Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 ARALJK 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15
_Gündemdeki öykü, gerek nicelik gerek nitelik bakımından öteki türlere baskın çıktı
Geleceğe dönük aühm \ılı
A,
SEMİHGÜMÜŞ
Öykücülüğümüzün 1999 yılını da ge-
leceğe dönük atılım yıllanndan biri ola-
rak değerlendırdıgını pekâlâ söyleyebi-
linz. Özellikle 1980'lerden sonra ıçme çe-
kildığı durgunluk yıllannı, hem de uzun
yıllar süren suskunluk ve gen çekilme dö-
nemı olarak yaşayan öykücülüğümüz,
neden sonra beklenmedik bır uyanışla
edebiyat ortamımıza egemen olacak dü-
zeye geldı. 1990'ların ıkincı yansında
gündemin ük sırasını tuttu öykü.
tlkın, "Adam Öykn"nün gördüğü sı-
radışı ilgi öyküye ıvmesinı verdi. Biryan-
dan eskı kuşaklardan usta öykücülerimiz
öyküye dönerken, öte yandan sayılan şa-
irleri kıskandıracak çokluktakı genç öy-
kü yazarlan öyküyü yazmazlarsa olma-
yacak kertede almaya başladılar. Şurder-
gilen yaşam alanı bulamadıklan ıçın ka-
panmak zorunda kalırken, öykü dergile-
ri bırkaçını bır arada yaşatacak venmde
bir ortam bulmuş oldular. Çok sayıda şa-
ir öyküyü de ikinci tür olarak seçtı. Son
yıllarda en çok öykü konuşuluyor. Öykü-
nün sonınlan dergılerde, toplantılarda
değerlendırilıyor: bırkaç öykücünün gı-
nşimiyle başlatılan ve her yıl yınelenen
Ankara Öykü Günleri'nde, bınlerce ka-
tılımcı önünde, on gün boyunca öykü tar-
tışıhyor.
Geçen yütn bir dökümünü yaptığımız-
da da öykünün gerek nicelik, gerek nite-
lik bakımından öteki türlere baskın çık-
tığını öne sürebilıriz. Ankara Öykü Gün-
leri 1999'da da binlerce öyküseverın et-
kin kaühmıyla ve öykünün bugüne dek
ele alınmamış sorunlannın ırdelenme-
siyle geçtı. Öykünün son yıllardakı can-
hnğını pekiştiren Ankara Öykü Günle-
n'nin gelecek yıllarda da sürmesı bütün
olarak edebıyatımıza önemlı katkılarda
bulunacaktır.
En verimli Cemil Kavukçu
1999, edebiyatımızda öykünün aölım-
lannı sürdürdüğü bıryıl oldu. Son beş yıl-
dan bu yana, kendınden sanınm beklen-
meyen bır nicelik ve yogunJukla gelişi-
yor ve değışıyoröykü. Geçen kuşaklann
usta yazarlan yayımlâdifclan yenı kitap-
larla kendi verimlerini sürdürürken, ya-
yıncılann cesaretii tutumuyla genç yazar-
lar da daha kolay gün ışığına çıkıyorlar...
BflgeKarasu'nun Lağımlaranasıya da
Bewghı kıtabı. FüsunAkath'nın Bilge Ka-
rasu'nun ölümünden sonra yayıma hazır-
Jadığı kitaplann sonuncusu. Lağımlara-
nası ya da Beyoğlu'nda, Beyoğlu üstüne
dört uzunca metin ıle beş ayn anlao var.
Bunlar birer roman parçası, anlatı ya da
metin olarak da okunabiiir. Ben öykü
bağlamında alıyor. öyle okuyorum. Bıl-
ge Karasu okurlan ıçin elbette bulunmaz
metınler bunlar. tkıncı bölümdekı "Kınn-
salda Bir Köpek" öyküsününse, bende
özel bir yer aldığıru söyleyebılinm.
