Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 ARAUK 1999 ÇARŞAMBA
O L A Y J L A R \hj t r O K L J ŞLİİI.K. olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
Öcalan'ın İdamı, AGİK ve însan Hakları...
Metm AYDOGAN USÎAD üyesi
_ Yargıtay 9. Ceza Dairesi, AbduDah
Öcalan'ın idam kararuu 25 Kasım 1999
günü oybirliğiyle onadı. Kararla ilgili
açıklama ve yonımlar, içten ve dıştan he-
men geldi ve şehit aileleri dışında, he-
men herkes bu konuyu; bireyin yaşam
hakkına indirerek salt insan haklan so-
runu olarak ele aldı ya da öyle görün-
düler. Konunun elbette böyie bir yanı var-
dı ama Öcalan olayının, tam bağımsız-
lıktan emperyalizme, ulusal hukuktan
Avrapa Insan Haklan Mahkemesı'ne
dek uzanan çok daha önemli bir boyu-
tu vardı. Işin bu yaruna hemen hiç kim-
se deginrnedı. AGÎKtoplantısında, med-
yatik açıklamalar yapan "devlet büyük-
fcri" ve bu açıklamaiara destek veren her
eğilimden "sıyasetçfler", Yargıtay kara-
nyla AGlK kararlan arasına sıkışarak,
Türk halkına net bir açıklamada bulu-
namadılar. "Uhıslararası Adalet Divs-
nı"ndan (Lahey), "Avrupa tnsan Hak-
lan Mahkemesine" (AİHM), GB'den
AGİK'e kadar hemen her uluslararası an-
laşmaya çekinmeden imza atan ve yıl-
lardır "terörist başı Apo" edebiyatı ya-
pan "miffiyetçinıukaddesatçı" politika-
cılar bir anda, "insan haklan savunucu-
sudemokratiar" haline geldüer ve 'idam
kanuinın ülke çıkarlanyia birtikte de-
ğeriendirilmesi gerektiğine yöneük** bu-
lanık sözleı söyledüer. Avrupa Konse-
yi Parlamenterler Meclisi, büyük bir
hızla, aynı gün aldığı bir kararla. "ölüm
cezasının kabul edilemez olduğunu"
açıkladı. Uluslararası Af Orgütü "ada-
tetszbiryarj? sürecisonraanda Öcabn'm
asüması durumunda. Türldye'nin uhıs-
lararası hukuk kurallannı çiğnemiş. obv
cağuu" ileri sürdü. ltalya Başbakanı
Massimo D'Alema, Dışişleri Bakanı
Lamberto Dini, Finlandiya Dışişleri Ba-
kanlığı, Isveç ve Hoüanda Hükümetle-
ri ve Almanya Dışişleri Bakanlığı ben-
zer açıklamalar yaptılar.( 1)
Gelişmiş Batı ülkelerinin görüş ve
inisiyatifiyle yönlendirilen ve sankı Tür-
kiye için yazılmıs. olan AGÎT tstanbul
Şartı'nda şunlar yazıhdır. "Devküer,
AGİT yûkümlûlfikkrini yerine getirnıe
konusunda yurttaşlanna hesap veririer
ve öteki devletiere karşı sorumludurlar.
Bu yükümlülükler. herhangi bir devk-
tin içişleri dışındaki alanlaria sınıriana-
maz— tnsan hakbruun ve düşünce, vk-
dan, din ve inanç özgürlüğünü de kap-
sayan temel özgürtüklerin ihlali, fikir
açıklamaya hoşgörnsüzlük, saldırgan
miIHyetçüik, ırkçıhk, şovenizm, yabancı
düşmanhgı ve semitizm gibi güvennk
tehditierine karşıhk vermekk yükümlü-
yüz. Etnik azınlık mensubu kişilere şkt-
det uygulamasına karşıyız»"
Türkiye, Uluslararası Adalet Divanı
ve AİHM kararlanna uymayı kabul et-
miştir. Türkiye, GB anlaşmasıyla or-
ganlarda yer almadığı, oy hakkının ol-
madığı; AB'nin GB Ue ilgili olarak ala-
cağı bütün kararlara koşut kanunlar çı-
karmayı kabul etmiştir. (8madde) Tür-
kiye GB anlaşmasıyla, AİHM'nin bü-
tün hukuki kararlannatam olarak uyma-
yı önceden kabul etmiştir. (64. madde)
Çok uzun yıllar milliyetçiHgi kimseye
bırakmayan ancak AGİT toplantısmda
Nâzım Hikmet'ten şiir okuyanlar, Türk
halkına şimdi bir şeylersöylemek zorun-
dadırlar.
