15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 ŞUBAT 1999 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Çeteler ve Bağımlı Kişilik Prof. Dr. NEVZAT YUKSEL S on yıllarda, çete oluşumla- nnı sık olarak. duyuyor ve görüyoruz. Adliyeye ulaşan dosyalardan bir sonuç çık- mıyor. Meclis'tekı araştırma komisyonlan çeteleri akla- maya^alışnor gibi. Çete oluşumunu, bir grup nsanın çıkar işbirliği nedeniyle bir arsyagelerek birbirini korumasu yasa ve yönetnelik tanımayarak çıkarelde etme- si olarak tanımlarsak. çetelerin hemen ber kınımda değişik ötçü ve biçimlerde bulundugunu görürüz. Bu çetelerle çıkar ihşkisne girenler her işini kolayca çöz- mekte, işbirlığine gırmeyenlerse değişik biçıraerde baskı altına ahnarak sındiril- meyeçalışılmaktadır. lnsin ilişkilerinin ve buna doğrudan bağlı olan toplumsal ilişkilerin sağlıklı ola- bilmesi için haklının korunması ve her- kesm onun yanında yer alması gerekir. An- cak bı böyle olmamaktadır. Niçin insan- lanmız çeteleşme eğilimıne giriyor, çete kuruyor ya da böyle bir çetede yer alıyor? Bu sorulann yanıtı kuşkusuz çok boyut- lu. Sosyal ve psikolojik birçok yönü var. Ben bu yazıda psikolojik yönünü, toplu- mumuzda çok sık izlenen bağımlı kişi- lik yapısı ve bağımlılık açısmdan ele al- mak istiyorum. Bağımlı kişilik bozukluğunun temel niteliği, bağımlılık ve boyun eğici tutum- dur. Bu özelliği gösteren kışilerin günlük konularda kararsızlık ve sürekli olarak güven arama gereksinimi vardır. Kendi kendilerine bir işe başlayamazlar. Yalnız kaldıklannda çaresizlik yaşarlar. Kısa bir süre için bile yalnız kalmaya katlanamaz- lar. Sürekli olarak yalnız kalma ve bıra- kılma korkulan içmdedirler. Eleştiriden çabuk incinırler. Farklı görüş ileri süre- mezler. Sık olarak başkalannın düşün- celerine katılırlar. Yoğun çökkünlük ve bu- naltı yaşarlar. Kafalan sürekli olarak bı- rakılma ve terk edilme düşünceleri ile doludur. Isteyici ve alıcıdırlar. Kendi ken- dine karar vermeyi gerektirmeyen yerler- de. denetim sağlayarak bağımlılık gerek- sinimini doyuran işyerlerinde başanlı ola- bilirler. Birine bağımlı olma gereksinim- leri süreklidir. Çoğunlukla başka kişilik sorunlan da vardır. Bu tür insanlar kendi kendilerine hiç- bir zaman yeterli olamazlar. Yanlannda kendilerine bakan ve destek veren kişi- ler ararlar. Başkalannın kendilerine ba- kıp konımasını beklerler. Kendilerini gü- vencede hissetmelerinin önkoşulu budur. Bu nedenle bir çeteye katılmak uygun bir çözüm olmaktadır. Böylece bağımlı- lık gereksinimi doyum bulmaktadır. Bu kişiliğin gelişimi ile, özerklik ve gi- nşim duygulannın gelişım sürecınde en- gellenmesi arasında doğrudan bağlantı vardır. Diğerbirdeyişle ilkçocuklukyıl- lannda girişim duygusunun engellenme- si bu kişiliğin gelişimine yatkınlık yarat- maktadır. Olkemizde ebeveyn- çocuk