Tahsin YüceTin Komşular kıtabı, ge-
Ltılımlarını
bu yıl da
sürdüren öykü,
son beş yıldan
bu yana,
kendinden
~^" sanınm
beklenmedik bir
nicelik ve
yoğunlukta
gelişiyor ve
değişiyor. Geçen
kuşaklann usta
yazarlan
yayımladıklan
yeni kitaplarla
kendi
verimlerini
sürdürürken,
yayıncılann
cesaretii
tutumlanyla
genç yazarlar da
daha kolay gün
ışığına
çıkıyorlar. l)Hakan Şenocak, 2) Tahsin YüceL 3) Peride Celal, 4) Ferit Edgü, 5) Fünızan, 6) Cemil Kavukçu, 7) Bflge Karasu.
çen yılın öne çıkan kitaplan arasında yer
aldı. Tahsin Yücel'ın bilınen kurmaca
özellıklerinı bır arada banndınyor Kom-
şular. Yazannın olgunluk döneminin ürü-
nü olarak da alınabilecek olan Komşu-
lar, Tahsin Yücel'in kendine özgü ironi-
sınin toplumsal sorunlarla iç içe geçtiğın-
de ne denli etkıleyıcı olduğunu gösten-
yor.
Ferit Edgü'nün her kıtabında ulaştığı
düzeyın son ürünü tşteDeniz, Maria. Kı-
taptakı beş öykü. Fent Edgü'nün bılinen
öykü anlayışının, yazınsal dil içindekı
cevhere ulaşma çabasının süreği. Öteki
otuz parça kısa kısa, çok kısa -minımal-
öyküler. Öykünün nasıl yazılacağını, ya-
zınsal dılın anlamını öğrenmek isteyen
genç okurlar ya da öykü yazarlan ıçuı Fe-
rit Edgü ılk akla gelecek adlardan.
Füruzan öncekı son kitabı Geceain
Öteki Yüzünden tam on yedı yıl sonra
Sevda Dolu Bir Yaz'ı yayımladı. Füru-
zan'ın öykü dünyasını yansıtan öyküler.
Geçmışte yaşananlann, aynı geçmişe du-
yulan özlemın kendılığinden yarattığı
duyarlığın ürünü üç uzun anlatı var Sev-
da Dolu Bır Yaz'da.
PerideCdaJ ın MetahatHanun'ınDü-
zenli Yaşanu, Muzaffer Buyrukçu'nun
Dumanı Tüten Çay Gibi ıle Burhan Gü-
nei'ın Çiçekler koranağkOzgenErgin'ın
Galatah Angelos adlı kitaplan, yazarla-
nnın bilınen öykü anlayışlan içınde, ede-
biyatın geleneksel değerlerini koruyan,
insan ilişkileri üstüne duyariıkla, yakın
gözlemcilüde yazümış öykü kitaplan.
Yeni kuşaklann verimi son yıllarda da-
ha çok ilgı çekiyor. Hem sayıca belırgin
bir artış var genç yazarlarda, hem de öy-
kücülüğümüzün eskı aJün yıllannı anım-
satan nitelıksel bir yükseliş. Genç yazar-
lann öykücülüğümüzün geçmışmdekı
eğilimlerle ilişkileri, kendilenne özgü
öykü anlayışlan, yaptıldan katkılar, ıle-
nye dönük gızılgüçleri edebiyatımızın
gündeminde yer alıyor.
Cemfl Kavukço sözgelımi, son yıllar-
da en dıkkate değer öykücü olarak öne
çıkıyor. Üstelik en venmlı yazarlardan.
Geçen yıl yayımlanan DörtDırvarBeş Pen-
cere kıtabı da öykü serüvenınde yenı bır
aşamayı belirtiyor. Bu kıtabı geçen yılın
en ıyı öykü kıtabı olarak gördüğümü be-
lirtmekten kaçmamayacağım.