AGtT şartlan, Laheyner, AlHM'leri,
GB'leri ve bütün uluslararası anlaşma-
lar gelişmiş ülke çıkarlanna hızmet eden
araçlardır. Yoksul ülkelere imzalattın-
lan bu anlaşmalar, gerçekte onlann ken-
di haklannı ortadan kaldıran düzenleme-
lerdir. Uluslararası anlaşmalara güçsüz-
ler tam olarak uyarken, güçlülerin bu ka-
rarlara uymama "özgüriükleri" vardır.
Milliyetçiliğe ve ırkçüığa karşı 'iosan
haklaruu" savunan anlaşmalara göste-
rişli törenlerle imza atarlar ama gerçek
ırkçı ve milliyetçi olanlar onlardır. Ba-
tılı devletlerin, azgelişmiş ülkelerde sı-
nırlayarak denetim altına almak istedik-
leri gelişme, bu ülkelerdeki ulusçu gi-
zilgüçtür.
ABD, BM Uluslararası Adalet Diva-
nı 'nın yabancı uyruklulann idam edile-
meyeceği karanna karşın Paraguay va-
tandaşı Angel Fransisco Bread'ı 15 Ni-
san 1998 günü idam etti.
Aym işi, Almanya Adalet Bakanı
Herta Daevbter'in; "Uluslararası huku-
kım ihlaK" biçımindeki ıtirazlanna kar-
şın 4 Mayıs 1999 günü iki Alman kar-
deşe uyguladı.(3) Oysa ABD, Lahey
Adalet Drvanı'nınkararlannauymayı ka-
bul edmekten de öte bu örgütü kuran bir
ülkeydi. 1970'li yıllarda Almanya'da
gerçekleştirdikleri bir dizi terör eyle-
miyle ünlenen, düzen karşıü Kızıl Or-
du Cephesi adlı örgütün tutuklanan li-
der kadrosu; 30 Ağustos 1977 gecesi
Münih Cezaevi'nde ölü bulundu.
Tutuklular, uzun yıllar avukatlanyla
görüşmelerinin engellendiğı, insanlık
dışı muamele gördükleri, cezaevinde iş-
kence gördüklerini belirterek AtHM'ne
başvunnuşlar ancakhiçbir sonuç alama-
mışlardı. Bu olaydan tam 19 yü sonra
1996 ydında bir Alman araşnrmacı, Al-
manya'nın "hür demokratik temd dü-
zenini yıkmaya yönefik faafiyette" bulun-
duğu gerekçesiyle üç yıl hapisle ceza-
landınldı. Ingiliz SAS komandolan(Özel
Hava Servisi), Mc Cann ve iki arkada-
şım, IRA mensubu olduğu gerekçesiy-
le Cebelitank'ta öldürdü. Ölenlerin ya-
kırdannın, güvenlik güçlerinin yargısız
infaz yapöklannı ileri sürerek başvur-
duklan Adalet Komisyonu, "SAS ko-
mandolanıunidari makamlardanemir
aküğmda,»damöklürmekdahahertür-
Ifi eylemi yapabfleceğini, bo eylemkrin-
den dolayı sonımhıtutulamayacağnu ve
oiayın 'yaşama hakkının' ihlalryie ügfli
otonadıgr yönünde karar verdı. Mbivel
CasteBs adlı sol eğilimli bir Ispanyol se-
natörünün dokunulmazbğı 1981 yılın-
da "devktin faili meçhul dnavetJerin
ûzerine yeterince gHmediğini ileri süren
bir makale yaynüadığı'' için kaldmldı-
ğı ve Castells aynı yıl tutuklandı. ltal-
ya'da "Temiz EBer" adı verilen operas-
yonlar sırasında 1500 işadamı, bürok-
rat ve politikacı tutuklandı. Aralannda
250 rniUetveküinin bulundugu 3000 Ital-
yan hakkmda soruşturma açıldı, on sa-
nık intıhar etti. ABD'nde "Körlmam"
unvanryla ünlenen kışı ^vaazianıım New
York Tkaret Merkezi'ne bomba atan
teröristleri etküediğinin anbşılmij ol-
ması" gerekçesiyle ömür boyu hapse
mahkûm oldu. "Kör lmam" bu cezayı
çekiyor. 1972 ydında ABD Başkanhk se-
çimlerine, Gerald Ford'un rakipleri ara-
sında katılan Amerikan Komünist Par-
tisi başkan adayı Abn Maki Amerika'da
gördüğü baskılar ve oğlunun Michigan
Eyaletinde silahla vunılması nedeniy-
le, bugün Kanada'da sığmmacı olarak ya-
şıyor.