ilişkisinde ve eğıtim sistemimizdeki çarpıklık, diğer birdeyişle bağımlılığı destekleyen, ken- di kendine yeterlilifi köstekleyen eğıtim sistemi bu kişiliğin gelişimıni kolaylaş- tırmaktadır. Bu gelişim sorunundan çocuklanmızı korumak için onlann. aile ve okulda ba- ğımlılığı engelleyen, yaratıcılığı destek- leyen bir biçimde yetiştirilmeleri gerekir. Bunun için öğrencilerin algılama ve de- ğerlendirme özgürlüğü olmalıdır. Bu öz- gürlük, yaratıcılığın temelidir. Farklı bir şey soran çocuğa evde anne ve babalan, okulda öğretmeni "Sençocuksun,küçük- sün, anlamazsın", yaklaşımı içinde ola- bılmektedır. Oysa sormak araştırmanın te- melidir. Araştıncılığın desteklenmesi ya- ratıcılığın desteklenmesi anlamına gelir. Tersi ise kösteklenmesidir. Çocuklann kendilerini geliştirebilmek için isteme ve sunulanı reddetme özgür- lüğü olmalıdır. Oysa eğıtim sistemimiz bunu hoş görmemektedır. Ne veriliyor- sa o doğrudur. Başka doğru da yoktur. Baş- ka seçenek olmadığına göre reddetmek de söz konusu değildir. Öğrencilerin, al- dıklannıvezihnindeoluşturduklannıbir sansür süzgecinden geçiımeden anlatma ve paylaşma özgürlüğü olmalıdır. Bu yok- sa, dar bir zihinsel çerçevede kalacak. düşünsel olarak yeni bir şey yaratamaya- caktır. Çocuklanrruzın kendini istediği yön- de geliştirme özgürlüğü olmalıdır. Oysa eğitim sistemimiz yanş temeline göre kurulmuştur. Değişmesi için de hiçbir ciddi çaba gösterilmemektedir. Burada üzülerek belirtmeliyim ki üniversiteleri- miz de bu eleştirilerin dışında değildir. Eğitim sistemimiz çocuklara ancak bir koşula bağlı olarak güven vermektedir. Bu koşul "istenene uyma koşulu" dur. Aksi halde çocuk "hayırsız eviat, kötü öğren- d,düşünce suçlusu vh." şeklinde yargılan- makta veya aşağılanmaktadır. Böyle bir sistemin yetiştirdigi "Toboüar",erişkinya- şamlannda sorumluluk almak, inisiyatif kullanmak yerine birine bağımlı olmayı yeğleyecektir. Bağımsız iradeleri olama- yacaktır. Çetenın veya siyası iradenin pi- yonu olacaktır. Bireyin düşünce yapısı zenginleşirse o ulusun da düşünce yapısı zenginleşir. Kalkınmak, maddi zenginliğin artması olarak anlaşılmamalıdır. Esas kalkınma, kuşkusuz yaratıcı zihinsel gelişme ile olur. Gerçek Bir Atatürkçü'nün Anısına... M. SUPHİ GURSÖYTRAK Atatürkçü Düşünce Derneği Kurucıısu S e\gilı L'ğur Vlumcumuz'un maddi varlığınm zalim katıllerce yok edildi- ğinın aramızdan söküp aldıklan gü- nün altıncı yıl dönümünde tüm se- venleri hep beraber ıçimiz sızlayarak 24 Ocak'ta O'nu anıp sevgili eşinı ve -yavrulannı bağnmıza bastık... Ocak ayı tüm Ata- türkçüler açısından büyük acı ve hüzün veren bir aydır. Çünkü bu ay içinde yalnız Uğur Mumcu de- >gil onun gibi Atatürk önderliğinde gerçekleştiri- len Kurtuluş Savaşı'nı, kurulan Türkiye Cumhu- riyeti'ni ve yapılan devrimlerin uzun tanhımız içın- -de Türk ulusunun