle,
Türk'üyleyeni birdöneme, olum-
lu ve banş dolu bir yeni döneme
adımım atabilir. Koşullar her za-
mankinden dahaelverişli. Bütün
sorun, Güneydoğu'daki halkı de-
mokrabk bırsürece katacakolum-
lu enerjiyi harekete geçirmekte.
Medyanın da bu sorumluluğu
bılerek olayiara yaklaşması önem
kazanıyor.
BtNALAR ESKİ SAHİBİNE
Azınlık okulları
zor durumda
YUSUFZİYAAY
Ermeni Mıhitaryan Il-
köğretim Okulu'nun bma-
sı üzenndeki mülkiyet tar-
tışmalanyla gündeme ge-
len Türkıye'deki azınlık
okullan, 1936'dan sonra
satın aldıklan taşınmaz
mallan açılan davalarla
eskı sahiplerine devret-
mek zorunda kaldıklan
için zor günler yaşıyor.
Milh Eğitim Bakanlı-
ğı'nın denetiminde. ken-
di kültürlerini yeni kuşak-
lannaaktaran Türkiye "de-
ki azmhk okullan, 1936
yılındaki beyanname uya-
nnca o güne değin sahıp
olduklan taşınmazlan bil-
dirdiler. Ancak 1936 yı-
lından sonra satın aldık-
lan taşınmazlan bildir-
mediler.
Daha sonra bu taşm-
mazlar 1936'dakibeyan-
namede bildırilmediği ge-
rekçesiyle eski sahıple-
rince mahkeme yoluyla
geri alınmaya başladı. Va-
kıflar Genel Müdürlü-
ğü'nün 1972 yılında
1936'daki beyannameyi
gerekçe göstererek açtığı
davayı kazanmasıyla baş-
layan bu süreç bugun de
devam ediyor.
Türkiye'de bulunan 92
azınlık okuiunda 4 bin
963 öğrenci ögrenim gö-
rüyor. Cemaat okullann-
da 322 öğretmen görev
yapıyor. Türkçe ve Türk
kültürü derslerip.in Türk
öğretmenlerce zorunlu
olarak okutulduğu bu
okullara öğretmen atama-
sı ve ders kitaplan onayı.
Milli Eğitim Bakanh-
ğı'nca yapılıyor.
Osmanlı devletinde
azınhklar. kendi dillenn-
de ve kendi hazırladıkla-
n programa göre ögretim
yapıyordu.
Kurtuluş Savaşı'ndan
sonra 24Temmuz 1923 'te
imzalanan Lozan Antlaş-
ması ile azınlık okullan-
nın durumu yeniden dü-
zenlendi. Lozan Antlaş-
ması'na göre. azınhklar
kendi dillennde eğitimi
sürdürecek, vakıf ya da
kurucu aracılığiyla Özel
Okullar Yönetmeliği'ne
uygun olarak yeni okul-
lar açabileceklerdi. Bu
okullarda Türkçe ve Türk
kültürü dersleri zorunlu
olarak okutulacaktı. Bu-
nun yanı sıra azınlık okul-
lanna devlet ya da bele-
diye bütçelerinden öde-
nekverilecektı. Ancak gü-
nümüzde bu ödenekten
yararlanmıyorlar. Daha
sonra çıkanlan Maarif-i
Umumiye Kanunu ile
azınlık okullannda din-
sel propaganda yasaklan-
dj^ ^ r
Laiklik ilkesi;
'
Cumhuriyet yönetimi,
çıkardığı Tevhid-i Tedri-
sat Kanunu'ndan yalnız-
ca Osmanirdaki mektep-
medrese ikiliğini ortadan
kaldırmak için değil, ay-
nı zamanda yabancı okul-
lan ve azınhklann cema-
at okullannı denetim al-
tına almak için de yarar-
landı. Cumhuriyet yöne-
timi, kendi okullannda
hıç ödün vermeden ge-
çerii kıldığı laiklik ılkesi-
ni bu okullarda da uygu-
ladı.
1965 tarihlive 625 sa-
yılı Özel Eğitim Kanu-
nu'yla yabancılann yanı
sıra azınhklann da yeni
okul açmalan ve yeni okul
bınası yapmalan yasak-
lanarak, var olan okulla-
nn denetimi yeni esasla-
ra bağlandı, bazı dersler
dışındaki ders programla-
n Türk okullanndakı ders
programlarıyla paralel
hale getirildi.
BiKEV'den kız öğrenci yurdu
Bigadiç'te örnek
eğitim imecesi
COŞKUN YAMAN
BALIKEStR - Biga-
diç'te örnek bir 'eğitim
imecesi' yaşanıyor. Önce
Bigadiç Kültür Eğitim
Vakfı'nı(BlKEV)kuran
Bigadiçliler, Selma-Şük-
ran Kurdakul çiftinin kat-
kılan ile Rüştü Korav Kız
OğrendYurdu'nu hizme-
te sokarak, ilçeye gele-
meyen yoksul ailelerin ço-
cuklanna kucak açtı.
BlKEV'in olumlu ça-
hşmalan sonunda Bigadiç
ile bırlikte Smdirgı ve Ba-
hkesir'deki 20 köyden 37
öğrenci Rüştü Koray Kız
Yurdu'nda kalarak eği-
tımlerini sürdürüyor. Yaş-
lan 11-16 arasında değı-
şen öğrenci sayısının gi-
derek artması bekleniyor.
Bu yönde taleplerin de
yoğun olduğu bildiriliyor.
Yurt yetkilileri öğrenci-
lenn tüm gereksinimleri-
nin karşılandığını behrti-
yorlar.
BlKEV'in Rüştü Ko-
ray Yurdu' nda, TLTYAP' ın
da katkılanyla oluşturulan
kütüphane, iki etüt salo-
nu. revir, nöbetçi öğret-
men odast, misafirhane.
yemek salonu. mutfak,
lojman bulunuyor. Yurtta
40 gönüllü öğretmen gö-
rev yapıyor. Yurdun gi-
derleri Kurdakul ailesi,
BİKEV üyeleri ile Biga-
diç halkı ve esnafın ba-
ğışlan ile karşılaruyor.
Halktan destek
BlKEV Başkanı Sedat
Ulus, hem vakıf hem de
yurt çahşmalannda yöre
halkmın büyük desteğini
gördüklerini belirterek
şunlan söyledi: "Hallo-
mız bu yurda tam anla-
mıvla sahip çıktı. Bu ne-
denlegiderterimiz çok bü-
yük oranda olmuvt»r. Et.
yağ, un, şeker, makama.
çav gibibağışlar alryoruz.
Çocuklara giysi yardımı
da yoğun. Bigadiç'te,üye-
mizolsun olmasın herkes
vakfımı/a büyük bağış-
larda bulunuyor.Örneğin
yurttaki öğrencilerin gi-
derterini üstlenen ya da
onlan giy direnler var. En
büyük özlemimiz bu kız-
lanmLaüniversiteleregön-
dertnek.Onlan Atatürk-
çü, laik birer avukat, dok-
tor, öğretmen, hemşire ve
savcı olarak görmek."