Batılı devletlerin ceza yasalan, kişi-
sel hak ve özgürlükleri suıırlayan mad-
delerle doludur ve bu maddelerin özel-
likle sisteme yönelen siyasal suçlara
karşı ödünsüz uygulanması, Batı Hu-
kukunun değişmeyen temel işleyişidir.
Amerika ve Avrupa ülkelerinde, tele-
fon dinleme, habersiz adam izleme, giz-
li ajan kullanma, konutlann dinlenme-
si polis yetkileri içindedir ve bu tür fa-
aliyetlerle elde edilen bilgiler hukuksal
kanıttır. Ğ>meğin, Trol-a metodu adı ve-
rilen bir uygulamaya göre; kriminal özel-
likleri önceden belirlenen iki milyon in-
san bilgisayar taramasından geçirilmek-
te, bu tarama alüyüz kişiye kadar indi-
rildikten sonra da durumlanndan kuş-
ku duyulan bu insanlar, potansiyel ör-
gütlü suç elemanı olarak izlemeye alı-
nabilmektedir. Teknolojinin Batı polisi-
ne armağan ettiği bu yöntem, ABD ve
Batı Avrupa'nın bütün "dcmokratik"
ülkelerinde yasal olarak kullamlmakta-
dır. Alman yasalan, gizli izlemelere kar-
şı yargı yoluna başvurmayı yasakladı-
ğı için, ikisi hâkim beş Alman hukuk-
çu, AtHM'ne başvurduğunda hiç bek-
lemedikleri bir kararla karşılaştılar. Ka-
rar şöyleydi: "Demokratik kurumların
korunması açtsmdan zorunlu oian hal-
lerde, vatandaşlar aynı polis devletlerin-
deoldağu gibigizüct izknebilir. Demok-
ratik toptumlar giinümüzde, sofistike
bir casosluk ve terörizm tefaUkesi attm-
dadır. Dolayısıvla devtet, bu gibi tehiike-
lere etkin bir bicimde karşı koyabUmek
içingbiiizk^ııevegâzetimyöntemieriuy-
gulavabilir."
tngiltere'de, üç kişiden çoküyesi olan
gizli bir örgütün yapüğı toplanüya ka-
tılmanın, kaüldığını söylemenin, top-
lantıyı düzenlemenin ya da yardûn et-
menin cezası 10 yıl; yasaklanmış faali-
yeüerde kullanmaküzerepara ve mal top-
lamaya çalışmarun, kabul etmenin ya
da vermenin cezası 14 yıl; devlete kar-
şı işlenmış suçlar hakkmda bilgi sahibi
olduğu halde bu bilgiyi polise bildir-
memenin cezası 5 yıl hapıstir. 1998 yı-
lında çıkanlan "Knzey Irlanda Suç De-
Ifli Yasaa"na göre, ceza davalannda sa-
ruk hakkında herhangi bir kanıt olmasa
da mahkemenin, sanığın tutum ve dav-
ramşlanndan sonuç çıkararak ceza ver-
me yetkisi vardır. tngiltere tçişleri Ba-
kanı, suç övücü ya da devlet otoritesini
zayıflatıcı bulduğu bütün radyo, tele-
vizyon ve gazete yayınlanoı on iki ay sü-
reyle yasaklama yetkisine sahiptir. 1989
yılında IRA, IRA yanlısı yasal parti Sinn
Fein, Republican Sinn Fein Ulster De-
fance Assaciation, Insh National Liber-
tation Army (INLA) adh örgütlere bu
yöntemlerle her türlü yayın yasağı uy-
gulanmıştır.