tam bağımsızlıği ve özgürlüğü bakımından ne anlama geldiğinin mana ve amacı- nı özümlemiş ve onu yaşatmaya ve ileri götürme- ye, yüceltmeye kendini adamış kurucu genel baş- kanımız Prof. Muammer Aksoy'un da Türk dev- leti düşmanlan zalim. karanlık ve aşağılık güçler tarafından öldürülmüş olmalandır. r Nitekim ulusumuza ve devletimize çok büyük hizmetler yapmış bulunan Hasan Ali Yücel için 1995 yılı Şubat ayı içinde ADD'ce yapılan anma -toplantısının ardından aynı zalim ve karanlık güç- lerce genel merkeze bir bomba koymak, böylece başkan dahil bir grup Atatürkçü öldürülmek de is- tenmiştir. Evet, Uğur Mumcu'yu bundan altı yıl önce kay- betmiştik. Uğur Mumcu'nun maddi varlığını yok etmeye kalkışarılar, herhalde Mumcu'nun ve savun- "duğu fikirlerin de yok edilebilıneceğini sandılar. Oysa geçen zaman içinde Mumcu; Anadolu boz- kırlannda ve Trakya yaylalannda, dağlannda bir rüzgâr olarak, bir halk kahramanı olarak, bir efsa- ne olarak. milyonlarca meşale olarak yanmaya. ya- şamaya devam etmekte ve Türk ulusunu aydınlat- mayı sürdürmektedir. Uğur Mumcu, artık ölümsüzler arasına katıl- mıştır. O, bir kalpaksız Kııvayi Milliyeci, bir Mü- dafaa-i Hukukçu olarak ulusal bağımsızlığın, öz- gürlüğün, ulusal devletın, laıkliğin, insan haklan- nın, hukukun üstünlüğünün, sosyal devletin yılmaz savunucusuydu. Antiemperyalist ve antikapitalist- ti. Yeni dünya düzenine. küreselleşmeye ve özel- leştirme adı altında yapılan yağma ve talana, her türlü iç ve dış sömürüye, hırsızlık ve yolsuzluğa. mafya- siyasetçi-tarikatçıya karşıydı. Atatürkçü- lüğün siyasi çıkar ve rant olarak kullanılmasına, po- litikada bir yer kapmak için alet edilmesıne; loca. salon ve klüp Atatürkçülüğüne, şekilci ve sahteci Atatürkçülüğe, samimiyetsizliğe tamamen karşıy- dı.. asla affetmezdi. O ülkesini ve ulusunu canın- dan çok seven bir vatanseverdi. lşte bunun içindir ki her yıl artan bır ılgiyle on- binlerce genç-ihtiyar, kadın-erkek yurttaş, onun savunduğu fikirleri, onun inancını aynı cesaretle savunmakta, yaşatmakta ve daha da geliştirerek ile- riye taşımaktadırlar. Yazımın burasında, Uğur Mumcu'nun, onursal başkanımız HıfeıVfekfct Vfefidedeoğhı'nun ölümü üze- rine yazdığı yazıdan birkaç satır alıntı yapmak is- tiyorum. Zira bu satırlann aynı zamanda hem ken- disi hem de Prof. M.Aksoy için geçerli olduğu ka- nısındayız. "Atatürk devriminin yılmaz savunuculan birer birer aramızdan aynlıyorlar. Velidedeoğlu ile bir- likte bir asırlık çınar ağacı daha devrüdi. Bilge ozan Ceyhun Atuf K.ansu'yu Türk hekimlerinin öncü- sü Prof. Nusret Fişek'i, banş savaşçısı Av. Orhan Apaydın'ı, anayasa ve hukuk şövahesi Prof. Mu- ammer Aksoy 'u.. Türkiye'de sivasal bilinıin kuru- cusu vorulmaz araştırmacı Prof. Tank Zafer Tuna- ya'yı, Cumhuriyet gazetesinin o inançh başyazan Nadır Nadi'yi son yokuluklanna