Hakan Şenocak aşama yapn
Muratban Mungan'ın "Alke Harika-
lar Diyannda". "Aynah Pastane", *Ge-
ce EDMsesi" adlı üç uzun anlatısının yer
aldığı Üç Aynalı Kırk Oda, yazannın öy-
kü ile anlatı ya da öteki kurmaca türleri
arasındaki sınırlan kaldırdığını gösten-
yor. Üç Aynalı Kırk Oda'nın, Murathan
Mungan'ın anlatının sorunlan üstüne çö-
zümlemelerinın ürünü olduğu da söyle-
nebilir.
Tank Günerserın Bedeolere Inanır
mısuuz? kıtabındakı kısa kısa metınleri
yazının ve yaşamın içınden süzülmüş tat-
lardan postmodern biçımlere uzanan me-
tinler.
Faruk Ulay, Amber'de, farklı dünyalar-
dan ve o dünyalann kişilennden getırdı-
ği öykülerinin ustalıkla örühnüş örnek-
lerini veriyor.
SemraAktunc'un Başkalannın Fotoğ-
rafi kıtabı, geç yayımlamaya başlaması-
na karşın. ardında düşünülmüş, süzül-
müş bir birikim olduğunu gösteren bır ılk
kitap.
Hakan Şenocak'ın Naj adlı yeni kita-
bı, uzun bır bekleyiş döneminin ürünü.
Naj'daki öykü dünyası, coşkuyla ve et-
kileyici bir ritmle akan öykü dili, masal-
sı anlarımı, özgün kurgulan ıle Hakan
Şenocak'ın da kendısınde bır aşama yap-
tığmı saptayabılınz.
FanıkDuman, ılk kıtabı SeskrdeBaş-
ka Sesler adlı kıtabındakı öykülerinden
enikonu aynlan yem öykülennın yer al-
dığı AvDönüşleri nı yayımladı geçen yıl.
Yeni bir öykü dılı, biçımi ve dil bıçemiy-
le kuruhnuş şaşırtıcı öyküler var Av Dö-
nüşlen'nde.
Reha Mağden'ın Yazgüarm Tableti.
bızdekı polısıye edebıyatın yazınsal ya-
zıyla en çok ıçlı dışlı olan bir türünün ürü-
nü. Edebiyat kamuoyunun ilgı odağında
bulunmayan Reha Magden'm venmı ne
yazık kı süreklı değıl.
En genç yazarlardan MuratGülsoy'un
Oysa Herkes Keodisiyie Meşgul adlı kı-
tabındakı metınlerinin öykü olup ohna-
dığı tartışılabilır. Dili, kûrgusu, aniatını
biçımi, konulan, sorunlan farklı, ustalık-
la yazılmış metinlerbunlar. Bundan son-
ra neleri, nasıl yazacağını merak ettiren
bır yazar Murat Gülsoy.
Belki kendi öznellığim ve önceden ya-
pılmış seçunlenm dogrultusunda kurdu-
ğum öykü dünyamla daha sıcak ılışkıler
kuran öykûleri ve öykücüleri seçmiş ol-
duğumu belirtmek zonındayım. Sonun-
da, yıl sonlanndayapılan toplu değerlen-
dırmelerin taşıyacağı öznellikten kaçın-
mak olanaksız. Bu arada bazılanyla ya-
kınlık kuramadığuTi, bazılannı şimdilik
okuyamadığım, bazılannı okumayı seç-
tığım, belkı bazılaruıı da hıç okuyama-
yacağım bır dizı kitap daha yayımlandı.