Belçıka'da devlete karşı suç işlemiş hü-
kümlüler, tek kişilik hücrelerde yatın-
lırlar. Bütüneşyalan hergün hücrelerin-
den dışanya aluur ve tekrar yerleştiri-
lir. Hücre, geceleri sürekli olarak ay-
dınlatılır. tngiltere'de bu tür tutuklu ve
hükümlüler, cezalannı bitirene kadar
her onbeş günde bir başka cezaevine
nakledilirler. Fransa Basın Kanunu'na
göre, Fransız siyasi sisteminin temellerini
sarsmak ve kamu düzenini tahrip etmek
amacıyla eleştiride bulunmak yasaktır.
Avusturya'da, tapu dairesinden telefon
idaresine kadar bütün devlet kuruluş-
lannın, sıstem karşıtı olarak gördükleri
partilere herhangi bir mahkeme karan
olmadan, hizmet vermeme yetkisi var-
dır. Almanya'da cezalannı tamamlamış
eski hükümlüler, herhangi bir yasadışı
eylemde bulunmasalar bile, "tekrar-
bmaihtimaM'' nedeniyle tutuklanabilir-
ler.
Tartışma, politık sistem sorununa gel-
diğinde, "insan haklannı'' bu biçıme
sokan "demokratik" Batı'nın "akefi"
demokratlan; konu, ulusal bağımsızlık
direnci henüz tükenmemiş olan Türkiye
olduğunda, "kaOksız demokratlar"
durumuna gelirler ve kişisel özgürlük-
lerin, kendi ülkelerindeki sınıriann da
ötesinde, uygulanmasını isterler. Çifte
standartlı bu tuturna. "Baü'nın demok-
ratik normlannın yakalanmasuu is-
temek" adına veririer. Kişisel- toplum-
sal özgürlükler sorununu, bir çelişki
haline getirerek bunubizim gibi ülkeler-
de, toplum aleyhine çözmeye çalışırlar.
Amaçlan, demokrasi ya da insan hak-
lan falan değil, çıkarlanyla çelişen az-
gelişmiş ülkelerin zaten zayıfolan dev-
let örgütlenmesini daha da zayıflatmak-
tır. Ülkemizde, türbanı insan haklan
sayarlar ama Suudı Arabistan'dakafakol
kesmeye ses çıkarmazlar.
Türkiye, 55 yıldu-, Batı devletlerinin
hazırladığı uluslararası anlaşmalann
hemen tamamına gözü kapalı imza koy-
muştur.
Bu anlaşmalan imzalamayı büyük
başan gibi gören siyasetçiler bugün,
Türkiye Cumhuriyeti yasalanna göre
süreci tamamlamış hukuksal bir karan
uygulayamaz durumdadırlar. Yeni bir
yargı aşamasıymış gibi, AİHM'nin
vereceği karann bekleneceği söylen-
mektedir. Türk halkı gerçekten uyanık
olmalıdır.
(l)Cumhuriyet, 26.11.1999
(2) "ABD'nde Lahey'in Çağnsına
Karsm tdam" Hürriyet, 16.01.1999
(3) "10 Dakika Can Çekisti", Hür-
riyet, 05.05.1999
(4) "Fazilet Partisi-Esas Hakkmda
GörüşkT", Vural Savaş, sf.57-58
ARADABtR
ÖMER GÜNER Tmbzon
Özgün Bip Araştırmacı
özgün bir araştıımacı, bir kültür ve sanat ada-
mı, yaşamını insanlann aydınlanmasına adayan,
gerçek bir aydın: Arslan Pulathaneli.
1996 yılında kaybettiğimiz Arslan Pulathaneli,
genç yaşta kitaplara âşık olmuş. Şiir, müzik, folk-
lor, eline ne geçerse yayımlanan binlerce ürünü
kitaplığına toplamış. Binlerce kişiye mektupiar
yazmış, gelen kitaplar için teşekkür yazılan gön-
dermiş.
Arslan Pulathaneli 1919 yılında Trabzon'da doğ-
muş. llk, orta ve liseyi Trabzon'da okumuş. Istan-
bul' da Yüksek Ticaret Okulu'ndan mezun olmuş.
Askerlik görevini yedek subay olarak, Ankara, Iz-
mir ve Sankamtş'ta yapmış.
Arslan Pulathaneli, bugün gerçekten büyük bir
değertaşıyan kitaplığını oluştururken, biryandan
da çeşitli dergi ve gazetelere araştırma ağıriıklı
yazılar yazdı. Pek çok radyo ve TV programına ka-
tıldı.