uğurladık. Bu insanlar, Atatürk ile başlayan aydınlanma ça- ğının öncüleriydL Hepsi de kendi alanlannın en yetkin insanlanydı. Kimi ciltler dolusu yapıtlar bt- raktı gerive, kimi inanç dolu şiirler ve vazılar— Bu kuşağı birbirine sıkı sıkı bağlavan inanç bağ- lan Türk devriminin mayasını oluşturmuştu. Bu in- sanlar Atatürk devrimine inanmışlardu tam ba- ğımsızlık ilkesinin ödün vermez saMinuculanydt- lar. Laiklik inancını, bir bayrak gibi eUerinde taşı- mışlar. son nefeslerine kadâr da bu bayragı ellerin- den düşürmemişlerdi. Güçlü kişflikJern. le.. ödün vermez ta>irlanyla- bi- gi donanımları ile birer inanç, onur ve erdem anıtı gibiydiler. Bağımsızlık inancını, günümüz kurtka- panlan ile dolu çıkar dümasında dirençle. inanç- la, özveri ile savunan Kalpaksız Kuvavi Ylilliye- ei'ydifcr. Günümüz 'Kuvayı Mılliyecileri'ne kal- pak takarlar başlanna ne boyunlanna fışekMk- ne de bellerine tabanca. Onlar, bir siyasal inancın mirasçdandır.. Onlar, aydınianmaçağınınöncüleridir._Onlar,'bizi nıah- vetmek isteyen emperyalizme ve bizi yutmak ıs- >K ItCt't I teyen kapitalizme karşı' ömürboyu savaş vermış yürekli aydınlardır.. aydınlardır... Ödün vermediler, bo>iın eğmediler, 'gelen ağam. giden pasam' demediler. Velidedeoğlu, bu kuşağın liderierinden biriydi, 88 yıllık ömrünü Atatürk dev- rimine, Atatürk ile başlayan a> dınlanma çağına ve hukuk bilimineaday an Velidedeoğlu, Atatürkçülü- ğıın aramızda yaşavan en güçlü ve canlı simgesiy- di. Bir maratoncu gibi koştu, kostu, koştu»" Evet, Uğur Mumcu da tıpkı Velidedeoğlu gibi tüm hayatınca, bu yüce değerler peşinde yorulma- dan, yılmadan koşarak yaşadı... Bir cumhuriyet çı- nan oldu... Şöyle diyordu: - Ben Atatiirkçüyüm, ben cumhuriyetçiyim, ben bikim, ben anti-emper\alistim. Ben özgüıiükçü> r üm. Ben Bağımsız Türkiye'den > ana> ım. Ben insan hak- lan savunucusuyum. Ben terörün karşısındayim. Ben yobazJann, hırsıvJann, vurgunculann, çıkar- cılann düşmanıyım. Öyteyse, vurun, parçalaym! Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar çıka- cakbr." Bu sözleri, kehanet gibi gerçekleşmekte, bir ke- re daha ölümsüzleştirmektedir. Milyonlarca yurt- taş hükümetine. devietine soruyor: Uğur Mum- cu'nun, Muammer Aksoy'un, BahriyeÜçok'un, Çe- tin Emeç'ın. Abdi İpekçi'nın, Cahit Tütengil'in, Dogan Oz'ün, Bedrettin Cömert'in, Turan Dur- «ın'un, Onat Kutlar'ın adlannı buraya alamadı- ğım birçok masum yurttaşımızm katillerini ne za- man yargı önüne çıkaracaksınız diye... Devlet namus sözünü ne zaman yerine getirecek diye... Unutmadık ve asla unutmayacağız... CUMHURİYETTEN OKURLARA ORHAN ERİNÇ Medya Silahı Artık Kiralanabiliyor Işadamlannın medya dünyasına girmelerinin so- nuçlannı gazetecilik mesleği adına her gün biraz daha artan eziklikle ızliyoruz. Son aylarda işadamlannın özellikle televizyon- lan bir sâldırı