Zengin bir biçim, dil, konu
Attilâ tlhan'ın Yengecm Kıskacı: Ah-
met Cemal'uı Dokunmak: Kirkor Cey-
han'ın Atuu Nalladı Felek Düştü Peşımı-
ze; JakSancak'ın Hayatm Bu Yakası, Ah-
met Ümit'uı Agathanın .Anahtan. Sev-
gj Özel'uı Bır Bulut Ayağıma Dolandı;
Ulviye Alpay'ın Mavı Bu" Merhaba; Fat-
ma Murat'ın Korkuyor Aşk, Nilüfer Ap-
kahn'uı Bıçak Sırtı; Ayda Erbal'ıfl 9B»'"
Kullanma Tarihı Geçmiş Aşklar, Asu-
man Ercan'ın Dolunay Yansırnalan: Mu-
zaffer tzgü'nün Herkese Bir Yastık; Pî-
raye Şengel'ın Masumıyetı Özlemıştim;
Karüı Karakaşta'nın Başka Dıllerin Şar-
kısı, İnci Gürbûzatik'in Iki Çırpı Kiraz
Kız; HüsnüA. Göksd'in Gümüş Kemer-
li Kız; Mustafa Kutiu'nun Hüzün ve Te-
sadüf; Hfiseyüı Akyüz'ün Bütün Düşle-
nm Akşamı; Nilûfer Güngörmüş'ün Bü-
yük A kitaplan, öykü dünyamızın ne den-
lı zengm btr bıçım, dil, konu uzamı ıçin-
de devındiğini gösteriyor. Bu toplamı
edebiyatımızın öteki alanlanyla karşı-
laştinnca, son yıllarda öykünün niçin bu
denlı sıcak bır ılgiyle izlendığini anlamak
da kolaylaşıyor.
Yaşar Miraç'ın 'Lazcaz' ve 'Deli Dumrul-San Yıldız'ı yayımlandı
Caz ritıııiiMİe Türk siîri
Kûltür Servisi - Yaşamını Almanya'da
sürdüren şaır Yaşar Miraç'ın 'Lazcaz* ve
'DeB Dumrul-San Yüdız' adlı iki yeni ki-
tabı yayımlandı. Uzun bır süreden sonra
Türkiye'de ilk kez kitap yayımlayan şair-
le şiirleri ve yem kitaplan üzerine konuş-
tuk
-'Lazcaz' Idtabnuzdabeceyitemelalan
bir tarz kuDanmışsuuz. Bundan bahseder
misiniz?
YAŞAR MİRAÇ - Karadeniz konuş-
masının ve ezgilerinin Amerika'daki caz
müziğiyle bır bağlantısı olduğunu dûşü-
nürdüm eskiden beri. Bizdeki tekrarve vur-
gular cazm bazı özelliklerine tekabül edi-
yor. Bu benzerliğe Karadeniz şh'esini ek-
leyince kafamda caz ritmınde Türk şiin
gıbi bır şey oluştu.
- 'Lazcaz 'da yer alan şiirlerinizde pott-
tikadan aşka, Karadeniz kızlanna kadar
birçok tema>iiştemişsüıiz. Bu kadar çeşit-
li konuyu bir araya getirmenizin amacı
neydi?
MİRAÇ - Burada öz olan benim bakış
açım. Şür okurlan, araşürmacılar, eleştır-
menler nasıl karşılayacak bilmiyonım
ama bana özgü bir şey ortaya koyduğu-
mu düşünüyorum. Lazcaz'dakl şiirlerin
bütününe baktığınız zaman ya ezgısiyle
ya dilıyle ya konusuyla yine Karadeniz'i
ele alan, oradan konulardandır. Biçim ola-
rak da kendıme özgü denemelerim var
orada.
KûMrd birildmi şiirine yanayor
-Ddi Dumrul-San Yddız adh khabnuz-
da da bir çeşitfuîk söz konusu. Osmanh Im-
paratorluğu dönemi, Atarürk, Orta Asya,
Şamanizm,yurtseveriik gibibirçok konu-
yu işteyen siirieriniz var bu tdtapta.