Evinde yıllar yılı bir uğraşla oluşturduğu kitap-
lığı herkese açıktı. Kim, kendisinden bir kitap, der-
gi ve gazete istemiş ise, o kişiyi geri çevirmez, is-
teğini fotokopi çekerek karşılardı.
Bugün, yirmi bin kitaplı bir hazine saytlan Ars-
lan Pulathaneli'nin kitaplığında neler yok ki. Bir-
kaçını belirtelim.
1916-1919 yılları arasında yayımlanmış "Ede-
biyat-ı umumiye" dergisinden 1 lO.sayı. Milli Mec-
mua'da Tevfik Fikret, Ziya Gökalp, Mehmet
Akif özel bölümleri. Kabataş LJsesi Müdürü Beh-
çet Necatigil'den 1953'te "Evler" adlı şiir kitabı.
Mevlana üzerine yazılmış 120, Yunus'a ait 40 ki-
tap...
Kitaplığının Trabzonla ilgili bölümündeTrabzon-
lu şairier, yazariar, siyasetçiler ve basın yer almış.
Trabzon Halkevi'nin kapatılmasından önce kaç
oyun sergilediği, sergilenen oyunlarda kimlerin rol
aldığı, hangi tarihlerde oynandığı, fotoğraflan ile
biriikte Arslan Pulathaneli'nin kitaplığında rnevcut...
Trabzon Gazeteciler Cemiyeti, 1992-1996 yıl-
lan arasında düzenlediği Traözon'un Yetiştirdi-
ği Değeriere Saygı" etkinlikjerinde aranan kaynak,
Arslan Pulathaneli'nin kitaplığından sağlanmıştı.
Ölümünden bir yıl önce, Trabzon Gazeteciler Ce-
miyeti'nin kuruluş yıldönümünde, "Cumhuriyet
Döneminde Trabzon'da Basın" konulu sergiyi,
bizzat kendisi düzenlemişti.
Yaklaşık 20 bin ciltlik kitaplığı ile ülke çapında
ün yapan Arslan Pulathaneli, Trabzon Gazeteci-
ler Cemiyeti'nin "şeref üyesi" idi. Arslan Pulatha-
neli, her 10 Kasım'da, 11 Kasım 1938 günü ya-
yımlanan gazetelerden oluşan bir sergi açardı.
Seymin Pulathaneli her 10 Kasım'da bu sergiyi
kendisi açmaktadır.
Deprem ve Tutumumuz
Prof.Dr. Kemal ONEN
'Söz ola kese savaşı
Söz ola bitire başı
Söz ola ağulu aşı
Yağ bal ede, bir söz' • • ..'•'•"•.'
YUNUSEMRE
-\ 1 Ağustos 1999'dan beri yaşadığımız çok bo-
I yutlu deprem felaketı karşısında insanlanmı-
JL. zınkültürel ve duygusal durumlanna göre de-
gişik şekil ve yoğunlukta tepkiler göstermesi, bek-
lenenbirhusustur. Yakınlanıu yinrmiş, evi barkı yı-
kılmış, maddı ve moral yönlerden darbe almış ki-
şilerin, gruplann ve de toplumun derece derece ol-
mak üzere hırs, kızgınlık ve hattâ nefretlenni anla-
mak zor değildir. Tann bu tür acılan göstermesin.
Ancak olabüdiğince nesnel (objeküf) olması ge-
reken ya da beklenen kişiler, kurumlar ve de özel-
lüde medyada gözlenen ve toplumu moral strese,
panığe, güçsüzlüğe itenbazen abarnlı duygusal ha-
ber, yorum ve yaklaşımlann da sakıncalan açıkrır.
Elbette; bu felâket karşısında, beceri yetersızlık-
len, noksanlıklar, yanlışlıklar ve "özeDUde organi-
zasyonyeterazSği'' ile sakat"yöoetimi'" ekştirmek
ve vyarmak bir görevdir. Bu yetersizlik ve eksik-
likler, sadece bugünün ve bugünkü yönetımın so-
runu da olmayıp. vribnkr devletin, yerd yönetim-
lerin, knnunlann ve de toplumnn >-apBmda sürûp
gelenbozuhnave yodaşmanmbaşbozuktakve kıı-
ratoAgm bir sooucudur.
Sorumlu ve de yetkilı dediklerimizin. halâ "hare-
ı- âlem" konuşma ve bey^anlannı tsitmek; bu facı-
ayı yaşamakta bulunan ınsanlanmızı rahatlatmı-
yor ve hattâ kızdınyor. Elbette; ne sosyal ne insa-
ni ve ne de "medikal-düşünsel'
n
yaklaşım ve esas-
Sevgili variığımız
HASAN HÜSEYİN ERİ
yitiıişimizin 3. yılında yüreğimizdeki
taptaze acısı ve özlemle anıyoruz.
Ailesi adına
ALİER
OSMANLIDA YAŞAM TARZI
SERDAR GULGUN
OSMANLIDA
YEMEK VE MUTFAK
KULTURU
www.ntv.com.tr
BUAKŞAM
21:05
larla bağdaşünlması olası bulunmayan ve eğer ger-
çekse. özverili gönüllü kuruluşlarm medikal-teknik
işbırliğini dışlayan, emotiv beyanlarla dış yardım
girişimlerini gereksiz ve "bizeuyumsuz"?! gibi ni-
teleyen bılgısızce söylemleri ve benzerlerini "teş-
hir vetenkjt" etmek de kaçınılmaz birhusustur. Ama,
her musibeti sadece devietin kurumlanna, beyân-
lanna, yönetimın yaklaşım ve çabalannm yetersiz-
liğine indırgemek, hattâ bence makul ve normal ba-
zı yaklaşım ve uyanlan, ömeğin çok zor fakat bi-
lınçli ve ahlâkı bir davranış sergileyerek, olası bir
yeni deprem uyansı yapan bilimcilen karalamak,
ökjüsüzce kötülemek savunulamaz. Aslında, her
kurum ve hepimiz farklı şekillerde sorumluyuz, il-
gisiz- ciddiyetsiz ve çıkarcı yaklaşım ve tutumla-
ranızla. Bölgede sanayi tesislennın kurulması ha-
talı ise Devlet \t yerd yönetimler kadar kuranlar
da sorumlu değil mi?
Reyting ıçın ekranlannda; yazma alışkanlık ve
zorunluluğu ile gazetelerin
de gösteri üretmeyi, ahkâm
kesmeyı adeta haklan sanan
ve sorumluluk bilinci ile dop-
dolu olması gerekirken so-
rumsuz ve de sorunsuzca,
"ucuzdüşûnüriük" hevesle-
ri de bıktınyor, insanımızı.
Bu bazı medya oyunculan-
mn hangısı: objektıfbir şekil-
de ve benzer maddı- fizık ve
sosyal-ekonomik koşullar
ıçindeki bir ülkede, toplum-
da bu boyutlardakı bir dep-
remde yapılanlarve yapüama-
yanlann analizine ve karşı-
laştınlmasına davalı olarak
konuşurlarya da yazarlar aca-
ba?Vedehek.halâdinsdfa-
natizm,dogmatiksaplanüve
yommiardan yeterince ann-
mamış bir toplumu, sürekli
olarak duygusal tahrikler ve
edebiyatb! (laflar ile) karga-
şaj» itip. ona çağdışı yön ver-
meye yeheoen ve bu yoBa yi-
neçıkârpeşinedüşenldşi, ku-
rum ve bir bsnn medyanm
>-apnklan iseQkeOik>«iınida
avıp ve hattâ abJaldİiğinden
şüpheediecekbir sömürgen-
Bktir. Bu haH ie ülkeşe. top-
hıma \e de dine yönenk bi-
linçsiz bir hiv-anetrir. On bin-
lerce yıldır dunyanın pek çok
yerinde, yine on binlerce sa-
yıda oluşan ve süren bu do-
ğ^obyvebilimiııöğrettikle-
ri göz ardı ediip, son depre-
mi imam-hatip okullan, Ku-
ran Kurslan, türban gibi ko-
nularla ilişkılendirmeye kal-
kıp, bir ilahi ceza imiş gibi
gösteren savlar ise, ancak
gûncel hurafeler üretmek ve
fanatizme davettir. Aslında
tüm bu gırişımler Türk dev-
rimi ve çağdaşlaşmasına ve
onun önderi Atatürk'e karşı
mevcut, habis ve ınsafsız zih-
niyetin çabalan ve belirtile-
ridir. Din tüccarlan bilraeli-
dir ki, bu tür girişim ve çaba-
lardüşünmeyi öğütleyen, "ah-
lâkı tamamlamak için gön-
derOdiğini'' belırten, lslamın
Peygambenne de ters duşer.