ya da bir savunma silahı olarak gör- dükleri, televizyon alım satımlarının yoğunluğun- dan belli olmuştu. Jet-Pa'nın Siirtlileri bir araya getirme gerekçe- siyle düzenlediği etkinlikler, bu silahın, satın alma- dan, kiralayarak da kullanılabileceğini somut bi- çimde ortaya koydu. Artık parayı veren düdüğü çalmıyor, teknoloji- nin nimetlerinden yararlanarak istediği programı, para kazanmaktan başka düşüncesi olmayan TV yöneticileri sayesinde halk kitlelerine ulaştırmanın yollarını bulabiliyor. Dinci ya da şeriatçı partilerin lider ve sözcüleri de bu sırada kendilerine tanınan olanaktan yarar- lanarak bedavadan propagandalarını yapma ola- nağını sağlıyorlar. Böylece de medya kendi başına bir güç olmak- tan çıkıp güçlerin medyası konumuna düşüyor ve işın en tuhaf tarafı bundan zerre kadar rahatsızlık duymuyor. Kendilerine yapılan naklen yayın önerisini kabul etmeyen TV yöneticilerinden öğrendiklerimiz bu yayınların para karşılığı yapıldığının kanıtını oluş- turuyor. Türkiye'de özel radyo ve televizyonlarla ilgili bir yasa ile 1 Mayıs 1994 günü yürürlüğe girerek iç hukukumuzda da geçerli duruma gelen Avrupa Sı- nırötesi Televizyon Sözleşmesi, bunlara uyulup uyulmadığım denetlemekle görevli de bir Radyo ve Televizyon Üst Kurulu var. Yasa ve sözleşmeye göre naklen yayını reklam sayarsanız hem yayın zamanı hem de içeriği açı- sından kural dışı bir degeriendirme yapmış olur- sunuz. Yok, biz bu yayını halkı bilgilendirmek için ha- ber niyetine yaptık derseniz, haber ve haber prog- ramlannın desteklenmesinin yasak olması karşı- sında yine kural dışına çıkmış sayılırsınız. Bu Lrygulamanın hesabını umanz RTÜK soracak- tır. RTÜK'ün bir kamu kurumu olarak konuya rek- lam ücretinden alacağı payı hesaba katmasının ola- nağı yoktur. Işin bir de mesleğimizi ilgilendiren yönü var. Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildir- gesi'nin 11'inci maddesi şu kuralı getiriyor. "Gazeteci, birbilginin, haberin yayını ya da ya- yımlanmaması karşılığı hiçbir maddi veya mane- vi avantajın peşinde olamaz. Gazeteci, devlet başkanından milletvekiline, işadamından bürok- ratına kadar haber kaynağı olarak da kabul edi- len kişi ve kurumlaha iletişimini ve ilişkisini mes- lek ilkelehni gözeterek yürütür." I Arkası 6. Sayfada 1. Bölüm'e katılamayan dostlarımızı da aramıza alabilmek için... CUMHURİYET MAHALLESİ BÜYÜYOR! (9 huriyet Mahallesi'nin kurulacağı 150 dönümlük arazideki 233 parsel, gösterdiğiniz bü> r ük ilgi sonucu, kısa bir süre içinde sahiplerini buldu. Ancak, Cumhuriyet dostlarının istekleri sürüyordu. Şu anda, bu istekleri karşılayabildiğimiz için mutluyuz. Cumhuriyet Mahallesi'nin 1. Bölümü'ne istediği halde katılamayan dostlarımızı da aramıza alabilmek için, satışı tamamlanan arazinin hemen güneyinde bulunan 170 dönümlük bir araziyi sizlere sunuyoruz. Cumhuriyet Mahallesi'nin 2. Bölümü'nün kurulacağı bu arazide 239 parsel bulunmaktadır. Büyüklükleri 400 m2 ile 600 m2 arasında degişen parsellerin m2 fiyatı, 28 Şubat akşamına kadar 7.000.000.