MİRAÇ - Elbette, benim kültürel biri-
kimimin şiinme yansunası lazım. Ben bir
şeyi nasıl düşünüyorsam, şiirim ondan
ayn olamaz. Türiaye'nin -bunu imüyaz an-
Iamında söylemiyorum- doğal tarihsel
özellıklennden dolayı özgün bır yapısı
alduğuna ınanıyorum. Bu özgünlüğün
hakkuu vermek lazım. Onun için de kül-
türel konularda tezlerimız olması lazun.
- Bu kitapta Tütiaye ve TürkJerfc ilgili
konularm dışında düm ada yaşanan olay-
lara da tepkiler. göndermeler var.
MİRAÇ -Dünyadakı olaylara karşı her
zaman tepkili oldum. Çeşitli yerlerinde-
ki haksızlıklarla ilgili şiirler yazdrm. Şu
andaJa olaylara da tepki duyuyorum. Şa-
ir olarak bir şeyi duyuyorsak yazmalıyız.
Tabıi bir şair her şey için yazar diye de bir
şey yok.
-Türidye,>'urtseverlik, Tflrk halknla ffl-
gili siirieriniz de yoğunlukta...
MİRAÇ -Eskiden beri yurtseveriik ko-
nusunu savunuyorum. Hk kez 1978 yılın-
da yurtla ilgili bir şür yayımlamıştım. O
zaman şairler daha çok başka konularla
ılgileniyorken ben yurt konusunu yeni bır
olaylara karşı her
zaman tepkili
oldum. Çeşitli
yerlerindeki
haksızlıklarla
ilgili şiirler
yazdım.
Şuandaki
olaylara da tepki
duyuyorum.
Şair olarak bir
şeyi duyuyorsak
yazmalıyız.
Tabii bir şair her
şey için yazar
diye de bir şey
yok.'
biçimde işlemiştim. Gerçek anlamda bır
sosyalist de toplumcu da yurtseverdir za-
ten. Bız sosyalizm diyorsak bunu Türki-
ye, insanlanmız için ıyı oldugu için söy-
iüyoruz. Bazı değerler belli eğilimleri
olan insanlarm malı değildir. Bunlar ger-
çekte Türkiye'yı seven, kendini bu halk-
tan hisseden insanlann ortak değerleri-
dir. Bu yüzden bunlann yazılması gere-
kir.
-Çıkardığuuz son iki kitap Türk edebi-
yat dünyasma bir döniiş mfi?
MİRAÇ- Şiir yazdım ama uzaktaydun
ve yollamadım. Bu, edebiyat dünyasından
uzak kaldığımı göstermez hiçbır zaman.
Almanya'da bir kitap yayımladım. Fakat
dergilerepekşiirgöndermedım. Şair ola-
rak kendüne göre huylanm var. Bunlan
kapns gibi görmemek lazım.
2000'de Galeri Nev'den
15. yüdönümü sergileri
Kültür ServBİ - Galeri Nev
1999-2000 sezonunu hem ken-
di bırikimini hem de Türkiye'de
çağdaş sanatın 50 yıllık biriki-
minı belgeleyen karma sergıler-
le sürdürüyor. Galeri Nev Anka-
ra'nın 2000 yılı ilk sergisı 7
Ocak'ta açılacak. Beden /ego /,
gövde / züun, nesne /özne başlı-
ğını taşıyan sergıde, Abidin Di-
no, Hakkı Anh, İnci E\iner, Ja-
ie Erzen. Fatma Tülin Öztürk,
Mithat Şen, Koray Ariş. Azade
Köker, Paul McMilkn ve Ani
Çeük Arwyan'ın yapıtlan yer
alacak.
Galeri Nev Istanbul'da 7
Ocak'ta açılacak olan nazar/ik-
tidar, estetik / şiddet,forum/tû-
j'erarşibaşlıkh senîide ıse Yük-
sel Arsian. Erdağ Aksd, Nazif
Topcuoğlu, HûseyinB.Alptekin,
HaleTengerve BülentŞangar' ın
yapıtlan ızleyıciye sunulacak.
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Teşekkürler,
Semiha Berksoy...
, Sevgili Semiha Berksoy,
' Bu, yann son bulacak olan yüzyılımızda kale-
me aldığım son yazı. Ve ben, bu yüzyılı size te-
şekkür ederek noktalamayı, böyle bir fırsatı bul-
muş olmayı, birzamanlarbu cumhuriyetin kuru-
cusunun, Mustafa Kemal adlı o mucizenin düş-
lediği ülke ve kendim adına büyük bir onur sayı-
yorum.
Dikkat ettiyseniz, "düşlediği" dedim; çünkü
siz, ilerleyen yaşınıza karşın o hiç yitirmediğiniz,
eşi az bulunurbir sanattutkunluğundan kaynak-
lanmagenç bilincinizle, 1923-1938 arasında, yal-
nızca on beş yıl gibi kısacık bir sürede tam ola-
rak gerçekleşmenin neredeyse eşiğine gelen o
düşün, daha sonra çok geniş ölçüde gerçekle-
şemeden kaldığını sanınm pek çok insandan da-
ha iyi bilmektesiniz.
Biliyorsunuz, çünkü sizin neredeyse bir asn
bulan yaşamınız da tümüyle o düşe adanmıştı.
Aradan geçen onca yıl boyunca sözünü etti-
ğim düşün silikleştirilmesı, bulandınlması, yozlaş-
tırılması, kimi zaman da unutturulması için bu ül-
kede her şey yapıldı. Ama siz, sevgili Semiha
Berksoy, siz bütün yaşamınızı bunlan reddetme-
ye adadınız. Vefasızlıklarla dolu bir ortamda ya-
pılması en güç olanı başararak, dört duvarınızın
arasında kendi sanat ortamınızı kurdunuz. Dü-
şüncelerin ve zevklerin giderek pespayeleştiği
bir iklimde siz, hep sanatın evreninde kalmayı, ba-
yağılığa hiç ödün vermemeyi yeğlediniz. Sade-
ce Türkiye'nin ilk opera sanatçısı olmanın onu-
ruyla yetinmeyip, yılların akışı içerisinde yaşamı-
nızın bütününü bir üsluba dönüştürdünüz. Öy-
le ki örneğin sırf yaptığınız resimleri görmek için
mekânınıza girenler, sizinle tanıştıktan sonra ço-
ğu kez resimlerinizde özel bir üslup aramanın
boşuna olacağına inandılar. Çünkü siz, sanatın
ta kendisiydiniz; üslup ise yaşamınızın yansıma-
sıydı, o kadar...
Şu anda odanızın sergilenmekte olduğu dün-
yaca ünlü müzenin, Bonn'daki Kunstmuse-
um'un müdürü Dieter Ronte, sizin için yazdığı
yazının bir yerindeşöylediyor "Semiha Berisoy'un
yarattığı, sanatçı ile eser arasında hiçbir aynm
tanımayan bir bütüncül sanat esehdir(Gesamt-
kunstwerk). Bütüncülsanat eserikavramı bugün
yine birrol oynayacaksa eğer, o zaman Semiha
Berksoy bu sanat görüşünün dahi bir temsilci-
sidir... Berksoy, resmigönjşleri, gelenek vealış-
kanlıklan sormuyor... Onunyaptığıher şey, birey-
selbir mitolojioluşturma anlamında kendiniara-
yışla eşanlamlı..."
Sevgili Semiha Berksoy, bu ülkenin kalemle-
rinden sizin için böyle yazılar çıkmadı. Ama siz
buna karşın ve ilerlemiş yaşınızla, dış dünyada
bir Türk sanatçısı olarak ülkenizi onurlandırmak-
tan vazgeçmediniz. Geçen yıl Robert Wilson'ın
Tne Days Before" adlı sahne eserinde VVagner
-'aryaları okudunuz. Amerika Birleşik Devletle-
ri'nde ve Avrupa ülkelerinde sahneye çıktınız. Al-
manya'dadavetli olarak resim sergileri açtnız. Bit-
mekte olan bu yıl aynı eserle Ispanya'ya ve Por-
tekiz'e gittiniz. Şimdi de evinizdeki "odanız", ya-
ni kutsal sanat mekanınız, Bonn'da sergilenmek-
te; bu oda daha sonra, yine sergilenmek üzere,
vlyana'ya gidecek...
Içine adım atabilmiş ender "seçilmişlerden"
biri olarak, o odayı yazabilmeyi çok isterdim.
Ama ne yazık ki yazının gücü bazen "ancakya-
şanabilir olan" karşısında sınırlanıyor! Öte yan-
dan şu sorunun ezikliğini de içimden atamıyorum:
Sizi neden Robert VVilson yerine biz sahneleri-
mizedavetetmedik? Resimlerinizi ilk sergileyen-
ler, neden biz olamadık? Odanızı neden kendi
insanlanmıza açamadık?
Evet, size binlerce teşekkürler, Semiha Berk-
soy! Ama bu kez kendim için. Çünkü sizi tanıdı-
ğım günden bu yana kendimi ne zaman yorgun
hissetsem, doksan yılı geride bırakmış o genç yü-
zünüzü düşlemek ya da görmek, gücümü taze-
lemek için yeterli oluyor.
Sizinle aynı çağı paylaşmış olmaktan gurur du-
yuyorum!
Fax: ahmetcemal<@ superonline.com
Acem20@hotmail.com
Fransız aktör Pierre Oementi
yaşamını yîtiPdî
• PARİS (AFP) - Fransız aktör Pierre Clementi,
Pans'te 57 yaşmda öldü. Son fılmı 'Marrakesh
Ekpresı'nde Kate VVinslet'le başrolü paylaşan aktör,
uzun zamandan beri karacığer kansenydı.
Bertolucci ve Vıscontı gıbı bu~çok ünlü yönetmenle
çaiışan Clemenö, birçok 'underground' filınde de
rol aldı.
IANTALYA (AA) - Yenı bır binyıla gırerken
televızyonlardan Internet'e, kıtaplardan gazetelere
kadar pek çok iletişim aracıyla duyunılan kıyamet
senaryolanna karşın, sanatçılar geleceğe umutla
bakmaya ve bu yönde mesajlar vermeye devam
ediyor. Tüm dünyada 2000 yılı sendromu
yaşanırken sanatçılar, umutsuzluklann bir kenara
bırakıhnası ve yeni binyılda dünyayı daha ıleriye
götünnek için herkesın bir arada çalışması
gerektiğıni belirten mesajlar yayunladılar. Dünyaca
ünlü blues ustası Boby Rush da 2000 yüının
felaketler getireceği ya da her şeyin yok olacağı gibi
spekülasyonlann gereksız olduğunu ve önemli
olanın dışandakı hesaplaşmalar yerine kendi
ıçimızde yapacağımız hesaplaşmalar olması
gerektığini belırtti.
SİNEMA- TARİH BULUŞMAS1NDA BUGÜN
• ALMAN KÜLTÜR MERKEZİnde saat 15.00'te
"ModeP, 17.00'de "Gerçekter KomisyoDiT
izlenebilir. (249 20 09)
• ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİnde saat 15.00
ve 19.00'da "Vatan ve Namık Kemal" gösterilıyor.
(251 56 00)
• LEVENT KÜLTÜR MERKEZİnde saat
14.00'te «DörtBöliim", 16.30'da "Hoşçakai Yann",
saat 19.00'da "Lotna", saat 21.30'da "Rüyalann
Kıa" yer alıyor. (0 212 325 72 88)
• BAHARİYE SİNEMASI'nda saat 14.00'te
"Tanık", 16.30'da "Uzman", 19.00'da "Volkan",
21.30'da "Tanık" izlenebilir. (0 216 414 35 05)