Dahaçokgerçekçi,çözüm-
sd ohnavı, daha çok nesnel
konnşmayı, yazmayı, öğüöe-
meyi,dahayoğunveyaygpn br
$ekade,düşünseliğinezamuı
öğreneceğiz?
PENCERE
Çankaya Sorunu?..
"Çankaya Sorunu" başlığı altında medyada bir
sürü yazı çıkıyor.
Defnek ki Çankaya da sorun olmuş; sanki az so-
runumuz varmış gibi...
Enerji sorunu..
Terör sorunu..
Apo sorunu..
Ege sorunu.. -- >.
Kıbns sorunu..
Borç sorunu.. - i s
Bankalar sorunu..
Enflasyon sorunu..
Yargı sorunu..
Türban sorunu..
Irtica sorunu..
Uzatmaya gerekyok, nereye baksan sorun; dağ
taş sorun kesilmiş...
Sorunsuz bir tek konuya rastJamak olanaksız,
istediğin kadar uzatabilirsin:
Trafik sorunu..
Deprem sorunu.. :.
Cezaevi sorunu.. . > - tf
Af sorunu..
*
lyi de zamanı geldiğinde yeni cumhurbaşkanı
seçmek neden sorun oluyor?..
Dtşardan Türkiye'ye bakan birine "Çankaya So-
runu"nu nasıl anlatacağız?..
Medyadaki dostlann Çankaya sorununa ilişkin
yazılannı okuyoaım; daha konuyu anlayabilmiş
değilim; eksik olmasınlar, bu konuda uzman ar-
kadaşlanmız var; ama, tümü de yorumlanna san-
ki böyle bir sorun varmış da çözülmesi gerekiyor-
muş gibi başlıyoriar.
Neden?..
Mayıs ayında Türkiye'de yeni cumhurbaşkanı
seçilecek değil mi?.. Tamam da sorun nedir?..
Anayasa cumhunbaşkanıntn nasıl seçileceğini ya-
zıyor; milletvekilleri toplanır "usulüne uygun" ola-
rak seçimi gerçekJeştiriıier...
Kim bu işi engelliyor?..
Askermi?..
Yok canım!..
Medyada yazılıyor, çiziliyor, Süleyman Bey'in
görev süresinin uzatılması üzerine yorumlaryapı-
Iryor, ama niçin?..
Ecevit diyesrymiş ki: ' . < • • • •
"- Görev sûresi uzatılsın!.."
Nasıl?..
Partitertoplanacaklar, anayasayı buamaçlade-
ğiştirecekleıi..
•
Haydi bakalım, çık işin içinden!..
Partiler anayasayı bu yolda değiştirmek için bir-
leşiyorlar da bir aday üzerinde neden birieşemi-
yoriar?.. -
Ikisinden hangisi daha zor?..
Yeni cumhurbaşkanını seçeceğine anayasayı
değiştiren parlamento dünyanın neresinde görtil-
müş?..
•
Ancak bir dostum dedi ki: '
- Bırakalım Süleyman Bey Çankâya'daÖf'yV
di yıl daha kalsın, vallahi yerine öyle biri gelir ki Sü-
leyman Bey'i değiştirip değiştireceğimize bin piş-
man oluruz!..
SÖKE SULH HUKUK MAHKEMESİ
SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN
1999/3 Satış
Söke Sulh Hukuk Mahkemesı'ıun 27.10.1998 gûn,
1998/271 Esas, 1998/847 Karar sayıh ılamı ile ortaklıgm
gidenlmesi yotuyla satışına karar verileo gayrimenkuUe-
nn tapu kaydı, cinsi, evsafı ve kıymetleri: 1 - Tapu Kaydı:
Söke, Bağarası, Köyiçi Mevkii, Tapuda; cilt: 30, sh:
286'da kayıtlı 2866 parsel sayıh, 775 m2 müctarlı arsa
cinsi. Taşuunazın önemli özellıklen Tapuda arsa vasftn-
da olmasına ragmen üzennde 2 adet ev olup, evin biri tek
katlı, tavanı ahşap, çatısı ahşap, çatı örtüsü raarsilya kire-
nut, elektrik ve suyu mevcut 92 m2, yine aynı arsa ûzerin-
de önü açık 31 nû. kaydırma yapı mevcuttur. Muhammen
Bedeü: 6.67S.0O0.0O0.- TL.'dır.
2- Tapu Kaydı: Söke, Bağarası, Kemalpaşa mevkii, ta-
puda cilt: 32, sahife: 3O67'de kayıtlı 3065 parsel sayıh
470 m2 nüktarlı avlulu iki ev. Taşınmazın önemli özellık-
len: Yapılar betonarme kargiı (yığma) evvn bin 2 katlı
240 m2 inşaat alanı olup dığen tek katlı 72 m2'dir. Mu-
hammen Bedeli: 6.250.000.000.- TL.'du-. 3- Tapu Kaydı:
Söke, Karaatlı, Karyağdı mevkii, tapuda cilt: 2, sh: 107'de
kayıtlı 108 parsel sayıh 27625 m2 miktarh tarla vasıflı.
Taşınmazın önemli özellıklen: 1. sınıf tanm arazisi olup,
alt yapısı (sulama kanallan) mevcuttur. Karaatlı köyü yer-
leşik alanı bıüşığidır Taşuımaz üzerinde du\ arlan binket
yapı olan, tahnunı 300 m2 alanlı dam ve ahırlar mevcut-
tur. Muhammen Bedeli: 22.368.750.000.- TL.'du. Sanşa
konu taşınmazlar yukanda yazılı muhammen bedeller
üzerinden sanşa çıkanlnuştu-.
Satış Şartlan: 1) Taşınmazlaruı l.saüşı 14.01.2000Cu-
ma günü olup; 2866 parsel sayıh gavnmenkul: Saat 10.00
ile 10.15 arasında. 3065 parsel sayıh gayrimenkul. Saat
10.30 ile 10.45 arasında, 108 parsel sayıh gayrimenkul:
Saat 11.00 ile 11.15 arasında, Söke Sulh Hukuk Mahke-
mesı Kalemi'nde açık arttırma yolu ile yapüacaktır. Bu
arttırmada tahmın edilen kıymetiıı %75'inı ve rüçhanlı
alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masrafla-
nnı geçmesi şaruyla en çok arttırana ihale olunur. Böyle
bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki
kalmak şartıyla 24.01.2000 Pazartesi günü aynı yerde ve
aynı saatlerde ıkinci arttumaya çıkanlacaktır. lkınci art-
tırmada ise rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmu-
unu ve tahmın edilen kjymetm %40'ını ve satış masrafla-
nnı geçmesi şartıyla en çok arttırana ıhale olunur
2- Artürmaya iştirak edeceklerin, tahmın edilen layme-
tin yüzde 20'si nispeunde pey akçesi veya bu miktar ka-
dar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri la-
zımdır. Satış peşin para ıledir, alıcı istediğinde 20 günü
geçmemek üzere mehil verilebılır. Resmı ihale pulu, tapu
alıın harcı ve masraflan. gayrimenkulün teslim masrafı,
KDV ahcıya aittir. Tapu satım harcı, taşınmazın ayrundan
doğan bırikmiş vergiler ile dellaliye resmi satış bedelin-
den ödenir. 3- tpotek sahibi alaeaklılarla dığer ılgılilenn
(irtifak hakkı sahipleri de dahıl) bu gayrimenkul üzerin-
dekı haklannı. hususiyle faız ve masrafa daır olan ıddiala-
nnı dayanağı belgeleri Ue on beş gün içinde dairemize bil-
dırmelen lazımdır. Aksı takdırde haklan tapu sicıli ile sa-
bit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktu 4- thale-
ye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle
ıhalenın tlK 133. maddesı geregınce feshıne sebep olan
tüm alıcılar ve kefillen, teklif ettıkJen bedel ile son ihale
bedeli arasındaki farktan ve dığer zararlardan ve aynca te-
merrüt faizinden müteselsılen mesul olacaklardır. Ihale
farkı ve temerriit faızı aynca hükme hacet kalmaksızm da-
iremizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat
bedelinden alınacaktır 5- Şarmame, ılan tarihinden itıba-
ren herkesın görebibnesı için daırede açık olup masrafı
verikliği takdirde isteyen alıcıya bir ömegı göndenlebılır.
6- Satışa iştirak edenlerin şannameyı görmüş ve münde-
recatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bılgı almak is-
teyenlerin 1999/3 Satış sayıh dosya numarasıyla satış me-
murlugumuza başvurmalan ilan olunur. 19.11.1999.
Basın: 62210