-TL'dir. Ödeme yine 500.000.000.-TL peşinat ve 6 eşit taksitte olacak... Satışlar Cumhuriyet Kitap Kulübü bürolarında yapılacaktır. Cumhuriyet Mahallesi 1. BölümMen haberler... Tasarım çalışmaları ilerliyor. Cumhuriyet Mahallesi 1. Bölüm'e katılan tüm dostlanmızın, kendilerine gönderdiğimiz anket formlarını doldurup bize bir an önce ulaştırmalarını rica ediyoruz. Sorularımız yanıtlanıp tüm görüşler alındıktan sonra geliştirilecek seçenekler arasından herkes kendisiyle en uyumlu olan ev seçeneğini saptayacak. Böylece mahallemizin, hepimizin ortak beğenisini ve ortak yaşama bilincini yansıtan bir mimari kişiliği olacaktır. J K M T ^ 14 A R M A R A D E M I 2 I Tapu dağıtımı bitmek üzere. ı Tapusunu henüz almayan 1. Bölüm arsa sahiplerinin, aşağıda belirtilen i Cumhuriyet Kitap Kulübü bürolarından birine bir an önce başvurmalarını rica ediyoruz. Bağlantı Büromuz açıldı. Arsasını görmek isteyenlere yardımcı olmak üzere, 1. Bölüm girişinde bir Bağlantı Bürosu oluşturduk. Ayrıca, cumartesi ve pazar günleri saat: 12.00'de Cumhuriyet Gazetesi'nin Cağaloğlu'ndaki merkezinin önünden araziye servis kaldırılıyor. Ağaç dikme gezisi Şubatta! Şubat içinde bir pazar günü, Mahallemizin kurulacağı arazide buluşup taruşmak ve arsalarımıza kendi ellerimizle fidan dikmek için bir piknik gezisi düzenlenecektir. Dikimde yardımcı olacak elemanları ve bedelini ödeyerek satm alabileceğiniz fidanları biz sağlayacağız. Kesin tarih size yazılı olarak bildirilecek, ayrıca gazetenizde de yayınlanacak. CumhuriYe< maha lles i "Doğayla uygarlık buluşuyor" YİNE DENIZ CORUNUMLU IMARLI IFHAZLI BAĞIMSIZ TAPULU Cumhuriyet Mahallesi nerede kuruluyor? •Cumhuriyet Mahallesi Istanbtıl'un batısında, Tekırdağ-Çortu yotu kavşağı üçgeninde, Çanta Köyü beledıye sınırlan içinde kuruluyor. Istanbui'a uzaklığı TEM yolundan 45 dakıka, E5 yolundan 55 dakıkadır. •1. Bölümün hemen güneyinde yer alan 2. Bölüm araasının de elektnğı ve stabılıze yollan vardır. •Bu arazinin de yalnızca % 14'ü evtere aynldı Kalan % 86'nın küçük bir bölümü yol ve otopark, çok büyük bır bötümü ise bahçe ve park olacak. Satış yapılan Cumhuriyet Kitap Kulübü büroları: istanbul: Istıklal Cad., Zambak Sok. No:4 Kat:1 Beyoğlu - İSTANBUL (Aksanat karşıst) Ankara: Atatürk Bulvan No: 125 Kat;4 Bakanlıklar - ANKARA Izmir Halıt zıya Bulvan 1352. Sok. No: 2/3 Afsancak - İZMİR Adana: Çınartı Mah. 5 Sok. No: 1/1 Aksu Han Dortyolağzı - ADANA Tel: 252 38 81-252 38 82 Faks: 252 38 62 Tel: 419 50 20 pbx Faks: 417 19 57 Tel: 441 12 20 pbx Faks: 441 91 17 Tel: 363 12 12 pbx Faks: 363 12 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle